Aöf Dersleri Özetleri - Çıkmış Sorular - Sınav Soruları

AÖF Ders Özetleri Uygulamasına Hoş Geldiniz,Uygulamadan tam anlamıyla faydalanmak için üye olunuz.

Final Deprem ve Deprem Güvenliği Final Ders Özeti


admin

Administrator
Yönetici
Admin
#1
DEPREM VE DEPREM GÜVENLİĞİ

BÖLÜM 5: DEPREMDE ARAMA YÖNTEMLERİ

Afet ve Acil durumlarda afetzede veya kazazedenin yerinin belirlenmesine yönelik yapılan çalışmaya ARAMA, yaralı olan ya da hayati tehlikesi bulunan, kendi başına kurtulamayan afetzede veya kazazedenin bulunduğu yerden güvenli bir yere alınmasına KURTARMA, bu faaliyetleri yürüten ekibe de ARAMA ve KURTARMA EKİBİ denilmektedir.

Yaygın olarak bilindiği gibi, afetlerin ilk dakikalarında herkes kendi başınadır, afetin zararlarından bireyi sadece kendi hazırlığı ve bilgisi koruyacaktır. Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık, itfaiye, arama ve kurtarma gibi hizmetlerin tüm bireylere aynı anda ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle her bireyin afet sonrası altın saatler olarak adlandırılan “ilk 72 saat” için hazırlıklı olması büyük önem taşımaktadır.

Hafif arama ve kurtarma bölgede yaşayan vatandaşlar ve yine bölgede faaliyet gösteren gönüllü kurum ve kuruluşlarca herhangi bir teknik malzeme kullanılmadan, enkazda risk bulunmayan alanlarda, enkazın içine fazla girilmeden basit el aletleri kullanılarak yapılan arama ve kurtarma faaliyetidir.

Uluslararası arama ve kurtarma kriterleri kapsamında yapılan tanımda; Hafif USAR (Kentsel Arama ve Kurtarma Ekibi) ekipleri, kurtarma ekipmanı, bilgi ve yeterlilikler konusunda temel veya asgari operasyonel kabiliyetlere sahiptir ve beş kilit USAR bileşeninin tamamını yerine getirme zorunluluğu bulunmaz. Ancak Hafif USAR ekipleri genel olarak yapısal göçüğe sebep olan ani bir afetin hemen ardından yüzeyde afetzedelerin aranması ve kurtarılmasına yardımcı olabilirler. Sınırları dolayısıyla Hafif USAR ekipleri INSARAG HARİCİ SINIFLANDIRMA (IEC) sürecine katılmaz ve dolayısıyla da normal şartlarda uluslararası alanda görevlendirilmez

USAR ekibinin rolü aşağıdaki gibidir:

• Etkilenen bölgenin keşfi ve araştırılması.

• Risk seviyesini azaltmak için tehlikelerin ve sorumluluk eylemlerinin tespiti.

• Kamu hizmetlerinin kontrol edilmesi.

• Tehlikeli maddelerin ayrılması ve güvenli bir şekilde yapılabiliyorsa tanımlanması.

• Yüzeyde arama kurtarma.

• Afetzedeler için ilk tıbbi tedavi ve kurtarma.

• Yaralı ve Ölü Toplama Noktalarının kurulması.

• Yerel acil durum yönetim düzenlemelerine dahil olmalarında uluslararası ekiplere yardımcı olma.





Hafif USAR Ekibi,

1 Ekip lideri,

2 Operasyon ve Planlama personeli,

3 Lojistik ve Donanım Personeli,

10 Arama ve Kurtarma Personeli,

2 Tıbbi ve Güvenlik Personeli olmak üzere toplam 18 kişiden oluşmaktadır.

Ekip, ahşap veya hafif metal elemanlardan, donatısı olmadan yığmadan, kerpiçten veya işlenmemiş çamur ve bambudan yapılmış yapılardan kurtarma çalışmalarını gerçekleştirme ve lojistik bileşeni ile sığınma, sanitasyon, alet onarımı, beslenme ve hijyen düzenlemeleri dahil olmak üzere Koordinasyon Merkezi kurma kabiliyetine sahiptir.

Enkaz içerisinde kazazede arama ve bulmada bazı kurallar vardır. Yaralının yerinin belirlenmesi yaralının kurtarılabilmesi için şarttır. Öncelikle mesken ve işyerlerinde binaların, yıkılış şekline ve tipine göre canlı kalınabilecek bölgeler ve yerler belirlenir bu aşamada eğer erişmek mümkünse binanın mimari projesini de edinmek çok yararlı olacaktır. Mimari proje kullanılarak olayın gerçekleştiği saate bağlı olarak, bina içindeki insanların hangi odalarda bulunuyor olabileceği tahmin edilebilir. Örneğin gece yarısı gerçekleşmiş olan bir depremde; mimari proje kullanılarak mutfak, salon, tuvalet, banyo gibi hacimler yerine yatak odalarının bulunduğu bölgeleri belirleyip aramaları bu bölgede yoğunlaştırmak arama ekiplerine önemli avantajlar sağlayacaktır.

Mimari projeler, vaziyet planları, kat planları, kesitler, görünüşler ve sistem detayları gibi bölümlerden oluşurlar. Mimari projelerin kat planlarında bulunan bilgiler ise şunlardır:

-Duvar kalınlıkları,

-Kapı ve pencere boşluklarının yer ve boyutları,

-Merdiven kovasının yeri ve boyutları,

-Binada eğer varsa aydınlatma boşluğunun yeri ve boyutları



Enkazda Arama Yöntemleri,

1*Fiziki arama,

2*Köpekli arama ve

3* Teknik cihazlar ile arama olarak 3’e ayrılabilir.



Fiziki Arama, Gözle Arama ve Sesle Arama olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Köpekli Arama, Yaralı bulmada köpek kullanmak eski bir yöntem olmakla beraber bugün kurtarmada hala kullanılan etkili bir arama yöntemidir.

Teknik Cihazlarla Arama, Enkaz insan kulağının duyamayacağı sesleri algılayabilen cihazlar ile dinlenebilir. Ayrıca küçük deliklerden enkaz altını görebilen kameralı cihazlar ile arama yapılır.



DİKKAT: ARAMA KURTARMA EKİPLERİ SİNYAL SİSTEMİ

Enkaz alanlarında çalışan ekiplerin olumsuz bir durumda uluslararası INSARAG kriterlerine göre kullandıkları bir sinyal sistemi bulunmaktadır. Bu sistem kullanılarak çalışmalar durdurulabilir, devam ettirilebilir ya da çalışma alanının tahliyesi sağlanabilir. Genel olarak sistem düdük veya megafon yardımı ile ekip üyelerine duyurulur.

SAHAYI TAHLİYE ET : Herbiri 1 sn lik 3 kısa sinyal

----- ------ -----

OPERASYONLARI DURDUR SESSİZ OL : 3 sn lik 1 uzun sinyal

----------------------------

OPERASYONA DEVAM ET : 3 sn lik uzun ve 1 sn lik kısa sinyal

----------------- -----

Sinyaller saha da çalışan tüm ekipler, sinyalin gereğini yapana kadar devam eder.

Acil durum sinyallerine karşı tüm personel alana giriş öncesi bilgilendirilmelidir.

Aynı sahada birden çok ekip çalışıyorsa, tüm ekipler sinyaller konusunda bilgilendirilmeli ve ortak bir anlayış geliştirilmelidir.

ENKAZDA ÇALIŞMA VE GİRİŞ TEKNİKLERİ

*Binanın çöküş şekli, kat sayısı, yaralı sayısı, yaralının konumu veya yaralanma durumu, bina tehlike risklerine bakılarak uygun kurtarma yöntemi seçilmektedir.

*Çalışma alanı, kurtarma ve yardım araçlarının giriş - çıkış yolları tespit edilerek güvenli bölge şeridi çekilir ve aşağıda belirtilen usuller doğrultusunda enkaz değerlendirilmesi gerçekleştirilmektedir.

Enkazla ilgili ön bilgiler alınmalı (Olayın çeşidi ve saati, binanın kaç katlı olduğu, kazazede kişi sayısı, gibi) ve bu bilgilere göre not tutulup, bir kroki çizilmelidir. Elde edilen bu bilgiler ekiple birlikte değerlendirilir.

Enkazda ekibi bekleyen tehlikeler tespit edilir. Her enkaz ayrı bir risk ve tehlikedir. Çalıştığınız enkaz bir okul, hastane, laboratuvar veya eczane deposu olabilir.

Hazırlanan kroki binanın yıkılış şekline göre değerlendirilir.

Etraftaki binaların durumunu değerlendirilir. Çalışmada tehlike yaratabilecek bitişik binaların durumu gözlenmeli gerekli önlemler alınmalıdır.

Patlayan su ve gaz borusu, elektrik akımının açık olup olmadığı kontrol edilir. Örneğin; damla damla da olsa su kaçağı enkazda bir tehlikedir. Bu konularda ilgili ekiplerle koordinasyon sağlanarak, önlem alınmalıdır.

Çevre güvenliği; Bölge sanayi bölgesi ise tesislerin çevreye verebilecekleri zarar göz ardı edilmemelidir.

Ambulans, kurtarma aracı, vinç vb. araçların geliş-gidiş yolları açık tutulmalıdır.

Bütün bu değerlendirmelerden sonra bir arama kurtarma planı hazırlanır.!



*Enkazda Çalışırken alınması gereken bazı önlemler bulunmaktadır. Bu önlemler aşağıda maddeler halinde verilmektedir.

Enkazda çalışan personel mutlaka enkaz için belirlenen standart kıyafetleri (elbise, kask, eldiven, gözlük bot, maske vb.) giymelidir.

Gerekli sağlık tedbirleri alınmalıdır. (Tetanos, sıtma aşıları vb.)

Enkazdaki sarkan parçalara, sivri demir uçlarına, cam parçalarına ve kaygan zeminlere vb. dikkat edilmelidir.

Ekibe görev öncesi, sırası ve sonrası psikolojik destek sağlanmalıdır.

Elektrik telleri, gaz ve su tesisatları ile ilgili oluşabilecek tehlikelere karşı tedbirli olunmalıdır.

Gaz sızıntılarına bağlı çıkabilecek yangınlar düşünülerek enkazda sigara içilmemeli ve sigara ile kimse yaklaştırılmamalıdır.

Personel arasında malzeme kullanımı açısından iş bölümü yapılmalıdır.

Enkaz da ekip personeli yüksek sesle konuşmamalıdır.

Ekip liderleri ekip elemanlarını çalışma ve dinlendirme planına dikkat etmelidir.

Kurtarma çalışmaları sırasında enkaz altındaki kişiye çalışmalar hakkında bilgi verip ona güven, moral verilmelidir.



*Kurtarma çalışması aşamasında enkaza giriş sürecinde kullanılan teknikler 4 aşamada toplanır.

1. Yandan Giriş (Galeri Açma)
2. Enkaza Üstten Giriş
3. Enkaza Alttan Giriş
4. Kat Kaldırma Yöntemi



1.) YANDAN GİRİŞ (GALERİ AÇMA): Yaralı, yıkılmış olan binanın uç kısımlarında ise ve o noktalarda boşluklar oluşmuşsa, yaralıya ulaşmak için yandan giriş (galeri-dehliz açma) yöntemi kullanılır. Yaralı yıkılmış olan binanın uç kısımlarında ise ve o noktalarda boşluklar var ise, o boşlukların çökme ihtimali olmasından dolayı risklidir. Bu sebeple galeri ve dehlizlerde çalışırken mutlaka destek atılarak ilerlenmelidir.

2.) ENKAZA ÜSTTEN GİRİŞ: Yaralı üst katlara yakın bir yerde kalmışsa ve bina eğilimli yıkılmışsa (kayma riskine karşı) bu yöntem uygulanır. Üst kat tabliyeleri delinerek ve kesilerek alt katlara doğru bir huni şeklinde ilerlenmektedir. Huni şeklinde ilerlenmesinin; personel, yaralı, sedye tahliyesi ve malzeme araç gereç giriş çıkışı sirkülasyonunun rahat sağlanmasını sağlamaktadır.

3.) ENKAZA ALTTAN GİRİŞ: Enkaza alttan giriş yöntemi genellikle çok katlı binalarda ve yaralı alt katlara daha yakınsa kullanılmaktadır. Çok katlı binalarda bodrum katlar zeminin altında olduğu için bodrum tavanı tam olarak çökmemiş olabilir. Bu bölgelerdeki yaralıları kurtarmak için önce iş makinesi yardımı ile bodrum yan duvarından içeri girebilecek şekilde delik açılması gerekmektedir.

4.) KAT KALDIRMA YÖNTEMİ: Bu yöntem yaralı veya ölü sayısı fazla çok katlı ve geniş binalarda belli bir süreden sonra tercih edilebilir. Yöntem enkaz altında kalanlar açısından hızlı, fakat binanın taşıyıcı elemanlarının oynama riskinden dolayı tehlikeli bir yöntemdir. Bu nedenle yöntem, umutların azalmaya başladığı ve daha fazla insana ulaşılması istendiğinde uygulanmaktadır.



Enkazın Desteklenmesi

Arama–kurtarma çalışması yaparken çalışan personelin, malzemenin, yaralının emniyetini sağlamak ve enkaz içerisinde güvenli çalışabilmek için kaldırılan ağır kütlelerin, kaldırıldıktan sonra emniyete alınmasını, kontrolden çıkıp yıkılmasını önlemek amacıyla kullanılan malzemelere “destek malzemeleri” adı verilmektedir. Destekleme sistemleri; Çökmek, yıkılmak, devrilmek üzere olan bir yapıyı payandalarla sağlamlaştırmak için yapılır. Enkaz alanlarında ve ilk madencilik faaliyetinden bugüne kadar kullanılmaktadır. Genel olarak destek malzemeleri ahşap ve hazır destek malzemeleri olmak üzere iki grupta toplanır.

Destekleme yöntemleri genellikle ahşap kullanılarak yapılmaktadır.

Destek Olarak Kullanılacak Ahşabın Özellikleri özelikleri aşağıda maddeler halinde verilmektedir.

Ahşap kuru olmalı ve küf barındırmamalıdır.

Ahşabın uç kısmından bakıldığında 2,5 cm içinde 8 ya da üzeri damar olmalıdır.

Damarlar, gövde uzunluğuna paralel olmalıdır.

Damarların gövdeye eğimli gittiği yerde kabul edilebilir eğim sınırı 8’e 1 dir.

Ahşaplar az budaklı olmalı, budaklar 4 cm’ den büyük olmamalıdır.

Gevşek budaklar için boy sınırı 2 cm’dir.

Bir ahşabın, 3 metrede 1,5 cm eğrilik sınırı vardır.

*Taşıma kapasitesi nispeten yüksek, aşırı yük altında sesli uyarı veren ahşaplar tercih edilmektedir, hafif olması sebebiyle taşıma ve tahkimat yapımında kolaylık sağlar.

*Yurt dışı kaynaklarda adı geçen Douglas Köknarı ülkemizde olmadığından bahsedilen ağaç türüne yakın Çıralı Çam genel seçenek olarak görünmektedir.

*Hazır destek malzemeleri ise, plastik ve poliüretan destek malzemesi, mekanik destek, hidrolik destekler ve krikolardır. Mekanik Destekler, metalden yapılmış destek malzemeleridir. Hidrolik destekler ise yağ basıncı ve hava ile çalışırlar. Krikolar, çeşitli kurtarma faaliyetleri sırasında ağır ve büyük yüklerin kaldırılması için kullanılan kaldıraçlardır. Krikolar, mekanik, hidrolik ve vidalı olmak üzere üç çeşittir.

*Ahşap destekleme sisteminde kullanılan elemanlar; posta, kayıt, köşelik, kama, kilit ve dolgu gibi yapısal bazı elemanlardır.

Posta: Aynı binalardaki kolon kirişler gibi tahkimatın ana taşıyıcılarıdır. Yatay-Dikey konumlandırılabilmektedirler. Uzunlukları değişmek kaydı ile kalınlıkları 10x10 cm veya 15x15 cm ölçülerinde olabilmektedir.

Kayıt: Temas halinde olmayan iki postayı birbirine bağlayan ahşap parçalardır. Uzunlukları değişmek kaydı ile kalınlıkları 5x10 cm veya 5x15 cm ölçülerinde olabilmektedir.

Köşelik: Ahşap tahkimatlarda köşe parçaları birbirine bağlayan parçalardır. Su kontraplağı denilen dış ortama dayanıklı malzemeden üretilmişlerdir. Kalınlıkları 19 mm olmak kaydı ile tabaka plakalardan istenilen ölçülerde kesilmek suretiyle elde edilir.

Kama: Postaları sıkıştırmak için kullanılan malzemelerdir. 30 cm boyunda 5cm yükseklik 10 cm genişlik ölçülerindedir. Tahkimat sabitlenmesi anında kamalar yumuşak bir şekilde çakılmalıdır.

Kilit: İki posta birbirine eklendikten postaların hareketini engellemek için tahkimata eklenen parça olarak tanımlanmaktadır. 5x10 cm kayıt parçalarından istenilen boyutlarda kesilerek elde edilebilir.

Dolgu: Genel olarak 1, 2, 5 cm gibi standart destekleme ahşaplarından daha ince yapıdaki tahtalardan oluşup tahkimat ile taşıdığı yük arasındaki olası boşlukları doldurmak amacıyla kullanılmaktadır.



*Ahşap destekleme sistemleri şunlardır:

1. Domuz Damı ile Destekleme,

2.T ve Çift T Ahşap ile Destekleme,

3.Kapı ve Pencerelerin Desteklenmesi,

4.Eğik Tavan Desteklemesi

5.Yaslama ile Desteklemedir.



Domuz Damı ile Destekleme: Domuz Damı adı verilen destekleme sistemi en temel ve en çok kullanılan destekleme sistemidir. Kütlelerin ağırlıklarını destekleyerek çökmesini engellemek amaçlı yapılmaktadır. 10x10’luk 50-60 cm. uzunluğunda meşe, kayın gibi kalaslardan yapılır. Yuvarlak kalaslar kullanılmaz. Kolon, kiriş ve tavan gibi büyük yükleri taşır. Domuz damında oluşabilecek olası devrilmeleri önlemek amacıyla kamalar yardımı ile sıkıştırma işlemi yapılmalıdır.

‘’T’’ Ahşap ile Destekleme: Bu sistem, daha sabit tahkimatlar yapmadan önce riski azaltmak amacıyla yapılır. Taşıma kapasitesi statik duruma bağlı olarak 450-1800 kg’dır.

Çift “T” ile Destekleme: ‘’ T ‘’ Tahkimattan daha güçlü durumdadır. Taşıma kapasitesi 240 cm yükseklikte ve postalar arası 60 cm olmak kaydıyla 7250 kg, 300 cm yükseklikte ve postalar arası 60 cm olmak kaydıyla 4500 kg, 360 cm yükseklikte ve postalar arası 60 cm olmak kaydıyla 3150 kg olmaktadır.

Kapı ve Pencerelerin Desteklenmesi: Kapı ve pencerelerin desteklenmesi, çerçeve oluşturularak yapılmaktadır. Pencere ve kapı tahkimatında çerçeve oluşturulurken, yükseklik boyu ve en boyundan kama ölçüleri çıkarılmalıdır.

Eğik Tavan Desteklenmesi: Eğik tavanın desteklenmesi işlemi, yerinde sabitleme yöntemi ya da dışarıda kurulum şeklinde yapılabilmektedir

Yaslama ile Destekleme: Yaslama ile destekleme, devrilme ihtimali olan duvarlar için kullanılmaktadır.



















BÖLÜM 6: BİNALARDA DEPREM ETKİSİ İLE OLUŞAN HASARLARIN TESPİTİ

Yıkıcı depremlerin ardından ortaya çıkan en önemli ihtiyaçlardan bir tanesi, binalarda deprem etkisi ile meydana gelen hasarların hızlı ve güvenilir bir şekilde tespit edilmesidir. Yıkıcı bir depremden sonra karşılaşılan en önemli sorunlardan biri barınma problemidir.

Deprem etkisi ile hasar gören binalarda yapılması gereken hasar tespiti işlemleri inşaat mühendisleri tarafından yapılmalıdır.

Ülkemizde en yaygın olarak bulunan yapı tipleri; betonarme, yığma, çelik ve ahşap yapılardır. Bununla birlikte mevcut bina stokunun büyük bir çoğunluğunu betonarme ve yığma binalar oluşturmaktadır.

Betonarme binalar şu elemanlardan oluşur:

-Düşey taşıyıcı sistem elemanları (kolonlar ve perdeler),

-Yatay taşıyıcı sistem elemanları (kirişler ve döşemeler),

-Temeller gibi taşıyıcı sistem elemanları,

-Bölme duvarları, parapetler (balkon ve çatı kenarlarına yapılan fazla yüksek olmayan koruyucu duvar),

-Kaplamalar, bacalar gibi taşıyıcı olmayan elemanlar.



Yığma binalar ise, şu elemanlardan oluşur:

-Düşey taşıyıcı sistem elemanları (Duvarlar ve düşey hatıllar)

-Yatay taşıyıcı elemanlar (Döşeme, kiriş, yatay hatıl gibi elemanlar)



Yapısal Olmayan Elemanlarda Deprem Etkileri Sonucu Oluşan Hasarlar

Yapısal olmayan elemanlarda gerçekleşen hasarlar bina hasarının ilk aşamasını oluştururlar ve genelde hasarlar çatlakların oluşumu ile başlarlar. Bu nedenle hasar tespiti çalışmalarında çatlakların şekli, yönü ve çatlağın genişliği gibi parametreler çok önemlidir. Çatlak genişliği, çatlak ölçer adı verilen basit bir milimetrik cetvel ile ölçülür. Betonarme binalarda yapısal olmayan eleman hasarlarından en yaygın görülen hasar türü, dolgu ve bölme duvarlarda görülen hasarlardır. Betonarme çerçeve içindeki dolgu duvarlar, çerçevenin hareketini kısıtlayarak yatay deprem yükünün taşınmasına yardımcı olurlar. Betonarme elemanların deprem yükü altında hasar görmeden gidip gelebilme kabiliyeti duvarlara göre daha fazla olduğundan, çatlaklar öncelikle duvarlarda görülürler.

Yapı Elemanlarında Deprem Etkileri Sonucu Oluşan Hasarlar

Taşıyıcı yapı elemanlarında oluşan hasarlar, hasara neden olan iç kuvvetin tipi ve hasar oluşum mekanizmasına göre sınıflandırılırlar. Buna göre, depremde betonarme yapı elemanında oluşacak olan eğilme etkisi, kesme etkisi ve eksenel kuvvetin (elemanın ekseni boyunca oluşan basınç ya da çekme kuvveti) düzeyine bağlı olarak eğilme, kesme ve eksenel yük hasarları meydana gelebilir.

(Donatı, betonun içine enine ve boyuna doğrultuda yerleştirilen çelik çubuklardır.

Etriye (sargı donatısı), boyuna donatıları yatay doğrultuda saran çelik çubuklardır.)

Yığma binalarda deprem sırasında oluşan hasarlar, betonarme binalarda olduğu gibi farklı hasar mekanizmalarının bir veya birden fazlasını içerebilir. Yığma binalarda gözlenen etkiler yükün duvara etkidiği doğrultuya göre düzlem içi veya düzlem dışı etkiler olarak sınıflandırılabilir.

Yığma binalarda düzlem içi ve düzlem dışı etkiler sonucunda oluşan hasarlar aşağıdaki şekillerde ortaya çıkabilmektedir;

Duvarlarda ve pencere-kapı boşluklarının köşelerinde eğik çatlaklar

Duvar alt ve üst bölgelerinde yatay çatlaklar

Birbirine dik duvarların birleşimlerinde düşey çatlaklar ve dökülmeler

Pencere ve kapı üstlerinde eğik çatlaklar

Yerel ezilmeler ve malzeme dökülmeleri

Kat hizalarında yatay çatlaklar

Duvar tabakalarında ayrılma ve dökülmeler

BETONARME VE YIĞMA BİNALARDA HASAR TESPİTİ

Deprem aktivitesinin yüksek olduğu ve sık sık yıkıcı depremler yaşayan ülkeler, kendi bina stoklarına, ekonomik ve hukuki yapılarına uygun deprem sonrası hasar tespit yöntemlerini geliştirmişlerdir.

Bu yöntemlerin bazıları ve geliştirildikleri ülkeler şu şekilde sıralanabilir;


*ATC-20 (1989), Amerika Birleşik Devletleri
*EMS (1998), Avrupa
*EPPO (1998), Yunanistan
*AeDES (2000), İtalya
*JBDPA (2001), Japonya
*NZSEE (2009), Yeni Zelanda


Ülkemizde ise bu konuda atılan en önemli adımlardan biri Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) için hazırlanan “Betonarme ve Yığma Binalar için Hasar Tespit Formu” olmuştur. Bu form İnşaat Mühendisleri Odası Afet Hazırlık ve Müdahale Kurulu tarafından da benimsenerek 2016 yılında “Depremin Etkilediği Betonarme ve Yığma Binalarda Hasar Tespiti” (İMO Afet Hazırlık ve Müdahale Kurulu, 2016) kitapçığı yayınlanarak ilgili formun nasıl kullanılacağı ile ilgili ayrıntılı bilgiler ortaya koyulmuştur.

** Hasar tespiti, deprem sonrasında iyileştirme faaliyetlerine yönelik yapılan ilk çalışma olup meydana gelen depremin binaya verdiği hasarın gözlemsel olarak değerlendirilip derecelendirilmesidir

Depremin Etkilediği Betonarme Binalarda Hasar Tespiti

Binanın içine girilmeden dışarıdan yapılan gözlemler ile binada toptan veya bölgesel bir göçme, katlar arası büyük kalıcı yatay yer değiştirmeler veya zeminde farklı oturmalar olup olmadığı tespit edilir. Eğer yapıyı ağır hasarlı olarak sınıflandıracak düzeyde bir durum söz konusu değil ise hasar tespit incelemesinin ikinci aşamasına geçilir. Binanın düşey ve yatay taşıyıcı sistem elemanlarında oluşan hasarlar ölçülerek kaydedilir ve elemanların hasar düzeyleri belirlenir. Her bir taşıyıcı eleman için belirlenen hasar durumu dikkate alınarak binaya ait düşey ve yatay ağırlıklı hasar puanları hesaplanır ve binanın genel hasar durumu hakkında karar verilir.

-Yapı elemanları hasar sınırları-

Tabloya göre;

Herhangi bir çatlak veya basınç hasarı bulunmuyorsa yapı elemanı “Hasarsız”

0.5 mm’den geniş olmayan eğilme VEYA kesme çatlakları varsa VE herhangi bir basınç hasarı bulunmuyorsa yapı elemanı “Hafif Hasarlı”

0.5 mm’den geniş eğilme çatlakları VEYA 0.5 ila 2 mm arasında kesme çatlakları VEYA beton kabuğunda (pas payı, beton örtüsü) ezilme varsa yapı elemanı “Orta Hasarlı”

Kesme çatlağı genişliği 2 ila 10 mm arasında ise VEYA kabuk atması varsa yapı elemanı “Ağır Hasarlı” (eğilme çatlağının genişliği önem taşımamaktadır)

Kesme çatlağı genişliği 10 mm’den fazla ise VEYA boyuna donatı burkulması VEYA çekirdek betonda ezilme varsa yapı elemanı “Çok Ağır Hasarlı” (eğilme çatlağının genişliği önem taşımamaktadır) olarak kabul edilecektir.

Her bir hasar sınıfına ait hasar çarpanları



Depremin Etkilediği Yığma Binalarda Hasar Tespiti

Yığma binalarda hasar tespiti, betonarme binaların hasar tespitinde olduğu gibi, binanın genel durumunun ve taşıyıcı sistem elemanlarının durumunun ele alındığı iki temel inceleme aşamasından oluşmaktadır.

-Yığma binalarda, taşıyıcı duvarlar için hasar ölçütleri-



Hasar Tespitinde Dikkat Edilmesi Gereken Genel Hususlar

Hasar tespitinin üç kişilik ekipler tarafından yapılması uygun olacaktır. Ekip üyeleri hasar tespiti konusunda eğitimli ve deneyimli inşaat mühendisleri olmalıdır.

Bina öncelikle dışardan (binaya fazla yaklaşmadan) gözlemlenmeli ve inceleme esnasında çökme ihtimali olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ayrıca inceleme sırasında olabilecek bir artçı deprem sırasında koparak düşebilecek cephe elemanları, parapetler, kalkan duvarlar (çatının iki ucunu kapatan üçgen biçimli duvar) gibi elemanlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Eğer binada inceleme sırasında bir çökme olmayacağı kanaatine varıldıysa dışarıdan ve içeriden ayrıntılı incelemeye geçilir. İncelemeler sırasında üç kişilik ekibin iki üyesi içeride çalışırken bir üyenin dışarıda çalışmasında ve zaman zaman içerideki ve dışarıdaki üyelerin yer değiştirmesinde yarar vardır. İnceleme sırasında binanın göçme ihtimali olabileceğinden içerideki ve dışarıdaki üyelerin iletişim kurabilmeleri için cep telefonlarının açık ve telefon pillerinin yeterince dolu olmasına dikkat edilmelidir. Hasar tespit çalışmalarında görevli olan her ekipte bir çekiç (1.5-2.0 kg’lık) ve bir adet donatı tarama cihazı (profometre) cihazı bulunmalıdır. Ayrıca bunlara ek olarak aşağıdaki ekipmanlarında bulundurulması gerekmektedir.

Çatlak ölçer

Şerit metre

Not defteri

Hesap makinası

Fotoğraf makinası

Cep telefonu ya da telsiz (her elemanda)

El feneri (her elemanda)

Baret ve fosforlu yelek (her elemanda)

Binada gözlemlenen çatlakların, taşıyıcı elemanlara geçip geçmediğinin belirlenmesi amacıyla sıvanın mutlaka kaldırılması gerekmektedir.!

BÖLÜM 7: DEPREM BİLİNCİ ÇALIŞMALARI VE DEPREMDE YAPILACAK BİREYSEL DAVRANIŞLAR

Ülkemizde deprem bilincinin oluşturulması amacıyla birçok kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri, vakıf ve dernekler çalışmalar yapmaktadır. Bunların başında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü, ve Afete Hazırlık Eğitim Birimi’nin yaptığı çalışmalar gelmektedir.

AFADà T.C. İç İşleri Bakanlığına bağlı bulunan Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD), ülkemizde deprem bilincinin oluşturma çalışmalarında öncü kurum niteliği taşımaktadır. AFAD tarafından yapılan başlıca deprem bilincinin oluşturulması çalışmaları şunlardır:

*Afete Hazır Türkiye Projesi,

*AFADEM Eğitimleri ve

*Deprem Simülatörü uygulamalarıdır.



Afete Hazır Türkiye Projesi

AFAD tarafından gerçekleştirilen Afete Hazır Türkiye Projesi ile;

1..Bireyden başlayarak toplumun tüm kesimine, afetlerin ilk 72 saatine hazırlıklı olmaları için afete hazırlık kültürünü kazandırmak,

2..Bireylerde farkındalık yaratmak,

3..Bireylerle yaşadıkları mekânlarda alabilecekleri temel önlemleri paylaşmak, bireylerin afetlerde doğru davranış şekillerini öğrenmelerini ve uygulamalarını sağlamak,

4..Afet ve acil durum planlarının yapılmasına yönelik bilgilendirme yaparak, alınabilecek temel önlemleri paylaşmak, bireylerin afet eğitimi alabileceği mekânları yaygınlaştırmak ve kolay ulaşabilecekleri altyapıları kurmak,

5..Ülke genelinde çeşitli kanallarla verilen afet eğitimlerini standart hale getirmek, uluslararası organizasyonlar tarafından gerçekleştirilen çalışmalardan da yararlanmak ve yeterli bilgi, tecrübeye sahip akredite olmuş eğitim yollarının oluşturulması amaçlanmaktadır.

6.. Bu proje, Afete Hazır Aile, Afete Hazır Okul, Afete Hazır İşyeri, Afete Hazır Gençler başlıklarında toplumun farklı kesimlerinin eğitim ve bilinçlendirilmesini hedef almaktadır



AFADEM Eğitimleri



AFAD, afet ve acil durum konularında belirlenen ulusal politikalar ile AFAD’ın stratejik planı doğrultusunda; afet ve acil durumlara ilişkin eğitim plan ve programların uygulanmasını sağlayarak, halkın bilinçlendirilmesini ve afet ve acil durum süreçlerinde görev alan kişilerin teorik, pratik bilgi ve becerilerinin arttırılmasını sağlamaktan sorumludur.

AFADEM bünyesinde verilen eğitimlerin bazıları aşağıdaki şekildedir.

Temel Afet Bilinci Eğitmen Eğitimleri

Temel KBRN Eğitimi

Sivil Savunma Uzman/Amirleri Eğitimi

İtfaiye Temel Eğitimi

Temel Arama Kurtarma Eğitimi

Yangın Bilgisi Eğitimi

KBRN Bilgisi Eğitimi

Temel Afet Bilinci Semineri/ Konferansı



Deprem Simülasyon Merkezi

AFAD bünyesinde hizmet veren Deprem Simülasyon Merkezi, katılımcılara fiziksel koşullar bire bir yaşatılarak deprem sırası ve hemen sonrasındaki doğru davranışları ile bilinçlendirme sağlamak amacıyla kurulmuştur. Simülatör, esas olarak, insanlara şiddetli depremlerde oluşan fiziksel koşulları (sarsıntı, ses, toz, ışık) benzetim yoluyla yaşatma amacıyla gerçekleştirilmiştir.





Afete Hazırlık Eğitim Birimi (AHEB)

AHEB, 19 Ekim 2004 tarihinde KRDAE Yönetim Kurulu kararı ve BÜ Yönetim Kurulu onayıyla, BÜ/KRDAE (Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü) bünyesinde kurulmuştur.

Projenin mali yönetimi Boğaziçi Üniversitesi Vakfı (BÜVAK) tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bu projenin amacı, İstanbul’u etkileyecek olası yıkıcı bir depreme hazırlık için gerçekleştirilen çalışmalara katkıda bulunmak ve İstanbul’da olası bir deprem karşısında can ve mal kaybını azaltmak için halkın afet bilincini, yerel hazırlığı ve ilk müdahale organizasyon ve becerilerini arttırmak olmuştur.

Bu amaç doğrultusunda 4 ana eğitim programı geliştirilmiştir.

Temel Afet Bilinci (ABCD)

Yapısal Olamayan Tehlikelerin Azaltılması Eğitimi

Depreme Karşı Yapısal Bilinç Eğitimi

Sivil Savunma Görevlileri-Toplum Afet Gönüllüsü ve Halkın Afete Hazırlık Eğitim Programı (SSG-TAG)

Temel Afet Bilinci Eğitimi (ABCD)
Bu program, AHEB’ in afete hazırlık eğitimlerinin birincil seviyede olanıdır ve afet hazırlığı konusuna giriş niteliğindedir. Toplumun tüm kesimleri bu programın hedef kitlesi dâhilindedir. Hedef, insanları, riski azaltmak için başlarına bir afet gelmeden önce önlem almaya yönlendirmektir. Eğitim, Aile Afete Hazırlık Planı ve Kurum Afete Hazırlık Planı, afet riskinin azaltılması konusunda temel faaliyetleri olarak, Değerlendirme ve Planlama, Fiziksel Korunma, Müdahale Kapasitesinin Artırılması konularını içermektedir.

Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması Eğitimi

Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması Eğitiminin amacı;

*Yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanabilecek tehlikeler hakkında bilinci artırmak,

*Bu elemanların sarsıntı sırasında kaymalarını ya da düşmelerini önlemek için alınabilecek basit ama etkili önlemleri öğretmek ve tüm bireylere, bu küçük fakat etkili adımları atarak olası tehlikeleri azaltmaları için cesaret kazandırmaktır.

Bu eğitimde önerilen yapısal olmayan tehlikeleri azaltma yöntemleri, 8 ay süren bir araştırma, deneme ve hesaplama sürecinin sonunda Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nde Amerikan Kızılhaçı ve Türkiye Kızılay Derneği’nin desteği ile birçok eğitimci ve araştırmacı ile birlikte geliştirilmiştir



Yapısal olmayan eleman hasarı nedir?

Binanın yapısal elemanları (temel, kolonlar, kirişler, döşemeler, taşıyıcı duvarlar, çatı) dışında kalan diğer kısımları ile bina içinde ve çevresindeki her türlü eşya ve donanımda meydana gelen hasarlardır.

Yapılarda hasar görebilen yapısal olmayan elemanlar şunlardır:

* Kritik sistemler ve tesisat; Binanın hizmet verebilmesi için gerekli sistemler, bağlantıları ve uzantıları (su, atık su, elektrik, haberleşme, ısıtma, havalandırma, gaz, jeneratör, transformatör, dağıtım-kontrol panelleri, yangın algılama-söndürme, acil çıkış sistem ve tesisatları vd.),

*Mimari-dekoratif elemanlar; Bina ile fiziki olarak bütünleşmiş elemanlar (tavan, kapı, baca, pencere, bölme-ara duvar, aydınlatma donanımı, dış giydirme, kaplama, saçak vd.)

*Eşya ve mobilya; Binanın ev, işyeri vs. olarak kullanım amacına göre, her bölümünde farklı fonksiyonlar için bulundurulan ya da kullanılan sabit ya da seyyar, özel ya da genel kullanım amaçlı eşya (mekanik, elektrikli, elektronik eşya ve donanım; ev, ofis, bahçe mobilyası; kültür ve sanat eserleri vb.)



Depreme Karşı Yapısal Bilinç Eğitimi

Depreme Karşı Yapısal Bilinç eğitiminin amacı, bireyleri, binaları depreme dayanıklı hale getiren unsurlar ile bilinçlendirmek, tasarımcı, inşaatçı ve kullanıcıların davranışlarının, binaların deprem güvenliğini nasıl etkilediğini göstermek ve tüm bireylere binaların depreme dayanıklı inşa edilmesinin savunucusu olmaları için cesaret kazandırmaktır.



Sivil Savunma Görevlileri-Toplum Afet Gönüllüsü ve Halkın Afete Hazırlık Eğitim Programı (SSG-TAG)

Programın amacı, mevcut müdahale kaynaklarının yetersiz kalması durumunda, afetten hemen sonra yardım için harekete geçen gönüllü kuruluşların ve bireylerin ilk müdahaleler sırasında, standart bir hareket modeli ve uygulanabilir eylem planı benimseyebilmelerini sağlamaktır.

**Toplum Afet Gönüllülerinin, afet çalışmaları sırasında iki temel işlevi vardır, profesyonel ekipler bölgeye ulaşana kadar en çok sayıda insan için en iyiyi yapmaya çalışmak ve bölgeye ulaştıklarında profesyonellere yardımcı olmaktır!!



DEPREM ÖNCESİNDE ALINACAK ÖNLEMLER

Depreme karşı hazırlıklı olmak adına yapılan deprem öncesi alınacak önlemler,

-Öncelikle tehlikenin belirlenmesi,

-Tehlikeye karşı planlama yapılması ve

-Yapılması gereken hazırlıklar başlıkların kapsamında incelenmektedir.



Tehlike ve Risk Tespiti

Depremden önce yapılması gerekenlerin başında yaşadığımız bölgenin deprem tehlikesinin belirlenmesi gelmektedir. En son 1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenmiş, 18 Mart 2018 tarih ve 30364 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır. Bu haritanın 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlükte olmasına karar verilmiştir. Türkiye’nin deprem tehlikesini ortaya koyan yeni harita, en güncel deprem kaynak parametreleri, deprem katalogları ve yeni nesil matematiksel modeller dikkate alınarak çok daha fazla ve ayrıntılı veriyle hazırlanmıştır. Haritaya göre özellikle fay hatlarını takip eden kırmızı bölgelerde yüksek deprem tehlikesinin, açık renkli gösterilen yerlerde düşük deprem tehlikesinin varlığı ortaya koyulmaktadır.

Oluşabilecek Yapısal Tehlikeler

Deprem tehlikesi nedeniyle yapıların Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak yapılması veya yapılmış olması çok önemlidir. Bölgeye uygun deprem tehlike parametresine ve deprem yönetmeliğine uygun yapılmış bir bina depremden sonra ağır hasar alabilme ihtimali olmasına rağmen, yıkılması ya da çökmesi beklenmemektedir. Binaların bir deprem nedeniyle yıkılması veya çökmesi, uygunsuz yapım tekniği veya uygun olmayan malzeme kullanımından kaynaklanmaktadır. Eğer içinde yaşadığımız binalar muhtemel tehlikeyi karşılayacak güçte yapılmamış iseler, yapılacak en iyi iş, o binadan bir an önce taşınmak olmalıdır. Günümüzde uygun teknik ve malzemeler, deprem yönetmeliğinde tanımlanmış ve inşaat aşamasında Yapı Denetim Kanunu çerçevesinde denetlenmektedir.

Binanın yapısal olarak depreme karşı dayanıklılığın belirlenmesi için ev sakinlerinin, evlerinin depreme karşı dayanıklılığını öncelikle kendilerinin kontrol etmesi uygun olmaktadır. Bunun için binanın depreme karşı dayanıklılığı konusunda fikir verebilecek bazı maddeler aşağıda verilmektedir. Eğer aşağıdaki maddelerden birçoğu oturulan konut için geçerli ise profesyonel bir depreme dayanıklılık testi yaptırılması uygun olacaktır. Aşağıdaki maddeler Tokyo Büyükşehir Hükümeti Afete Hazırlık El Kitabından, Türkiye’ye uyarlanmıştır.

Bina 1999 yılından önce mi yapılmış?

İki ya da üç kere yeni eklemeler yapılmış mı?

Binada genişletme amacıyla bir duvar kaldırılmış mı? Kolon kesilmiş mi?

Bina sel, yangın veya deprem den dolayı önemli bir hasar almış mı?

Bina, betonarmeden başka bir yapı malzemesi kullanılarak mı yapılmış?

Pencerenin en az bir tanesi tavandan yere kadar mı?

Ağır çatı malzemesi mi kullanılmış?

Yapı L veya T şeklinde mi?

Kapılar ve Pencereler kötü şekilde takılmış görünüyor mu, kolonlarda ve tabanda eğrilik var mı?

Duvarda kırıklar var mı? Balkon hasarlı mı?

Oluşabilecek Yapısal Olmayan Tehlikeler
Yapıya ait olmayan elemanlar ise binanın sağlamlığından çok, içinin kullanımıyla ve estetiğiyle ilgili elemanlardır. Çeşitli boyutlara sahip vitrinler, elbise dolapları, kitaplıklar, şifonyerler ve aynaları, portmantolar, mutfak dolaplarının kapak ve çekmeceleri, bilgisayar, televizyon, müzik seti, buzdolabı, çamaşır makinesi, elektrikli, kömürlü, odunlu, sobalar, tablolar, banyo aksesuarları, aydınlatma elemanları, raflar ve raf içinde buluna eşyalar, kombiler, havalandırma sistemleri gibi unsurlar bu elemanlara örnek olarak verilebilir.

DİKKAT: Deprem Tehlike Avı: Deprem sırasında evinizde tehlike yaratabilecek bölgeler, eşyaların, yaşamsal tehlike yaratacak, ekonomik kayıp yaratacak ve önemli eşyalar olarak öncelendirilerek sabitlenmesidir.

Deprem tehlike avı, yapısal olmayan tehlikelerin belirlenmesi için yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Deprem tehlike avı üç aşamadan oluşur.

**İlk aşamada hayati tehlike oluşturabilecek büyük eşyaların öncelikli olarak sabitlenmesidir.

**İkinci aşamada, ekonomik değeri yüksek olan plazma televizyon, bilgisayar gibi elektronik eşyaların sabitlenmesi,

**Son aşamada ise, hayatımızda önemli yeri olan tablo, biblo, antika gibi değerli eşyaların sabitlenmesidir

(Deprem tehlike avına dayalı sabitleme çalışmaları ve aile afet planı ile, yaşam alanlarımızda deprem öncesi hazırlık ve zarar azaltma çalışmaları kısmen gerçekleştirilmiş olur)



Oluşabilecek Altyapısal Tehlikeler

Deprem sonucu altyapı da meydana gelen hasarlar bazı hizmetlerin aksamasına neden olabilir. Bunlar nelerdir?

**Yolların hasarı nedeniyle ulaşımın aksaması,

**İletişim sisteminin aksaması nedeniyle haberleşememe,

**Kamu hizmetlerinin aksaması,

**Kanalizasyon borularının parçalanması sonucu su kaynaklarında kirlenmeler,

**Moloz birikintilerinden veya yetersiz hijyenden kaynaklı salgın hastalıklar…vb.



Depremin Sebep Olduğu İkincil Tehlikeler

Çoğu zamanda afete yol açan büyük depremler, başka tehlikeleri de tetikleyebilmektedir. Bu gibi tehlikeler ikincil tehlikeler olarak adlandırılmaktadır. Yangın, patlama, kimyasal ve gaz sızıntıları, su baskınları, salgın hastalıklar, çevre kirliliği, artçı depremler, elektrik çarpması, tsunami, heyelan ve çığ ikincil tehlikelere örnek olarak verilebilir.

Yardımın Geç Gelmesi Nedeniyle Oluşan Tehlikeler

Bütün dünyada felaketlerden görüldüğü üzere ilk 72 saatte yardımın en büyük kısmı yakın çevremizde bulunan insanlardan gelmektedir.

Yardımın geç gelme ihtimali için en az 72 saatlik yiyecek ve içecek ihtiyacının karşılanabilmesi gerekmektedir.



Aile Afet Planı ve Depreme Yönelik Hazırlık

Aile Afet Planı, afet öncesi yapılması gereken hazırlıkları, afet sırası için yapılması gereken hazırlıkları ve afet sonrası için yapılması gereken hazırlıkları içermektedir.

Depreme yönelik hazırlık;

**ihtiyaç malzemelerin stoklanması,

**evdeki güvenilir yerlerin belirlenmesi çıkış yollarının belirlenmesi

**tesisatların kapatılması,

**acil toplanma ve tahliye alanları,

**sosyal medyadaki önemli bilgilerin takibi, bölge dışı kişisinin oluşturulması,

**afet acil durum çantasının hazırlanması,

**mobilyaların sabitlenmesi ve

**afet ve acil durum tatbikatlarına katılım başlıklarında ele alınmıştır.



İhtiyaç Malzemelerinin Stoklanması: Malzemelerin stoklanması günlük hayatın bir parçası yapılmalıdır. Stokta bol miktarda su, yiyecek ve yeterli miktarda acil durum malzemeleri bulundurulmalıdır. Günlük hayatın akışında stoktaki malzemelerin miktarları ve kullanım süreleri takip edilmeli, kullanım süreleri dolmadan tüketilmeli ve yenileriyle değiştirmesi alışkanlık haline getirilmelidir.

Evdeki güvenilir yerlerin belirlenmesi: Bulunduğunuz mekanlarda tehlikeli olabilecek ve güvenli olabilecek noktalar belirlenmelidir. Örneğin pencere önleri, ağır aydınlatma araçlarının alt kısımları, büyük ve ağır devrilebilir eşyaların yanları, ocak gibi yangına neden olabilecek eşyaların yanları tehlikelidir. Korunabilecek güvenli alanlar ise sağlam bir masanın altı, sağlam bir koltuk ya da divanın yanı başı, yatağınızın yanı, bir köşe dibi ya da iç duvarlardan birinin yanı güvenlidir.

Çıkış yolları: Deprem öncesinde deprem anında kullanılabilecek olağan çıkışların ve belki ilk anda aklınıza gelmeyen arka kapı, pencere gibi diğer çıkışların belirlenerek değerlendirilmesi. Düşerek veya kayarak kapıları kapatabilecek eşyaların yerleri değiştirilmeli, mümkünse duvara sabitlenmelidir. Örneğin kapı arkalarında duran halılar, elektrik süpürgesi gibi eşyaların kapı arkalarında bulunması deprem sırasında kapının arkasına düşerek çıkış yollarını kapatabilmektedir.

Tesisatların kapatılması: Elektrik, gaz ve su vanalarını yerleri ve kapatma yöntemleri çok iyi bilinmeli ve evdeki tüm bireylere öğretilmelidir.

Acil toplanma ve tahliye alanları: Eve en yakın acil toplanma ve tahliye alanlarının yerlerini gözden geçirilmeli ve tüm ev halkı tarafında öğrenilmelidir

Aile toplantısı: Depreme hazırlık olarak ailenin tüm bireyleri, çocuklar da dahil bir toplantı yapmalıdır. Bu toplantıda güvenli yerler ve olası bir afette yapılacaklar belirlenerek, aile bireyleri arasında sorumluluklar paylaşılır.

Sosyal Medyadaki Alarmlar ve Önemli Bilgiler: İnternette alarmların ve önemli bilgilerin duyurulduğu yerlere üye olunmalıdır. Afete hazırlık kapsamında oluşturulmuş internet siteleri, Twitter uyarıları, haberler ve önemli bilgilerin verildiği kaynaklar bulunmaktadır.

Bölge dışı bağlantı kişisi: Bir afet sonrası telefon hatlarını kilitleneceği düşünülürse hem oturulan bölgede, hem de başkent dışında bir irtibat kişisi seçilmelidir.

Acil Durum Çantası: Deprem sonrasında, binadan tahliye olana kadar asgari ihtiyaçları içeren bir acil durum çantası hazırlanmalıdır.

Önemli eşyalar: Pasaport, tapu, araç ruhsatları, evlilik cüzdanı gibi başka önemli belgeler, plastik bir çanta içerisinde hemen toplanacak; toz ve ıslanmaya karışı korunaklı şekilde saklanmalıdır.

Mobilyaların konumları ve sabitlenmesi: Yaralanmalara sebep olmaması ve çıkış yolunu kapatmaması için mobilyaların yere devrilemeyecek veya kaymayacak şekilde yerleştirilmeli veya sabitlenmelidir.

Yapının depreme karşı dayanımı: Öncelikle ev sakinlerinin evinin depreme karşı dayanıklılığını kendisinin kontrol etmesi uygun olacaktır. Eğer şüphe duyuyorsa profesyonel bir depreme dayanıklılık testi yaptırılması uygun olacaktır.

Afet önleme tatbikat ve eğitimleri: Bölgede afet azaltma çalışmaları kapsamında Yerel afet tatbikatları veya eğitimleri düzenlenebilmektedir. Böyle eğitim ve tatbikatları takip ederek, farkındalık ve afet hazırlıklı olma becerileri geliştirilmelidir.



Deprem sırası yapılması gerekenler

  • Öncelikle kişinin kendisini koruması gerekmektedir.
  • Büyük bir depremde sakin olunmalıdır. Eğer kişi bir mobilyanın altında kalırsa veya pencerenin camı gibi düşen bir nesne kişinin kafasına isabet ederse büyük bir ihtimalle yaralanır veya hayatınızı kaybedebilir. Bu nedenle, etrafta olanlara dikkat edilirken, hızlıca koşarak düşen veya devrilen eşyalardan korunabilecek bir yer bulunması gerekmektedir.
  • Sarsıntılar geçene kadar beklemek gerekmektedir
  • Kişinin kendisini hemen dışarıya atmaması gerekmektedir. Sarsıntı sırasında kaçarken düşen ve devrilen nesneler veya kırık camlar tarafından yaralanabilir. Sarsıntılar en fazla 60 saniye kadar devam ederek yok olacaktır. Artçı sarsıntılar ilk sarsıntı kadar yüksek olmayacaktır ancak artçılar sırasında da güvenlik önlemlerinin alınması gerekmektedir.
  • Yangın tehlikesine karşı önlem alınmalıdır
  • Deprem anında ocak kullanılıyorsa, sakin olunmalı ve sarsıntı geçtikten sonra ocağın kapatılması uygun olmaktadır. Eğer yangın çıkarsa, söndürme işlemi için sarsıntının geçmesi beklenmelidir.
  • Çıkış yolunun açılması gerekmektedir.
  • Sarsıntı dindikten sonra, bir odanın penceresini, kapısını ve dış kapıyı açarak her an çıkabileceğiniz bir çıkış yolu oluşturunuz.
  • Camlardan ve duvarlardan uzak durulmalıdır.
  • Eğer kişi dışarda ise, çatılardan düşen veya kırılan camlardan veya yıkılan duvarlar nedeniyle yaralanabilir. Bu nedenle camlardan ve duvarlardan uzak durulmalıdır.
Deprem sonrasında yapılması gerekenler

Deprem sırasında güvenli bir alana kaçabildiği taktirde, sarsıntı geçene kadar orada beklemek uygun olacaktır.

Deprem geçtikten hemen sonra yapılacak ilk iş sakinleşmek olmalıdır.

Çıkış yolu istenilen an çıkılabilecek şekilde açılmalıdır.

Tüp, elektrik, su, doğalgaz kontrol edilmeli. Fişler prizden çekilmeli, sigorta gevşetilmeli ya da şalterler kapatılmalıdır.

Yangın kontrolü yapılmalı, varsa sobalar söndürülmelidir.

Depremde binayı boşaltılırken; aile üyeleri ile ev içi buluşma yerinde bir araya gelinip Afet ve Acil Durum Çantası alınarak tahliye olunması gerekmektedir.

Mevsimsel şartlara göre giysiler ve sağlam ayakkabılar giyilmesi ve önceden belirlenen tahliye yollarının kullanılması gerekir.

Elektrik, su ve doğalgaz vanalarının kapatılması unutulmamalıdır.

Binadan çıkarken, kesinlikle asansör kullanılmamalıdır.

Merdivenlerde aşırı yığılmalar oluşturacak şekilde toplanmalara müsaade edilmemelidir.

Merdivenlerden tahliye yapılırken, tutamak tarafından değil duvara yakın taraftan tek sıra halinde ve seri olarak bina dışına çıkılır.

Evde tedavi gerektiren bir hastalığı olan veya kendisine bakım konusunda zorluğu olan (yaşlılar ve engelliler), yalnız olan çocuklar var ise tahliye sırasında onların da tahliye olduğundan emin olmak gereklidir.

Kişinin önceden belirlediği buluşma yerine gitmesi; mümkün değilse güvenli bir açık alan bularak Bölge Dışı Bağlantı Kişisi’ ne haber vermesi uygun olacaktır.

Eğer enkaz altında mahsur kalınırsa yapılması gereken işlemler aşağıda maddeler halinde verilmektedir.

Paniklemeden durum kontrol edilir.

Hareket kabiliyeti kısıtlanmışsa çıkış için hayatı riske atacak hareketlere kalkışılmamalıdır.

Bilinmelidir ki kurtarma ekipleri en kısa zamanda enkaz altında kalan kişiye ulaşmak için çaba gösterecektir.

Enerjinin en tasarruflu şekilde kullanılması için hareketler kontrol altında tutulmalıdır.

Kişi el ve ayaklarını kullanabiliyorsa su, kalorifer, gaz tesisatlarına veya zemine vurmak suretiyle enkaz altında kaldığını duyurmaya çalışmalıdır.

Enkaz altında kalan kazazede sesini kullanabiliyorsa kurtarma ekiplerinin seslerini duymaya ve onlara seslenmeye çalışılmalıdır.

BÖLÜM 8: DEPREM SİGORTACILIĞI

Deprem sigortası, özellikle depremlerden muzdarip olan ve zarar görmesi olası ülkelerde değişik şekillerde uygulamadadır. Gelişmiş ülkelerde yerleşik risk ve sigorta kültürü yaygın olduğundan, gelişmekte olan ülkelere göre çok daha etkili sigorta, özellikle depremlere karşı güvence sağlayan ‘deprem sigortası’ fikri, sistemi ve işleyişi mevcuttur.

Amerika Birleşik Devletleri: Ülkenin depremlerden en çok etkilenen ve zarar gören bölgesi California Eyaletidir. Burada etkili olan fay, San Andreas Fayı’dır. Amerika Birleşik Devletleri’nde ‘all-hazard’ yani bütün afetlere karşı hazırlıklı olunması politikası esastır ve uygulanmaktadır.

Kaliforniya Deprem Kurumu (California Earthquake Authority-CEA) ülkedeki depremlerden oluşabilecek zararların azaltılması ve olası durumda hasarın karşılanması için uygulamada olan bir sigorta sistemidir. Türkiye’deki Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kuruluş aşamasında CEA sistemini incelemiş olup, iyi yönlerini ülkemizdeki deprem sigortası sistemine adapte etmiştir. CEA 1996 yılında kurulmuştur. 2017 yılı itibarı ile California’da meydana gelecek depremlere karşı 14 milyar dolar ödeme gücü vardır.

CEA;

*Toplumda deprem sigortası bilincinin arttırılmasını,

*Depremlere karşı dayanıklı binalar yapılmasını ve

*Depremlere karşı alınması gereken tedbirlerle ilgili toplumun bilgilendirilmesini amaçlar.

Japonya: Japonya, Pasifik Okyanusu’ndaki Ateş Çemberi (Ring of Fire) diye adlandırılan bölgede bulunan bir adalar topluluğudur. Ülkede deprem başta olmak üzere kasırga, tayfun, tsunami, nükleer ve insan kaynaklı tehlikeler gözlenmektedir.

Japonya’ da afet yönetim sistemleri, 1964 Niigata Depremi ve 1995 Kobe Depremleri sonucunda iyileştirilmiştir.

Japonya Deprem Reasürans Şirketi (JER) 1964 Niigata Depremi sonrasında deprem, tsunami ve volkanik patlamaların neden olabileceği zararları kapsamak amacıyla 30 Mayıs 1966’da kurulmuştur. Japonya Meteoroloji Ajansı, deprem, tsunami, heyelan, volkanik patlama gibi doğa kaynaklı afetler için hem toplumu bilgilendirme hem de mümkün olan erken uyarı sistemlerini harekete geçirmekle sorumludur.





Yeni Zelanda: Yeni Zelanda’ da 1946 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nı takiben bütün sigorta poliçelerine deprem riski eklenmiş ve hasarlar kapsama alınmıştır. 1946’da kurulan Yeni Zelanda Deprem Komisyonu deprem sigortası ve toplumun afetlere karşı kapasitesinin arttırılmasında önemli bir rol oynar.

Şubat 2011’de Christchurch şehrinde meydana gelen deprem, mevcut afet yönetim sisteminde iyileştirme ve düzenleme çalışmalarına sebep olmuştur.

Ülke olarak sigortalılık oranı ve sigorta kültürü yüksek olan Yeni Zelanda’da, bu deprem sonrasında ödenen hasar tazminatları oldukça fazladır





Çin Halk Cumhuriyeti: Çin Halk Cumhuriyeti 5000 yıllık tarihi boyunca geniş coğrafyası ve kalabalık nüfusuyla deprem, seller, savaş, fırtına, tayfun, kıtlık, tren kazası, toprak kayması, salgınlar, maden kazaları, orman yangınları gibi birçok doğa, insan ve teknoloji kaynaklı afetlerden ve acil durumlardan etkilenmiştir.

Temmuz 1976’daki Büyük Tangshan Depremi, 20. yüzyılda en fazla can kaybına neden olan kaydedilmiş depremdir. (Toplam: 250 Bin Ölü) Başka bir yıkıcı deprem ise, Mayıs 2008’te Sichuan Eyaleti’nde meydana gelmiş ve 70 Bin kişi yaşamını yitirmiştir. Wenchuan Depremi olarak da bilinir.

1971 yılında, depremlere karşı izleme, araştırma ve müdahale etme amacıyla kurulmuş olan Ulusal Deprem Yönetimi yeniden yapılandırılarak 1998 yılında Çin Deprem Yönetimi (China Earthquake Administration-CEA) adını almıştır. CEA’nın amacı depremlere karşı tedbir alma ve zarar azaltmaktır. Belediyelerde, illerde ve bölgelerde CEA’ nın birimleri ve temsilcilikleri bulunmaktadır.

Temmuz 2005’te acil durumları yönetmek üzere Acil Durum Yönetimi Ofisi (Emergency Management Office) kurulmuştur. Ülkede halihazırda bir deprem sigortası uygulaması mevcut değildir, lakin uluslararası sistemleri incelemektedirler.



Meksika: Meksika bulunduğu coğrafi konum itibarı ile jeolojik ve hidro-meteorolojik afetlere sıkça maruz kalmaktadır. Deprem, volkanik patlama, tsunami, heyelan, kasırga, orman yangınları, sel ve kuraklık başlıca olaylardır.

Meksika’da Ekonomi Bakanlığı bünyesinde Afet Önleme Fonu (FONDEN) özellikle depremlere bağlı oluşabilecek zararlara karşı kullanılmaktadır. Eylül 1985’te başkent Mexico City’de meydana gelen, yıkıcı deprem sonrasında 1986’da Meksika Hükümeti bu fonu başlatmıştır.



Filipinler: Ateş Çemberi denilen bölgede yer aldığından deprem, volkanik patlamalar, tsunami, tayfun ve terör saldırıları belli başlı tehlikelerdendir. Filipinler’de afetlerin ekonomik zararlarını azaltmak üzere Tarım Sigortası Sistemi etkin ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizdeki DASK sistemini de baz alan, kamu-özel sigorta sistemi olarak Filipinler Deprem Sigortası Kurumu’nu kurma faaliyetleri 2013 yılında Asya Kalkınma Bankası’nın desteğiyle başlamıştır.



Hindistan: Hindistan’da deprem, heyelan, tsunami, sel, muson yağmurları, tayfun, nükleer sızıntı gibi birçok değişik afete rastlanmaktadır. 2001 Gujarat (Bhuj olarak da bilinir) Depremi sonrasında mikro sigorta yöntemi ülkede ilk kez uygulanmış olup, gelir düzeyi düşük hanelerde evin hanımına ödeme yapılarak aile bütçesi desteklenmiş ve deprem sonrasında normal hayata dönüş süreci düzenlenmiştir



Pakistan: Pakistan sel, deprem, çığ, heyelan, terör saldırıları, muson yağmurları gibi çeşitli tehlikelere maruz kalan ve afet yaşayan bir ülkedir. 2005 yılında kuzeyde Kaşmir Bölgesi’nde büyük ve yıkıcı bir deprem meydana gelmiştir. Deprem sigortası uygulaması henüz mevcut değildir



Şili: Şili, Pasifik’teki Ateş Çemberi’ n de yer alan ülkelerdendir. Deprem ve tsunami riski ülkenin belli başlı maruz kaldığı iki ana risk faktörüdür.

Şubat 2010’da Şili açıklarında meydana gelmiş olan 8.8 büyüklüğündeki deprem bugüne kadar bir sismogram cihazının kaydetmiş olduğu en büyük altıncı depremdir.

Şili, ülke olarak afet ve acil durum yönetimi konusunda yüksek bilince sahip bir toplumdur. Yapı Yönetmeliği en sağlam şekilde uygulanır.

Depremlerin ekonomik kayıpları ise genellikle sigortacının sigortası diye adlandırabileceğimiz ‘reasürans’ sistemi ile en aza indirgenmektedir.



Endonezya: Endonezya’da deprem, tsunami, volkan patlaması, sel, kuraklık, kasırga, heyelan, salgın hastalıklar, terör ve sosyal çatışmalar gibi hem doğa hem teknoloji hem de insan kaynaklı afetlere sıklıkla rastlanmaktadır. Aralık 2004 de Hint Okyanusu’nda, Endonezya’nın Sumatra adası açıklarında meydana gelen 9.1 büyüklüğündeki deprem sonrası yoğun bir bölgede etkin olan tsunami sonrasında on dört ülkeden yaklaşık 250Bin kişi hayatını kaybetmiştir.

Endonezya’da Standart Endonezya Deprem Poliçesi adı verilen bir deprem sigorta sistemi mevcuttur. MAIPARK adı verilen sistem bünyesinde hem konut hem işyerlerine depremlere karşı sigorta teminatı sunmaktadır. 2015’ten beri faaldir.



İran: İran’da 2003 yılında Bam’ da meydana gelen depremde 26000 kişi yaşamını yitirmiştir. Deprem sonrası Bam şehrinin yeniden yapılandırılması yapılmış iyi çalışmalara örnektir. 2018 yılı başında Kermanşah’ da meydana gelen deprem sonrasında, devlete ait İran Sigorta Şirketi deprem sigortası sistemi için çalışmalara başlamıştır



Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 45 saniyede yaklaşık 16-20 milyar dolar ekonomik kayıp oluşturması, bunun Gayri Safi Milli Hasıla’nın % 5-7 sine denk gelmesi korkunç rakamlardır.

Buradan yola çıkarak depremlerin ekonomik kayıplarının karşılanması için dünyadaki benzer sistemler incelenmiş ve uygun görülen iki sistem olan Kaliforniya Deprem Kurumu ve Yeni Zelanda Deprem Komisyonu baz alınarak, ülkemiz şartlarına uyarlanarak, hızlı bir süreçle 25 Eylül 2000 tarihinde 587 No’lu Kanun Hükmünde Kararname ile ‘Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)’ yürürlüğe girmiştir.

18 Ağustos 2012’de ise bazı güncellemelerle 6305 Sayılı Kanun haline getirilmiştir.

DASK kar amacı gütmeyen bir kurumdur. Dünyada gelişmekte olan bir ülkede uygulamaya konulan ilk kamu özel sigorta havuzudur. Kamudur çünkü Kurum Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne bağlıdır.

Lakin operasyonel saha işlemlerini (poliçe alım satımı, hasar ödemeleri, bilgi işlem, halkla ilişkiler, eğitim faaliyetleri, reklam ve tanıtım kampanyaları vb) her beş yılda bir ihale usulüyle belirlenen özel bir sigorta şirketi yürütür. DASK’ın kurulduğu ilk devrede 2000-2005 arasında bu özel şirket Milli Reasürans’tır. Sonraki 2005-2010, 2010-2015 ve 2015-2020 için Eureko Sigorta seçilmiştir.

DASK, Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) satmaktadır. Sigorta poliçeleri 365 gün/ yani 1 yıllık poliçelerdir. Prim denilen bir ücret ödenerek sigorta poliçesi satın alınır.

ZDS sadece belediye sınırları içindeki konutlar için yapısal hasarları kapsar.

**Olası bir depremde konutta depreme bağlı oluşacak yapısal hasar;

**Deprem sonrası ikincil tehlike olarak oluşan infilağa bağlı yapısal hasar;

**Yer kaymasına bağlı yapısal hasar;

**Yangına bağlı yapısal hasar ve

**Tsunamiye bağlı yapısal hasarlar teminat kapsamı altındadır. Bunun dışındaki hiçbir kaybı DASK karşılamamaktadır.!!

Örneğin yaralanmalar, kira kayıpları, evin içindeki mobilyalarınızın hasarı, enkaz kaldırma, iş kaybı vb. kırsal bölgelerde yer alan yapılar için ZDS satın alınamamakta ancak başka tür sigorta çeşitlerine başvurulabilir.

ZDS için;

**Türkiye’deki 5 deprem tehlike bölgesi (1 en yüksek tehlikeli-5 en düşük tehlikeli) ve

**3 çeşit (yığma/kagir, betonarme ve diğer) esas olmak üzere 15 çeşit prim tarifesi uygulanmaktadır.

Yani evin bulunduğu tehlike bölgesi, yüzölçümü, bina yaşı ve bina cinsi bilgilerini girerek DASK’ın internet sayfasında (https://www.dask.gov.tr/) yıllık ne kadar deprem sigortası primi ödenmesi gerektiği hesaplanabilmektedir

Konutunuz için DASK kapsamında satın alınabilecek en fazla teminat 2018 yılında 190.000 TL’dir. Konutun bedeli bundan daha yüksekse yine depreme karşı ihtiyari sigorta satın alınabilmektedir. Bu rakam her sene Ocak ayında inşaat sektörü ve konut maaliyetleri gözönüne alınarak hesaplanmaktadır.

DASK havuzuna ilk deprem hasarı talebi 15 Aralık 2000’de Afyon Sultandağı depremi ile gelmiştir.

zamandan beri DASK 500’den fazla deprem, 22.000’den fazla hasar dosyasına yaklaşık 173 milyon TL ödeme yapmıştır. Bu rakamların içinde en büyük kısmı 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 Van Depremleri alır.

Temmuz 2018 itibarı ile ülkemiz genelinde sigortalılık oranı % 48 civarındadır. Yürürlükteki poliçe adedi 8.5 milyondur. Bu rakamlar Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir deprem meydana gelirse artış gösterir. Bunun en temel psiko-sosyolojik nedeni bireylerin risk algısıdır.

2017 yılındaki ödeme gücü 15 milyar TL’dir. % 2 oranında muafiyete sahiptir. DASK üzerinde taşıdığı riski uluslararası prestijli A ve A+ reasürans şirketlerine aktarır.