Aöf Dersleri Özetleri - Çıkmış Sorular - Sınav Soruları

AÖF Ders Özetleri Uygulamasına Hoş Geldiniz,Uygulamadan tam anlamıyla faydalanmak için üye olunuz.

Final Çağdaş Türk Edebiyatı 2 - 7. Ünite Özeti


#1
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATLARI II ÜNİTE 7
BALKANLARDA TÜRK EDEBİYATI

Balkanlardaki Türk varlığı çok eskiye dayanmaktadır

Milattan sonra IV yy sonunda Hunlar Balkanlara inerek bu bölgenin kaderinde önemli rol oynadılar
XIII yy ortalarında Moğol istilasından kaçan Anadolu Türklerinden Sarı Saltuk ile sonra onun adı ile anılan diğer Türkmen aşiretleri de Balkanlara geçerek Dobruca, Babadağ ve Deliorman bölgelerine yerleştiler ve ilk Müslüman Türk cemaatlerini meydana getirdiler

Osmanlı Türkleri 14 yüzyılın ortalarında Balkanlara ilk adımlarını attılar Balkanlarda Osmanlı hâkimiyeti XIII yy başından itibaren, Karlofça anlaşmasından sonra zayıflamaya başladı

Osmanlı hâkimiyeti zamanında Balkan şehirleri: Silistre, Priştine, Prizren, Filibe, Üsküp, Sofya, Kırcali, Varna, Burgaz, Saraybosna, Serez, Manastır, Selanik, Belgrad, Şumnu, Bükreş, Köstence ve Razgrat önemli kültür merkezi haline geldiler,

1912 yılı itibarıyla Makedonya, Batı Trakya ve Bulgaristan’ın bazı bölgelerinden çekilmek zorunda kalınca Türklerin Balkanlardaki hâkimiyeti sona erdi

Osmanlıların Balkanlardan çekilmesiyle eski Osmanlı toprakları üzerinde kurulan: Yunanistan, Romanya, Sırbistan (İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sırbistan toprakları üzerinde kurulan Yugoslavya) Bulgaristan ve Arnavutluk sınırları içinde azınlık olarak 3-4 milyon Müslüman Türk kaldı.

Bulgaristan Türk Edebiyatı Osmanlı İmparatorluğu ile Çarlık Rusya arasında yapılan 93 savaşından sonra 3 Mart 1878 tarihinde Berlin antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu topraklarından koparılan topraklar üzerine Bulgaristan adı altında yeni bir Balkan devleti yaratıldı

Bu gün nüfusu sekiz milyon olan Bulgaristan’da yaklaşık iki milyonu aşan Türkler, Balkanlarda en kalabalık Türk topluluğunu oluşturmaktadırlar 1944-1989 en verimli olduğu yıllardır

DİKKAT
Haskovalı öğretmen Ahmet Şevki 1928 yılında yeni harflerle ilk “Alfabe” kitabını yayımladı

Tarihi süreç içinde Bulgaristan Türklerinin edebiyatını üç büyük döneme ayırıyoruz

Birinci dönem Bulgar Krallığı Dönemi Balkan savaşları, göçler birinci ve ikinci dünya savaşlarının ekonomik yıkıntıları edebiyatım gelişmesinde önemli mevzular gündeme getirirken gerçekleştirilen askeri darbeler de basının ve edebiyatın zayıflamasına zemin hazırladı. Bu dönemde şiir, makale ve denemeler arasında şiir ön planda yer aldı Abdullah Meçik, Mehmet B. Perim, Mustafa Alyanak, Muharrem Yumuk, Mehmet Fikri, Mustafa Oğuz, Osman Sungur Keskioğlu.

İkinci dönem: Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Dönemi Bulgaristan’da sosyalist yönetimin hâkim olduğu dönem. Bulgaristan Türkleri edebiyatının hem en verimli olduğu hem de en büyük darbeleri aldığı dönemdir

Üçüncü Dönem 1989’dan günümüze kadar (Bulgaristan Cumhuriyeti) Bulgaristan Türkleri edebiyatında, şiir her zaman ön planda gelmiştir. 1960 yıllarından sonra öykü, roman, piyes,
eleştiri ve diğer türlerde eserler verenleri aşağıdaki gibi sınıflayabiliriz

Öykü yazarları Selim Bilal, Kemal Pınarcı, Süleyman Gavaz, Muharrem Tahsin, Ahmet Tımış, Kazım Memiş, Yusuf Ahmet, Ali Kadir, Hüsmen İsmail, Mehmet Beytullah, Halim H. Halim, Ömer Osman, Sabri M. Con, İslam Beytullah, Kadir Osman, Mehmet Ahmet, Mustafa Bayramali, Mehmet Kocamusafa, Mümin Hatip, Ahmet Apti, İbrahim Mustafa, Fahri Tahir, Mehmet Halil, Hakkı İsmail, Kaşif Kasap ve Lamia Varnalı. Roman Yazarları: Sabri Tata, Halit Aliosman, İshak Raşit. Piyes yazarları: Yusuf Kerim, İsmail Bekir, Ali Derviş, Hüseyin Merdan ve Beyhan Nalbant Eleştiri, dil ve edebiyat araştırmalarında: Rıza Mollov, İbrahim Tatarlı, Mefküre Mollova, Şükrü Tahir, İshak Raşit, Hayriye Memova, İbrahim Beyrulla, Emil Boev ve Hüseyin Mahmut Çocuk edebiyatında: Nevzat Mehmet, Celil Yunus, Nadiye Ahmet, İsmail Yakup Mizahta: Mehmet Bekir, İsmail İbişoğlu, Turhan Rasi, İsmet Osman, Mustafa Keloğlan, Ali Durmuş ,Sait Kerim, Ali Riza, Latif Karagöz, Tahsin Kara, Raif Taib, Osman Muharrem, Nevzat Halit ilk akla gelen isimlerdir

1992 yılında Kuzey Bulgaristan’ın Razgrat şehrinde Servet Tatar’ın başkanlığında Deliorman Türk Yazarlar Birliği, Güney Bulgaristan’ın Kırcali şehrinde Aliş Sait’ in başkanlığında Arda adlı Türk yazarlar birliği kuruldu

1993 yılında da Şumen şehrinde Türkolog Resmi Şerif başkanlığında “Türk Dilini Koruma Derneği” kuruldu. Bunlara paralel “Işık”, “Hak ve Özgürlük”, “Zaman”, “Güven”, “Sabah”, “Kırcali Haber” ve “Ses” adlı gazeteler, “Ümit”, “ Kaynak” , “Kalem”, “Müslümanlar”, “Deliorman”, “Hoşgörü”, “Gönül”,“Balon” adlı dergiler, “Filiz” “Cır–Cır” “Hilal” adlı çocuk dergileri yayım hayatında yerlerini aldılar

Yıllarca kan kaybeden Bulgaristan Türkleri edebiyatı yeni bir kalkınma dönemine girdi, bu dönemde aktif yazan yaratıcılardan ilk akla gelen yazar ve şairler şunlardır: Mustafa Çete, Ali Tiryaki, Hüseyin Köse, Haşim Akif, Naim

Bakoğlu, Nevzat Yakup, Nurten Remzi, Fehim Hüseyin, Durhan Mahmut, Saffet Mustafa, Mukaddes Akman, Nefise Habip, Fatma Hüseyin, Haşim Semerci, Habil Kurt, Hasan Üzeyir, Resmiye Mümün, Kamil Topçu ve Osman Solak Makedonya Türk Edebiyatı Makedonya topraklarında Kuman, Kıpçak ve Avar boylarının bıraktıkları izleri köy ve dağ adlarında görebiliyoruz

Balkan savaşından sonra Osmanlı topraklarından ayrılan Makedonya önce Sırbistan Krallığı ve daha sonra da Yugoslavya sınırları içinde varlığını sürdürdü.

Üsküp Kalkandelen Gostivar Kocacık Ohri Manastır Resna yerleşen Türkler göçlere rağmen bu gün de orada varlıklarını sürdürmektedirler ve o şehirler hâlâ önemli Türk kültür merkezleri olarak yaşamaktadır

Makedonya 8 Eylül 1991 yılında bağımsızlıga kavuştu. Nüfuzu 2 milyon olan küçük bir Balkan ülkesidir

Türkler Makedon ve Arnavutlardan sonra üçüncü kalabalık etnik grup olarak varlıklarını sürdürmektedirler

Birlik” adlı haftada bir defa yayımlanan çok sayfalı gazete yayın hayatına girdi.

Onu “Sesler” adlı edebiyat ve fikir dergisi izledi. Daha sonra “Sevinç” ve “Tomurcuk” Dergileri de yayın hayatında yerlerini aldılar. “Yeni Yol”, kültür ve sanat derneği kuruldu. Türkçe radyo yayınları
başladı, Üsküp Türk tiyatrosu faaliyete geçti

Makedonya Genç Türk Yazarların Eserleri”, adlı ilk antoloji yayınlandı Hüseyin Süleyman, Şükrü Ramo, Abdülfettah Rauf, Mahmut Kıratlı, Lütfi Seyfullah, Mustafa Karasan, Necati Zekerya, Fahri Kaya, Nusret Dişo, İlhami Emin, Enver Tuzcu, Recep Murat Bugariç, Sabit Yusuf, Fahri Ali, Esat Bayram, Selma Ahmet, Avni Engüllü, Suat Engüllü.yazarlarıdır

Günümüzde haftalık, “Yeni Balkan” gazetesi, aylık “Vardar” , “Köprü” dergileri Üsküp’te, “Hikmet” adlı ilmi araştırma dergisi de Gostivar’da yayın hayatını sürdürmektedir

Yeni neslin önde gelen şair ve yazarları; Bekir Adi, Melahat Engüllü, Leyla Şerif, İrfan Bellür, Esra Süleyman, Hakan Şerif, Hüsref Emin, Rıfat Emin, Biba İsmail, Zeynep Hüseyin, Enver İlyas vb. eserlerini Türkçe yazmaya devam etmektedirler

Kosova Türk Edebiyatı Osmanlıların Balkanlara ilk adımlarını attığından beri Kosova Türk kültürünün ve edebiyatının önemli merkezlerinden biri olarak bilinmektedir.

Kosova, Balkan Savaşı’ndan sonra Osmanlı topraklarından koparıldı, Sırbistan’a verildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yugoslavya’da özerk bir bölge olarak kaldı Büyük göçlere rağmen o topraklarda kalan Türkler “Evladı Fatihan” çocuklarıdır.

Türklerin yoğun olarak yaşadığı şehirler Priştine, Prizren, Mamuşa, Gilan, İpek, Mitrovitsa. 1970-1990 yılları arasında yayınlanan haftalık “Tan”, gazetesi “Çığ”, “Esin”, “Kuş”, “Çevren”, adlı dergilerin yayın hayatına girmesi Türk kültürünün ve edebiyatının gelişmesinde yeni bir sayfa açtı
Eski Yugoslavya devletinin dağılmasından sonra Kosova özgürlüğüne kavuştu. Hâlen, Kosova Cumhuriyeti’nin nüfusu 2 milyonu aşmaktadır Türkler, Arnavutlardan sonra ikinci büyük etnik topluluktur. Bu gün Kosova’da 100 bin dolayında Türk yaşamaktadır. Kosova Türkleri, Kosova Demokratik Türk Partisi’ni kurdular Prizren ve Mamuşa Kosova Türklerinin edebiyat ve sanat merkezi olma özelliğini bu gün de korumaktadır

Arif Bütüç’ün önderliğinde ısrarlı bir mücadeleden sonra Kosova parlamentosun özel kararı ile Mamuşa belediyesinin resmi dilinin Türkçe olmasını sağladılar. Mamuşa belediyesi bu gün Kosova’da ve Avrupa ülkelerinde resmi dili Türkçe olan tek belediyedir

Hâlen Türkçe gazeteler, dergiler neşredilerek ve radyo yayınları yapılmaktadır. “Yeni Dönem”, “Bay”, “Derya”, “Sofra”, “Medeniyet, “Türkçe’m”, adlı dergi ve gazeteler yayımlarını sürdürmektedirler

Kosova’daki şairler bu gün Hacı Ömer Lütfi ve Aşık Ferki’nin şiir geleneğini devam ettirmektedir

Süreyya Yusuf, Zeynel Beksaç, Nimetullah Hafız, Hasan Mercan, Naim Şaban, Altay Suroy, İskender Muzbeg, Sadık Tanyol, Hüseyin Aslan, Agim Yeşeren, Mehmet Bütüç, Fahri Mermer, Reşit Handan, Etem Baymak, Raif Kırkul, Cemali Tunalıgil, Arif Bozacı, Arif Bütüç, Özcan Micalar, Osman Baymak, Enver Baki, Vahit Ergin, Ahmet İğciler, Suphi Mazrek, Bayram İbrahim, Burhan Sait, Raif Vırmiça, Aluş Nuş, Fikri Şişko, R.Sulçevsi, Birsen Şufto, Taner Güçlütürk, Leyla Leskovçalı, Esin Muzbeg ve Rezzan bilinmesi gereken önemli yazarlardır

Romanya Türk Edebiyatı
Romanya Balkanların en büyük ve en kalabalık ülkesidir. Nüfusu 22 milyondur Romenler, Macarlar ve Türkler yüz yıllardan beri beraber yaşamaktadırlar

Günümüzde Türkler Romanya’da üçüncü kalabalık etnik gruptur. Daha fazla Bükreş, Köstence, Mecidiye, Galat şehirlerinde ve Kuzey Dobruca köylerinde toplu olarak varlıklarını sürdürmektedirler

Yazılı edebiyatları 19. yy. sonlarında başladı. Bu gün Romanya’daki Türk kökenli şairler ve yazarlar, Oğuz Türkçe’si ve Kuzey Tatar Türkçe’si ile iki yazı dili kullanarak eserler vermektedir

Belli başlı şair ve yazarları şunlardır: Mehmet Niyazi, İsa Halim Yusuf, Nevzat Yusuf, Yaşar Memedemin, Altay Kerim, İsmail Ziyaeddin, İsmail Davut, Gülten Abdullah, Enver Mahmut, Emel Emin, Güner Ak- molla, Neriman İbrahim, Necibe Şüküri, İon Arion, Cevat Reşit, Acıemin Baubek, Fatma Sadık, Ahmet Hacı Cemal, Mustafa Ali Mehmet, İnci Emin ve İrfan Mehmet.

Türk şairleri arasında Romence de şiirler yazan Fatma Sadık Romen şiirine Şark imgeleri taşıyan ilk şair olarak Romen edebiyatında da önemli yer tutmaktadır

Renkler” adlı edebiyat ve fikir dergisi Bükreş’te Romen Yazarlar Birliği ve Azınlıklar Komitesi tarafından yılda iki defa Türkçe olarak yayınlanmaktadır

Köstence’de “Karadeniz” adlı aylık çok sayfalı gazete üç dilde: Tatarca-Türkçe-Romence olarak, “Hak Ses”, gazetesi Türkçe-Romence, “Tuna Mektupları” ve “Gençlik” dergileri ise Türkçe-Romence olarak yayımlanmaktadır

Bürkeş’te Romanya Azınlıklar Komitesi’nin “Kriterion” adlı yayınevi diğer azınlıkların şair ve yazarları ile beraber, Türk kökenli şair ve yazarların eserlerini de devlet desteği ile periyodik olarak yayımlamaktadır

Yaşadıkları ülkelerin alfabelerini kullanmak zorunda kaldılar.

Gagavuz tarihinde ilk olarak 1907 Romanyalı aydın din adamı, tarihçi ve dilci Mihail Çakır, Romen harfleri ile Bükreş’te tek sayfalık dinî bir gazete ve dua kitapları yayınlamaya muvaffak oldu Devamında ilk Gagavuzca- Romence sözlüğü yayımladı.

Kişinev’de Romence yayımlanan “Savetskaya Moldaviya” gazetesi, 15 günde bir, yeni alfabeyle “Ana Sözü” adlı gazeteyi Gagavuz Türkçesiyle yayınlamaya başladı
.
Stepan Kuruoğlu “İlkyaz Türküsü”, adlı antolojiyi yayınladı. Bu gün Komrat’ta açılan devlet üniversitesinin Türkoloji Bölümü Gagavuz Türklerinin kültürünün ve edebiyatını gelişmesinde çok önemli rol oynamaktadır

Dionis Tanasoğlu da “Uzun Kervan” adlı tarihi romanı yazarak Gagavuz Türklerinin tarihini ve var olama savaşlarını halkına ve dünyaya duyurma imkânı buldu

Hâlen Kişnev’de “Ana Sözü”, Komrat’ta büyükler için “Sabaa Yıldızı” ve “Gagavuz” , çocuklar için “Güneşçik” ve “Kırlangıç” adlı renkli dergiler yayın hayatını sürdürmektedir. “Çadır Lunga’dan Dalgalar” , bunların dışında yerli radyo ve televizyon yayınları her geçen günle yayın saatlerini artırmaktadır.

Önde gelen Gagavuz yazar ver şairleri şunlardır: Dimitriy Kara Çoban, Stefan Bulgar, Mina Köse, Gavril Gaydarcı, Stefan Kuruoğlu, Todur Zanet, Petır Yalancı, Nikolay Baboğlu, Diyonis Tanasoğlu, Nikolay Arabacı, Olga Radova, Lüdmila Karanfil, İvan Topal, Georgi Genov, Tudorka Arnaut, Tina Sürme

KARAKALPAK EDEBİYATI
Karakalpaklar, Kıpçak koluna bağlı bir Türk boyudur

Eski Rus yıllıklarında “Karakalpak” anlamına gelen “Çerniyi Klubuki ”, Arap kaynaklarında “Karabörklü” adlarıyla anılırlar

Karakalpak ismi, bu Türk kavminin ırk özelliği ile ilgili olmayıp, bunların yaşayış ve giyiniş tarzları ile ilgili bir isimdir

Karakalpakların kökeni hakkında kendileri arasında mevcut rivayetlere göre, bunlar Nogaylara bağlanmakta ve eski vatanları olarak Kazan ile Astrahan Hanlıkları arasındaki Volga sahilleri gösterilmektedir

1936’da, aynı teşkilât ile Özbekistan Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır SSCB dağıldıktan sonra da durum değişmemiştir.

Karakalpakistan, Özbekistan’a bağlı özerk cumhuriyet konumunu devam ettirmektedir
Başkenti Nökis (Nukus)’tir. Tahtaköpir, Konrat, Çimbay (Şımbay), Moynak, Törtkül, en önemlişehirleridir

Karakalpaklar eskiden, diğer bütün Müslüman Türklerde olduğu gibi, Arap harflerini kullanıyorlardı.

1928’de kabul edilmiş olan Latin Alfabesi 1932’de tekrar değişikliğe uğramıştır

1932’den beri Karakalpaklar, Kiril alfabesini kullanmaya başlamıştır. 1996 yılında kabul edilen Lâtin esaslı Karakalpak alfabesi, yaygınlaşmaya başlamıştır

Karakalpak Türkleri, diğer Türkistan Türkleri gibi ortak yazı dili olan Çağatay, Harezm yazı dillerinde eserler verdiler

XIX. Asır Karakalpak Edebiyatı
Bu asırda Özbek edebiyatı Mukîmî ve Furkat’ın, Kazak edebiyatı Abay ve Altınsarin’in, Türkmen edebiyatı Mahtumkulu ve Kemîne’nin adları ile meşhur olurken, Karakalpak edebiyatına Künhoja, Ejiniyaz (Hacıniyaz), Berdak ve Öteş gibi söz ustaları damgasını vurdu bu asırdaki edebiyat, sosyal muhtevasının çok belirgin olması, tema genişliği, tür zenginliği, sanatsal ifade yollarının çokluğu ile de kendisini göstermektedir

Karakalpak yazılı edebiyatının oluşma ve gelişme devri olarak görürler ve bu çerçevede Künhoja, Ejiniyaz ve Berdak’ı, Karakalpak yazılı edebiyatının temellerini atan kişiler olarak değerlendirirler.
XIX. asır Karakalpak şiirinde yazılı edebiyata ait alâmetlerin derinleşmesini gösteren en dikkat çekici gerçek, şiir yazıcıları olarak bilhassa “şair”lerin ortaya çıkışıdır

Daha önceki edebiyat numunelerinde “jırav” (ozan)ların şahsında şiir ve musikinin birleşmiş olduğunu görmekteyiz.

Künhoja, Ejiniyaz ve Berdak gibi şairler, kendi zamanlarının ozanları, bahşıları olsalar da, onlar “bahşı” olarak değil, “şair” olarak tanınmışlardır

XIX. Asrın Sonu ve XX. Asrın Başlarındaki Karakalpak Edebiyatı Rusya ile sıkı münasebet, Karakalpak kültürünün gelişme ve değişmesine de tesir eder. Rusların ileri gelen kültür adamları ve edebiyatçıları, Karakalpak edebiyatı ve kültürü ile doğrudan ilgilenmeye başlar. Bunlar arasında N.A.
Severtsov, A.V. Kaulbars, İ.V. Muşketov, V.V. Bartold, A.V. Veselovskiy, V.V. Grigoryev, V.V. Vilyaminov, A.L. Kun sayılabilir

Edebî eserlerin bir kısmı Kazan’da basılırken 1874 yılından itibaren az sayıda da olsa Hive’de litografi (taş baskı) tekniğiyle kitaplar basılmaya başlanır

Karakalpak halkının tarihinde görülen en önemli olaylardan biri, 1916 yılındaki işçilerin ayaklanmasıdır

Devrin Edebî Karakteri
Çarlık Rusya’sına karşı yapılan ayaklanma hareketleri ve Bolşevik düşüncenin gelişmesi, ister istemez edebiyata da tesir eder


Bunu, Omar’ın “Bar eken” (Var İmiş) Ayapbergen’in “Yaranlar”, “Garip”, Abdikadir’in “Bolar” , “Kerek” (Gerek) şiirlerinde ve daha başka şairlerin mısralarında görebilmekteyiz.
Kudaybergen Jebegen ulı (oğlu)’nın “Merdikâr” destanı, Kazakbay Hojaniyaz ulı’nın “Bola Basladı” (Olmaya Başladı) şiiri, 1916 yılı olaylarının temel sebeplerini açıkça göstermekte ve onları şiir diliyle aktarmaya çalışmaktadır

Sıdık Tokpanulı, Omar, Ayapbergen, Jañabay gibi şairler 1916 yılı olaylarını şiirlerinde doğrudan anlatmasa da devrin genel durumuyla ilgili şiirler yazmışlardır

ıdık’ın “Zaman Kanday Zaman Boldı” (Zaman, Nasıl Zaman Oldu), Omar’ın “Körindi” (Göründü), “Kemal” (Olgunluk); Ayapbergen’in “Suvşı Jürmeñler” (Sucu Olmayın), “Selem” (Selâm); Jañabay’ın “Kazı İyşan” (Kadı Efendi), “Doslarım” (Dostlarım) gibi şiirleri, bu karakterdedir

Edebî Münasebetler
V.A. Uşakov’un “Kırğız-Kaysak” hikâyesinde, Taras Şevçenko’ nun şiirleri ve resimlerinde, N. Karazin’ in “Emivdiñ Tömeni” (Amuderya’nın Aşağısı) adlı eserinde, V.G. Korolenko’nun “Uralşılar Türkstan Ülkesinde” (Uralcılar Türkistan Ülkesinde) adlı makalesinde, G. Uspenskiy’ in “Karap Ötivşiler” (Bakıp Geçenler) ve V.İ. Dal’ ın “Hıyva Atlanısına Katnaskan Doslarğa Hat” (Hive Atlanışına Katılan Dostlara Mektup) adlı eserinde, Karakalpak halkının hayatından
tablolar gösterilir

Bu münasebetler XIX. asrın sonu ve XX. asrın başında da güçlüdür. Mesela D. Divayev, 1902’de, İ.A. Belyayev 1903 yılında Karakalpakistan’a gelip Karakalpak edebiyatının pek çok örneğini derlemiş, yazıp gitmişlerdir.

Edebî münasebetlerin bir yolu da edebî tercüme ve aktarmalardır. Sözü edilen devirde Karakalpak şairleri, Rus edebiyatının ünlü isimleri ile tercümeler yoluyla tanışır

Edebî münasebetlerin bir yolu da edebî tercüme ve aktarmalardır. Sözü edilen devirde Karakalpak şairleri, Rus edebiyatının ünlü isimleri ile tercümeler yoluyla tanışır

1909 yılında Konrat şehrine ünlü Özbek şairi Muhammedşerif Sufizade gelir.

O, yeni yöntemle öğrenim veren okulda hocalık yapar. Karakalpak şairlerinden Karabay Ermanov ve Rahim Mejitov, Sufizade’den ders alırlar. Sufizade, burada bulunduğu zaman içinde öğrencilerine hem kendi şiirlerini hem de Mukimi, Furkat gibi Özbek şairlerini tanıtır

Sufizade, 1911 yılında Konrat’tayken yazdığı “Müslimeler” (Müslüman Kadınlar) şiirinde, Karakalpak kızlarının durumunu anlatır

Benzer durumu, o yıllarda S. Mejitov’un yazdığı “İnayat Bolıska” (İnayet Müdür’e) adlı şiirinde de
görmekteyiz

Sufizade, 1912’de yine Konrat’ta yazdığı “Vatan” şiirinde halkın ekonomik durumunun çok ağır olduğunu, bu durum karşısında gözyaşlarını tutamadığını anlatır

Devir Edebiyatının Teması ve Türleri
Bu devirdeki şairlerin ana teması, sosyal adaletsizliktir

Şairlerin teması sadece sosyal adaletsizlik değildir. Onlar, insanlık, hamiyet, iyi ahlâk, çalışkanlık, yurt (halk) için dertlenme, sevgi, nasihat gibi temaları da işlemişlerdir yaşanılanları terennüm etmekte hem de söz konusu olaylara dayalı fikir ve ideallerini genelleştirmektedirler. Bu durum özellikle Omar ve Ayapbergen’ in mısralarında görülür.

Devir edebiyatının türlerine bakıldığında ise lirik ve epik (destanî) türlerin, hiciv (satira) ve mizahın, atışmaların devam ettiği ve geliştiği görülür. Ayrıca “fabl” (timsal) türü de bazı şairlerin şiirleri arasında yerini almıştır

Sıdık Omar, Annakul, Begjan, Ayapbergen, Abdikadir, Jañabay, Kazakbay şairlerde hiciv ile
mizah, genişçe yer alır.
Kısaca özetlemek gerekirse XIX. asrın sonu ve XX. asrın başları, Karakalpakların medenî ve kültürel tarihinde farklı bir dönemi içine alır

Bu devirde göze çarpan en önemli şairler Öteş, Gülmurat, Sarıbay, Omar Süyirbek ulı, Kulmurat, Sıdık Tokpan ulı, Annakul, Begjan, Abdikadir Bekimbet ulı, Kudaybergen Jebegen ulı, Kazakbay Hojaniyaz ulı ve Jañabay’dır

Bu şairlerden başka, elbette ki sözlü edebiyat mahsulleri olan ve diğer Türkler arasında da bilinen pekçok halk edebiyatı mahsulü, halk arasında söylenmektedir

Bun lar, Şark’a özgü hikâyeler, Âşık Garip, Köroğlu gibi destanî hikâyeler ve ünlü Kırk Kız, Alpamıs, Koblan, Mespatşa, Er Şora vb. destanlardır.

XX. YÜZYIL KARAKALPAK EDEBİYATI
Karakalpak Sovyet edebiyatını temsil eden yazarların eserlerinde Rus Sovyet edebiyatçılarının (M. Gorki, V.Mayakovski ve diğerlerinin) fikir ve sanat anlayışlarının etkisi açıkça görülür.
Karakalpak Sovyet şiirinin ortaya çıkışı, XX. yy. başlarına denk gelir.

Ekim devrimini ve yeni yaşam tarzını terennüm eden Karakalpak şairleri, Ayapbergen Muvsayev, Seyful- ğabit Mejitov, Kasım Evezov, Karabay Ermanov, Hojamet Ahmetov, Aytbay Metyakubov, Jolmurza Aymurzayev, Asan Begimov’dur Yeni Karakalpak edebiyatının (şiirinin) temaları Ekim devriminin zaferi, Komünist partisinin siyaseti, zenginlere karşı sınıf mücadelesi, kadın erkek eşitliği, kolhoz hayatı ve diğerleridir

1920’li yılların ortalarında ve 30’lu yılların başlarında Karakalpak edebiyatında yeni ve genç Karakalpak drama sanatçıları ortaya çıkar.

Karakalpak Sovyet drama sanatının öncüleri, Kasım Evezov, Seyfulğabit Mejitov ve A. Ötepov olmuştur

Evezov’un “Tilek Jolında” (Dilek Yolunda), S. Mejitov’un “Ernazar Alaköz” (Ernazar Alagöz) , “Soñğı Selteñ” (Son Hareket), “Bağdagül”; A. Ötepov’un “Teñin Tapkan Kız” (Dengini Bulan Kız), “Boyavşı Vekil” (Boyacı Vekil / Temsilci), “900 gramm” piyesleri sayılabilir]. “Tañ Nurı” (Tan Nuru / Sabah Işığı) tiyatro topluluğu, ilk Karakalpak tiyatrosunun doğuşuna zemin hazırlamıştır 1920’li yılların sonu ve 30’lu yılların başında Karakalpak nesri ortaya çıkar

Birinci Dünya Savaşı öncesi, yazarlar pek çok hikâye ve nesir yazıları yazarlar. Özellikle Mirzağaliy Deribayev’ in “Mıñlardıñ Biri” (Binlerin Biri) ve Amet Şamuratov’un “Eski Mektepte” adlı hacimli nesirlerini ayrıca belirtmek gerekir

Asan Begimov’ un, bazı yazarların eserlerindeki “burjuvazi” (zengin, soylular sınıfıyla ilgili) toplum eğilimlerini tenkit eden eleştirisi ile Mirzağaliy Deribayev ’in “Oktyabr hem Karakalpak Edebiyatı” (Ekim Devrimi ve Karakalpak Edebiyatı) adlı Ekim Devriminin önemini ve devrim fikirlerinin yerleşmesinde edebiyatçılara düşen görevleri anlatan makalesi dikkat çeker

30’lu yıllarda eserlerdeki temalar vatan (Sovyetler Birliği toprakları), parti (Komünist Partisi), Sovyet ordusu, Lenin, kadın erkek eşitliği, kolhoz hayatı, kültür ve bilime teşvik gibi temalardır.

Sovyet yönetimi yıllarında halk şairlerinden olan Sadık Nurımbetov, Abbaz Dabılov ve daha başkalarının şiirleri büyük gelişme gösterir. Söz konusu halk şairleri, yeni dönemi ve bu dönemin lideri Lenin’i öven şiirler yazarlar. Abbaz Dabılov’un “Mavzoleyde” (Mozole’de), “Körip Keldim” (Görüp Geldim), “Namert Jigit Nege Derkâr” (Namert Genç Neye Gerek) gibi şiirleri ve “Bahadır” adlı destanı halk arasına yayılır. Sadık Nurımbetov ’un “Biziñ Vatan” (Bizim Vatan), “Kızıl Moskva” (Kızıl Moskova), “Perzentim” (Evlâdım) adlı şiirleri halka malum olur
Bu yıllarda edebî tercümeler de canlanır. Rus yazarlardan Puşkin, Lermentov, Gogol, Tolstoy, Çehov, Gorki, Ostrovski, Fadeyev Bu yıllarda edebî tercümeler de canlanır. Rus yazarlardan Puşkin, Lermentov, Gogol, Tolstoy, Çehov, Gorki, Ostrovski, Fadeyev gibi şahsiyetlerin tercüme edilir

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Karakalpak yazarları, ateşli mısra ve satırlarla halkı düşmanla savaşmaya çağırır.

Savaşın birinci yılında Karakalpak şairlerinin, “Vatan Uşın” (Vatan İçin), “Duşpandı Kıyratamız” (Düşmanı Ezelim) ve “Vatan Hakkında Kosıklar” (Vatan Hakkında Şiirler) adıyla üç ayrı şiir kitabı yayımlanır.

Bunlara, N. Japakov’un “Budennıy Atlandı” (Budennıy Ata Bindi), “Faşitler Tart Kolıñdı” (Faşistler, Çekin Elinizi); A. Turımbetov’ un “Kaharmanlık Urıs” (Kahramanlık Savaşı) adlı şiirleri; S. Nurımbetov’un “Perzentim” (Evlâdım) şiiri vd. örnek gösterilebilir.

Savaştan sonraki devirde drama türünde de ilerlemeler göze çarpar. Aymurzayev’ in “Aygül-Abat” (Aygül ve Abat), “Berdak”; S. Hojaniyazov’un “Süymegenge Süykenbe” (Sevmeyene Dayanma/ Güvenme), “Talvas” (Çırpınma/ Gayret) vb. piyesleri yazılıp sahnelenir.

ortaya çıkan romanlar arasında Asan Begimov’un “Balıkşınıñ Kızı” (Balıkçının Kızı), Ö. Ayjanov’un “Aral Kuşağında” (Aral Kucağında), Jolmurza Aymurzayev’in “Emiv-derya Boyında” (Amuderya Boyunda), H. Seytov’un “Maşakatlı Bahıt” (Meşakkatli Baht/ Hayat), A. Bekimbetov’un “Avır Tağdirdi Jeñivşiler” (Ağır Kaderi Yenenler), Tölepbergen Kayıpbergenov’un “Karakalpak Kızı”, K. Sultanov’un “Ak Derya” (Ak Nehir) vb. romanları sayılabilir

XX. yüzyıl, hatta XXI. yüzyılda yaşayan günümüz şair ve yazarları, güçlü ve değerli eserler ortaya koymuşlar ve koymaya devam etmektedirler. Bunlar arasında yukarıda ismi geçen Kasım Evezov, Nejim Devkarayev, Ebdiraman Ötepov, Asan Begimov, Mirzağaliy Deribayev’e ilave olarak İzbasar Fazılov, Jolmurza Aymurzayev, Emet Şamuratov,

İbrayım Yusupov, Tölepbergen Kayıpbergenov, Gülistan Şamuratova, Gülistan Matyakubova, Sağınbay İbragimov, Nebiyra Töreşova, Saylavbay Jumağulov, Orazbay Ebdirahmanov, Sarıgül Bahadırova, Patiyma Mirzabayeva, Bahtiyar Genjemuratov gibi isimler sayılabilir