ÜNİTE 1
Türkiye'de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ve 1961 Anayasasının Temel Nitelikleri • İmparatorluk dönemindeki anayasal gelişmeler merkezi hükümetle ayan temsilcileri arasında 1808 yılında imzalanan Sened-i İttifak belgesi ile başlamıştır. Bu gelişmeyi 1839 yılında ilan olunan Tanzimat Fermanı, 1856 yılında Islahat Fermanı ve 1876 yılında yürürlü¤e giren ve ilk anayasamız olan Kanun-u Esasi izlemiştir. Milli Mücadele dönemini ve bu geçiş döneminin Anayasası olan 1921 Anayasası’nın kurdu¤u hükümet sisteminin özelli¤ini açıklayabilmek.
• Mondros Mütarekesi’ni izleyen dönemde Anadolu’da başlayan işgaller kısa bir süre sonra Müdafaa-i Hukuk hareketlerini doğurmuştur. Bu süreçte kurulan TBMM Hükümeti’nin dayandığı ilkeler 1921 Anayasası ile açıklığa kavuşturulmuştur. Bir geçiş
dönemi anayasası görünümündeki 1921 Anayasası, Anayasa Hukuku öğretisinde “Meclis Hükümeti” adıyla bilinen hükümet sistemini öngörmüştür. Anayasanın en önemli ve devrimci ilkesi, milli egemenlik ilkesidir. 1924 Anayasası’nın öngördüğü hükümet sisteminin genel yapısını ve uygulaması aşamasındaki demokrasi anlayışını belirleyebilmek.
• 1924 Anayasası ile meclis hükümeti ile parlamanter , hükümet arasında karma bir sistem kurulmuştur. Her iki sistemin özelliklerini bünyesinde barındıran melez bir hükümet modeli oluşturulmuştur.
• Anayasa hükümlerinin değiştirilmesi, olağan kanunların değiştirilmesine oranla daha zor koşullara bağlanmıştır. Ayrıca anayasanın hiçbir hükmünün hiçbir neden ve özür ile savsanamaması, işlerlikten alıkonamaması ve hiçbir kanunun anayasaya
aykırı olamaması öngörülerek, sert bir anayasa oluşturulmuştur.(1924)
• Anayasa demokratik bir öze sahip olmakla birlikte, çoğulcu demokrasi değil, çoğunlukçu bir demokrasi anlayışını yansıtmaktadır. Uygulamada, demokratik geleneklerin henüz sağlam biçimde yerleşmemiş olduğu bir ülkede bu anlayış ciddi sakıncalar da doğurmuştur. 1961 Anayasası’nın temel niteliklerini ve uygulanmasını açıklayabilmek.
• Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu demokrasi anlayışına geçilen 1961 Anayasasında bu yönde bazı ilkeler saptanmıştır;
- Anayasanın üstünlüğü ilkesi
- Kuvvetler ayrılığı ilkesi ve devlet iktidarının paylaşılması,
- Çoğulcu toplum yapısının geliştirilmesi,
- Temel hakların genişletilmesi ve güçlendirilmesi.
• 1961 Anayasası ile devletin toplumsal barışı ve adaleti sağlamak amacıyla ekonomik ve toplumsal yaşama müdahalesini ifade eden sosyal devlet ilkesi getirilmiştir.
• Anayasanın uygulanması sürecindeki en önemli dönemeç 12 Mart 1971 Askeri Müdahalesi olmuştur. Müdahaleyi izleyen dönemde getirilen ana değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz;
- Yürütme organı yasama ve yargı organlarına karşı güçlendirilmiştir.1971 12 MART DARBESİ (M)
- Temel hak ve özgürlükler sınırlandırılmıştır.
- Yargı denetimine sınırlamalar getirilmiştir.
================================================== ========
ÜNİTE 2
Milli Güvenlik Konseyi Rejimi ve 1982 Anayasası'nın Başlıca Özellikleri• Konsey rejimi, 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri müdahale sonrasında oluşturulmuş ve Anayasa Düzeni Hakkındaki Kanunun 2. maddesi gereğince; TBMM’ye, Millet Meclisi’ne ve Cumhuriyet Senatosu’na ait görev ve yetkileri 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren geçici olarak Milli Güvenlik Konseyi’ne; Cumhurbaşkanı’na ait olan görev ve yetkiler de Konsey başkanına bırakılmıştır. Aynı kanunun 1. maddesi uyarınca; Konsey, kurucu iktidar olarak Anayasayı değiştirme yetkisiyle donatılmıştır. 1961 ve 1982 Anayasalarının yapım süreçlerindeki farkları sıralayabilmek.
• 1961 Anayasası’nın oluşumunda, Temsilciler Meclisi daha temsili bir niteliği haiz iken, aynı durumu 1982 Anayasası’nın oluşumundaki Danışma Meclisi’nde göremiyoruz. Bu farklılık, Danışma Meclisi’ni çok daha fazla bürokrasi ağırlıklı bir kuruluş haline getirmiştir.
• Temsilciler Meclisi Milli Birlik Komitesi karşısında, Danışma Meclisi’nin Milli Güvenlik Konseyi karşısındaki durumuna oranla daha geniş yetkili bir
kuruluştur. 1982 Anayasası’nın başlıca özelliklerini tespit edebilmek.
• Bir tepki anayasası olması nedeniyle aşırı düzenleyici bir yöntemle hazırlanmıştır.
• 1961 Anayasası’ndan daha katı niteliktedir.
• Otorite - hürriyet dengesinde, otoritenin ağırlığını arttırmıştır.
• Siyasal sistemde görülen tıkanmaları giderici ve bunalım olasılıklarını azaltıcı hükümler öngörmüştür.
• 1961 Anayasası’na oranla daha az katılmacı bir demokrasi modeli benimsemiştir.
================================================== ========
ÜNİTE 3
Devletin Temel İlkeleri-I• Cumhuriyetçilik, başta devlet başkanı olmak üzere devletin başlıca temel organlarının seçim ilkesine göre kurulmuş olduğu, bunların oluşumunda özellikle veraset ilkesinin rol almadığı bir hükümet sistemini öngören ilkeyi ifade eder. Atatürk Milliyetçiliği’ni diğer milliyetçilik anlayışlarından ayırabilmek.
• Atatürk Milliyetçiliği’nin diğer milliyetçilik anlayışlarından temel ayrımını şöyle özetleyebiliriz: Atatürk milliyetçiliği akılcı, çağdaş, uygar, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insani ve barışçıdır. Bu milliyetçilik anlayışı, ırkçılığa, şovenizme
ve saldırganlığa karşıdır. Laikliğin unsurlarını sıralayabilmek.
• Laiklik ilkesinin en temel unsurlarını dört ana başlıkta toplayabiliriz. Buna göre;
- Resmi bir devlet dininin olmaması,
- Devletin, bütün dinlerin mensuplarına eşit davranması,
- Din kurumlarıyla devlet kurumlarının ayrılmış olması,
- Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi.
Türk Anayasa Hukuku bakımından demokratik devlet, serbest seçim ve çok partili siyasal yaşam konularını açıklayabilmek.
• Türk Anayasa Hukuku’nda demokratik devleti öngören egemenlik kayıtsız şartsız millettindir kuralı ilk defa 1921 Anayasası’nda ifade edilmiş, 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında da aynen yinelenmiştir. Egemenliğin bir kişiden bütün bir millete geçmesi
ve bunu takip eden süreçte devletin hükümet sisteminin de bu esaslar çerçevesinde halkın kendi kendisini yönetmesine dayanması demokratik bir rejimin varlığı için gereklidir. 1921 ve 1924 Anayasalarında egemenliğin kullanımı ve temsili yalnızca
yasama organına bırakılmış iken, 1961 ve 1982 Anayasaları’nda bu düzenleme, egemenliğin Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlarca kullanılacağı biçiminde değişikliğe uğramıştır.Demokrasi, yöneticilerin yönetilenler tarafından serbest ve dürüst seçimler yoluyla seçildikleri bir rejim olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, seçme hakkı ve seçim özgürlüğü demokratik bir devlet yönetiminin vazgeçilmez koşullarıdır. Bunun gerçekleştirilmesi için kullanılan araçlar seçimler ve halkoylamalarıdır. Bu iki aracın kullanımında serbest, eşit, gizli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına uyulmalı; ayrıca, seçimler ve halkoylamaları yargı yönetim ve denetimi altında yapılmalıdır. Seçim serbestisi ilkesinin anlam ifade edebilmesi için seçmenlerin çeşitli seçenekler arasında serbest bir seçme yapabilmeleri gerekir. Çağdaş demokratik rejimlerde bu seçenekler siyasal partiler tarafından oluşturulur ve buna modern demokrasilerde partiler demokrasisi denilir. Cumhuriyet sonrası ilk dönemlerde bir iki çok partili siyasal yaşam deneyimi olmakla birlikte; dönemin koşulları bunu devamını engellemiş ve istikrarlı bir çok partili siyasal yaşamın başlaması için 1946 yılına kadar beklenmek zorunda kalınmıştır.
ÜNİTE 4
Devletin Temel İlkeleri-II• 1982 Anayasası ile devletin insan haklarına saygılı olacağı belirtilmiştir. Herkesin, kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilmez, temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu anlayışına karşın temel hak ve özgürlüklerin kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere
karşı ödev ve sorumluluklar içerdiği de düzenlenmiştir. Yine 1982 Anayasası gerek devlete karşı ileri sürülüp, korunacak temel hak ve özgürlükler anlayışına gerekse de çağdaş sosyal devletin özgürleştirme anlayışına yer vermiştir. Ancak, 1982 Anayasası bireyin temel hak ve özgürlüklerine devlet otoritesi karşısında daha güçsüz bir konuma sokmuştur. Hukuk Devletinin ilkelerini saptayabilmek.
• Yurttaşların, hukuki güvenlik içinde bulundukları, Devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı oldukları bir sistemi anlatan hukuk devletinin temel nitelikleri şunlardır;
- Yürütme işlemlerinin yargısal denetim altında olması
- Yasama işlemlerinin yargısal denetim altında, olması
- Yargı bağımsızlığı
- Kanuni hakim güvencesi
- Ceza sorumluluğu ilkeleri
- Hukukun genel ilkelerine bağlılık Sosyal devletin anlamını açıklayabilmek.
• 20. yüzyılda batı demokrasilerinde geliştirilen ve bir diğer ifade ile refah devleti olarak nitelendirilen sosyal devlet, devletin toplumsal ve ekonomik yaşama müdahalesini gerekli gören bir devlet yaklaşımıdır. 19. yüzyılda liberal felsefeden etkilenen jandarma devlet anlayışından farklı olarak sosyal devlet anlayışı, devletin görevlerini iç ve dış savunma ile sınırlı kabul etmemekte aynı zamanda devletin ekonomik yaşamada karışmasını zorunlu görmektedir. Eşitlik kavramının türlerini belirleyebilmek.
• Eşitlik ilkesinin, genel anlamda, şekli ve maddi olmak üzere iki türü söz konusudur.Şekli hukuki eşitlik, kanunların genel ve soyut nitelik taşıması ve bu niteliği gereğince herkese eşit olarak uygulanmasıdır. Maddi hukuki eşitlik ise aynı durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranma zorunluluğunu ifade eder.
Türkiye'de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ve 1961 Anayasasının Temel Nitelikleri • İmparatorluk dönemindeki anayasal gelişmeler merkezi hükümetle ayan temsilcileri arasında 1808 yılında imzalanan Sened-i İttifak belgesi ile başlamıştır. Bu gelişmeyi 1839 yılında ilan olunan Tanzimat Fermanı, 1856 yılında Islahat Fermanı ve 1876 yılında yürürlü¤e giren ve ilk anayasamız olan Kanun-u Esasi izlemiştir. Milli Mücadele dönemini ve bu geçiş döneminin Anayasası olan 1921 Anayasası’nın kurdu¤u hükümet sisteminin özelli¤ini açıklayabilmek.
• Mondros Mütarekesi’ni izleyen dönemde Anadolu’da başlayan işgaller kısa bir süre sonra Müdafaa-i Hukuk hareketlerini doğurmuştur. Bu süreçte kurulan TBMM Hükümeti’nin dayandığı ilkeler 1921 Anayasası ile açıklığa kavuşturulmuştur. Bir geçiş
dönemi anayasası görünümündeki 1921 Anayasası, Anayasa Hukuku öğretisinde “Meclis Hükümeti” adıyla bilinen hükümet sistemini öngörmüştür. Anayasanın en önemli ve devrimci ilkesi, milli egemenlik ilkesidir. 1924 Anayasası’nın öngördüğü hükümet sisteminin genel yapısını ve uygulaması aşamasındaki demokrasi anlayışını belirleyebilmek.
• 1924 Anayasası ile meclis hükümeti ile parlamanter , hükümet arasında karma bir sistem kurulmuştur. Her iki sistemin özelliklerini bünyesinde barındıran melez bir hükümet modeli oluşturulmuştur.
• Anayasa hükümlerinin değiştirilmesi, olağan kanunların değiştirilmesine oranla daha zor koşullara bağlanmıştır. Ayrıca anayasanın hiçbir hükmünün hiçbir neden ve özür ile savsanamaması, işlerlikten alıkonamaması ve hiçbir kanunun anayasaya
aykırı olamaması öngörülerek, sert bir anayasa oluşturulmuştur.(1924)
• Anayasa demokratik bir öze sahip olmakla birlikte, çoğulcu demokrasi değil, çoğunlukçu bir demokrasi anlayışını yansıtmaktadır. Uygulamada, demokratik geleneklerin henüz sağlam biçimde yerleşmemiş olduğu bir ülkede bu anlayış ciddi sakıncalar da doğurmuştur. 1961 Anayasası’nın temel niteliklerini ve uygulanmasını açıklayabilmek.
• Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu demokrasi anlayışına geçilen 1961 Anayasasında bu yönde bazı ilkeler saptanmıştır;
- Anayasanın üstünlüğü ilkesi
- Kuvvetler ayrılığı ilkesi ve devlet iktidarının paylaşılması,
- Çoğulcu toplum yapısının geliştirilmesi,
- Temel hakların genişletilmesi ve güçlendirilmesi.
• 1961 Anayasası ile devletin toplumsal barışı ve adaleti sağlamak amacıyla ekonomik ve toplumsal yaşama müdahalesini ifade eden sosyal devlet ilkesi getirilmiştir.
• Anayasanın uygulanması sürecindeki en önemli dönemeç 12 Mart 1971 Askeri Müdahalesi olmuştur. Müdahaleyi izleyen dönemde getirilen ana değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz;
- Yürütme organı yasama ve yargı organlarına karşı güçlendirilmiştir.1971 12 MART DARBESİ (M)
- Temel hak ve özgürlükler sınırlandırılmıştır.
- Yargı denetimine sınırlamalar getirilmiştir.
================================================== ========
ÜNİTE 2
Milli Güvenlik Konseyi Rejimi ve 1982 Anayasası'nın Başlıca Özellikleri• Konsey rejimi, 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri müdahale sonrasında oluşturulmuş ve Anayasa Düzeni Hakkındaki Kanunun 2. maddesi gereğince; TBMM’ye, Millet Meclisi’ne ve Cumhuriyet Senatosu’na ait görev ve yetkileri 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren geçici olarak Milli Güvenlik Konseyi’ne; Cumhurbaşkanı’na ait olan görev ve yetkiler de Konsey başkanına bırakılmıştır. Aynı kanunun 1. maddesi uyarınca; Konsey, kurucu iktidar olarak Anayasayı değiştirme yetkisiyle donatılmıştır. 1961 ve 1982 Anayasalarının yapım süreçlerindeki farkları sıralayabilmek.
• 1961 Anayasası’nın oluşumunda, Temsilciler Meclisi daha temsili bir niteliği haiz iken, aynı durumu 1982 Anayasası’nın oluşumundaki Danışma Meclisi’nde göremiyoruz. Bu farklılık, Danışma Meclisi’ni çok daha fazla bürokrasi ağırlıklı bir kuruluş haline getirmiştir.
• Temsilciler Meclisi Milli Birlik Komitesi karşısında, Danışma Meclisi’nin Milli Güvenlik Konseyi karşısındaki durumuna oranla daha geniş yetkili bir
kuruluştur. 1982 Anayasası’nın başlıca özelliklerini tespit edebilmek.
• Bir tepki anayasası olması nedeniyle aşırı düzenleyici bir yöntemle hazırlanmıştır.
• 1961 Anayasası’ndan daha katı niteliktedir.
• Otorite - hürriyet dengesinde, otoritenin ağırlığını arttırmıştır.
• Siyasal sistemde görülen tıkanmaları giderici ve bunalım olasılıklarını azaltıcı hükümler öngörmüştür.
• 1961 Anayasası’na oranla daha az katılmacı bir demokrasi modeli benimsemiştir.
================================================== ========
ÜNİTE 3
Devletin Temel İlkeleri-I• Cumhuriyetçilik, başta devlet başkanı olmak üzere devletin başlıca temel organlarının seçim ilkesine göre kurulmuş olduğu, bunların oluşumunda özellikle veraset ilkesinin rol almadığı bir hükümet sistemini öngören ilkeyi ifade eder. Atatürk Milliyetçiliği’ni diğer milliyetçilik anlayışlarından ayırabilmek.
• Atatürk Milliyetçiliği’nin diğer milliyetçilik anlayışlarından temel ayrımını şöyle özetleyebiliriz: Atatürk milliyetçiliği akılcı, çağdaş, uygar, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insani ve barışçıdır. Bu milliyetçilik anlayışı, ırkçılığa, şovenizme
ve saldırganlığa karşıdır. Laikliğin unsurlarını sıralayabilmek.
• Laiklik ilkesinin en temel unsurlarını dört ana başlıkta toplayabiliriz. Buna göre;
- Resmi bir devlet dininin olmaması,
- Devletin, bütün dinlerin mensuplarına eşit davranması,
- Din kurumlarıyla devlet kurumlarının ayrılmış olması,
- Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi.
Türk Anayasa Hukuku bakımından demokratik devlet, serbest seçim ve çok partili siyasal yaşam konularını açıklayabilmek.
• Türk Anayasa Hukuku’nda demokratik devleti öngören egemenlik kayıtsız şartsız millettindir kuralı ilk defa 1921 Anayasası’nda ifade edilmiş, 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında da aynen yinelenmiştir. Egemenliğin bir kişiden bütün bir millete geçmesi
ve bunu takip eden süreçte devletin hükümet sisteminin de bu esaslar çerçevesinde halkın kendi kendisini yönetmesine dayanması demokratik bir rejimin varlığı için gereklidir. 1921 ve 1924 Anayasalarında egemenliğin kullanımı ve temsili yalnızca
yasama organına bırakılmış iken, 1961 ve 1982 Anayasaları’nda bu düzenleme, egemenliğin Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlarca kullanılacağı biçiminde değişikliğe uğramıştır.Demokrasi, yöneticilerin yönetilenler tarafından serbest ve dürüst seçimler yoluyla seçildikleri bir rejim olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, seçme hakkı ve seçim özgürlüğü demokratik bir devlet yönetiminin vazgeçilmez koşullarıdır. Bunun gerçekleştirilmesi için kullanılan araçlar seçimler ve halkoylamalarıdır. Bu iki aracın kullanımında serbest, eşit, gizli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına uyulmalı; ayrıca, seçimler ve halkoylamaları yargı yönetim ve denetimi altında yapılmalıdır. Seçim serbestisi ilkesinin anlam ifade edebilmesi için seçmenlerin çeşitli seçenekler arasında serbest bir seçme yapabilmeleri gerekir. Çağdaş demokratik rejimlerde bu seçenekler siyasal partiler tarafından oluşturulur ve buna modern demokrasilerde partiler demokrasisi denilir. Cumhuriyet sonrası ilk dönemlerde bir iki çok partili siyasal yaşam deneyimi olmakla birlikte; dönemin koşulları bunu devamını engellemiş ve istikrarlı bir çok partili siyasal yaşamın başlaması için 1946 yılına kadar beklenmek zorunda kalınmıştır.
ÜNİTE 4
Devletin Temel İlkeleri-II• 1982 Anayasası ile devletin insan haklarına saygılı olacağı belirtilmiştir. Herkesin, kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilmez, temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu anlayışına karşın temel hak ve özgürlüklerin kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere
karşı ödev ve sorumluluklar içerdiği de düzenlenmiştir. Yine 1982 Anayasası gerek devlete karşı ileri sürülüp, korunacak temel hak ve özgürlükler anlayışına gerekse de çağdaş sosyal devletin özgürleştirme anlayışına yer vermiştir. Ancak, 1982 Anayasası bireyin temel hak ve özgürlüklerine devlet otoritesi karşısında daha güçsüz bir konuma sokmuştur. Hukuk Devletinin ilkelerini saptayabilmek.
• Yurttaşların, hukuki güvenlik içinde bulundukları, Devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı oldukları bir sistemi anlatan hukuk devletinin temel nitelikleri şunlardır;
- Yürütme işlemlerinin yargısal denetim altında olması
- Yasama işlemlerinin yargısal denetim altında, olması
- Yargı bağımsızlığı
- Kanuni hakim güvencesi
- Ceza sorumluluğu ilkeleri
- Hukukun genel ilkelerine bağlılık Sosyal devletin anlamını açıklayabilmek.
• 20. yüzyılda batı demokrasilerinde geliştirilen ve bir diğer ifade ile refah devleti olarak nitelendirilen sosyal devlet, devletin toplumsal ve ekonomik yaşama müdahalesini gerekli gören bir devlet yaklaşımıdır. 19. yüzyılda liberal felsefeden etkilenen jandarma devlet anlayışından farklı olarak sosyal devlet anlayışı, devletin görevlerini iç ve dış savunma ile sınırlı kabul etmemekte aynı zamanda devletin ekonomik yaşamada karışmasını zorunlu görmektedir. Eşitlik kavramının türlerini belirleyebilmek.
• Eşitlik ilkesinin, genel anlamda, şekli ve maddi olmak üzere iki türü söz konusudur.Şekli hukuki eşitlik, kanunların genel ve soyut nitelik taşıması ve bu niteliği gereğince herkese eşit olarak uygulanmasıdır. Maddi hukuki eşitlik ise aynı durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranma zorunluluğunu ifade eder.