Aöf Dersleri Özetleri - Çıkmış Sorular - Sınav Soruları

AÖF Ders Özetleri Uygulamasına Hoş Geldiniz,Uygulamadan tam anlamıyla faydalanmak için üye olunuz.

Vize+Final Depolama ve Envanter Yönetimi Vize-Final Ders Özeti


admin

Administrator
Yönetici
Admin
#1
DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ

Ünite 1: Depolama

Depolamanın Önemi

Depolamanın gerçek değeri, doğru ürüne, doğru yerde ve doğru zamanda sahip olmakta yatmaktadır. Depolar, bir şirketin başarılı olması için zaman ve yer kazancı sağlamaktadır. Tedarik zincirinde, tam zamanında üretim, yalın üretim gibi sıfır stoku hedefleyen felsefelerin etkisiyle bir taraftan depolama maliyetleri ve envantere bağlanan yatırımın en küçüklenmesi istenirken diğer taraftan mamullerin dağıtım sürelerinin kısalması, istendiği anda ürünün bulunabilirliği ve teslimat güvenilirliğine bağlı müşteri gereksinimleri artmaktadır. Bu çelişen amaçlar altında doğru çözümü bulmak en önemli problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Eskiden ürüne hiçbir değer katmayan fakat kaçınılmaz bir maliyet unsuru olarak görülen depolar günümüzde, stoklama amaçlı kullanımının yanı sıra birçok tamamlayıcı hizmetin yapıldığı işlem merkezlerine dönüşmüş durumdadır.



Depolama Nedenleri

Firmalarda talep genellikle tam olarak kestirilemediğinden, bir işletmenin hiç stok tutmaması ne pratik ne de ekonomik olmaktadır. Zorunlu bir gereksinimden ziyade ekonomik açıdan bir güvence olan depolamanın sebepleri dört ana başlıkta ele alınabilir:

  • Ulaştırma ve Üretim Maliyetlerini Düşürmek Amaç, stokta tutma maliyetleri ile üretim ve ulaştırma maliyetleri arasında en iyi ekonomik dengeyi kurarak sadece yeteri kadar ürünün depolanmasını sağlamaktır.


  • Arz ve Talep Dengesini Sağlamak

  • Bir tedarik zinciri yönetimindeki en can alıcı noktalardan biri, talebin hızlı değişimine karşı arzın daha uzun sürede değişebilmesidir. Ürünlerin depolanması, talep değiştiği zaman pazardaki isteklere hızla cevap verilmesine olanak sağlamaktadır.

  • Üretim Sürecine Destek Olmak
  • Depolar sadece imalat aşaması boyunca ürünü tutmak için değil, aynı zamanda ürünlerin vergilendirildiği durumlarda satış zamanına kadar ürünü korumak amacıyla da kullanılmaktadır. Bu yolla, işletmeler ürün satılana kadar ürün üzerindeki vergileri ödemeyi erteleyebilmektedir.

  • Depoların Sınıflandırılması

  • İşleyişine Göre Depolar
  • Depolar, genel işleyiş ve niteliklerine göre, işletme depoları ve dağıtım merkezleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu iki terim çoğu kez birbiri yerine kullanılabilse de, özellikle stoklama süresinin uzunluğu yönüyle depolar farklılaşmaktadır. İşletme depolarında (veya üretim depoları) ürünler tesiste uzun süre kalırken dağıtım merkezlerinde (veya dağıtım depoları) ürünler çok daha kısa süreler için stoklanmaktadır.
  • Ürünün İmalat Aşamasındaki Durumuna Göre Depolar Depolar
  • ürünün imalat aşamasına bağlı olarak hammadde, yarı mamul ya da bitmiş ürün (nihai ürün) depoları olarak üçe ayrılırlar. Bu sayede depoda tutulan ürünler mümkün olduğunca az olmasına çalışılırken diğer yandan ürün taleplerini fazla bekletmeden karşılanması sağlanır.

  • Ürünün Fiziki Şekline Göre Depolar
  • Depolar, stoklanacak ürünün fiziki şekline göre dökme yük depoları ve parça yük depoları olmak üzere iki gruba ayrılabilmektedir. Dökme yük depoları, paketlenmeyen, şişelenmeyen, koli veya bir kap içerisinde bulunmayan kısacası herhangi bir ambalaj içerisine konulmayan ürünlerin tutulduğu yerlerdir.

  • Hava Koşullarından Korunma Durumuna Göre Depolar Depolar; nem, yağış, sıcaklık ve rüzgâr gibi hava koşullarından korunma derecesine göre, açık hava depoları, yarı kapalı (veya yarı açık) depolar ve kapalı ortam depoları olarak üç gruba ayrılırlar.

  • Mülkiyet Biçimine Göre Depolar Kullanıcının mülkiyet sahipliği durumuna göre depolar, özel depolar ve kiralık depolar olarak ikiye ayrılabilmektedir.

  • Depolama Alternatifleri
  • Mülkiyet Sahibi Olarak Depolama Mülkiyet sahibi olarak depolama, üretim yapan ve hizmet sağlayan işletmenin kendi özel deposuna sahip olarak tüm depolama faaliyetlerini kendisinin yürütmesidir.

  • Genel Depoların Kiralanması Genel depolar, depo kullanmak isteyen işletmelerin, depo ve/veya depolama hizmetlerini başka lojistik şirketlerinden kiralayarak genellikle kısa dönemler için ürünlerini stokladıkları depolardır.

  • Sözleşmeli Depolar Sözleşmeli depolar, genellikle aylık kullanım bedeli üzerinden kısa dönemler için kiralanan genel depolardan, sözleşme süresi ve koşulları yönüyle ayrılmaktadır.

  • Spot depolar Envanterin yıl boyunca merkezî bir depoda stoklanması ya da bitmiş ürünlerin imalat fabrikasından doğrudan büyük partiler hâlinde gönderilmesi yerine, az sayıda ürün, tahmini talep döneminden önce hedef pazar alanlarına yakın genel depolarda stoklanır.

  • Antrepolar Antrepolar, gümrük gözetimi altında bulunan eşyanın konulması ve muhafazası amacıyla kurulan ve kuruluşunda aranılacak koşulları ve nitelikleri yönetmelikle belirlenen yerlerdir. Serbest dolaşımda olmayan eşyanın sergilendiği fuar ve sergiler de antrepo sayılır.
  • Lisanslı Depolar Lisanslı depolar, tarım ürünlerinin standartları belirlenerek sağlıklı ve güvenli ortamlarda muhafaza ve ticari amaçla depolanması hizmetlerini sağlayan tesislerdir. Bu tür depoların kurulması, işletilmesi hem üreticiler hem de ekonomi açısından çok önemlidir.

  • Finansal Kiralama Yolu İle Depolama Finansal kiralama ile depolama, bir genel deponun kısa dönem kiralanması ve özel bir depoya uzun dönem sermaye bağlama arasında bir seçenektir.

  • Taşırken Depolama Taşırken depolama, ürünlerin, dağıtım süresi boyunca ulaştırma donanımında veya aracında stoklanması anlamına gelir. Ulaştırma biçimi ya da hizmet seçimi ile koordinasyonu gerektiren özel bir depolama biçimidir.
Sanal Depolama Sanal depolar, bir işletmenin deposunda var olduğunu bildirdiği ürünlerden sadece bir kısmının fiziki olarak stoklarında yer aldığı, diğer ürünlerin ise tedarikçi stoklarında bulunduğu bir depolama sistemidir. Müşteri tarafından istenen ürünler, varsa işletmenin kendi deposundan yoksa tedarikçi stoklarından doğrudan müşterilere gönderilir.


  • Türkiye’de Depo İşletmeciliğiyle İlgili Yasal Düzenlemeler Ülkemizde, depo işletmeciliği alanında ilk yasal girişim, kısa adı UMAT olan Umumi Mağazalar Türk A.Ş.’nin 07.05.1937 tarihinde kurulması ile başlamıştır. UMAT kuruluşunu takiben ilk şubesini Mersin’de açmış, sırasıyla İstanbul, İzmir, Samsun ve İskenderun’da şubeler kurularak faaliyete geçirilmiştir.
  • DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ
  • Ünite 2: Depolama Faaliyetleri
  • Depolama Süreçlerinin Planlanması

  • Stratejik Planlama: Stratejik planlar iki ila beş yıllık bir süreç içinde stratejik hedeflere ulaşmak için üst yönetim tarafından geliştirilen ve yönetilen planlardır
  • Taktik Planlama Zaman çerçevesi bir ila iki yıl olan taktik planlama için tanımlanan faaliyet, stratejik planın hedeflerine erişme yönünde kaynakların dağıtımıdır.
  • Operasyonel Planlama Operasyonel planlama, işletmelerin alt kademelerinde işgücü ve donanımın atama ve kontrol problemlerine yönelik, bir yıl veya daha az bir dönemi kapsayan kararların verilmesini gerektirir.

  • Acil Durum Planlaması Acil durum planlaması, depo gereksinimlerinde ya da koşullarında beklenmeyen bir durumla karşılaşıldığında depolama sistemindeki her türlü varlığın olası risklere karşı korunması ve tesisin sürdürülebilirliğini sağlaması için gerekli faaliyetlerin planlanmasıdır.
  • Depolama Sistemi Fonksiyonları

  • Stoklama Fonksiyonları
  • Tahsisli stoklamada, hangi ürünün nereye yerleştirileceği önceden bellidir. Stok hücrelerine tahsis, parça numaralarına veya akış miktarlarına bağlı olabilir. Parça numarasına bağlı tahsiste, yerler hiçbir öncelik kuralına dikkat etmeksizin, parçalara sırayla atanır.
  • Konsolide Etme (Taşımaların Birleştirilmesi) Konsolidasyon lojistik terim olarak birleştirme anlamında kullanılmaktadır. Konsolide etmek, lojistik sektöründe aynı adrese gidecek, farklı göndericilere haiz birden çok yükün ölçek ekonomisinden faydalanmak amacıyla birleştirilmesi işlemine verilen isimdir.

  • Yığın Bölme Lojistikte yığın bölmenin iki anlamı vardır. Birincisi transit geçiş yapan bir aracın bazı ya da tüm muhtevasının boşaltılması, tasnif edilmesi ve yeniden yüklenmesidir. İkincisi ise tek bir yüke ait büyük bir sevkiyatın muhtelif alıcılara dağıtılmak üzere birçok küçük sevkiyata bölünmesidir. Depolama tesisini yığın bölme işlemi için kullanmak, konsolide etme işleminin tersidir.
  • Ürün Birleştirme Ürün birleştirme, çok sayıda imalatçıdan farklı ürünleri talep eden işletmelere, ürünlerin bir depoda birleştirilip tek bir araç ile gönderilmesidir
  • Malzeme Elleçleme Fonksiyonları
  • Stok tutma birimi Malzeme elleçlemenin “birim yük” prensibine göre, bir defada taşınacak miktar mümkün olduğu kadar büyük ve standart boyutlarda olmalıdır. Bu nedenle elleçleme donanımının etkenliği, parçaların yığılarak veya toplanarak birim yük sekline sokulması yoluyla artırılır. Ufak parçaları belli büyüklükteki kutulara doldurarak, kutuları paletler üzerinde toplayarak veya çok sayıda malzemeyi bir arada paketleyerek taşımak, bir seferde çok miktarda ürünün taşınması anlamına gelmektedir
  • Birim Yük Oluşturma Araçları Doğrudan tasıma yapmayan ve tahrik güçleri olmayan bu araçların fonksiyonları, taşınacak ürünlerin belirli boyuttaki bir hacim içinde toplanmasını ve korunmasını sağlamaktır. Yardımcı tasıma araçları palet, konteyner ve taşıyıcı kaplar olarak sıralanabilir.

  • Tasıma ve Stoklama Araçları
  • Elleçlemede kullanılan araçlara örnek olarak, yükleme-boşaltma ekipmanları, paletler, transpaletler, çatallı istif araçları, konveyor sistemleri, vinçler, atlıkarınca sistemleri, asmakatlar ve otomatik stoklama ve erişim sistemleri verilebilir.
  • Depolarda Otomasyon Depo otomasyonu, emek-işgücü yoğun faaliyetleri makineleştirerek üretkenlik ve etkenliği iyileştirmeyi hedefler. Dar anlamda otomatik kontrol olarak tanımlanan otomasyon, geniş anlamda isin insan ile donanım arasında paylaşılmasıdır. Toplam isin paylaşım yüzdesi otomasyon düzeyini belirler. Düşük düzey islerin çoğunluğunun insan tarafından, yüksek düzey ise makineler tarafından yapıldığı durumu anlatır.


  • DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ
  • Ünite 3: Depo Performansının Ölçümü
  • Depo Performans Ölçümünde Yaklaşımlar Performans ölçümünde, kontrol amaçlı ve iyileştirme amaçlı olmak üzere iki yaklaşım bulunmaktadır. Kontrol amaçlı performans ölçümü, geleneksel yaklaşım olup, bir hesap tutma ve verme yöntemidir. Yapılan ölçüm sonuçlarına göre faaliyetlerin yürütüldüğü bu yaklaşımın en büyük dezavantajı, raporların geçmişe dayanmasıdır. Bu raporlar; bir şirketin nereye gittiği hakkında değil, nerede olduğu hakkında bilgi veren dokümanlardır. İyileştirme amaçlı ölçüm yaklaşımı, kontrol amaçlı yaklaşımdan farklı olarak, geriye dönüşlerden daha ziyade ileriye bakar. Sürekli iyileşme sürecinde etkili, her kesim tarafından kabul edilen ve destek verilen bir performans ölçüm sisteminin kurulması ve işletilmesi çok önemlidir. Başarılı bir performans yönetim sisteminin aşağıda sıralandığı gibi en az yedi başarı bileşeni vardır:
  • Hedefler
  • Standartlar
  • Geri Bildirim
  • Fırsat
  • Araçlar
  • Yeterlilik
  • Motivasyon


Depo Performans Göstergeleri

Envanter Doğruluğu Envanter doğruluğu, bütünleşik depo sürecinin dâhili bir ölçüsüdür. Nerede, ne stoklandığının doğru kayıtları olmadığında maruz kalınacak sorunlar; müşteri kayıpları, sonradan karşılanan siparişler, aşırı envanter, çizelge takip edememe, düşük işgücü üretkenliği, fazla mesai, aşırı taşıma maliyetleri ve yüksek stok eskimesi (değer kaybetme) olarak sıralanabilir.

Verimlilik Kullanım oranı (ödenen saatlere karşı alınan saatler), tipik olarak yönetimin ya da mevcut kaynakların ne kadar iyi kullanıldığının bir ölçüsüdür. Etkinlik (alınan saatlere karşı kazanılan saatler), çalışanların yetenek ve çabasını ölçer. Faaliyetleri için gereken standart zamanlar hesaplanmalıdır.

Alan / Hacim Kullanım Oranı Alan ya da hacim, sıklıkla imalat benzeri faaliyetler için harcandığından depolarda kıt bir kaynak olarak karşımıza çıkar.

Müşteri Hizmet Kalitesi Müşteri hizmeti, depodaki son kritik başarı faktörüdür. Müşteriler doğru ürünü, doğru miktarda, uygun koşullarda ve tam zamanında ister.



Depo Performans Etkisi

Müşteri hizmetleri: İşletme yönetiminin ilgilendiği başlıca konulardan biri olmak zorundadır. Müşteri hizmetlerine yönelik işletme hedefleri belirlenirken önemli müşterilerin çoğunluğunun bilgi ve onayının alınmasına dikkat edilmelidir.

Kontrol sistemleri: Kullanılan evraklara, verilerin nasıl elde edildiğine, veri bütünleşmesinin nasıl sağlandığına, belgelerin hazırlanmasında birbirini tekrarlayan işlemlerin yer alıp almadığına, özel siparişlerin nasıl alındığına, bilgisayar sistemlerinin nasıl kullanıldığı ve kontrollerin etkili bir şekilde sürdürülmesi için ne şekilde bir yol izlendiğine bakılarak değerlendirme yapılır.

Envanter doğruluğu: Müşteri hizmet memnuniyeti, satıcılardan tekrar tedarik işlemi, işgücü kullanım oranı ve sistem bütünlüğünün hepsi stok mevcudiyeti ve doğruluğuna dayandığından, envanter doğruluğu kritik bir faktördür.

Hacim / alan kullanım oranı: Her fonksiyonel alanın kullanım oranı, alanların büyüklüğü ve deponun toplam alanı / hacmi göz önüne alınarak deponun bütünü için kullanım oranı hesaplanır.

İşgücü üretkenliği: Kullanılan işgücünün, uygun standart ve hazırlanmış prosedürlere göre etkililiğini ölçer.

Donanım yöntemleri: Donanım tiplerinin ve donanım kullanımının uygunluğunu gösterir.

Donanım kullanım oranı: Çatallı istif arabaları, stoklama/erişim sistemleri, konveyörler, atlıkarıncalar, otomatik yönlendirilmiş araçlar gibi her donanım grubu için hesaplanır.

Bina tesisleri: Aşağıdaki temel ve kritik alanların mevcudiyeti, bulundukları yer ve kullanım oranları değerlendirilir:

  • Yükleme boşaltma kapasitesi
  • Aydınlatma
  • Personel hizmetleri (bürolar, lavabolar, dinlenme alanları vb.)
  • Yangın koruma
  • Tesis dışındaki alanlar (araç yükleme rampası, hizmet alanları vb.)
Bakım ve güvenlik: Bu konulara gösterilen dikkat ve özen tamamen profesyonellikle ilgilidir. Operasyonel, endüstriyel ve yasal düzenlemelerde yer alan performans standartları ile karşılaştırma yapılarak ölçülür.



Depolama Faaliyetlerinde İyileştirme Fırsatları

Stok seviyesi yükseldikçe envanter maliyeti ve dolayısıyla ürün maliyeti artmakta, buna rağmen müşteri talepleri daha kısa sürede karşılandığından hizmet kalitesi iyileşmektedir. Daha az stok tutuldukça envanter maliyeti düşmekle beraber, müşteri taleplerine cevap verme süresi uzadığından satış kaybı riski artmaktadır. Günümüzde depolar sadece maliyet merkezleri olmaktan çıkarak ürüne değer katan faaliyetlerin gerçekleştirildiği stratejik noktalara dönüşmüştür. Farklı kaynaklarda depoların geleceği ile ilgili öngörülerde, depoların lojistik ağındaki kritik rollerine kesinlikle devam edeceği ve özellikle aşağıda sıralanan konulara ağırlık verileceği ileri sürülmektedir:



Sipariş toplama işlemlerinin iyileştirilmesi: Sipariş toplama, depo performansında kritik rol oynayan bir faaliyettir. Lojistik yönetiminde depolar, daha iyi sipariş toplama çözümleri geliştirmeleri için yönlendirilmektedir.

Çapraz yükleme (çapraz sevkiyat): Tedarikçiden temin edilen malların depoya alınmadan tasnif edilerek müşterilerin ihtiyacına göre sevk edilmesi olan çapraz yükleme, son yıllarda yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir.

Verimlilik: Geçmişte verimliliğin anlamı “aynı işi daha az insanla daha hızlı yapmak” anlamına geliyordu. Günümüzde depolamanın ana amacı; hacim, donanım ve işgücünün mümkün olan en etkili kullanımıdır.

Depo hacmi /alanı kullanımı: Depo hacmi/alanı ile ilgili sezgisel bir kural, bir deponun yüzde seksenin üzerinde ne kadar dolu ise o kadar daha hacme/alana ihtiyacı olduğunu söyler. Bu kural, bir deponun dolu kapasitesine eriştiği ya da yaklaştığı zaman, mamulü stoklama yerine koymanın daha uzun sürdüğü gerçeğine dayanır.

Değer katan faaliyetler: Depolar artık sadece mal toplama, stoklama ve gönderme yerleri olmaktan çıkmış, müşteriye fayda sağlayan birçok hizmeti içerecek şekilde genişlemiştir. Örneğin bir bilgisayar firmasının imal ettiği yazıcılar, dağıtım merkezinde etiketsiz olarak stoklanmakta, nihai talebe göre depolarda farklı dillerde etiketlenerek dağıtım yapılabilmektedir.







DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ

Ünite 4: Tedarik Zinciri Temel Kavramlar

Tedarik Zincirinin Gelişimi Tedarik zincirinin ortaya çıkmasına ve gelişmesine neden olan en önemli etken, işletmecilik anlayışını değiştiren sanayi devrimi olmuştur. Sanayi devrimi öncesi üretim az miktarda yapılmakta ve üretilen ürünlerde üretildikleri yerde tüketilmekteydi. Üretimde makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte seri üretim ya da fabrikasyon üretimde denilen kitlesel üretime geçilmiş ve işletmelerin üretim hacimleri artmıştır. Kitlesel üretim (mass production), mevcut teknolojiye kullanarak makine ve tesislerde büyük hacimlerde standartlaştırılmış mallar üretmektir. İşletmeler rekabetinde etkisiyle yaptıkları bu çok fazla üretim ile başka pazarlara açılmak zorunda kalmışlardır. Ürünlerin üretildikleri yerden başka yerlere taşınarak daha geniş alanlarda tüketilmeye başlaması, tedarik ve dağıtım kanallarının önemini artırmıştır.

Tedarik Zincirinde Karar Alma

Stratejik kararlar: Bunlar örgütsel faaliyetleri etkileyen makro düzeydeki kararlardır. Genellikle 3 yıldan 10 yıla kadar olan bir dönemi kapsar. Bu kararların firma üzerindeki etkisi uzun süreli olmaktadır.

Taktik kararlar: Stratejik düzeyde verilen kararların uygulamaya geçirilmesinde önemli olan kararlardır. Genelde üç ay ila bir yıl arasında güncellenen kararlardır.



Operasyonel kararlar: Belirlenen amaçların gerçekleştirilmesini sağlayan mikro faaliyetler ile ilgili verilen kararlardır. Bu kararlara örnek olarak zamanlama planlaması gibi günlük verilen kararlar, teslimat kotaları, rota belirlemesi ve kamyonların doldurulup boşaltılması verilebilir.



Tedarik Zincir Türleri

Yalın tedarik zinciri, ürün akışlarının optimizasyonu için tasarlanmış bir tedarik zinciri türüdür. Yalın tedarik zincirinde zincirdeki akış mümkün olduğunca duraksamayacak, süreç herhangi bir kesintiye uğramayacak şekilde oluşturulur.

Değer: Müşteri için değer taşıyan bir ürün tasarlamak önemlidir.

Değer akışı: Ürünün üretilmesi için gerekli olanları etkili bir şekilde belirleyerek ürünü üretmek için en iyi süreci tasarlamaya çalışmaktır.

Değer akımı: Kesintileri, beklemeleri ve sapmaları ortadan kaldırarak tedarik zinciri boyunca etkin bir malzeme akışı sağlamaktır.

Çekme: Tam zamanlı üretim mantığını tedarik zincirine uyarlayarak ürünü yalnızca müşteriden talep geldiğinde üretmektir.

Mükemmellik amacı: İsrafa neden olan alanları ortadan kaldırmaya çalışarak sürekli iyileştirme çalışmalarında bulunmaktır.

Çevik tedarik zinciri, beklenmeyen değişikliklerine hızlı cevap vermeyi temel almaktadır.

Melez tedarik zinciri, yalın ve çevik tedarik zincirlerinin karışımından oluşmaktadır. Genelde siparişe göre üretimi benimsemektedir. Melez tedarik zincirinde genelde ürün talepleri oldukça doğru olarak tahmin edilir



Tedarik Zinciri Üyeleri

Üreticiler: Tedarik zinciri içerisinde üreticilerin amaçları şu şekilde sıralanabilir;

  • Bir imaj geliştirmek,
  • Yeni ürün tanıtımını hızlı bir şekilde gerçekleştirebilmek,
  • Lojistik zincirini etkileyebilmek,
  • Rekabet avantajı sağlamak,
  • Talep davranışlarının gerçekçi olarak ve daha iyi anlayabilmektir
Dağıtımcılar: Tedarik zincirinde dağıtım sadece nakliye ve depolamadan ibaret değildir. Talep yönetimi dağıtımın başarısının en temel unsurudur. Talep yönetimi, müşteri siparişlerinin öngörülmesi ve karşılanması sürecidir.

Perakendeciler: Perakendeciler, toptancılardan ve dağıtımcılardan kendilerine gelen ürünleri tüketicilerin istedikleri ölçülerde küçük parçalara ayırarak tüketicilere ulaştıran tedarik zinciri üyeleridir.

Müşteriler: Bir işletmeden düzenli aralıklar ile alışveriş eden kişilere müşteri denir. Tedarik zinciri içerisinde bir önceki aşamadan herhangi bir ürün talep eden işletmeleri ya da kişileri kapsamaktadır.

Lojistik Hizmet Sağlayıcılar: Lojistik hizmet sağlayıcılar, zincir üyelerine hizmet üreten ve bu hizmetleri belli bir bedelden satan işletmelerdir.

DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ

Ünite 5: Tedarik Zinciri Yönetimi



Tedarik Zincirinin Yönetiminin Tanımı

Tedarik zinciri yönetimi (TZY) doğru ürünün, doğru zamanda, doğru yerde, doğru fiyatla müşteriye tüm tedarik zinciri içerisinde mümkün olan en düşük maliyetle ulaşmasını sağlayan malzeme, bilgi ve para akışının bütünleştirilmiş yönetimidir. Tedarik zinciri yönetimi tedarik zinciri içerisinde bulunan temel iş süreçlerinin entegrasyonunu sağlayarak müşteri memnuniyetini artıracak stratejiler ve iş modelleri oluşturmaktadır. Tedarik zincirini iyi yönetilmesi işletmelerin verimliliklerini olumlu yönde etkilemektedir. İşletme bu sayede fazla kaynak kullanımını azaltmakta ve elde edilen kaynak tasarrufu daha fazla verim elde edilebilecek alanlara yatırım olarak yönlendirilerek işletmenin gelirleri artırılabilmektedir.

Tedarik zinciri yönetiminin yaygınlaşmasına neden olan gelişmeler şu şekilde sıralanabilir:

  • İşletmelerin daha sık dış kaynak kullanımı uygulamaları,
  • Küreselleşmenin tedarik zinciri uzunluğunu ve karmaşıklığını artırması,
  • Rekabet koşullarının zorlaşması nedeniyle işletmelerin stok maliyetlerinden kaçınmak istemesi,
  • İşletmelerin tedarikçilerini de küresel boyutta düşünmesi,
  • Tam zamanında üretim ve teslimatın önem kazanması,
  • Özelleştirme uygulamalarının daha yaygın hale gelmesi,
  • Lojistik yönetimi programlarının gelişmesidir.
Tedarik Zinciri Yönetimi ve Lojistik Yönetim İlişkisi

Lojistik yönetimi, müşterilerin istek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere ürünlerin üretildiği noktadan son kullanıldığı tüketim noktasına kadar olan tedarik zinciri içindeki malzemelerin, servis hizmetlerinin ve bilgi akışının etkin ve verimli bir şekilde ileriye ve geriye doğru hareketini ve depolanmasını planlayan, uygulayan ve kontrol eden tedarik zinciri sürecinin bir parçasıdır. Lojistik yönetimi ile tedarik zinciri yönetimi, çalışma alanlarının yakınlığı nedeni ile sık sık birbiriyle karıştırılmaktadır. TZY ile lojistik yönetimini birbirinden ayrı düşünmek mümkün olmamakla birlikte bu iki kavram birbirinden farklıdır. Tedarik zinciri; bir ürünün üretiminin ilk basamağı olan hammadde tedarikinden nihai ürün haline gelip tüketiciye ulaştırılmasından sonraki faaliyetleri de içerecek şekilde zincir içerisindeki tedarik, üretim, nakliye, depolama, satış, satış sonrası hizmetler olmak üzere tüm faaliyetleri yerine getiren işletmelerin tamamını kapsamaktadır. Tedarik zinciri yönetimi, zincir içerisindeki bu üyelerin arasındaki ilişkilerin yönetilmesini ifade etmektedir. Lojistik ise tedarik zinciri boyunca malzemelerin hareket etmesi ya da durması için yapılması gerekli tüm işleri ve bu zincir boyunca malzemelerle birlikte akış halinde bulunan bilgi ve riskin yönetimini kapsamaktadır.





Tedarik Zinciri Yönetimi İş Süreçleri

Sekiz tedarik zinciri iş süreci bulunmaktadır. Bu süreçler:

  • Müşteri İlişkileri Yönetimi
  • Müşteri Hizmetleri Yönetimi
  • Talep Yönetimi
  • Sipariş İşleme
  • Üretim Akış Yönetimi
  • Tedarikçi İlişkileri Yönetimi
  • Ürün Geliştirme ve Ticarileştirme
  • İadelerin Yönetimi
Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Önemi

Bilginin bunun dışında tedarik zincirine sağlamış olduğu yararlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Tedarik zinciri içerisindeki değişkenliği azaltmaya yardımcı olur.
  • Tedarikçilerin daha iyi tahminler yapmasına ve pazarlama ve tutundurma değişikliklerini daha iyi hesaplayabilmelerine yardımcı olur
  • . • Üretim, dağıtım sistem ve stratejilerinin koordinasyonunu mümkün kılar.
  • Perakendecilerin müşterilerine sunduğu hizmet kalitesini arttırır.
  • Perakendecilerin tedarik problemlerine daha hızlı cevap verebilmelerini ve değişikliklere daha hızlı uyum sağlayabilmelerine olanak tanır.
  • Teslim sürelerinin kısalmasını sağlar.
  • Karar alma süreçlerini iyileştirir.
  • Maliyetleri düşürür.
  • Tedarik zinciri içerisindeki gereksiz eylemleri azaltır.
  • Gereksiz fiziksel stok bulundurulmasını engeller.
  • DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ
  • Ünite 6: Envanter Yönetimi
  • Envanter ve Stok Kavramları

  • Envanter ve stok kavramları birbirine çok yakın kavramlar olmakla birlikte, aralarında farklılık bulunmaktadır. İhtiyaç duyulana kadar muhafaza edilen her türlü malzeme stok olarak adlandırılır. Envanter kavramı ise genellikle, stoklarda yer alan malzemelerin tamamını ifade etmek için kullanılmaktadır. İşletme içindeki her stok kalemi işletme envanteridir. En genel tanımla envanter, müşteri taleplerini karşılamak üzere işletmeler tarafından sahip olunan parçaların tamamıdır. Buna göre envanter;

  • İşin normal akışı gereği satış amaçlı bulundurulan varlıklar
  • b. Üretim sürecinde satış amaçlı üretilen varlıklar ve
  • Ürünlerin veya hizmetlerin satışa hazır hâle getirilmesi sürecinde kullanılmak üzere bulundurulan varlıkların toplamından meydana gelmektedir.
Envanter Türleri

• İşlem öncesi stoklar: Bir ürünün elde edilmesinde kullanılan gerekli bileşenlerin işlenip ürüne dönüşmesinden önceki durumunu ifade eder.

  • Hammaddeler: Üretim sürecinde kullanılan ilk madde ve malzemelerdir. Hammaddelerin belirli bir ürünün parçası hâline gelebilmeleri için işlemden geçmeleri gerekir. Örneğin, mobilya üretiminde kullanılan kereste bir hammaddedir.
  • Yedek parçalar: Üretim sürecinde kullanılan makine ve teçhizatın işlemez duruma gelen bölümlerinin yerine konulacak parçalardır.
  • Satın alınan montaj parçaları: Ürünleri oluşturan kısımların birleştirilmesi ve ürünlerin tamamlanması için kullanılan parçalardır. Bunlar civata, somun gibi basit fakat çok kullanılan parçalar olabilecekleri gibi elektrik motoru, dişli kutusu ve jeneratör gibi mamullere monte edilen karmaşık mamuller de olabilmektedir.
  • İşletme malzemeleri: İşletmelerin faaliyet ve üretim işlemlerinin yürütülmesi amacıyla kullanılan ve mamul bünyesine girmemekle beraber hammaddelerin mamullere dönüşmesinde rol oynayan esas ve yardımcı maddeler dışındaki maddi unsurlardır.
İşletmelerde Envanter Bulundurma Nedenleri

Belirsizlik faktörü: Talep tahminlerindeki hatalar, işçi grevleri, değişken üretim, yüklemedeki gecikmeler gibi işletmenin karşılaşabileceği birçok belirsizlik talep ve tedarik arasındaki dalgalanmaları artırarak üretimin kesintiye uğraması, üretim araçlarının atıl kalması, potansiyel satış imkânlarının kaçırılması gibi riskler oluşturmaktadır.

Talepteki dalgalanmalar: Bir işletmede stok bulundurmanın temel nedenlerinden en önemlisi arz ve talep arasındaki uyumsuzluktur.



Tedarik sürecine ilişkin olası aksaklıklar: İşletmeler tedarikçiye sipariş ettikleri malların tesliminde gecikmelerle karşılaşabilmektedir. Teslimat zamanından sapmalar, sipariş edilen ürünün tedarikçinin stoklarında bulunmamasından kaynaklanan beklemeler, sipariş belgelerinin kaybolması, yanlış veya kusurlu mal gönderilmesi gibi birçok farklı nedenle sipariş edilen malların işletmeye ulaşması gecikebilmektedir.

Miktar iskontosu avantajlarından yararlanma ve daha düşük sipariş maliyeti: Üreticiler genellikle yüklü miktarlarda alımlar yapan müşterilerine çeşitli iskontolar uygular. İşletmeler bu fiyat avantajlarından faydalanabilmek için mal alımlarını yüklü miktarlarda gerçekleştirme yoluna gider.

Değişen pazar koşullarına uyum sağlama: İşletme yöneticileri pazarda koşullarında meydana gelebilecek değişikliklere karşı hazırlık olmak için tedbirler almak durumundadır.

İşletme faaliyetlerinin sürekliliğini sağlama: Üretim sürecinde aksaklıklar yaşanmaması için işletmede belirli miktarda stok bulundurulması gerekmektedir. Stoksuzluk nedeniyle üretim sürecinde meydana gelecek aksamalar işletme maliyetlerinin artmasına neden olacaktır.

Firma Prestiji: İşletme bünyesinde belirli düzeylerde envanter bulundurulması müşteri ihtiyaçlarının tam zamanında ve eksiksiz karşılanabilmesini sağlayacağından işletme, müşterinin zihninde güvenilir ve güçlü bir imaj çizecektir.



Envanter Yönetimi

  • İsabetli satış tahminlerinde bulunulması: Talebin miktar ve zamanının doğru olarak tahmin edilmesi ve stok kararlarının buna göre alınması, stok politikasının buna göre belirlenmesi envanter yönetiminin etkin hâle getirilmesinde önemli bir adımdır.


  • İşletme envanterinin müşteri taleplerini zamanında ve tam olarak karşılamasını sağlayacak bir plan geliştirmesi: İşletmenin müşteri taleplerini karşılamada sürekli olarak yetersiz kalması durumunda, müşteriler taleplerini karşılayacak başka işletmelere yönelir.

  • İhtiyaç duyulan ticari emtianın ihtiyaç duyulduğu anda temin edilebilmesi için kritik öneme sahip tedarikçilerle ilişkiler kurulması: Envanterin etkin yönetimi için gerçekleştirilecek uygulamalardan biri de tedarik sürelerinin sistematik hâle getirilmesidir

  • Gerçekçi stok devir hızı hedefleri belirlenmesi: Müşteri memnuniyetini değerlendirmek ve işletme envanterini izlemek, işletme yöneticilerinin değişik türdeki envanter kalemlerinin satış eğilimine ilişkin tahminler yapmasına olanak tanıyacaktır.


  • Gerçek envanter bulundurma (taşıma) maliyetinin hesaplanması: Çoğu işletme sahibi envanter bulundurmanın gerçekte ne kadar maliyetli olduğunun farkında değildir. Envanter maliyetlerinin sadece depolama maliyetleri olarak ele alınması durumunda yapılan hesaplamalar hatalı sonuçlar ortaya koyabilecektir.


DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ

Ünite 7: Envanter Kontrol Sistemleri ve Yöntemleri

Envanter Kontrolünün Faydaları

Etkili bir envanter kontrolünün işletmeye sağlayacağı faydaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  • Tedarik, üretim ve teslimat faaliyetlerinin etkinliğinin artması ile pazardaki değişmelere uyum yeteneği artar.
  • Ürünlerin ve hizmetlerin zamanında tesliminin sağlayarak müşterilerle olan ilişkileri geliştirir. Envanter kontrolünün amacı, işletmenin isteklerine uygun olarak gerekli miktar ve kalitede stoku gerekli zamanda, en düşük yatırım tutarına yol açacak şekilde bulundurmaktır.
  • Gereksiz malzemelerin envanterde bulundurulması önlenerek önemli oranda maliyet tasarrufu sağlanır.
  • Stoksuzluk nedeniyle ortaya çıkan aksaklıkların ve maliyetlerin (üretimin durması, müşteri taleplerinin karşılanamaması vb.) önüne geçilir.
  • Envanterde aşırı stok bulundurulması önlenir.
  • Çalışma sermayesinin etkin bir biçimde kullanılmasını sağlar.
  • İşletmeye gelen malzemeler üzerindeki kontrol eksikliğinden kaynaklanan stok kayıpları önlenir.
  • Malzemelerin depolara uygun biçimde stoklanmaları ve sürekli biçimde izlenmeleri nedeniyle bozulma, fire ve benzeri kayıplar en aza indirilir.
  • Talep dalgalanmalarının olumsuz etkisi azaltılır.
  • Stok kayıtlarının işletmenin bütün bölümlerini (satın alma, üretim, pazarlama, finans, muhasebe) kapsayacak şekilde kullanılmasını sağlar.
  • Etkin bir üretim planlaması, ekonomik tedarik süreci, başarılı muhasebe ve mali raporlama sistemi için güvenilir temel oluşturacak bir stok dengesi elde edilir.
Envanter Kontrol Sistemleri

Sürekli Envanter Sistemi (Sabit Sipariş Miktarı Sistemi) Sürekli envanter sisteminde her sipariş zamanında önceden belirlenmiş sabit bir miktar sipariş edilir. Her seferinde eşit büyüklükteki partiler hâlinde sipariş verilmesine karşılık, siparişler arasında geçen süre kullanım hızına bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Dönemsel Envanter Sistemi (Sabit Zaman Aralıklı Sistem) Sabit zaman aralıklı veya sabit sipariş dönemli envanter sistemi olarak da adlandırılan dönemsel envanter sisteminde iki sipariş arasında geçen zaman sabittir. Başka bir deyişle, siparişler sabit aralıklarla verilir. Dönemsel envanter sistemini kullanan işletmelerde, mevcut envanter düzeyi belli aralıklarla gözden geçirilmekte, istenilen envanter düzeyi belirlenmekte ve belirlenmiş hedef envanter seviyesine ulaşmak için gerekli miktarda sipariş verilmektedir.

Sürekli Envanter Sistemi ve Dönemsel Envanter Sisteminin Karşılaştırılması Sürekli envanter sistemi ile dönemsel envanter sistemi arasındaki temel farklılık, stok dışı kalmanın önlenmesi için gerekli sürenin uzunluğudur. Sürekli envanter sisteminde, yalnızca tedarik süresince stok dışı kalmaktan korunma ihtiyacı doğmaktadır.

Tam Zamanında Üretim Sistemi

Tam zamanında üretim (TZÜ) yaklaşımı, değişik türden müşteri taleplerini daha düşük maliyetle ve daha yüksek kalitede üretim yaparak karşılamaya yönelik olarak ortaya çıkmış bir üretim sistemidir. TZÜ sistemi, 1940’lı yılların ikinci yarısında Toyota Motor Fabrikasında, Taiichi Ohno ve meslektaşları tarafından, kaynakları mümkün olan en düşük maliyetle ve optimum kullanabilmek amacıyla geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuştur.



Tam Zamanında Üretim Sisteminin Amaçları TZÜ felsefesinin amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Üretimdeki kesintilerin ortadan kaldırılması: Üretim sürecindeki kesintilere düşük kalite, ekipman arızaları, üretim programı değişiklikleri ve geç teslimatlar gibi çeşitli faktörler neden olmaktadır. Bütün bu sorunlar mümkün olduğunca azaltılmalıdır.

Üretim sisteminin esnekleştirilmesi: Esneklik, üretimin dengesini ve hızını bozmadan talep değişmelerine ve ürün çeşitlemelerine anında yanıt verilebilmesini ifade etmektedir. TZÜ sistemi, bilgisayar destekli esnek tezgahları devreye sokarak, üretim ön sürelerini azaltarak ve çok yönlü işçiler istihdam ederek bu amaca ulaş- maya çalışır.

Hazırlık ve üretim zamanlarının azaltılması: TZÜ yaklaşımında değer katılmayan süreçlerin nedenleri ve azaltım yolları araştırılır. Kısaltılması amaçlanan zaman dilimleri; kontrol süresi, bulundurma süresi, tezgah hazırlık süreleri, departmanlar arası mamul akış süreleri ve depolama süresidir.

Stokların en aza indirilmesi (Sıfır stok): TZÜ yaklaşımı maliyetleri (bulundurma maliyetleri, depolama maliyetleri v.b.) azaltmanın ve rekabet gücünü artırmanın en önemli koşullarından biri olarak stokların ortadan kaldırılmasını gösterir.

İsrafın yok edilmesi (Sıfır israf): TZÜ sistemi israfı “üretim için kesinlikle gerekli olan asgari ekipman, malzeme, parça ve çalışma süresi dışındaki her şey” olarak tanımlamıştır. Bu, hiçbir üretim fazlası ve güvenlik stoku olmaması anlamına gelir.

Tam Zamanında Üretim Sisteminin Faydaları

TZÜ Sisteminin faydalarını aşağıda biçimde sıralayabiliriz;

  • Stoklara yapılan yatırım tutarlarının azalması,
  • Stokların bulundurma maliyetlerinin azalması,
  • Depolama ve üretim alanları için daha az yatırım yapılması,
DEPOLAMA VE ENVANTER YÖNETİMİ

Ünite 8: Envanter Karar Modelleri

Envanter Maliyetleri

Satın Alma Maliyetleri

Hammadde ve her türlü malzemenin alınması sırasında katlanılan maliyettir. Malın kendi maliyeti olarak da ifade edilir. Tüm satın alma fiyatları, ithalat vergileri ve diğer vergiler (işletme tarafından vergi makamlarından geri alınabilir olanlar hariç), nakliye, işleme ve direkt olarak malın elde edilmesine atfedilebilecek olan diğer maliyetler satın alma maliyetlerini oluşturur.

Sipariş Verme Maliyetleri

İşletme ihtiyaç duyduğu maddeleri üretmek suretiyle kendi içinden veya satın almak suretiyle diğer işletmelerden temin edebilir. Eğer işletme ihtiyaç duyduğu maddeleri üretmek suretiyle kendi bünyesinden temin ediyor ise, bu durumda makinelerin ayarlanması, teçhizatların hazırlanması gibi maliyetlere katlanır.

Envanter Bulundurma (Taşıma) Maliyetleri

Bir birim maddenin belirli bir zaman aralığında, stokta tutulmasının maliyetidir. “Elde Bulundurma Maliyeti” veya “Stok Tutma Maliyeti” olarak da adlandırılmaktadır. Envanter bulundurma maliyetini oluşturan en önemli unsur, stok kaleminin alınması için harcanan paranın alternatif (fırsat) maliyetidir.

Stoksuzluk Maliyetleri

Stok Dışı Kalma Maliyetleri” veya “Elde Bulundurmama Maliyetleri” olarak da adlandırılır. Stoksuzluk maliyetleri, mevcut bir talebin stoklardan karşılanamaması durumunda ortaya çıkan ve işletmenin stoklardan karşılanamayan talep miktarına ulaşıncaya kadar geçirdiği zaman dilimiyle oluşan maliyetlerdir. Stoksuzluk, ya siparişlerin zamanında karşılanamaması ve müşterilerin bekletilmesi ya da satış kaybı ile sonuçlanır.

Temel Ekonomik Sipariş Miktarı (EOQ) Modeli

Envanter karar modelleri içinde en eski ve en yaygın kullanılan model, Ekonomik Sipariş Miktarı (Economic Order Quantity-EOQ) modelidir. Ekonomik sipariş miktarı modeli, ilk defa 1915 yılında Ford W. Harris tarafından tasarlanıp uygulanmıştır.



Ekonomik Üretim Miktarı (EPQ) Modeli

Ekonomik üretim miktarı modelinde, ekonomik sipariş miktarı modelinden farklı olarak, sipariş verme maliyeti yerine üretime hazırlık maliyeti söz konusu olmaktadır. Bu modelde de, envanter bulundurma maliyetleri dikkate alınmaktadır. Ekonomik üretim miktarı modeli, bazı varsayımlara dayanır. Söz konusu varsayımları aşağıdaki biçimde sıralayabiliriz:

  • Model sadece bir ürün için geçerlidir.
  • Yıllık talep bilinmektedir.
  • Tüketim (talep) sabittir ve sürekli biçimde devam etmektedir.
  • Üretim hızı sabittir ve talep hızından yüksektir.
  • Tedarik süresi değişken değildir.
  • Miktara bağlı indirim yoktur.