SOSYOLOJİDE YAKIN DÖNEM GELİŞMELER
ÜNİTE-5
MANUEL CASTELLS:ENFORMASYON ÇAĞI VE AĞ TOPLUMU TEORİSİ
*Manuel Castells,1942 yılında İspanyada doğmuştur.
*Castels,” Ekonomi,Toplum ve Kültür” adlı eserinde kapitalist dönüşümü,sanayileşmecilik ve devletçiliğin krizini, enformasyonel ekonominin doğuşunu, “ağ toplumunun oluşması” olarak ortaya koymuştur.
*AĞ TOPLUMU:Ağlar oluşturma mantığı etrafında merkezsiz,hiyerarşi içermeyen,yatay ilişkilerin hakim olduğu bir toplumsal örgütlenme biçimidir.
*Ağ mantığı; medyadan küre sel sermayeye,toplumsal hareketlerden, kimlik biçimlerine ve çalışma ilişkilerine kadar enformasyonel toplumun bütün alanlarının temelini oluşturmaktadır.
*Ağ toplumu, 1960 ların sonu ve 1970 lerin başında üç bağımsız sürecin birlikte oluşmasıyla meydana gelmiştir.Bunlar 1. Enformasyon teknolojisi devrimi 2.Kapitalizmin ve devletçiliğin de ekonomik krize girmesi ve peşinden yapılanmaları,3. Libertenyalizm,insan hakları, feminizm ve çevrecilik gibi kültürel ve toplumsal hareketlerin yeşermesidir.
*Sermayenin toplumsal alanda, zamansal-mekansal düzlemde akışkanlığını sağlayan küreselleşme 1970 lerden beri enformasyonel ekonomilerin gelişmesi ve endüstriyel krizle beraber ortaya çıkmıştır.
*Bilgi işlem teknolojilerinin 3 ayırt edici özelliği vardır.
1-Hacim,karmaşıklık ve hız açısından kendisini genişleten işlem kapasiteleri
2-Yeniden birleştirme yetenekleri ve
3-Dağıtım esneklikleridir.
*Castelse göre enformasyonel toplumda temelde çalışma ortadan kalkmamıştır,ortadan kalkan endüstriyel topluma ilişkin emek süreçleri ve iş biçimleridir.
*Castelse göre enformasyon toplumda esnek çalışma ilişkilerinin yaygınlık kazanmasında belirleyici olan dört unsuru vardır.
1-Çalışma Süresi:Esnek Çalışma,tam zamanlı bir işte haftada 35-40 saat çalışma anlamına gelen geleneksel çalışma biçimiyle sınırlı değildir.
2-İş Güvencesi:Esnek çalışma,göreve odaklılık ve gelecekte istihdam edilme yönünde bir güvence sağlamaz
3-Yer:Çalışanların çoğu düzenli bir biçimde şirketlerinde çalışsa da giderek evde ,hareket halinde ya da çalıştığı şirketin sözleşmeli olarak iş yaptığı başka şirketle çalışır.
4-İşverenle çalışan arasındaki toplumsal sözleşme:Enformasyonel toplumda ise çalışanın şirkete sadık olması,işine razı olması,fazla mesai yapması beklenir.
*Castelse göre enformasyonel ekonomilerde istihdam yapısı temelde iki ana modele dayanmaktadırç
1-İleri hizmet istihdamının hakim olduğu Anglo Sakson modelidir
2-İmalat temelini koruyarak hizmet istihdamına geçiş yapan Almanya-Japonya modelidir.
*Castells küresel kentleri;finans ,danışmanlık ve işletme hizmetlerinin bütün dünya ölçeğinde örgütlendiği mekanlar olarak tanımlanmaktadır.
*Küresel finansin kalbi niteliğinde olan ülkeler *Hong Kong*Tokya New York*Şangay*Pekin*Buenos Aires*Seul *Yeni Delhi*Londra *Paris
*Mega kentlerin ayırıcı özellikleri *yönetim*yönlendirme*üretim*medya kontrolü*iktidar siyaseti *küresel ölçekte toplumları yönlendirecek bilgi akışlarının merkezi olmalarıdır.
**MEGA KENTLER: Kendi ülkelerinde ve küresel ölçekte
- ekonomik,teknolojik ve toplumsal dinamizmin merkezleridir.
-Kültürel ve siyasi yenilik merkezleridir.
-Küresel ağla bağlantı noktalarıdır.
*Castellse göre kimlikler bireylerin toplumsal olarak inşa etmeye çalıştıkları anlam ve tecrübe kaynaklarıdır.
*Castellse göre kimliğin inşası 3 faklı biçime sahiptir. Bunlar kısaca şöyledir.
-Meşrulaştırcı kimlik (Milliyetçilikler bu kimlik modeline örnektir)
-Direniş Kimliği (Etnik temellere dayalı milliyetçilikleer,cemaatler)
-Proje kimliği (Feminist hareketler)
*Ataerkillik basit anlamıyla “aile biçiminde erkeklerin, kadınlar ve çocuklar üzerinden kurumsal olarak desteklenen bir otoriteye sahip olmasıyla tanımlanır.
*Castellse göre fundamentalizm; “kişisel davranışların ve toplumun kurumlarının,Tanrının hukukundan kaynaklanan ,Tanrı ile insanlık arasında aracılık eden belli bir otorite tarafından yorumlanan kurallarla tanımlanması çerçevesinde gerçekleşen kollektif kimlik inşasıdır.”
*Ulus devletin temelinde, milletler olarak örgütlenmiş toplumsal kimlik oluşturma süreçleri vardır.
*Katalunya veya Katalonya İspanyanın kuzey doğusunda bulunan özerk bir bölgedir. Bu bölge ulus devlet olmadan milliyetçi olunabileceğine örnek teşkil eder.
6
SOSYOLOJİDE YAKIN DÖNEM GELİŞMELER
ÜNİTE-6 RİCHARD SENNET: KAMUSAL İNSANIN ÇÖKÜŞÜNDEN YENİ KAPİTALİZM KÜLTÜRÜNE
*Richard Sennet 1943 yılında Chicago’da doğmuştur.
* Richard Sennet’in Türkçeye çevrilmiş kitapları
-Kamusal İnsanın Çöküşü (1996)
-Gözün Vicdanı,Kentin Tasarımı ve Toplumsal Yaşam (1999)
-Ten ve Taş (2002)
-otorite (2005)
-Saygı (2005)
-Karakter Aşınması (2008)
-Yeni Kapitalizm Kültürü (200
-Zanaatkar (2009)
* Richard Sennet’e göre kentin en önemli özelliği,kişisel farklılıkları gizlemeden ve kişisel değerleri başkasına dayatmadan başkalarıyla ilişki kurma fırsatı veren kamusal alan olmasıdır.
* Richard Sennet kent tasarımının toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini incelediği “Gözün Vicdanı” adlı eserinde ,modern kültürün “iç” ve “dış” arsında bir ayrımdan kaygı olduğunu belirtir.
* Richard Sennet’e göre , modern kültürün sorunu.kamusal mekanların nasıl düzenleneceği,kişiliksizliğin ve kimliksizliğin nasıl giderileceği ve kentsel mekanın yeniden insan yaşantısının bir boyutu haline nasıl getireleceğidir.
* Richard Sennet Düzensizliğin Kullanımları:Bireysel Kimlik ve Kent Yaşamı adlı çalışmasında sınıf,kent yaşamı ve özel yaşamın değişen dengelerini ele almaktadır.,
* Richard Sennet ,Yeni Kapitalizm Kültürü ve Karakter AŞINMASI:Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerinde Etkileri adlı kitaplarında ise kapitalizmin çalışanlardan esneklik,değişime ve yeniliğe açık olma,seri hareket etme,rekabetçi olma,risk alabilme ve belirsizliklerle başedebilme gibi beklentilerinin çalışanlar üzerindeki etkilerini konu edinir.
*Sennet; Kamusal İnsanın Çöküşü (1996) adlı eserinde modern toplumda kamusal ve özel yaşamın süreç içerisinde nasıl farklılaştığını inceler.
*Habermas kamusal alanı iki dönem çerçevesinde inceler.
-Rekabetçi Pazar anlayışı ve birey temelli liberal kapitalizmin hakiim olduğu,Habermas tarafından oldukça idealleştirilen,burjuva kamusal alan ortaya çıkışının kurumsallaştırılmasının yaşandığı birinci dönem
-Birinci dönemde oluşan eşit katılım,herkes için ulaşılabilir olma,rasyonel-eleştirl tartışma gibi ilkelerin yozlaştığı, gelişmiş örgütlü kapitalizmin hakim olduğu sosyal refah devleti dönemini içeren ikinci dönem
*Habermas,feodal devletten modern devlete geçişi,” temsili kamudan” kamu otoritesine geçiş olarak tanımlar.
*Sennete göre kamu ya da kamusal alan,aile ve yakın arkadaş ortamı dışında kalan yaşam bölgesi anlamına gelir.
*Kozmopolit,köksüz olandır,yaşadığı coğrafyayla kurduğu ilişkilerle kimliğini açıkla(ya)mayandır,bir yabancıdır.”Başka dünyadan gelen bir yaratık değil,meçhuldür”
*İş ilanlarında aranan niteliklerin en başında aşağıdaki özellikler gelmektedir.
-insan ilişkilerinde beceri sahibi
-uyumlu
-kişilerarası eğitime açık olunması
-seyahat engeli olmaması
-ekip çalışmasına yatkın olunması
*Sennet, “bürokrasinin demir kafesini parçalamanın beraberinde getirdiği yapısal değişimlerin üç temel eksiklik yarattığını belirtir
-Düşük kurumsal sadakat
-İşçiler arasında enformel güvenin azalması
-Kurumsal bilginin zayıflaması
*Sennet “işe yaramazlık kabusu”nun nedenlerini üç başlık altında toplamaktadır
-Küresel emek arzı
-Otomasyon
-Yaşlanmanın Yönetimi
*Küresel emek arzı yeni kapitalizm emek nerede ucuzsa orada örgütlenmeye gitmektir.*Sennet kamusal alanın işe yaramazlık kabusunu ya da belirsizliğini hafifletebilecek çözüm önerilerinden önce insanların yeteneklerini tanımlayan iki kavramdan bahseder
-Zanaatçılık
-Meritokrasi
*Sennett;”Karekter Aşınması:Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında yeni kapitalizm olarak adlandırdığı esnek üretim biçiminin yaygınlaşması, işin ve çalışma zamanlarının esnekleşmesi gibi faktörlerin karakter üzerindeki yansımalarını ele alır.
*Günümüzde risk alma sadece kapitalist girişimcilerin gündeminde değildir,aksine “kitleler tarafından her gün omuzlanması gereken bir sorumluluk” haline gelmiştir.
SOSYOLOJİDE YAKIN DÖNEM GELİŞMELER
ÜNİTE-7
Postmodernizm ve Mekân: David Harvey
*1969 yılında yayınlanan çalışması Explanation in Geography (Coğrafyada Açıklama), coğrafyanın mekân bilimi olarak kuramsal ve metodolojik temellerini inceleyen ilk kitap olarak kabul edilmektedir.
*Harvey, The Condition of Postmodernism (1989) (Postmodernliğin Durumu) kitabında temel tezini şu şekilde sunmaktadır: Zaman ve mekânın değişmekte olan boyutlarıyla eşzamanlılık, zorunlu ya da nedensel bir bağıntının varlığı için bir kanıt olarak gösterilemezse de, postmodernist kültürel biçimlerin yükselişi, sermaye birikiminde daha esnek tarzların ortaya çıkışı ve kapitalizmin örgütlenişinde “zaman mekân sıkışması”nın yeni bir atılımı arasında bir tür zorunlu ilişki olduğu görüşüne güçlü birtakım önsel kanıtlar getirmek mümkündür
*Harvey, moderniteyi, Jürgen Habermas’ın kavramsallaştırması olan “modernite projesi” doğrultusunda açıklamaktadır
*Harvey, postmodernizmin ne olduğunu, farklı yönleriyle kavrama amacıyla şu soruları sorar: • Postmodernizm, modernizmden radikal bir kopuş mudur? • Postmodernizm bir üslup mudur? Yoksa dönemleştirmeye sıkı sıkıya bağlı bir kavram mıdır? • Her meta anlatıya karşı muhalefeti hep susturulmuş olan başka seslere ve başka dünyalara gösterdiği yakın ilgi dolasıyla devrimci bir potansiyeli var mıdır? yoksa modernizmin ticarileştirilmiş ve evcilleştirilmiş bir versiyonu mudur?
*Postmodernizm terimi, ilk olarak mimarlık alanında benimsenmiştir
*Harvey’e göre farklı disipler postmodernizmi kendi değişkenlerini kullanarak tanımlamamış olmasına karşın ortak yönlere sahip olduğunu belirtmiştir . Harvey’e (1997) göre bu ortak yönler; • Teoriler, meta-anlatılar, evrensel üsluplar gibi genel geçerlilik iddiası taşıyan önermelerin reddedilmesi, • Dil oyunlarında, ilgi kaynaklarında ya da bilim insanları topluluklarında çoğulculuğun ve parçalanmanın kabul edilmesi, • Farklılığın ya da başkalığın ve çeşitliliğin vurgulanması, • Her şeyin olduğunun ruhsuzca ve alaycı bir şekilde kabul edilmesidir
*Harvey, postmodernist düşüncenin temel özelliklerinin parçalanma, belirlenemezlik ve bütün evrensel ya da bütüncül (totalizing) söylemlere karşı duyulan derin bir güvensizlik olduğunu belirtmektedir.
*Harvey Keynesci sistemi, “müdahaleci devlet ve iş-gücü, sermaye ve ulus devlet içinde yer alan diğer güçler arasında politik dengeye dayanan bir sistem” olarak tanımlamaktadır. Bu durum, hâkim bir gücün olması ve oyunun temel kuralları ile çelişkilerin ana hatlarının kolay anlaşılabilmesi nedeniyle büyük ölçüde “güvenli bir dünya” olarak nitelendirilmektedir.
*Harvey’e göre, Fordizmin sadece bir kitle üretim sistemi olarak görülmemesi, aynı zamanda bu sistemin, bütünsel bir yaşam tarzı olarak ele alınması gerekmektedir. Kitle üretimi, kitle tüketimi anlamının yanı sıra ürününü standartlaşmasını da ifade etmektedir. Bu durum ise “yepyeni bir estetik ve kültürde bir metalaşma” anlamına gelmektedir.
*. Harvey’e göre, mekânsal pratiğin geleneksel anlayışlardan devralınan dört yönü 1. Ulaşılabilirlik ve mesafelendirme 2. Mekânın edinim ve kullanımı 3. Mekânın hakimiyet ve kontrol altına alınması 4. Mekânın üretimi
*Yirmidört saat ticaretin gelişiminin anlamı, yatırımcıların ve aracıların, dövizler ve tahvillerin alım satımı için asla beklemek zorunda kalmamalarıdır.
*Zaman ve mekân hissi, postmodern çağda zayıflamaktadır.
*Harvey’in araştırmasında, postmodernizmin kökleri, özellikle 1973 çöküşünden sonraki dönemde değişen zaman-mekân deneyimlerine dayanmaktadır.
*Harvey, postmodernizmi “zaman-mekân sıkışması çevresinde ve içinde kurulan geniş kapsamlı bir önermeler” dizisi olarak tanımlamaktadır.
*Henri Lefebvre, fiziksel, zihinsel ve toplumsal düzeylerde mekânı kavramsallaştırarak bütüncül bir mekân kuramı geliştirmeyi amaçlamaktadır
*Lefebvre’in geliştirdiği üç kavramsal düzeyler:
• (Maddi) Mekânsal pratikler (spatial practices)
• Mekânın temsilleri (representations of space)
• Temsil mekânları (spaces of representation)
*Kapitalizm tüketimi arttırmak, canlandırmak amacıyla boş zaman alanına nüfuz ederek, bir ‘boş zaman endüstrisi” yaratmış, bu alanda yeni hizmetler ve yeni ürünler sunmuş ve sürekli yenilenerek kâr elde edilebilen bilgisayar, müzik, giyim gibi alanlarda hızlı değişimlere olanak sağlamıştır.