Aöf Dersleri Özetleri - Çıkmış Sorular - Sınav Soruları

AÖF Ders Özetleri Uygulamasına Hoş Geldiniz,Uygulamadan tam anlamıyla faydalanmak için üye olunuz.

Final İngilize 2 Final Ders Özeti


admin

Administrator
Yönetici
Admin
#1
ingilizce 2 final özetleri

ÜNİTE 6

IS THERE,ARE THERE@main street---ana cadde

@up right---yukarda sağda.

@over---üzerinde

@on---üstünde

IS---BU TEKİL KELİMELERE GELİR YANİ THERE İS,THİS İS

ARE---BU ÇOĞUL KELİMELERE GELİR YANİ THERE ARE THOSE ARE

ÖRNEK---Is there an internet cafe near here?-buraya yakın bir internet cafe var mı?-

burada Is there diye soruya başlamış.Demek ki nesnemiz tekil yani internet cafe ve bir tane internet cafe soruyor cafes deseydi

soru çoğul olurdu yada are there diye başlardı.

CEVAP---Yes,there is.There’s one on main street-oralarda bir ana caddede-

CEVAP---No,there isn’t one-hayır orada bir tane bile yok demek istiyor.-

ÖRNEK---Are there any cash machines near here?-buraya yakın hiç para makineleri var mı?-yani atm var mı demek istiyor-

CEVAP---Yes,there are.There are some outside the bank.-evet var.biraz git orada bankanın önünde.)

bu çoğul bir örnek nerden anlıyoruz.sorumuz ARE ile başlıyor ve machines geçiyor yani makineler.

*nesneler çoğul ise are tekil ise is. 's takısı olunca there are oluyor unutmayalım.

@behind---arkasında

@in front of---önünde

@next to---yanında

@between---arasında

@inside---içinde

@outside---dışında

@On first street---ilk sokakta

@on the corner of main and first-ilk ana köşenin ana caddeye dönen tarafı yani ana yol ile ilk yolu birleştiriyor

@across(the street)from opposite---kısacası karşı kaldırım :)

diğer bir konuda yine karşımıza CAN çıkıyor fakat bu sefer olay farklı.siz yolu kaybediyorsunuz başkasından yardım istiyorsunuz

yardım istediğiniz kişi de size yol tarifi yapıyor :)

-------istekte bulunma,ricada bulunma,yardım dileme cümleleri-----CAN,COULD

1)Can I help you?----yardım edebilir miyim?

2)Could you help me?---bana yardım eder misiniz?-burada daha kibar bir şekilde yardım istiyorsunuz :) )

yani could/can aynı şey ama could kibarlık ötesi :)

3)What can I do?-Ne yapabilirim?-

4)How can I help?-Nasıl yardımcı olabilirim?-

5)can you help me?-Bana yardım edebilirmisiniz-

6)can you tell me how to get to the aquarium?-Akvaryuma nasıl giderim bana anlatabilir misiniz?-

7)could you give me directions?-Bana yönleri verebilir misiniz?)

mesela---

ÖRNEK---excuse me.ıs there a mall around here?-afedersiniz.buralarda bir alışveriş merkezi var mı?-

---diğer yardım soruları

---I’m sorry?

---excuse me?

---did you say…?

---what did you say?

---how far-ne kadar uzaklıkta---

---how much-ne kadar-

@north---kuzey

@south---güney

@east---doğu

@west---batı

kitaptaki kelimelere KESİNLİKLE BAKIN!türkçeye çevirin.alıştırmaları türkçeye çevirerek çözmeye çalışın!!

SADECE BİR DUA :)

ÜNİTE 7

konumuz ”TO”

*aslında TO -mek,-mak anlamına geliyor.birde fillerin önüne to yazınca mek mak anlamına geliyor

to watch---izlemek

to see---görmek

to do---yapmak

şimdi to+fiili örneklere dökelim.kitap dökmüş aslında :)

ÖRNEK---I’m going to Puerto Rico-puerto rico’ya gidiyorum.

*eğer bir şeyi neden yaptığınızı açıklamak istiyorsanız to+fiili kullanırsınız İÇİN anlamına geliyor.

yukarıdaki örnekte ne diyor?puerto rico'ya gidiyorum demiş.gidiyor ama niçin gidiyor değil mi?yaniwhy?-neden?-yani neden

puerto rico'ya gidiyorsun?

CEVAP---I’m going to puerto rico to see my relatives-akrabalarımı görmek İÇİN puerto rico’ya gidiyorum-

TO---neden? sorusunun cevabıdır.şunun için,bunun için gibi.

ÖRNEK---I need to go shopping to get a suitcase.-Bir valiz almak İÇİN alışveriş yapmam gerekirneden

alışveriş yapması gerekiyor?çünkü valiz alması lazım yani valiz almak için

ÖRNEK---I have to go online to find a flight.-Uçak bileti bulmak için internete girmek zorundayımneden

internete girmesi gerekiyor?çünkü internetten online olarak uçak bileti alacak

görüyorsunuz ki TO fiilinin birden çok anlamı var :)

birde sıfat tamlamaları var daha doğrusu varmış :) kitabımızda bu kelimelerle sıfat tamlaması olduğunu vurgulamış-----

nice,easy,good,expensive

SIFAT TAMLAMASI KALIBI---İT'S+SIFAT YADA IS İT+SIFAT

ÖRNEK---is it easy to find bargains online?-online ekonomik bilet bulmak kolay mıdır?-

ÖRNEK---IS IT expensive to fly?-uçmak pahalı mıdır?-

---DİĞER ÖRNEKLER

1-Is it hard to get a visa?-bir vize almak zor mudur?-

2-Is it safe to pay online with a credit card?-bir kredi kartı ile online para ödemek güvenli midir?-

3-ls it safe to carry a lot of cash?-çok para taşımak güvenli midir?-

4-Is it necessary to know the language?-Dil bilmek gerekli midir?-

bu örneklerde hangi kural var?------------Is It+sıfat+to+fiil

bir diğer konu---SHOULD--- -MELİ,-MALI

*geniş zaman kullanılır.herşey yalındır.herşey sadedir.'s takısı ,ed,ing,I'm,is,are kesinlikle YOK!

*sould---türkçedeki gereklilik kipidir. OLUMSUZU----shouldn't

*SORUDA---should başa gelir.

---ÖRNEKLER

1-What should I take?-ne almalıyım?-

CEVAP-- You should take a hat.-bir şapka almalısın-

CEVAP--You shouldn't take high heels.-yüksek topuklu ayakkabı almamalısın.

---burada yine could var aslında can ile aynı anlama geliyor fakat burada could+fiil kalıbı öneri yani meli,malı anlamına geliyor

ÖRNEK---You could borrow your dad’s hat-babanın şapkasını ödünç alabilirsin-

---need to=gerekir demek.need ve to birbirinden ayrılmaz

ÖRNEK---You need to have warm clothes-ılık kıyafetlere sahip olman gerekir---

---diğer öneriler

*do you want to

*why don’t you*it’s a good idea to

ÖRNEK---Do you want to pack some other shoes?-diğer ayakkabı paketlerini ister misin?-

ÖRNEK---Why don’t you take a hat?-Niçin bir şapka almıyorsun?-

ÖRNEK---It’s a good idea to pack a jacket.-bir ceket paketi iyi bir fikirdirzorla

bir öneri sunmak istersen TAKE fiilini kullan

ÖRNEK---take a flashlight-bir el feneri al-

*don't forget to---unutma demek bu bir öneridirÖRNEK---don't forget to pack some batteries-bazı pil paketlerini götürmeyi

unutma-

*daha kibar öneriler içinÖRNEK---I think you should take a lot of sunscreen-sanırım,bir çok güneş koruyucusu almalısınÖRNEK---

Maybe you should take a lot of clothes-belki çok kıyafetler almalısınişimize

gelen cevaplar :)

@Thats a great idea-bu harika bir fikir@I’d love to-sevdim/çok sevdim

@That sounds great-bu harika gibi-

-işimize gelmeyen cevaplar

@I guess we could,but-sanırım yapabiliriz ama@Maybe-belki

@I dont know-bilmiyorum

@I’d like to,but-sevdim,ama

birşeyden emin değilsen o konu hakkında kesin birşey bilmiyorsan----I guess kullan(sanırım)

kitaptaki örnekleri türkçeye çevirip çözün,kelimeleri türkçeye çevirin kelime ezberi şart!!!

SADECE BİR DUA :)

ÜNİTE 8

---WHOSE-kimin? demek.

whose sorusu iyelik zamirleri ile kullanılır

---işte iyelik/sahiplik zamirleri

I(ben)---------------Mine(benimki)

You(sen)-----------Yours(seninki)

You(siz)------------Yours(sizinki)

We(biz)------------Ours(bizimki)

They(onlar)--------Theirs(onlarınki)

He(o,erkek)--------His(onunki)

She(o,kız)----------Hers(onunki)

It(o)-----------------Its(onunki)

---ÖRNEKLER

SORU----Whose jewelry is this?-Bu mücevher kimin?-

CEVAP---They’re your earrings-onlar senin mücevherlerin-

DİĞER CEVAP---They’re yours.-onlar seninkiaradaki

farkı görüyorsunuz değil mi? :)

ÖRNEK---It’s my stuff(o benim eşyam)

It’s mine.(o benimki)

ÖRNEK---They’re your shoes(onlar senin ayakkabıların)

They’re yours(onlar seninki)

ÖRNEK---It’s her dress(o elbise onun)

It’s hers.(o onunki yani elbise onunki)

ÖRNEK---They’re our photos(onlar bizim fotoğraflarımız)

They’re ours.(onlar bizimki)

ÖRNEK---Where do you keep your photos?-fotolarını nerede tutarsın?-

CEVAP---Well,I keep mine in a box under my bed.(şey,benimkileri yatağımın altındaki kutunun içinde tutarım-

---diğer bir konu evimizdeki nesneler ve sıfatların anlamlı bir şekilde dizilişi

@On---üzerinde

@in---içinde

@under---altında

@dresser---şifonyer

@drawer---çekmece

@be---yatak

@bedroom---yatak odası

@nightstand---komidin

@carpet---halı

@bathroom---banyo

@sink---lavabo

@bathtub---küvet

@mirror---ayna

@shower---duş

@living room---oturma odası

@armchair---koltuk

@cushion---minder

@coffee table---oturma odası sehpası

@end table---köşe sehpası

@kitchen---mutfak

@faucet---musluk

@dishwasher---bulaşık makinesi

@microwave---mikrodalga fırın

@cabinet---raflı dolap

@stove---ocak

@oven---fırın

@rug---halı

*ONE---OLAN anlamına gelir.Çoğul olanı ONES---olanlar.bunu peki nasıl kullanacağız?

şurada kısa olanlar,buradaki renkli olanlar gibi.nesne adının yerine kullanılır.

mesela karşıdaki koltuk yerine şu karşıda olan diyor.

---ÖRNEKLER1-I like the blue rug-mavi halıyı beğendimhalıyı

söylemiyoruz-----I like the blue one-mavi olanı beğendim-

2-I like the red one.-kırmızı olanı beğendim-

3-I like the blue one in the middle-ortadaki mavi olanı beğendim-

*bu tür sıfat sıralamasında soru sorarken WHİCH kelimesini söyleriz yani which---hangisi? demek.

---ÖRNEKLER

1-I like the green rug.Which one do you like?-ben yeşil halıyı beğendim.Sen hangisini beğendin?-

CEVAP---I like the blue one in the middle-ortadaki mavi olanı beğendim---

*birde bunun çoğulu vardı ONES yani olanları demek.

---ÖRNEKLER

1-Those speakers are cool.Which ONES do you like?The silver ONES?-şu hoparlörler müthiş.Sen hangilerini begedin?gümüş

olanları mı?-

CEVAP---I like the blue ONE in the middle-ben ortadaki mavi olanı beğedim-

*sıfatların doğru sıralanması(bunu bende anlamamıştım :) )

---sıfat+isimÖRNEK---It’s a beatiful rug-o güzel bir halı-

---işte doğru sıfat sıralaması1-opinion(görüş yada fikir)--------------beatiful/nice/cute/awful gibi.yani güzel,hoş gibi

2-size(boyut)---------big/small/little yani büyük,küçük,az gibi

3-color(renk)

4-shape(şekil)--------yuvarlak,kare,dikdörtgen gibi(round,square,rectangular)

5-nationality(ne malı mesela türk malı gibi)-----türk,alman,çin malı gibi

6-material(hangi maddelerden yapılmış)---------wool,silk,wooden,plastic(yün,ipek,ahşap,plastik)

diğer bir konumuz ile nasıl kibar soru sorabiliriz yada nasıl kibar şekilde birşey isteyebiliriz?

-birşeyi kendin yapmak istiyorsan---------------would you mind if(eğer sakıncası yoksa)

---ÖRNEKLER

1-would you mind if I open the window? -eğer sakıncası yoksa pencereyi açabilir miyim- *yine aynı anlama gelen-------do you

mind if

2-do you mind if I open the window?(Eğer pencereyi açarsam bir sakıncası olur mu?-

*karşı tarafa birşey yaptırmak istiyorsan------------would you mind+fiil+ing takısı

burada if yazılmıyor.-ing takısı kafanızı karıştırmasın eğer cümlede if yoksa ve fiilde -ing takısı varsa karşı tarafa birşey yaptırmak

istiyorsunuz anlamına gelir

---ÖRNEKLER

1-would you mind opening the window?-sakıncası yoksa pencereyi açar mısın?-

2-would you mind helping me?-sakıncası yoksa bana yardım eder misin?-

--- WOULD YOU MİND İF use your phone?-eğer telefonunu kullanırsam sakıncası olur mu?-

---WOULD YOU MİND making some coffee?-sakıncası yoksa biraz kahve yapar mısın?-

aradaki farkı gördünüz değil mi?umarım anlamışınızdır :)

---olumlu kibar cevaplar

yes

sure(tabi ki)

go(right) ahead(buyrun)

OK

no problem (sorun değil)

---olumsuz gibi görünen aslında olumlu olanlar kibar cevaplar

No,go(right)ahead(hayır,buyrun)

No,not all all(hayır,hiçte önemli değil)

No,of course not(hayır,elbette değil)

No,not at all(hayır,birşey değil)

Oh,no.No problem(hayır.hayır sorun degil.)

kitaptaki alıştırmaları türkçeye çevirerek çözün ve kitaptaki kelimeleri türkçeye çevirerek birkaç tanesini ezberleyinkelime ezberi

olmadan olmaz!!!SADECE BİR DUA :)

ÜNİTE 9

ŞİMDİKİ ZAMANIN HİKAYESİ------ -YORDU EKİ

*Geçmiş zamanda was vardı hatırladınız mı?cümlede fiil yoksa was yazıyorduk. ama bunda fiil var.birbirine karıştırmamanız için

de fiile -ing takısı takıyoruz :)

KALIP---I/She/He/İt+was+fiil+ing

You/We/They+fiil+ing işte bu kadar :)

---ÖRNEKLER

1-I was eating food-yemek yi-yor-du-m

2-You were sleeping-sen uyuyordun----uyu-yor-du-n

3-We were watching tv-tv izliyorduk

4-They were reading a book-onlar bir kitap okuyordu

5-He was swiming-o yüzüyordu

6-She was cleaning her room-o odasını temizliyordu-

OLUMSUZU---WASN’T,WEREN’T

SORULAR---WAS,WERE ile başlar---NEGATİF ÖRNEKLER

1-I wasn't eating food-yemek yemiyordum

2-You weren't sleeping-sen uyumuyordun

3-We weren't watching tv-tv izlemiyorduk

4-They weren't reading a book-onlar bir kitap okumuyordu

5-He wasn't swiming-o yüzmüyordu

6-She wasn't cleaning her room-o odasını temizlemiyordu

cümlede hem bu zaman hem -di li geçmiş zaman aynu anda kullanılabilir.nasıl mı?

ÖRNEK---I was talking to a woman,and I missed my stop.I wasn' t paying attention

-Bir kadınla konuşuyordum,ve durağımı kaçırdım.Dikkat etmiyordumÖRNEK---

We were trying to look cool,and we walked into a glass door.We weren't looking.

-Biz müthiş bakmayı deniyorduk,ve bir cam kapı içine yürüdük.Bakmıyordukdiğer

konu------aksilikler ve organlarımızın isimleri

@head---baş

@eye---göz

@face---yüz

@nose---burun

@neck---boyun

@hand---el

@wrist---bilek

@chest---göğüs

@back---sırt

@hip---kalça

@knee---diz

@leg---bacak

@ankle---ayak bileği

@foot---ayak

@toe---ayak parmakları

@arm---kol

@shoulder---omuz

@elbow---dirsek

@thumb---baş parmak

@finger---parmak--- ÖRNEKLER

1-I broke my arm-kolumu kırdım

2-I got a black eye-siyah göze sahibim-

3-I sprained my ankle-ayak bileğimi burktum-

4-I cut my finger-parmağımı kestim-

5-I hurt my back-sırtımı incittimbakın

burada hep -di li geçmiş zaman var.yaşadığı aksilikleri anlatırken geçmiş zamanı kullanıyor.ve fiil 2.haldetabi bu DİD için

geçerli.

*diğer konu---dönüşlülük zamirleri

I(ben)--------Myself(kendim)

You(sen)-----Yourself(kendin)

You(siz)------Yourselves(kendiniz)

We(biz)------Ourselves(kendimiz)

They(onlar)-----Themselves(kendileri)

He(o)---------Himself(kendisi)

She(o)--------Herself(kendisi)

It(o)-----------Itself(kendisi)

@by myself---kendi kendime

@by yourself---kendi kendine

@by herself----kendi kendine

@by ourselves---kendi kendimize

diğer konumuz----I BET/İDDİA EDİYORUM YADA EMİNİM

---ÖRNEKLER

1-I served dinner-akşam yemeği servis ettim-

I bet no one even noticed-eminim ki hiçkimse onu fark bile etmedi-

2-I bet you were surprised-eminim ki sen şaşırdın-

3-I bet your mom likes that-eminim annen onu sever-

---bunu da kitap not olarak geçmiş

---when/while------zaman/iken/dığında.şimdiki zamanın hikayesi gibidir.

---ÖRNEKLER

1-I saw Ali when I watch tv----tv izlediğimde Ali'yi gördüm

2-I went to London WHEN I was 5 years old.---5 yaşında iken Londra'ya gittim.

kitaptaki alıştırmaları türkçeye çevirerek çözün,kitaptaki kelimeleri türkçeye çevirerek önemli olanları ezberlemeye

çalışın!!!kelime ezberi şart!!!SADECE BİR DUA :)

ÜNİTE 10

iletişim ve karşılaştırmalı sıfatlar"THAN"(den,dan)

@Communication----iletişim

@text messaging---kısa mesaj

@instant messaging---anlık mesajlaşma(face,msn,skype)

@write letters------mektup yazmak

---How do you keep in touch with people-insanlar ile iletişimi nasıl sağlarsın?

----karşılaştırmalı sıfatlar----

*karşılaştırmalı sıfatlar -er ve THAN ile yapılır.

*yani sıfatların sonuna -er takısı takıp yanına THAN yazacağız

KALIP---sıfat+er+than

*türkçede den,dan ve daha anlamına geliyor.

yani ayşe aliden daha uzundur mehmet ahmetten daha zayıftır ali veliden daha zekidir gibi.

*Bu cümlelerde özne yada nesneye I'm,is,are ekleyeceğiz.

ÖRNEK---Mehmet is bigger than Ahmet-Mehmet ahmetten daha büyüktür.

*yani iki şeyi birbiriyle kıyaslıyorsunuz,karşılaştırıyorsunuz oda -er,than ile yapılıyor.o zaman şöyle diyelim

----nesne/özne + m/is/are + sıfat + er + than

ÖRNEK---E mail is quicker than regular mail.It's easier,too

-E mail düzenli mailden daha hızlıdır.O çok daha kolaydır

-than=den anlamına geliyor -er=daha anlamına geliyor

----birde bunlar ile çok,az kavramını kullanıyoruz yani daha çok,daha az gibi.

ÖRNEK-more+sıfat------daha çok

1-Letters are more personal than e-mail-Mektuplar e-mailden daha çok özeldir

-mektupların e-mailden daha çok özel olduğunu vurguluyor.

ÖRNEK-less+sıfat--------daha az

1-Video conferances are less than regular phone calls.

-video koferansları düzenli telefon görüşmelerinden daha azdır-demek ki daha çok telefonla iletişim kuruyoruz.

----bir şeye daha kötü daha iyi demek istiyorsanız better,worse kelimesini kullanırız

@better----daha iyi

ÖRNEK---Webcams are better than regylar phone calls

-Web kameraları düzenli telefon görüşmelerinden daha iyidir-Webcamda hem konuşuyoruz hem birbirimizi görüyoruz o yüzden

telefon yerine webcam daha iyi hemde kontör(tl) gitmiyor :)))

@worse---daha kötü

ÖRNEK---Spam is worse than regular junk mail-Spam,önemsiz maillerden daha kötüdürşöyle

düşünün bilgisayarınızda virüs mü olsa daha iyi olur yoksa gereksiz reklam mailleri mi olsa iyi olur?cevap belli zaten :)

---sayılabilen ve sayılamayan isimler

1-Sayılmayan isimlere KESİNLİKLE ÇOĞUL EKİ TAKMIYORUZ

2-sayılamayan isimlerle sadece miktar zarflarını kullanabiliriz---biraz,az,çok,biraz gibi.

3-kesinlikle sayılamayan isim çoğul olmuyor.DAİMA TEKİLDİR.

----sayılamayan isimlere örnek verelim

1-süt(milk)---süt sayılır mı?yani 2 süt 5 süt diyebilir miyiz?süt zaten sıvı içecek nasıl sayacağız :) ama şunu diyebiliriz---bir bardak

süt,bir kutu süt,biraz süt.

2-zaman(time)---zaman sayılır mı?2 zaman 3 zaman diyebilir miyiz?elimize alıp 5 tane zamanım var diyebiliyor muyuz?demek ki

zaman sayılamıyormuş.

3-su(water)---süt ile aynı

4-çorba(soup),meyve suyu,kahve(coffee),soda,çay kısacası tüm içecekler SAYILAMAZ İSİMDİR.

5-para(money)---para sayılmaz yani benim 5 param var 3 param var diyemeyiz onun yerine 10 tl 50 tl var diyebiliriz yani miktarını

sayarsın ama kendisini sayamazsın

6-müzik(music)---sana 5 tane müzik vereyim diyemeyiz yada 5 tane müzik satın aldım diyemeyiz.mantığa aykırı :)

7-ekmek(bread)--biz 5 tane ekmek 2 tane ekmek diyoruz ama ingilizler biraz somun ekmek,2 dilim ekmek diyor.kısacası ekmeği

de saymıyoruz.ingilizcede mantık aramak bir yere kadar :)

8-kumaş(clothes)---5 kumaş 3 kumaş diyemeyiz.5 metre kumaş,3 metre kumaş deriz.

9-peynir(cheese)---bana şuradan 3 peynir versene diyebilir miyiz?diyemeyiz :)onun yerine bana şuradan 3 dilim peynir verebilir

misin dememiz gerekiyor(muş)

---sayılabilen isimler açıklama ve örnek

*sayılabilen isimlerin başına AN,A gelir.

*ismimiz ünlü harf ile başlıyorsa AN-----AN umbrella

*ismimiz ünsüz harf ile başlıyorsa A yazarız.---A pencil

*sayılabilen isimler sayıldığından dolayı ÇOĞULDUR.

----SOME kelimesi.sayılamayan isimlerde BİRAZ sayılabilen isimlerde BİRKAÇ anlamındadır.

*isimlerin başına önce sayı gelir sonra isimleri yazarız.3 kalem,5 bardak gibi.

*Sayılamayan isimlerde a lot of---AZ sayılabilen isimlerde a lot of---BİRSÜRÜ anlamında.

@more---daha çok

@fewer---daha az (sayılabilen)

@less---daha az (sayılamayan)

---MORE---hem sayılabilen hem sayılamayan isimlere de gelebilir.

---ÖRNEK

1-I get more calls than you (do)-senden daha fazla arama yaptımkaç

kere aradığınızı sayabilirsiniz.telefonumuzda bile 1 cevapsız arama diyor değil mi?

2-I spend more time on the phone-telefonda daha fazla zaman harcarım-kesinlike sayılamaz.neden?

çünkü telefonda 5 zaman harcadım diyemeyiz.zaman sayılmaz.

---FEWER---DAHA ÇOK SAYILABİLEN İSİMLERDE KULLANILIR---daha az anlamında.

1-You get fewer calls than I (do)--benden daha az aradın--sayılabilir.önceki örneğimizde olduğu gibi aramalar sayılabilir.sen 5

kere aramışsındır karşıdaki kişi 8 kere aramıştır.

---sayılabilen isimlerde nesnelerde hep 's takısı var.

---LESS--SAYILAMAYAN İSİMLERDE KULLANILIR---daha az anlamında

1-You spend less time on the phone--telefonda daha az zaman harcarsın-zaman sayılamaz.telefonda 2 zaman harcarsın

diyemeyiz.

---kısacası nesne çoğul değilse ve less yazıyorsa o isim sayılamaznesne çoğul ise fewer geçiyorsa bu isim sayılabilir---bu kurallar

fiiller içinde geçerlidir.

1-She talks more than he does--ondan(erkek)daha fazla konuşur(kız)-

2-He talks less than she does-ondan(kızdan)daha az konuşur(erkek)-

---diğer bir konumuz----What were you saying?-----Ne söylüyordun?

---görüşme de hangi kelimeleri kullanırız?

@just a minute-sadece bir dakika-

@Excuse me just a second-afedersiniz sadece bir saniye-

@I am sorry hold on a second-üzgünüm bir saniye bekle-

@Could/can you hold on a second-Bir saniye bekleyebilir misin?-kibar hali

---konuşmayı kaldığı yerden devam ettiren kelimeler

@what were you saying-Ne söylüyordun-

@you were saying- ne diyordun?-

@where were we-nerde kaldık?-

@what were we talking about-ne hakkında konuşuyorduk?-

@just a minute-sadece bir dakika-

@I was just calling to ask-sadece soru sormak için arıyordum-

@I just need to swich phone-sadece telefonu değiştirmem gerekkitaptaki

alıştırmaları kesinlikle türkçeye çevirerek çözmeye çalışın.kitaptaki kelimeleri türkçeye çevirerek önemli olanları

ezberlemeye çalışın kelime bilgisi şart!!!!

SADECE BİR DUA :)

-----------------------------ÜNİTE 11-------------------------------

aile özellikleri sanırım insanların şekilleri,yapısı

@twin---ikiz@identical twins---tek yumurta ikizi

A---What does your twin sister look like?Do you look alike?I mean,are you identical twins?

-kız kardeşin nasıl gözüküyor?(dış görünüşü nasıl demek istiyor şeklini şemalini soruyor yani uzun mu kısa mı şişman mı zayıf mı

gibi)sana benziyor mu?yani tek yumurta ikizi misiniz?-

B---No,we look totally different.Ayşe's a lot taller than me.She takes after my dad.

-Hayır,biz tamamen farklı görünürüz.Ayşe benden daha çok uzundur.O,babamdan sonra böyle uzundur-

A---How tall is she?-o ne kadar uzun?-

? B---six three.(six olan şöyle hesaplanıyor 1 foot=30,48 6 foot=182,88 ve 3 olan ise 1 inç 2,54 cm yani 3 inç=7,62

182,88+7,62=190,5 demek boyu 1.90 :D

? A---Six foot three. I'm serious.(boyu 1.90 ciddiyim)

B---No kidding!So does she have curly black hair like you?

-şaka yapıyorsun.Peki saçları nasıl kıvırcık siyah mı?-

A---No,she's got straight blond hair and blue eyes.And she's thinner than me,too.I mean,she's really skinny.

-hayır,o düz sarı saçlı ve mavi gözlere sahiptir.Ve benden de daha incedir-Yani,o gerçekten sıskadır.

B-She sounds like a model-O bir manken gibi görünüyor-

A---Actually,she is amodel!(aslında,o bir manken)

---diğer konu---HAVE GOT/HAS GOT----SAHİP OLMAK DEMEK

özne+have/has+got bu kadar

---insanların şekil özelliklerini öğrenmek için nasıl sorular sorarız?

ÖRNEK---What does Hayley look like?-hayley nasıl gözükür?-yani nasıl bir fiziğe sahip diyor.

CEVAP---She's tall and thin-o uzun ce incedirÖRNEK---

Who does she look like?-o kim gibi gözükür?-yani bu özelliği ile kime çekmiş diyor-

CEVAP---She looks like her father-o babası gibi gözükür-yani babasına benziyormuş.

SORU---How tall is her father?-onun babası ne kadar uzunluktadır?-

-He's six(foot)seven(inches tall).He's two meters five.(2 metre 5 cm yok artık :)) )

SORU---Do Hayley and Heather look alike?-hayley ile heather birbirine benzer mi?-(ikiz mi?)

CEVAP---No, they look totally different-hayır,onlar tamamen farklı gözükürler-

SORU---What color is Hayley's hair?-hayley'in saçı hangi renk?-

CEVAP---It's blond-saçı sarı renk-

SORU---Does she have curly hair?-onun kıvırcık saçı var mı?-

CEVAP---No,she has straight hair-hayır,onun saçı düz-

---neye göre have got neye göre has got diyoruz yazalım.

I/You/We/They-------------------HAVE+GOT

She/He/It--------------------------HAS+GOT

---örnek verelim

ÖRNEK---Who's got yani who has got demek istiyor.

Who's got curly hair?-kim kıvırcık saçlara sahiptir?-who's=who has yani she,he,it

He's got blond hair.-o kıvırcık saça sahiptir-

OLUMSUZU-----HAVEN'T GOT,HASN'T GOT.

---KİTABIMIZ ŞÖYLE BİR NOT DÜŞMÜŞ

---What's she like? ile What kind of person is she? bunları ASLA KARIŞTIRMAYIN diyor neden?

biri fiziksel özelliğini soruyor yani ilk soru-o nasıl gözükür/fiziki nasıldırikinci

soru ise o ne tür bir insandır yani karakteri nasıldır?iyi mi dürüst mü asabi mi anlamında.

---What does she look like?-o ne gibi görünür?-fiziki nasıldır?

---diğer konumuz yüzümüzün özellikleri,yüz şeklimiz.bakalım yüzümüzde neler varmış :)

@beard---sakal

@mustache---bıyık

@pierced ears---kulak delikleri

@shave---tıraş olmak

@head---baş kafa

@bald---keltoş :))

@braces---diş teli

@long fingernails---uzun tırnaklar

@ponytail---at kuyruğu(saç)

@freckles---çiller

@cornrows---afrika saç şekli

@muscular---kol kasları

@glasses----gözlüklü

@braids---saç örgüleri

@spiked hair---kirpi modeli saç-ergenus saçı :))

---diğer konumuz---fiil ifadeleri ve edatlar

---edatlar------by,with,in ayrıca cümlede geçen fiillere -ing takısı takacağız yani cümlede hem -ing fiil hem edat

olacak(in,by,with).önce edat yazılıp sonra betimleme yapacağız(with long hair-uzun saçlı gibi.)---İNSANLARIN FİZİKSEL

ÖZELLİKLERİNİ SÖYLERKEN EĞER CÜMLEDE FİİL+İNG VARSA FİİLDEN SONRA EDATI YAZIYORUZ (STAND+İNG BY)---EĞER CÜMLEDE

FİİL YOKSA BETİMLEMEMİZİ SIFAT İLE YAPACAKSAK ÖNCE EDAT SONRA SIFATIMIZI YAZIYORUZ(WİTH LONG HAİR)---BY---- burada

YANINDA anlamına geliyor @the by---nın yanında

ÖRNEK---She's the woman standing by the table-o masanın yanında dikilen kadın.

She's the woman wearing black pants-o siyah pantolon giyen kadın

---sanırım burada -ing----- en,an anlamına geliyor.giyen,dikilen,duran gibi.

---birde one,ones vardı hatırladınız mı?olan,olanlar anlamına geliyordu.şu ortadaki mavi olan gibi aslında halıyı yada başka birşeyi

kasdediyordur ama nesneyi söylemiyor nesne yerine one ve ones deniyor işte burda yine karşımıza çıktı.

---demin ki örneğimizde by vardı yani yanında demek bunun yanında with ve in kelimeleri de var.normalde with---ile,birlikte

anlamına gelirken burada -lı,li,lu,lü anlamına geliyor yani bir şeyi betimliyorsak eğer with kelimesinide kullanıyoruz

---in kelimesi de lı,li,lu,lü anlamına geliyor.şimdi örneklerde daha iyi anlayacağız

ONE---ÖRNEK---OLAN1-She's the one by the table-O masanın yanındaki olan-

2-She's the one with the long hair-o uzun saçlı olan-

3-she's the one in the black shirt-o siyah tişörtlü olan-

---diğer öğrenmemiz gereken şey---you mean---kasdettiğin,demek istediğin,yani anlamına gelir.

---ÖRNEKLERE DEVAM EDELİM

1-which one is your roommate?-oda arkadaşın olan hangisi?-

cevap---the woman with the long hair-şu uzun saçlı kadın-

2-Who's the guy talking to Rosa's roommate?-rosanın oda arkadaşıyla konuşan adam kim?-

cevap---with the yellow pants?that's her brother-sarı pantolonlu mu?onun erkek kardeşi-

---bir soru sorarsın bir kişi hakkında birşey söylersin yada bir kişinin özelliklerini söylersin bu kişi kim olabilir diye sorarsın yada

onlar hangisi olabilir sana hangisini çağrıştırıyor deriz değil mi?işte onun ingilizce anlamı şu---what do you call them?-onlar

hangisini çağrıştırır? yada onlar hangisi olabilir?-demek

---what do you call it?-o ne olabilir?-

-do you mean?-demek istediğin,yada biliyor musun?anlamına gelir mesela demek istediğin kırmızı tişörtlü mü?-

--şimdi sıradaki konumuz tarihlere göre saç stilleri kim hangi yıllarda hangi saç stilini uyguluyor?

@speaked hair---kirpi modelli saç

@bleached hair---ağarmış,beyazlamış saç

@bangs---kaküllü saç

---1950lerde------Ducktail----yani saçın ön tarafı kabarık ve uzun sen onu arkaya doğru tarıyorsun aynı elvis presley gibi :)

---pompadur-----saçın ön tarafını uzatıp,jöle ile kaldırıp geriye doğru taramayla elde edilen kabarık saç şekli.

---1960larda---hippie look---hippilerin yaptığı saç şekli.uzun saç ve hani bildiğin saç bandları olur ya onu kafana değil alnına

takıyorsun böyla başında yuvarlak florasan gibi duruyor işte o şekil :)

afro---afrikalı vatandaşların bonus kıvırcık saç şekli böyle koyunların yünleri nasıl kabarık ce kıvırcık oluyor işte o tarz saç şekli

:)))))

---perms---perma yani saçı kıvırcık yapıyorsun.

-1970lerde---spiky---tüm saçlarını havaya dikiyorsun uzun olsa bile bildiğin insan şeklinde kirpi oluyorsun saçlarının yanlarını

kazıtıyorsun ortada kalan saçları havaya dikiyorsun :)

---big hair---kabarık saç tarakla saçlarını aşağıdan yukarıya doğru çekiyorsun

1980lerde---long curly---kıvırcık saç

---french braids---fransız saç örgüsü.balıksırtı demek istiyor.

---mullet---uzun saçların var fakat saçının orta kısmını çok kısaltıyorsun ve saçının orta kısmı kısa ve kabarık oluyor

---1990larda---dyed---boyalı saçlar.

kitaptaki kelimeleri türkçeye çevirip inceleyin,alıştırmaları türkçeye çevirip çözmeye çalışın.kelime ezberi olmadan sınava

hazırlanmak olmaz!!!SADECE BİRAZ DUA :)

-----------------------------ÜNİTE 12---------------------------

---Gelecek zaman ama kesin olmayan plansız gelecek zaman---WİLL

---Biliyorsunuz önceki ünitelerimizde gelecek zaman olan going to yu görmüştük fakat o kesin planlı bir zamandı yani örneğin

yarın sinemaya gidecek bu kesin.Fakat will de bu kesin değil ister gider ister gitmez.

---What is next?---Gelecek nedir?-

---What are your plans for next year?-Gelecek yıl için planlarınız var mı?-

---WELL kelimesi genellikle sohbet edilirken kullanılıyor bizde bunun yerine hm,şey,eee diyoruz.

---MİGHT---BELKİ demek.

---MAY---ihtimal,olasılık durumlarında kullanılır.-e bilmek -a bilmek anlamına da gelir.

---bu ünitede hem going to var hemde will var dediğim gibi ikisi de gelecek zaman fakat going to planlı yani yapılacak şey

kesindir.bir yere gidilecekse ve going to kullanılıyorsa kesin gidecek anlamındadır.

---might ve may ihtimal,olasılık durumlarında kullanıldığı için WİLL ile aynı anlama gelir.çünkü will kesin

değildir.plansızdır.örneğin ali 3 ay sonra tatile gidecek değil mi?bu sadece bir ihtimal belki gitmekten vazgeçecek yada bir işi

çıkacak tatile gidemeyecek.yani going to kesin,will kesin değildir.

---might=may=will üçüde aynı anlamda kullanılabilir.

---be able to kalıbı---

*can,could vardı hatırladınız mı? -e bilmek anlamına geliyordu.Örneğin ben piyano çalabilirim gibi

işte be able to kalıbı da CAN,COULD yerine kullanılıyor. yani can-could-be able to aynı anlama geliyor.

---WİLL--- -ecek -acak

*cümlede yardımcı fiil yok(m,is,are)

KALIP---I/you/he/she/it/we/they+will yada won't+fiilin 1.hali

OLUMSUZU---WON'T

SORU---WİLL ile başlar

KISALTILMIŞ HALİ--- 'LL

--- ARTIK ÖRNEKLERE BAŞLAYALIM

1-It'will be expensive to travel around Europe.

-Avrupa çevresi tatil yapmak pahalı olacak-

2-The baby will keep us busy-bebek bizi meşgul tutacak yada meşgul edecek-

3-I'll be 65 in June-haziranda 65imde olacağım yada haziranda 65 yaşımda oalcağım---

4-It won't be easy to find a job.-iş bulmak kolay olmayacak---

---ŞİMDİ DE WİLL YERİNE MAY YADA MİGHT KELİMESİNİ KULLANALIM

1-I may go on for a master's degree-bir yüksek lisans için de gidebilirim-

2-I might not be able to afford it-onu göze alamayabilirimcümlede

hem might hemde be able to var might=will ile aynı can=be able to ile aynı anlama geliyor.

3-We'll probably take some time off from work

-muhtemelen/galiba biraz işten izin alacağım yani izne çıkacağım demek istiyor-

4-Maybe we'll move to Arizona-belki arizona'ya taşınacağız-

---birde I guess,I think vardır.bir şeyi tahmin ederken bu kelimeyi kullanırım-ikiside SANIRIM demektir.

---diğer konumuz JOBS yani işler---meslekler.

@firefighter---itfaiyeci

@paramedic---sağlık uzmanı,sağlık görevlisi

@journalist---gazeteci

@busines executive---iş adamı

@police officer---polis memuru

@sales representative---satış temsilcisi,pazarlamacı

@nurse---hemşire

@dentist---dişçi

@receptionist---resepsiyoner,danışma görevlisi

@letter carrier---postacı

@computer specialist---bilgisayar uzmanı

@business executive---iş adamı,yada memur

@carpenter-marangoz

@plumber---tesisatçı

@architect---mimar

---diğer bir konumuz gelecek zaman ifadeleri ile geniş zaman fiillerinin kullanımı

yani cümlede hem geniş zaman hem gelecek zaman olacak 2'si bir arada :)

---ayrınca geniş zaman,gelecek zamanı aynı cümlede kullanırken,geniş zamanlı kelimelerin başına

if(eğer),after(sonra),before(önce),when(iken,zaman)yazarız.yani geniş zaman için önce bu kelimeler ile cümleye başlarız.

---ÖRNEKLER

1-What are you going to do when you graduate?-mezun olduğunda ne yapacaksın?-

CEVAP---If I get good grades,I may go to law school.

-Eğer iyi bir derece alırsam,Hukuk okuluna gideceğim-

*bakın alırsam kelimesi geniş zamandır.Gideceğim kelimesi ise gelecek zamandır.

CEVAP---My parents will be disappointed if I don't go into law.

-Eğer hukuk okuluna gitmezsem,ailem hayalkırıklığına uğrayacak-

*don't go kelimesi geniş zamandır hem fiil yalın hemde DON'T kelimesi var uğrayacak kelimesi ise gelecek zaman

CEVAP---After I graduate,I'll be able to work in their firm.

-mezun olduktan sonra,onların da firmasında çalışabilirim-

CEVAP---I need to decide before I go home for the summer.

-Yazın da evime gitmeden önce karar vermem gerekecek-

*if,when,after,before ile cümle başlıyorsa,o cümle GENİŞ ZAMAN CÜMLESİDİR.

---diğer bir konumuz I'LL DRİVE---SÜRECEĞİM---yani ARABA KULLANACAĞIM demek.

SORU---Do you want me to drive this time-Bu kez araba kullanmamı ister misin?-

CEVAP---No,I'll drive.I wont drive too fast!-hayır,ben kullanacağım.çok hızlı sürmeyeceğim-

---ALL RİGHT---TAMAM,PEKİ,ANLAŞILDI anlamına gelir.Birde bunun yanında OK kelimesini kullanırız.

*karşınızdaki kişi ile ortak bir karar aldıysanız eğer ALL RİGHT yada OK dersiniz.

---What will life be like in the future---gelecekte hayat nasıl olacak?-