5.ÜNİTE
Psikososyal İletişim Terapisi
Toplum; sınırları belli bir doğal çevrede ortak amaçlar için biraraya gelen, birbiri ile ilişki, iş birliği ve dayanışma içinde olaninsanlardan oluşan kümelerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kabuledilen tanımlamada; sağlığın fiziksel, ruhsal ve sosyal boyutları ile bir bütünolduğu ve her boyutun birbirini etkilediği, bu olgulardan birinde yaşanansorunun diğerlerini de olumsuz etkileyeceği belirtilmektedir.
Toplumsal destek terimi, bireyin başka bireylerle veya gruplarlavar olan iletişimini anlatır. Birçok araştırma göstermiştir ki; yalnız yaşayanya da diğer insanlarca dışlanan kişiler, stresle ilgili süregelen hastalıklarakarşı daha duyarlıdır. Stresle başa çıkmada güvenilen, sevilen, rahat iletişimkurulabilen
insanların yardımı, bireyleri rahatlatarak, stresin olumsuzetkilerinin azaltılmasında destek olmaktadır.
Stresle başa çıkmada önemli bir konuda stres içindeki bireylerinboş zamanlarını geçirme ve bu zamanlarda gösterdikleri etkinliklerdir. Boşzamanı değerlendirme, bireyin yapısına uygun ve yapmaktan zevk aldığıtoplumsal, kültürel ve sportif etkinliklere katılarak, günlük yaşamıntekdüzeliğinden kurtulması ve insanlarla iletişim kurarak toplumsal bir kişilikkazanması olarak tanımlanmaktadır.
Sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, konser, sergi gibietkinliklere katılmak duygu boşalımını sağlayarak kişiyi psikolojik yöndenrahat ve sağlıklı kılar.
SOSYAL HİZMET KAVRAMI VE PSİKOSOSYAL İLETİŞİM
Psikolojik tedavi ve bakım, genel tedavi ve bakımın ayrılmaz birparçasıdır. Fiziksel hastalığı olan kişilerin psikolojik bakımı, “sadece vücutorganları ile değil, bir bütün olarak insan varlığı ile uğraşılması gerekir”anlayışını benimsemektedir.
Ruhsal bozukluklar aynı zamanda fiziksel hastalıklar, yoksulluk, işsizlik,madde bağımlılığı, aile çözülmeleri, korunmaya muhtaç çocuklar, sokak çocukları,yaşlılık gibi birbiriyle bağlantılı sosyal sorunlar ile iç içedir. Bu nedenleruh sağlığı ve hastalıkları alanında sosyal hizmet mesleğinin kendine özgü çokboyutlu sorumlulukları vardır.
Sosyal hizmet eğitiminde yer alan; psikolojiye giriş, krizemüdahale, gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, davranış bozukluklarıpsikolojisini içeren insan davranışı ve sosyal çevre derslerinin yanı sıragörüşme yöntemleri, tıbbi ve
psikiyatrik sosyal hizmet dersleri ruh sağlığı alanındaki temelbilgi ve becerileri edindirmeyi amaçlamaktadır.
Sosyal hizmet uzmanı ise sağlığın alt öğelerinden “sosyal” alandasorumluluk sahibi olan, sosyal sağlığın sağlanmasında yetkin konumda olankişidir.
Sosyal hizmet uzmanları toplum ruh sağlığının korunması vegeliştirilmesinde, tanı, terapi ve izleme aşamalarında psikiyatri bilimininçeşitli kısımlarında rol alırlar
Psikososyal çalışma;
• Viziteleri,
• Klinikte bireyle çalışmayı,
• Grup çalışmalarını,
• Ev görüşmesini,
• İşyeri görüşmesini,
• Gündüz/gece hastanesi uygulamasını,
• Sosyal işlevsellik etkinliklerini (uğraşı, spor, gezi gibi),
• Taburculuk sonrası izlemeyi kapsar. 2
Hasta ailesiyle çalışma;aile üyeleriyle görüşmeyi, grup çalışmalarını ve ev ziyaretleriniiçerir.Hastanın ailesi dışındaki sosyal çevresiyle bilgi edinme, bilgilendirme,kaynak bulma, iletişim kurma amaçlı görüşmeler yapılır.
Psikososyal inceleme, tanı öncesinde, terapi sırasında vetaburculuk sonrası izleme aşamalarının tümünde yapılabilir. Psikososyalinceleme raporlaştırılır ve hastadan sorumlu hekimle ve terapi ekibinin diğerüyeleriyle paylaşılır.
Psikososyal İletişim Terapisinden Beklentiler
Kişi ve ailesi için psikososyal iletişim terapisinin beklenenamaçları arasında;
• Terapide uyumu artırmak,
• Kişi ve ailesi için hayat kalitesini arttırmak, yeni başa çıkmayetenekleri edinmelerine yardım etmek,
• Değişim umudunu arttırmak,
• Tekrar aynı sorunla karşılaşmayı önlemek,
• Duygusal destek sağlamak,
• Uyum, duygu ve davranış değişiklikleri sağlamak,
• Hastalık ya da sorunun belirtilerini öğretmek,
• Aile yükünü ve stresini azaltmak yer almaktadır.
Günümüzde psikososyal iletişim tedavisine yönelişin nedenleriarasında;
• Psikolojik sorunlara neden olan biyo-psikososyal etkenleri kişive ailesi ile birlikte gözden geçirip sorunun belirtileri ile daha iyi başedilebilmelerinin sağlanması,
• Uzun yatış süreli hastane tedavilerinin maliyetlerinin artmasıve bunu karşılayan kaynakların azalması, kısa yatış süreli hastanetedavilerinin ve eğitimle desteklenmiş tedavi yöntemlerinin gerekliliğininaçığa çıkması,
• Sorunun tekrarlamasının önlenmesinde, terapiye uyumda, iş vegünlük yaşam olaylarının hastalık ya da sorun sürecine olumsuz etkileriningiderilip önlenmesi bulunmaktadır.
ÇOCUK VE GENÇLERDE PSİKOSOSYAL İLETİŞİM TERAPİSİ
Modern tıpta pediatri 18 yaşına kadar olan çocuklarlauğraşmaktadır. Ergenlik; yetişkinlik öncesi fizyolojik, psikolojik, sosyolojikve pedagojik yönleri olan bir süreçtir. Çocuklarda gelişim aşamaları fiziksel,zihinsel ve sosyal olmak üzere üç döneme ayrılır.
Fiziksel gelişim döneminde temel iki ölçüt boy ve kilodur.
Zihinsel gelişimde her yaş grubundan beklenen farklı aşamalarvardır. Örneğin bir yaş döneminde çocuğun bağımsızlık duygusu yokken üç yaşdöneminde çocuk ayrı bir birey olduğunun bilincindedir.
Sosyal gelişim bebeklik ve çocukluk dönemlerinde başlar ancakilkokula başlama süreci ile hızlanır. Bu dönemde çocuk aileden çok arkadaş veöğretmenlerinin etkisi altındadır. Yaptığı faaliyetleri ile beğeni toplamakister.
Çocukların erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış vepsikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincininyerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimselyaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi 20 Kasım1959' da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda "Çocuk HaklarıBildirgesi" ile kabul edilmiştir.
Oyun Terapisi
Jean-Jacques Rousseau, 18. Yüzyılın başında, çocukları anlamakiçin oyunlarının gözlenmesinin önemini vurgulamıştır. Çocuklar iç dünyaları ileilgili iletişimi oyun yoluyla dış dünyaya ifade ederler. Bu 3
nedenle oyunterapisi, çocukların oyunu ve oyuncakları kullanarak kendilerini ifadeettikleri, çocukların uyumlu ve mutlu olarak yaşamalarını hedefleyen gelişimselbir terapi şeklidir
Çocuklar, kendilerine güvenli bir ortam sunan eğitimli bir oyun terapistiile istedikleri şekilde oynayabilmeleri için cesaretlendirilirler. Bu süreçte,çocuklara duygusal sorunlarını ifade edebilmeleri için farklı oyuncaklarsağlanarak kendilerini sanat, drama ve hayal içeren oyunlar yoluyla ifadeedebilmeleri için fırsat yaratılır. Geliştirilecek oyun arkadaşı projeleri ileoyun terapisi desteklenebilir.
Spor Terapisi
Gençler ve çocuklar için düzenlenecek jimnastik, futbol, voleybol,yoga ve Uzakdoğu sporları gibi farklı fiziksel aktiviteler ile fiziksel veruhsal gelişime katkıda bulunulması amaçlanır.
Sanat Terapisi
Sanat terapisi; sanatın değişik dallarını, kişilerin yaratıcılıklarını,yaşadıkları süreçleri ve ortaya çıkardıkları ürünlerini kişilerin gelişmesi,değişmesi ve gelişmesi için kullanmaktadır. Bu yöntem kısaca kişinin duygularınısanat yoluyla dışa vurma biçimidir. Bir sanat eseri ortaya koyan kişi bilinçdışındaki duygu ve düşünceleriyle yüzleşebilir. Sanat terapisinin önemlikatkılarından biri de stresi azaltmasıdır.
Sanat terapisinde;
• Serbest çizim,
• Resim yapma oturumları,
• Film gösterim günleri,
• Yaratıcı yazma,
• Fotoğrafçılık,
• Yayımcılık eğitimi,
• Müzik ve ritim eğitimleri,
• İnteraktif psiko-drama eğitimleri ile çocuk ve gençlerinpsikososyal gelişimlerine destek olunması amaçlanır. Bu yöntem, çocuk ve gençlerinait olma ve dayanışma hissini kazanmalarına yardımcı olur.
MADDE BAĞIMLILARINDA PSİKOSOSYAL İLETİŞİM TERAPİSİ
Bağımlılarla yapılan terapiler ile bağımlının içgörü geliştirmesi,bağımlı olduğunu kabul etmesi ve yeni yaşam hedefleri oluşturması amaçlanır.
Bu tedavilerin ayrıca;
• Geleceğe yönelik inanç, ümit ve iyimserlik oluşturma,
• Anlamlı arkadaşlıklar ve sosyal bağlar geliştirme,
• Entelektüel, fiziksel ve ruhsal gelişim için fırsatlararaştırma,
• Ait olma duygusu ve özdeğer geliştirme,
• Başkalarına karşı güven kazanma,
• Fiziksel ve ekonomik güvenliği sağlama gibi hedefleribulunmaktadır.
Kısa Girişimler
Kısa girişimler ile farkındalığın yükseltilmesi, değişim vebireyin kendini denetlemesi hedeflenir. Sorunun algılanması ve çözüm arayışınıhızlandıran kısa danışmalık hizmetlerini kapsayan bir yaklaşımdır. Bu yönteminözellikleriarasında;
• Eğitiminin kolay oluşu,
• Kısa oluşu,
• Genel sağlık hizmetlerinde ve rutin uygulamada kullanılabiliroluşu, 4
• Düşük maliyetli oluşu,
• Sorun ile ilgili özelleşmiş tedavi kurumlarına ulaşmaktakolaylık sağlaması,
• Tedavi arayışını hızlandırması,
• Uzun süreli tedaviler için bekleme süresini kısaltması,
• Özelleşmiş tedavilerden önce kişinin motivasyonunun sağlanması yeralmaktadır.
Kısa girişim sağlık personeli, hemşire, sosyal çalışanlar vesağlık eğitmenleri gibi kişilerce uygulanabilir. Uygulamada yazılı ve görselaraçlardan faydalanılır.
Kısa Süreli Terapiler
Kısa girişimler ile geleneksel uzmanlaşmış terapiler arasında yeralan, şimdiki zamana odaklanmış, davranışsal değişimi amaçlayan, uzmanlaşmışprofesyonellerce uygulanan bir yöntemdir. Amaçları arasında;
• Madde kötüye kullanımı ile ilişkili belirlenmiş hedefdavranışında ölçülebilir bir
• Madde kullanımı ile sonucu gelişen psikolojik, sosyal veailedeki fonksiyonel bozulmaları iyileştirmek bulunmaktadır.
Madde Danışmanlığı
Madde danışmanlığı, hastanın şimdiki durumunun gerçekleri ileuğraşan, danışmanın profesyonel bir şekildetavsiyelerde bulunduğu, randevu düzeni içinde yapılan görüşmelerden oluşan biryöntemdir Kişiye sorunlarını anlatması için fırsat verilerek bireyyargılanmadan dinlenip, koşulsuz kabullenilir. Yakın gelecek için gerçekçi hedeflerkoyması için yardımcı olunur. Hedefler sadece madde kullanımı açısından değilaynı zamanda sosyal içerikli de olabilir. Seçenekler bireye sunularak birisiniseçmesi sağlanır.
Motivasyonel Görüşme
Motivasyonel görüşme, değişim için isteksiz ya da kararsız olankişilerin sorunlarını anlamalarını ve değişim amacıyla eyleme geçmelerinisağlamak için yapılan hasta ve danışan arasında özel bir iletişim yoludur.Kararsızlığı çözmeye, aktivasyonu sağlamaya, davranışı değiştirmeye yöneliktir.Bu teknikte
kişiyi eğitmeye çalışmaktan çok dinleyerek stratejik sorularınsorulması ve ortaya bir verinin çıkarılması amaçlanır.
Kontrollü İçme Yöntemi
Bağımlı olmayan ancak bağımlılığa aday kişilerdeki alkol kullanımbozukluklarında yeri olan etkin bir tedavi yöntemidir. Alkol kullanımınıazaltmak ya da sınırlamak “kontrollü içme” olarak isimlendirilir.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel terapi; kendine zarar verici davranışlara neden olanyanlış düşünce ve inançları değiştirmeyi hedef alan bir psikoterapi yöntemidir.Hastaya,
• Altta yatan inançların temelini çürüterek, madde kullanmaisteğinin sıklığını ve gücünü azaltarak,
• Maddeye duyulan aşırı isteğin kontrol edilmesinde özgülteknikleri öğreterek yardımcı olunur.
Relaps Önleme
Relaps, kişinin alkol ya da madde kullanımını bıraktıktan sonratekrar kullanmaya başlaması demektir. Relaps madde bağımlılarında %40 ile 80oranında görülür.. Uzmanın, danışan kişiye relapsın her şeyin bittiği vetedavinin başarısızlığı anlamına gelmediğini anlatması gerekir. Relaps önlemedetemel yaklaşımlar arasında;
• Sosyal destek yaklaşımı, 5
• Yaşam biçimini değiştirme yaklaşımı ve
• Bilişsel davranışçı terapi yer almaktadır.
Nikotin Bağımlılığında Psikososyal Terapi
Nikotin güçlü bir bağımlılıktır. Tamamen bırakmadan öncegenellikle başarısızlıkla sonuçlanan bırakma girişimlerinde bulunulmuştur.Bırakmak için kişiye önerilebilecek önemli nedenler şunlardır:
• Daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam
• Kalp krizi ve kanser olma riskinde azalma
• Sigarayı bırakarak sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansınınartması
• Ekonomik kazanç
Bırakmak için beş anahtar ise şunlardır:
• Bırakmaya hazır ol.
• Bırakmak için destek al.
• Bırakmana yardımcı olacak yeni beceriler ve davranışlar öğren.
• Gerekirse bunun için geliştirilen ilaç tedavilerinden uygunşekilde yararlan.
• Bırakma girişiminde başarısızlığa hazırlıklı ol.
Grup Psikoterapisi
Grup psikoterapisinde grubu oluşturan kişiler düzenli aralıklarile toplanmaktadır. Bu toplantılar grubun amacına göre toplantıların akışınıdüzenleyecek eğitilmiş bir lider tarafından yönetilmektedir. Grup üyesi bireylerkendileri ile ilgili gözlemlerle yüzleşmekte ve kendi davranışlarının başkalarıüzerindeki etkisi,
başkalarının davranışlarının da kendi üzerlerindeki etkisihakkında fikir edinme ve bu konuda konuşma fırsatı bulmaktadırlar
6.ÜNİTE
Bakım Hizmetlerinin Etik ve Hukuksal Boyutu
Ülkemizde ortalama yaşam süresi son yıllarda hızla yükselmiş oluportalama yaş 71 olarak belirlenmiştir. Nüfusunun toplam 71.517,100 olarakbelirtildiği 2008 yılı veri tabanı dikkate alındığında ülkemizde 60 yaş üstükişilerin toplam nüfusa oranının yaklaşık olarak % 10 olduğu görülmektedir.
Anayasamızın ikinci maddesinde Cumhuriyetin Nitelikleriaçıklanırken “Türkiye Cumhuriyeti Sosyal bir hukuk Devletidir” ifadesikullanılmıştır. Sosyal bir hukuk devleti olmanın temel özelliklerinden biride ülkedeyaşayan yaşlı, özürlü (engelli) vatandaşlara yönelik sosyal yardım, bakım vehayatın devamı için gerekli kolaylıkları sağlayacak yasal düzenlemelerin deyapılmasını da sağlamaktır.
BAKIM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELERİN
TANIMLANMASI
Birleşmiş Milletler tarafından 12 Nisan 2002’de İspanya’nınbaşkenti Madrit’te gerçekleştirilen Uluslararası Madrit Yaşlanma HareketiPlanı’nda, yaşlıların devletten alacakları hizmetin “hak” şeklinde olmasıuluslararası alanda benimsenmiştir.
Türkiye’de ise ilk kez 1930 tarihinde yürürlüğü giren 1580 sayılıyasa ile bakıma muhtaç kişilerin (yaşlıların) korunması, yaşlı evleri yapma veyönetme yükümlülüğü birer kamu kuruluşu olan Belediyelere verilmiştir. Dahasonrada değişik illerde aceze evleri, güçsüzler yurdu, düşkünler evi ve huzureviadı altında yatılı yaşlı kuruluşları açılmıştır.. 6
Gerçek anlamda ise yaşlı hizmetleri ilk defa 1963 yılında Saglıkve Sosyal Yardım Bakanlıgı’na bağlı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlügükurulmasıyla kamu hizmetleri içerisindeki yerini almıstır. Sağlık ve SosyalYardım Bakanlığı'na bağlı ilk huzurevi 1966'da Konya'da, ikincisi iseEskişehir'de açılmıştır.
Yaşlıların sosyal hakları, 1961 ve 1982 anayalarında “sosyal veekonomik haklar” başlığı altında tanımlanmıştır.1982 Anayasanın 61. maddesinde yaslılara yönelik olarak “Yaslılar devletçekorunur. Yaslılara devlet yardımı ve saglanacak diger haklar ve kolaylıklarkanunla düzenlenir” hükmü yer almaktadır.
Türkiye’de, sosyal hizmetler 1983 tarihinde yürürlüge giren, 2828sayılı “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu” ile hukukentanımlanmıstır.
Buna göre; sosyal hizmetler;
• Kişi ve ailelerin kendi bünye ve şartlarından doğan veyakontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarınıngiderilmesine
• İhtiyaçlarının karşılanmasına
• Sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcıolunmasına
• Hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesinineyardımı amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünü” dür.
Söz konusu Kanunun 4'üncü maddesinin (c) bendinde 'Muhtaç Yaşlı;sosyal veya ekonomik yönden yoksunluk içinde olup, korunmaya, bakıma ve yardımamuhtaç yaşlı statüsündeki' birey, (e) bendinde ise 'Huzurevleri; muhtaç yaşlıkişileri huzurlu bir ortamda korumak ve bakmak, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarınıkarşılamak amacıyla kurulan yatılı sosyal hizmet kuruluşu' olarak tanımlanmaktadır.
2828 sayılı Kanunun 4.üncü maddesinde belirtilen genel esaslardahilinde muhtaç yaşlıların tespiti, korunması, bakımlarının sağlanması ileilgili hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için gerekli sosyal hizmet kuruluşlarınıntesisi ve işletilmesi ile ilgili görevleri yerine getirmek üzere YAŞLIHİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI kurulmuştur Bu dairenin adı, 07.07.2005 tarihliresmi gazete ile YAŞLI BAKIM
HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI olarak değiştirilmiştir.
Evde Bakım
Türkiye’de son yıllarda yapılan yasal düzenlemeler, ailesiekonomik yoksunluk içinde bulunan bakıma muhtaç özürlü bireylere bakım parasıaltında bir maddi yardım ile evde bakımlarını mümkün kılmaktadır.
Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için ikamet edilenyerdeki İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne veya varsa İlçe Sosyal HizmetlerMüdürlüğü başvurmak gerekmektedir.
Huzur Evleri
Ülkemizde, yaşlılara yönelik yatılı kurum hizmetleri SHÇEK’e bağlıfaaliyet gösteren Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve RehabilitasyonMerkezleri, Özel Huzurevleri, Yaşlı Bakım Merkezleri ve Diğer Kamu Kurum veKuruluşları bünyesinde açılan Huzurevleri eliyle sunulmaktadır. SHÇEK Genel Müdürlüğünebağlı Huzurevleri ve Yaşlı Bakım Rehabilitasyon Merkezlerinde ekonomik durumuiyi olan ve sosyal yönden yoksunluk içinde bulunan yaşlılarımıza ücretli,ekonomik yönden yoksunluk içinde bulunan ve 1005 sayılı Kanun gereği İstiklalMadalyası verilen yaşlılarımıza ise ücretsiz yatılı bakım hizmeti sunulmaktadır
Gündüzlü Hizmetler
“Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Yaşlı Bakımı ileEvde Yaşlı Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” 07.08.2008 tarihinde yürürlüğegirmiştir. Bu kurumlar yatılı kurum bakımına gereksinim 7
duymayan veekonomik-sosyal durumu ne olursa olsun ev ortamında yaşayan sağlıklı veya hastayaşlıların sosyal ve psikolojik gereksinimlerini karşılamak amacıyla hizmetvermektedir.
Ulusal Eylem Planı
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, kamu kurumları ve siviltoplum örgütlerinin katkısıyla 2008 yılında gerçekleştirilen yaşlanma ulusaleylem planı çalıştayında, bazı yeni düzenlemeler gerektiği vurgulanmıştır.Bunlardan bazıları
• “Yaşlı Meclisleri ve Yaşlı Danışmanlık Kurulu oluşturulmalı
• SHÇEK ve Sağlık Bakanlığı denetiminde ruhsal sorunu olan, maddebağımlığı olan yaşlılar için ayrı bakımve huzurevleri açılmalı
• Yaşlı istismarının önlenmesi amacıyla yasal düzenlemeleryapılabilmesi ile eğitim programları düzenlenmeli
• Geriatri servislerinin ve hastanelerinin oluşturulması vegerekli yasal düzenlemeler yapılmalı
• “Yaşlı dostu kentler” oluşturulmalı
• Ulusal Yaşlılık Enstitüsü biran önce hayata geçirilmeli
ETİK ÇERÇEVESİNDEN BAKIM HİZMETLERİNE BAKIŞ
Bir bilim alanı olan etik, genelde doğru ve yanlışları açıklayan,belirleyen ilkelere ait felsefi bilim veya ahlak felsefesi olarak datanımlanır. Hasta ve sağlık profesyonelleri açısından kuralları belirleyenetiğe tıp etiği adı verilir. Tıp etiği 4 ana ilke üzerinden tanımlanır.
1. Yararlılık
2. Zarar vermeme
3. Hasta özerkliğine saygı
4. Adalet
Bakım hizmetlerini yürüten kişilerin bağlı olduğu etik kavramlarasağlık bakım etiği adı verilir ve genel anlamda yukarıdaki 4 ana prensipüzerinden tanımlanır. Amacı, sağlık bakım hizmeti verenler ile hizmet alanlarınbeklentileri arasındaki çelişkilerden doğan ikilemleri pratik açıdan çözümeulaştırmaktır.
Bakım etiğinin çerçevesi meslek örgütlerinin kendi hizmetlerininsunulması sırasında bağlı olmak zorundaoldukları kurallar şeklinde belirlenir. Örneğin hemşireler için ilk etikkodları Florance Nightingale andı ile belirlenmiştir.
Bakım Etiğinin bakım veren ve bakılan bireyler açısından sunduğubazı yararlar vardır. Örneğin;
• Bakım sunan kişi veya kuruluşun davranışlarını ve sorumluluğunubelirler. Zarardan kaçınma, zararlı etken ve koşulları ortadan kaldırma veönlemeyi içerir. Buna zarar vermeme denir.
• Sorunların hem hastalıkta hemde sağlıkta görülmesini sağlar.Bakım veren taraf açısından motivasyon, tutarlılık, mesleki tatmin, dayanışmave süreklilik sağlar. Bakılan birey açısından inanma, sadık kalma ve ahlakiilkeler doğrultusunda tutarlı ilişkisinin yarattığı güven duygusuna sebep olur.Buna sadakat denir.
• Birey için iyi olanı yükseltir. Buna yarar sağlama denir.
• Hasta ile ilgili yapılan uygulamalarda doğru kayıt tutulmasınaneden olur. Buna doğrulukdenir.
• Tedavi ve bakımda kullanılan araç gereç-donanım kaynakları,kişilerin yetki, yetenek ve yeterliliklerinin eşitlik ilkesine uygun dağılımınısağlar. Buna adalet denir.
• Bakım eylemi sırasında karşılaşılabilen baskı ve önyargılarıengeller. Bireye ait bilgilerin saklanması, gerçeği söylemeyi gerektirir. Bunagüvenirlik denir.
• Mesleğin toplumsal değerini güçlendirir. Etik ve manevi olarakprensip sahibi olmayı sağlar. Buna dürüstlük denir.
• Karar verme özgürlüğü ve bağımsızlığını sağlar sağlar. Bunaotonomi adı verilir. 8
• İnsanın yaşamına, haklarına, duygu ve düşüncelerine, başkalarınazarar vermediği sürece davranışlarına ve onuruna saygılı olmayı ifade eder.Buna İnsan onuruna saygı denir.
BAKIM HİZMETLERİNİN DENETLEME MEKANİZMALARI
Yaşlı bakım hizmetleri ile ilgili denetleme yetkisi, aynı zamandahizmetin sağlanmasından da sorumlu olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgemekurumuna aittir. Kurum bu yetkisini 2828 sayılı kanunun 9. Maddesinin (g)fıkrasında belirtildiği üzere 'Kuruma bağlı olanların dışında kurulacak SosyalHizmet
Kuruluşlarının açılış iznine, her türlü standartlarına veişleyişlerine ilişkin esasları, varsa ücret tarifelerini tespit etmek,denetimini yapmak ve bu esaslara uymayanların faaliyetlerini durdurmak' hükmünebağlı olarak uygular.
Aynı kanunun 34. ve 35. Maddesinde ise 'Açılacak özel kurumlarınaçılış izni, standartları ve denetleme esasları bir yönetmelikle düzenlenir'denilmektedir. Bu maddeler doğrultusunda Özel Huzurevleri ile Huzurevi YaşlıBakım Merkezleri Yönetmeliği 07.08.2008 tarih ve 26960 sayılı Resmi Gazetedeyayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikle gerçek kişiler ve özel hukuktüzel kişilerine
ait huzurevlerinin ve bakımevlerinin açılış, hizmet, personel veişleyiş koşulları ile ücret, denetim, devir ve kapatılma işlem ve esaslarıSHÇEK tarafından belirlenmektedir.
İlgili yasanın öngördüğü esaslar doğrultusunda yaşlıya yönelik varolan hizmetlerin iyileştirilmesi ve yeni hizmetlerin başlatılması çalışmaları;
• SHÇEK Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve RehabilitasyonMerkezi Yönetmeliği,
• Özel Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım MerkezleriYönetmeliği,
• Kamu Kurum ve Kuruluşları Bünyesinde açılacak Huzurevlerininkuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik
• Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Bakım ile EvdeBakım Hizmetleri Hakkında Yönetmelik olmak üzere 4 farklı yönetmelik ileyürütülmektedir.
BAKIM HİZMETLERİNİ SAĞLAMA SIRASINDA KARŞILAŞILAN
HUKUKİ SORUNLAR
Bu sorunların başında yaşlının ihmali ve istismarı gelmektedir.
Uluslararası Yaşlı İstismarının Önlenmesi Kuruluşu ve Dünya SağlıkÖrgütü (DSÖ) Toronto Deklerasyonu’na göre yaşlı istismarı “Güven beklentisiolan herhangi bir ilişkide yaşlıya zarar veren veya strese sokan tek ya datekrarlayan uygunsuz davranışlarda bulunulmasıdır” anlamına gelmektedir.
Yaşlı istismarı olarak bilinen kavram, ilk olarak 1975’teİngiltere’de, bakıma muhtaç bir yaşlının kendisine bakan bir aile üyesitarafından fiziksel istismara uğramasını tanımlayan bir bilimsel olgu ile ortayaçıkmıştır. Korkutma, sömürme ve fiziksel, duygusal ve psikolojik açıdan zararverme durumları yaşlı istismarının genel belirleyicilerindendir. Yaşlı ihmali,pasif ve aktif ihmal olarak iki farklı şekilde tanımlanabilir. Aktif ihmal,yiyecek, su barınma, giyinme, tıbbi ve duygusal destek gibi temel ihtiyaçlarınınkarşılanmasındaki eksiklik ve yetersizliktir. Yaşlıya bilinçli olarak (kasıtlı)fiziksel ve duygusal acı vermeyi de içermektedir. Pasif ihmal, zarar vermeniyeti olmadan bakıcı kişinin, yaşlı bireyin temel ihtiyaçlarını karşılamadayanlış davranışıdır
Yaşlı istismar ve ihmal türleri şöyle sıralanabilir;
1. Fiziksel İstismar; Yaşlıya bakım verenin güç kullanarak vücudazarar verme, ağrı verme, yetersizliğe yol açma, fiziksel olarak engel olma,zorla besleme ve yatakta tutma gibi eylemleridir. Örnek olarak tekme atma,tokat atma, itme, vurma, sarsma, dövme ya da kötü niyetle ilaç uygulama bunlariçinde sayılabilir. 9
2. Psikolojik İstismar; yaşlıya bakım verenin sözel veya sözelolmayan yolla strese sokan davranışlardır. Örnek olarak sözel saldırı, küçümseme,aşağılama, gözdağı verme, tehdit etme, utandırma, sürekli eleştirme, korkutma,lakap takma, zorla çevresinden ayırma bunlar içinde sayılabilir.
3. Cinsel İstismar; Yaşlının isteği dışında dokunma, tecavüz,zorla soyunma, açık şekilde cinsellik içeren fotoğraf çekme türünde cinselilişkiye girilmesidir.
4. Ekonomik İstismar; yaşlıya bakım verenin, yaşlıya ait para veyamalı yasal olmayan şekilde kötüye kullanılması veya çalmasıdır.
5. İhmal; Bilerek veya bilmeden yaşlı bireyden yiyecek, içecek, ilaç,tıbbi cihaz ihtiyaçlarını esirgemek, bakım vermedeki sorumluluklarını yerinegetirmede isteksiz davranarak veya reddederek yaşlıya duygusal, fiziksel acı vesıkıntı vermektir. Örnek olarak yeme, giyinme, ısınma, kişisel hijyen gibigereksinimlerin karşılanmaması, duygusal-sosyal uyarının sağlanmaması, uzunzaman yalnız bırakılması bunların başında sayılabilir.
BAKIM HİZMETLERİNİ SAĞLAMA SIRASINDA KARŞILAŞILAN
ETİKSEL SORUNLAR
Etik sorunlar, bakım sırasında hasta ve bakım veren arasındakiilişkinin iyi olmasıyla ilgili tereddütlerin veya itirazların ortaya çıktığıdurumlardır. Etik sorunlar, ya bakım sırasında gerekli davranışın biçimlendirilmesiilgili belirsizlik yaşanması veya üzerinde uzlaşmaya varılmış davranış biçimineuyulmaması gibi iki ana grupta toplanılabilir. Genel olarak bunların ilki “etikikilem” ,ikincisi “etik ihlali” olarak adlandırılmaktadır.
Etik ikilem tedavi sırasında mesleki bilgilerin kullanılması ileilgili çelişkidir. Örneğin tedaviyi durdurarak acıyı dindirme yaşamı korumailkesi ile çelişir. Diğer örnek, hastanın sırlarını söylememe mahremiyetilkesine dayanır, ancak intihar edebilecek hastanın durumunu söylemek sır tutmaile gerçeği söyleme ilkesi arasında kalınan bir tür ikilemdir.
En çok karşılaşılan etik problemlerin ana başlıkları şunlardır:
• Doğruyu söylememe
• İşbirliğini reddetme
• Yetersizlik
• Yetki azlığı
• Hasta yararına karar vermede güçlük
• İlacın kötüye kullanımı
• Bireylerin denek olarak kullanılması
• Hekim istemini uygulama/uygulamama
• Yetersiz koşullarda çalışmayı reddetme
• Bilgilerin gizliliğini paylaşma
• Yaşamı destekleyici tedavilerin/araçların sonlandırılması
• Şüpheli ilaç istismarının rapor etmeme
• Bilgi vermeme
BAKIM HİZMETLERİNE TOPLUMUN BAKIŞI
Toplumdaki yanlış kanı, devletin bakım verdiği huzurevler veyabakım evleri ile ilgili olandır. Huzurevleri toplum gözünde bakım verilmeyenyaşlının atıldığı yerler olarak algılanır ve fikri çoğunlukla reddedilir.Toplumda bakım hizmetlerinin evde işin profesyoneli olarak birine devredilmesidüşüncesi özellikle maddi kaynakları iyi olan kesimlerde giderek kabul görmeyebaşlamıştır. Evde bakım parası ile ilgili gelişmelerde bunu desteklerboyuttadır.. Burada temel sorun, bakıcıya güven, bakım sırasındaki oluşabilecekolumsuzluklara karşı kaygı, yaşlının olduğu kadar, evin ve değerli eşyalarınzarara uğrayabileceği düşüncesidir Geleneksel anlamda ise daha önce ev,temizlik işlerinde çalışan konunun 10
yabancısı bireyler ile Türkiye’de oturma iznibile olmayan daha ucuza hizmet veren yabancı kökenli bakıcılar bakım pazarınıoluşturmaktadır.
BAKIM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ AHLAK VE DİNSEL KURALLAR
Dini inanç, kelime anlamı ile bir düşünceye bağlı bulunma, birdine inanma, inanılan şey, görüş, öğreti anlamında olup, inançlar bireylerinyaşam biçimini, tutumlarını, sağlık ve hastalık hakkındaki duygularınıetkileyerek davranışlarına rehberlik ederler. Bilimsel araştırmalara göre hastabakım hizmetleri sırasında dini ve
ruhani hayatla ilgili konular gündeme gelmektedir. Bu nedenlebakım verenin hastanın biyolojik olduğu kadar dinsel durumunu da tanımasıgerektiği söylenir. Çünkü hastanın dinsel yaşantısı onun biyolojik ve psikolojikyapısını da etkiler. Örneğin birçok insana göre hastalık, bireyin sabrını ölçenbir sınama
sistemidir. Hasta bazen hastalığını günahkârlığa karşılık bir cezagörerek reddedebilir. Ölümcül bir hastalık için savaşmayıp kendini ölüme terkedebilir. Hastalıklarla ilgili “bu neden bana oldu?” ya da “neden tanrı buhastalığı bana verdi? ”soruları ile kendini sorgulayabilir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda birçok ırktan, milletten, dindeninsanlar
yüzyıllarca bir arada yaşamıştır. 2. Abdülhamit 1896 yılındaDarülacezeyi kurduğunda midraş, şapel ve camiyi de inşa ettirmiştir. Yineİstanbul darülaceze Müdürlüğünde de, midraş, şapel ve mescid yan yana bulunmaktadır.
Örneğin Yehova şahitleri, yaşamı tehdit eden durumlarda bile kantransfüzyonunu kabul etmezler. Musevilerin bir kolu olan Brastlav Hasidizmiyandaşları, modern tıbba ve psikiyatriye karşı olumsuz bir tutum içindedir.Oruç tutulan aylarda, hasta oruç tutmakta ısrarlı ise gün içinde alınanilaçları aksatabilir.
Bakım veren kişi açısından hasta ile kendi dinsel duygularını çokkarşı karşıya getirmemeye çalışmak, dinsel tutumları konuşurken rahat olmak,hasta ve
ailesinin içinde bulunduğu durumu anlar açısından değerlendirmekyerinde olur.
7.ünite
Özbakım ve beslenme
Ülkemizde 2010 yılı rakamlarına göre 65 yaş üstü nüfus %7.1,yaklaşık 5 milyon yaşlı seviyelerindedir. Ortalama yaşam süresi ise 2008yılında erkeklerde 70.6 ve kadınlarda 75.7 olarak bildirilmiştir.
Malnutrisyon; yani yetersiz beslenme yaşlılarda sıktır ve erkentanınması ve tedavisi hayat kurtarıcı olabilmektedir. Yaşlının kiminleyaşadığı, özbakımını kendisinin mi yaptığı, nerede oturduğu, evi, sosyoekonomikve eğitim durumu, yakınlarının ilgisi ve desteği, toplumun desteği, resmi veözel kurumlarının bakış açıları gibi bir çok faktör yaşlıda özbakımı ve bununlailgili parametreleri etkilemektedir.
BİREYSEL BAKIM VE TEMİZLİK BECERİLERİNİN TANIMI
Her yaşlının öz bakımında bazı temel ihtiyaçlar vardır. Beslenme,boşaltım, hareket, giyinme ve vücut ısısının korunması, yardımcı cihazkullanımı, ilaç kullanımının düzenlenmesi alanlarındaki bireysel bakımihtiyaçları ortaya çıkarılmalıdır.
Yaşlı hastanın kendine bakım kapasitesi günlük yaşamaktivitelerinin değerlendirilmesiyle ölçülür. Günlük yaşam aktiviteleri temel(GYA) ve enstrümantal günlük yaşam aktiviteleri (EGYA) olmak üzere 2 grubaayrılır. 65 yaş üzerindeki grubun %25’inde, 85 yaş üzerinde ise %50’sinde temelGYA’de bağımlılık tespit edilmiştir. Bu bağımlılık kardiyovaskülerhastalıklara, demansa veya kas-iskelet sistemi hastalıklarına bağlı olabilir.
GYA veya EGYA’de saptanan düşüşler depresyon, demans, düşme, inkontinans,görme problemi veya diğer hastalıkların habercisi olabilir Bu alanların testedilmesi için geliştirilen ve en sık kullanılan ölçek Barthel’in Günlük Yaşam AktiviteleriÖlçeğidir. Bu testin amacı hastanın günlük işlerinde ne yaptığını 11
kaydetmektedir.Hastanın ne yapabileceğini öğrenmek hedeflenmemiştir. Değerlendirilen işlergayta kontinansı, idrar kontinansı, beslenme, yıkanma (yüz yıkama, saç bakımı,tıraş dahil olmak üzere), giyinme, transfer, tuvalet kullanma, mobilite,basamak çıkma ve banyodan oluşmaktadır
Lawton-Broody Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği (EGYA)ise işlemleri hastanın ne derece bağımsız yerine getirdiğine görepuanlandırılır. Toplam puan 17’dir. Alınan puan bağımsızlık derecesinigösterir, aktiviteleri yerine getirmedeki bağımsızlık derecesi arttıkça alınanpuan da artar.
GİYSİ VE BARINMA KOŞULLARI
Barınma sadece yaşanan yeri değil; yaşanan yerin ısınma, temizlik,güvenlik kısımlarını da içermektedir.
Ülkemizde kurumsal bakım için 20 binlerde bir yatak kapasitesi vardır,bunun 50 bin ve 100 binli rakamlara çıkmasına ihtiyaç vardır. Yine 2010yılından itibaren uygulamaya geçen evde sağlık hizmeti, aile hekimi tarafındanyaşlının evde bakımı, belediyelerin evde bakım destekleri, evde barınma vetemel ihtiyaç destekleri gibi evde bakıma yönelik faaliyetlerin arttırılması,evde bakımın geliştirilmesi son derece etkin ve ekonomiktir.
Giyinme ve giysiler özbakımın son derece önemli temelalanlarındadır. Yaşlının giysi bulması, giysilerinin temizliği, rahatlığı,pratikliği, son derece önemlidir.
Giysilerin pratik, az düğmeli, rahat, bol olması belirleyecidir
TEMİZLİK
Yardıma ihtiyaç durumutespit edilmelidir. İdrar ve gayta tutamamak veya zaman zaman kaçırmak sonderece önemlidir ve uygun önlemler ve tedavi ile temizlik hedeflenmelidir. Yinedemansı olan yaşlılarda, felçli yaşlıda, depresif yaşlıda, hareketkabiliyetinde yetersizlik olan yaşlıda temizliğin sağlanması son dereceönemlidir.
İDEAL BANYO VE TUVALET KOŞULLARI
Kaymayan terlikler kullanılmalıdır. Tuvalet ve banyoya gidenantrede ve tuvalet yanında; duş yanında tutunma barları olmalıdır. Tutunmakolları duvarda yatay eksende iyi sabitlenmiş olmalıdır. Tutunma barlarınınçapı 4-5 cm olmalı ve zeminden 90-100 cm yükseklikte yerleştirilmelidir.
Banyo kapısı mekanı daraltmamak için dışarıya açılmalıdır. Banyozemini kaymaz, ışık ile parlamayan özellikli malzemeden yapılmalı ve döşemelerıslak bırakılmamalıdır. Zemin ile duvar rengi kontrast oluşturacak şekildefarklı renklerden yapılmalıdır. Giriş ve çıkışlarda düşmelere neden olabileceğindenküvetten kaçınılmalıdır. Oturaklı duş sistemi tercih edilmelidir. Armatürlerkolay açılır kapanır özellikte olmalıdır. Banyoda havalandırma sistemi ve sıcakkaynağı güvenliği olmalıdır
ÖZ BAKIMI GERÇEKLEŞTİRME SIRASINDA KİŞİSEL VE
ÇEVRESEL GÜVENLİK
Öz bakım sırasında güvenlik; banyo-giyinme-barınma-ısınma-yemekhazırlama-kontinans-transfer gibi öz bakım örneklerindeki güvenliktenoluştuğundan ev içi güvenlikten yaşlının yemek yerken aspire etmesininengellenmesine kadar farklı alanları içerebilir. İlaçların güvenliği de bukonuya girmektedir.
Ev içinde mobil telefon olması, tuşların büyük olması, yaşlınınkolay kullanabilmesi, teknoloji kullanılarak yaşlı evinin alarm sistemleri ileve acil durumlarda yardım isteme sistemleri ile modernize edilmesi idealönerilerdendir.
ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA
İnfeksiyon hastalıkları 65 yaş ve üstü insanlarda hastaneye yatışaneden olan hastalıklarda ilk onda, mortaliteye sebep olan hastalıklarda ilkbeşte yer alır. 12
Yaşlanma sürecinde, infeksiyon hastalıklarını kolaylaştıranfizyolojik değişiklikler vardır. Prostat hipertrofisi, rahim sarkması, idrartorbası hastalıkları idrar yolu infeksiyonlarını; mukosilier kleransın azalması,öksürük refleksinin azalması, sık aspirasyon, diyabet-kronik obstrüktif akciğerhastalığı, alkol öyküsü, kalp yetmezliği, gibi kronik hastalıklar, boğazflorasında ajan patojenlerin kolonizasyonu, bakımevlerinde yatanlarda gram negatifbakterilerin kolonizasyonu pulmoner infeksiyonların sıklığını arttırır.Hücresel immunitede bozulma sonucunda gecikmiş tip aşırı duyarlılıkmekanizmalarının bozulması, lökosit fonsiyonlarının bozulması, ve humoralimmunitede azalma, önemli fizyolojik değişiklikler iken, yaşlılıkta üriner ve pulmonersistem infeksiyonlarını kolaylaştıran yapısal değişiklikler vardır.
Yaşlıların şikayetlerini doktora söylemedikleri, infeksiyonbelirtilerini yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak algılamaları, sosyokültüreletkiler, yaşlının kognitif kapasitesindeki azalmalar, demans ve depresyonsıklığının yaşlılarda artması, infeksiyon hastalıklarına yönelik tanısalişlemlerin bu yaş grubunda güçlükle yapılması, kronik hastalıkların sayısınınçokluğu, ilerleyen yaşla hastalıklara yanıtın değişmesi (ateş yanıtı, lökositozgibi klasik infeksiyon bulgularının yokluğu) yaşlıda tanıyı geciktiren faktörlerdendir.Hastalarda sadece halsizlik, iştahsızlık, konfüzyon, inkontinans gibiinfeksiyonla direk ilişkisi olmayan nonspesifik şikayetler vardır
Yaşlı hastalarda sebebi bilinmeyen ateşlerin nedeni geneldegençlere göre daha kolay bulunur ve bağ doku hastalıkları (temporal arterit,polimiyalgia romatika...) ve kanserler (lenfoma ve karsinom ) önemli ve sıksebepler arasında yer alır. Ateş cevabının azalması ilerleyen yaşla termalhemostazda meydana gelen bozukluklar (çevre ısısının algılanması, sudomotorcevap değişiklikleri), interleukin-1 ve tumor nekrozis faktör alfa(TNFa) gibiendojen pirojen maddelere yanıtın azalması, hipotalamusun endojen pirojenmaddelere duyarlılığının azalması, vücut ısısı yapım ve korunumunda bozulmaile, malnutrisyon, kronik debilite gibi faktörlerle açıklanabilir.
Yaşlılarda enfeksiyonlara bağlı mortalitenin daha sık olması,immunitede yaşla beraber meydana gelen azalma, sıklıkla altta yatan ciddihastalıkların varlığı, nazokomial enfeksiyonların hospitalizasyon sıklığısonucunda artması, diyagnostik ve terapatik girişimlerin ve bunlara bağlıkomplikasyonların bu yaş grubunda sık olması, antibiyotik tedavi yanetkilerinin sıklığı gibi nedenlerle açıklanabilir
Sağlıklı yaşlılara influenza, pnömoni ve tetanoz aşıları yapılmasımutlak bir gerekliliktir
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
Oral kavite, beslenmeye başlamada ve konuşmada anahtar rol oynar.Gastrointestinal sistemin bir parçası olarak bu sistemi etkileyen hastalıklarıntutulumunda ağız boşluğunu da değerlendirmelidir. Özellikle ağız kanserlerininsık görüldüğü, tükrük göllenmesinin en yoğun olduğu yerler, bukkal mukoza,yumuşak damak, ağız tabanı, dilin yan kenarları unutulmamalıdır.
Diş mine ve sement adlı iki dış kaplayıcı tabakadan oluşur. Mineağız boşluğunda kalan diş yüzeyini kaplayan, %90 dan fazla mineralize doku içerenve vücutta bulunan en sert madde olarak bilinen yapıdır. Sement köklerinyüzeyini kaplar. Mine ve sementin altında esas diş dokusu olan dentin yer alır.Dişin en iç kısmında pulpa adlı sinir lifleri, kan ve lenfatik damarlarınbulunduğu yapı bulunur..
TEMEL BESLENME İLKELERİ
Yaşlılarda B12 vitamin eksikliği sıktır, D vitamini eksikliğisıktır; bu iki vitamin sıklıkla yerine konmalıdır, hekime danışılarak; ancaközel durumlar dışında bu iki vitamin harici bir beslenme desteğine gerekyoktur. Beslenme immün sistemi destekler, bağışıklığı arttırır, yaraiyileşmesini destekler, yara oluşumunu azaltır, dengeyi olumlu etkiler;demansın önlenmesinde ve tedavisinde dahi önemli etkileri vardır. 13
Beslenme sorunlarının tespiti için yaşlı değerlendirmelerindebeslenmeye yönelik tarama testleri son derece önemlidir. Mininutrisyoneldeğerlendirme en sıklıkla kullanılan testlerdendir. Taramanın sonucuna göreyaşlı beslenme yetersizliği riski taşıyorsa, bozukluğun şiddeti ve nedenlerisaptanmalı ve uygun beslenme programı geliştirilmelidir. Yaşlının ilaçları,metabolik durumu, hastalıkları plan çizilmesinde son derece önemlidir.
Malnütrisyon tanımı yetersiz beslenmeden aşırı beslenmeye kadargeniş bir yelpazeyi içerir. Yaşlı insanlarda dengesiz beslenme protein-enerjimalnütrisyonuna, vitamin eksikliklerine (vitamin B12 ve D vitamini) ve kalsiyumalımı yetersizliğine neden olur. Malnütrisyon yaşlı hastalarda, immunitede zayıflama,infeksiyonlara yatkınlık, yara iyileşmesinde gecikme, osteoporoz ve diğerko-morbiditelere neden olmaktadır.
Sağlık personeli veya yaşlıyla birlikte kalan kişi son altı ayiçinde %10 veya daha fazla kilo kaybı veya artışı olup olmadığını sorgulamalıve periyodik olarak yaşlının vücut ağırlığını değerlendirmelidir. Budeğerlendirmede tarama amaçlı Mini Nutrisyonel Değerlendirme Testikullanılabilir.Felçli, diyabetik, demanslı, hipertansif, depresif yaşlılarda vebaşka hastalıkların varlıklarında
hastalıklarına özgü beslenme son derece önemlidir.
Alzheimer hastalığında asıl büyük sorun orta evreden itibaren veözellikle ileri evrede hastanın yeterince beslenememesidir. Hatta ne yediğini,yemek yemenin önemini, ne zaman yediğini hatırlamayabilir. Yaşlıda tat duyusu,koku duyusundaki azalmalar, el titremeleri olanlarda çatal kaşık tutmazorlukları; yaşlının dişlerinin yetersiz oluşu, yaşlıda yetersiz beslenme (malnutrisyona)olasılığını arttırmaktadır.
Alzheimer hastalarında yemek sırasında huzursuzluk artışı sıktır. Bunedenle hastanın yemek saatlerini, yanında rahat ettiği yakınlarıyla birlikteolabileceği bir zamana ayarlamak yararlı olacaktır. Dikkat dağıtacak seslerolduğunda yemek yemek istemiyorsa televizyonun açık olmamasına, yemek saatindeevin içinde gürültü olmamasına dikkat edilmelidir. Yemek sırasında hastanındikkatini toplaması icin özen gösterilmelidir. Sade bir masa ve sade bir yemekdüzeni yararlı olacaktır. Kullanılan bardak-çatal-tabak pratik, kolay tutulan,kesici olmayan, kırılmayan şekilde olursa hastanın yemek yemesi hem kolaylaşırhem de hastaya zarar verme olasılığı azalır. Hastaya çok sıcak yemeklervermemeye dikkat edilmelidir, üstüne dökebilir. Yemesi kolay, yutmaktazorlanabileceği kadar sert olmayan besinler vermeye çalışılmalıdır. Yaşlıda kabızlıksıktır. Bu sebeple lifli gıdalarla ve bol sebze- meyve ağırlıklı beslenmesinisağlanmalıdır
8.ünite
Bakım Elemanının Karşılaşılması Muhtemel Olan Sağlık Sorunları veAlınması Gereken Önlemler Tıbbi Dokümantasyonun Hukuksal Yönü
Gelişen sağlık teknolojileri, bilgi çağının getirdiği değişimlersayesinde yaşlı ve bakıma muhtaç populasyondaki artış sağlık alanında niteliklielemanlara olan ihtiyacı artırmaktadır.Çalısan bireyin beden ve ruh saglıgınınkorunması, çağdaş bilimin temel amaçlarından biri olmustur.- Çalışma ortamındankaynaklanan sağlık sorunları açısından risk altında olan meslek gruplarıarasında sağlık hizmetlerinde çalışanlar ilk sıralarda yer almaktadır . SosyalSigortalar Kurumu’ nun 2003 yılı
verilerine gore çalışanlarda en fazla bel ve sırt bölgesiniilgilendiren sağlık sorunları görülmektedir.Çalışma ortamında sağlığa zararveren faktörler fiziksel ve psikososyal olabilmektedir.
BAKIM ELEMANININ FİZİKSEL SORUNLARI
Bakım elemanlarının fiziksel rahatsızlıkları denildiğinde aklagelen hastalıklar, kas-iskelet sistemiyle alakalı olanlardır. Kas-iskelethastalıkları, tüm çalışma gruplarında her yıl 600.000 çalışandan daha fazlasınıetkileyerek,işten uzak kalmaya neden olan işle ilgili yaralanmaların üçtebirinden daha fazlasını
oluşturmaktadır. İşle ilgili kas-iskelet hastalıkları eğilme,dönme, ağır kaldırma ve güçlü hareketlerle ilişkilidir. Bakım elemanlarında kasiskelet sistemiyle ilgili en sık görülen rahatsızlık bel ve sırt ağrılarıdır.Belağrısı, yetişkinlerin %60-80’ ini yaşamlarının bir döneminde etkilemekte ve ensık 25-44 yaşlar arasında görülmektedir.Gelişmiş ülkelerde iş gücü kaybına yolaçan hastalıklar arasında bel 14
ağrıları ikinci sırada yer almaktadır ve üretimazalmasını etkileyen en önemli faktör olarak kabul edilmektedir. İşe bağlı belağrıları, hemşirelerde diğer kadın çalışanlara göre 1,5-2 kat fazlagörülmektedir.
Dünyada yapılan farklı araştırmalarda hemşirelerde bel ağrısınınbir yıllık prevelansını %45-%69 arasında bulunmuştur. Ülkemizde yapılançalışmalarda hemşirelerin yaklaşık olarak %65-%85’ inin bel ağrısı yaşadığıbelirlenmiştir. Bel ağrısı; bireyin gücünü aşan şekilde ağırlık kaldırması,uygun taşıma gereçlerinin olmaması, personel eksikliğine bağlı olarak fizikselyükün artması, vücut mekaniklerinin doğru kullanılmaması ve bu konuda eğitim eksikliğigibi pek çok nedenlere bağlanmaktadır. Mesleğe bağlı bel ağrısının bakımelemanları arasında bu kadar yaygın olmasındaki en temel etken ise hasta kaldırmagirişimleridir.
Yapılan çalışmalarda bakım elemanları, bel ağrılarının başlamasınayol açan işler arasında hasta kaldırmayı (%35) ilk sırada göstermişlerdir vebakım elemanlarında 5 kg’ dan fazla ağırlık kaldırma ile bel ağrıları görülmedurumu arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Aynı çalışmada bakım elemanlarınınyarısından fazlasının oturma (%53.6), yerden nesne kaldırma (%57.1), uzanma (%82.2)ve hastanın yatak kenarına çekilmesi (%53.4) gibi uygulamaları doğru olarakgerçekleştirmediği belirlenmiştir.
Bakım Elemanlarında Bel Ağrısının Görülme Nedenleri
1. Hastaların Hareket EtmesineYardım: Hastaların ortalama ağırlıkları, güçlü kadın işçilerin %90'nınkaldırma kuvvetini aşmaktadır.
2. Personel Yetersizliği:Bakım elemanları hastanınkaldırılması, taşıması ve hastaya pozisyon verilmesi sırasında yardıma ihtiyaçduymaktadır.
3. Çalışma Ortamının Hasta Bakımına Uygun Düzenlenmemesi: Hasta yatakları, hasta üniteleri,banyo ve tuvaletler, tıbbi araç ve gereçlerin yeterli ve uygun olmaması hastanakil ve bakım işlemlerini güçleştirmekte ve bakım elemanlarının zorlanmalarınayol açmaktadır. Öncelikli olarak çalışma
ortamlarının uygun ergonomik dizaynı yapılmalı, çalışana güvenlibir ortam hazırlamalı daha sonra vücut mekaniklerinin doğru kullanımı sonucuçalışanın sağlığının korunması ve verimlilikten bahsedilmelidir.
4. Bakım Elemanlarının Çoğunluğunun Kadın Olması: Boy, kilo ve kas kuvvetiaçısından erkeklerden farklı olan kadınların, ağırlık kaldırma eylemlerindedayanıklılıklarının daha az olması kas- iskelet rahatsızlıkları riskiniartırmaktadır.
5. Hasta Bakımında Yaşanan Stres İş stresi yaşayan bakım elemanlarında boyun, omuz ve belproblemleri daha çok görülmektedir..
6. Üniforma ve Ayakkabı:Bakım elemanlarınınhareketlerini kısıtlayan üniforma ve rahat olmayan ayakkabılar kas iskeletsistemi sorunlarına yol açmaktadır. Ayağa uygun, hafif topuklu, rahat ayakkabıgiyme, uygun pozisyonun sürdürülmesi ve dengenin sağlanması açısından önemlidir.
Kas gerginliği, tendinit ve karpal tünal sendromu, omuz ağrılarıbakım elemanlarında görülen diğer kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarıdır
Bakım elemanları arasında yapılan çalışmalarda, karpal tünelsendromlarının %70’i, tendinitlerin ise %62’si kadınlarda görülmüştür. Çok yüksekçalışma yükseklikleri ve ekipmana uzanma artışı omuz ağrısına nedenolabilmektedir.
BAKIM ELEMANININ PSİKOLOJİK SORUNLARI 15
Ruh sağlığı sorunları, tüm akut ve kronik sağlık sorunlarınınönemli bir oranını olusturmasının yanı sıra, çalısma yasamında en fazla iş gücükaybına neden olan sorunlardan biridir. Tüm hastalıklar dikkate alınarakyapılan sıralamada iş yaşamını en çok etkileyen rahatsızlıklar kalphastalıkları, ikincisi ise ruhsal
bozukluklardır. Bakım elemanları, zor çalısma kosulları,uykusuzluk, yorgunluk, görev ve sorumlulukların yeterince belirlenmemiş olması,acı çeken, felçli veya kendinde olmayan insanlara hizmet vermek gibi bir dizi sorunlakarsılaşmaktadır..
Ruh Sağlığını Etkileyen Faktörler
Bireylerin ruh sağlığı üç noktanın etkileşimi sonucu belirlenir;kalıtım, gelişim basamakları, çevre ve insan.
Ruhsal hastalıkların oluşmasında etkili faktörler arasında;cinsiyet, evlilik, aile, iş yaşamı, egitim, kültürel yapı, sosyo-ekonomiksınıf, yaşanan çevre yer almaktadır.
Stres, organizmanın fiziksel ve ruhsal sınırlarının tehditedilmesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle çok etkenlidir veorganizmanın dengesini değiştirerek fonksiyonel ve/veya yapısal patolojilere öncülükeder. Stres; bireyin iç ve dış ortamlardaki değisiklikleri tehlike olarakalgıladıgı, uygun kaynaklara sahip oldugunda uyum gösterdigi ve dengesinisürdürdüğü, kaynaklar yeterli olmadığında uyum ve dengesinin bozulduğu dinamikbir süreçtir. Bireylerin stres düzeylerinde farklılıkların görülmesinde;bilişsel degerlendirme, başa çıkma mekanizmaları, uyaranların süresi, şiddetive anlamı, yaşanan benzer deneyimler, kişilik özellikleri, durum üzerindekikontrol algısı, sağlık durumu gibi “kisiye
özgü psikolojik faktörler” rol oynamaktadır. Çalışanlarda ruhsalçatısma alanları; işyerinde kişiler arası ilişkiler, yapılan işin çalışanınyaşantısını değiştirmesi ve işin fiziksel etkilerinden kaynaklanabileceğibelirtilmektedir.
Çalışanın ruh sağlığını etkileyenbaşlıca konular şunlardır;
• İş sürecinin fiziksel faktörleri;
İş yerinde uygun olmayan hava sıcaklığı, rutubet, havalandırma,gürültü, aydınlatma, iş yerinin hijyen, temizlik ve düzeni çalışanların ruhsağlığını yakından etkilemektedir.Uygun olmayan iş yeri koşullarının psikiyatrikbozuklukların gelişimine olan etkilerini inceleyen çalısmalarda bu etmenlerinminör psikiyatrik bozuklukların ortaya çıkmasına neden oldugu gözlenmistir.
• Çalışanda, aynı zamanda bedensel bozukluğa sebep olan fizikselfaktörler; Bireyin bedenine fiziksel olarak zararlı etki yapan gaz vebuharlar, gürültü, vb. etkenler organik olarak bireye zarar vermelerininyanında ruhsal bozukluk belirtileri de ortaya çıkarmaktadır.
• İşin organizasyonu ile ilgili problemler;
Vardiya çalısması bedenin normal çalışma ritmi ile çeliştiği içinkronik yorgunluğa ve bireyin aile ve sosyal yaşamının bozulmasına sebep olur.
• İş faaliyetlerinin psikolojik özellikleri;
İş ritmi ve temposu, monotonluk çalışanın ruhsal yapısı üzerineetkide bulunmaktadır.
• İş yerinin ergonomik sisteme uygunluğu;
Çalışma düzeninin ergonomi kurallarına uygunluğu çalısanlarınortamdaki risk faktörlerinden etkilenmesini azaltır. Ergonomik açıdan çalışmaortamındaki başlıca riskler; Biyolojik riskler 16
(enfeksiyon), kimyasal riskler(kimyasal ajanlar, antineoplastik ajanlar, anestezik gazlar, temizleme ve sterilizasyonsolüsyonları, ilaçlar, sabunlar vb.), çevresel riskler (kaygan zemin, kötüdizayn vb.),
biyomekanik riskler (tekrarlayıcı hareketler, titreşim, ağır yükkaldırma vb.).
• İş yerinde kişilerarası iliskilerin etkisi;
Ruh sağlığı araştırmaları, çalışan bireylerde ruhsal bozuklukolaylarına rastlanma oranının yüksek olduğunu göstermektedir. Ruhsal bozukluklar;bireyin hem genel sağlığının bozuk olmasına hem de ciddi ekonomik ve sosyalkayıplara neden olmaktadır. Yapılan araştırmalarda bazı iş gruplarınındiğerlerine oranla daha zorlayıcı özelliklere sahip oldugu belirlenmiştir.Özellikle insanla yüz yüze çalışan ögretmenler, polisler, doktorlar, hemşireler,hasta bakım elemanları bu riskle en çok karşı karşıya bulunan meslekgruplarıdır.
Bakım elemanlarında baş ağrıları, sırt ağrıları, az uyumak,yorgunluk, kaygı, gerginlik, dikkat toplama güçlügü, güven azalması, sigara vealkol kullanımının artması, kazalar, kişiler arası ilişkilerde azalma, sosyalrollerin yürütülmesinde beceriksizlik, sosyal izolasyon, stresin en erkenbelirtilerini oluştururken
uzun dönemde psikolojik sonuçlar, anksiyete ve depresyon olarakkendini gösterebilmektedir. Anksiyete ve depresyon yaşam streslerine karşıverilen normal psikolojik yanıtın parçalarıdır. Temel sağlık hizmetlerinderuhsal bozukluklarının görülme oranının %20-30 arasında değiştiği ve bunlarınbüyük
kısmını depresif bozuklukların ve anksiyete bozukluklarınınoluşturduğu bildirilmektedir. Depresyon; üzüntü duygusuna bireyin etkinliğini ve günlük hayatını etkileyen, duygusal,zihinsel ve davranışsal belirtilerin eşlik ettiği bir durumdur.
Depresyonun iki temel belirtisi; çökkün duygu durum (kederli,hüzünlü, elemli ruh hali) ve ilgi, istek azalması ve/veya hiçbir şeyden zevkalamamadır. Depresyonun bu iki temel belirtisinin yanı sıra yorgunluk, enerjiazalması, bitkinlik, uyku bozuklukları, dikkat toplamada güçlük, iştahbozukluğu, kendine güven azalması, değersizlik ve suçluluk duyguları, ölüm veintihar düşünceleri, hareket ve
konuşmalarda yavaşlama ya da ajitasyon belirtilerinden en az birigörülmektedir.
Depresyonu başlatabilecek psikososyal risk etkenleri; kadın olmak,olumsuz yaşam olayları, sosyal desteğin yetersiz olması, iş yaşamındakiçatışmalar ve doyumsuzluklar, aile sorunları vb. durumlardır. Anksiyete;dışarıdan gelen herhangi bir uyarana karşı oluşturulan normali aşan korkuduygusu olup,
yaygın emosyonel reaksiyonlar ve çaresizlik duyguları ile belirginolabildiği gibi, fizik ve psişik yakınmalarla maskelenmiş veya birlikteolabilir. Anksiyetenin belirtileri arasında; korku, kaygı, endişe, panikduygusu, aşırı tedirginlik, huzursuzluk, yorgunluk, uykusuzluk, konsantrasyongüçlügü, nefes almakta güçlük, baş ağrısı, motor gerilim ve huzursuzluk,taşikardi ve aritmiler, göğüste ağrı veya sıkıntı hissi bulunmaktadır.
Belirli gruplar anksiyete bozuklukları için daha duyarlıdır;bunlar kadınlar, gençler, sosyal sorunları olanlar ve geçmişte psikiyatriksorunları olanlar olarak sıralanabilir.
BAKIM ELEMANININ FİZİKSELVE PSİKOLOJİK
SORUNLARININ NEDENLERİ VE BAŞ ETME YOLLARI
Bakım elemanlarının fiziksel ve psikolojik sorunlarıyla başedebilmek için bu sorunların sebepleri ortaya konmalıdır. Bu sebepler kişidenkişiye farklılık gösteren bireysel faktörler ve çevreden kaynaklanan psikososyalfaktörler olmak üzere ikiye ayrılır.
Bireysel Faktörler
Bireysel faktörler arasında yaş, cinsiyet, fiziksel egzersiz,sigara kullanımı, kişisel eğitim, vücut mekaniklerinin bilinmesi veantropometrik ölçüler bulunmaktadır. 17
Cinsiyet ve Yaş
Bakım elemanı olarak çalışan bayanlar kas- iskelet sistemleri vepostür özellikleri nedeniyle erkeklere göre olumsuz koşullardan daha fazlaetkilenmektedir. Ayrıca bakım işiyle uğraşan kadınlarda özel bir durum olangebelik önemlidir. Gebelikte karın büyüklüğünün en büyük orana ulaştığı üçüncütrimesterde en büyük travma riski altındadır. Karpal tünel sendromu görülmeriski gebelikte artar, vücut dengesini bozulması fiziksel travma riskiniartırır. Mesleksel Sağlık ve Güvenlik Birliği (OSHA) kas- iskelethastalıklarını kadınların daha fazla yaşadığını
bildirmektedir. Fiziksel iş yeteneği 25- 30’lu yaşlarda en yüksekdüzeye ulaşır. Bu yaşlardan sonra azalmaya başlarken karar verme vedeneyimlilik artışı devam eder. Karar verme yeteneği 55-70 yaşları arasında kasgüçsüzlüğü ve yanıtlama süresindeki gelişmeler ile solunum, kalp ve damaryetersizliğinden dolayı azalmaya başlar.
Fiziksel Egzersiz ve Sigara Kullanımı
Fiziksel egzersiz yapmak ve sigara kullanmamak sağlıklı yaşambiçimi davranışlarıdır.
Eğitim
Temel bakım hizmeti bilinci oluşturarak, çalışanların sağlık vegüvenliğini iyileştirmek, iş verimliliğini ve kalitesini artırmak eğitim ilemümkün olabilir. Örneğin; bel ağrısı çalışanın fiziksel aktivitelerini kısıtlayaraksakat bırakabileceği gibi iş veriminin azalması sonucu kişinin işinikaybetmesine neden
olabilir. Uzun sürdüğünde psikolojik sorunlara yol açabilir.
Vücut Mekaniklerinin Öğrenilmesi
Vücut mekanikleri terimi birey hareket ederken, bir şeykaldırırken, duruş, oturuş, yatış pozisyonundayken ve tüm günlük yaşam aktiviteleriyerine getirilirken kas, iskelet ve sinir sisteminin koordineli bir şekildeçalışmasını içeren oldukça kapsamlı bir terimdir.
Vücut mekaniklerinin ilkeleri aşağıdaki başlıklar altındatoplanabilir:
1. Dayanma yüzeyinin genişlemesi ve ağırlık merkezinin dayanmayüzeyine yaklaşması cismin dengesini artırır.
2. Ağırlık çizgisi dayanma yüzeyinden geçtiği sürece cisim dengedekalır.
3. Ağırlık çizgisi dayanma yüzeyinden çıktığı zaman, dengeyisağlamak için gereken enerji miktarı artar.
4. Hareketin gerçekleştiği yöne doğru dayanma yüzeyiningenişletilmesi, dengenin sağlanması için gereken çabayı aza indirir. Şöyle ki;hareket önden arkaya olduğunda bir ayak arkaya atılmalı, iki ayak arasındayaklaşık 45 cm'lik bir uzaklık oluşturulup dayanma yüzeyi genişletilmelidir. İyibir denge sağlamak için tabanlar yere tam olarak temas etmeli ve iki ayakbirbirine paralel olmak yerine, arkadaki ayak diğeriyle 60-90° lik bir açıyapmalıdır.
5. Gövdeyi dik tutup kalçayı ve dizleri bükerek eğilmek, iş yükünübüyük ve kuvvetli kas gruplarına dağıtır ve sırtın incinmesini önler.
6. Kas grupları ne kadar güçlü ise, o kadar ağır işi güvenlikleyapabilir.
7. Çok sayıda kas grubunun bir işe katılması, iş yükünü azaltır.
8. Yüzün ve gövdenin hareketin yönüne dönük olması, omurganınkendi ekseni etrafında, dönmesini önler.
9. Zemin ve cismin sürtünmesi az ise bir cismi o zemin üzerindeitmek, çekmek veya kaydırmak, cismi yerçekimine karşı koyarak kaldırıptaşımaktan daha az kuvvet gerektirir.
10. Bir cismi yuvarlamak, döndürmek veya bir eksen etrafındaçevirmek, onu kaldırarak taşımaktan daha az kuvvet gerektirir.
11. Bir cismin kaldırılmasında kaldıraç kullanılması, cisminkaldırılmasını kolaylaştırır. 18
12. Hareket sırasında cisim ile zemin arasındaki sürtünmeazaldıkça, cismi hareket ettirmek için gereken kuvvet de azalır. Sürtünme,hareket yönünün karşı yönünde oluşan bir kuvvettir. Bazı temel ilkelere dikkatedilerek sürtünme azaltılabilir:
a. Dayanma yüzeyi geniş olan bir cismi hareket ettirirkensürtünme, dayanma yüzeyi dar olan cisme göre daha fazladır.
b. Hareketsiz cisim harekete karşı, hareketli bir canlıdan dahafazla sürtünme oluşturur.
c. Bir cismi çekmek itmekten daha az sürtünmeye neden olur
13. Bir cismi düz bir zeminde hareket ettirmek, yokuş yukarıhareket ettirmekten daha az kuvvet gerektirir.
14. Uygun yükseklikteki bir yüzeyde bulunan cisimler üzerindeçalışırken harcanan çaba, uygun olmayan yükseklikte (daha alçak veya dahayüksekte) bulunan cisimler üzerinde çalışırken harcanan çabadan daha azdır.
15. Hareket başlamadan önce sabit haldeki kasların kasılması,ligament ve eklemlerin incinme ve yaralanmasını önler. Şöyle ki; birey güç birişe başlamadan önce pelvisi sabitleştirmek, karın bölgesini desteklemek vevücudu zorlayarak incitmemek için "iç kuşağı" ve "uzun diyafragmayı"oluşturmalıdır. İç kuşak gluteal kasların aşağıya doğru, abdominal kasların. yukarıyadoğru kasılmasıyla sağlanır.
16. Hareketin kol ve bacaklar arasında dengeli olarakpaylaştırılması sırtı incinmekten korur.
17. Pozisyon ve hareket değişikliği, iyi kas tonu sağlamaya vebitkinliği önlemeye yardım eder.
18. Dinlenme ve çalışma devrelerinin periyodik olarak değişmesi,bitkinliğin önlenmesine yardım eder.
Antropometrik Ölçüler
Antropometri; insan vücudunun ölçülerini konu edinen bir bilimdalıdır. İnsan vücuduna ait çeşitli organların ölçülerini elde ederken buölçülerin çeşitli topluluklar, meslekler, yaş ve cinse göre farklı oluşlarınıetkileyen etmenlerin araştırılması antropometrinin araştırma konuları arasınagirer.
Psikososyal Faktörler
Psikososyal faktörler arasında çalışanlarda yorgunluk, stres,işten kalma gibi olumsuz etkilere neden olan işin doğası gereği ortaya çıkançalışma saatleri, iş görevleri ve iş stresi psikososyal faktörler içerisinde incelenmiştir.
Çalışma Saatleri
Uygun olmayan çalışma saatleri bireylerin biyolojik ritimlerinietkileyerek verimliliği azalmasına neden olabilir.
İş Görevleri
Eğer mümkünse uzun süreli ayakta çalışma önlenmelidir. Bakımelemanı sürekli ayakta kalmak zorunda ise aşağıdaki önerilere dikkat etmesigerekmektedir:
• Eğer bir iş mutlaka ayakta çalışmayı gerektiriyor ise, ek olarakçalışanın belirli aralıklarla oturabilecekleri bir sandalye veya taburesağlanmalıdır.
• Çalışanın kollarının uzanabileceği alanlar dışına çıkmamalı vebu alan dışına ulaşmak için sırtı dönme, eğilme ve uzanma hareketleriyapmamalıdır.
• Çalışma masası veya çalışma yüzeyi farklı yükseklikteki işleregore ayarlanabilir olmalıdır.
• Ayak dinlenme destekleri acı ve ağrı hislerini engelleyecek veçalışanın pozisyon
değiştirebilmesine olanak sağlayacaktır..
• Çalışanlar sert olmayan bir malzeme üzerinde çalışmalıdırlar.Beton veya metal yüzeyler şokları absorbe edici malzeme ile kaplanmalıdır.Yerler temiz, düz ve kaymaz olmalıdır.
• Ayakta iş yapan çalışan, alçak topuklu ve tabanı destekli işayakkabısı giymelidir. 19
• Çalışanlar işine uzanmamalı ve vücudunun önünde 20-30 cm’lik biruzaklıkta çalışmalıdırlar.
İş Stresi
Bakım hastalarının çoğunun bilinçsiz ya da günlük yaşamaktivitelerini karşılayamayan hastalar olması nedeniyle, bu tür hastalara bakankişiler verdikleri bu hizmetler gereği iş stresi diğer sağlık personelindendaha yüksektir
Fiziksel Faktörler
Fiziksel faktörler içerisinde hasta bakım odası tasarımı,ayarlanabilir yükseklikler, mobilya özellikleri, yardımcı araç- gereçkullanımı, çevre-iklimlendirme faktörleri incelenmiştir.
Hasta Bakım Odası Tasarımı
İyi planlanmış çalışma birimi, kötü koşuların oluşturduğu hastalıkve yaralanmaları engeller.Hasta ve varsa hastaya bağlı tıbbı cihazlar bakımelemanının rahatlıkla görebileceği konumda olmalıdır. Hasta yatağı çok yüksekyada alçak yerleştirildiğinde, gözlerde yorgunluk, boyunda ağrıya nedenolabilir.
Ayarlanabilir Yükseklikler
Hasta bakımı uygulamalarında bakım elemanlarının çalışma postürünüetkileyen ayarlanabilir hasta karyolalarının kullanımı önerilmektedir.
Ayarlanabilinir Çalışma Biriminin kullanılması için nedenler:
• Bakım elemanlarının boy ve vücut oranları oldukça çeşitlilikgöstermektedir.
• Farklı görevler farklı çalışma alanları gerektirebilir.
• İnsanlar duruşlarını ve pozisyonlarını sıkça değiştirir.
• Tıbbi sorunlar, ağrılar ve rahatsızlıklar için geçici değişimlergerektirebilir.
• Deneyim bir insanın pozisyon tercihini değiştirebilir.
• Daha yaşlı insanlar 10 kat daha fazla ışığa ihtiyaç duyabilir.
• Isı, nem, hava akımı ve güneş ışığı açısı pozisyon değişimlerigerektirebilir.
• Yorgunluk pozisyon değişimini gerektirebilir.
• Hasta bakma işinde farklı görevlilerin çalışması gerekebilir.
Hasta Yatakları
Günümüzde hidrolik arkalıklı, X-ray dalgalarını geçirebileceközellikte şilteli ve hastanın klinik dışına çıkarıldığında düşmesiniengelleyecek şekilde tasarlanmış yataklar sayesinde hasta bakım işlemi daha azçaba harcanarak gerçekleştirilmektedir.
Bakım elemanları, hastaları basınç yarasından korumak ve yeterlisoluk alıp vermesini sağlamak için sıklıkla pozisyon verirler. Hareketsizlikakciğerlerde komplikasyon riskini artırır. Akciğerlerde alveolar kolaps veatelektazi gelişir, akciğer kompliansında azalma meydana gelir. Hastalarındüzenli olarak döndürülmesi atelektaziyi azaltır pulmoner sekresyonlarıharekete geçirerek solunum yolu enfeksiyonu riskini önler. Güvenli hastatransferinin sağlanması, hastanın düşme ve yaralanmalardan korunması için yan tırabzonlarvücudun yan yüksekliğini geçecek sekilde olmalıdır.
Mobilya Özellikleri
kullanıcıların antropometrik ölçülerine uygun mobilyalarla hastaodası dizayn edilmelidir.
Yardımcı Araç-Gereçler
Sağlık çalışanlarının işle ilişkili kas- iskelet sistemihastalıkları, yardımcı araç ve gereçler yardımıyla büyük orandaçözülebilmektedir. Bu yardımcı araç ve gereçler, kaldırma asansörü, kaldıraçaleti, 20
elektrikli ayarlanabilir yataklar, pelvik kaldırma aleti, kaydırmaaleti, ayarlanabilir banyo teknesi gibi aletlerdir ve aşağıda kısacabahsedilmiştir:
Kaldırma asansörü
Tamamen bağımlı olan hastalarda yataktan sandalyeye-tekerleklisandalyeye, sandalyeden tekerlekli sandalyeye-yatağa, banyo ve tuvalettenyatağa ya da sandalyeye taşınmasında kullanılan sabit elektrik motorlu araçtır
Kaldıraç (askı tipi) aleti
Tamamen bağımlı olan hastalarda yataktan sandalyeye-tekerleklisandalyeye, sandalyeden tekerlekli sandalyeye-yatağa,banyo ve tuvaletten yatağa ya da sandalyeye taşınmasında kullanılan elektrikmotorlu yada elle kontrol edilebilen taşıma aletidir. En önemli dezavantajı çokağır hastaların taşınamamasıdır.
Elektrikli ayarlanabilir yataklar
Cihaz ile etkin çalışılabilmesi için, yatak ayarı 20 saniye ya dadaha az zamanda yapılabiliyor olmasıdır. Aynı zamanda cihazın yatak hareket ettirmekolu yumuşak olmalıdır.
Pelvik kaldırma aleti İletişimegirilebilen hastalarda sürgü pozisyonunun verilemesine yardımcıdır. Pelvisaltına yerleştirilip pompa ile şişirilerek pelvisin yükseltilmesi tuvaletesnasında hastaya rahatlık sağlar
Kaydırma aleti
Sürtünme gücünü azaltır ve bası yaralarının oluşumunu engeller.Gergin çarşafla taşıma yerine kullanılabilir. Hastanın sedyeden yatağa gibibirbirine paralel iki yatay yüzey arasında taşınmasını sağlar.
Ayarlanabilir banyo teknesi
Tekerlekli ve su geçirmez özelliktedir. Tekerlekli veyüksekliğinin ayarlanabilir olması hasta bakım elemanının kas- iskelet sağlığıaçısından önemlidir. Ayak ve kafayı destekleyen bölümleriyle hastaya da konforsağlamaktadır.
Çevre/İklimlendirme sistemleri
Günümüzde ışıklandırma, ısıtma, havalandırma, gürültü, titreşim,gibi fiziksel koşullar, çalışanların çalışma temposu ve isteğini arttıracak biçimdedüzenlenmektedir. Çevre koşulları ile ilgili olarak; aydınlatma, gürültü, klimave havalandırma, ortam ısısı ve nem oranından aşağıda bahsedilmiştir.
Aydınlatma
Bakım elemanlarının kendilerini rahat ve ışıklı bir ortamdabulmaları ve daha istekli bir şekilde çalışabilmeleri için yeterli ve tatminedici bir aydınlatma düzeyi tercih edilmelidir.Yapılan araştırmalar sonucundaen uygun nitelikli ışığın beyaz ışık olduğu ortaya çıkmıştır.
İyi Bir Aydınlatmada Aranan Özellikler:
• Aydınlatmanın şiddeti yeterli olmalı,
• Aydınlatma bütün alana eşit yayılmalı,
• Işık yönü ve gölgelemeye dikkat edilmeli,
• Işık yansımalarından kaçınmalı (göz kamaşması),
• Kullanılan ışığın niteliği uygun olmalı,
• Aydınlatma sabit olmalı (titreşim ve parlaklık değişmeleriengellenmeli)
Hasta odaları için parabolik aydınlatma önerilmektedir. Parabolik aydınlatmadaayna sistemi ile enerji tasarrufu elde edilmektedir.
Gürültü 21
Aşırı gürültü işe verilen dikkati azaltmakta, sinirliliğe yolaçmakta, karşılıklı anlaşma olanaklarını kısıtlamakta, kişiler arasındakiilişkiler üzerinde olumsuz sonuç doğurmakta ve işitme duygusunun azalmasınakadar gidebilmektedir..
Klima ve Havalandırma Sistemleri
Hasta odalarında klima tesisatı, odalarda konfor şartlarınınsağlanmasının yanı sıra oda içerisinde mikroorganizmaların, tozların, anestezigazlarının ve kötü kokuların da en alt seviyelerde olmasını temin etmek içinkullanılırlar.
Ortam Isısı ve Nem Oranı
Ortamın, normalin üstünde sıcak olması bıkkınlık, sinirlilik,dikkatsizlik, hataların yoğunlaşması, zihinsel çalışmalarda verim düşüklüğü,yetenek ve becerilerin azalması, iş kazalarının fazlalaşması, bedensel işlerdeverim düşüklüğüne ve vücutta sıvı- elektrolit dengesinin ve kan akımınınbozulmasına dolayısıyla yorgunluğa neden olabilir Yüksek düzeyde nemlilik ise,kapalı bir yerde çalışan insanların, burun ve boğazlarında bir dolgunlukduygusu oluşturur.
BAKIM ELEMANININ FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK SORUNLARINI ENGELLEMEKİÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Fiziksel Sorunlar İçin Alınacak Önlemler
Hasta bakım elemanlarının bel sağlığının korunmasında sigaraiçmeme, egzersiz, ideal kiloya sahip olma, yüksek topuklu ayakkabı giymeme,stresle başetme gibi bireysel önlemlerin yanında çalışma ortamına yönelikönlemler de büyük önem taşımaktadır. Bakım elemanlarının bel ağrılarınınönlenmesi, fiziksel yüklerinin azaltılması, çalışma ortamlarının ergonomikdüzenlenmesi ve çalıştıkları ortama uygun eğitim programlarının düzenlenmesiile mümkün olacağı belirtilmiştir
Fiziksel Yükün Azaltılması
Bir yükün ağırlığının artmasıyla yaralanma riski artmaktadır.Bunun için kaldırılan yükün ne kadar süre elde tutulacağı, hareketin tekrar sıklığı,yükün vücuda ve ağırlık merkezine mesafesi, rahat bir şekilde kavranması vetutulması; bu
esnadaki postür ve hareketler; yükün kaldırıldığı ortam, kişininkapasitesi ve özellikleri de önemlidir. Bakım elemanlarında, fiziksel yükünazaltılması için: uygun hasta kaldırma tekniklerinin kullanılması, bakımelemanlarının hastaları tek başlarına kaldırmamaları ve hasta kaldırmak içinekiplerin oluşturulması başlıca önerilerdir.
1. Uygun Hasta Kaldırma Tekniklerinin Kullanılması
Hasta kaldırmaya yönelik uygulamaları gerçekleştirirken belbölgelerine düşen fiziksel yükü azaltmak için;
• Bakım elemanlarının her hastanın durumunu değerlendirmeleri,hastaların beklentilerini, gereksinimlerini ve özelliklerini dikkate almalarıve uygulama için hastaları bilgilendirmeleri,
• Bakım elemanlarının kendi yeteneklerini, kaynaklarını veçevresel sınırlılıklarını belirlemeleri,
• Bakım elemanlarının duruma göre en uygun tekniği seçmeleri,
• Bakım elemanlarının hastaları kaldırılmaları sırasında mümkünolduğu kadar hasta kaldırma araçlarını kullanmaları,
• Bakım elemanlarının vücut mekanikleri ve hasta kaldırmauygulamalarını doğru olarak gerçekleştirebilmeleri için eğitilmeleriönerilmektedir.
2. Bakım Elemanlarının Hastaları Tek Başlarına Kaldırmamaları 22
Yaşamı tehdit eden durumlar dışında hastaların tek kişiylekaldırılmamasının, hastaları kaldırmak için yardımcı araçların kullanılmasının,bu araçların bütün alanlara uygulanabilir hale getirilmesinin, araçların kullanımıiçin hasta bakım elemanlarının eğitilmesinin ve hastalardan mümkün olduğuncayardım alınmasının bel ağrılarının önlenmesine katkı sağladığı belirlenmiştir
3. Hasta Kaldırma Ekiplerinin Oluşturulması
Bakım elemanlarında bel ağrısının önlenmesine yönelik hastakaldırma ekiplerinin oluşturulmasının bel zedelenmelerini, işten uzak kalmayıve çalışanların sağlık giderlerini azalttığı belirlenmiştir.
Çalışma Ortamının Ergonomik Düzenlenmesi
Ergonomik yaklaşım, bakım elemanlarının çalışma ortamında rahathareket etmelerini sağlamalı ve eğilme, bükülme, kaldırma gereksinimlerini enaza indirmelidir Bakım elemanlarının çalıştıkları ortamda fizikselzorlanmalarını azaltmak amacıyla kullanılan ve hastanın hareket ettirilmesinekatkı sağlayan araçlar bulunmaktadır. Bu malzeme ve araçların başlıcaları, ayarlanabilirkaryolalar, sandalyeler ve sedyeler, hastanın aynı seviyede iki yüzey arasındakaydırılmasını sağlayan (transfer tahtaları) malzemeler ve hastanın karyolaiçine ve dışına taşınmasını ve kaldırılmasını sağlayan araçlardır.
Bel Ağrılarının Önlenmesinde Eğitimin Yeri
Bel ağrısının önlenmesine yönelik eğitimler yurtdışında belokulları aracılığı ile gerçekleşmektedir. Bu okulların amacı; ağır yüklerikaldırma, vibrasyona maruz kalma ve uzun süre aynı pozisyonda çalışma gibidurumlar sonucunda ortaya çıkabilecek bel ağrılarını azaltmaktır. Bel okullarında;temel fonksiyonel anatomi, en sık rastlanan bel ağrıları nedenleri ve tedavisi,bir nesneyi kaldırma teknikleri, uygun postür ve vücut mekanikleri, ergonomi,gevşeme teknikleri, beli koruma
yöntemleri, egzersizler ve iş kazalarının önlenmesi konularındaeğitim verilmektedir. Bakım elemanlarında bel sağlığı eğitimi kapsamında yeralması gereken diğer konular; bel bölgesinin yapısı, ağrı kavramı, fiziksel vepsikososyal risk faktörleri, hasta kaldırma ve taşıma uygulamaları, birnesnenin kaldırması, hasta kaldırma araçlarının kullanılması ve ergonomiyi içermektedir.
Hasta güvenliğini sağlamak ve çalışanların bel sağlığını korumakiçin hasta kaldırmaya yönelik uygulamalar; vücut mekanikleri ve hastakaldırmaya yardımcı araçların uygun kullanımı, fizik tedavi uzmanlarıylaişbirliği yapılarak öğretilmelidir.
Psikolojik Sorunlar İçin Alınacak Önlemler
Stresi önlemede bireysel ve kurumsal önlemler tek basına yeterliolmadığı için stres yönetimi bireysel ve kurumsal stres yönetimi olarak ikiboyutta ele alınmaktadır.
Kurumsal yaklaşımlar; bu yaklaşımda amaç, iş ortamının kendisindenkaynaklanan stresörleri azaltmaktır. Bu yaklaşımla iş ortamının yapısına,işbirliği biçimine, karar verme süreçlerine, iş rollerine, işin niteliklerine,çalışanların seçimi ve egitimine yönlendirilir.
Bireysel yaklaşımlar; buyaklaşımda amaç, stresin kaçınılamayacak kadar çok olabileceği olaylar üzerindekontrol kazanmak ve çevreye sağlıklı bir sekilde uyum sağlamak için çalışanınbeceriler kazanması ve uygulamasıdır. Bireysel yaklaşımlar, çalışanların kendisağlık davranışlarının sorumluğunu alması ve stresin istenmeyen sonuçlarınıortadan kaldırmasıdır.
Bakım elemanlarında stresle başa çıkmada etkili olan yollar şunlardır;zamanı iyi yönetme, problem çözme teknikleri kullanma, aşırı genellemelerdenkaçınma, kişiler arası ilişkiler ve sosyal etkinlikler geliştirme, fizikselaktivitelerde bulunma, dengeli beslenme, gevşeme egzersizleri uygulama, zihindecanlandırma yaparak stresle daha kolay başa çıkılabileceği belirtilmektedir.
Zaman Yönetimi:Zamanı yönetebilmek içinkişinin kapasitesine ve kişilik özelliklerine uygun gerçekçi bir programyapabilmek gerekir.
Problem Çözme Teknikleri Kullanma: En çok kontrol edilebileceksorunlar üzerinde kullanılır. 23
1. Stres yaratan durum neden oluştu?
2. Durumu sadece o kişi mi sorun görüyor?
3. Bireyin kendi katkısı var mı?
4. Katkısı olabilecek başka şeyler ya da kişiler var mı?
5. Çözüm için olabildiğince çok seçenekler var mı?
Aşırı Genellemelerden Kaçınma: Tek bir olaydan hareketle,bütüne yönelik olumsuz düşünceler geliştirilmemelidir.
Kişiler Arası İlişkileri Geliştirme:
Sosyal Etkinlikleri Geliştirme: Rutinler dışında farklı biretkinliği denemek, yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmak, zihni dinlendirmeyeyardımcı olabilir.
Fiziksel Aktivite:Egzersiz bireyin becerilerini, kas gücünüartırabilir, kilo vermeye ve almamaya yardımcı olabilir, kalbin bedendokularına kolaylıkla oksijen almasını kolaylaştırarak bedenin genel fizyolojikkoşullarını iyileştirebilir. DengeliBeslenme: ıhlamur, ada çayı gibi bitki çayları, meyve tüketilmelidir.Beslenme alışkanlıklarını düzenleyerek, enerji düzeyi, strese karşı gösterilentepkiler ve genel sağlık üzerinde bireyin kontrolü artırılabilir. Gevşeme Egzersizleri:Bireyin kaslarındaoluşabilecek gerginliği, gerginlik oluşmadan fark edip kendi kendinegevşetebilmesidir.
Psikososyal İletişim Terapisi
Toplum; sınırları belli bir doğal çevrede ortak amaçlar için biraraya gelen, birbiri ile ilişki, iş birliği ve dayanışma içinde olaninsanlardan oluşan kümelerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kabuledilen tanımlamada; sağlığın fiziksel, ruhsal ve sosyal boyutları ile bir bütünolduğu ve her boyutun birbirini etkilediği, bu olgulardan birinde yaşanansorunun diğerlerini de olumsuz etkileyeceği belirtilmektedir.
Toplumsal destek terimi, bireyin başka bireylerle veya gruplarlavar olan iletişimini anlatır. Birçok araştırma göstermiştir ki; yalnız yaşayanya da diğer insanlarca dışlanan kişiler, stresle ilgili süregelen hastalıklarakarşı daha duyarlıdır. Stresle başa çıkmada güvenilen, sevilen, rahat iletişimkurulabilen
insanların yardımı, bireyleri rahatlatarak, stresin olumsuzetkilerinin azaltılmasında destek olmaktadır.
Stresle başa çıkmada önemli bir konuda stres içindeki bireylerinboş zamanlarını geçirme ve bu zamanlarda gösterdikleri etkinliklerdir. Boşzamanı değerlendirme, bireyin yapısına uygun ve yapmaktan zevk aldığıtoplumsal, kültürel ve sportif etkinliklere katılarak, günlük yaşamıntekdüzeliğinden kurtulması ve insanlarla iletişim kurarak toplumsal bir kişilikkazanması olarak tanımlanmaktadır.
Sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, konser, sergi gibietkinliklere katılmak duygu boşalımını sağlayarak kişiyi psikolojik yöndenrahat ve sağlıklı kılar.
SOSYAL HİZMET KAVRAMI VE PSİKOSOSYAL İLETİŞİM
Psikolojik tedavi ve bakım, genel tedavi ve bakımın ayrılmaz birparçasıdır. Fiziksel hastalığı olan kişilerin psikolojik bakımı, “sadece vücutorganları ile değil, bir bütün olarak insan varlığı ile uğraşılması gerekir”anlayışını benimsemektedir.
Ruhsal bozukluklar aynı zamanda fiziksel hastalıklar, yoksulluk, işsizlik,madde bağımlılığı, aile çözülmeleri, korunmaya muhtaç çocuklar, sokak çocukları,yaşlılık gibi birbiriyle bağlantılı sosyal sorunlar ile iç içedir. Bu nedenleruh sağlığı ve hastalıkları alanında sosyal hizmet mesleğinin kendine özgü çokboyutlu sorumlulukları vardır.
Sosyal hizmet eğitiminde yer alan; psikolojiye giriş, krizemüdahale, gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, davranış bozukluklarıpsikolojisini içeren insan davranışı ve sosyal çevre derslerinin yanı sıragörüşme yöntemleri, tıbbi ve
psikiyatrik sosyal hizmet dersleri ruh sağlığı alanındaki temelbilgi ve becerileri edindirmeyi amaçlamaktadır.
Sosyal hizmet uzmanı ise sağlığın alt öğelerinden “sosyal” alandasorumluluk sahibi olan, sosyal sağlığın sağlanmasında yetkin konumda olankişidir.
Sosyal hizmet uzmanları toplum ruh sağlığının korunması vegeliştirilmesinde, tanı, terapi ve izleme aşamalarında psikiyatri bilimininçeşitli kısımlarında rol alırlar
Psikososyal çalışma;
• Viziteleri,
• Klinikte bireyle çalışmayı,
• Grup çalışmalarını,
• Ev görüşmesini,
• İşyeri görüşmesini,
• Gündüz/gece hastanesi uygulamasını,
• Sosyal işlevsellik etkinliklerini (uğraşı, spor, gezi gibi),
• Taburculuk sonrası izlemeyi kapsar. 2
Hasta ailesiyle çalışma;aile üyeleriyle görüşmeyi, grup çalışmalarını ve ev ziyaretleriniiçerir.Hastanın ailesi dışındaki sosyal çevresiyle bilgi edinme, bilgilendirme,kaynak bulma, iletişim kurma amaçlı görüşmeler yapılır.
Psikososyal inceleme, tanı öncesinde, terapi sırasında vetaburculuk sonrası izleme aşamalarının tümünde yapılabilir. Psikososyalinceleme raporlaştırılır ve hastadan sorumlu hekimle ve terapi ekibinin diğerüyeleriyle paylaşılır.
Psikososyal İletişim Terapisinden Beklentiler
Kişi ve ailesi için psikososyal iletişim terapisinin beklenenamaçları arasında;
• Terapide uyumu artırmak,
• Kişi ve ailesi için hayat kalitesini arttırmak, yeni başa çıkmayetenekleri edinmelerine yardım etmek,
• Değişim umudunu arttırmak,
• Tekrar aynı sorunla karşılaşmayı önlemek,
• Duygusal destek sağlamak,
• Uyum, duygu ve davranış değişiklikleri sağlamak,
• Hastalık ya da sorunun belirtilerini öğretmek,
• Aile yükünü ve stresini azaltmak yer almaktadır.
Günümüzde psikososyal iletişim tedavisine yönelişin nedenleriarasında;
• Psikolojik sorunlara neden olan biyo-psikososyal etkenleri kişive ailesi ile birlikte gözden geçirip sorunun belirtileri ile daha iyi başedilebilmelerinin sağlanması,
• Uzun yatış süreli hastane tedavilerinin maliyetlerinin artmasıve bunu karşılayan kaynakların azalması, kısa yatış süreli hastanetedavilerinin ve eğitimle desteklenmiş tedavi yöntemlerinin gerekliliğininaçığa çıkması,
• Sorunun tekrarlamasının önlenmesinde, terapiye uyumda, iş vegünlük yaşam olaylarının hastalık ya da sorun sürecine olumsuz etkileriningiderilip önlenmesi bulunmaktadır.
ÇOCUK VE GENÇLERDE PSİKOSOSYAL İLETİŞİM TERAPİSİ
Modern tıpta pediatri 18 yaşına kadar olan çocuklarlauğraşmaktadır. Ergenlik; yetişkinlik öncesi fizyolojik, psikolojik, sosyolojikve pedagojik yönleri olan bir süreçtir. Çocuklarda gelişim aşamaları fiziksel,zihinsel ve sosyal olmak üzere üç döneme ayrılır.
Fiziksel gelişim döneminde temel iki ölçüt boy ve kilodur.
Zihinsel gelişimde her yaş grubundan beklenen farklı aşamalarvardır. Örneğin bir yaş döneminde çocuğun bağımsızlık duygusu yokken üç yaşdöneminde çocuk ayrı bir birey olduğunun bilincindedir.
Sosyal gelişim bebeklik ve çocukluk dönemlerinde başlar ancakilkokula başlama süreci ile hızlanır. Bu dönemde çocuk aileden çok arkadaş veöğretmenlerinin etkisi altındadır. Yaptığı faaliyetleri ile beğeni toplamakister.
Çocukların erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış vepsikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincininyerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimselyaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi 20 Kasım1959' da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda "Çocuk HaklarıBildirgesi" ile kabul edilmiştir.
Oyun Terapisi
Jean-Jacques Rousseau, 18. Yüzyılın başında, çocukları anlamakiçin oyunlarının gözlenmesinin önemini vurgulamıştır. Çocuklar iç dünyaları ileilgili iletişimi oyun yoluyla dış dünyaya ifade ederler. Bu 3
nedenle oyunterapisi, çocukların oyunu ve oyuncakları kullanarak kendilerini ifadeettikleri, çocukların uyumlu ve mutlu olarak yaşamalarını hedefleyen gelişimselbir terapi şeklidir
Çocuklar, kendilerine güvenli bir ortam sunan eğitimli bir oyun terapistiile istedikleri şekilde oynayabilmeleri için cesaretlendirilirler. Bu süreçte,çocuklara duygusal sorunlarını ifade edebilmeleri için farklı oyuncaklarsağlanarak kendilerini sanat, drama ve hayal içeren oyunlar yoluyla ifadeedebilmeleri için fırsat yaratılır. Geliştirilecek oyun arkadaşı projeleri ileoyun terapisi desteklenebilir.
Spor Terapisi
Gençler ve çocuklar için düzenlenecek jimnastik, futbol, voleybol,yoga ve Uzakdoğu sporları gibi farklı fiziksel aktiviteler ile fiziksel veruhsal gelişime katkıda bulunulması amaçlanır.
Sanat Terapisi
Sanat terapisi; sanatın değişik dallarını, kişilerin yaratıcılıklarını,yaşadıkları süreçleri ve ortaya çıkardıkları ürünlerini kişilerin gelişmesi,değişmesi ve gelişmesi için kullanmaktadır. Bu yöntem kısaca kişinin duygularınısanat yoluyla dışa vurma biçimidir. Bir sanat eseri ortaya koyan kişi bilinçdışındaki duygu ve düşünceleriyle yüzleşebilir. Sanat terapisinin önemlikatkılarından biri de stresi azaltmasıdır.
Sanat terapisinde;
• Serbest çizim,
• Resim yapma oturumları,
• Film gösterim günleri,
• Yaratıcı yazma,
• Fotoğrafçılık,
• Yayımcılık eğitimi,
• Müzik ve ritim eğitimleri,
• İnteraktif psiko-drama eğitimleri ile çocuk ve gençlerinpsikososyal gelişimlerine destek olunması amaçlanır. Bu yöntem, çocuk ve gençlerinait olma ve dayanışma hissini kazanmalarına yardımcı olur.
MADDE BAĞIMLILARINDA PSİKOSOSYAL İLETİŞİM TERAPİSİ
Bağımlılarla yapılan terapiler ile bağımlının içgörü geliştirmesi,bağımlı olduğunu kabul etmesi ve yeni yaşam hedefleri oluşturması amaçlanır.
Bu tedavilerin ayrıca;
• Geleceğe yönelik inanç, ümit ve iyimserlik oluşturma,
• Anlamlı arkadaşlıklar ve sosyal bağlar geliştirme,
• Entelektüel, fiziksel ve ruhsal gelişim için fırsatlararaştırma,
• Ait olma duygusu ve özdeğer geliştirme,
• Başkalarına karşı güven kazanma,
• Fiziksel ve ekonomik güvenliği sağlama gibi hedefleribulunmaktadır.
Kısa Girişimler
Kısa girişimler ile farkındalığın yükseltilmesi, değişim vebireyin kendini denetlemesi hedeflenir. Sorunun algılanması ve çözüm arayışınıhızlandıran kısa danışmalık hizmetlerini kapsayan bir yaklaşımdır. Bu yönteminözellikleriarasında;
• Eğitiminin kolay oluşu,
• Kısa oluşu,
• Genel sağlık hizmetlerinde ve rutin uygulamada kullanılabiliroluşu, 4
• Düşük maliyetli oluşu,
• Sorun ile ilgili özelleşmiş tedavi kurumlarına ulaşmaktakolaylık sağlaması,
• Tedavi arayışını hızlandırması,
• Uzun süreli tedaviler için bekleme süresini kısaltması,
• Özelleşmiş tedavilerden önce kişinin motivasyonunun sağlanması yeralmaktadır.
Kısa girişim sağlık personeli, hemşire, sosyal çalışanlar vesağlık eğitmenleri gibi kişilerce uygulanabilir. Uygulamada yazılı ve görselaraçlardan faydalanılır.
Kısa Süreli Terapiler
Kısa girişimler ile geleneksel uzmanlaşmış terapiler arasında yeralan, şimdiki zamana odaklanmış, davranışsal değişimi amaçlayan, uzmanlaşmışprofesyonellerce uygulanan bir yöntemdir. Amaçları arasında;
• Madde kötüye kullanımı ile ilişkili belirlenmiş hedefdavranışında ölçülebilir bir
• Madde kullanımı ile sonucu gelişen psikolojik, sosyal veailedeki fonksiyonel bozulmaları iyileştirmek bulunmaktadır.
Madde Danışmanlığı
Madde danışmanlığı, hastanın şimdiki durumunun gerçekleri ileuğraşan, danışmanın profesyonel bir şekildetavsiyelerde bulunduğu, randevu düzeni içinde yapılan görüşmelerden oluşan biryöntemdir Kişiye sorunlarını anlatması için fırsat verilerek bireyyargılanmadan dinlenip, koşulsuz kabullenilir. Yakın gelecek için gerçekçi hedeflerkoyması için yardımcı olunur. Hedefler sadece madde kullanımı açısından değilaynı zamanda sosyal içerikli de olabilir. Seçenekler bireye sunularak birisiniseçmesi sağlanır.
Motivasyonel Görüşme
Motivasyonel görüşme, değişim için isteksiz ya da kararsız olankişilerin sorunlarını anlamalarını ve değişim amacıyla eyleme geçmelerinisağlamak için yapılan hasta ve danışan arasında özel bir iletişim yoludur.Kararsızlığı çözmeye, aktivasyonu sağlamaya, davranışı değiştirmeye yöneliktir.Bu teknikte
kişiyi eğitmeye çalışmaktan çok dinleyerek stratejik sorularınsorulması ve ortaya bir verinin çıkarılması amaçlanır.
Kontrollü İçme Yöntemi
Bağımlı olmayan ancak bağımlılığa aday kişilerdeki alkol kullanımbozukluklarında yeri olan etkin bir tedavi yöntemidir. Alkol kullanımınıazaltmak ya da sınırlamak “kontrollü içme” olarak isimlendirilir.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel terapi; kendine zarar verici davranışlara neden olanyanlış düşünce ve inançları değiştirmeyi hedef alan bir psikoterapi yöntemidir.Hastaya,
• Altta yatan inançların temelini çürüterek, madde kullanmaisteğinin sıklığını ve gücünü azaltarak,
• Maddeye duyulan aşırı isteğin kontrol edilmesinde özgülteknikleri öğreterek yardımcı olunur.
Relaps Önleme
Relaps, kişinin alkol ya da madde kullanımını bıraktıktan sonratekrar kullanmaya başlaması demektir. Relaps madde bağımlılarında %40 ile 80oranında görülür.. Uzmanın, danışan kişiye relapsın her şeyin bittiği vetedavinin başarısızlığı anlamına gelmediğini anlatması gerekir. Relaps önlemedetemel yaklaşımlar arasında;
• Sosyal destek yaklaşımı, 5
• Yaşam biçimini değiştirme yaklaşımı ve
• Bilişsel davranışçı terapi yer almaktadır.
Nikotin Bağımlılığında Psikososyal Terapi
Nikotin güçlü bir bağımlılıktır. Tamamen bırakmadan öncegenellikle başarısızlıkla sonuçlanan bırakma girişimlerinde bulunulmuştur.Bırakmak için kişiye önerilebilecek önemli nedenler şunlardır:
• Daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam
• Kalp krizi ve kanser olma riskinde azalma
• Sigarayı bırakarak sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansınınartması
• Ekonomik kazanç
Bırakmak için beş anahtar ise şunlardır:
• Bırakmaya hazır ol.
• Bırakmak için destek al.
• Bırakmana yardımcı olacak yeni beceriler ve davranışlar öğren.
• Gerekirse bunun için geliştirilen ilaç tedavilerinden uygunşekilde yararlan.
• Bırakma girişiminde başarısızlığa hazırlıklı ol.
Grup Psikoterapisi
Grup psikoterapisinde grubu oluşturan kişiler düzenli aralıklarile toplanmaktadır. Bu toplantılar grubun amacına göre toplantıların akışınıdüzenleyecek eğitilmiş bir lider tarafından yönetilmektedir. Grup üyesi bireylerkendileri ile ilgili gözlemlerle yüzleşmekte ve kendi davranışlarının başkalarıüzerindeki etkisi,
başkalarının davranışlarının da kendi üzerlerindeki etkisihakkında fikir edinme ve bu konuda konuşma fırsatı bulmaktadırlar
6.ÜNİTE
Bakım Hizmetlerinin Etik ve Hukuksal Boyutu
Ülkemizde ortalama yaşam süresi son yıllarda hızla yükselmiş oluportalama yaş 71 olarak belirlenmiştir. Nüfusunun toplam 71.517,100 olarakbelirtildiği 2008 yılı veri tabanı dikkate alındığında ülkemizde 60 yaş üstükişilerin toplam nüfusa oranının yaklaşık olarak % 10 olduğu görülmektedir.
Anayasamızın ikinci maddesinde Cumhuriyetin Nitelikleriaçıklanırken “Türkiye Cumhuriyeti Sosyal bir hukuk Devletidir” ifadesikullanılmıştır. Sosyal bir hukuk devleti olmanın temel özelliklerinden biride ülkedeyaşayan yaşlı, özürlü (engelli) vatandaşlara yönelik sosyal yardım, bakım vehayatın devamı için gerekli kolaylıkları sağlayacak yasal düzenlemelerin deyapılmasını da sağlamaktır.
BAKIM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELERİN
TANIMLANMASI
Birleşmiş Milletler tarafından 12 Nisan 2002’de İspanya’nınbaşkenti Madrit’te gerçekleştirilen Uluslararası Madrit Yaşlanma HareketiPlanı’nda, yaşlıların devletten alacakları hizmetin “hak” şeklinde olmasıuluslararası alanda benimsenmiştir.
Türkiye’de ise ilk kez 1930 tarihinde yürürlüğü giren 1580 sayılıyasa ile bakıma muhtaç kişilerin (yaşlıların) korunması, yaşlı evleri yapma veyönetme yükümlülüğü birer kamu kuruluşu olan Belediyelere verilmiştir. Dahasonrada değişik illerde aceze evleri, güçsüzler yurdu, düşkünler evi ve huzureviadı altında yatılı yaşlı kuruluşları açılmıştır.. 6
Gerçek anlamda ise yaşlı hizmetleri ilk defa 1963 yılında Saglıkve Sosyal Yardım Bakanlıgı’na bağlı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlügükurulmasıyla kamu hizmetleri içerisindeki yerini almıstır. Sağlık ve SosyalYardım Bakanlığı'na bağlı ilk huzurevi 1966'da Konya'da, ikincisi iseEskişehir'de açılmıştır.
Yaşlıların sosyal hakları, 1961 ve 1982 anayalarında “sosyal veekonomik haklar” başlığı altında tanımlanmıştır.1982 Anayasanın 61. maddesinde yaslılara yönelik olarak “Yaslılar devletçekorunur. Yaslılara devlet yardımı ve saglanacak diger haklar ve kolaylıklarkanunla düzenlenir” hükmü yer almaktadır.
Türkiye’de, sosyal hizmetler 1983 tarihinde yürürlüge giren, 2828sayılı “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu” ile hukukentanımlanmıstır.
Buna göre; sosyal hizmetler;
• Kişi ve ailelerin kendi bünye ve şartlarından doğan veyakontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarınıngiderilmesine
• İhtiyaçlarının karşılanmasına
• Sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcıolunmasına
• Hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesinineyardımı amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünü” dür.
Söz konusu Kanunun 4'üncü maddesinin (c) bendinde 'Muhtaç Yaşlı;sosyal veya ekonomik yönden yoksunluk içinde olup, korunmaya, bakıma ve yardımamuhtaç yaşlı statüsündeki' birey, (e) bendinde ise 'Huzurevleri; muhtaç yaşlıkişileri huzurlu bir ortamda korumak ve bakmak, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarınıkarşılamak amacıyla kurulan yatılı sosyal hizmet kuruluşu' olarak tanımlanmaktadır.
2828 sayılı Kanunun 4.üncü maddesinde belirtilen genel esaslardahilinde muhtaç yaşlıların tespiti, korunması, bakımlarının sağlanması ileilgili hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için gerekli sosyal hizmet kuruluşlarınıntesisi ve işletilmesi ile ilgili görevleri yerine getirmek üzere YAŞLIHİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI kurulmuştur Bu dairenin adı, 07.07.2005 tarihliresmi gazete ile YAŞLI BAKIM
HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI olarak değiştirilmiştir.
Evde Bakım
Türkiye’de son yıllarda yapılan yasal düzenlemeler, ailesiekonomik yoksunluk içinde bulunan bakıma muhtaç özürlü bireylere bakım parasıaltında bir maddi yardım ile evde bakımlarını mümkün kılmaktadır.
Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için ikamet edilenyerdeki İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne veya varsa İlçe Sosyal HizmetlerMüdürlüğü başvurmak gerekmektedir.
Huzur Evleri
Ülkemizde, yaşlılara yönelik yatılı kurum hizmetleri SHÇEK’e bağlıfaaliyet gösteren Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve RehabilitasyonMerkezleri, Özel Huzurevleri, Yaşlı Bakım Merkezleri ve Diğer Kamu Kurum veKuruluşları bünyesinde açılan Huzurevleri eliyle sunulmaktadır. SHÇEK Genel Müdürlüğünebağlı Huzurevleri ve Yaşlı Bakım Rehabilitasyon Merkezlerinde ekonomik durumuiyi olan ve sosyal yönden yoksunluk içinde bulunan yaşlılarımıza ücretli,ekonomik yönden yoksunluk içinde bulunan ve 1005 sayılı Kanun gereği İstiklalMadalyası verilen yaşlılarımıza ise ücretsiz yatılı bakım hizmeti sunulmaktadır
Gündüzlü Hizmetler
“Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Yaşlı Bakımı ileEvde Yaşlı Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” 07.08.2008 tarihinde yürürlüğegirmiştir. Bu kurumlar yatılı kurum bakımına gereksinim 7
duymayan veekonomik-sosyal durumu ne olursa olsun ev ortamında yaşayan sağlıklı veya hastayaşlıların sosyal ve psikolojik gereksinimlerini karşılamak amacıyla hizmetvermektedir.
Ulusal Eylem Planı
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, kamu kurumları ve siviltoplum örgütlerinin katkısıyla 2008 yılında gerçekleştirilen yaşlanma ulusaleylem planı çalıştayında, bazı yeni düzenlemeler gerektiği vurgulanmıştır.Bunlardan bazıları
• “Yaşlı Meclisleri ve Yaşlı Danışmanlık Kurulu oluşturulmalı
• SHÇEK ve Sağlık Bakanlığı denetiminde ruhsal sorunu olan, maddebağımlığı olan yaşlılar için ayrı bakımve huzurevleri açılmalı
• Yaşlı istismarının önlenmesi amacıyla yasal düzenlemeleryapılabilmesi ile eğitim programları düzenlenmeli
• Geriatri servislerinin ve hastanelerinin oluşturulması vegerekli yasal düzenlemeler yapılmalı
• “Yaşlı dostu kentler” oluşturulmalı
• Ulusal Yaşlılık Enstitüsü biran önce hayata geçirilmeli
ETİK ÇERÇEVESİNDEN BAKIM HİZMETLERİNE BAKIŞ
Bir bilim alanı olan etik, genelde doğru ve yanlışları açıklayan,belirleyen ilkelere ait felsefi bilim veya ahlak felsefesi olarak datanımlanır. Hasta ve sağlık profesyonelleri açısından kuralları belirleyenetiğe tıp etiği adı verilir. Tıp etiği 4 ana ilke üzerinden tanımlanır.
1. Yararlılık
2. Zarar vermeme
3. Hasta özerkliğine saygı
4. Adalet
Bakım hizmetlerini yürüten kişilerin bağlı olduğu etik kavramlarasağlık bakım etiği adı verilir ve genel anlamda yukarıdaki 4 ana prensipüzerinden tanımlanır. Amacı, sağlık bakım hizmeti verenler ile hizmet alanlarınbeklentileri arasındaki çelişkilerden doğan ikilemleri pratik açıdan çözümeulaştırmaktır.
Bakım etiğinin çerçevesi meslek örgütlerinin kendi hizmetlerininsunulması sırasında bağlı olmak zorundaoldukları kurallar şeklinde belirlenir. Örneğin hemşireler için ilk etikkodları Florance Nightingale andı ile belirlenmiştir.
Bakım Etiğinin bakım veren ve bakılan bireyler açısından sunduğubazı yararlar vardır. Örneğin;
• Bakım sunan kişi veya kuruluşun davranışlarını ve sorumluluğunubelirler. Zarardan kaçınma, zararlı etken ve koşulları ortadan kaldırma veönlemeyi içerir. Buna zarar vermeme denir.
• Sorunların hem hastalıkta hemde sağlıkta görülmesini sağlar.Bakım veren taraf açısından motivasyon, tutarlılık, mesleki tatmin, dayanışmave süreklilik sağlar. Bakılan birey açısından inanma, sadık kalma ve ahlakiilkeler doğrultusunda tutarlı ilişkisinin yarattığı güven duygusuna sebep olur.Buna sadakat denir.
• Birey için iyi olanı yükseltir. Buna yarar sağlama denir.
• Hasta ile ilgili yapılan uygulamalarda doğru kayıt tutulmasınaneden olur. Buna doğrulukdenir.
• Tedavi ve bakımda kullanılan araç gereç-donanım kaynakları,kişilerin yetki, yetenek ve yeterliliklerinin eşitlik ilkesine uygun dağılımınısağlar. Buna adalet denir.
• Bakım eylemi sırasında karşılaşılabilen baskı ve önyargılarıengeller. Bireye ait bilgilerin saklanması, gerçeği söylemeyi gerektirir. Bunagüvenirlik denir.
• Mesleğin toplumsal değerini güçlendirir. Etik ve manevi olarakprensip sahibi olmayı sağlar. Buna dürüstlük denir.
• Karar verme özgürlüğü ve bağımsızlığını sağlar sağlar. Bunaotonomi adı verilir. 8
• İnsanın yaşamına, haklarına, duygu ve düşüncelerine, başkalarınazarar vermediği sürece davranışlarına ve onuruna saygılı olmayı ifade eder.Buna İnsan onuruna saygı denir.
BAKIM HİZMETLERİNİN DENETLEME MEKANİZMALARI
Yaşlı bakım hizmetleri ile ilgili denetleme yetkisi, aynı zamandahizmetin sağlanmasından da sorumlu olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgemekurumuna aittir. Kurum bu yetkisini 2828 sayılı kanunun 9. Maddesinin (g)fıkrasında belirtildiği üzere 'Kuruma bağlı olanların dışında kurulacak SosyalHizmet
Kuruluşlarının açılış iznine, her türlü standartlarına veişleyişlerine ilişkin esasları, varsa ücret tarifelerini tespit etmek,denetimini yapmak ve bu esaslara uymayanların faaliyetlerini durdurmak' hükmünebağlı olarak uygular.
Aynı kanunun 34. ve 35. Maddesinde ise 'Açılacak özel kurumlarınaçılış izni, standartları ve denetleme esasları bir yönetmelikle düzenlenir'denilmektedir. Bu maddeler doğrultusunda Özel Huzurevleri ile Huzurevi YaşlıBakım Merkezleri Yönetmeliği 07.08.2008 tarih ve 26960 sayılı Resmi Gazetedeyayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikle gerçek kişiler ve özel hukuktüzel kişilerine
ait huzurevlerinin ve bakımevlerinin açılış, hizmet, personel veişleyiş koşulları ile ücret, denetim, devir ve kapatılma işlem ve esaslarıSHÇEK tarafından belirlenmektedir.
İlgili yasanın öngördüğü esaslar doğrultusunda yaşlıya yönelik varolan hizmetlerin iyileştirilmesi ve yeni hizmetlerin başlatılması çalışmaları;
• SHÇEK Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve RehabilitasyonMerkezi Yönetmeliği,
• Özel Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım MerkezleriYönetmeliği,
• Kamu Kurum ve Kuruluşları Bünyesinde açılacak Huzurevlerininkuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik
• Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Bakım ile EvdeBakım Hizmetleri Hakkında Yönetmelik olmak üzere 4 farklı yönetmelik ileyürütülmektedir.
BAKIM HİZMETLERİNİ SAĞLAMA SIRASINDA KARŞILAŞILAN
HUKUKİ SORUNLAR
Bu sorunların başında yaşlının ihmali ve istismarı gelmektedir.
Uluslararası Yaşlı İstismarının Önlenmesi Kuruluşu ve Dünya SağlıkÖrgütü (DSÖ) Toronto Deklerasyonu’na göre yaşlı istismarı “Güven beklentisiolan herhangi bir ilişkide yaşlıya zarar veren veya strese sokan tek ya datekrarlayan uygunsuz davranışlarda bulunulmasıdır” anlamına gelmektedir.
Yaşlı istismarı olarak bilinen kavram, ilk olarak 1975’teİngiltere’de, bakıma muhtaç bir yaşlının kendisine bakan bir aile üyesitarafından fiziksel istismara uğramasını tanımlayan bir bilimsel olgu ile ortayaçıkmıştır. Korkutma, sömürme ve fiziksel, duygusal ve psikolojik açıdan zararverme durumları yaşlı istismarının genel belirleyicilerindendir. Yaşlı ihmali,pasif ve aktif ihmal olarak iki farklı şekilde tanımlanabilir. Aktif ihmal,yiyecek, su barınma, giyinme, tıbbi ve duygusal destek gibi temel ihtiyaçlarınınkarşılanmasındaki eksiklik ve yetersizliktir. Yaşlıya bilinçli olarak (kasıtlı)fiziksel ve duygusal acı vermeyi de içermektedir. Pasif ihmal, zarar vermeniyeti olmadan bakıcı kişinin, yaşlı bireyin temel ihtiyaçlarını karşılamadayanlış davranışıdır
Yaşlı istismar ve ihmal türleri şöyle sıralanabilir;
1. Fiziksel İstismar; Yaşlıya bakım verenin güç kullanarak vücudazarar verme, ağrı verme, yetersizliğe yol açma, fiziksel olarak engel olma,zorla besleme ve yatakta tutma gibi eylemleridir. Örnek olarak tekme atma,tokat atma, itme, vurma, sarsma, dövme ya da kötü niyetle ilaç uygulama bunlariçinde sayılabilir. 9
2. Psikolojik İstismar; yaşlıya bakım verenin sözel veya sözelolmayan yolla strese sokan davranışlardır. Örnek olarak sözel saldırı, küçümseme,aşağılama, gözdağı verme, tehdit etme, utandırma, sürekli eleştirme, korkutma,lakap takma, zorla çevresinden ayırma bunlar içinde sayılabilir.
3. Cinsel İstismar; Yaşlının isteği dışında dokunma, tecavüz,zorla soyunma, açık şekilde cinsellik içeren fotoğraf çekme türünde cinselilişkiye girilmesidir.
4. Ekonomik İstismar; yaşlıya bakım verenin, yaşlıya ait para veyamalı yasal olmayan şekilde kötüye kullanılması veya çalmasıdır.
5. İhmal; Bilerek veya bilmeden yaşlı bireyden yiyecek, içecek, ilaç,tıbbi cihaz ihtiyaçlarını esirgemek, bakım vermedeki sorumluluklarını yerinegetirmede isteksiz davranarak veya reddederek yaşlıya duygusal, fiziksel acı vesıkıntı vermektir. Örnek olarak yeme, giyinme, ısınma, kişisel hijyen gibigereksinimlerin karşılanmaması, duygusal-sosyal uyarının sağlanmaması, uzunzaman yalnız bırakılması bunların başında sayılabilir.
BAKIM HİZMETLERİNİ SAĞLAMA SIRASINDA KARŞILAŞILAN
ETİKSEL SORUNLAR
Etik sorunlar, bakım sırasında hasta ve bakım veren arasındakiilişkinin iyi olmasıyla ilgili tereddütlerin veya itirazların ortaya çıktığıdurumlardır. Etik sorunlar, ya bakım sırasında gerekli davranışın biçimlendirilmesiilgili belirsizlik yaşanması veya üzerinde uzlaşmaya varılmış davranış biçimineuyulmaması gibi iki ana grupta toplanılabilir. Genel olarak bunların ilki “etikikilem” ,ikincisi “etik ihlali” olarak adlandırılmaktadır.
Etik ikilem tedavi sırasında mesleki bilgilerin kullanılması ileilgili çelişkidir. Örneğin tedaviyi durdurarak acıyı dindirme yaşamı korumailkesi ile çelişir. Diğer örnek, hastanın sırlarını söylememe mahremiyetilkesine dayanır, ancak intihar edebilecek hastanın durumunu söylemek sır tutmaile gerçeği söyleme ilkesi arasında kalınan bir tür ikilemdir.
En çok karşılaşılan etik problemlerin ana başlıkları şunlardır:
• Doğruyu söylememe
• İşbirliğini reddetme
• Yetersizlik
• Yetki azlığı
• Hasta yararına karar vermede güçlük
• İlacın kötüye kullanımı
• Bireylerin denek olarak kullanılması
• Hekim istemini uygulama/uygulamama
• Yetersiz koşullarda çalışmayı reddetme
• Bilgilerin gizliliğini paylaşma
• Yaşamı destekleyici tedavilerin/araçların sonlandırılması
• Şüpheli ilaç istismarının rapor etmeme
• Bilgi vermeme
BAKIM HİZMETLERİNE TOPLUMUN BAKIŞI
Toplumdaki yanlış kanı, devletin bakım verdiği huzurevler veyabakım evleri ile ilgili olandır. Huzurevleri toplum gözünde bakım verilmeyenyaşlının atıldığı yerler olarak algılanır ve fikri çoğunlukla reddedilir.Toplumda bakım hizmetlerinin evde işin profesyoneli olarak birine devredilmesidüşüncesi özellikle maddi kaynakları iyi olan kesimlerde giderek kabul görmeyebaşlamıştır. Evde bakım parası ile ilgili gelişmelerde bunu desteklerboyuttadır.. Burada temel sorun, bakıcıya güven, bakım sırasındaki oluşabilecekolumsuzluklara karşı kaygı, yaşlının olduğu kadar, evin ve değerli eşyalarınzarara uğrayabileceği düşüncesidir Geleneksel anlamda ise daha önce ev,temizlik işlerinde çalışan konunun 10
yabancısı bireyler ile Türkiye’de oturma iznibile olmayan daha ucuza hizmet veren yabancı kökenli bakıcılar bakım pazarınıoluşturmaktadır.
BAKIM HİZMETLERİ İLE İLGİLİ AHLAK VE DİNSEL KURALLAR
Dini inanç, kelime anlamı ile bir düşünceye bağlı bulunma, birdine inanma, inanılan şey, görüş, öğreti anlamında olup, inançlar bireylerinyaşam biçimini, tutumlarını, sağlık ve hastalık hakkındaki duygularınıetkileyerek davranışlarına rehberlik ederler. Bilimsel araştırmalara göre hastabakım hizmetleri sırasında dini ve
ruhani hayatla ilgili konular gündeme gelmektedir. Bu nedenlebakım verenin hastanın biyolojik olduğu kadar dinsel durumunu da tanımasıgerektiği söylenir. Çünkü hastanın dinsel yaşantısı onun biyolojik ve psikolojikyapısını da etkiler. Örneğin birçok insana göre hastalık, bireyin sabrını ölçenbir sınama
sistemidir. Hasta bazen hastalığını günahkârlığa karşılık bir cezagörerek reddedebilir. Ölümcül bir hastalık için savaşmayıp kendini ölüme terkedebilir. Hastalıklarla ilgili “bu neden bana oldu?” ya da “neden tanrı buhastalığı bana verdi? ”soruları ile kendini sorgulayabilir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda birçok ırktan, milletten, dindeninsanlar
yüzyıllarca bir arada yaşamıştır. 2. Abdülhamit 1896 yılındaDarülacezeyi kurduğunda midraş, şapel ve camiyi de inşa ettirmiştir. Yineİstanbul darülaceze Müdürlüğünde de, midraş, şapel ve mescid yan yana bulunmaktadır.
Örneğin Yehova şahitleri, yaşamı tehdit eden durumlarda bile kantransfüzyonunu kabul etmezler. Musevilerin bir kolu olan Brastlav Hasidizmiyandaşları, modern tıbba ve psikiyatriye karşı olumsuz bir tutum içindedir.Oruç tutulan aylarda, hasta oruç tutmakta ısrarlı ise gün içinde alınanilaçları aksatabilir.
Bakım veren kişi açısından hasta ile kendi dinsel duygularını çokkarşı karşıya getirmemeye çalışmak, dinsel tutumları konuşurken rahat olmak,hasta ve
ailesinin içinde bulunduğu durumu anlar açısından değerlendirmekyerinde olur.
7.ünite
Özbakım ve beslenme
Ülkemizde 2010 yılı rakamlarına göre 65 yaş üstü nüfus %7.1,yaklaşık 5 milyon yaşlı seviyelerindedir. Ortalama yaşam süresi ise 2008yılında erkeklerde 70.6 ve kadınlarda 75.7 olarak bildirilmiştir.
Malnutrisyon; yani yetersiz beslenme yaşlılarda sıktır ve erkentanınması ve tedavisi hayat kurtarıcı olabilmektedir. Yaşlının kiminleyaşadığı, özbakımını kendisinin mi yaptığı, nerede oturduğu, evi, sosyoekonomikve eğitim durumu, yakınlarının ilgisi ve desteği, toplumun desteği, resmi veözel kurumlarının bakış açıları gibi bir çok faktör yaşlıda özbakımı ve bununlailgili parametreleri etkilemektedir.
BİREYSEL BAKIM VE TEMİZLİK BECERİLERİNİN TANIMI
Her yaşlının öz bakımında bazı temel ihtiyaçlar vardır. Beslenme,boşaltım, hareket, giyinme ve vücut ısısının korunması, yardımcı cihazkullanımı, ilaç kullanımının düzenlenmesi alanlarındaki bireysel bakımihtiyaçları ortaya çıkarılmalıdır.
Yaşlı hastanın kendine bakım kapasitesi günlük yaşamaktivitelerinin değerlendirilmesiyle ölçülür. Günlük yaşam aktiviteleri temel(GYA) ve enstrümantal günlük yaşam aktiviteleri (EGYA) olmak üzere 2 grubaayrılır. 65 yaş üzerindeki grubun %25’inde, 85 yaş üzerinde ise %50’sinde temelGYA’de bağımlılık tespit edilmiştir. Bu bağımlılık kardiyovaskülerhastalıklara, demansa veya kas-iskelet sistemi hastalıklarına bağlı olabilir.
GYA veya EGYA’de saptanan düşüşler depresyon, demans, düşme, inkontinans,görme problemi veya diğer hastalıkların habercisi olabilir Bu alanların testedilmesi için geliştirilen ve en sık kullanılan ölçek Barthel’in Günlük Yaşam AktiviteleriÖlçeğidir. Bu testin amacı hastanın günlük işlerinde ne yaptığını 11
kaydetmektedir.Hastanın ne yapabileceğini öğrenmek hedeflenmemiştir. Değerlendirilen işlergayta kontinansı, idrar kontinansı, beslenme, yıkanma (yüz yıkama, saç bakımı,tıraş dahil olmak üzere), giyinme, transfer, tuvalet kullanma, mobilite,basamak çıkma ve banyodan oluşmaktadır
Lawton-Broody Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği (EGYA)ise işlemleri hastanın ne derece bağımsız yerine getirdiğine görepuanlandırılır. Toplam puan 17’dir. Alınan puan bağımsızlık derecesinigösterir, aktiviteleri yerine getirmedeki bağımsızlık derecesi arttıkça alınanpuan da artar.
GİYSİ VE BARINMA KOŞULLARI
Barınma sadece yaşanan yeri değil; yaşanan yerin ısınma, temizlik,güvenlik kısımlarını da içermektedir.
Ülkemizde kurumsal bakım için 20 binlerde bir yatak kapasitesi vardır,bunun 50 bin ve 100 binli rakamlara çıkmasına ihtiyaç vardır. Yine 2010yılından itibaren uygulamaya geçen evde sağlık hizmeti, aile hekimi tarafındanyaşlının evde bakımı, belediyelerin evde bakım destekleri, evde barınma vetemel ihtiyaç destekleri gibi evde bakıma yönelik faaliyetlerin arttırılması,evde bakımın geliştirilmesi son derece etkin ve ekonomiktir.
Giyinme ve giysiler özbakımın son derece önemli temelalanlarındadır. Yaşlının giysi bulması, giysilerinin temizliği, rahatlığı,pratikliği, son derece önemlidir.
Giysilerin pratik, az düğmeli, rahat, bol olması belirleyecidir
TEMİZLİK
Yardıma ihtiyaç durumutespit edilmelidir. İdrar ve gayta tutamamak veya zaman zaman kaçırmak sonderece önemlidir ve uygun önlemler ve tedavi ile temizlik hedeflenmelidir. Yinedemansı olan yaşlılarda, felçli yaşlıda, depresif yaşlıda, hareketkabiliyetinde yetersizlik olan yaşlıda temizliğin sağlanması son dereceönemlidir.
İDEAL BANYO VE TUVALET KOŞULLARI
Kaymayan terlikler kullanılmalıdır. Tuvalet ve banyoya gidenantrede ve tuvalet yanında; duş yanında tutunma barları olmalıdır. Tutunmakolları duvarda yatay eksende iyi sabitlenmiş olmalıdır. Tutunma barlarınınçapı 4-5 cm olmalı ve zeminden 90-100 cm yükseklikte yerleştirilmelidir.
Banyo kapısı mekanı daraltmamak için dışarıya açılmalıdır. Banyozemini kaymaz, ışık ile parlamayan özellikli malzemeden yapılmalı ve döşemelerıslak bırakılmamalıdır. Zemin ile duvar rengi kontrast oluşturacak şekildefarklı renklerden yapılmalıdır. Giriş ve çıkışlarda düşmelere neden olabileceğindenküvetten kaçınılmalıdır. Oturaklı duş sistemi tercih edilmelidir. Armatürlerkolay açılır kapanır özellikte olmalıdır. Banyoda havalandırma sistemi ve sıcakkaynağı güvenliği olmalıdır
ÖZ BAKIMI GERÇEKLEŞTİRME SIRASINDA KİŞİSEL VE
ÇEVRESEL GÜVENLİK
Öz bakım sırasında güvenlik; banyo-giyinme-barınma-ısınma-yemekhazırlama-kontinans-transfer gibi öz bakım örneklerindeki güvenliktenoluştuğundan ev içi güvenlikten yaşlının yemek yerken aspire etmesininengellenmesine kadar farklı alanları içerebilir. İlaçların güvenliği de bukonuya girmektedir.
Ev içinde mobil telefon olması, tuşların büyük olması, yaşlınınkolay kullanabilmesi, teknoloji kullanılarak yaşlı evinin alarm sistemleri ileve acil durumlarda yardım isteme sistemleri ile modernize edilmesi idealönerilerdendir.
ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA
İnfeksiyon hastalıkları 65 yaş ve üstü insanlarda hastaneye yatışaneden olan hastalıklarda ilk onda, mortaliteye sebep olan hastalıklarda ilkbeşte yer alır. 12
Yaşlanma sürecinde, infeksiyon hastalıklarını kolaylaştıranfizyolojik değişiklikler vardır. Prostat hipertrofisi, rahim sarkması, idrartorbası hastalıkları idrar yolu infeksiyonlarını; mukosilier kleransın azalması,öksürük refleksinin azalması, sık aspirasyon, diyabet-kronik obstrüktif akciğerhastalığı, alkol öyküsü, kalp yetmezliği, gibi kronik hastalıklar, boğazflorasında ajan patojenlerin kolonizasyonu, bakımevlerinde yatanlarda gram negatifbakterilerin kolonizasyonu pulmoner infeksiyonların sıklığını arttırır.Hücresel immunitede bozulma sonucunda gecikmiş tip aşırı duyarlılıkmekanizmalarının bozulması, lökosit fonsiyonlarının bozulması, ve humoralimmunitede azalma, önemli fizyolojik değişiklikler iken, yaşlılıkta üriner ve pulmonersistem infeksiyonlarını kolaylaştıran yapısal değişiklikler vardır.
Yaşlıların şikayetlerini doktora söylemedikleri, infeksiyonbelirtilerini yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak algılamaları, sosyokültüreletkiler, yaşlının kognitif kapasitesindeki azalmalar, demans ve depresyonsıklığının yaşlılarda artması, infeksiyon hastalıklarına yönelik tanısalişlemlerin bu yaş grubunda güçlükle yapılması, kronik hastalıkların sayısınınçokluğu, ilerleyen yaşla hastalıklara yanıtın değişmesi (ateş yanıtı, lökositozgibi klasik infeksiyon bulgularının yokluğu) yaşlıda tanıyı geciktiren faktörlerdendir.Hastalarda sadece halsizlik, iştahsızlık, konfüzyon, inkontinans gibiinfeksiyonla direk ilişkisi olmayan nonspesifik şikayetler vardır
Yaşlı hastalarda sebebi bilinmeyen ateşlerin nedeni geneldegençlere göre daha kolay bulunur ve bağ doku hastalıkları (temporal arterit,polimiyalgia romatika...) ve kanserler (lenfoma ve karsinom ) önemli ve sıksebepler arasında yer alır. Ateş cevabının azalması ilerleyen yaşla termalhemostazda meydana gelen bozukluklar (çevre ısısının algılanması, sudomotorcevap değişiklikleri), interleukin-1 ve tumor nekrozis faktör alfa(TNFa) gibiendojen pirojen maddelere yanıtın azalması, hipotalamusun endojen pirojenmaddelere duyarlılığının azalması, vücut ısısı yapım ve korunumunda bozulmaile, malnutrisyon, kronik debilite gibi faktörlerle açıklanabilir.
Yaşlılarda enfeksiyonlara bağlı mortalitenin daha sık olması,immunitede yaşla beraber meydana gelen azalma, sıklıkla altta yatan ciddihastalıkların varlığı, nazokomial enfeksiyonların hospitalizasyon sıklığısonucunda artması, diyagnostik ve terapatik girişimlerin ve bunlara bağlıkomplikasyonların bu yaş grubunda sık olması, antibiyotik tedavi yanetkilerinin sıklığı gibi nedenlerle açıklanabilir
Sağlıklı yaşlılara influenza, pnömoni ve tetanoz aşıları yapılmasımutlak bir gerekliliktir
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
Oral kavite, beslenmeye başlamada ve konuşmada anahtar rol oynar.Gastrointestinal sistemin bir parçası olarak bu sistemi etkileyen hastalıklarıntutulumunda ağız boşluğunu da değerlendirmelidir. Özellikle ağız kanserlerininsık görüldüğü, tükrük göllenmesinin en yoğun olduğu yerler, bukkal mukoza,yumuşak damak, ağız tabanı, dilin yan kenarları unutulmamalıdır.
Diş mine ve sement adlı iki dış kaplayıcı tabakadan oluşur. Mineağız boşluğunda kalan diş yüzeyini kaplayan, %90 dan fazla mineralize doku içerenve vücutta bulunan en sert madde olarak bilinen yapıdır. Sement köklerinyüzeyini kaplar. Mine ve sementin altında esas diş dokusu olan dentin yer alır.Dişin en iç kısmında pulpa adlı sinir lifleri, kan ve lenfatik damarlarınbulunduğu yapı bulunur..
TEMEL BESLENME İLKELERİ
Yaşlılarda B12 vitamin eksikliği sıktır, D vitamini eksikliğisıktır; bu iki vitamin sıklıkla yerine konmalıdır, hekime danışılarak; ancaközel durumlar dışında bu iki vitamin harici bir beslenme desteğine gerekyoktur. Beslenme immün sistemi destekler, bağışıklığı arttırır, yaraiyileşmesini destekler, yara oluşumunu azaltır, dengeyi olumlu etkiler;demansın önlenmesinde ve tedavisinde dahi önemli etkileri vardır. 13
Beslenme sorunlarının tespiti için yaşlı değerlendirmelerindebeslenmeye yönelik tarama testleri son derece önemlidir. Mininutrisyoneldeğerlendirme en sıklıkla kullanılan testlerdendir. Taramanın sonucuna göreyaşlı beslenme yetersizliği riski taşıyorsa, bozukluğun şiddeti ve nedenlerisaptanmalı ve uygun beslenme programı geliştirilmelidir. Yaşlının ilaçları,metabolik durumu, hastalıkları plan çizilmesinde son derece önemlidir.
Malnütrisyon tanımı yetersiz beslenmeden aşırı beslenmeye kadargeniş bir yelpazeyi içerir. Yaşlı insanlarda dengesiz beslenme protein-enerjimalnütrisyonuna, vitamin eksikliklerine (vitamin B12 ve D vitamini) ve kalsiyumalımı yetersizliğine neden olur. Malnütrisyon yaşlı hastalarda, immunitede zayıflama,infeksiyonlara yatkınlık, yara iyileşmesinde gecikme, osteoporoz ve diğerko-morbiditelere neden olmaktadır.
Sağlık personeli veya yaşlıyla birlikte kalan kişi son altı ayiçinde %10 veya daha fazla kilo kaybı veya artışı olup olmadığını sorgulamalıve periyodik olarak yaşlının vücut ağırlığını değerlendirmelidir. Budeğerlendirmede tarama amaçlı Mini Nutrisyonel Değerlendirme Testikullanılabilir.Felçli, diyabetik, demanslı, hipertansif, depresif yaşlılarda vebaşka hastalıkların varlıklarında
hastalıklarına özgü beslenme son derece önemlidir.
Alzheimer hastalığında asıl büyük sorun orta evreden itibaren veözellikle ileri evrede hastanın yeterince beslenememesidir. Hatta ne yediğini,yemek yemenin önemini, ne zaman yediğini hatırlamayabilir. Yaşlıda tat duyusu,koku duyusundaki azalmalar, el titremeleri olanlarda çatal kaşık tutmazorlukları; yaşlının dişlerinin yetersiz oluşu, yaşlıda yetersiz beslenme (malnutrisyona)olasılığını arttırmaktadır.
Alzheimer hastalarında yemek sırasında huzursuzluk artışı sıktır. Bunedenle hastanın yemek saatlerini, yanında rahat ettiği yakınlarıyla birlikteolabileceği bir zamana ayarlamak yararlı olacaktır. Dikkat dağıtacak seslerolduğunda yemek yemek istemiyorsa televizyonun açık olmamasına, yemek saatindeevin içinde gürültü olmamasına dikkat edilmelidir. Yemek sırasında hastanındikkatini toplaması icin özen gösterilmelidir. Sade bir masa ve sade bir yemekdüzeni yararlı olacaktır. Kullanılan bardak-çatal-tabak pratik, kolay tutulan,kesici olmayan, kırılmayan şekilde olursa hastanın yemek yemesi hem kolaylaşırhem de hastaya zarar verme olasılığı azalır. Hastaya çok sıcak yemeklervermemeye dikkat edilmelidir, üstüne dökebilir. Yemesi kolay, yutmaktazorlanabileceği kadar sert olmayan besinler vermeye çalışılmalıdır. Yaşlıda kabızlıksıktır. Bu sebeple lifli gıdalarla ve bol sebze- meyve ağırlıklı beslenmesinisağlanmalıdır
8.ünite
Bakım Elemanının Karşılaşılması Muhtemel Olan Sağlık Sorunları veAlınması Gereken Önlemler Tıbbi Dokümantasyonun Hukuksal Yönü
Gelişen sağlık teknolojileri, bilgi çağının getirdiği değişimlersayesinde yaşlı ve bakıma muhtaç populasyondaki artış sağlık alanında niteliklielemanlara olan ihtiyacı artırmaktadır.Çalısan bireyin beden ve ruh saglıgınınkorunması, çağdaş bilimin temel amaçlarından biri olmustur.- Çalışma ortamındankaynaklanan sağlık sorunları açısından risk altında olan meslek gruplarıarasında sağlık hizmetlerinde çalışanlar ilk sıralarda yer almaktadır . SosyalSigortalar Kurumu’ nun 2003 yılı
verilerine gore çalışanlarda en fazla bel ve sırt bölgesiniilgilendiren sağlık sorunları görülmektedir.Çalışma ortamında sağlığa zararveren faktörler fiziksel ve psikososyal olabilmektedir.
BAKIM ELEMANININ FİZİKSEL SORUNLARI
Bakım elemanlarının fiziksel rahatsızlıkları denildiğinde aklagelen hastalıklar, kas-iskelet sistemiyle alakalı olanlardır. Kas-iskelethastalıkları, tüm çalışma gruplarında her yıl 600.000 çalışandan daha fazlasınıetkileyerek,işten uzak kalmaya neden olan işle ilgili yaralanmaların üçtebirinden daha fazlasını
oluşturmaktadır. İşle ilgili kas-iskelet hastalıkları eğilme,dönme, ağır kaldırma ve güçlü hareketlerle ilişkilidir. Bakım elemanlarında kasiskelet sistemiyle ilgili en sık görülen rahatsızlık bel ve sırt ağrılarıdır.Belağrısı, yetişkinlerin %60-80’ ini yaşamlarının bir döneminde etkilemekte ve ensık 25-44 yaşlar arasında görülmektedir.Gelişmiş ülkelerde iş gücü kaybına yolaçan hastalıklar arasında bel 14
ağrıları ikinci sırada yer almaktadır ve üretimazalmasını etkileyen en önemli faktör olarak kabul edilmektedir. İşe bağlı belağrıları, hemşirelerde diğer kadın çalışanlara göre 1,5-2 kat fazlagörülmektedir.
Dünyada yapılan farklı araştırmalarda hemşirelerde bel ağrısınınbir yıllık prevelansını %45-%69 arasında bulunmuştur. Ülkemizde yapılançalışmalarda hemşirelerin yaklaşık olarak %65-%85’ inin bel ağrısı yaşadığıbelirlenmiştir. Bel ağrısı; bireyin gücünü aşan şekilde ağırlık kaldırması,uygun taşıma gereçlerinin olmaması, personel eksikliğine bağlı olarak fizikselyükün artması, vücut mekaniklerinin doğru kullanılmaması ve bu konuda eğitim eksikliğigibi pek çok nedenlere bağlanmaktadır. Mesleğe bağlı bel ağrısının bakımelemanları arasında bu kadar yaygın olmasındaki en temel etken ise hasta kaldırmagirişimleridir.
Yapılan çalışmalarda bakım elemanları, bel ağrılarının başlamasınayol açan işler arasında hasta kaldırmayı (%35) ilk sırada göstermişlerdir vebakım elemanlarında 5 kg’ dan fazla ağırlık kaldırma ile bel ağrıları görülmedurumu arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Aynı çalışmada bakım elemanlarınınyarısından fazlasının oturma (%53.6), yerden nesne kaldırma (%57.1), uzanma (%82.2)ve hastanın yatak kenarına çekilmesi (%53.4) gibi uygulamaları doğru olarakgerçekleştirmediği belirlenmiştir.
Bakım Elemanlarında Bel Ağrısının Görülme Nedenleri
1. Hastaların Hareket EtmesineYardım: Hastaların ortalama ağırlıkları, güçlü kadın işçilerin %90'nınkaldırma kuvvetini aşmaktadır.
2. Personel Yetersizliği:Bakım elemanları hastanınkaldırılması, taşıması ve hastaya pozisyon verilmesi sırasında yardıma ihtiyaçduymaktadır.
3. Çalışma Ortamının Hasta Bakımına Uygun Düzenlenmemesi: Hasta yatakları, hasta üniteleri,banyo ve tuvaletler, tıbbi araç ve gereçlerin yeterli ve uygun olmaması hastanakil ve bakım işlemlerini güçleştirmekte ve bakım elemanlarının zorlanmalarınayol açmaktadır. Öncelikli olarak çalışma
ortamlarının uygun ergonomik dizaynı yapılmalı, çalışana güvenlibir ortam hazırlamalı daha sonra vücut mekaniklerinin doğru kullanımı sonucuçalışanın sağlığının korunması ve verimlilikten bahsedilmelidir.
4. Bakım Elemanlarının Çoğunluğunun Kadın Olması: Boy, kilo ve kas kuvvetiaçısından erkeklerden farklı olan kadınların, ağırlık kaldırma eylemlerindedayanıklılıklarının daha az olması kas- iskelet rahatsızlıkları riskiniartırmaktadır.
5. Hasta Bakımında Yaşanan Stres İş stresi yaşayan bakım elemanlarında boyun, omuz ve belproblemleri daha çok görülmektedir..
6. Üniforma ve Ayakkabı:Bakım elemanlarınınhareketlerini kısıtlayan üniforma ve rahat olmayan ayakkabılar kas iskeletsistemi sorunlarına yol açmaktadır. Ayağa uygun, hafif topuklu, rahat ayakkabıgiyme, uygun pozisyonun sürdürülmesi ve dengenin sağlanması açısından önemlidir.
Kas gerginliği, tendinit ve karpal tünal sendromu, omuz ağrılarıbakım elemanlarında görülen diğer kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarıdır
Bakım elemanları arasında yapılan çalışmalarda, karpal tünelsendromlarının %70’i, tendinitlerin ise %62’si kadınlarda görülmüştür. Çok yüksekçalışma yükseklikleri ve ekipmana uzanma artışı omuz ağrısına nedenolabilmektedir.
BAKIM ELEMANININ PSİKOLOJİK SORUNLARI 15
Ruh sağlığı sorunları, tüm akut ve kronik sağlık sorunlarınınönemli bir oranını olusturmasının yanı sıra, çalısma yasamında en fazla iş gücükaybına neden olan sorunlardan biridir. Tüm hastalıklar dikkate alınarakyapılan sıralamada iş yaşamını en çok etkileyen rahatsızlıklar kalphastalıkları, ikincisi ise ruhsal
bozukluklardır. Bakım elemanları, zor çalısma kosulları,uykusuzluk, yorgunluk, görev ve sorumlulukların yeterince belirlenmemiş olması,acı çeken, felçli veya kendinde olmayan insanlara hizmet vermek gibi bir dizi sorunlakarsılaşmaktadır..
Ruh Sağlığını Etkileyen Faktörler
Bireylerin ruh sağlığı üç noktanın etkileşimi sonucu belirlenir;kalıtım, gelişim basamakları, çevre ve insan.
Ruhsal hastalıkların oluşmasında etkili faktörler arasında;cinsiyet, evlilik, aile, iş yaşamı, egitim, kültürel yapı, sosyo-ekonomiksınıf, yaşanan çevre yer almaktadır.
Stres, organizmanın fiziksel ve ruhsal sınırlarının tehditedilmesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle çok etkenlidir veorganizmanın dengesini değiştirerek fonksiyonel ve/veya yapısal patolojilere öncülükeder. Stres; bireyin iç ve dış ortamlardaki değisiklikleri tehlike olarakalgıladıgı, uygun kaynaklara sahip oldugunda uyum gösterdigi ve dengesinisürdürdüğü, kaynaklar yeterli olmadığında uyum ve dengesinin bozulduğu dinamikbir süreçtir. Bireylerin stres düzeylerinde farklılıkların görülmesinde;bilişsel degerlendirme, başa çıkma mekanizmaları, uyaranların süresi, şiddetive anlamı, yaşanan benzer deneyimler, kişilik özellikleri, durum üzerindekikontrol algısı, sağlık durumu gibi “kisiye
özgü psikolojik faktörler” rol oynamaktadır. Çalışanlarda ruhsalçatısma alanları; işyerinde kişiler arası ilişkiler, yapılan işin çalışanınyaşantısını değiştirmesi ve işin fiziksel etkilerinden kaynaklanabileceğibelirtilmektedir.
Çalışanın ruh sağlığını etkileyenbaşlıca konular şunlardır;
• İş sürecinin fiziksel faktörleri;
İş yerinde uygun olmayan hava sıcaklığı, rutubet, havalandırma,gürültü, aydınlatma, iş yerinin hijyen, temizlik ve düzeni çalışanların ruhsağlığını yakından etkilemektedir.Uygun olmayan iş yeri koşullarının psikiyatrikbozuklukların gelişimine olan etkilerini inceleyen çalısmalarda bu etmenlerinminör psikiyatrik bozuklukların ortaya çıkmasına neden oldugu gözlenmistir.
• Çalışanda, aynı zamanda bedensel bozukluğa sebep olan fizikselfaktörler; Bireyin bedenine fiziksel olarak zararlı etki yapan gaz vebuharlar, gürültü, vb. etkenler organik olarak bireye zarar vermelerininyanında ruhsal bozukluk belirtileri de ortaya çıkarmaktadır.
• İşin organizasyonu ile ilgili problemler;
Vardiya çalısması bedenin normal çalışma ritmi ile çeliştiği içinkronik yorgunluğa ve bireyin aile ve sosyal yaşamının bozulmasına sebep olur.
• İş faaliyetlerinin psikolojik özellikleri;
İş ritmi ve temposu, monotonluk çalışanın ruhsal yapısı üzerineetkide bulunmaktadır.
• İş yerinin ergonomik sisteme uygunluğu;
Çalışma düzeninin ergonomi kurallarına uygunluğu çalısanlarınortamdaki risk faktörlerinden etkilenmesini azaltır. Ergonomik açıdan çalışmaortamındaki başlıca riskler; Biyolojik riskler 16
(enfeksiyon), kimyasal riskler(kimyasal ajanlar, antineoplastik ajanlar, anestezik gazlar, temizleme ve sterilizasyonsolüsyonları, ilaçlar, sabunlar vb.), çevresel riskler (kaygan zemin, kötüdizayn vb.),
biyomekanik riskler (tekrarlayıcı hareketler, titreşim, ağır yükkaldırma vb.).
• İş yerinde kişilerarası iliskilerin etkisi;
Ruh sağlığı araştırmaları, çalışan bireylerde ruhsal bozuklukolaylarına rastlanma oranının yüksek olduğunu göstermektedir. Ruhsal bozukluklar;bireyin hem genel sağlığının bozuk olmasına hem de ciddi ekonomik ve sosyalkayıplara neden olmaktadır. Yapılan araştırmalarda bazı iş gruplarınındiğerlerine oranla daha zorlayıcı özelliklere sahip oldugu belirlenmiştir.Özellikle insanla yüz yüze çalışan ögretmenler, polisler, doktorlar, hemşireler,hasta bakım elemanları bu riskle en çok karşı karşıya bulunan meslekgruplarıdır.
Bakım elemanlarında baş ağrıları, sırt ağrıları, az uyumak,yorgunluk, kaygı, gerginlik, dikkat toplama güçlügü, güven azalması, sigara vealkol kullanımının artması, kazalar, kişiler arası ilişkilerde azalma, sosyalrollerin yürütülmesinde beceriksizlik, sosyal izolasyon, stresin en erkenbelirtilerini oluştururken
uzun dönemde psikolojik sonuçlar, anksiyete ve depresyon olarakkendini gösterebilmektedir. Anksiyete ve depresyon yaşam streslerine karşıverilen normal psikolojik yanıtın parçalarıdır. Temel sağlık hizmetlerinderuhsal bozukluklarının görülme oranının %20-30 arasında değiştiği ve bunlarınbüyük
kısmını depresif bozuklukların ve anksiyete bozukluklarınınoluşturduğu bildirilmektedir. Depresyon; üzüntü duygusuna bireyin etkinliğini ve günlük hayatını etkileyen, duygusal,zihinsel ve davranışsal belirtilerin eşlik ettiği bir durumdur.
Depresyonun iki temel belirtisi; çökkün duygu durum (kederli,hüzünlü, elemli ruh hali) ve ilgi, istek azalması ve/veya hiçbir şeyden zevkalamamadır. Depresyonun bu iki temel belirtisinin yanı sıra yorgunluk, enerjiazalması, bitkinlik, uyku bozuklukları, dikkat toplamada güçlük, iştahbozukluğu, kendine güven azalması, değersizlik ve suçluluk duyguları, ölüm veintihar düşünceleri, hareket ve
konuşmalarda yavaşlama ya da ajitasyon belirtilerinden en az birigörülmektedir.
Depresyonu başlatabilecek psikososyal risk etkenleri; kadın olmak,olumsuz yaşam olayları, sosyal desteğin yetersiz olması, iş yaşamındakiçatışmalar ve doyumsuzluklar, aile sorunları vb. durumlardır. Anksiyete;dışarıdan gelen herhangi bir uyarana karşı oluşturulan normali aşan korkuduygusu olup,
yaygın emosyonel reaksiyonlar ve çaresizlik duyguları ile belirginolabildiği gibi, fizik ve psişik yakınmalarla maskelenmiş veya birlikteolabilir. Anksiyetenin belirtileri arasında; korku, kaygı, endişe, panikduygusu, aşırı tedirginlik, huzursuzluk, yorgunluk, uykusuzluk, konsantrasyongüçlügü, nefes almakta güçlük, baş ağrısı, motor gerilim ve huzursuzluk,taşikardi ve aritmiler, göğüste ağrı veya sıkıntı hissi bulunmaktadır.
Belirli gruplar anksiyete bozuklukları için daha duyarlıdır;bunlar kadınlar, gençler, sosyal sorunları olanlar ve geçmişte psikiyatriksorunları olanlar olarak sıralanabilir.
BAKIM ELEMANININ FİZİKSELVE PSİKOLOJİK
SORUNLARININ NEDENLERİ VE BAŞ ETME YOLLARI
Bakım elemanlarının fiziksel ve psikolojik sorunlarıyla başedebilmek için bu sorunların sebepleri ortaya konmalıdır. Bu sebepler kişidenkişiye farklılık gösteren bireysel faktörler ve çevreden kaynaklanan psikososyalfaktörler olmak üzere ikiye ayrılır.
Bireysel Faktörler
Bireysel faktörler arasında yaş, cinsiyet, fiziksel egzersiz,sigara kullanımı, kişisel eğitim, vücut mekaniklerinin bilinmesi veantropometrik ölçüler bulunmaktadır. 17
Cinsiyet ve Yaş
Bakım elemanı olarak çalışan bayanlar kas- iskelet sistemleri vepostür özellikleri nedeniyle erkeklere göre olumsuz koşullardan daha fazlaetkilenmektedir. Ayrıca bakım işiyle uğraşan kadınlarda özel bir durum olangebelik önemlidir. Gebelikte karın büyüklüğünün en büyük orana ulaştığı üçüncütrimesterde en büyük travma riski altındadır. Karpal tünel sendromu görülmeriski gebelikte artar, vücut dengesini bozulması fiziksel travma riskiniartırır. Mesleksel Sağlık ve Güvenlik Birliği (OSHA) kas- iskelethastalıklarını kadınların daha fazla yaşadığını
bildirmektedir. Fiziksel iş yeteneği 25- 30’lu yaşlarda en yüksekdüzeye ulaşır. Bu yaşlardan sonra azalmaya başlarken karar verme vedeneyimlilik artışı devam eder. Karar verme yeteneği 55-70 yaşları arasında kasgüçsüzlüğü ve yanıtlama süresindeki gelişmeler ile solunum, kalp ve damaryetersizliğinden dolayı azalmaya başlar.
Fiziksel Egzersiz ve Sigara Kullanımı
Fiziksel egzersiz yapmak ve sigara kullanmamak sağlıklı yaşambiçimi davranışlarıdır.
Eğitim
Temel bakım hizmeti bilinci oluşturarak, çalışanların sağlık vegüvenliğini iyileştirmek, iş verimliliğini ve kalitesini artırmak eğitim ilemümkün olabilir. Örneğin; bel ağrısı çalışanın fiziksel aktivitelerini kısıtlayaraksakat bırakabileceği gibi iş veriminin azalması sonucu kişinin işinikaybetmesine neden
olabilir. Uzun sürdüğünde psikolojik sorunlara yol açabilir.
Vücut Mekaniklerinin Öğrenilmesi
Vücut mekanikleri terimi birey hareket ederken, bir şeykaldırırken, duruş, oturuş, yatış pozisyonundayken ve tüm günlük yaşam aktiviteleriyerine getirilirken kas, iskelet ve sinir sisteminin koordineli bir şekildeçalışmasını içeren oldukça kapsamlı bir terimdir.
Vücut mekaniklerinin ilkeleri aşağıdaki başlıklar altındatoplanabilir:
1. Dayanma yüzeyinin genişlemesi ve ağırlık merkezinin dayanmayüzeyine yaklaşması cismin dengesini artırır.
2. Ağırlık çizgisi dayanma yüzeyinden geçtiği sürece cisim dengedekalır.
3. Ağırlık çizgisi dayanma yüzeyinden çıktığı zaman, dengeyisağlamak için gereken enerji miktarı artar.
4. Hareketin gerçekleştiği yöne doğru dayanma yüzeyiningenişletilmesi, dengenin sağlanması için gereken çabayı aza indirir. Şöyle ki;hareket önden arkaya olduğunda bir ayak arkaya atılmalı, iki ayak arasındayaklaşık 45 cm'lik bir uzaklık oluşturulup dayanma yüzeyi genişletilmelidir. İyibir denge sağlamak için tabanlar yere tam olarak temas etmeli ve iki ayakbirbirine paralel olmak yerine, arkadaki ayak diğeriyle 60-90° lik bir açıyapmalıdır.
5. Gövdeyi dik tutup kalçayı ve dizleri bükerek eğilmek, iş yükünübüyük ve kuvvetli kas gruplarına dağıtır ve sırtın incinmesini önler.
6. Kas grupları ne kadar güçlü ise, o kadar ağır işi güvenlikleyapabilir.
7. Çok sayıda kas grubunun bir işe katılması, iş yükünü azaltır.
8. Yüzün ve gövdenin hareketin yönüne dönük olması, omurganınkendi ekseni etrafında, dönmesini önler.
9. Zemin ve cismin sürtünmesi az ise bir cismi o zemin üzerindeitmek, çekmek veya kaydırmak, cismi yerçekimine karşı koyarak kaldırıptaşımaktan daha az kuvvet gerektirir.
10. Bir cismi yuvarlamak, döndürmek veya bir eksen etrafındaçevirmek, onu kaldırarak taşımaktan daha az kuvvet gerektirir.
11. Bir cismin kaldırılmasında kaldıraç kullanılması, cisminkaldırılmasını kolaylaştırır. 18
12. Hareket sırasında cisim ile zemin arasındaki sürtünmeazaldıkça, cismi hareket ettirmek için gereken kuvvet de azalır. Sürtünme,hareket yönünün karşı yönünde oluşan bir kuvvettir. Bazı temel ilkelere dikkatedilerek sürtünme azaltılabilir:
a. Dayanma yüzeyi geniş olan bir cismi hareket ettirirkensürtünme, dayanma yüzeyi dar olan cisme göre daha fazladır.
b. Hareketsiz cisim harekete karşı, hareketli bir canlıdan dahafazla sürtünme oluşturur.
c. Bir cismi çekmek itmekten daha az sürtünmeye neden olur
13. Bir cismi düz bir zeminde hareket ettirmek, yokuş yukarıhareket ettirmekten daha az kuvvet gerektirir.
14. Uygun yükseklikteki bir yüzeyde bulunan cisimler üzerindeçalışırken harcanan çaba, uygun olmayan yükseklikte (daha alçak veya dahayüksekte) bulunan cisimler üzerinde çalışırken harcanan çabadan daha azdır.
15. Hareket başlamadan önce sabit haldeki kasların kasılması,ligament ve eklemlerin incinme ve yaralanmasını önler. Şöyle ki; birey güç birişe başlamadan önce pelvisi sabitleştirmek, karın bölgesini desteklemek vevücudu zorlayarak incitmemek için "iç kuşağı" ve "uzun diyafragmayı"oluşturmalıdır. İç kuşak gluteal kasların aşağıya doğru, abdominal kasların. yukarıyadoğru kasılmasıyla sağlanır.
16. Hareketin kol ve bacaklar arasında dengeli olarakpaylaştırılması sırtı incinmekten korur.
17. Pozisyon ve hareket değişikliği, iyi kas tonu sağlamaya vebitkinliği önlemeye yardım eder.
18. Dinlenme ve çalışma devrelerinin periyodik olarak değişmesi,bitkinliğin önlenmesine yardım eder.
Antropometrik Ölçüler
Antropometri; insan vücudunun ölçülerini konu edinen bir bilimdalıdır. İnsan vücuduna ait çeşitli organların ölçülerini elde ederken buölçülerin çeşitli topluluklar, meslekler, yaş ve cinse göre farklı oluşlarınıetkileyen etmenlerin araştırılması antropometrinin araştırma konuları arasınagirer.
Psikososyal Faktörler
Psikososyal faktörler arasında çalışanlarda yorgunluk, stres,işten kalma gibi olumsuz etkilere neden olan işin doğası gereği ortaya çıkançalışma saatleri, iş görevleri ve iş stresi psikososyal faktörler içerisinde incelenmiştir.
Çalışma Saatleri
Uygun olmayan çalışma saatleri bireylerin biyolojik ritimlerinietkileyerek verimliliği azalmasına neden olabilir.
İş Görevleri
Eğer mümkünse uzun süreli ayakta çalışma önlenmelidir. Bakımelemanı sürekli ayakta kalmak zorunda ise aşağıdaki önerilere dikkat etmesigerekmektedir:
• Eğer bir iş mutlaka ayakta çalışmayı gerektiriyor ise, ek olarakçalışanın belirli aralıklarla oturabilecekleri bir sandalye veya taburesağlanmalıdır.
• Çalışanın kollarının uzanabileceği alanlar dışına çıkmamalı vebu alan dışına ulaşmak için sırtı dönme, eğilme ve uzanma hareketleriyapmamalıdır.
• Çalışma masası veya çalışma yüzeyi farklı yükseklikteki işleregore ayarlanabilir olmalıdır.
• Ayak dinlenme destekleri acı ve ağrı hislerini engelleyecek veçalışanın pozisyon
değiştirebilmesine olanak sağlayacaktır..
• Çalışanlar sert olmayan bir malzeme üzerinde çalışmalıdırlar.Beton veya metal yüzeyler şokları absorbe edici malzeme ile kaplanmalıdır.Yerler temiz, düz ve kaymaz olmalıdır.
• Ayakta iş yapan çalışan, alçak topuklu ve tabanı destekli işayakkabısı giymelidir. 19
• Çalışanlar işine uzanmamalı ve vücudunun önünde 20-30 cm’lik biruzaklıkta çalışmalıdırlar.
İş Stresi
Bakım hastalarının çoğunun bilinçsiz ya da günlük yaşamaktivitelerini karşılayamayan hastalar olması nedeniyle, bu tür hastalara bakankişiler verdikleri bu hizmetler gereği iş stresi diğer sağlık personelindendaha yüksektir
Fiziksel Faktörler
Fiziksel faktörler içerisinde hasta bakım odası tasarımı,ayarlanabilir yükseklikler, mobilya özellikleri, yardımcı araç- gereçkullanımı, çevre-iklimlendirme faktörleri incelenmiştir.
Hasta Bakım Odası Tasarımı
İyi planlanmış çalışma birimi, kötü koşuların oluşturduğu hastalıkve yaralanmaları engeller.Hasta ve varsa hastaya bağlı tıbbı cihazlar bakımelemanının rahatlıkla görebileceği konumda olmalıdır. Hasta yatağı çok yüksekyada alçak yerleştirildiğinde, gözlerde yorgunluk, boyunda ağrıya nedenolabilir.
Ayarlanabilir Yükseklikler
Hasta bakımı uygulamalarında bakım elemanlarının çalışma postürünüetkileyen ayarlanabilir hasta karyolalarının kullanımı önerilmektedir.
Ayarlanabilinir Çalışma Biriminin kullanılması için nedenler:
• Bakım elemanlarının boy ve vücut oranları oldukça çeşitlilikgöstermektedir.
• Farklı görevler farklı çalışma alanları gerektirebilir.
• İnsanlar duruşlarını ve pozisyonlarını sıkça değiştirir.
• Tıbbi sorunlar, ağrılar ve rahatsızlıklar için geçici değişimlergerektirebilir.
• Deneyim bir insanın pozisyon tercihini değiştirebilir.
• Daha yaşlı insanlar 10 kat daha fazla ışığa ihtiyaç duyabilir.
• Isı, nem, hava akımı ve güneş ışığı açısı pozisyon değişimlerigerektirebilir.
• Yorgunluk pozisyon değişimini gerektirebilir.
• Hasta bakma işinde farklı görevlilerin çalışması gerekebilir.
Hasta Yatakları
Günümüzde hidrolik arkalıklı, X-ray dalgalarını geçirebileceközellikte şilteli ve hastanın klinik dışına çıkarıldığında düşmesiniengelleyecek şekilde tasarlanmış yataklar sayesinde hasta bakım işlemi daha azçaba harcanarak gerçekleştirilmektedir.
Bakım elemanları, hastaları basınç yarasından korumak ve yeterlisoluk alıp vermesini sağlamak için sıklıkla pozisyon verirler. Hareketsizlikakciğerlerde komplikasyon riskini artırır. Akciğerlerde alveolar kolaps veatelektazi gelişir, akciğer kompliansında azalma meydana gelir. Hastalarındüzenli olarak döndürülmesi atelektaziyi azaltır pulmoner sekresyonlarıharekete geçirerek solunum yolu enfeksiyonu riskini önler. Güvenli hastatransferinin sağlanması, hastanın düşme ve yaralanmalardan korunması için yan tırabzonlarvücudun yan yüksekliğini geçecek sekilde olmalıdır.
Mobilya Özellikleri
kullanıcıların antropometrik ölçülerine uygun mobilyalarla hastaodası dizayn edilmelidir.
Yardımcı Araç-Gereçler
Sağlık çalışanlarının işle ilişkili kas- iskelet sistemihastalıkları, yardımcı araç ve gereçler yardımıyla büyük orandaçözülebilmektedir. Bu yardımcı araç ve gereçler, kaldırma asansörü, kaldıraçaleti, 20
elektrikli ayarlanabilir yataklar, pelvik kaldırma aleti, kaydırmaaleti, ayarlanabilir banyo teknesi gibi aletlerdir ve aşağıda kısacabahsedilmiştir:
Kaldırma asansörü
Tamamen bağımlı olan hastalarda yataktan sandalyeye-tekerleklisandalyeye, sandalyeden tekerlekli sandalyeye-yatağa, banyo ve tuvalettenyatağa ya da sandalyeye taşınmasında kullanılan sabit elektrik motorlu araçtır
Kaldıraç (askı tipi) aleti
Tamamen bağımlı olan hastalarda yataktan sandalyeye-tekerleklisandalyeye, sandalyeden tekerlekli sandalyeye-yatağa,banyo ve tuvaletten yatağa ya da sandalyeye taşınmasında kullanılan elektrikmotorlu yada elle kontrol edilebilen taşıma aletidir. En önemli dezavantajı çokağır hastaların taşınamamasıdır.
Elektrikli ayarlanabilir yataklar
Cihaz ile etkin çalışılabilmesi için, yatak ayarı 20 saniye ya dadaha az zamanda yapılabiliyor olmasıdır. Aynı zamanda cihazın yatak hareket ettirmekolu yumuşak olmalıdır.
Pelvik kaldırma aleti İletişimegirilebilen hastalarda sürgü pozisyonunun verilemesine yardımcıdır. Pelvisaltına yerleştirilip pompa ile şişirilerek pelvisin yükseltilmesi tuvaletesnasında hastaya rahatlık sağlar
Kaydırma aleti
Sürtünme gücünü azaltır ve bası yaralarının oluşumunu engeller.Gergin çarşafla taşıma yerine kullanılabilir. Hastanın sedyeden yatağa gibibirbirine paralel iki yatay yüzey arasında taşınmasını sağlar.
Ayarlanabilir banyo teknesi
Tekerlekli ve su geçirmez özelliktedir. Tekerlekli veyüksekliğinin ayarlanabilir olması hasta bakım elemanının kas- iskelet sağlığıaçısından önemlidir. Ayak ve kafayı destekleyen bölümleriyle hastaya da konforsağlamaktadır.
Çevre/İklimlendirme sistemleri
Günümüzde ışıklandırma, ısıtma, havalandırma, gürültü, titreşim,gibi fiziksel koşullar, çalışanların çalışma temposu ve isteğini arttıracak biçimdedüzenlenmektedir. Çevre koşulları ile ilgili olarak; aydınlatma, gürültü, klimave havalandırma, ortam ısısı ve nem oranından aşağıda bahsedilmiştir.
Aydınlatma
Bakım elemanlarının kendilerini rahat ve ışıklı bir ortamdabulmaları ve daha istekli bir şekilde çalışabilmeleri için yeterli ve tatminedici bir aydınlatma düzeyi tercih edilmelidir.Yapılan araştırmalar sonucundaen uygun nitelikli ışığın beyaz ışık olduğu ortaya çıkmıştır.
İyi Bir Aydınlatmada Aranan Özellikler:
• Aydınlatmanın şiddeti yeterli olmalı,
• Aydınlatma bütün alana eşit yayılmalı,
• Işık yönü ve gölgelemeye dikkat edilmeli,
• Işık yansımalarından kaçınmalı (göz kamaşması),
• Kullanılan ışığın niteliği uygun olmalı,
• Aydınlatma sabit olmalı (titreşim ve parlaklık değişmeleriengellenmeli)
Hasta odaları için parabolik aydınlatma önerilmektedir. Parabolik aydınlatmadaayna sistemi ile enerji tasarrufu elde edilmektedir.
Gürültü 21
Aşırı gürültü işe verilen dikkati azaltmakta, sinirliliğe yolaçmakta, karşılıklı anlaşma olanaklarını kısıtlamakta, kişiler arasındakiilişkiler üzerinde olumsuz sonuç doğurmakta ve işitme duygusunun azalmasınakadar gidebilmektedir..
Klima ve Havalandırma Sistemleri
Hasta odalarında klima tesisatı, odalarda konfor şartlarınınsağlanmasının yanı sıra oda içerisinde mikroorganizmaların, tozların, anestezigazlarının ve kötü kokuların da en alt seviyelerde olmasını temin etmek içinkullanılırlar.
Ortam Isısı ve Nem Oranı
Ortamın, normalin üstünde sıcak olması bıkkınlık, sinirlilik,dikkatsizlik, hataların yoğunlaşması, zihinsel çalışmalarda verim düşüklüğü,yetenek ve becerilerin azalması, iş kazalarının fazlalaşması, bedensel işlerdeverim düşüklüğüne ve vücutta sıvı- elektrolit dengesinin ve kan akımınınbozulmasına dolayısıyla yorgunluğa neden olabilir Yüksek düzeyde nemlilik ise,kapalı bir yerde çalışan insanların, burun ve boğazlarında bir dolgunlukduygusu oluşturur.
BAKIM ELEMANININ FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK SORUNLARINI ENGELLEMEKİÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Fiziksel Sorunlar İçin Alınacak Önlemler
Hasta bakım elemanlarının bel sağlığının korunmasında sigaraiçmeme, egzersiz, ideal kiloya sahip olma, yüksek topuklu ayakkabı giymeme,stresle başetme gibi bireysel önlemlerin yanında çalışma ortamına yönelikönlemler de büyük önem taşımaktadır. Bakım elemanlarının bel ağrılarınınönlenmesi, fiziksel yüklerinin azaltılması, çalışma ortamlarının ergonomikdüzenlenmesi ve çalıştıkları ortama uygun eğitim programlarının düzenlenmesiile mümkün olacağı belirtilmiştir
Fiziksel Yükün Azaltılması
Bir yükün ağırlığının artmasıyla yaralanma riski artmaktadır.Bunun için kaldırılan yükün ne kadar süre elde tutulacağı, hareketin tekrar sıklığı,yükün vücuda ve ağırlık merkezine mesafesi, rahat bir şekilde kavranması vetutulması; bu
esnadaki postür ve hareketler; yükün kaldırıldığı ortam, kişininkapasitesi ve özellikleri de önemlidir. Bakım elemanlarında, fiziksel yükünazaltılması için: uygun hasta kaldırma tekniklerinin kullanılması, bakımelemanlarının hastaları tek başlarına kaldırmamaları ve hasta kaldırmak içinekiplerin oluşturulması başlıca önerilerdir.
1. Uygun Hasta Kaldırma Tekniklerinin Kullanılması
Hasta kaldırmaya yönelik uygulamaları gerçekleştirirken belbölgelerine düşen fiziksel yükü azaltmak için;
• Bakım elemanlarının her hastanın durumunu değerlendirmeleri,hastaların beklentilerini, gereksinimlerini ve özelliklerini dikkate almalarıve uygulama için hastaları bilgilendirmeleri,
• Bakım elemanlarının kendi yeteneklerini, kaynaklarını veçevresel sınırlılıklarını belirlemeleri,
• Bakım elemanlarının duruma göre en uygun tekniği seçmeleri,
• Bakım elemanlarının hastaları kaldırılmaları sırasında mümkünolduğu kadar hasta kaldırma araçlarını kullanmaları,
• Bakım elemanlarının vücut mekanikleri ve hasta kaldırmauygulamalarını doğru olarak gerçekleştirebilmeleri için eğitilmeleriönerilmektedir.
2. Bakım Elemanlarının Hastaları Tek Başlarına Kaldırmamaları 22
Yaşamı tehdit eden durumlar dışında hastaların tek kişiylekaldırılmamasının, hastaları kaldırmak için yardımcı araçların kullanılmasının,bu araçların bütün alanlara uygulanabilir hale getirilmesinin, araçların kullanımıiçin hasta bakım elemanlarının eğitilmesinin ve hastalardan mümkün olduğuncayardım alınmasının bel ağrılarının önlenmesine katkı sağladığı belirlenmiştir
3. Hasta Kaldırma Ekiplerinin Oluşturulması
Bakım elemanlarında bel ağrısının önlenmesine yönelik hastakaldırma ekiplerinin oluşturulmasının bel zedelenmelerini, işten uzak kalmayıve çalışanların sağlık giderlerini azalttığı belirlenmiştir.
Çalışma Ortamının Ergonomik Düzenlenmesi
Ergonomik yaklaşım, bakım elemanlarının çalışma ortamında rahathareket etmelerini sağlamalı ve eğilme, bükülme, kaldırma gereksinimlerini enaza indirmelidir Bakım elemanlarının çalıştıkları ortamda fizikselzorlanmalarını azaltmak amacıyla kullanılan ve hastanın hareket ettirilmesinekatkı sağlayan araçlar bulunmaktadır. Bu malzeme ve araçların başlıcaları, ayarlanabilirkaryolalar, sandalyeler ve sedyeler, hastanın aynı seviyede iki yüzey arasındakaydırılmasını sağlayan (transfer tahtaları) malzemeler ve hastanın karyolaiçine ve dışına taşınmasını ve kaldırılmasını sağlayan araçlardır.
Bel Ağrılarının Önlenmesinde Eğitimin Yeri
Bel ağrısının önlenmesine yönelik eğitimler yurtdışında belokulları aracılığı ile gerçekleşmektedir. Bu okulların amacı; ağır yüklerikaldırma, vibrasyona maruz kalma ve uzun süre aynı pozisyonda çalışma gibidurumlar sonucunda ortaya çıkabilecek bel ağrılarını azaltmaktır. Bel okullarında;temel fonksiyonel anatomi, en sık rastlanan bel ağrıları nedenleri ve tedavisi,bir nesneyi kaldırma teknikleri, uygun postür ve vücut mekanikleri, ergonomi,gevşeme teknikleri, beli koruma
yöntemleri, egzersizler ve iş kazalarının önlenmesi konularındaeğitim verilmektedir. Bakım elemanlarında bel sağlığı eğitimi kapsamında yeralması gereken diğer konular; bel bölgesinin yapısı, ağrı kavramı, fiziksel vepsikososyal risk faktörleri, hasta kaldırma ve taşıma uygulamaları, birnesnenin kaldırması, hasta kaldırma araçlarının kullanılması ve ergonomiyi içermektedir.
Hasta güvenliğini sağlamak ve çalışanların bel sağlığını korumakiçin hasta kaldırmaya yönelik uygulamalar; vücut mekanikleri ve hastakaldırmaya yardımcı araçların uygun kullanımı, fizik tedavi uzmanlarıylaişbirliği yapılarak öğretilmelidir.
Psikolojik Sorunlar İçin Alınacak Önlemler
Stresi önlemede bireysel ve kurumsal önlemler tek basına yeterliolmadığı için stres yönetimi bireysel ve kurumsal stres yönetimi olarak ikiboyutta ele alınmaktadır.
Kurumsal yaklaşımlar; bu yaklaşımda amaç, iş ortamının kendisindenkaynaklanan stresörleri azaltmaktır. Bu yaklaşımla iş ortamının yapısına,işbirliği biçimine, karar verme süreçlerine, iş rollerine, işin niteliklerine,çalışanların seçimi ve egitimine yönlendirilir.
Bireysel yaklaşımlar; buyaklaşımda amaç, stresin kaçınılamayacak kadar çok olabileceği olaylar üzerindekontrol kazanmak ve çevreye sağlıklı bir sekilde uyum sağlamak için çalışanınbeceriler kazanması ve uygulamasıdır. Bireysel yaklaşımlar, çalışanların kendisağlık davranışlarının sorumluğunu alması ve stresin istenmeyen sonuçlarınıortadan kaldırmasıdır.
Bakım elemanlarında stresle başa çıkmada etkili olan yollar şunlardır;zamanı iyi yönetme, problem çözme teknikleri kullanma, aşırı genellemelerdenkaçınma, kişiler arası ilişkiler ve sosyal etkinlikler geliştirme, fizikselaktivitelerde bulunma, dengeli beslenme, gevşeme egzersizleri uygulama, zihindecanlandırma yaparak stresle daha kolay başa çıkılabileceği belirtilmektedir.
Zaman Yönetimi:Zamanı yönetebilmek içinkişinin kapasitesine ve kişilik özelliklerine uygun gerçekçi bir programyapabilmek gerekir.
Problem Çözme Teknikleri Kullanma: En çok kontrol edilebileceksorunlar üzerinde kullanılır. 23
1. Stres yaratan durum neden oluştu?
2. Durumu sadece o kişi mi sorun görüyor?
3. Bireyin kendi katkısı var mı?
4. Katkısı olabilecek başka şeyler ya da kişiler var mı?
5. Çözüm için olabildiğince çok seçenekler var mı?
Aşırı Genellemelerden Kaçınma: Tek bir olaydan hareketle,bütüne yönelik olumsuz düşünceler geliştirilmemelidir.
Kişiler Arası İlişkileri Geliştirme:
Sosyal Etkinlikleri Geliştirme: Rutinler dışında farklı biretkinliği denemek, yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmak, zihni dinlendirmeyeyardımcı olabilir.
Fiziksel Aktivite:Egzersiz bireyin becerilerini, kas gücünüartırabilir, kilo vermeye ve almamaya yardımcı olabilir, kalbin bedendokularına kolaylıkla oksijen almasını kolaylaştırarak bedenin genel fizyolojikkoşullarını iyileştirebilir. DengeliBeslenme: ıhlamur, ada çayı gibi bitki çayları, meyve tüketilmelidir.Beslenme alışkanlıklarını düzenleyerek, enerji düzeyi, strese karşı gösterilentepkiler ve genel sağlık üzerinde bireyin kontrolü artırılabilir. Gevşeme Egzersizleri:Bireyin kaslarındaoluşabilecek gerginliği, gerginlik oluşmadan fark edip kendi kendinegevşetebilmesidir.