Psikolojiye Giriş
Ünite 1
Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı:
Psikoloji insan davranışını ve zihinsel süreçlerini inceleyen bir bilim dalıdır.
Ampirik:Duyularla algılanabilen,deneyime dayalı
Betimleme
tanımlama)yordama (tahmin etme) açıklama ve değişme demektir.Evrenin ve olayların bir bölümünü konu olarak seçen,deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan bilgidir.
Bilimsel yöntemin ne olduğunu anlamak için temel özelliklerini bilmek gerekir bunlar:Ampirik Sistematik Nesnel Sınanabilir/yalnışlanabilir Genellenebilir Geçici'dir.
Bilimsel yöntem sistematiktir Bilimsel metodun uygulanmasıyla önceden belirlenmiş rasyonel ve sistematik bir işlemler dizisi izlenir buna ARAŞTIRMA denir.
Hipotez:İncenmekte olan olaylar arasındaki ilişkileri ve bu olayların nedenlerini geçici olarak açıklayan fikirler,yargılar veya tahminlerdir.(hipotezler yapılan çalışmalarla doğrulanır veya çürütülür.)
Kuram/teori:Bir olguyu veya olgular arasındaki ilişkiyi sistematik bir biçimde açıklayan bilgi ve açıklama düzenidir.
PSİKOLOJİDE ÇÖZÜMLEME DÜZEYLERİ
Moleküler /Nörolojik Düzey: Kişilerin genetik yapıları veya hormonal düzeyleri onları deprosyona yatkın yapabilir.
Zihinsel Düzey:negatif düşünceler ikili ilişkiler düzeyi:mutsuz evlilikler Sosyal düzey:kişilerin sosyal grublar tarafından dışlanması
Kültürel Düzey:Sosyal desteğin az olduğu kültürlerde daha fazladır.
PSİKOLOJİ BİLİMİNİN KÖKENİ VE TARİHÇE:
Psikoloji bilim dalı olarak (19 yüzyıl ortalarında ) doğmuştur.psikolojinin kökenleri Antik yunan filozofları ve Avrupadaki önemli düşünürlere kadar uzanmaktadır.Antik yunan filozofları
lato ve Aristo'durPlato'ya göre ''İnsanların bilşsel yetenekleri ve bilgileri doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı öğrenilir''sorusudur.Aristo'ya göre Doğduğunda İnsan beyni ''TABULA RASA''yani boş bir levhadır ve sonradan yaşanan deneyimlerle şekillenir.
Fransız ve Alman düşünürleri
sikolojinin temelini oluşturan filozoflardan biri de 17 yy yaşamış Fransız
düşünür Rene Descartes 'dır ''beyin ve zihin birbirinden farklıdır ama etkileşimdedir buna ''DUALİZM(İKİCİLİK ) denirBeyin somut bir maddedir zihin ise ruhani bir varlıktır der Alman düşünür Franz joseph Gall (FRENOL0Jİ) KAFATASI BİLİMİ adlı teori ortaya attı beynin farkılı kısımları farklı görevler üslenmektedir.Bir insanın kafatasının girinti ve çıkıntılarından o kişinin özellik ve yeteneklerini anlamanın mümkün olduğunu idda etti bu teori bugünkü bilişsel psikolojin temelini oluşturur ama geçerliiğini giderek yitirmiştir.Modern bir bilim olarak psikolojiyi ilk kez ''WİLHELM WUNDT''kurmuştur.Wilhelm Wundt'un Leipzig Üniversitesi'nde yaptığı laboratuar çalışmaları ve kullandığı yöntemle öncülüğünü yapmış olduğu psikolojik yaklaşım''YAPISALCILIK'' yaklaşımıdır.Wilhelm Wundt'ın uyarıcaya maruz kalan deneklerden kendi zihinlerine konsantre olmalarını ve o andaki değişen duyum ve düşüncelerini rapor etmelerine ''içe bakış ''denir.
İşlevselcilğin öncüsü''WİLLİAM JAMES''dir.Zihnin ne işe yaradığına vurgu yapar.Wundt ve tichener'in zihnin en temel parçalara bölünerek anlaşılabileceği fikrini reddeden Amerikalı Felsefeci William James dir.1910'larda psikolojinin çalışma konusunun zihin değil davranış olması gerektiğini ileri süren ünlü psikolojik yaklaşımcı 'JOHN P.WATSON Davranışçı yaklaşımın öncüsü jhon p.watson psikolojinin nesnel bir bilim olabilmesi için insan ve hayvanların gözlenebilir eylemlerine odaklanmaları gerekir.İki ışık kaynağının arka arkaya yakılıp söndürülmesi sonucunda iki ayrı ışık kaynağı değil hareket eden bir ışık algılanmakta olduğunun ortaya çıkmasına ''Fİ FENOMENİ'' DENİR.Watson'a göre davranışçı yaklaşımın hedefi Bireylerin belirli biçimlerde davranmasına yol açançevresel koşulları saptamak WATSON'NIN tüm davranışların temelde çevrede bulunan bir uyarıcıya verilen refleks U-T (UYARICI-TEPKİ) psikolojisi adı verilir.Edimsel psikolojinin kurucusu B.F Skinner'dir.Davranışları uyaran uyarıcılar üzerinde değil,davranışın sonuçları üzerinde odaklanan davranış türü edimsel psikolojidir.psikodinamik yaklaşımın öncüsü ''SİGMUND FREUD'' DÜR .psikanalitik kuramın temel varsayımı ve davranışlarımızı yönlendiren blinçdışı süreçlerdir.Freud'a göre insanın farkında olmadığı ama davranışını etkileyen düşünce,korku ve arzulara ''Bilinçaltı süreçler ''denir.Kuzey Amerika'da 1960'ların ortalarında itibaren başat yaklaşım olarak ortaya çıkan ''Bilişsel Yaklaşımdır''İnsancıl Yaklaşımın Temsilcisi''CARL ROGERS'' dir İnsancıl Yaklaşım insanlar kendilerini gerçekleştirmek eğilimiyle dünyaya gelirler,insanlar özgür seçim yapabilmeleri için davranışlarından sorumludur.bireyler doğuştan potansiyelle dünyaya gelirler.İnsancıl psikologlar,insanın düşünsel süreçlerini dikkate almadığı gerekçesiyle davranışçılığı reddeder.
Psikolojinin Alanları:Gelişim Psikolojisi Klinik Psikoloji Endüstri ve örgüt psikolojisi Okul ve Eğitim Psikolojisi. Biyolojik Psikoloji Bilişsel Psikoloji Kişilik Psikolojisi Sosyal Psikolojisi Kültür Psikoloji Nöropsikoloji Kantitatif psikoloji/Psikometri Deneysel psikoloji
Sosyal psikoloji:Bireyler arası etkileşimi bireyleri sosyal çevreleri içindeki etkileşimini inceler.
Eğitim psikoljisi:Okullarda görev almayıp,üniversitelerin eğitim alanındaki bölümlerinde çalışan ve öğrenme -öğretme süreçlerinin psikolojik yönlerine odaklanmış çalışmalar yapar.
Gelişim psikolojisi:İnsanın döllenmeden ölüme kadar yaşadığı değişiklikleri inceler
Klinik psikoloji:Ruhsal bozuklukların nasıl ortaya çıktığını bu bozuklukların altında yatan psikolojik,toplumsal,biyolojik faktörleri araştırır Depresyon, anksiyete gibi sorunlardan insanların
uzaklaşmasını sağlayan,ruh sağlığına kavuşmasına yardımcı olur.
Deneysel psikoloji:İnsanların öğrenme,hatırlatma,algılama,uyarıcaya tepki verme çeşitli güdüsel durumlarda nasıl davranması gerektiğini inceler.
Kantitatif Psikoloji(psikomeri):ölçümleme,araştırma dizaynı ve istatistiksel analiz gibi konulara yoğunlaşır biyolojik psikoloji:Genetik faktörler,hormonlar,beyin gibi öğelerin psikolojik süreçleri etkilemesidir.
Kültürel Psikoloji: Kültürün insanları nasıl şekillendirdiği düşünce ve davranışlarına nasıl yansıdığını ele alırneropsikolojisi:beyin ve davranış ilşkisini temel alarak sinir sisteminin insan davranışındaki rolünü araştırırİnsan davranışlarını açıklarken birçok yaklaşımı harmanlamak EKLEKTİSİZİM dir.2002 yılında ekonomı alnında Nobel ödülü kazanan psikolog ''DANİEL KAHNEMAN'' DIR PSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARIN TEMELİNDE İSTATİSTİK VARDIR. Toplum sağlığını desteklemek ve sağlıksız davranışların azalması için SAĞLIK PSİKOLOGLARI '' çalışır.Türkiye ve Amerika da psikolojini Klinik dalında yüksek lisans derecesi en fazladır
Psikolojide psikologların üzerinde tartıştığı 3 sorun vardır bunlar:
1.Sorun Doğa çevre tartışması:aile içi tutumlar,çocuk yetiştirme uygulamaları sosyoekonomik statü vb gibi sosyal,kültürel ve sosyolojik etkenlerin belirleyici olduğunu savunurlar.
2.sorun
avranışların sebepleri bilinçlimi bilinç dışımı sikodinamik yaklaşımı benimseyen klinik psikologlar ,zihinsel hastalıkların kökeninde bilinçaltı sebeb arar. Bilişsel yaklaşımı belirleyen klinik psikologlarsa kişilerin kalıplaşmış düşünce sistemlerinin zihinsel hastalıklara olan etkisini araştırır.
3.sorun: Bireysel Farklıklıklar-Evrensel kurallar: Kişlerin davranışlarının ne kadarının kendilerine has,özel vasıflarından dolayı,ne kadırının ise içlerinde yaşadıkları toplum ve kültürün sonucu olduğu üzerinedir.
Ünite 2
PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
BİLİMSEL YÖNTEM:Cevabını merak ettiğimiz yüz binlerce soruya cevap verebilmektir örneğin Güneşin merkezinde sıcaklık kaç derece?yerkürenin merkezinde ne var?Hücrelerimizin içinde neler oluyor.vs en güvenilir klavuz ''BİLİMSEL YÖNTEMDİR'' sorduğumuz sorulara gitgide daha geçerli cevaplar bulmamamızda bize yardımcı olur.''MUHTEŞEM BİR ŞEY,BİR YERLERDE KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR'' CARL SAGAN
PSİKOLOJİ BİLİMİNİN ÖZELLİKLERİ:
1-Tüm insanları ilgilendiren sorularla ilgilenir ve bu bilgileri tüm insanlığa ortak birikimi Addeder.
2-Gözlemlerle Sınanabilir ve yanlışlanabilir önermelerden oluşur3-Kendi hatalarını Düzeltecek bir mekanizma üzerine kurulmuştur4-birikerek ilerler
PSİKOLOJİNİN ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ:
Doğal Gözlem
Vaka İncelemesi
Survey
Deney
DOĞAL GÖZLEM:Belirli bir davranış konusunda doğrudan ve betimsel bilgi edinmenin yolu psikoloji araştırma yöntemidir
SURVEY:Bir davranışın yada tutumun bir toplumda yada belli bir grupta görülme derecesi ve bunların yaş,cinsiyet,eğitim düzeyi sosyal ardalan vb. etmenlerle nasıl bir ilişki içinde olduğunu araştırmaktır.
Örneğin, Lise gençliğinde uyuşturucu kullanma yaygınlığı nedir,uyuşturucu maddeye yönelik tutumlar nelerdir ve liselilerin uyuşturucu hakkında bilgi düzeyi nedir sorularına SURVEY cevap verir.
SURVEY YÖNTEMİ ARAŞTIRMALARA ÖRNEK:
* Uyuşturucu kullanma ve bu konudaki tutum
*Siyasi parti tercihi
*Bir reklam ürünü tercihi
*televizyon kanalı tercihi
Survey Yönteminde toplama tekniği olarak''ANKET VE GÖRÜŞME '' kullanılır.
ANKET:Veri toplama tekniği olarak kullanılan açık uçlu yada çoktan seçmeli olarak hazırlanmış soru formudur.
YAPILANDIRILMAMIŞ GÖRÜŞME: SURVEY yönteminin ,katılımcı ile görüşülecek konu belli olmasına rağmen önceden hazırlanmış soru olmayan veri toplama tekniğidir.
ÖRNEKLEM:Survey yönteminde geniş bir evrenden katılımcıların seçimine örneklem denir.
örneğin,uyuşturucu konusunda anket uygulamak için bir şehirdeki bütün liseli gençlere ulaşmak zaman ve maliyet açısından mümkün olmayacağı için bir gruptan rastgele kişilere anket uygulaması ''SEÇKİSİZ ÖRNEKLEM'' DİR
EVREN: Survey yönteminde bir konuda araştırılmak istenen grubun tamamına ''evren''denir
TEMSİL EDİCİ ÖRNEKLEM:Bir konuda araştırma yapmak için örnekleme,evrenin özelliklerine oldukça yakın özelliklere sahip katılımcıların seçilmesine denir
SURVEY YÖNTEMİNİN ÖZELLİKLERİ :
*Çok sayıda veri toplanır
*genelleme yapılabilir
*Zaman ve maddi kaynakların kullanımı açısından tasarrufludur
*toplanan bilgiler yüzeyseldir
*Niceliksel bir veri elde edilir
*Çok farklı konularda araştırmalar yapabilir
*araştırmacının öznel etkisi yoktur.
KORELASYON:İki yada daha çok değişken arasındaki ilişkidir
KORELASYON KATSAYISI: İki yada daha çok değişkenin birbiriyle bağlantılı olma derecesinin hesaplanmasıdır.
korelasyon katsayısı''r'' ile ifade edilir
korelasyon katsayısı değerleri 0-1 arsında değişir
en yüksek koralasyon değeri 0,70 ve üzeridir
KORELASYON ''+'' YADA ''-'' Olabilir.korelasyon işareti,bize iki değişken arsındaki ilişkinin yönünü verir,olumlu ve olumsuz olabilir ki değişken arasında ilişkide neden sonuç ilişkisi yoktur
olumlu korelasyona örnek: Derslere devam düzeyi arttıkça dersteki başarı düzeyi artıyor.
olumsuz korelasyona örnek:Bireyler arası ilişki arttıkça aralarındaki mesafe azalır
KORELASYONEL ÇALIŞMALAR:Herhangi bir değişkenin manipüle edilmediği,değişkenlere müdahale edilmeden mevcut ilişkilerin gözlemlendiği çalışmalardır
DENEY:Bir değişkenin diğer bir değişken üzerine etkisinin araştırılarak bir denencenin sınandığı yöntemdir.
BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN: Bir deneyde bağımlı değişken üzerindeki etkisini görebilmek için değişime uğratılan değişkendir.
BAĞIMLI DEĞİŞKEN:Bir deneyde bağımsız değişkenlerde yapılan değişimlerin yol açacağı etkiyi görmek için ölçülen değişkendir
DENEY GRUBU: Bir deneyde bağımsız değişkende yapılan değişimin uyguladığı gruptur.
KONTROL GRUBU:Bir deneyde bağımsız değişkende yapılan değişimin uygulanmadığı ve deney grubu ile karşılaştırmak için kullanılan gruptur.
DENEY GRUBUNUN SINIRLILIKLARI:
*Laboratuar deneyleri sonucunda elde edilen bulguları gerçek yaşama genellemekle zordur
*Gerçek yaşamdaki tüm deneyimler laboratuarda araştırılmaya uygun değildir.
*Korku saldırganlık,nefret gibi duygular laboratuarda çalışılmaz
*insanlar ön yargılı olurlar.
*öznel bir yöntemdir
*neden sonuç ilşkisi yoktur
Bilimsel bir makale yazarken dikkat edilen önemli husus metodu açıkça ortaya koymaktır
araştırmacılar birbirlerinin fikirlerine başvurması hata yapma olasılığını ortadan kaldırır.
SÖZDEBİLİM :Bilimin gerektirdiği standartları taşımadığı ve bilimsel araştırmalarla desteklenmediği halde bilim kılıfı altında bize sunulan bilgi ve pratiklerdir.
FRENELOJİ: 19 YY'IN sonunda kimi bilim insanlarının kafatası şeklinde insan karakterini saptanabilmesidir.
SÖZDEBİLİMİ BİLİMDEN AYIRMANIN YOLU: İddiaları ortaya atanların profosyonel kimliğini gözden geçirmek
Sözde bilimin özellikleri:Bilimsel kavramları kullanarak bilimsellik kisvesi yaratır,Sınanamayacak tahminlerde bulunulur,Yalnışlanamayacak iddalarda bulunur,Bilimsel süreçten kopuktur.
ASTROLOJİ:Güneş sistemindeki gezegenlerin hareketlerinden insanların karakterleri ve kederiyle ilgili çıkarımlar yapan alandır
Astrolojiyi test etmek için güvenilirlik-geçerlilik yönlerini denetlemek gerekir
PSİKOLOJİNİN İLGİ ALANLARI:Hafız,yaratıcılık,kişilik,önyargı,zeka,liderlik,em pati,maddiyatçılık,kadercilik,nezaket,özgüven,dikkat,korku,ahlak,sevgi gibi kavramlardır
İŞLEMSEL TANIM :Bir kavramın alabileceği değerleri sayılara dönüştürmeye işlemsel tanım denir.
KAVRAMSAL GEÇERLİLİK:ÖLÇMEK istenilen kavramın doğru ölçülebilme derecesidir.
BİR ölçeğin yüksek kavramsal geçerlilik taşıması için öncelikle güvenilir olması gerekir.
Bir zeka testi bir öğrenciye bir ay arayla iki kez uygulanıyorsa alınan sonuçlar birbirine çok yakınsa test yeniden test güvenilirliği gerçekleşmiş olur.Aynı zamanda ilgilenilen kavramın dışında kavramları ölçen işlemsel tanıma kirlenmiş işlemsel tanım denir
Deneysel gruba uygulanan farklı muameleye DENEYSEL MANİPÜLASYON DENİR
İÇ GEÇERLİLİK:Bir deneyin sonucunu manipüle ettiğimiz bağımsız değişkene güvenle bağlayabilme derecesidir DIŞ GEÇERLİLİK:Elde edilen sonuçları başka kişi yer ve zamanlara genelleyebilme derecemizdir.KİRLETİCİ DEĞİŞKEN
eneyde bağımsız değişkenle birlikte değişim gösteren değişkenler manipülasyonu kirletir buna kirletici değişken denir
ARAŞTIRMALARDA İZLENMESİ GEREKEN TEMEL İLKELER:
*KATILIMCILARA NAZİK VE SAYGILI DAVRANILIR *katılım gönüllüdür*bilgilerin gizliliğinin korunması gerekir*katılımcılar araştırma sonunda bilgi edinebilirle
Ünite 3
SİNİR SİSTEMİNİN YAPISI VE İŞLEVLERİ
Sinir hücrelerinin yapısını ve sinirsel iletiyi açıklamak.
Sinir sistemi iç ve dış ortama duysal bilgileri alan,işleyen ve bu işlem sonucu algı,duygu düşünce ve davranış yanıtlarını üreten sistemdir.Sinir sisteminde haberleşmeyi sağlayan temel hücreler nöronlardır.
Nöronların alıcı bölgelerini dentritler,iletici bölgelerini aksonlar oluşturur.Nöroglialar sinir sisteminin nöron dışı hücreleridir ve meyelin kılıfını oluşumu,nöronların işlevleri için gerekli ortamındüzenlemmesi gibi görevleri vardır.Nöronlar dinlenme dönemindeyken hücrenin içi ile dışı arasında bulunan potonsiyel farkınazar dinlenim potansiyeli denir.Nöronlar uyarıldıklarında zar potansiyeli daha pozitif bir değer alır(depolarizasyon),uyarı kesildiğinde dinlenim potansiyelideğerine geri döner (repolarizasyon)Zar potansiyelinin dinlenim durumunda daha negatif bir değere ulaşmasına HİPERPOLARİZASYON denir.
Aksiyon potansiyeli kısa bir süreliğine hücre içinin 0'dan büyük bir değere ulaştığı özel bir depolarizasyon şeklidir.Bir kez oluştuğunda akson boyunca eksilmeden akson ucuna kadar ulaşır.
SİNİR SİSTEMİNİN KİMYASAL BİLEŞENLERİNİ LİSTELEMEK.
Sinir hücreleri arasındaki özel bağlantı bölgesine SİNAPS denir.Kimyasal sinapslarda ileti nörotransmiterler ilesağlanır.Nöron boyunca iletilen elektriksel sinyal diğer nörona kimyasal olarak aktarılır.Bu nedenle sinirsel iletişim elektrokimyasal özellik taşır.Nörotransmiterler kimyasal
yapılarınagöre sınıflandırılır.Glutamat merkezi sinir sisteminin temel uyarıcı nörotransmiteri;GABA ise temel baskılayıcı nörotransmiteridir.Asetilkolin merkezi ve çevresel sinir sisteminde yaygın olarak bulunur.Amin yapısındaki nörotransmiterler(dopamin,serotonin,adrenalin,nora drelin),uyku uyanıklık,dikkat ,motivasyon ve duygu durumundüzenlenmesi gibi yaygın etkilere sahiptir.
SİNİR SİSTEMİNİ SINIRlANDIRMAK.
Sinir sistemi merkezi sinir sistemi ve çevresel sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.Merkezi sistemden ayrılan çevresel sinir sistemi duysal ve motor sistem şeklinde ayrılır.Duygusal bölümü somatik ya da visseral duyuyu merkezi sinir sistemine taşırken motor sistem istemli kaslara giden somatik sistem yada istemsiz çalışan kas,damar ve organlara giden otonom sistem şeklinde bölünür
Otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik bölümleri organların işleyişi açısından birbirine zıt etki gösterir. Merkezi sinir sistemi omurilik,beyin sapı(arka ve orta beyin) ve ön beyinden oluşmuştur.
SİNİR SİSTEMİNDEKİ ÖNEMLİ YAPILARI LİSTELEMEK,BU YAPILAR VE İŞLEVLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİYİ KURMAK
Omurilikte beyaz cevheri yukarı çıkan duysal yollar ve aşağıya inen motor yollar oluşturur.Omuriliğin ortasında yer alan gri cevherde ise nöron gövdeleri ve sinirsel bağlantılar bulunur.Omurilik reşeksleri duysal ve motor sistem arasında etkileşimin gerçekleştiği en alt basamağı yansıtır.Beyin sapı,beyin kabuğu dahil ön beyin bölgelerinden,serebellum,omirilik ve çevresel duysal sistemlerden gelen sinyallerin bütünleştirildiği hayati bir beyin bölgesidir.Bu bölgeden kaynaklanan yukarı ve aşağı yönelim göstererek omirilik ve ön beyin bölgelerinin işlevlerini etkiler.Serebellum hareketin ve dengenin kontrolünde ve motor öğrenmede yer alır.Hipotalamus,talamus,amigdala,hipokampus ve bazal gangliyonlar beyin kabuğunun altında yer alan ön beyin bölgeleridir.Hipotalamus öncelikle otonom sinir sistemi,hormonal sistemi kontrol ederek vücudun iç dengesinin korumasına ve yaşamsal önem taşıyan davranışların oluşmasına katkıda bulunur.Talamus duysal sistemden ,motor kontrole katılan bölgelerden (bazal gangliyonlar ve serebellum) ve beyin sapından gelen sinyalleri beyin kabuğuna iletir.Bazal Gangliyonlar hareketin planlanması ve zamanlanmasında beyin kabuğuna yardımcı bir grup yapıdır.Amigdala özelliklekorku ile ilgili algısal,öğrenme ve motor yansıtma süreçlerinde etkindir.Hipokampus ise bildirimsel (deklaratif) belleğin oluşumuna katılır.Her iki yapıda da limpik sistemin önemli yapılarıdır
BEYİN KABUĞUNUN YAPILANMASINI VE İŞLEVLERİNİ AÇIKLAMAK
Beyin kabuğu insanda en gelişmiş beyin bölgesidir.İşlevsel olarak duysal,motorve asosiasyon korteksi olarak ayrılır.Duysal sinyaller önce birincil duysal kortekse gelir sonra ikinci duysal kortekse iligili duyu ile ilişkili özellikler işlenir.Bu sıralama motor kortekste tersinden işler.ikinci motor korteks hareketin planlanması aşamasında etkinken ,birincil motor korteksten kas hareketine yol açacak sinyaller çıkar.
ASOSİASYON alanları ise duysal sistem,motor sistem ve limbik sistem etkileşiminin en üst seviyesini oluşturur.Sinir sistemi,özellikle de beyin kabuğu ,işlevsel ve yapısal olarak tam anlamıyla simetrik
değildir.Korpus kallosum iki beyin yarım küresi arasında bağlantılar kurarak bu işlevsel asimetrinin en etkin şekilde kullanımını sağlar.Beyin kabuğunun assosiasyon alanlarındaki hasarlar hasarın bölgesine göre afazi ve neglect gibi algısal ve bişisel işlevlerde kayıpalara yol açabilir.
Ünite 4
BİLİŞSEL PSİKOLOJİ:
BİLİŞSEL PSİKOLOJİNİN NE OLDUĞU VE DOĞASINI İFADE ETMEK
Bilişsel psikoloji biliş kavramının bilimsel olarak incelendiği psikolojinin bir alt dalıdır,1950'li yıllarda bilgi işlembellek,dil,biliş,problem çözme ve karar verme üzerine yapılan bilimsel çalışmalar ile ortaya çıktığı görülmektedir.Özellikle Bilgi işlem yaklaşımı bilişsel psikolojinin ru
hunu oluşturduğu görülmektedir.Bilgi işlem dış dünyanın temsili veya sembolik dönüşümü veya manipülasyonu olarak ifade edilmektedir.Bilişsel psikoloji işlevselcilik felsefi akımından oldukça etkilenmiştir.çünkü bilişsel psikoloji zihinsel işlemlerin işlevsel olduğunu farz etmektedir.öte yandan beynin çalışılması materyalist bakış açısını ortaya koyar bu yaklaşımda beyin ve zihin benzer şeylerdir.Bundan dolayı düşünce ve davranış beyindeki nöral faaliyetler sonucu oluştuğundan beynin incelenmesi aynı zamanda zihnin incelenmesi anlamına gelmektedir.
İşlevselci yaklaşım insan davranışını bilgi işlem ve zihinsel işlevler kapsamında açıklarken materyalist yaklaşım zihinselsüreç ve faaliyetleri nöroanatomi ve nörokimya kapsamında ele alır.
ALGI VE ALGISAL SÜREÇLERİ AÇIKLAMAK
Duyum ve algı uyaranların dış dünyadan alınması beyine taşınması,beyinde işlenmesi yorumlanması ve bir karar verilmesi süreçlerini içermektedir.Duyum içinde bulunulan bir ortamdan uyaranların içerdiği bilginin ilgili duyu sistemi tarafından yakalanarak sistem içine alınması ve beyindeki ileri fizyolojik merkezlere iletilmesi süreçlerini kapsamaktadır.
Algı ise uyaranların taşıdığı bu bilginin analiz edilmesi,tanınması yorumlanması ve organize edilmesini kapsayan süreçtir.Bu süreçleri inceleyen alana psikofizik ve bu ilişkileri betimleyen ilişkiyede psikometrik fonksiyon adı verilir
Çevremizdeki objelerle ilgili olarak ne ,nerede ve nasıl ile ilgili işlemler GÖRME tarafında yapılır.Görme; renk,derinlik,obje,ve hareket algıları ile ilgili işlemler yaparken algısal organizasyonu gerçekleştirmektedir.Algısal organizasyonlar objelerin şekil zemin ilişkisi ve gruplama temelinde yapılmaktadır
Geştalt psikologları çevremizde bulunulan objeleri nasıl gruplandırıldığımıza yönelik ilkeler önermişlerdir.İşitme ses türünden bilgileri kodlayarak sesin kaynağı ile ilgili olarak ne ve nerede sorularına yanıt vermekte ve ayrıca iç kulakta bulunan yarım daire kanalları vasıtasıyla denge algısı yerine
getirilmektedir.Orta kulağın içinde örs,üzengi ve çekiçadlı üç küçük kemik bulunur bunlar bir yandan hareket ederek titreşim meydana getirmekte ve ses dalgasını oval pencere vasıtasıyla iç kulağa iletmektedir.Tat ve koku duyuları kimyasal duyular olup yaşamsal olarak çevremizdeki önemli uyaranlar hakkında önemli bilgi sağlamaktır.
DİKKAT VE DİKKAT SÜREÇLERİNİ AÇIKLAMAK:
Dikkat bilgi işlem sırasında zihinsel kaynakların kullanılması olarak tanımlanabilir Kaynakların belirli bir uyarana ayrılmasına seçici dikkat ve kaynakların birden fazla uyarana yönlendirilmesine bölünmüş dikkat denir.Kokteyl parti olgusu çalışmalarının sonucuna göre mesajın kaynağı ve şiddeti gibi uyaranın fiziksel özelliklerinin kullanılması sayesinde istenilen ve istenilmeyen uyaranların birbirlerinden ayırt edildiğini bulmuştur.Ayrıca bu araştırmalarda bilgi işlemede filtreleme mekanizması olduğuna dikkat çekilmiş ve durum çift kulaklı dinleme deneyleri ile tespit edilmiştir.Bu mekanizmaların obje veya yer temelli olup olmadığını inceleyen çalışmalar her iki durumunda destekleyen bulgulara ulaşılmıştır.Bölünmüş dikkat çalışmaları aynı anda iki görevin nasıl yapıldığını inceler.Ancak bazen iki görevi eş zamanlı olarak yerine getirmek görevlerden birinin performansını etkilemektedir.
Görevlerin benzerliği veya zorluğu çift görev performansını olumsuz yönden etkiler pratik ve tekrarlar sonucunda iyileşmeler gözlenmektedir.Bölünmüş dikkati açıklamaya yönelik olan genel kaynak modeli,zihinsel kaynakların kısıtlı olduğunu ve bundan dolayı eş zamanlı görevlerde işlem kapasitesinin paylaşılması düşüncesine dayanmaktadır.
BELLEK VE BELLEK SÜREÇLERİNİ BETİMLEMEK:
Bellek bilginin kodlanması,depolanması ve hatırlanması süreçlerini kapsar.Bellekte üçlü sistem yaklaşıma göre duysal,kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olmak üzere üç bellek bulunmaktadır.Duysal bellek anlık bellek olup çok kısa sürelidir ve burada bilginin fiziksel kodlaması yapılır
Kısa süreli bellek ise sınırlı kapasitesi ve daha çok tekrarlara dayanan bir bellektir.Bilgini kapasitesi sınırsız olan uzun süreli belleğe aktarımı ise o bilginin anlamsal ve derinlemesine kodlanması ile sağlanmaktadır.Uzun süreli bellek olgulara dayanan bildirimsel becerilerin ve alışkanlıkların depolandığı işlemsel bellek olarak sınırlandırılmaktadır.Anlamsal bellek genel bilgileri ve olguları ve epizodik bellek ise belli bir zaman ,yer ve bağlamda oluşan olaylarla ilgili bellektir.Olaylarla ilgili olarak bilinçli ve sistemli olarak bilginin depolanması açık bellek ve bilinç dışı yapılan kodlamalar örtük belleği oluşturmaktadır.Unutma ile ilgili öne sürüle silinme kuramı belleğin sabit bir oranda zaman içinde zayıflamasını açıklamaktadır.Bozucu etki yoluyla unutma kuramı ise bir belleğin bir başka belleğin
hatırlanmasını engellenmesidir.bu bozucu etki ileriye veya geri yönelik olarak gerçekleşmektedir.
TEMSİL VE ZİHİNSEL TEMSİL KAVRAMINI İFADE ETMEK
Bir şeyin yokluğunda sembol ve işaretler veya işaretler ile o şeyin sunulmasına temsil denir.Fiziki temsiller olan dış temsiller tıpkı resim gibi temsiller olup benzeşen temsilleridir.Bu tür temsillerin dışındaki rastgele seçilmiş sembollerin oluşturduğu temsiller sembolik temsiller olup soyut temsiller olarak ifade edilir.Zihinsel temsiller algısal süreçler vasıtasıyla oluşturulan imgesel ve önermeler şeklindeki temsillerdir ve bilişsel süreçler arasındaki iletişimi sağlar.bağlantıcılık temelli yaklaşımlarda ise ağ içinde aktivasyon örüntüsüne göre yayılmış zihinsel temsiller vardır.Zihinsel temsiller altında obje yada olayların beyindeki temsilleri olarak düşünülen zihinsel imgeler önemli yer tutar.Zihinsel imgeler bir yandan klinik ortamlarda iyileşme,izleme ve kontrol amacı altında kullanılmakta diğer yandan profosyonel iş alanlarında performans geliştirme kapsamında değerlendirilmektedir.Katogoriler ortak özellikleri paylaşan insan,olay veya objelerin sınıflandırılması işlemini yansıtmaktadır.Protip bir kateogori için geçerli olan en muhtemel özelliklerin ne olduğu açıkça belirtendir.Eğer bir kateogori prototipe sahip ise prototipe benzer kategori üyeleri tipik bir kategori üyesi olarak görülürken prototipten farklı kategori üyeleri atipik olarak görülmektedir.
DÜŞÜNME AKIL YÜRÜTME VE PROBLEM ÇÖZME KAVRAMLARINI BİLİŞSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRMEK,DÜŞÜNCE ZİHNİMİZİN TEMELİ OLUP ÖNERMESEL, İMGESEL VE MOTORSAL OLMAK ÜZERE ÜÇ SINIFA AYRILMAKTADIR
Bunlar ile akıl yürütme,problem çözme ve karar verme işlemleri gerçekleştirili ve sonuç olarak da bir hedefe ulaşılır.Genel olarak iki akıl yürütme kullanılır:Tüme varım ve tümdengelimdir.
Tümdengelim yukarıdan aşağıya bilişsel süreci kapsarken tümevarım aşağıdan yukarıya işlemi kapsar.
Uygun bilginin seçilmemesi,uygun olan tümdengelim kurallarının uygulanmaması,kişisel inançlardan dolayı mantıksal kurallardan vazgeçilmesi ve duygusal tepkiler gibi faktörler başarısız tümdengelimi doğurmaktadır.Başlangıçta davranışçılar problemin deneme ve yanılam yöntemi ile çözüldüğünü düşünmüşle rGeştalt ve bilgi işlem yaklaşımları sonradan ortaya çıkmıştır.Geştalt yaklaşımda problem çözme
prodüktif ve reprodüktif süreçleri içerir
Reprodüktif süreçler önceki deneyimleri kullanırken prodüktif süreçler preblem çözmede problemin yapısı ile ilgili ani bir kavrama geliştirmeyi ve prodüktif yeniden yapılandırmayı içermektedir.
Problem Çözmede Bilgi işlem yaklaşımı ,problem Çözme sırasında uzun süreli belleğin etkili hale getirilerek çözümle ilgili bilgilerinerişilebilir olamasını gösterir.
DİL VE SÜREÇLERİNİ YORUMLAMAK:
Dil sembolleri ve bu sembollerin nasıl bir araya geleceği kurallarını içerir.Sembollerin birleştirilmesiyle sonsuz sayıda mesaj ve anlamlar üretilmektedirKonuşma,dinleme,yazma ve okuma gibi beceriler bilşsel faaliyetler sonucu ortaya çıkmaktadır.Bu becerilerin tümü dil becerilerini oluşturur.Dilin hiyerarşik bir yapısı vardır.bu yapı fonemi,morfem,kelime,sözcük grubları ve cümlelerden oluşurSöylem bu yapının üstünde yer alan ileri düzeyde bir bilişsel sürece karşılık gelirDil üzerinde geliştirilen davranışçı yaklaşımı reddeden CHOMSKY dilin doğuştan gelen kazanım aracına sahip olduğunu ve bununvasıtasıyla kelimelerin kazanıldığını ve dilbilgisi kurallarının öğrenildiğini savunur.
Ünite 1
Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı:
Psikoloji insan davranışını ve zihinsel süreçlerini inceleyen bir bilim dalıdır.
Ampirik:Duyularla algılanabilen,deneyime dayalı
Betimleme
Bilimsel yöntemin ne olduğunu anlamak için temel özelliklerini bilmek gerekir bunlar:Ampirik Sistematik Nesnel Sınanabilir/yalnışlanabilir Genellenebilir Geçici'dir.
Bilimsel yöntem sistematiktir Bilimsel metodun uygulanmasıyla önceden belirlenmiş rasyonel ve sistematik bir işlemler dizisi izlenir buna ARAŞTIRMA denir.
Hipotez:İncenmekte olan olaylar arasındaki ilişkileri ve bu olayların nedenlerini geçici olarak açıklayan fikirler,yargılar veya tahminlerdir.(hipotezler yapılan çalışmalarla doğrulanır veya çürütülür.)
Kuram/teori:Bir olguyu veya olgular arasındaki ilişkiyi sistematik bir biçimde açıklayan bilgi ve açıklama düzenidir.
PSİKOLOJİDE ÇÖZÜMLEME DÜZEYLERİ
Moleküler /Nörolojik Düzey: Kişilerin genetik yapıları veya hormonal düzeyleri onları deprosyona yatkın yapabilir.
Zihinsel Düzey:negatif düşünceler ikili ilişkiler düzeyi:mutsuz evlilikler Sosyal düzey:kişilerin sosyal grublar tarafından dışlanması
Kültürel Düzey:Sosyal desteğin az olduğu kültürlerde daha fazladır.
PSİKOLOJİ BİLİMİNİN KÖKENİ VE TARİHÇE:
Psikoloji bilim dalı olarak (19 yüzyıl ortalarında ) doğmuştur.psikolojinin kökenleri Antik yunan filozofları ve Avrupadaki önemli düşünürlere kadar uzanmaktadır.Antik yunan filozofları
Fransız ve Alman düşünürleri
düşünür Rene Descartes 'dır ''beyin ve zihin birbirinden farklıdır ama etkileşimdedir buna ''DUALİZM(İKİCİLİK ) denirBeyin somut bir maddedir zihin ise ruhani bir varlıktır der Alman düşünür Franz joseph Gall (FRENOL0Jİ) KAFATASI BİLİMİ adlı teori ortaya attı beynin farkılı kısımları farklı görevler üslenmektedir.Bir insanın kafatasının girinti ve çıkıntılarından o kişinin özellik ve yeteneklerini anlamanın mümkün olduğunu idda etti bu teori bugünkü bilişsel psikolojin temelini oluşturur ama geçerliiğini giderek yitirmiştir.Modern bir bilim olarak psikolojiyi ilk kez ''WİLHELM WUNDT''kurmuştur.Wilhelm Wundt'un Leipzig Üniversitesi'nde yaptığı laboratuar çalışmaları ve kullandığı yöntemle öncülüğünü yapmış olduğu psikolojik yaklaşım''YAPISALCILIK'' yaklaşımıdır.Wilhelm Wundt'ın uyarıcaya maruz kalan deneklerden kendi zihinlerine konsantre olmalarını ve o andaki değişen duyum ve düşüncelerini rapor etmelerine ''içe bakış ''denir.
İşlevselcilğin öncüsü''WİLLİAM JAMES''dir.Zihnin ne işe yaradığına vurgu yapar.Wundt ve tichener'in zihnin en temel parçalara bölünerek anlaşılabileceği fikrini reddeden Amerikalı Felsefeci William James dir.1910'larda psikolojinin çalışma konusunun zihin değil davranış olması gerektiğini ileri süren ünlü psikolojik yaklaşımcı 'JOHN P.WATSON Davranışçı yaklaşımın öncüsü jhon p.watson psikolojinin nesnel bir bilim olabilmesi için insan ve hayvanların gözlenebilir eylemlerine odaklanmaları gerekir.İki ışık kaynağının arka arkaya yakılıp söndürülmesi sonucunda iki ayrı ışık kaynağı değil hareket eden bir ışık algılanmakta olduğunun ortaya çıkmasına ''Fİ FENOMENİ'' DENİR.Watson'a göre davranışçı yaklaşımın hedefi Bireylerin belirli biçimlerde davranmasına yol açançevresel koşulları saptamak WATSON'NIN tüm davranışların temelde çevrede bulunan bir uyarıcıya verilen refleks U-T (UYARICI-TEPKİ) psikolojisi adı verilir.Edimsel psikolojinin kurucusu B.F Skinner'dir.Davranışları uyaran uyarıcılar üzerinde değil,davranışın sonuçları üzerinde odaklanan davranış türü edimsel psikolojidir.psikodinamik yaklaşımın öncüsü ''SİGMUND FREUD'' DÜR .psikanalitik kuramın temel varsayımı ve davranışlarımızı yönlendiren blinçdışı süreçlerdir.Freud'a göre insanın farkında olmadığı ama davranışını etkileyen düşünce,korku ve arzulara ''Bilinçaltı süreçler ''denir.Kuzey Amerika'da 1960'ların ortalarında itibaren başat yaklaşım olarak ortaya çıkan ''Bilişsel Yaklaşımdır''İnsancıl Yaklaşımın Temsilcisi''CARL ROGERS'' dir İnsancıl Yaklaşım insanlar kendilerini gerçekleştirmek eğilimiyle dünyaya gelirler,insanlar özgür seçim yapabilmeleri için davranışlarından sorumludur.bireyler doğuştan potansiyelle dünyaya gelirler.İnsancıl psikologlar,insanın düşünsel süreçlerini dikkate almadığı gerekçesiyle davranışçılığı reddeder.
Psikolojinin Alanları:Gelişim Psikolojisi Klinik Psikoloji Endüstri ve örgüt psikolojisi Okul ve Eğitim Psikolojisi. Biyolojik Psikoloji Bilişsel Psikoloji Kişilik Psikolojisi Sosyal Psikolojisi Kültür Psikoloji Nöropsikoloji Kantitatif psikoloji/Psikometri Deneysel psikoloji
Sosyal psikoloji:Bireyler arası etkileşimi bireyleri sosyal çevreleri içindeki etkileşimini inceler.
Eğitim psikoljisi:Okullarda görev almayıp,üniversitelerin eğitim alanındaki bölümlerinde çalışan ve öğrenme -öğretme süreçlerinin psikolojik yönlerine odaklanmış çalışmalar yapar.
Gelişim psikolojisi:İnsanın döllenmeden ölüme kadar yaşadığı değişiklikleri inceler
Klinik psikoloji:Ruhsal bozuklukların nasıl ortaya çıktığını bu bozuklukların altında yatan psikolojik,toplumsal,biyolojik faktörleri araştırır Depresyon, anksiyete gibi sorunlardan insanların
uzaklaşmasını sağlayan,ruh sağlığına kavuşmasına yardımcı olur.
Deneysel psikoloji:İnsanların öğrenme,hatırlatma,algılama,uyarıcaya tepki verme çeşitli güdüsel durumlarda nasıl davranması gerektiğini inceler.
Kantitatif Psikoloji(psikomeri):ölçümleme,araştırma dizaynı ve istatistiksel analiz gibi konulara yoğunlaşır biyolojik psikoloji:Genetik faktörler,hormonlar,beyin gibi öğelerin psikolojik süreçleri etkilemesidir.
Kültürel Psikoloji: Kültürün insanları nasıl şekillendirdiği düşünce ve davranışlarına nasıl yansıdığını ele alırneropsikolojisi:beyin ve davranış ilşkisini temel alarak sinir sisteminin insan davranışındaki rolünü araştırırİnsan davranışlarını açıklarken birçok yaklaşımı harmanlamak EKLEKTİSİZİM dir.2002 yılında ekonomı alnında Nobel ödülü kazanan psikolog ''DANİEL KAHNEMAN'' DIR PSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARIN TEMELİNDE İSTATİSTİK VARDIR. Toplum sağlığını desteklemek ve sağlıksız davranışların azalması için SAĞLIK PSİKOLOGLARI '' çalışır.Türkiye ve Amerika da psikolojini Klinik dalında yüksek lisans derecesi en fazladır
Psikolojide psikologların üzerinde tartıştığı 3 sorun vardır bunlar:
1.Sorun Doğa çevre tartışması:aile içi tutumlar,çocuk yetiştirme uygulamaları sosyoekonomik statü vb gibi sosyal,kültürel ve sosyolojik etkenlerin belirleyici olduğunu savunurlar.
2.sorun
3.sorun: Bireysel Farklıklıklar-Evrensel kurallar: Kişlerin davranışlarının ne kadarının kendilerine has,özel vasıflarından dolayı,ne kadırının ise içlerinde yaşadıkları toplum ve kültürün sonucu olduğu üzerinedir.
Ünite 2
PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
BİLİMSEL YÖNTEM:Cevabını merak ettiğimiz yüz binlerce soruya cevap verebilmektir örneğin Güneşin merkezinde sıcaklık kaç derece?yerkürenin merkezinde ne var?Hücrelerimizin içinde neler oluyor.vs en güvenilir klavuz ''BİLİMSEL YÖNTEMDİR'' sorduğumuz sorulara gitgide daha geçerli cevaplar bulmamamızda bize yardımcı olur.''MUHTEŞEM BİR ŞEY,BİR YERLERDE KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR'' CARL SAGAN
PSİKOLOJİ BİLİMİNİN ÖZELLİKLERİ:
1-Tüm insanları ilgilendiren sorularla ilgilenir ve bu bilgileri tüm insanlığa ortak birikimi Addeder.
2-Gözlemlerle Sınanabilir ve yanlışlanabilir önermelerden oluşur3-Kendi hatalarını Düzeltecek bir mekanizma üzerine kurulmuştur4-birikerek ilerler
PSİKOLOJİNİN ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ:
Doğal Gözlem
Vaka İncelemesi
Survey
Deney
DOĞAL GÖZLEM:Belirli bir davranış konusunda doğrudan ve betimsel bilgi edinmenin yolu psikoloji araştırma yöntemidir
SURVEY:Bir davranışın yada tutumun bir toplumda yada belli bir grupta görülme derecesi ve bunların yaş,cinsiyet,eğitim düzeyi sosyal ardalan vb. etmenlerle nasıl bir ilişki içinde olduğunu araştırmaktır.
Örneğin, Lise gençliğinde uyuşturucu kullanma yaygınlığı nedir,uyuşturucu maddeye yönelik tutumlar nelerdir ve liselilerin uyuşturucu hakkında bilgi düzeyi nedir sorularına SURVEY cevap verir.
SURVEY YÖNTEMİ ARAŞTIRMALARA ÖRNEK:
* Uyuşturucu kullanma ve bu konudaki tutum
*Siyasi parti tercihi
*Bir reklam ürünü tercihi
*televizyon kanalı tercihi
Survey Yönteminde toplama tekniği olarak''ANKET VE GÖRÜŞME '' kullanılır.
ANKET:Veri toplama tekniği olarak kullanılan açık uçlu yada çoktan seçmeli olarak hazırlanmış soru formudur.
YAPILANDIRILMAMIŞ GÖRÜŞME: SURVEY yönteminin ,katılımcı ile görüşülecek konu belli olmasına rağmen önceden hazırlanmış soru olmayan veri toplama tekniğidir.
ÖRNEKLEM:Survey yönteminde geniş bir evrenden katılımcıların seçimine örneklem denir.
örneğin,uyuşturucu konusunda anket uygulamak için bir şehirdeki bütün liseli gençlere ulaşmak zaman ve maliyet açısından mümkün olmayacağı için bir gruptan rastgele kişilere anket uygulaması ''SEÇKİSİZ ÖRNEKLEM'' DİR
EVREN: Survey yönteminde bir konuda araştırılmak istenen grubun tamamına ''evren''denir
TEMSİL EDİCİ ÖRNEKLEM:Bir konuda araştırma yapmak için örnekleme,evrenin özelliklerine oldukça yakın özelliklere sahip katılımcıların seçilmesine denir
SURVEY YÖNTEMİNİN ÖZELLİKLERİ :
*Çok sayıda veri toplanır
*genelleme yapılabilir
*Zaman ve maddi kaynakların kullanımı açısından tasarrufludur
*toplanan bilgiler yüzeyseldir
*Niceliksel bir veri elde edilir
*Çok farklı konularda araştırmalar yapabilir
*araştırmacının öznel etkisi yoktur.
KORELASYON:İki yada daha çok değişken arasındaki ilişkidir
KORELASYON KATSAYISI: İki yada daha çok değişkenin birbiriyle bağlantılı olma derecesinin hesaplanmasıdır.
korelasyon katsayısı''r'' ile ifade edilir
korelasyon katsayısı değerleri 0-1 arsında değişir
en yüksek koralasyon değeri 0,70 ve üzeridir
KORELASYON ''+'' YADA ''-'' Olabilir.korelasyon işareti,bize iki değişken arsındaki ilişkinin yönünü verir,olumlu ve olumsuz olabilir ki değişken arasında ilişkide neden sonuç ilişkisi yoktur
olumlu korelasyona örnek: Derslere devam düzeyi arttıkça dersteki başarı düzeyi artıyor.
olumsuz korelasyona örnek:Bireyler arası ilişki arttıkça aralarındaki mesafe azalır
KORELASYONEL ÇALIŞMALAR:Herhangi bir değişkenin manipüle edilmediği,değişkenlere müdahale edilmeden mevcut ilişkilerin gözlemlendiği çalışmalardır
DENEY:Bir değişkenin diğer bir değişken üzerine etkisinin araştırılarak bir denencenin sınandığı yöntemdir.
BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN: Bir deneyde bağımlı değişken üzerindeki etkisini görebilmek için değişime uğratılan değişkendir.
BAĞIMLI DEĞİŞKEN:Bir deneyde bağımsız değişkenlerde yapılan değişimlerin yol açacağı etkiyi görmek için ölçülen değişkendir
DENEY GRUBU: Bir deneyde bağımsız değişkende yapılan değişimin uyguladığı gruptur.
KONTROL GRUBU:Bir deneyde bağımsız değişkende yapılan değişimin uygulanmadığı ve deney grubu ile karşılaştırmak için kullanılan gruptur.
DENEY GRUBUNUN SINIRLILIKLARI:
*Laboratuar deneyleri sonucunda elde edilen bulguları gerçek yaşama genellemekle zordur
*Gerçek yaşamdaki tüm deneyimler laboratuarda araştırılmaya uygun değildir.
*Korku saldırganlık,nefret gibi duygular laboratuarda çalışılmaz
*insanlar ön yargılı olurlar.
*öznel bir yöntemdir
*neden sonuç ilşkisi yoktur
Bilimsel bir makale yazarken dikkat edilen önemli husus metodu açıkça ortaya koymaktır
araştırmacılar birbirlerinin fikirlerine başvurması hata yapma olasılığını ortadan kaldırır.
SÖZDEBİLİM :Bilimin gerektirdiği standartları taşımadığı ve bilimsel araştırmalarla desteklenmediği halde bilim kılıfı altında bize sunulan bilgi ve pratiklerdir.
FRENELOJİ: 19 YY'IN sonunda kimi bilim insanlarının kafatası şeklinde insan karakterini saptanabilmesidir.
SÖZDEBİLİMİ BİLİMDEN AYIRMANIN YOLU: İddiaları ortaya atanların profosyonel kimliğini gözden geçirmek
Sözde bilimin özellikleri:Bilimsel kavramları kullanarak bilimsellik kisvesi yaratır,Sınanamayacak tahminlerde bulunulur,Yalnışlanamayacak iddalarda bulunur,Bilimsel süreçten kopuktur.
ASTROLOJİ:Güneş sistemindeki gezegenlerin hareketlerinden insanların karakterleri ve kederiyle ilgili çıkarımlar yapan alandır
Astrolojiyi test etmek için güvenilirlik-geçerlilik yönlerini denetlemek gerekir
PSİKOLOJİNİN İLGİ ALANLARI:Hafız,yaratıcılık,kişilik,önyargı,zeka,liderlik,em pati,maddiyatçılık,kadercilik,nezaket,özgüven,dikkat,korku,ahlak,sevgi gibi kavramlardır
İŞLEMSEL TANIM :Bir kavramın alabileceği değerleri sayılara dönüştürmeye işlemsel tanım denir.
KAVRAMSAL GEÇERLİLİK:ÖLÇMEK istenilen kavramın doğru ölçülebilme derecesidir.
BİR ölçeğin yüksek kavramsal geçerlilik taşıması için öncelikle güvenilir olması gerekir.
Bir zeka testi bir öğrenciye bir ay arayla iki kez uygulanıyorsa alınan sonuçlar birbirine çok yakınsa test yeniden test güvenilirliği gerçekleşmiş olur.Aynı zamanda ilgilenilen kavramın dışında kavramları ölçen işlemsel tanıma kirlenmiş işlemsel tanım denir
Deneysel gruba uygulanan farklı muameleye DENEYSEL MANİPÜLASYON DENİR
İÇ GEÇERLİLİK:Bir deneyin sonucunu manipüle ettiğimiz bağımsız değişkene güvenle bağlayabilme derecesidir DIŞ GEÇERLİLİK:Elde edilen sonuçları başka kişi yer ve zamanlara genelleyebilme derecemizdir.KİRLETİCİ DEĞİŞKEN
ARAŞTIRMALARDA İZLENMESİ GEREKEN TEMEL İLKELER:
*KATILIMCILARA NAZİK VE SAYGILI DAVRANILIR *katılım gönüllüdür*bilgilerin gizliliğinin korunması gerekir*katılımcılar araştırma sonunda bilgi edinebilirle
Ünite 3
SİNİR SİSTEMİNİN YAPISI VE İŞLEVLERİ
Sinir hücrelerinin yapısını ve sinirsel iletiyi açıklamak.
Sinir sistemi iç ve dış ortama duysal bilgileri alan,işleyen ve bu işlem sonucu algı,duygu düşünce ve davranış yanıtlarını üreten sistemdir.Sinir sisteminde haberleşmeyi sağlayan temel hücreler nöronlardır.
Nöronların alıcı bölgelerini dentritler,iletici bölgelerini aksonlar oluşturur.Nöroglialar sinir sisteminin nöron dışı hücreleridir ve meyelin kılıfını oluşumu,nöronların işlevleri için gerekli ortamındüzenlemmesi gibi görevleri vardır.Nöronlar dinlenme dönemindeyken hücrenin içi ile dışı arasında bulunan potonsiyel farkınazar dinlenim potansiyeli denir.Nöronlar uyarıldıklarında zar potansiyeli daha pozitif bir değer alır(depolarizasyon),uyarı kesildiğinde dinlenim potansiyelideğerine geri döner (repolarizasyon)Zar potansiyelinin dinlenim durumunda daha negatif bir değere ulaşmasına HİPERPOLARİZASYON denir.
Aksiyon potansiyeli kısa bir süreliğine hücre içinin 0'dan büyük bir değere ulaştığı özel bir depolarizasyon şeklidir.Bir kez oluştuğunda akson boyunca eksilmeden akson ucuna kadar ulaşır.
SİNİR SİSTEMİNİN KİMYASAL BİLEŞENLERİNİ LİSTELEMEK.
Sinir hücreleri arasındaki özel bağlantı bölgesine SİNAPS denir.Kimyasal sinapslarda ileti nörotransmiterler ilesağlanır.Nöron boyunca iletilen elektriksel sinyal diğer nörona kimyasal olarak aktarılır.Bu nedenle sinirsel iletişim elektrokimyasal özellik taşır.Nörotransmiterler kimyasal
yapılarınagöre sınıflandırılır.Glutamat merkezi sinir sisteminin temel uyarıcı nörotransmiteri;GABA ise temel baskılayıcı nörotransmiteridir.Asetilkolin merkezi ve çevresel sinir sisteminde yaygın olarak bulunur.Amin yapısındaki nörotransmiterler(dopamin,serotonin,adrenalin,nora drelin),uyku uyanıklık,dikkat ,motivasyon ve duygu durumundüzenlenmesi gibi yaygın etkilere sahiptir.
SİNİR SİSTEMİNİ SINIRlANDIRMAK.
Sinir sistemi merkezi sinir sistemi ve çevresel sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.Merkezi sistemden ayrılan çevresel sinir sistemi duysal ve motor sistem şeklinde ayrılır.Duygusal bölümü somatik ya da visseral duyuyu merkezi sinir sistemine taşırken motor sistem istemli kaslara giden somatik sistem yada istemsiz çalışan kas,damar ve organlara giden otonom sistem şeklinde bölünür
Otonom sinir sisteminin sempatik ve parasempatik bölümleri organların işleyişi açısından birbirine zıt etki gösterir. Merkezi sinir sistemi omurilik,beyin sapı(arka ve orta beyin) ve ön beyinden oluşmuştur.
SİNİR SİSTEMİNDEKİ ÖNEMLİ YAPILARI LİSTELEMEK,BU YAPILAR VE İŞLEVLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİYİ KURMAK
Omurilikte beyaz cevheri yukarı çıkan duysal yollar ve aşağıya inen motor yollar oluşturur.Omuriliğin ortasında yer alan gri cevherde ise nöron gövdeleri ve sinirsel bağlantılar bulunur.Omurilik reşeksleri duysal ve motor sistem arasında etkileşimin gerçekleştiği en alt basamağı yansıtır.Beyin sapı,beyin kabuğu dahil ön beyin bölgelerinden,serebellum,omirilik ve çevresel duysal sistemlerden gelen sinyallerin bütünleştirildiği hayati bir beyin bölgesidir.Bu bölgeden kaynaklanan yukarı ve aşağı yönelim göstererek omirilik ve ön beyin bölgelerinin işlevlerini etkiler.Serebellum hareketin ve dengenin kontrolünde ve motor öğrenmede yer alır.Hipotalamus,talamus,amigdala,hipokampus ve bazal gangliyonlar beyin kabuğunun altında yer alan ön beyin bölgeleridir.Hipotalamus öncelikle otonom sinir sistemi,hormonal sistemi kontrol ederek vücudun iç dengesinin korumasına ve yaşamsal önem taşıyan davranışların oluşmasına katkıda bulunur.Talamus duysal sistemden ,motor kontrole katılan bölgelerden (bazal gangliyonlar ve serebellum) ve beyin sapından gelen sinyalleri beyin kabuğuna iletir.Bazal Gangliyonlar hareketin planlanması ve zamanlanmasında beyin kabuğuna yardımcı bir grup yapıdır.Amigdala özelliklekorku ile ilgili algısal,öğrenme ve motor yansıtma süreçlerinde etkindir.Hipokampus ise bildirimsel (deklaratif) belleğin oluşumuna katılır.Her iki yapıda da limpik sistemin önemli yapılarıdır
BEYİN KABUĞUNUN YAPILANMASINI VE İŞLEVLERİNİ AÇIKLAMAK
Beyin kabuğu insanda en gelişmiş beyin bölgesidir.İşlevsel olarak duysal,motorve asosiasyon korteksi olarak ayrılır.Duysal sinyaller önce birincil duysal kortekse gelir sonra ikinci duysal kortekse iligili duyu ile ilişkili özellikler işlenir.Bu sıralama motor kortekste tersinden işler.ikinci motor korteks hareketin planlanması aşamasında etkinken ,birincil motor korteksten kas hareketine yol açacak sinyaller çıkar.
ASOSİASYON alanları ise duysal sistem,motor sistem ve limbik sistem etkileşiminin en üst seviyesini oluşturur.Sinir sistemi,özellikle de beyin kabuğu ,işlevsel ve yapısal olarak tam anlamıyla simetrik
değildir.Korpus kallosum iki beyin yarım küresi arasında bağlantılar kurarak bu işlevsel asimetrinin en etkin şekilde kullanımını sağlar.Beyin kabuğunun assosiasyon alanlarındaki hasarlar hasarın bölgesine göre afazi ve neglect gibi algısal ve bişisel işlevlerde kayıpalara yol açabilir.
Ünite 4
BİLİŞSEL PSİKOLOJİ:
BİLİŞSEL PSİKOLOJİNİN NE OLDUĞU VE DOĞASINI İFADE ETMEK
Bilişsel psikoloji biliş kavramının bilimsel olarak incelendiği psikolojinin bir alt dalıdır,1950'li yıllarda bilgi işlembellek,dil,biliş,problem çözme ve karar verme üzerine yapılan bilimsel çalışmalar ile ortaya çıktığı görülmektedir.Özellikle Bilgi işlem yaklaşımı bilişsel psikolojinin ru
hunu oluşturduğu görülmektedir.Bilgi işlem dış dünyanın temsili veya sembolik dönüşümü veya manipülasyonu olarak ifade edilmektedir.Bilişsel psikoloji işlevselcilik felsefi akımından oldukça etkilenmiştir.çünkü bilişsel psikoloji zihinsel işlemlerin işlevsel olduğunu farz etmektedir.öte yandan beynin çalışılması materyalist bakış açısını ortaya koyar bu yaklaşımda beyin ve zihin benzer şeylerdir.Bundan dolayı düşünce ve davranış beyindeki nöral faaliyetler sonucu oluştuğundan beynin incelenmesi aynı zamanda zihnin incelenmesi anlamına gelmektedir.
İşlevselci yaklaşım insan davranışını bilgi işlem ve zihinsel işlevler kapsamında açıklarken materyalist yaklaşım zihinselsüreç ve faaliyetleri nöroanatomi ve nörokimya kapsamında ele alır.
ALGI VE ALGISAL SÜREÇLERİ AÇIKLAMAK
Duyum ve algı uyaranların dış dünyadan alınması beyine taşınması,beyinde işlenmesi yorumlanması ve bir karar verilmesi süreçlerini içermektedir.Duyum içinde bulunulan bir ortamdan uyaranların içerdiği bilginin ilgili duyu sistemi tarafından yakalanarak sistem içine alınması ve beyindeki ileri fizyolojik merkezlere iletilmesi süreçlerini kapsamaktadır.
Algı ise uyaranların taşıdığı bu bilginin analiz edilmesi,tanınması yorumlanması ve organize edilmesini kapsayan süreçtir.Bu süreçleri inceleyen alana psikofizik ve bu ilişkileri betimleyen ilişkiyede psikometrik fonksiyon adı verilir
Çevremizdeki objelerle ilgili olarak ne ,nerede ve nasıl ile ilgili işlemler GÖRME tarafında yapılır.Görme; renk,derinlik,obje,ve hareket algıları ile ilgili işlemler yaparken algısal organizasyonu gerçekleştirmektedir.Algısal organizasyonlar objelerin şekil zemin ilişkisi ve gruplama temelinde yapılmaktadır
Geştalt psikologları çevremizde bulunulan objeleri nasıl gruplandırıldığımıza yönelik ilkeler önermişlerdir.İşitme ses türünden bilgileri kodlayarak sesin kaynağı ile ilgili olarak ne ve nerede sorularına yanıt vermekte ve ayrıca iç kulakta bulunan yarım daire kanalları vasıtasıyla denge algısı yerine
getirilmektedir.Orta kulağın içinde örs,üzengi ve çekiçadlı üç küçük kemik bulunur bunlar bir yandan hareket ederek titreşim meydana getirmekte ve ses dalgasını oval pencere vasıtasıyla iç kulağa iletmektedir.Tat ve koku duyuları kimyasal duyular olup yaşamsal olarak çevremizdeki önemli uyaranlar hakkında önemli bilgi sağlamaktır.
DİKKAT VE DİKKAT SÜREÇLERİNİ AÇIKLAMAK:
Dikkat bilgi işlem sırasında zihinsel kaynakların kullanılması olarak tanımlanabilir Kaynakların belirli bir uyarana ayrılmasına seçici dikkat ve kaynakların birden fazla uyarana yönlendirilmesine bölünmüş dikkat denir.Kokteyl parti olgusu çalışmalarının sonucuna göre mesajın kaynağı ve şiddeti gibi uyaranın fiziksel özelliklerinin kullanılması sayesinde istenilen ve istenilmeyen uyaranların birbirlerinden ayırt edildiğini bulmuştur.Ayrıca bu araştırmalarda bilgi işlemede filtreleme mekanizması olduğuna dikkat çekilmiş ve durum çift kulaklı dinleme deneyleri ile tespit edilmiştir.Bu mekanizmaların obje veya yer temelli olup olmadığını inceleyen çalışmalar her iki durumunda destekleyen bulgulara ulaşılmıştır.Bölünmüş dikkat çalışmaları aynı anda iki görevin nasıl yapıldığını inceler.Ancak bazen iki görevi eş zamanlı olarak yerine getirmek görevlerden birinin performansını etkilemektedir.
Görevlerin benzerliği veya zorluğu çift görev performansını olumsuz yönden etkiler pratik ve tekrarlar sonucunda iyileşmeler gözlenmektedir.Bölünmüş dikkati açıklamaya yönelik olan genel kaynak modeli,zihinsel kaynakların kısıtlı olduğunu ve bundan dolayı eş zamanlı görevlerde işlem kapasitesinin paylaşılması düşüncesine dayanmaktadır.
BELLEK VE BELLEK SÜREÇLERİNİ BETİMLEMEK:
Bellek bilginin kodlanması,depolanması ve hatırlanması süreçlerini kapsar.Bellekte üçlü sistem yaklaşıma göre duysal,kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olmak üzere üç bellek bulunmaktadır.Duysal bellek anlık bellek olup çok kısa sürelidir ve burada bilginin fiziksel kodlaması yapılır
Kısa süreli bellek ise sınırlı kapasitesi ve daha çok tekrarlara dayanan bir bellektir.Bilgini kapasitesi sınırsız olan uzun süreli belleğe aktarımı ise o bilginin anlamsal ve derinlemesine kodlanması ile sağlanmaktadır.Uzun süreli bellek olgulara dayanan bildirimsel becerilerin ve alışkanlıkların depolandığı işlemsel bellek olarak sınırlandırılmaktadır.Anlamsal bellek genel bilgileri ve olguları ve epizodik bellek ise belli bir zaman ,yer ve bağlamda oluşan olaylarla ilgili bellektir.Olaylarla ilgili olarak bilinçli ve sistemli olarak bilginin depolanması açık bellek ve bilinç dışı yapılan kodlamalar örtük belleği oluşturmaktadır.Unutma ile ilgili öne sürüle silinme kuramı belleğin sabit bir oranda zaman içinde zayıflamasını açıklamaktadır.Bozucu etki yoluyla unutma kuramı ise bir belleğin bir başka belleğin
hatırlanmasını engellenmesidir.bu bozucu etki ileriye veya geri yönelik olarak gerçekleşmektedir.
TEMSİL VE ZİHİNSEL TEMSİL KAVRAMINI İFADE ETMEK
Bir şeyin yokluğunda sembol ve işaretler veya işaretler ile o şeyin sunulmasına temsil denir.Fiziki temsiller olan dış temsiller tıpkı resim gibi temsiller olup benzeşen temsilleridir.Bu tür temsillerin dışındaki rastgele seçilmiş sembollerin oluşturduğu temsiller sembolik temsiller olup soyut temsiller olarak ifade edilir.Zihinsel temsiller algısal süreçler vasıtasıyla oluşturulan imgesel ve önermeler şeklindeki temsillerdir ve bilişsel süreçler arasındaki iletişimi sağlar.bağlantıcılık temelli yaklaşımlarda ise ağ içinde aktivasyon örüntüsüne göre yayılmış zihinsel temsiller vardır.Zihinsel temsiller altında obje yada olayların beyindeki temsilleri olarak düşünülen zihinsel imgeler önemli yer tutar.Zihinsel imgeler bir yandan klinik ortamlarda iyileşme,izleme ve kontrol amacı altında kullanılmakta diğer yandan profosyonel iş alanlarında performans geliştirme kapsamında değerlendirilmektedir.Katogoriler ortak özellikleri paylaşan insan,olay veya objelerin sınıflandırılması işlemini yansıtmaktadır.Protip bir kateogori için geçerli olan en muhtemel özelliklerin ne olduğu açıkça belirtendir.Eğer bir kateogori prototipe sahip ise prototipe benzer kategori üyeleri tipik bir kategori üyesi olarak görülürken prototipten farklı kategori üyeleri atipik olarak görülmektedir.
DÜŞÜNME AKIL YÜRÜTME VE PROBLEM ÇÖZME KAVRAMLARINI BİLİŞSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRMEK,DÜŞÜNCE ZİHNİMİZİN TEMELİ OLUP ÖNERMESEL, İMGESEL VE MOTORSAL OLMAK ÜZERE ÜÇ SINIFA AYRILMAKTADIR
Bunlar ile akıl yürütme,problem çözme ve karar verme işlemleri gerçekleştirili ve sonuç olarak da bir hedefe ulaşılır.Genel olarak iki akıl yürütme kullanılır:Tüme varım ve tümdengelimdir.
Tümdengelim yukarıdan aşağıya bilişsel süreci kapsarken tümevarım aşağıdan yukarıya işlemi kapsar.
Uygun bilginin seçilmemesi,uygun olan tümdengelim kurallarının uygulanmaması,kişisel inançlardan dolayı mantıksal kurallardan vazgeçilmesi ve duygusal tepkiler gibi faktörler başarısız tümdengelimi doğurmaktadır.Başlangıçta davranışçılar problemin deneme ve yanılam yöntemi ile çözüldüğünü düşünmüşle rGeştalt ve bilgi işlem yaklaşımları sonradan ortaya çıkmıştır.Geştalt yaklaşımda problem çözme
prodüktif ve reprodüktif süreçleri içerir
Reprodüktif süreçler önceki deneyimleri kullanırken prodüktif süreçler preblem çözmede problemin yapısı ile ilgili ani bir kavrama geliştirmeyi ve prodüktif yeniden yapılandırmayı içermektedir.
Problem Çözmede Bilgi işlem yaklaşımı ,problem Çözme sırasında uzun süreli belleğin etkili hale getirilerek çözümle ilgili bilgilerinerişilebilir olamasını gösterir.
DİL VE SÜREÇLERİNİ YORUMLAMAK:
Dil sembolleri ve bu sembollerin nasıl bir araya geleceği kurallarını içerir.Sembollerin birleştirilmesiyle sonsuz sayıda mesaj ve anlamlar üretilmektedirKonuşma,dinleme,yazma ve okuma gibi beceriler bilşsel faaliyetler sonucu ortaya çıkmaktadır.Bu becerilerin tümü dil becerilerini oluşturur.Dilin hiyerarşik bir yapısı vardır.bu yapı fonemi,morfem,kelime,sözcük grubları ve cümlelerden oluşurSöylem bu yapının üstünde yer alan ileri düzeyde bir bilişsel sürece karşılık gelirDil üzerinde geliştirilen davranışçı yaklaşımı reddeden CHOMSKY dilin doğuştan gelen kazanım aracına sahip olduğunu ve bununvasıtasıyla kelimelerin kazanıldığını ve dilbilgisi kurallarının öğrenildiğini savunur.