DEVLET BÜTÇESİ 5-8 ÜNİTELER
ÜNİTE 5
Türk Kamu Maliyesinde Bütçe Türleri ve Kamu Kesimi Büyüklüğü Kamu Tüzel Kişilikleri
1. Genel Yönetim Kapsamındaki Kamu idareleri
a. Merkezî Yönetim Kapsamındaki Kamu idareleri
1. Genel Bütçe Kapsamındaki idareler
2. Özel Bütçe Kapsamındaki idareler
3. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumları
b. Sosyal Güvenlik Kurumları
c. Mahallî idareler Merkezî Yönetim Kapsamındaki Kamu idareleri Merkezî yönetim kapsamındaki kuruluşlar 5018 sayılı yasa’nın 3. maddesinde Genel Bütçeli idareler, Özel Bütçeli idareler ve Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlardan oluştuğu belirtilmiştir. Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri Genel Bütçe: Genel bütçe, Devlet tüzel kişiliğine dahil olan ve bu Kanun’a ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerinin bütçesidir. 5018 sayılı Yasa’nın diğer ilgili maddelerinden genel bütçeli kuruluşların şu özelliklere sahip oldukları söylenebilir: • Genel bütçeli kuruluşlar tek bir tüzel kişilik altında toplanmıştır. • Aynı nakit idaresi altındadırlar. Nakit idaresini genel bütçeli kuruluşlar adına hazine yapmaktadır. • Genel bütçeli kuruluşların kendi mal varlıkları yoktur, mal varlığını onlar adına Maliye Bakanlığı yürütmektedir. • Hazine birliği kapsamında sayılmaktadırlar. Özel Bütçeli idareler 5018 sayılı Yasa’nın 12. maddesi özel bütçeyi şöyle tanımlamaktadır; “Özel bütçe, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen ve bu Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir. Katma Bütçe: Eski düzenlemede katma bütçeli kuruluşlar olarak adlandırılan birçok kuruluş, örneğin üniversiteler, özel bütçeli idare olarak belirlenmiştir. Özel bütçeli idareleri olarak adlandırılan kurumların listesine bakıldığında ve 5018 sayılı Yasa’daki hükümlerden özellikleri olarak şunlar sayılabilir: • Her bir özel bütçeli kuruluşun ayrı bir tüzel kişiliği vardır. • Sosyal, bilimsel, teknik, kültürel alanlarda görevlidirler. • Belirli bir bakanlığa bağlıdırlar. Ancak bu bağlılık, özerkliğe sahip olmalarına engel değildir.
• Kendi mal varlıkları vardır ve yönetimini kendileri yaparlar. • Kendilerine ait gelirleri vardır. • Kendi nakit idarelerini yaparlar Özel bütçeli kuruluşların mali yıl sonunda elde ettikleri gelir fazlaları da genel bütçeye aktarılarak gelir kayıt edilir. Genel bütçeden özel bütçelere yapılan hazine yardımı, Maliye Bakanlığının cari transferler ödenekleri içinde yer alır. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar 5018 sayılı Yasa, “Düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi, özel kanunlarla kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan ve bu Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan her bir düzenleyici ve denetleyici kurumun bütçesidir.” biçimde tanımlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kuruluşları Sosyal güvenlik kuruluşları; kişileri iradeleri dışında uğradıkları fiziki ve iktisadi tehlikelerin zararlarından kurtarmak veya bu tehlikelerin zararlarını azaltmak, kişiye bu zararlar karşılığında insanlık onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi sağlamak amacıyla sosyal devlet ilkeleri gereğince kurulmuş kamu kuruluşlarıdır. Mahallî idareler Mahallî idareler yerel düzeyde mal ve hizmet sunmakla yükümlü kamu idareleridir. Türkiye’de mahallî idareler; belediyeler, il özel idareleri ve köyler olmak üzere üç çeşittir. Mahallî idareler arasında en geniş uygulama alanına sahip üniteler belediyelerdir. il özel idareleri ise büyük ölçüde belediye sınırları dışına taflan hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kurulmuş idarelerdir Mahallî idarelerin gelir kaynakları devlet bütçesinden aldıkları vergi payları ve kendi öz gelirleridir 1982 Anayasası’nın 127. maddesinin, Türkiye’de mahallî idareler olarak getirdiği temel düzenlemeler şunlardır: • Türkiye’de yerel yönetimler deyiminin kapsamına giren kuruluşlar; belediyeler, il özel idareleri ve köylerdir. • Yerel yönetimler kamu tüzel kişiliğine sahip anayasal kuruluşlardır. • Yerel yönetimlerin karar organları seçimle oluşturulacaktır • Seçilmiş yerel yönetim organlarını veya bu organların üyelerini, geçici bir önlem olarak, içişleri Bakanı görevden alabilir. Ancak bu işlem, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan üyeler hakkında, yargının vereceği kesin hükme kadar uygulanabilir. Belediye Buna göre, nüfusu 5.000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. il ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. içme ve kullanma suyu havzaları ile sit ve diğer koruma alanlarında ve meskun sahası kurulu bir belediyenin sınırlarına 5 km’den daha yakın olan yerleşim yerlerinde belediye kurulamaz. işlem dosyası valinin görüşüyle birlikte içişleri Bakanlığına gönderilir. Danıştay’ın görüşü alınarak müşterek kararname ile o yerde belediye kurulur. Mevcut düzenlemelere göre dört ayrı belediyenin varlığından söz edilebiliriz. Bu belediyeler: • Olağan (Normal) Belediyeler: Olağan belediyeler, büyükşehir belediyelerinin bulunmadığı iller ile bu illerin ilçelerinde ve diğer beldelerde kurulmuş olan belediyelerdir. • Büyükşehir Belediyesi: En az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsayan, bu belediyeler arasında koordinasyonu sağlayan; kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan belediyelerdir. • Büyükşehir Belediyesi Sınırları içindeki ilçe Belediyeleri: Bu belediyeler de aynen büyükşehir belediyelerinin tabi olduğu kanunlara bağlı olarak hizmet üretmektedirler. • ilk kademe belediyesi: Büyükşehir belediye sınırları içinde ilçe kurulmaksızın oluşturulan ve büyükşehir ilçe belediyeleriyle aynı yetki, imtiyaz ve sorumluluklara sahip belediyedir. Belediyenin Organları Belediyenin organları; belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanıdır. Belediye Meclisi Belediye meclisi, belediyenin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilmiş üyelerden oluşur. Seçimler beş yılda bir yapılır. Belediye Encümeni
Belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında; il belediyelerinde ve nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için, gizli oyla seçeceği üç üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği iki üye olmak üzere yedi kişiden, diğer belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği iki üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden oluşur. Belediye encümeninin görev ve yetkileri şunlardır: • Stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip belediye meclisine görüş bildirmek. Belediye Başkanı Buna göre; belediye başkanı halk tarafından çoğunluk usulü ile beş yıl için seçilir. Belediye başkanları, 1963 yılına kadar belediye meclisleri tarafından seçilirken 1963 yılından itibaren tek dereceli olarak halk tarafından seçilmeye başlanmıştır. Belediye başkanı tarafından hazırlanan bütçe tasarısı eylül ayının birinci gününden önce encümene sunulur ve içişleri Bakanlığına gönderilir. Kabul edilen bütçe, mali yılbaşından itibaren yürürlüğe girer. Büyük şehir Belediyeleri Toplam nüfusu 750.000’den fazla olan il belediyelerinin, fizikî yerleşim durumları ve ekonomik gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebileceği hususu düzenlenmiştir. 16 Büyükşehir Belediyesi (Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, istanbul, izmir, Kayseri, Kocaeli, Konya,Mersin, Sakarya, Samsun) ve bu büyükşehirlerde 143 Büyükşehir ilçe Belediyesi bulunmaktadır. Mahallî idare Birlikleri Mahallî idare Birlikleri Anayasa’nın 127’nci maddesi ile 5355 sayılı Mahallî idare Birlikleri Kanunu gereğince içiflleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu izni ile kurulan, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlardır. il Özel idaresi 5302 sayılı il Özel idaresi Kanunu yürürlüğe girmiştir. Buna göre il özel idaresi “il halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmıştır. Görev alanı, il sınırlarını kapsar. il Özel idaresinin Organları il özel idaresinin organları, il genel meclisi, il encümeni ve validir. il Genel Meclisi il genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşur. il özel idaresi gelirleri 42. maddede şöyle sıralanmıştır: • Kanunlarla gösterilen il özel idaresi vergi, resim, harç ve katılma payları • Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar • Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacak ödemeler • Faiz ve ceza gelirleri • Bağışlar Genel bütçe vergi gelirlerinden verilen pay ise il özel idarelerinin en büyük gelir kaynağını oluşturmaktadır. Bütçenin hazırlanmasından vali sorumludur. Köy • Nüfusu iki binden az olan yerleşme birimlerine köy denilmektedir. Köylerin kesin hesapları muhtar tarafından düzenlenir. Kamu iktisadi Teşebbüsleri Kamu kesiminin bir unsuru da kamu iktisadi teşebbüsleridir. Kamu iktisadi teşebbüsü kavramı, genelde kamu kaynaklarını kullanmak suretiyle işletmecilik faaliyeti yapan kuruluşları ifade etmek için kullanılmaktadır. iDT’ler sermayesinin tamamı devlete ait, tamamen iktisadi alanda ve ticari esaslara göre faaliyet gösteren işletmelerdir. iDT’lerin herhangi bir özel sektör işletmesinden farkı yoktur. Tek farkı kullanılan sermayenin tamamının kamuya ait olmasıdır.. KiK’lerde ise yine sermayesinin tamamı devlete ait ancak üretilen hizmette kamusal nitelik bulunması veya tekel niteliğindeki mal ve hizmetlerin üretilmesi söz konusudur. Fonlar
Belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için ayrılmış bulunan ve gerektiği zaman kullanılmak üzere belirli bir hesapta toplanan ve harcanabilen paralar fonu oluşturur. Bütçe içi fonlar genel olarak ekonomik kaynağını bütçe ödeneklerinden alan ve bütçe tertibi olan ancak ödeneğin kullanılmasında özelliği olan fonlardır. Bütçe dışı fonlardan kastedilen, genel olarak gelirleri ve giderleri bütçe ile ilişkilendirilmeyen, özel mevzuatına göre faaliyetlerini gerçekleştiren, özel yasalarla kurulan, kendilerine ait özel gelirleri yine kendilerince kullanılabilen, bütçe ilkeleri ve bütçe kanunlarının hükümleri dışında yönetilen ve uygulanan tutarlardır.
ÜNİTE 6
Analitik Bütçe Sınıflaması Ekonomik sınıflama daha çok mali politikaların ekonomi üzerinde etkilerini ölçebilmek ve değerlendirebilmek için uygun iken fonksiyonel sınıflama ise kamu kesiminin performansını belirlemede kullanılabilmektedir. Analitik bütçe sınıflaması 1995 yılında kamunun yeniden yapılandırılmasını amaçlayan Kamu Mali Yönetim Projesi kapsamında geliştirilen bir bütçe sınıflandırmasıdır. IMF’nin geliştirdiği GFS (Government Finance Statistics) Devlet Mali istatistikleri temel alınmıştır. Analitik bütçe sınıflaması 1998 yılında tamamlanmış ve Avrupa Birliği tarafından tavsiye edilen ESA’95 (European System of integrated Economic Accounts) standardına uygun hâle getirilmiştir. KURUMSAL SINIFLAMA Kurumsal sınıflamada kamu kesiminin idari yapısı esas alınmaktadır. Bu idari yapı içerisindeki yetki ve sorumlulukları açıklığa kavuşturmayı amaçlamaktadır. kurumsal sınıflama 4 düzeylidir. Birinci düzey bakanlıklar ve benzer kurumlar yer almaktadır. Bunlar arasında genel bütçeli kurumlar arasında TBMM, yüksek yargı organları gibi kurumlar yer almaktadır. İkinci düzey ise birinci düzeydeki kişiye karşı sorumlu en üst düzey kişiyi ifade etmektedir. Üçüncü düzey ise ana hizmet birimleri gibi ikinci düzeye bağlı birimleri gösterir. Dördüncü düzey ise politikaları uygulayan ve halkla doğrudan temas hâlinde olan birimler ile destek ve lojistik hizmetlerini kapsamaktadır.
FONKSiYONEL SINIFLAMA Fonksiyonel sınıflandırma, harcamayı yapan kuruluşa bakılmaksızın, hükümet harcamalarının hangi maksatlarla kullanıldığını açıkça ortaya koyar. Hükümetlerin hangi hizmetlere öncelik verip hangilerine daha az öncelik verdiği kamuoyu tarafından kolaylıkla izlenebilmekte ve değerlendirilebilmektedir
EKONOMİK SINIFLAMA Cari harcamalar, var olan ekonomik kapasiteyi kullanmaya yönelik, faydaları daha çok bir yıl içerisinde çıkan ve nispeten küçük ölçekli harcamalardır. Yatırım harcamaları ise var olan ekonomik kapasiteyi arttırıcı, faydaları uzun yıllar devam eden ve daha çok büyük ölçekli harcamalardır. Personel için yapılan ödemeler (sosyal güvenlik dâhil) ile bütçe kanunlarıyla belirlenmiş asgari değeri aşmayan ve/veya normal ömrü bir yıl veya bir yıldan daha uzun olmayan mal ve hizmet alımları ve faiz giderleri “cari giderleri” oluşturmaktadır. Cari nitelikli mal ve hizmet alımlarının finansmanı amacıyla yapılan karşılıksız ödemeler de “cari transferler” olarak adlandırılmıştır. Dolayısıyla cari giderler ile cari transferlerin toplamı “toplam cari giderler” olarak ifade edilmektedir. Analitik bütçe sınıflandırmasında, her yıl bütçe kanunlarında belirlenmiş asgari değeri aşan ve normal ömrü bir yıldan daha uzun olan mal ve hizmet alımları “sermaye giderleri”dir. Sermaye nitelikli mal ve hizmet alımlarının finansmanı amacıyla yapılan karşılıksız transferler ise “sermaye transferleri” olarak adlandırılmıştır. Bu iki harcamanın toplamı ise “toplam sermaye giderleri”ni oluşturmaktadır.
ÜNİTE 7
Türkiye’de Merkezî Yönetim Bütçeleme Süreci TÜRK BÜTÇE SiSTEMiNDE BÜTÇENiN HAZIRLANMASI Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu 1982 Anayasası’nın 161. Maddesine göre hazırlanması, uygulamaya konulması ve denetlenmesi için kanunlaşması gerekmektedir. Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelir ve gider tahminlerini gösteren, bunların uygulanmasına ve yürütülmesine yetki ve izin veren kanun olarak tanımlanmıştır Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu aşağıda sayılan maddeleri kapsamaktadır: • Yılı ve izleyen iki yılın gelir ve gider tahminleri (üç yıllık) • Bütçe açık veya fazlasının tutarı (varsa), ve bu açık veya fazlanın nasıl kullanılacağı . Borçlanma ve garanti sınırları Orta Vadeli Program Merkezî Yönetim Bütçesinin hazırlanma süreci, Kalkınma Bakanlığının hazırladığı orta vadeli programının en geç eylül ayının ilk haftasının sonuna kadar Bakanlar Kurulu tarafından görüşülmesi ile başlar. Orta vadeli program kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde hazırlanır. Orta Vadeli Mali Plan Orta vadeli mali plan gelecek üç yıla ilişkin gelir ve gider tahminlerini içerir. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan orta vadeli mali plan, orta vadeli program ile uyumlu olmak zorundadır. Yüksek Planlama Kurulu tarafından eylül ayının on beşine kadar karara bağlanıp Resmî Gazete’de yayımlanır. Yüksek Planlama Kurulu, Başbakanın başkanlığında, Bakan ve Başbakanın belirleyeceği diğer bakanlardan oluşur. Bütçe Çağrısı ve Yatırım Genelgesi Bütçe Çağrısı ve Yatırım Genelgesi’ni eylül ayının on beşine kadar Resmî Gazete’de yayımlarlar. bütçe hazırlanmasına esas teşkil etmek üzere kamu idarelerinin uyması gereken ilkeleri, nesnel ve ölçülebilir standartları, hesaplama yöntemlerini, bunlara ilişkin olarak kullanılacak cetvel ve tablo örneklerini ve diğer bilgileri içerir. Kamu idarelerinde Bütçesinin Hazırlanması Kamu idareleri merkez ve merkez dışı birimlerinin ödenek taleplerini dikkate alarak gider tekliflerini hazırlar. MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUN TASARISININ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NE SUNULMASI VE GÖRÜŞÜLMESİ Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 18. maddesine göre, makroekonomik göstergeler ve bütçe büyüklüklerinin en geç ekim ayının ilk haftası içinde Yüksek Planlama Kurulunda görüşülmesinden sonra, Maliye Bakanlığınca hazırlanan merkezî yönetim bütçe kanun tasarısı ile millî bütçe tahmin raporu, mali yılbaşından en az yetmiş beş gün önce Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur Bütçe Komisyonu Komisyon kırk üyeden oluşur. iktidar partisi veya iktidardaki koalisyon partileri en az yirmi beş üyeye sahip olup bu sayı siyasi partilerin temsil oranlarına göre değişebilmektedir. Aynı şekilde muhalefet partileri de kalan 15 üyeyi paylaşırlar. Bütçe Komisyonu metni elli befl gün içinde kabul eder ve mali yılın başına kadar karara bağlanmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülür. Genel Kurul Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu’na uygun olarak Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanır ve anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on beş gün içinde Bakanlar Kurulu Kararı olarak Resmî Gazete’de yayımlanır. Geçici Bütçe Kanunda öngörülen şekliyle geçici bütçe uygulaması altı ayı geçemez. Geçici bütçe ödenekleri, bir önceki yıl bütçe başlangıç ödeneklerinin belirli bir oranı esas alınarak belirlenir. Cumhurbaşkanının Bütçe Kanununu Onaylaması Yani Cumhurbaşkanının Bütçe Kanunu’nu veto etme yetkisi bulunmamaktadır. ivedilikle onaylamak durumundadır.
Yüklenmeye Girişilmesi Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 26. maddesinde yüklenme, usulüne uygun olarak düzenlenmiş sözleşme esaslarına veya kanun hükmüne dayanılarak iş yaptırılması, mal veya hizmet alınması karşılığında geleceğe yönelik bir ödeme yükümlülüğüne girilmesi olarak tanımlanmıştır. Faaliyet Raporları ve Kesin Hesap Faaliyet Raporları içişleri Bakanlığı da tıpkı üst yöneticiler gibi bu raporları esas alarak mahallî idareler genel faaliyet raporunu hazırlar ve kamuoyuna açıklar. Kesin Hesap Kanunu Kesin Hesap Kanunu tasarısı Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanır. Kesin Hesap Kanun tasarısının ekinde; a) Genel mizan, b) Bütçe gelirleri kesin hesap cetveli ve açıklaması, c) Bütçe giderleri kesin hesap cetvelleri ve açıklaması, d) Bütçe gelir ve giderlerinin iller ve idareler itibarıyla dağılımı, e) Devlet borçları ve Hazine garantilerine ilişkin cetveller, f) Yılı içerisinde silinen kamu alacakları cetveli, g) Mal yönetim hesabı icmal cetvelleri, h) Maliye Bakanlığı tarafından gerekli görülen diğer belgeler yer alır. Maliye Bakanlığı, bütçelerin kesin hesabının düzenlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemekte yetkili kurumdur Genel Uygunluk Bildirimi Sayıştay hazırladığı genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesin hesap kanun tasarısının verilmesinden başlayarak yetmiş beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar
ÜNİTE 8
Türk Devlet Bütçe Sisteminde Özel Konular Bütçe kanunlarında “gerektiğinde kullanılacak ödenekler” olarak ifade edilen ancak 5018 sayılı Kanun’da “yedek ödenek” olarak adlandırılan ödenekler, • Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan bütçe gerekçelerinde “kaydedilen ödenek” olarak adlandırılan ve gösterilen, özel gelir karşılığı özel ödenek tahsisi uygulaması ile bu ödeneklerin yılsonu harcanmayan kısımları ile ilgi olan “devredilen ödenekler”, • Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Hükümet icapları için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan “örtülü ödenek”, • 5018 sayılı Kanun’da ve bütçe kanunlarında yer almayan ancak kesin hesap kanunları ile verilen tamamlayıcı ödenek, BÜTÇE DÜZENi VE KULLANILAN DEYiMLER Tefrik: Ödenek tahsisi Fasıl ve bölüm deyimleri: Fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzeyini ifade eder. Kesim deyimi: Fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyini ifade eder. Madde deyimi: Fonksiyonel sınıflandırmanın üçüncü düzeyini ifade eder. Tertip deyimi: Kurumsal, fonksiyonel ve finansman tipi kodların bütün düzeyleri ile ekonomik sınıflandırmanın ilk iki düzeyini ifade eder.
YEDEK ÖDENEK KAVRAMI VE KULLANIMI Yedek ödenek kavramı 5018 sayılı Kanun’un 23’üncü maddesi ile uygulamada yer almaktadır. Bu madde de “Merkezî yönetim bütçe kanununda belirtilen hizmet ve amaçları gerçekleştirmek, ödenek yetersizliğini gidermek veya bütçelerde öngörülmeyen hizmetler için, bu Kanun’a ekli (I) sayılı cetvelde yer alan idareler ile (II) sayılı cetvelde yer alan idarelerden merkezî yönetim bütçe kanununda gösterilecek olanların bütçelerine aktarılmak üzere, genel bütçe ödeneklerinin yüzde ikisine kadar Maliye Bakanlığı bütçesine yedek ödenek konulabilir. Bu ödenekten aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Malî yıl içinde yedek ödenekten yapılan aktarmaların tür, tutar ve idareler itibarıyla dağılımı, yılın bitimini takip eden on beş gün içinde Maliye Bakanlığınca ilan edilir.” hükmü ile yedek ödeneğin hangi konularda, hangi idarelerin bütçeleri için kullanılacağı ve ne kadar büyüklükte olacağı hüküm altına alınmıştır. Genel ve özel bütçeli idarelerin hizmet ve amaçlarını gerçekleştirmelerinde ödeneklerinin yetmemesi ya da öngörülmeyen hizmetlerin ortaya çıkması durumunda Maliye Bakanlığı bütçesi içine konulan ve bu bakanlığın izni ile kullanılan ödenek toplamıdır. Maliye Bakanlığının ilgili yıl bütçesi içine genel bütçe ödeneklerinin en fazla %2’si kadar konulan yedek ödenekler yukarıda belirtilen konularda kullanılabilmektedir. Yapılacak her tür aktarma 5018 sayılı Kanun’a göre Maliye Bakanının yetkisi dâhilinde mümkündür KAYDEDiLEN VE DEVREDiLEN ÖDENEK UYGULAMALARI Özellikle kaydedilen ödenek, çeşitli gelirlerin bütçeye kaydedilip karşılığının ödenek gösterilmesi şeklinde uygulanır. Bütçeye gelir kaydedildiğinde bu gelir ilgili yıl içinde harcanmazsa ertesi seneye devreden gelir-ödenek şeklinde kaydedilir. Özel gelir (kaydedilen ödenek) kavramı 5018 sayılı Kanunu’n 39. ve 40. Maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Bu özel tertiplerdeki ödeneklerden önceki yılda harcanmayan kısımları carî yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.” Özel gelir ve özel ödenek uygulamaları geçmiş dönemlerde önemli boyutlara ulaşmış bütçe rakamlarının % 20’sini oluşturmuştur. Günümüz itibarıyla ise bu oran son beş yıllık dönemde ise ortalama % 6 olmuştur. Özel gelir işlemleri ile beraber diğer konu devredilen ödenek uygulamalarıdır. Ödenek devri işlemleri, harcanmayan kısmının ertesi yıla devredeceği ilgili kanunlarla hüküm altına alınmış olan her türlü ödeneğin yılı bütçesiyle ilişkisinin kurulması ve kullanımına imkân sağlanması amacıyla mevcut veya yeni açılacak tertiplere eklenmesi işlemini ifade eder. Diğer bir deyişle ilgili yıla ait ödenekler sonraki yıla aktarılmaz. Ancak bağış ve yardım konuları ile bütçe kanunlarının izin verdiği durumlarda ödenek devirleri gerçekleşmektedir. ÖRTÜLÜ ÖDENEK KAVRAMI VE UYGULAMASI Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüz kadar ilgili kanunlarda ve uygulamada yer alan “örtülü ödenek” eski adı ile “tahsisatı mesture”, gizli tutulan resmi ifllerde harcanmak için hükümetin emrine verilen para olarak Osmanlıca sözlükte açıklanmıfltı r. Cumhuriyet tarihinde ilk olarak 1927 tarihli 1050 sayılı Genel Muhasebe Kanunu’nda örtülü ödeneğe yer verilmifltir. Kanunun 77. maddesine göre Baflbakanlık bütçesine konulan bu ödenek “kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri için, devletin yüksek güvenliği ve yüksek menfaatlerinin isterleri için, siyasi, sosyal konularla, kültür ve devlet itibarı alanlarında ve olağanüstü hizmetlerin sağlanmasında Hükümet icapları sayılan maksat ve gayeler için sarf edilmek üzere” kullanılmıfltır. Tahsisatı mesture: Örtülü Ödenek Yasaya göre örtülü ödeneklere ilişkin giderler Baflbakan, Maliye Bakanı ve ilgili bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçeklefltirilir ve ödenir
ÜNİTE 5
Türk Kamu Maliyesinde Bütçe Türleri ve Kamu Kesimi Büyüklüğü Kamu Tüzel Kişilikleri
1. Genel Yönetim Kapsamındaki Kamu idareleri
a. Merkezî Yönetim Kapsamındaki Kamu idareleri
1. Genel Bütçe Kapsamındaki idareler
2. Özel Bütçe Kapsamındaki idareler
3. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumları
b. Sosyal Güvenlik Kurumları
c. Mahallî idareler Merkezî Yönetim Kapsamındaki Kamu idareleri Merkezî yönetim kapsamındaki kuruluşlar 5018 sayılı yasa’nın 3. maddesinde Genel Bütçeli idareler, Özel Bütçeli idareler ve Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlardan oluştuğu belirtilmiştir. Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri Genel Bütçe: Genel bütçe, Devlet tüzel kişiliğine dahil olan ve bu Kanun’a ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerinin bütçesidir. 5018 sayılı Yasa’nın diğer ilgili maddelerinden genel bütçeli kuruluşların şu özelliklere sahip oldukları söylenebilir: • Genel bütçeli kuruluşlar tek bir tüzel kişilik altında toplanmıştır. • Aynı nakit idaresi altındadırlar. Nakit idaresini genel bütçeli kuruluşlar adına hazine yapmaktadır. • Genel bütçeli kuruluşların kendi mal varlıkları yoktur, mal varlığını onlar adına Maliye Bakanlığı yürütmektedir. • Hazine birliği kapsamında sayılmaktadırlar. Özel Bütçeli idareler 5018 sayılı Yasa’nın 12. maddesi özel bütçeyi şöyle tanımlamaktadır; “Özel bütçe, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen ve bu Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesidir. Katma Bütçe: Eski düzenlemede katma bütçeli kuruluşlar olarak adlandırılan birçok kuruluş, örneğin üniversiteler, özel bütçeli idare olarak belirlenmiştir. Özel bütçeli idareleri olarak adlandırılan kurumların listesine bakıldığında ve 5018 sayılı Yasa’daki hükümlerden özellikleri olarak şunlar sayılabilir: • Her bir özel bütçeli kuruluşun ayrı bir tüzel kişiliği vardır. • Sosyal, bilimsel, teknik, kültürel alanlarda görevlidirler. • Belirli bir bakanlığa bağlıdırlar. Ancak bu bağlılık, özerkliğe sahip olmalarına engel değildir.
• Kendi mal varlıkları vardır ve yönetimini kendileri yaparlar. • Kendilerine ait gelirleri vardır. • Kendi nakit idarelerini yaparlar Özel bütçeli kuruluşların mali yıl sonunda elde ettikleri gelir fazlaları da genel bütçeye aktarılarak gelir kayıt edilir. Genel bütçeden özel bütçelere yapılan hazine yardımı, Maliye Bakanlığının cari transferler ödenekleri içinde yer alır. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar 5018 sayılı Yasa, “Düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi, özel kanunlarla kurul, kurum veya üst kurul şeklinde teşkilatlanan ve bu Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan her bir düzenleyici ve denetleyici kurumun bütçesidir.” biçimde tanımlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kuruluşları Sosyal güvenlik kuruluşları; kişileri iradeleri dışında uğradıkları fiziki ve iktisadi tehlikelerin zararlarından kurtarmak veya bu tehlikelerin zararlarını azaltmak, kişiye bu zararlar karşılığında insanlık onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi sağlamak amacıyla sosyal devlet ilkeleri gereğince kurulmuş kamu kuruluşlarıdır. Mahallî idareler Mahallî idareler yerel düzeyde mal ve hizmet sunmakla yükümlü kamu idareleridir. Türkiye’de mahallî idareler; belediyeler, il özel idareleri ve köyler olmak üzere üç çeşittir. Mahallî idareler arasında en geniş uygulama alanına sahip üniteler belediyelerdir. il özel idareleri ise büyük ölçüde belediye sınırları dışına taflan hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kurulmuş idarelerdir Mahallî idarelerin gelir kaynakları devlet bütçesinden aldıkları vergi payları ve kendi öz gelirleridir 1982 Anayasası’nın 127. maddesinin, Türkiye’de mahallî idareler olarak getirdiği temel düzenlemeler şunlardır: • Türkiye’de yerel yönetimler deyiminin kapsamına giren kuruluşlar; belediyeler, il özel idareleri ve köylerdir. • Yerel yönetimler kamu tüzel kişiliğine sahip anayasal kuruluşlardır. • Yerel yönetimlerin karar organları seçimle oluşturulacaktır • Seçilmiş yerel yönetim organlarını veya bu organların üyelerini, geçici bir önlem olarak, içişleri Bakanı görevden alabilir. Ancak bu işlem, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan üyeler hakkında, yargının vereceği kesin hükme kadar uygulanabilir. Belediye Buna göre, nüfusu 5.000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. il ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. içme ve kullanma suyu havzaları ile sit ve diğer koruma alanlarında ve meskun sahası kurulu bir belediyenin sınırlarına 5 km’den daha yakın olan yerleşim yerlerinde belediye kurulamaz. işlem dosyası valinin görüşüyle birlikte içişleri Bakanlığına gönderilir. Danıştay’ın görüşü alınarak müşterek kararname ile o yerde belediye kurulur. Mevcut düzenlemelere göre dört ayrı belediyenin varlığından söz edilebiliriz. Bu belediyeler: • Olağan (Normal) Belediyeler: Olağan belediyeler, büyükşehir belediyelerinin bulunmadığı iller ile bu illerin ilçelerinde ve diğer beldelerde kurulmuş olan belediyelerdir. • Büyükşehir Belediyesi: En az üç ilçe veya ilk kademe belediyesini kapsayan, bu belediyeler arasında koordinasyonu sağlayan; kanunlarla verilen görev ve sorumlulukları yerine getiren, yetkileri kullanan belediyelerdir. • Büyükşehir Belediyesi Sınırları içindeki ilçe Belediyeleri: Bu belediyeler de aynen büyükşehir belediyelerinin tabi olduğu kanunlara bağlı olarak hizmet üretmektedirler. • ilk kademe belediyesi: Büyükşehir belediye sınırları içinde ilçe kurulmaksızın oluşturulan ve büyükşehir ilçe belediyeleriyle aynı yetki, imtiyaz ve sorumluluklara sahip belediyedir. Belediyenin Organları Belediyenin organları; belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanıdır. Belediye Meclisi Belediye meclisi, belediyenin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilmiş üyelerden oluşur. Seçimler beş yılda bir yapılır. Belediye Encümeni
Belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında; il belediyelerinde ve nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için, gizli oyla seçeceği üç üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği iki üye olmak üzere yedi kişiden, diğer belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği iki üye, mali hizmetler birim amiri ve belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden oluşur. Belediye encümeninin görev ve yetkileri şunlardır: • Stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip belediye meclisine görüş bildirmek. Belediye Başkanı Buna göre; belediye başkanı halk tarafından çoğunluk usulü ile beş yıl için seçilir. Belediye başkanları, 1963 yılına kadar belediye meclisleri tarafından seçilirken 1963 yılından itibaren tek dereceli olarak halk tarafından seçilmeye başlanmıştır. Belediye başkanı tarafından hazırlanan bütçe tasarısı eylül ayının birinci gününden önce encümene sunulur ve içişleri Bakanlığına gönderilir. Kabul edilen bütçe, mali yılbaşından itibaren yürürlüğe girer. Büyük şehir Belediyeleri Toplam nüfusu 750.000’den fazla olan il belediyelerinin, fizikî yerleşim durumları ve ekonomik gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebileceği hususu düzenlenmiştir. 16 Büyükşehir Belediyesi (Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, istanbul, izmir, Kayseri, Kocaeli, Konya,Mersin, Sakarya, Samsun) ve bu büyükşehirlerde 143 Büyükşehir ilçe Belediyesi bulunmaktadır. Mahallî idare Birlikleri Mahallî idare Birlikleri Anayasa’nın 127’nci maddesi ile 5355 sayılı Mahallî idare Birlikleri Kanunu gereğince içiflleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu izni ile kurulan, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlardır. il Özel idaresi 5302 sayılı il Özel idaresi Kanunu yürürlüğe girmiştir. Buna göre il özel idaresi “il halkının mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmıştır. Görev alanı, il sınırlarını kapsar. il Özel idaresinin Organları il özel idaresinin organları, il genel meclisi, il encümeni ve validir. il Genel Meclisi il genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşur. il özel idaresi gelirleri 42. maddede şöyle sıralanmıştır: • Kanunlarla gösterilen il özel idaresi vergi, resim, harç ve katılma payları • Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar • Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacak ödemeler • Faiz ve ceza gelirleri • Bağışlar Genel bütçe vergi gelirlerinden verilen pay ise il özel idarelerinin en büyük gelir kaynağını oluşturmaktadır. Bütçenin hazırlanmasından vali sorumludur. Köy • Nüfusu iki binden az olan yerleşme birimlerine köy denilmektedir. Köylerin kesin hesapları muhtar tarafından düzenlenir. Kamu iktisadi Teşebbüsleri Kamu kesiminin bir unsuru da kamu iktisadi teşebbüsleridir. Kamu iktisadi teşebbüsü kavramı, genelde kamu kaynaklarını kullanmak suretiyle işletmecilik faaliyeti yapan kuruluşları ifade etmek için kullanılmaktadır. iDT’ler sermayesinin tamamı devlete ait, tamamen iktisadi alanda ve ticari esaslara göre faaliyet gösteren işletmelerdir. iDT’lerin herhangi bir özel sektör işletmesinden farkı yoktur. Tek farkı kullanılan sermayenin tamamının kamuya ait olmasıdır.. KiK’lerde ise yine sermayesinin tamamı devlete ait ancak üretilen hizmette kamusal nitelik bulunması veya tekel niteliğindeki mal ve hizmetlerin üretilmesi söz konusudur. Fonlar
Belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için ayrılmış bulunan ve gerektiği zaman kullanılmak üzere belirli bir hesapta toplanan ve harcanabilen paralar fonu oluşturur. Bütçe içi fonlar genel olarak ekonomik kaynağını bütçe ödeneklerinden alan ve bütçe tertibi olan ancak ödeneğin kullanılmasında özelliği olan fonlardır. Bütçe dışı fonlardan kastedilen, genel olarak gelirleri ve giderleri bütçe ile ilişkilendirilmeyen, özel mevzuatına göre faaliyetlerini gerçekleştiren, özel yasalarla kurulan, kendilerine ait özel gelirleri yine kendilerince kullanılabilen, bütçe ilkeleri ve bütçe kanunlarının hükümleri dışında yönetilen ve uygulanan tutarlardır.
ÜNİTE 6
Analitik Bütçe Sınıflaması Ekonomik sınıflama daha çok mali politikaların ekonomi üzerinde etkilerini ölçebilmek ve değerlendirebilmek için uygun iken fonksiyonel sınıflama ise kamu kesiminin performansını belirlemede kullanılabilmektedir. Analitik bütçe sınıflaması 1995 yılında kamunun yeniden yapılandırılmasını amaçlayan Kamu Mali Yönetim Projesi kapsamında geliştirilen bir bütçe sınıflandırmasıdır. IMF’nin geliştirdiği GFS (Government Finance Statistics) Devlet Mali istatistikleri temel alınmıştır. Analitik bütçe sınıflaması 1998 yılında tamamlanmış ve Avrupa Birliği tarafından tavsiye edilen ESA’95 (European System of integrated Economic Accounts) standardına uygun hâle getirilmiştir. KURUMSAL SINIFLAMA Kurumsal sınıflamada kamu kesiminin idari yapısı esas alınmaktadır. Bu idari yapı içerisindeki yetki ve sorumlulukları açıklığa kavuşturmayı amaçlamaktadır. kurumsal sınıflama 4 düzeylidir. Birinci düzey bakanlıklar ve benzer kurumlar yer almaktadır. Bunlar arasında genel bütçeli kurumlar arasında TBMM, yüksek yargı organları gibi kurumlar yer almaktadır. İkinci düzey ise birinci düzeydeki kişiye karşı sorumlu en üst düzey kişiyi ifade etmektedir. Üçüncü düzey ise ana hizmet birimleri gibi ikinci düzeye bağlı birimleri gösterir. Dördüncü düzey ise politikaları uygulayan ve halkla doğrudan temas hâlinde olan birimler ile destek ve lojistik hizmetlerini kapsamaktadır.
FONKSiYONEL SINIFLAMA Fonksiyonel sınıflandırma, harcamayı yapan kuruluşa bakılmaksızın, hükümet harcamalarının hangi maksatlarla kullanıldığını açıkça ortaya koyar. Hükümetlerin hangi hizmetlere öncelik verip hangilerine daha az öncelik verdiği kamuoyu tarafından kolaylıkla izlenebilmekte ve değerlendirilebilmektedir
EKONOMİK SINIFLAMA Cari harcamalar, var olan ekonomik kapasiteyi kullanmaya yönelik, faydaları daha çok bir yıl içerisinde çıkan ve nispeten küçük ölçekli harcamalardır. Yatırım harcamaları ise var olan ekonomik kapasiteyi arttırıcı, faydaları uzun yıllar devam eden ve daha çok büyük ölçekli harcamalardır. Personel için yapılan ödemeler (sosyal güvenlik dâhil) ile bütçe kanunlarıyla belirlenmiş asgari değeri aşmayan ve/veya normal ömrü bir yıl veya bir yıldan daha uzun olmayan mal ve hizmet alımları ve faiz giderleri “cari giderleri” oluşturmaktadır. Cari nitelikli mal ve hizmet alımlarının finansmanı amacıyla yapılan karşılıksız ödemeler de “cari transferler” olarak adlandırılmıştır. Dolayısıyla cari giderler ile cari transferlerin toplamı “toplam cari giderler” olarak ifade edilmektedir. Analitik bütçe sınıflandırmasında, her yıl bütçe kanunlarında belirlenmiş asgari değeri aşan ve normal ömrü bir yıldan daha uzun olan mal ve hizmet alımları “sermaye giderleri”dir. Sermaye nitelikli mal ve hizmet alımlarının finansmanı amacıyla yapılan karşılıksız transferler ise “sermaye transferleri” olarak adlandırılmıştır. Bu iki harcamanın toplamı ise “toplam sermaye giderleri”ni oluşturmaktadır.
ÜNİTE 7
Türkiye’de Merkezî Yönetim Bütçeleme Süreci TÜRK BÜTÇE SiSTEMiNDE BÜTÇENiN HAZIRLANMASI Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu 1982 Anayasası’nın 161. Maddesine göre hazırlanması, uygulamaya konulması ve denetlenmesi için kanunlaşması gerekmektedir. Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelir ve gider tahminlerini gösteren, bunların uygulanmasına ve yürütülmesine yetki ve izin veren kanun olarak tanımlanmıştır Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu aşağıda sayılan maddeleri kapsamaktadır: • Yılı ve izleyen iki yılın gelir ve gider tahminleri (üç yıllık) • Bütçe açık veya fazlasının tutarı (varsa), ve bu açık veya fazlanın nasıl kullanılacağı . Borçlanma ve garanti sınırları Orta Vadeli Program Merkezî Yönetim Bütçesinin hazırlanma süreci, Kalkınma Bakanlığının hazırladığı orta vadeli programının en geç eylül ayının ilk haftasının sonuna kadar Bakanlar Kurulu tarafından görüşülmesi ile başlar. Orta vadeli program kalkınma planları, stratejik planlar ve genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde hazırlanır. Orta Vadeli Mali Plan Orta vadeli mali plan gelecek üç yıla ilişkin gelir ve gider tahminlerini içerir. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan orta vadeli mali plan, orta vadeli program ile uyumlu olmak zorundadır. Yüksek Planlama Kurulu tarafından eylül ayının on beşine kadar karara bağlanıp Resmî Gazete’de yayımlanır. Yüksek Planlama Kurulu, Başbakanın başkanlığında, Bakan ve Başbakanın belirleyeceği diğer bakanlardan oluşur. Bütçe Çağrısı ve Yatırım Genelgesi Bütçe Çağrısı ve Yatırım Genelgesi’ni eylül ayının on beşine kadar Resmî Gazete’de yayımlarlar. bütçe hazırlanmasına esas teşkil etmek üzere kamu idarelerinin uyması gereken ilkeleri, nesnel ve ölçülebilir standartları, hesaplama yöntemlerini, bunlara ilişkin olarak kullanılacak cetvel ve tablo örneklerini ve diğer bilgileri içerir. Kamu idarelerinde Bütçesinin Hazırlanması Kamu idareleri merkez ve merkez dışı birimlerinin ödenek taleplerini dikkate alarak gider tekliflerini hazırlar. MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUN TASARISININ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NE SUNULMASI VE GÖRÜŞÜLMESİ Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 18. maddesine göre, makroekonomik göstergeler ve bütçe büyüklüklerinin en geç ekim ayının ilk haftası içinde Yüksek Planlama Kurulunda görüşülmesinden sonra, Maliye Bakanlığınca hazırlanan merkezî yönetim bütçe kanun tasarısı ile millî bütçe tahmin raporu, mali yılbaşından en az yetmiş beş gün önce Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur Bütçe Komisyonu Komisyon kırk üyeden oluşur. iktidar partisi veya iktidardaki koalisyon partileri en az yirmi beş üyeye sahip olup bu sayı siyasi partilerin temsil oranlarına göre değişebilmektedir. Aynı şekilde muhalefet partileri de kalan 15 üyeyi paylaşırlar. Bütçe Komisyonu metni elli befl gün içinde kabul eder ve mali yılın başına kadar karara bağlanmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülür. Genel Kurul Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu’na uygun olarak Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanır ve anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on beş gün içinde Bakanlar Kurulu Kararı olarak Resmî Gazete’de yayımlanır. Geçici Bütçe Kanunda öngörülen şekliyle geçici bütçe uygulaması altı ayı geçemez. Geçici bütçe ödenekleri, bir önceki yıl bütçe başlangıç ödeneklerinin belirli bir oranı esas alınarak belirlenir. Cumhurbaşkanının Bütçe Kanununu Onaylaması Yani Cumhurbaşkanının Bütçe Kanunu’nu veto etme yetkisi bulunmamaktadır. ivedilikle onaylamak durumundadır.
Yüklenmeye Girişilmesi Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 26. maddesinde yüklenme, usulüne uygun olarak düzenlenmiş sözleşme esaslarına veya kanun hükmüne dayanılarak iş yaptırılması, mal veya hizmet alınması karşılığında geleceğe yönelik bir ödeme yükümlülüğüne girilmesi olarak tanımlanmıştır. Faaliyet Raporları ve Kesin Hesap Faaliyet Raporları içişleri Bakanlığı da tıpkı üst yöneticiler gibi bu raporları esas alarak mahallî idareler genel faaliyet raporunu hazırlar ve kamuoyuna açıklar. Kesin Hesap Kanunu Kesin Hesap Kanunu tasarısı Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanır. Kesin Hesap Kanun tasarısının ekinde; a) Genel mizan, b) Bütçe gelirleri kesin hesap cetveli ve açıklaması, c) Bütçe giderleri kesin hesap cetvelleri ve açıklaması, d) Bütçe gelir ve giderlerinin iller ve idareler itibarıyla dağılımı, e) Devlet borçları ve Hazine garantilerine ilişkin cetveller, f) Yılı içerisinde silinen kamu alacakları cetveli, g) Mal yönetim hesabı icmal cetvelleri, h) Maliye Bakanlığı tarafından gerekli görülen diğer belgeler yer alır. Maliye Bakanlığı, bütçelerin kesin hesabının düzenlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemekte yetkili kurumdur Genel Uygunluk Bildirimi Sayıştay hazırladığı genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesin hesap kanun tasarısının verilmesinden başlayarak yetmiş beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar
ÜNİTE 8
Türk Devlet Bütçe Sisteminde Özel Konular Bütçe kanunlarında “gerektiğinde kullanılacak ödenekler” olarak ifade edilen ancak 5018 sayılı Kanun’da “yedek ödenek” olarak adlandırılan ödenekler, • Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan bütçe gerekçelerinde “kaydedilen ödenek” olarak adlandırılan ve gösterilen, özel gelir karşılığı özel ödenek tahsisi uygulaması ile bu ödeneklerin yılsonu harcanmayan kısımları ile ilgi olan “devredilen ödenekler”, • Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Hükümet icapları için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan “örtülü ödenek”, • 5018 sayılı Kanun’da ve bütçe kanunlarında yer almayan ancak kesin hesap kanunları ile verilen tamamlayıcı ödenek, BÜTÇE DÜZENi VE KULLANILAN DEYiMLER Tefrik: Ödenek tahsisi Fasıl ve bölüm deyimleri: Fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzeyini ifade eder. Kesim deyimi: Fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyini ifade eder. Madde deyimi: Fonksiyonel sınıflandırmanın üçüncü düzeyini ifade eder. Tertip deyimi: Kurumsal, fonksiyonel ve finansman tipi kodların bütün düzeyleri ile ekonomik sınıflandırmanın ilk iki düzeyini ifade eder.
YEDEK ÖDENEK KAVRAMI VE KULLANIMI Yedek ödenek kavramı 5018 sayılı Kanun’un 23’üncü maddesi ile uygulamada yer almaktadır. Bu madde de “Merkezî yönetim bütçe kanununda belirtilen hizmet ve amaçları gerçekleştirmek, ödenek yetersizliğini gidermek veya bütçelerde öngörülmeyen hizmetler için, bu Kanun’a ekli (I) sayılı cetvelde yer alan idareler ile (II) sayılı cetvelde yer alan idarelerden merkezî yönetim bütçe kanununda gösterilecek olanların bütçelerine aktarılmak üzere, genel bütçe ödeneklerinin yüzde ikisine kadar Maliye Bakanlığı bütçesine yedek ödenek konulabilir. Bu ödenekten aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Malî yıl içinde yedek ödenekten yapılan aktarmaların tür, tutar ve idareler itibarıyla dağılımı, yılın bitimini takip eden on beş gün içinde Maliye Bakanlığınca ilan edilir.” hükmü ile yedek ödeneğin hangi konularda, hangi idarelerin bütçeleri için kullanılacağı ve ne kadar büyüklükte olacağı hüküm altına alınmıştır. Genel ve özel bütçeli idarelerin hizmet ve amaçlarını gerçekleştirmelerinde ödeneklerinin yetmemesi ya da öngörülmeyen hizmetlerin ortaya çıkması durumunda Maliye Bakanlığı bütçesi içine konulan ve bu bakanlığın izni ile kullanılan ödenek toplamıdır. Maliye Bakanlığının ilgili yıl bütçesi içine genel bütçe ödeneklerinin en fazla %2’si kadar konulan yedek ödenekler yukarıda belirtilen konularda kullanılabilmektedir. Yapılacak her tür aktarma 5018 sayılı Kanun’a göre Maliye Bakanının yetkisi dâhilinde mümkündür KAYDEDiLEN VE DEVREDiLEN ÖDENEK UYGULAMALARI Özellikle kaydedilen ödenek, çeşitli gelirlerin bütçeye kaydedilip karşılığının ödenek gösterilmesi şeklinde uygulanır. Bütçeye gelir kaydedildiğinde bu gelir ilgili yıl içinde harcanmazsa ertesi seneye devreden gelir-ödenek şeklinde kaydedilir. Özel gelir (kaydedilen ödenek) kavramı 5018 sayılı Kanunu’n 39. ve 40. Maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Bu özel tertiplerdeki ödeneklerden önceki yılda harcanmayan kısımları carî yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.” Özel gelir ve özel ödenek uygulamaları geçmiş dönemlerde önemli boyutlara ulaşmış bütçe rakamlarının % 20’sini oluşturmuştur. Günümüz itibarıyla ise bu oran son beş yıllık dönemde ise ortalama % 6 olmuştur. Özel gelir işlemleri ile beraber diğer konu devredilen ödenek uygulamalarıdır. Ödenek devri işlemleri, harcanmayan kısmının ertesi yıla devredeceği ilgili kanunlarla hüküm altına alınmış olan her türlü ödeneğin yılı bütçesiyle ilişkisinin kurulması ve kullanımına imkân sağlanması amacıyla mevcut veya yeni açılacak tertiplere eklenmesi işlemini ifade eder. Diğer bir deyişle ilgili yıla ait ödenekler sonraki yıla aktarılmaz. Ancak bağış ve yardım konuları ile bütçe kanunlarının izin verdiği durumlarda ödenek devirleri gerçekleşmektedir. ÖRTÜLÜ ÖDENEK KAVRAMI VE UYGULAMASI Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüz kadar ilgili kanunlarda ve uygulamada yer alan “örtülü ödenek” eski adı ile “tahsisatı mesture”, gizli tutulan resmi ifllerde harcanmak için hükümetin emrine verilen para olarak Osmanlıca sözlükte açıklanmıfltı r. Cumhuriyet tarihinde ilk olarak 1927 tarihli 1050 sayılı Genel Muhasebe Kanunu’nda örtülü ödeneğe yer verilmifltir. Kanunun 77. maddesine göre Baflbakanlık bütçesine konulan bu ödenek “kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri için, devletin yüksek güvenliği ve yüksek menfaatlerinin isterleri için, siyasi, sosyal konularla, kültür ve devlet itibarı alanlarında ve olağanüstü hizmetlerin sağlanmasında Hükümet icapları sayılan maksat ve gayeler için sarf edilmek üzere” kullanılmıfltır. Tahsisatı mesture: Örtülü Ödenek Yasaya göre örtülü ödeneklere ilişkin giderler Baflbakan, Maliye Bakanı ve ilgili bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçeklefltirilir ve ödenir
Moderatör tarafında düzenlendi: