ARAMA VE KURTARMAYA GİRİŞ
Arama ve Kurtarma, herhangi bir doğal veya insan kaynaklı afet esnasında acil yardıma ihtiyacı olan kimselerin yerini tespit etme gerekirse ilk yardım uygulama ya da yardım alacakları güvenli bir yere nakletme faaliyetleri olarak tanımlanmaktadır. Bazı arama ve kurtarma ekipleri, kurtarma sonrası bakım ve barınma olanaklarının sağlanmasında da kazazedelere yardımcı olurlar. Arama ve kurtarma faaliyetleri esnasında insanların ve özel eğitimli hayvanların yanı sıra, basit araç-gereçlerden özel donanımlı hava, kara ve deniz taşıtlarına kadar çok çeşitli ekipmanlardan yararlanılmaktadır.
Başbakanlık Afet ve Acil durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yayımlanan Açıklamalı Afet Yönetimi Terimleri Sözlüğü’ne göre Arama (serch); Afet ve acil durumlarda afetzede veya kazazedenin yerinin belirlenmesine yönelik yapılan çalışmadır.
Arama ve Kurtarma (search and rescue); Afet nedeniyle güç durumda kalmış insanların, özel olarak eğitilmiş ve donatılmış resmî veya özel ekipler tarafından aranması, bulunması ve kurtarılmasına yönelik çalışma olarak tanımlanmaktadır.
Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliği’ne göre ise, Arama ve Kurtarma (AK); hava ve deniz vasıtalarının karada, havada, su üstünde ve su altında tehlikeye maruz kalması, kaybolması veya kazaya uğraması hâllerinde bu vasıtalardaki şahısların her türlü araç, özel teçhizat veya kurtarma birlikleri kullanılarak ve kurtarılması işlemini,
Kazazede; AK tanımı kapsamında olan ve bulundukları mahalde yaşamı tehlikede bulunan kişiyi, Arama ve kurtarma birliği/ekibi; Özel malzeme ve ekipman ile donatılmış, özel olarak arama/kurtarma ve yardım eğitimi almış, afet ve acil durumlara müdahale edebilen profesyonel personelden teşkil edilmiş birlik/ekibi,
ifade etmektedir.
ARAMA VE KURTARMA TÜRLERİ
Dağda AK: Özellikle dağlık ve engebeli arazilerde yürütülen arama ve kurtarma çalışmaları ile ilgilidir.
Karada AK: Karada ve iç sularda zor durumda kalan kazazedeleri arama ve kurtarma çalışmaları ile ilgilidir.
Kentsel AK: Yıkılan binalar veya diğer endüstriyel tesislerde mahsur kalan kazazedelerin kurtarılma çalışmalarıyla ilgilidir. İşin uzmanlık doğası gereği, bu alanda görevlendirilen ekiplerin multi-disipliner bir kadroya sahip olması zorunludur. Bu nedenle, arama ve kurtarma ekibinde güvenlik, yangın ve acil sağlık hizmetleri konularında uzmanlaşmış personel bulunmaktadır. Geleneksel kara arama ve kurtarma ekiplerinin aksine, bu ekipler binalarda yapısal çöküş, elektrik hatları, kırık doğal gaz boru hatları ve diğer tehlikelerle karşı karşıya kalabilirler.
Savaş Alanında AK: Savaş sırasında ve çatışma alanlarının içerisinde veya etrafındaki arama ve kurtarma çalışmalarını kapsar.
Hava ve Deniz Araçlarındaki AK: Ankara ve İstanbul uçuş bilgi bölgeleri (FIR) dâhilinde arama ve kurtarma hizmetleri Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO) uluslararası standart ve tavsiye edilen usullere göre yürütülür. Gerekli kolaylıkların temini için her türlü sorumluluk Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı ile Ulaştırma Bakanlığı’na aittir.
Arama ve kurtarma hizmetlerinden sorumlu otoriteler
Ana Arama ve Kurtarma Koordinasyon Merkezi (AAKKM) Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı’dır. AAKKM karada, havada ve denizde arama ve kurtarma harekâtının en üst düzeyde koordinasyonu ve iş birliğini sağlayan ve hâlin icabına göre kanunlar, uluslararası çok taraflı ve iki taraflı, sözleşmeler esaslarına göre komşu ülkelerle koordinasyon ve işbirliği kuran merkezdir.
Arama ve kurtarma hizmetlerini veriliş koşulları
Türkiye’deki arama – kurtarma hizmeti ve kolaylıkları, arama ve kurtarma çalışmaları ücretle tutulma durumu olmadıkça, Sivil Havacılık İdaresine (CAA) yapılacak müracaatla kendi toprağı üzerinde komşu ülkelere her zaman ücretsiz sağlanır.
ARAMA VE KURTARMADA ULUSLARARSI YETKİ PAYLAŞIMI
Birleşmiş Milletler: 1958 yılında Cenevre de yapılan Uluslararası bir antlaşma ile açık denizlerin ve uluslararası sular olarak bilinen denizlerin sınırları belirlenmiş ve Deniz Hukuku oluşturulmuştur. Uluslararası Arama Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG) Ulusal Kentsel Arama ve Kurtarma Kuruluşları arasındaki bilgi alışverişini teşvik eden bir Birleşmiş Milletler Kuruluşudur.
Uluslar arası Sular: Uluslararası sular Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi ile 13 bölgeye ayrılmıştır. Denizde arama ve kurtarma uluslararası sözleşmesi 1979 yılında imzalanmış ve Temmuz 1985 yılında yürürlüğe girmiştir. Kuzey Kutbu’nda, arama ve kurtarma sorumlulukları, Kuzey Kutbu Arama ve Kurtarma Anlaşması çerçevesinde Mayıs 2011’de yapılmıştır. Bu anlaşmaya göre ülkeler bayrak ayrımı yapmadan gemi, mürettebat ve yolcuları tehlike altında bırakmadan en hızlı ve güvenli şekilde kurtaracaklardır.
Uluslararası Denizcilik Örgütü
Uluslararası Denizcilik Örgütü, (IMO) 1948 yılında Birleşmiş Milletler denizcilik konferansında kurulması öngörülen ve on yıl sonra Hükümetler Arası Deniz Danışma Örgütü (IMCO) adıyla kurulan ve 1982 yılına kadar bu isimle, Birleşmiş Milletler bünyesinde bir “danışmanlık” birimi olarak faaliyet gösteren ajanstır.
Teşkilatlanışı aşağıdaki gibidir:
• Deniz güvenliği komitesi (msc / maritime safety committee)
• Deniz çevresini koruma komitesi (mepc / marine environment protection committee)
• Hukuk komitesi (leg / legal committee)
• Teknik iş birliği komitesi (tc / technical co-operation committee)
• Kolaylaştırma komitesi (fal / facilitation committee) ve alt komiteler şeklindedir.
ÜNİTE 2
ARAMA VE KURTARMADA PLANLAMA VE ORGANİZASYON
Herhangi bir kaza vuku bulduğunda veya herhangi bir yerde afet meydana geldiğinde, acil olarak yürütülecek en önemli çalışmaların başında haberleşme, ulaşım, arama ve kurtarma faaliyetleri ve sağlık hizmetleri gelmektedir. Bu faaliyetlerin planlı ve organize bir şekilde yapılması ise son derece önemlidir. Planlama;arama ve kurtarma işini yaparken ileriye bakılmasına ve kolay seçeneklerin bulmasına yardım eden bir süreç olarak düşünülebilir. Arama ve kurtarma planı ise; Arama ve kurtarma hizmetlerinin hazırlıklarını destekleyen amaçları, düzenleri ve usulleri açıklamak için ulusal ve uluslararası arama ve kurtarma yapısının tüm seviyelerinde mevcut olan dokümanları açıklamakta kullanılan genel bir terimdir.
Organizasyon ise, arama ve kurtarma çalışmalarının amaçlarına ulaşabilmesi için hangi işlevleri yapması gerektiğine ve bu işlevleri yapacak kısımların birbirleriyle ahenkli çalışacak şekilde oluşturulmasına bu organlarda çalıştırılmak üzere gerekli olan beşeri ve maddi sermaye unsurlarının tedariki ve uyumlu hâle getirilmesine ilişkin süreçlerden oluşmaktadır.
ARAMA VE KURTARMADAPLANLAMA VE ORGANİZASYONUN ÖNEMİ
Arama ve kurtarmada planlama ve organizasyonun amacı; afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak, il hizmet servisleri, İl hizmet grupları, il hizmet ekipleri ve il koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamak, afet öncesi, sırası ve sonrasında olmak üzere, müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemek ve uygulamaktır.
Herhangi bir yerde acil durum meydana geldiğinde acil olarak yürütülecek en önemli faaliyetlerin başında planlı ve organize bir şekilde olmak üzere, haberleşme, ulaşım, arama kurtarma faaliyetleri ile sağlık hizmetlerinin yapılması gelmektedir.
Arama kurtarma birçok farklı birimden oluşan organizasyon işidir. Bu organizasyona üst düzeyde planlama, eğitim ve tatbikat düzenleme, diğer kurumlarla müşterek çalışma birimleri, orta düzeyle alt düzey birimlerin birbirleri arasındaki koordinasyonu sağlama birimleri ve alt düzeyde dağcı, cankurtaran, dalgıç, paraşüt, kırım kurtarma, yangın söndürme gibi birimler bulunmaktadır.
Planlama safhasında toplanılan verilerin bilgisayar destekli sistemlerle çözümlenmesi, planlamanın doğruluğunu artırırken, aynı zamanda gereksiz işlemlerin yapılmasını da engelleyerek zaman, personel ve para kazancı sağlayabilir. Bilgisayar destekli arama kurtarma sistemine sahip olmayan ülkeler veya kurumlarda planlama aşamasında şu basamaklar takip edilebilir:
• Durumu değerlendirin, daha önceki benzer arama kurtarma faaliyetlerinin ‘‘Sonuç Raporları’’na bakın,
• Olay mahalini kestirmeye çalışın, hata ve sapma ihtimallerini değerlendirin,
• Kazazedelerin olası hareketliliklerini de hesaba katın, olası mesafe veya istikamet hatalarını değerlendirin,
• Yeni verileri de ekleyerek olay mahallinin ve kazazedelerin en muhtemel yerini belirleyin,
• Olay mahaline gidilecek en uygun yol ve aracı belirleyin. Bu basamakta kazazede sayısını da hesaba katın,
• Spesifik arama yollarını belirlemek için muhtemel alt-arama sahaları ve paternleri (şablonları) belirleyin. Örneğin bir dağın dört bir tarafı ve yamaçlarını katman katman ayırarak planlama yapılabilir,
• Durumu doğru olarak tanımlayan bir arama faaliyeti icra edin.
Bir arama ve kurtarma operasyonunda planlama ve organizasyon safhalarında olması yapılması gerekli zorunluluklar şunlardır:
– Zamana karşı yarış
– Afet sonrası hayatta kalanların desteklenmesi
Genel Olarak Bilinmesi Gerekenler: İki farklı arama ve kurtarma operasyonunda kesinlikle aynı yöntem takip edilemez. Her kaza kendi içinde farklı bir durum olarak değerlendirilmeli ve planlanmalıdır.
Arama ve kurtarma olayları genellikle müdahale faaliyetlerini organize etmek için belirlenmiş aşamalardan geçer. Bu aşamalar:
• Arama ve Kurtarma Servislerinin Kapasitesi
• Arama ve Kurtarma Aşamaları
• Haberdar Olma
• İlk Hareket
• Planlama
• Operasyon
• Sonuçlar
Arama ve Kurtarmada Detay Planlama ve Operasyon
Planlama, eldeki verilere, geçmişte edinilen tecrübelere ve geleceğe dair öngörülere dayalı olarak belli amaç veya amaçlar doğrultusunda geleceğe dair karar verme olarak tanımlanabilir.
Kurumlar için planlama, kurumsal hedeflere ulaşmak yolunda kuruma ait kaynakların yapması gereken işlen ve bu işlerin zamanlamasının belirlenmesidir. Bu bağlamda kurum kaynaklan ile kastedilen tedarik/satın alma, üretim, satış, finans, insan kaynaklan, vb. tüm kurumsal fonksiyonları yerine getirmede rolü olan çalışan, donanım/ekipman ve hammadde gibi unsurlar olarak düşünülebilir.
Bilinmesi ve kaçınılması gereken üç ana tehlike mevcuttur.
• İlki, tam olarak ya da yeterli düzeyde plan yapmamaktadır
• İkincisi “fazla plan” yapmak, yani pratikte uygulanması zor olacak ve bu nedenle tamamen gerçekleşmeyecek kadar karmaşık bir plan oluşturmaktır,
• Üçüncüsü ise planı yeterince çalışmamak ve pratik yapmamak; bunun sonucunda planın rafa kaldırılarak toz tutmaya bırakılması ve hatta önemli olay sırasında bile rafta kalmasıdır.
Planlar ana hatları ile şunlara cevap vermelidir:
• Durumun değerlendirilmesi,
• Hayatta kalanların en olası konumu ve bu konumu hakkında belirsizlik veya tahmin,
• Mevcut arama kurtarma tesisleri kullanmak için en iyi yolun belirlenmesi,
• Alt alanları ve arama kalıplarının tanımlaması,
• Bir arama eylem planı yapmak dahil,
• Durum
• Aranılan cisim
• Arama kurtarma unsurlarının sorumlulukları
• Olay yeri koordinasyonu
• Merkezlerin raporlama talepleri
Arama ve Kurtarma Çalışma Yöntemleri
Arama ve kurtarma faaliyetlerinin temel amacı, ilk dört gün içerisinde maksimum sayıdaki kazazedeyi canlı olarak kurtarmak, yararlıların tedavi edilmesini sağlamak ve kurtarılanların temel ihtiyaçlarını en kısa sürede, en uygun yöntemlerle karşılamaktır.
Afet Aksiyon Planının Geliştirilmesi
Afet öncesi plan baz alınarak, saha operasyonları için afet aksiyon planı geliştirilir. Afet amiri bölgeye ulaşıp, durumu değerlendirmeye teşebbüs ettiği ve operasyona başladığı zaman afet aksiyon planı geliştirilmeye başlanır. Bu plan çerçevesinde beş tane standart aşama uygulanır. Bu beş adet safhanın içerisinden, sadece birinci, ikinci ve üçüncü aşamalar bu araştırmanın konusu olan arama kurtarma faaliyetlerini kapsamaktadır. Bunlar;
• Görevlerin belirlenmesi ve enkaz alanına hâkim olunması,
• Enkazın üzerindeki tüm afetzedelerin mümkün olduğunca güvenli ve hızlı olarak kaldırılması,
• Yaşayabilir afetzedeler için tüm boşlukların ve ulaşılabilen bütün alanların aranması.
ARAMA VE KURTARMA FAALİYETLERİ İÇİN ALINACAK TEDBİRLER
Birinci Safha: Acil Durum ve Afet Öncesi Hazırlıklar
Acil durum ve afetlerin oluşturabileceği hasarları ve zayiatı azaltmanın en etkin yolu gelişim alanlarının seçimi, imara açılması ve bu alanların üzerinde afete dayanıklı yapıların inşa edilmesi ile yapıların proje ve inşa hâlindeki denetimlerinin etkin şekilde yapılaması, caydırıcı cezalandırma yöntemlerinin de yasallaştırılması gerekmektedir.
İkinci Safha: Acil Durum ve Afet Anında Yapılması Gerekenler
Acil durum ve afet sırasında ilk ve en önemli iş paniğin önlenmesidir. Afet bölgesinde derhâl kriz masası oluşturularak görev paylaşımı yapılmalı ve bu masaya afetin boyutları hakkında sağlıklı bilgi akışı sağlanmalıdır.
Üçüncü Safha: Kurtarma Çalışmalarının Yapılması
Enkaz altından canlı kurtarma işlemlerinde felaketi takip eden ilk 8 saat kurtarma çalışmaları için çok önemlidir. Kurtarma ekipleri gelinceye kadar yerel imkânlarla enkaz altından çıkarılamayan ancak, ulaşılabilen yaralılara mutlaka yerinde ilkyardım yapılmalıdır. Bilahare ilk 8 saati takip eden ilk 16 saat içerisinde gelecek kurtarma ekipleri doğru yönlendirmeli öncelikle yaralılara hizmet verilmesi sağlanmalıdır. Devamındaki 96 saatte canlı kurtarma işlemleri için çok önemli zaman olup, toplam bu 120 saatin çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu safha afet konusunda yetişmiş yöneticilerin ve uzman sivil savunma birliklerinin bölgeye gelerek çalışmalara başladığı safhadır.
Kurtarma çalışmalarının başarısı;
• İyi bir planlama sevk ve idareye
• Sağlıklı aramaya
• Doğru kurtarma sistemi seçimine
• Doğru araç, gereç seçimine
• Eğitilmiş personele
• Değir birimlerle koordinasyona bağlıdır.
Kurtarma çalışmalarının tek elden yürütülmesi ve kurtarma ekibine sorumluluk verilmesi;
• Lüzumsuz arama yapılmasını önler.
• İş makinelerinin gereken yerlerde kullanılmasını sağlar.
• Kurtarma ve yıkıntı kaldırma faaliyetlerinin birbirinden ayrılmasını sağlar.
• Sevk ve idarede çok başlılığı ortadan kaldırır.
• Zamanın verimli kullanılmasını sağlar.
TÜRK ARAMA VE KURTARMA SİSTEMİ
“Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi” madde ile AAKKM, ülkemizin tek yetkili kurumu olmuştur. Arama kurtarma birliklerinin yapısı içerisinde görev yapan personel Doktor, Veteriner, Psikolog, Sosyal Çalışmacı, Hemşire, Sağlık Memuru, Mühendis, Tekniker, Arama ve Kurtarma Teknisyeni, Sivil Savunma Uzmanı, Şef, Şoför, Teknisyen Yardımcısı, Hizmetli, Koruma Güvenlik Şefi ve Koruma Güvenlik Görevlisi mesleki sınıflarından oluşmaktadır. Türkiye’nin Arama ve Kurtarma Organizasyon merkezi Ankara’da bulunmakta olup, bu merkez birçok kurum, kuruluş ve bakanlıkların işbirliğiyle görev yapmaktadır.
TÜRKİYE AFET PLANI ÖZETİ
Türkiye Afet Müdahale Planının (TAMP) amacı; afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak hizmet grupları ve koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamak, afet öncesi, sırası ve sonrasındaki müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemektir. Türkiye Afet Müdahale Planı, ülkemizde yaşanabilecek her tür ve ölçekte, afet ve acil durumlara müdahalede görev alacak, bakanlık, kurum ve kuruluşlar, özel kuruluşlar, Sivil toplum kurtuluşları ve gerçek kişileri kapsar.
Türkiye Afet Müdahale Planı planlama prensipleri “temel prensipler” ve “tamamlayıcı prensipler” olmak üzere iki kısma ayrılmakta olup aşağıda verildiği şekildedir.
Temel prensipler:•Kapsamlı olması (Hazırlık, müdahale, ön iyileştirme aşamaları)
• Her tür ve ölçekteki tehlikeleri kapsaması
• Tüm ana ve destek çözüm ortaklarının rol ve sorumluluklarını içermesi
• Ulusal, bölgesel ve yerel afet müdahale kapasitesini anında harekete geçirmeyi esas alması
Tamamlayıcı Prensipler
• Etkili planlama
• Esnek ve ölçeklenebilir yapı
• İyileştirme ve geliştirme
• Koordinasyon, iş birliği ve dayanışma
• Bilgi yönetimi ve iletişim
• İlgili mevzuata uygunluk
Plan Türleri ve Entegrasyonu
Genel olarak planlar stratejik, taktik ve operasyonel yaklaşımla hazırlanır. Stratejik planlar, kurum ve kuruluşların orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans ölçütlerini, hedeflerine ulaşabilmek için izlenecek eylem ve yöntemler ile kaynak dağılımını içerir. Taktik planlar; rolleri, sorumlulukları, görevleri tanımlar ve hizmet gruplarının yapacakları çalışmalar ile eylemleri ifade eder. Operasyonel planlarda ise personel, ekipman ve kaynak yönetimi gibi detaylar yer alır.
Türkiye Afet Müdahale Planı, taktik yaklaşımla hazırlanmış olup afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak, hizmet grupları ve koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamaktadır.
Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında hangi olay türlerine yönelik ulusal düzeyde plan hazırlanacağına karar verir. İlgili kurumlar kararın tebliğinden itibaren altı ay içinde planlarını hazırlar.
Plan Hazırlama Süreci
Plan hazırlama süreci organizasyon, analiz, kapasite geliştirme ve entegrasyon süreci olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Süreçler aşağıda açıklanmıştır:
1- Organizasyon süreci:
– Hizmet grubunun oluşturulması
– Hizmet grubunun süreç analizinin yapılması
– Hizmet grubunun kendi içinde süreç analizi çerçevesinde iş bölümü yapması
– Hizmet grubu ekiplerinin kurulması
2- Analiz Süreci :
– Hizmet grubunun kaynak-envanter tespiti
– İş birliği
– Hizmet grubu saha destek ekiplerinin intikal planlaması
– Hizmet grubu destek kaynaklarını intikal planlaması:
– Hizmet grubu 0. dakika planlaması:
– Hizmet grubu acil durum irtibat numaralarının tespiti
– Bakanlıkların afet ve acil durum yönetim merkezlerinin teşkili
– Hizmet grubunun raporlama ve haberleşme usullerinin tespiti:
3- Kapasite Geliştirme Süreci:
– Senaryo çalışması
– Kapasite geliştirme kararları
– Finansman temini
– Organizasyon ve analiz
4- Entegrasyon Süreci:
– Tüm hizmet grupları planlarının bütünleştirilmesi,
– Ulusal düzey hizmet grubu sorumlusu bakanlığın yerel teşkilatları tarafından hazırlanacak operasyonel planların il afet müdahale planlarına entegrasyonu,
– İhtiyaç duyulan konularda mevzuat değişikliği için yapılacak çalışmalar,
– Hizmet gruplarının personel, haberleşme, mesaj, bilgi aktarımı, raporlara ve envanterlere ulaşımı sağlayacak ortak bilgi işlem portalı hazırlanması,
– Planların eğitimi,
– Masa başı ve saha tatbikatlarının yapılması.
ARAMA VE KURTARMA TEŞKİLATI
İkiye ayrılır:
Ana Hizmet Birimleri: Arama kurtarma Ekibi, Yangınla mücadele ekibi,i lk yardım ekibi, sosyal yardım ekibi
Yardımcı hizmet birimleri: Haberleşme Ekibi, Ulaştırma Ekibi
ÜNİTE 3
ARAMA KURTARMA TEKNİK VE BECERİLERİ
ARAMA VE KURTARMA TEKNİK VE BECERİLERİ HAKKINDA TEMEL BİLGİLER
Afet ve acil durum, toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylar olarak tanımlanmaktadır. Afet, etkilenen toplumun yalnızca kendi kaynaklarını kullanarak başa çıkma yetisini aşan yaygın insani, maddi ya da çevresel kayıplara sebebiyet vererek toplumsal işlevin ciddi şekilde aksaması anlamına gelir.
Acil Durum ve Afet Yönetimi: Afet sonucunu doğurabilecek olayların önlenmesi veya zararların azaltılması amacıyla afetlere/acil durumlara hazırlık ve onların olası zarar/risklerinin azaltılması ile birlikte afetlerden/acil durumdan sonra müdahale etme ve iyileştirme gibi çalışmaların tümünde yapılması gereken çalışmaların toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi, gereken mevzuat ve kurumsal yapıların oluşturulması veya yeniden düzenlenmesi ve etkin ve verimli bir uygulamanın sağlanabilmesi için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarının, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda yönlendirilmesi işlemidir.
Afet meydana geldiğinde acil olarak yürütülecek en önemli faaliyetlerin başında haberleşme, ulaşım, arama ve kurtarma faaliyetleri ile sağlık hizmetleri gelir.
Arama ve kurtarma beceri ve eğitimleri; arama, kurtarma ve hayatta kalma/hayata destek becerileri olarak 3 bölümde İncelenmektedir.
Tıbbi müdahale ekibi, gerekli olduğunda afetzedeye tıbbi bakım sağlar. Tehlikeli madde uzmanları afet bölgesini değerlendirir. Herhangi bir kimyasal bulaşma olması durumunda buna engel olmaya çalışır. Tehlikeli madde uzmanlarının öncelikli görevi zarar azaltma değil tespit ve tanımlamadır. Ağır donanım uzmanları, vinç veya buldozer gibi ağır iş makinelerini kullanır. Ağır iş makinesi uzmanları, çökmüş bir binada çalışmanın özel tehlikelerini bilirler ve enkazın altındaki kurtarma ekibinin ve afetzedelerin zarar görmemelerini sağlayacak dikkatli bir çalışma yürütürler. Teknik ve haberleşme uzmanları, bütün ekip üyelerinin birbirleriyle haberleşebilmelerini temin ederek, olası ikincil çökme durumlarında tahliyenin koordinasyonuna destek olabilirler.Lojistik uzmanları, 16.000 parçadan fazla ekipmanın temin ve idaresini yaparak arama ve kurtarma faaliyetini destekler. Bu ekipmanların içinde, beton kesme testeresi, arama kameraları, tıbbi malzemeler, çadır, kampet ve ekibin 4 günlük kendi idamesini sağlamasına yetecek kadar yiyecek ve su bulunması zorunludur.
Bir arama ve kurtarma ekibi en az 70 kişiden oluşmalıdır. Bir arama ve kurtarma ekibi, 72 saat boyunca yerel kaynakları kullanmadan kendi kendine yetecek donanıma ve iaşeye sahip olmalıdır. Ayrıca afet bölgesinde 10 güne kadar faaliyet gösterebilmelidir.
Bir arama ve kurtarma ekibi, yukarıda bahsedilen imkân ve kabiliyeti gösterebilmesi için yaklaşık 1.4 milyon dolar değerinde, 27 ton ağırlığında ve 16.400’den fazla parçadan oluşan ekipman desteğine ihtiyaç duymaktadır. Bütün ekipman, bir adet C-141 Star Lifter tipi askerî nakil uçağına veya bu uçağın yerini alan C-17 Globe master tipi askerî uçağın sığmaktadır.
Arama Kurtarmanın Gerekliliği
Afetin meydana gelmesinden hemen sonra başlayarak afetin boyutuna göre birkaç saat, birkaç gün veya birkaç aylık dönem içerisinde gerçekleştirilen müdahale acil müdahale faaliyetleridir. Problemli idareciler, acılı ve ne yapacağını bilmeyen insanlar, yabancı ve zor bir çevre, hoşa gitmeyecek kararlar, bilgi eksikliği ve sürenin darlığı acil müdahaleyi daha da zorlaştıran durumlardır. Çalışmaların ilk 24 saatinde arama ve kurtarma, tahliye ve barınma, gıda, su ve kamuoyunu bilgilendirme işlevleri yerine getirilmektedir.
Kısa vade olan birinci haftanın sonunda ise güvenlik, enerji, çevre sağlığı için sağlık önlemleri ve atık yönetimi sorunlarının üzerine gidilmektedir. Müdahale durumunda yapılan işler şu şekildedir:
• Haber alma ve ulaşım problemlerinin çözümü • Afetin etkisinin ve ihtiyaçların tespit edilmesi
• Arama ve kurtarma çalışmalarının başlatılması • İlk yardım çalışmaları
• Alt yapı sorunlarının tespiti ve çözümü • Tahliye • Geçici konutların veya barınakların temini
• Yiyecek, içecek, giyecek ve yakacak temin edilmesi • Güvenlik, çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik hizmetlerinin sürdürülmesi • Basın ve halkla ilişkiler konusunun düzenlenmesi
• Hasar tespiti, tehlikeli atıkların ve enkazın ortadan kaldırılması
Uluslararası arama kurtarma gereklilikleri
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), küresel temelde, üye devletleri arama kurtarma birimlerini oluşturmaları için yaptıkları çalışmalarında koordine ederler. ICAO ve IMO, kendi aralarındaki, komşu devletler arasındaki hava ve deniz yetkileri arasındaki iş birliğini geliştirmeye çalışmaktadır. İşlerin insani yapısı üzerine odaklanması ile ICAO ve IMO’nun üye devletleri hayati standartları ve önerileri geliştirmek ve desteklemek, tehlikeli durumların üstesinden gelmek ve önlemeye yardım etmek, devletlere diğer tip yardımları vermek ve uluslararası iş birliğini ve koordinasyonu günlük esasta kolaylaştırmak için iş birliği yapmaktadırlar.
Arama ve Kurtarma Çeşitleri: Arama ve kurtarma iki ayrı bölüm altında incelenmektedir. Bunlar;
• Denizde arama ve kurtarma • Karada arama ve kurtarma
Bunlar da kendi aralarında ikiye ayrılmaktadır. Bunlar:
• Tabii afetlerde arama ve kurtarma (Kendi arasında 4 ana bölüme ayrılmaktadır.) • Depremde arama ve kurtarma • Çığda arama ve kurtarma • Heyelanda arama ve kurtarma • Selde arama ve kurtarma
• Kaza ve kaybolmalarda arama ve kurtarma (Kendi arasında dört ana bölüme ayrılmaktadır.) •Kaybolma • Engellere takılma • Kaza geçirme • Sığınarak mahsur kalma ve kaybolma
Meydana Gelen Acil Durum veya Afet Derecesine Bağlı Olarak Uygulanan Müdahale Teknikleri
Hafif arama kurtarma : Göçük bina araştırmasındaki ilk üç safha; tanıma ve araştırma, kaynakların elimine edilmesi, ilk yüzey araştırması ilk saatlerde organize olmuş gönüllüler tarafından emniyetle ve sistematik olarak uygulanabilir. Bu adımlar hafif ve az hasar görmüş binalarda ve ağır hasar görmüş binalarda emniyetle uygulanır ve “hafif arama ve kurtarma” diye adlandırılır. Hafif arama kurtarmanın bileşenleri suçlardır: • Zaman • İnsan • Malzeme
Ağır Arama ve Kurtarma: Deprem veya herhangi bir afet meydana geldiğinde ilk asama hayat kurtarma evresidir. Kısaca SAR (Arama ve Kurtarma) denilen bu evre ilk 48 saatten 1 haftaya kadar, 2 haftaya kadar uzar. Arama kurtarmanın üç işlemi vardır: • Yerini belirleme (cihaz ve köpeklerin de yardımıyla) • Teknik yardımda bulunma • Tıbbi yardımda bulunma
Birleşmiş Milletler standartlarına göre afet yerine gelen kurtarma ekibi, yaralıları bulabilme, yangın söndürme – enkaz kaldırma gibi teknik yardımlar yapabilme ve tıbbi yardımda bulunabilme becerilerine sahip olmalı.
Yüzde yetmişi sularla kaplı olan yeryüzünde ülkemizin 779 452 km² olan yüz ölçümünün 765 152 km²’si kara, 14 300 km²’si su. Buna ek olarak ülkemizin üç tarafının sularla kaplı olması da su üzeri arama Kurtarmaya duyulan ihtiyacın boyutunu göstermektedir.
Su üzerinde bir arama kurtarma faaliyeti icra edileceği durumlar şunlardır:
• Bir deniz aracından yardım çağrısı alındığında
• Bir deniz aracından acil durum sinyali alındığında
• Bir deniz aracının kesin olarak tehlikede olduğu anlaşıldığında
• Terk edilmiş bir gemi ihbar edildiğinde
• Bir deniz aracından haber alınamadığında
Hava aracı ile arama yapılırken birçok yöntem kullanılır. Bunlardan bazıları sektör, paralel, rota boyu, genişleyen kare gibi metotlardır. Hangi metodun kullanılacağına olaydan elde edilen veriler ışığında pilot karar verir. Hava aracı ile bazı kısıtlar haricinde her türlü faaliyet icra edilebilir. Bu kısıtlar, yakıt kaynaklı mesafe, hava şartları, yükseklik ve arazi yapısıdır. Örneğin 112 Acil Servise ait olan helikopterler kazazedeyi alabilmek için iniş sahasına ihtiyaç duyar.
Sorumlulukların belirlenmesinin akabinde oluşan afetler seviye ve etki derecelerine ayrılmış ve ulusal afet ve acil durum müdahale çalışmalarının 4 seviyede yürütülmesi öngörülmüştür. Bu seviyeler aşağıdaki şekildedir:
1. Seviyede yerel imkânlar yeterlidir.
2. Seviyede destek illerin takviyesine ihtiyaç vardır.
3. Seviyede ulusal desteğe ihtiyaç vardır.
4. Seviyede uluslararası desteğe ihtiyaç vardır.
ÜNİTE 4
ARAMA VE KURTARMADA KAZA DEĞERLENDİRME SAFHALARI
Arama Kurtarma Personeli İçin İstenen Yetkinlikler
Beceri ve genel yetkinlikler, Fiziksel yetkinlik, Güç, Dayanıklılık, Esneklik, Liderlik, Pratik Zekâ, • Güçlü Bir İrade, • Öz Güven, • Cesaret, • Azimli Olmak ve Kararlılık, • İnisiyatif Kullanma, • Soğukkanlı olmak, • Risk Almak, • Ahlaki Değerlere Sahip Olmak, • Dengeli ve Tutarlı Olmak, • İnsanlara ve Olaylara Yön Verebilmek, Fedakâr Olmak, • Bilgili Olmak ve Kendini Geliştirmek, • Birlik Ruhu Oluşturmak, • İletişim Kurabilmek, • Yaratıcı ve Yenilikçi Olmak, • Karizmatik Güç, • Doğru ve Zamanında Karar Vermek, • Vizyon sahibi Olmak, • Sorumluluk Sahibi Olmak.
Herhangi Bir Acil Durum Veya Afette Kazazede Arama Çalışmaları
4 aşamada gerçekleşir:
Birinci Aşama Fiziksel Aşama: İki şekilde olur. Yatay ve düşey yönde dairesel arama • Yatay ve düşey yönde paralel arama. Ekip elemanları seslenerek, dinleyerek, gözlemleyerek afetzedenin varlığından haberdar olur.
İkinci aşama Köpek kullanarak arama: Köpeklerin arama operasyonlarında kullanılmasında karşılaşılan en ciddi sorun rüzgâr, beton katmanları, asansör boşlukları gibi aralıkların koklama yönlerini değiştirmesi ve köpeklerin afetzedelerin yeri konusunda kesin olmayan yorumlara neden olmasıdır.
Üçüncü Aşama: Dinleme Cihazlarıyla Arama Günümüzde üretilen sismik/akustik dinleme cihazları çok ileri teknolojik özelliklere sahiptir. Bu cihazlar ile göçük altındaki boşluklarda, şaftlarda ve aralıklarda kalmış yaşayan kişilerin ürettiği sinyaller görüntülü ve sesli olarak algılamak mümkün olmaktadır. 4 veya daha fazla sensör ile geniş alanlarda ses altı/sismik frekanslardan duyulabilen seslere kadar (1 Hz ile 3000 Hz arası) bütün frekans yelpazesi algılanabilmektedir
Dördüncü Aşama: Görüntülü Arama
Kazazedeyi Kurtarma Operasyonları Kurtarma operasyonlarını 4 aşamada gerçekleştirebiliriz:
• Enkaz altında kalmamış afetzedelerin kurtarılması
• Enkaz altında fakat görünen afetzedelerin kurtarılması
• Canlı olmayan afetzedelerin kurtarılması,
• Enkaz altında yerleri belli olmayan afetzedeleri kurtarılması
KAZAZEDEYE ULAŞILMASI VEYA KORUNMASI İÇİN AFET ÖNCESİ, SIRASI VE SONRASINDA YAPILMASI GEREKEN ÇALIŞMALAR
Afetin gelişmesini afet öncesi, sırası ve sonrası olarak üç bölüme ayırırsak bunların içinde afet öncesi çalışmalar en önemlisidir. Bu çalışmalar özellikle afetin oluşmasını bazı durumlarda engelleyebilmekte ve kötü sonuçlarının asgari düzeyde tutulması imkânını sağlayabilmektedir.
Bütünleşik afet yönetimi sisteminde, • Kayıp ve Zarar Azaltma • Hazırlık • Tahmin ve Erken Uyarı
• Afetler • Etki Analizi gibi afet öncesi korumaya yönelik olan çalışmalara risk yönetimi denilirken;
• Müdahale • İyileştirme • Yeniden Yapılanma gibi afet sonrası düzeltmeye yönelik olarak yapılan çalışmalar ise “kriz yönetimi” olarak adlandırılır. Böylece afet yönetim sistemi, afet öncesi (risk yönetimi) ve afet sonrası (kriz yönetimi) şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Risk ve kriz yönetiminin birlikte yürütülmesine “afet yönetimi” denilmektedir.
Afet Öncesinde Yapılması Gereken Çalışmalar
Zarar Azaltma Evresi: Afet ve risk yönetiminin en önemli ve ilk evresi zarar azaltmasıdır. Bu evre, modern afet yönetiminin kalbidir. Zarar azaltmanın amacı aynı zamanda, iş yerlerinde çalışanları basit önlemler, acil durumlar ve afetler konusunda eğitmek, böylece kayıp ve yaralanmaları azaltmaktır. Ekonomik zarar azaltma önlemleri, uzun dönemde sürdürülebilir kalkınma, iş, üretim, hizmet ve afet kayıplarını azaltmak için çok önemlidir.
Hazırlık Evresi: Afet ve risk yönetiminin ikinci önemli evresi olan hazırlık safhasında yapılması gereken çalışmaların ana hedefi, tehlikenin insanlar için olumsuz etkiler doğurabilecek sonuçlarına karşı önlemler alarak zamanında, en uygun şekilde ve en etkili organizasyon ve yöntemler ile müdahale edebilmeye hazırlanmaktır. Hazırlıklı olma, acil durum/afet hâlinde yetki ve sorumlulukların belirlenmesi ve destek kaynaklarının düzenlenmesini de içerir.
Afet Anında veya Hemen Sonrasında Yapılması Gereken Çalışmalar
Afetin oluşumunu takip eden ve afetin oluşundan hemen sonra başlayarak afetin büyüklüğüne bağlı olarak en çok 7 gün süren faaliyetler can ve mal kayıplarının artmasını engellemeye yönelik kriz yönetimi çalışmalarıdır.
Müdahale Evresi: Müdahale evresinde görev alacak personelin belirlenmesi, personelin uyarılması, başka yere tahliye edilmesi ve barındırılması, tesis çevresindeki halkın sürekli bilgilendirilmesi, arama kurtarma çalışmaları, tıbbi yardım sağlanması, hasar tespiti, zarar azaltma için göz önüne alınacakların belirlenmesi ve hatta bölge dışından talep edilecek yardımlar “müdahale” evresi kapsamındaki çalışmalardır. Bu safhada yapılan faaliyetler arasında; • Haber alma ve ulaşım,
• İhtiyaçların belirlenmesi, • Arama ve kurtarma, • İlk yardım, • Tedavi, • Tahliye, • Geçici iskân, • Yiyecek, içecek, giyecek, yakacak temini, • Güvenlik, • Çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik, • Hasar tespiti, • Tehlikeli yıkıntıların kaldırılması yer alır.
Etki ve İhtiyaç Analizi
Kaynak Yönetimi Kaynak yönetiminin ana bileşenleri planlama, organizasyon, yönetim ve kontroldür. Yönetilecek kaynaklar insan gücü (görevli ve gönüllü), araçlar, ekipman ve teknik bilgilerden ibarettir.
Davranış Şekilleri: Afet anında veya hemen sonrasında uygulanması gereken belli başlı dört davranış şekli vardır: Çök, Kapan ve Tutun • Yerinde Sığınak Oluştur • Kilitlen ve Yat • Tahliye
Olağandışı Durum
Olağandışı durum, günlük yaşamın ve toplumsal düzenin bozulması, kesintiye uğraması ve işlevlerini yerine getirememesi şeklinde tanımlanabilir Ortak özellikler
•Yaşam kaynaklarına, altyapıya zarar verir
•Oluştuğunda şok etkisi yaratır.
• Bir bölümünün ne zaman olacağı tahmin edilemezken, bir bölümününki tahmin edilebilir.
• Bazıları ani olur, bazıları yavaş gelişir.
• İlk anlarda organize müdahale gerçekleşemeyebilir.
Afetler ve türleri şöyle sıralanabilir:
• Doğal afetler: deprem, çığ, tsunami, fırtına, sel, heyelan, sıcak veya soğuk hava dalgaları.
• İnsan kaynaklı afetler: savaş, göç, sabotaj, terörizm.
• Teknoloji kaynaklı afetler: kazalar, çevresel afetler, radyoaktif serpinti.
Kaza Değerlendirme Safhaları : Şüphe safhası ( 1 gün) Alarm safhası (2 gün) Tehlike safhası
Havadan arama ve kurtarma yöntemleri Kaybolan veya kazaya uğrayan kişi/kişilere ulaşılabilmesi için yapılacak ilk iş “yerinin belirlenmesidir”.
– Papatya zinciri paterni (şablonu): Büyük vadilerin, girintilerin ve çıkıntıların olduğu alanlarda düşük süratli uçakların ve helikopterlerin birbirilerinin tarama alanlarını kontrol edebildikleri bir arama şeklidir.
– S- Paterni (şablonu): Geniş vadi alanlarında iki hava aracından biri s şeklinde arama yaparken diğer aracın direkt uçuş yaptığı kör noktaları kontrol edebilmek için yapılan bir arama şeklidir. S şeklinde arama dağın tek yüzeyinde de başarıyla uygulanmaktadır.
– Yonca yaprağı paterni (şablonu): Hızlı uçan bir uçağın yonca yaprağı şeklindeki aramasına devam ederken yavaş uçan helikopterin uçağın dönüş rotalarındaki boşluğu dolduracak şekilde ve alçak uçuş yaparak arama yapmasıdır.
Arama paternleri ve teknikleri çeşitli şekillerde yapılmakta olup bu patern ve teknikler aşağıda verilmektedir: Arama bacağı, Yan bacak, Yaklaşma
Karadan arama ve kurtarma yöntemleri
Kaza yeri biliniyor ise; deneyimli bir grup önceden gönderilir. Bu grup çalışmaya başlarken diğer gruplarla irtibatı sağlar. Ana grup gelene kadar gerekli güvenlik tedbirlerini alır ve gerekli ise ilk yardım tedbirlerini uygular.
Kaza yeri bilinmiyor ise arama yöntemleri 4 çeşittir.
• Keşif araması: 3 – 4 veya 5 Kişilik çok deneyimli dağcıdan oluşur. Hızlı ve minimum malzemeyle teçhiz edilmiş olmalıdırlar. Kaybolan grubun takip edeceği rotayı izlerler.
• Alan taraması: Kısmen büyük alanların aranmasında kullanılan bir yöntemdir. Her grup belirli bölgeyi tarar. Gruplar kendi aralarında muhabere yaparlar.
• Süpürerek arama: Grup üyeleri araştırılacak alana belli aralıklarla dizilir ve ileriye doğru arama yapılır. Arama arazinin yapısına, görüş alanına personel sayısına, alanın büyüklüğüne ve arama zamanına göre belirlenir.
• Temasla arama: Küçük alanların ve görüşün zayıf olduğu durumlarda (sisli havada, gece, uçurum kenarı, sık taşlık veya bitki ) araştırmacıların aralarındaki mesafe 5 – 25 m. arasında olmalı ve araştırmacılar bir birilerinin alanlarını da kontrol edebilmelidirler. .
• S- Paterni (şablonu): Havadan arama paterni’nin yerdeki şeklidir.
ÜNİTE 5
ARAMA VE KURTARMADA KULLANILAN MAKİNA VE EKİPMANLAR
W 70 TAHLİSİYE CİHAZI
W70 Faser oksijen cihazı, madenlerde ve diğer endüstriyel tesislerde kurtarma çalışmalarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. W 70 tahlisiye cihazı 9x18x28 alkali patron ve 200kg/cm2 tüp ile 4 saat kullanılabilir.
W70 cihazının Ana Parçaları:
Oksijen tüpü ve manometre: Çelikten imal edilmiş olup serbest hâlde 2 lt hacim ihtiva eder. Üzerinde test tarihi bulunur. Kullanılan tüpler 10 yılda bir, normal dolum kapasitesi 200kg/cm2 basıncın %50 fazlası olan 300kg/cm2 basınç altında teste tabi tutulurlar. Basınç testleri, su havuzunda tüp içine oksijen yerine su basılarak yapılır. Cihazın kullanma süresi hesaplanırken emniyet katsayısı olarak sabit sürekli oksijen akışı 2lt/dakika olarak alınır. Oksijen tüpü 150 atm basınç altında doldurulursa 300 lt oksijen, 200 atm basınç altında doldurulursa 400 lt oksijen alır. Oksijen tüpü açıldığı zaman oksijen manometreye direkt olarak cihaza ise valf ünitesinden geçerek akar. Manometreye serbest basınçta gelen oksijen ibreyi harekete geçirir. Manometre kadranı üzerinde 0, 5, 15, 20, 25, 30 MPa değerleri vardır. Manometre 30 MPa basınca kadar ölçüm yapabilir. Cihaz üzerinde manometre ile oksijen tüpü arasında oksijen akışını açıp kapatan manometre mandalı vardır. Manometre mandalı normal zamanlarda daima açık (yukarıda) tutulmalıdır. Tahlisiye cihazını kuşanmış bir tahlisiyeci gerek bakarak oksijen tüketimini kontrol etmelidir.
Redüksiyon ventil : Oksijen tüpünde bulunan 200kg/cm2 basıncı 4kg/cm2 basınca düşüren tazyik düşürücü sistemdir
Ciğer otomatiği: Redüksiyon ventil üzerine montelidir. Nefes alma odası ile irtibatlıdır. Sabit sürekli oksijen akış dozajı yetmediği zaman oksijen takviyesi sağlar. Tahlisiye cihazında bulunan oksijen tüpü ilk açıldığında bir defaya mahsus ön püskürtme olur. 2- 2.5 saniye içinde nefes torbasına 5-6 lt oksijen vererek cihazı kullanılacak konuma getirir.
Alkali patron: Alkali patronun görevi, %3-4 CO2’ li havayı %0.03 – 0.04 CO2’ ye indirmektir. Alkali patron, %75-76 NaOH, %9-10 Cu2SO4, %14-15 Na2SO4 ve %1-1.5 NaCl2 karışımından oluşur. NaOH, sudkostik adı ile tanınır. Rengi beyazdır. Ticari olarak kırık taneli veya çubuklar hâlinde satılır. Doğada serbest hâlde bulunmaz. Endüstride, etki ve elektroliz yöntemlerle sentezlenir. NaOH suda çok kolay erir. Aşındırıcı özelliği nedeniyle yün, ipek, boya ve buna benzer cisimleri eritir. Kuvvetli nem çekicidir. Derinin suyunu çekerek kavurur, yakar ve büyük acı verir. Bu sebeple; NaOH’e çıplak elle kesinlikle dokunulmaması gerekir. Eriyik hâlde iken cam ve porselene hatta platine etki eder. NaOH veya KOH nem tutucu özelliğe sahiptir. NaCl2, kimyasal maddenin kristalize hâlde kalmasını sağlar. Cu2 SO4 ısı dengeleyicidir. Na2SO4, NaOH veya KOH’ in CO2 ile olan reaksiyon hızını sağlamak için konulmuştur.
Alkali patronun kullanılışı:
•Alkali patron müstakilen kullanılmaz, tipine uygun oksijen cihazına takılarak kullanılır.
• Alkali patronun mühürleri koparılarak kapakları açılır. “Üst” yazısı ve ok işareti, oksijen cihazındaki ok işareti ile aynı yönde olacak şekilde cihaza takılır. Cihazın bağlantı başlıkları alkali patrona hava sızdırmayacak şekilde vidalanır. Bağlantı başlıklarındaki contalar sertleşmiş ise değiştirilmelidir.
• Alkali patron sadece bir defa kullanılır. Çok kısa zaman dahi olsa kullanılıp soğumuş alkali patron değiştirilmelidir ve tekrar kullanılmamalıdır.
• Alkali patronun kullanma süresi, oksijen cihazının 1.5lt/dk devamlı oksijen dozajı ve ciğer otomatiği ile 8 saat, 0.65 lt/dk devamlı oksijen dozajı 12 saattir.
Nefes torbası: W70 tahlisiye cihazında kullanılan nefes torbalarının içi kauçuk, dışı da bezden imal edilmiştir. Nefes torbası yüksek ve alçak basınca karşı dayanıklıdır. Nefes torbası, üzerinde bulunan iki kol vasıtasıyla, alkali patron çıkışı ve nefes alma klapesi arasında 6.5 lt’lik bir rezerve oksijen deposu görevini yapar.
Maske:
Körüklü temiz ve kirli hava hortumları: Hortumlar hava sızdırmaz olmalıdır. Hortum contalarının yuvasında ve sağlam durumda olduğu görülmelidir. Temiz hava hortumu tükürük hokkası aşağı gelecek şekilde monte edilmelidir.
Tahlisiye cihazının kasası: Üzerinde alkali patron, nefes torbası, oksijen tüpü, redüksiyon ventili, ciğer otomatiği, askı kayışları ile temiz ve kirli hava hortumları bulunan alüminyum alaşımından yapılmış bir kasadır. Tahlisiye cihazının montajı yapılırken ve cihaz test edilirken daima ayakları üzerinde dik olarak tutulmalıdır
Alkali patron ve oksijen tüpü montajı yapılarak hazır durumda bekletilen bir tahlisiye cihazı en fazla 6 ay kullanılmadan muhafaza edilebilir. 6 ayı geçen sürelerde tahlisiye cihazındaki alkali patron ciddi olaylarda kullanılmaz.
Oksijen devridaimi: 1- Oksijen tüpü 2. Oksijen tüp vanası 3. Manometre mandalı 4. Manometre borusu 5. Manometre 6. Tazyik düşürücü 7. Emniyet supabı 8. Takviye valfi 9. Temizleme valfi 10. Ciğer otomatik 11. Sabit dozaj O2 borusu 12. Takviye borusu 13. Nefes alma odası 14. Nefes alma hortumu 15. Tükürük hokkası 16. Nefes verme odası 17. Nefes verme hortumu 18. Tahliye supabı 19. Alkali patron 20. Nefes torbası 21. İrtibat bağlantısı
UNİVERSAL KONTROL CİHAZI
Universal kontrol cihazı, oksijen solunum cihazları ile basınçlı hava verici ve hassas dalma cihazlarının kontrolü için kullanılır. Universal kontrol cihazı ile aşağıdaki kontroller yapılabilir:
Oksijen soluma cihazlarında;
• Yüksek ve alçak basınç kontrolü
• Ciğer otomatik basınç kontrolü
• Ciğer otomatik hacim kontrolü
• Yüksek basınç supapları açılma dirençleri kontrolü
• Dakikada litreye düşen miktarın hacim ölçümü
• Alarm sinyallerinin kontrolü
Basınçlı solunum aletleri ve hassas dalma cihazlarında;
• Yüksek ve alçak basınç sızdırmazlık kontrolü
• Akciğer otomatik çalışma basınç kontrolü
• Solunum valfleri açılma dirençlerinin ölçülmesinde
Son Kontrol Cihazının Üzerinde Bulunan Parçalar
– Cihaz bağlama parçası
– Gösterge skalası: 160 mm çapında, dairesel olarak yapılmış olup litre/dakika olarak dozaj ölçmek için biri 0.5-2, diğeri 2-5 değer aralıklı olmak üzere iki skala, ayrıca sıfır noktasının tespiti için donatım plakası üzerine de sıfırlama düğmesi konulmuştur. Alet vakumlu membran ( diyafram ) sistemine göre çalışmaktadır.
– Kronometre
– Çift kademeli havalandırma supabı:
– Anahtar :Alçak basınç, yüksek basınç, hava sızdırmazlık, 0.5-2lt/dak dozaj, 2-5 lt/dakika dozaj testleri yapabilmek amacıyla muayene aleti ile tahliye cihazı arasındaki irtibatı sağlar.
GAZ ÖLÇÜM CİHAZLARI
Metan (CH4) Gazı Ölçüm Cihazları
Gaz detektörü Gaz detektörlerinin ana parçaları :1. Gaz çıkış nipeli 2. Gaz giriş nipeli 3. Dürbün 4. Şalter
5. Sıfır ayar vidası 6. Sıfır ayar kapağı 7. Pil kapağı 8: Aspiratör (pompa)
GP-322 metan gazı ölçüm cihazı
• Grizulu yerlerde kullanılabilir.
• Alarm lambası uyarıcıdır ve görülmesi kolaydır.
• Alarm lambası ışık yayıcı led uygular ve cihazın üst kısmının etrafında 16 lamba vardır. Böylece alarm lambaları her açıdan görülebilir.
• Alarm nokta ayarı kolaylıkla istenilen orana getirilebilir.
• Işıkla beraber sesli olarak da alarm verildiği için metan artışı anında çalışanlar tarafından fark edilebilir.
• Cihazın bataryası zayıfladığında yeşil güç lambası (led) ikaz eder.
Karbonmonoksit (CO) Ölçüm Cihazları
Comopac karbonmonoksit ölçüm cihazı : Comopac CO, elde taşınabilir özellikte olup ışıklı ve sesli olarak CO artışını ikaz eder. 0-200 ppm ve 0-500 ppm arasında CO’ i ölçebilir. CO’in yoğunluğunu dijital olarak gösterir. Ağırlığı net 300 gr’dır. Duyulabilir tonda alarm sesi vardır. Görülebilir LED alarmı ve kulaklığı bulunur. Comopac, iş yerlerinde bulunan havadaki CO’ in sürekli olarak izlenmesinde kullanılır. 0-500 ppm arasında ölçüm yapabilmekte ve kimyasal üretim alanlarında, dökümhanelerde, madencilikte, endüstride kullanılabilir. CO konsantrasyonu 50 ppm’e ulaştığında cihaz sesli ve ışıklı olarak alarm vermektedir. Kullanılan pillere bağlı olarak 3700 saatten fazla çalışabilmektedir.
CO-82 detektörü: Madenlerde, teknik cihazlarda, endüstride ve yangın sonucu oluşan gazlı ortamlarda 0-300 ppm arasındaki CO miktarını tespit etmek için kullanılır. Haftada bir kez CO konsantrasyonu bilinen gaz ile kalibre edilmelidir. Ömrü ortam koşullarına bağlı olarak 6 ay – 2 yıl arasında değişmektedir
Birleşik Gaz Detektörleri
Multi gaz detektörü: Elde veya cepte rahatlıkla taşınabilir. CO, CO2, O2, H2, H2S ve duman tüpleri kullanılmak üzere adı geçen gazların ölçümleri yapılabilir. Gaz detektör tüplerinin iki sene depolama ömrü vardır. Işıktan etkilenmeyecek şekilde kapalı kutular içinde ve serin bir yerde depolanmalıdır.
Yangın sonucu oluşan gazlı ortamlarda 0-300 ppm arasındaki CO miktarını ölçmek üzere Riken CO detektörleri yaygın olarak kullanılmaktadır.
Exotox 60 model gaz detektörü: Tüm donanımı kompakt bir ünite içerisinde yer alan portatif bir ekipmandır. İçerisinde bulunan sensöre bağlı olmak üzere; oksijen, toksik gaz (CO, CL2, H2s, NO2,SO2), patlayıcı gaz (CH4 ve diğer hidrokarbonlar), sıcaklık ve bağıl nem ölçümlerini tek ünitede yapabilmektedir.
Hava Ölçümü
Anemometre: 8 adet kanadın yatay bir mile, radyal kollarla monte edilmesiyle ve üzerinde 1 dakika çalışma süreli kronometresi bulunan, kadran tarafından geçen havanın m/dakika cinsinden hızını tespit etmeye yarayan alettir. Kesit alanı (m2) x Hava hızı (m/dk)= Geçen hava miktarı (m3/ dakika)
Anemometrelerin orijinal tutma kolları 20 cm olduğundan ölçüm sırasında, tüm ölçüm alanını dolaşabilmesi ve ölçüm yapan kişinin ölçüme etkisi olmaması için 1 m’lik uzatma sopasına monteli olarak kullanılmalıdır.
FERDÎ KURTARICILAR
Oksijenli Ferdî Kurtarıcılar: Oksijenli ferdî kurtarıcı kapalı devre solunum cihazı olup kullanıcının aktivitesine göre (koşma, oturma vb.) kullanma süresi değişmektedir. Oturarak bekleme durumunda 100 dk. ,Orta eforda kaçışta 30 dk. Koruma sağlar. Bir kullanımlık cihazdır. Bu cihaz takıldıktan sonra kaçış için 30 dakikalık bir sürenin olduğu unutulmamalıdır.
Filtreli Ferdî Kurtarıcılar: Filtreli ferdi kurtarma maskesi yangın ve patlama sonucu oluşan CO gazına karşı koruma sağlayan acil teneffüs ekipmanıdır CO ferdî maskesi 60 – 90 dakika süre ile koruma sağlar. Filtreli ferdî kurtarma maskesi % 18’ den az oksijen veya diğer zehirli gaz ve dumanların bulunduğu ortamlarda kullanılmamalıdır.
ÜNİTE 6
ARAMA VE KURTARMADA YANGIN VE MÜDAHALE TEKNİKLERİ
Yanma: Yanıcı maddenin tutuşma sıcaklığına ısıtıldığında oksijenle verdiği ekzotermik (ısı veren) zincirleme reaksiyona denir. Yanma ısı (kıvılcım) ve ışık üreten hızlı bir oksidasyondur. Yanma olayının oluşabilmesi için yanıcı madde, ısı (kıvılcım) ve oksijenin uygun miktarda bir arada bulunması gerekir. Yanıcı maddeler katı, sıvı ve gaz hâlinde olabilir Yanmada yakıcı madde olarak rol oynayan oksijen havada %21 oranında bulunur. Katı ve sıvılarda havadaki oksijen oranı %16’nın, gazlarda ise %12’nin altına düştüğünde yanma yavaşlar ve daha sonra da durur.
Yanmanın meydana gelmesinde en büyük etken ısıdır. Isı, cisimlerin sıcaklığının artmasına neden olan
fiziksel bir etkidir. Isının yayılması; • Direkt temas (Conduction), • Hava yolu ile (Convention) • Işıma yolu ile (Radiation) üç şekilde gerçekleşir.
Yanma olayını yavaş yanma, kendi kendine (alevsiz) yanma, hızlı (alevli) yanma ve parlama-patlama şeklinde yanma olmak üzere dört gruba ayırarak incelemek mümkündür.
Yanma sonucunda ışık, duman, ısı, alev, parlayıcı buharlar, zehirli gazlar, karbonmonoksit, karbondioksit, kükürtdioksit, kükürtlü hidrojen, siyanid ve amonyak vb. gazlar açığa çıkmaktadır.
Yangın: Ortamda her zaman ve bir arada mevcut olan, oksijen, yanıcı madde ve ısının kontrol dışında birleşmesi ile ışık (alev) ve kuvvetli ısının açığa çıkması sonucu çevreye yayılması, büyümesi, yaşam ve çevreye zarar verme niteliğine bürünmesidir.
Yangınlar çıktıkları kaynaklara göre de sınıflandırılabilmektedir. Bu nedenle Yangınlar:
• Likit petrol gazı (LPG) • Doğalgaz • Akaryakıt • Baca • Elektrik • Orman• Araç • Bina• Sanayide (endüstride) görülen yangınlar olarak incelenebilir.
Yangının yayılması üç evrede izlenmektedir:
•Başlangıç evresi
•Yayılma evresi (Kararlı hâlde yanma evresi)
•Korlaşma evresi (İçten yanma evresi
Gazların oluşturduğu Tehlikeler: Yangın yerinde meydana gelen ölüm olaylarının çoğu yanma esnasında oluşan gazlar nedeniyle olmaktadır. Zehirlenme çoğunlukla soluma, nadiren de deriden soğurma yoluyla olur.
Gazlar etkilerine göre üç grupta incelenmektedir:
• 1.Grup gazlar insan vücudundan oksijeni alarak boğulmaya neden olurlar. Karbondioksit, su buharı, metan, etan, propan boğucu gaz olarak sayılabilmektedir.
• 2.Grup gazlar nefes yollarını tahriş ve tahrip eder, akciğerleri zedeler. Hidroklorik asit, nitrik asit, formik asit, amonyak, kostik tahriş eden gaz olarak sayılabilmektedir.
• 3.Grup gazlar kanda, sinir sisteminde ve hücrelerde zararlara yol açarlar. Karbonmonoksit, hidrojen siyanür ve hidrojen sülfür zehirli gaz olarak sayılabilmektedir.
Patlama tehlikesi: Yangın yerinde patlama fiziksel ve kimyasal olmak üzere iki şekilde oluşabilmektedir.
Fiziksel patlama: Yangınlarda yüksek ısıya maruz kalan basınçlı kaplarda bu olay gözlemlenebilir: Yangın söndürme tüpleri, deodorantlar, düdüklü tencere, LPG tüpleri içlerindeki gazın artan sıcaklıkla genleşmesi sonucu çeperlerin taşıyabileceği basıncı aştığında en zayıf yerinden genellikle ısındığı taraftan patlar. Dış kabı aksi istikamete doğru şarapnel etkisi ile fırlar. Ev tüpü vb. tüpler soğutulduktan sonra yangın mahallinden çıkartılmalıdır.
Kimyasal patlama: Patlayıcı maddelerin patlaması, oda patlaması, yangın patlaması, yağ patlaması ve gazların yol açtığı patlamalar olmak üzere alt gruplara ayrılmaktadır. Yangınlarda yüksek sıcaklık ve patlama sonucunda çökmeler oluşmaktadır.
Yangın Sınıflaması
•A Sınıfı (Katı yanıcı maddeler yangını)
• B Sınıfı (Sıvı yanıcı maddeler yangını)
• C Sınıfı (Gaz yanıcı maddeler yangını)
• D Sınıfı (Yanabilen metal yanıcı maddeler yangını)
• E Sınıfı (Elektrik etkenli yangınlar)
• F Sınıfı (Yağ tavası yangınları)
Yangın söndürme teknikleri: Soğutarak söndürme, havayı kesme, yanıcı maddeyi ortadan kaldırma ve zincirleme reaksiyonu engelleme şeklinde dört söndürme yönteminden biri veya birkaçı yangında uygulanabilmektedir.
Örtme (Yakıtı giderme): Yakıt kaynağını yok etmek için sıvı ya da gaz akışı durdurulur. Örnek: Doğalgaz vanasının kapatılması ile yakıt kesilir.
Soğutma (Isıyı düşürme): Soğutma yanıcı maddeden ısı alınarak sıcaklığını tutuşma derecesinin altına düşürmektir. Örnek: Yünün tutuşma sıcaklığı 600°C’dir. Yanmakta olan yün, 550°C’ye soğutulduğunda söner.
Boğma (Oksijeni giderme): Oksijen konsantrasyonunu yanma için gerekli oranın altına indirmektir. Hava, normal olarak %21 oksijen içerir. Oksijen %13’ün altına inerse yangın sadece içten içe yanar. Oksijen %9’un altına inerse yangın tamamen söner.
Zincirleme reaksiyonu engelleme: Kuru kimyevi tozlar ve halojenli hidrokarbonlar gibi bazı söndürme maddeleri, yanıcı madde ile ısı üretmeyen reaksiyonlar meydana getirip alev üreten kimyasal reaksiyonu keserek alevlenmeyi durdurur. Örneğin halon gazı uygulandığında, halojenlerle reaksiyon oluşur ve oksidasyon ani olarak durur.
Yangınla Mücadele Yangınlarda başarılı olmanın en temel şartı uygun söndürme maddesi seçilmesidir (Tablo 6.2). Yangın türüne bağlı olarak su, kuru kimyevi toz ( KKT), karbondioksit (CO2), diğer söndürücü gazlar (FM-200, İNERGEN, NAFS3), köpük ve halojenlendirilmiş hidrokarbonlar (Halokarbon) söndürme maddesi olarak kullanılabilmektedir.
Genel olarak yangın güvenlik önlemleri, pasif ve aktif olmak üzere iki grupta incelenebilmektedir. Pasif yöntemler olarak binanın kaçış yolları, yangın merdivenleri, tesisat şaftları, pompa daireleri, su depoları, yangın bölmeleri, yangın kesicileri ve duman tahliye bacaları sayılabilir. Aktif sistemler ise, yangın dolapları, sprinkler sistemleri, gazlı söndürme sistemleri, duman tahliye sistemleri, algılama ve uyarı sistemleri gibi sistemlerdir.
Tehlike sınırlandırmaları:
– Düşük tehlikeli yerler: Düşük yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip malzemelerin bulunduğu, en az 30 dakika yangına dayanıklı ve tek bir kompartıman alanı 126 m2’den büyük olmayan yerlerdir.
– Orta tehlikeli yerler: Orta derecede yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip yanıcı malzemelerin
bulunduğu yerlerdir.
– Yüksek tehlikeli yerler: Yüksek yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip ve yangının çabucak yayılarak büyümesine sebep olacak malzemelerin bulunduğu yerlerdir.
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’e göre 50 kişiden fazla insan bulunan her türlü
binada aşağıdaki ekipler oluşturulacaktır.
• Söndürme ekibi (en az 3 kişi)
• Kurtarma ekibi (en az 3 kişi)
• Koruma ekibi (en az 2 kişi)
• İlk yardım ekibi (en az 2 kişi), her ekipte bir ekip başı bulunur.
• KIRMIZI ZEMİN ÜZERİNE SİYAH Y: Yangında ilk önce kurtarılacak
• MAVİ ZEMİN ÜZERİNE KIRMIZI Y: Yangında ikinci öncelikle kurtarılacak
• YEŞİL ZEMİN ÜZERİNE KIRMIZI Y: Yangında üçüncü öncelikle kurtarılacak
Birden fazla aynı öncelikli malzeme varsa bu etiketleri Y/1 Y/2 gibi öncelik sırasını belirten işaret konulacaktır. Üçüncü öncelik eşya ve malzemeler kurtarılarak koruma ekibine teslim edilecektir.
Taşınabilir yangın söndürücüler: Taşınabilir yangın söndürücüler, yangın türüne bağlı olarak çeşitli tip ve kapasitede imal edilmiştir. Bunlar; CO2’li, sulu, köpüklü, kimyasal tozlu ve BCF’li taşınabilir yangın söndürücülerdir.
BCF: Bromochlorodifluoro-methane’nın kısaltması. Halon ve freon gazı karışımı yangın söndürücüdür.
A sınıfı, B sınıfı ve E sınıfı yangınlarda kullanılır. C sınıfı yangınlarda ise kullanılmaz.
Yangına müdahale yöntemleri Yangına müdahale yöntemleri hazırlıklı ve hazırlıksız müdahale olarak ikiye ayrılmaktadır. Müdahale sisteminin aşamaları durum tespiti, bilgi toplama, karar verme, emir verme ve kontrol şeklinde beş kısımdan oluşmaktadır.
Yangın müdahale stratejisi Yangına müdahale stratejisi ölçme ve değerlendirme, hayat kurtarma, havalandırma, sıçrama ve sirayeti önleme, yangını kontrol altına alma, söndürme-toparlanma, eşya koruma ve mal güvenliği şeklindedir.
Yangına müdahale ekibinin teçhizatı: Koruyucu ceket ve pantolon, baret, çizme, eldiven, solunum yolu koruyucuları, kemer, balta, el feneri, holigan
YANGIN ORTAMINDA ARAMA VE KURTARMA
Yangında yapılması gerekenler, sırasıyla, hayat kurtarmak, haber vermek ve yangını söndürmeye çalışmaktır.
ÜNİTE 7
ARAMA VE KURTARMADA HABERLEŞME
Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliğinde haberleşme
Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliği, arama ve kurtarmada haberleşmenin amacını, arama ve kurtarma hizmetlerinin yapılmasını temin etmek olarak belirtmektedir. Yönetmelik, haberleşme sistemine bağlı deniz ve hava vasıtalarından tehlike mesajlarını süratle gönderecek, arama kurtarma birliklerinin birbirleri ile en iyi şekilde koordinasyon yapmalarını sağlayacak, kontrol üniteleri, radar ve haberleşme istasyonları ile arama kurtarma alt merkezleri arasındaki haberleşmeyi sağlayacak şekilde tesis edilmesi gerektiğini belirtmektedir
Arama ve Kurtarma Komuta ve Kontrol Düzeni
Türk hava sahası, iç sular, karasuları ve açık denizlerde, tehlike içinde bulunan hava ve deniz vasıtalarına ait arama ve kurtarma hizmeti ve bu çalışmaların koordinasyonu, Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezince yürütülmektedir. Arama ve kurtarma faaliyetinin koordinatörlüğü deniz ve hava arama kurtarma koordinasyon merkezlerine verilmiştir. Arama ve kurtarma bölgesinde kara ve adalar üzerindeki hizmetin arama ve kurtarma koordinatörü Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüdür. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kurduğu Hava-Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezini uluslararası standartlara uygun yeterli malzeme, teçhizat ve personel ile donatır.
Arama ve kurtarma bölgesinde kıyılardan itibaren deniz sahalarındaki arama ve kurtarma faaliyetlerinin koordinatörü Sahil Güvenlik Komutanlığıdır.
Kara-Arama Kurtarma Birliği istasyonları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü tarafından kurulur
Kara olay yeri koordinatörü, olayın meydana geldiği arama kurtarma alt merkezi sorumluluk sınırları içerisinde bulunan ilin valisidir veya il valisinin uygun gördüğü bir vali yardımcısıdır
Enterferans: İki veya daha çok dalga hareketinin, aynı noktaya aynı anda gelmesiyle birbirini yok edebilmesi veya kuvvetlendirebilmesi olayıdır.
Arama ve kurtarma haberleşmesinde yer alan birimlerin telsiz kullanımı sırasında kullandıkları frekanslar aşağıda belirtilmiştir.
• Valilik/İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü: VHF-UHF/FM Bandı Frekanslar
• Emniyet: VHF-UHF/FM Bandı Frekanslar
• Jandarma: VHF/FM Bandı Frekanslar
• Sahil Güvenlik: VHF/FM Deniz Bandı Frekanslar
• Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (GMDSS): HF/SSB-VHF/FM Bandı Frekanslar
• Sivil Toplum Kuruluşları: VHF-UHF/FM, PMR Bandı Frekanslar:
• Uzun mesafe/Uluslararası: VHF (Very High Frequency): 30-300 MHz
• Uzun mesafe/Yerel-Bölgesel-Açık alan: UHF (Ultra High Frequency): 300-3000 MHz
• Orta mesafe/Engel aşmada rahatlık: SHF (Super High Frequency): 1000 MHz üstü
• Simpleks: Aynı frekansta dinleme-gönderme (yakın kanal)
• Semi Dupleks: Farklı frekansta dinleme-gönderme (role kanalı)
• Full Dupleks: Aynı frekansta aynı anda dinleme-gönderme (telefon)
Telsiz Haberleşmesi Öncelikleri: •İvedi •Öncelikli •Rutin •İdari
Sinyal Raporu (RST) telsiz haberleşmesinde sinyal durumunu belirtmek için kullanılan terimdir. İngilizce okunabilirlik (readibility), sinyal (signal), ton (tone) kelimelerinin ilk harflerinden türetilmiştir. Eğer ses ile haberleşme yapılıyor ise sinyal durumuna göre iki rakam verilir. Maniple ile Mors Alfabesi kullanılarak haberleşme yapılıyorsa 3 rakam verilir.
ARAMA VE KURTARMADA KULLANILAN UYDU SİSTMELERİ
Acil durum yardım talebi ve arama kurtarma çalışmalarında iki ayrı uydu sistemi COSPAS-SARSAT ve INMARSAT kullanılmaktadır. Küresel Denizcilik Tehlike ve Güvenlik Sistemi (GMDSS) uygulanmadan önce sadece COSPAS-SARSAT uyduları arama ve kurtarma sisteminde kullanılmaktaydı. COSPAS-SARSAT sistemi Ruslar tarafından uzaya gönderilen 2 adet COSPAS ve 2 adet SARSAT uydusundan oluşmaktadır. Uydular kutupsal yörüngelidir. 121,5 Mhz ve 406 Mhz frekanslarında çalışan uydu epirblerinden gelen sinyalleri alarak uydu-kara istasyonlarına (LUT) iletmekte ve arama kurtarma çalışmalarının başlatılmasını sağlamaktadır.
COSPAS-SARSAT uydu sistemine INMARSAT uydu sistemi de dâhil olmuştur. INMARSAT sisteminde 4 adet ekvatoral yörüngeli 1,6 Ghz frekanslarında çalışan uydu bulunmaktadır. Bu uydular:
• POR: Pasifik Okyanus bölgesi üzerindeki uydudur. 1780 E enlemindedir.
• AOR-W: Batı Atlantik Okyanus Bölgesi üzerindeki uydudur. 540 W enlemindedir.
• AOR-E: Doğu Atlantik Okyanus Bölgesi üzerindeki uydudur. 15,50 E enlemindedir.
• IOR: Hint Okyanus bölgesindeki uydudur. 640 E enlemindedir.
INMARSAT uydularının COSPAS-SARSAT uydularına üstünlüğü şudur: Bu sistemde uydular sadece epirblerin sinyallerini iletmekle kalmaz; gemiler ile kara istasyonları arasında tehlike, aciliyet, emniyet ve rutin haberleşme mesajlarına da aracılık ederler. Telsiz sistemine olan üstünlüğü ise tüm bu işlemleri mesafe sınırı tanımaksızın yeryüzünün 700 N-700 S enlemleri arasında kalan tüm alanında yapabilmesidir.
INMARSAT sistemi, COSPAS-SARSAT sisteminden çok üstün olmasına rağmen, COSPAS-SARSAT sistemi hâlen kullanılmaktadır. Bunun gerekçesi, her iki sistemdeki mevcut yörünge farkıdır. INMARSAT uyduları ekvatoral yörüngeli olduklarından sadece 700 N ve 700 S enlemleri arasında kalan alanı takip edebilmekte, COSPAS-SARSAT uyduları ise kutupsal yörüngeli olduğundan tüm Dünya yüzeyini, dolayısı ile INMARSAT uydularının takip edemediği 700-900 N ve 700-900 S enlemleri arasını da takip edebilmektir. Bu nedenle, 700-900 N ve 700-900 S enlemleri arasında seyir yapan gemiler COSPAS-SARSAT epirblerini kullanmaktadır.
Epirb: Gemi battıktan sonra elle çalıştırılarak veya otomatik olarak devreye girerek cinsine göre sahile veya uydular aracılığı ile uydu istasyonlarına formatlı tehlike sinyali gönderen cihazdır.
Gemi Elektronik Haberleşmesi: GMDSS, denizde ortaya çıkan tehlikelerde kara esaslı iletişim sistemlerinin de kullanılarak kurtarma birimlerini otomatik olarak uyaran, arama ve kurtarmayı otomatik olarak hızla temin eden uluslararası bir sistemdir. Bu işlevi yerine getirmek için yeryüzü ve uydu telsiz iletişim teknolojileri ile gemilerdeki telsiz iletişim sistemlerini kullanır.
Sart: Gemi kaybolduğunda arama kurtarma gemilerinin radarlarına sinyal göndererek bulunmayı kolaylaştırır.
ÜNİT 8
ARAMA KURTARMADA TEKNOLOJİK GELİŞMELER
Kasırgalar, toprak kaymaları, depremler ve büyük terör saldırıları genellikle büyük hasarlara neden olur. Acil yardıma ihtiyacı olan kazazedelere hızla ulaşmak en zorlu görevlerdendir. Teknolojideki hızlı gelişme ve inovasyonla birlikte teknolojik gelişmeler, bu tür afetlerde hayat kurtarmak için çok önemli rol oynayabilirler.
Teknolojinin kullanım amaçları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak ve sağlıklarına kavuşmalarını sağlamak,
• Afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklerinden insan canını ve malını korumak,
• Afetten etkilenen toplulukların yaşamsal gereksinimlerini mümkün olan en kısa zamanda ve en akıcı yöntemlerle karşılamak ve hayatın bir an önce normal hâle getirilmesini sağlamak,
• Afetin doğurabileceği ekonomik ve sosyal kayıpların en düşük düzeyde kalmasını veya yaraların bir an önce sarılmasını sağlamak,
• Afetten etkilenen topluluklar için güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturmak
RADYO FREKANSLI TANIMA TEKNOLOJİSİ (RFID)
Radyo Frekanslı Tanıma Teknolojisi, canlı ve cansız her türlü nesnenin dokunmadan belirli bir mesafeden tanınmasında ve izlenmesinde kullanılır. Otomotiv, akaryakıt, lojistik, perakendecilik, tarım, sağlık, ilaç, tekstil, finans, bankacılık, enerji, kamu, üretim, güvenlik, turizm gibi birçok sektörde geniş uygulama alanlarında aktif ve yaygın olarak kullanılmaktadır. RFID teknolojisi operasyonel maliyetleri oldukça azaltmakta, iş akışlarını hızlandırmakta, verimliliği ve karlılığı artırmaktadır. RFID teknolojisi 4 temel bileşenden oluşur:
•RFID Etiket (çip ve anten’den oluşur) : RFID etiket (tag), tanınmak istenen nesnelerin (ürün, paket, taşıt, insan, hayvan, vd.) üzerine veya içine doğrudan yerleştirilir.
•RFID Yazıcı RFID yazıcıların okuyucular gibi sabit ve taşınabilir modelleri bulunmaktadır.
•RFID Okuyucu: RFID okuyucular elle taşınabilir, araca monteli ve sabit olmak üzere 3 çeşittir. Etiketlerin kodlarının ve içinde kayıtlı bilgilerin okunup sisteme iletilmesi görevini görürler.
•Programlama Aracı
Depremde RFID’nin kullanımı: Önerilen yaklaşım sayesinde, arama-kurtarma operasyonları süresince arama ve kurtarma ekiplerinin ihtiyaç duyacağı yerel bilgiler, depremden önce yerel veri depolama ünitelerinde saklanacak ve deprem sonrasında ihtiyaç olduğunda derhâl kullanılabilecektir. Arama-kurtarma ekiplerinin ihtiyaç duyduğu bilgiler, (1) semt/mahalle bilgileri, (2) bina bilgileri ve (3) kişi bilgileri olarak üç grupta toplanabilir. Semt/mahalle bilgileri, semt hakkında fikir vererek arama-kurtarma ekiplerinin hangi semtten/mahalleden/sokaktan çalışmaya başlayacakları, bu bölgeye ulaşımı nasıl sağlayacaklarını, bölgedeki hangi binalara öncelik tanıyacakları, hangi binalardan daha fazla kişi kurtarabilecekleri konularında doğru kararlar vermelerine yardımcı olacaktır.
COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ
Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS); konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik-olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini bütünlük içerisinde gerçekleştiren bir bilgi sistemidir. Ne ve nerede sorularının cevabı olarak geliştirilmiştir.
CBS’ in beş temel bileşeni vardır. Bunlar; • Yazılım • Veri • Donanım • Yöntem • İnsan’dır.
CBS’in temel çalışma prensibi belli bir coğrafi bölge için grafik (mekânsal / konumsal) ve öznitelik (mekânsal ve konumsal olmayan) verilerin ilişkilendirilerek farklı katmanlar hâlinde saklanması ve bu katmanları kullanarak istenilen analizlerin yapılmasına dayanmaktadır. Uzaktan algılama yöntemi ile yeryüzünün zaman içinde ne gibi değişimlere uğradığı ve bunda etkili olan faktörler de çok rahatlıkla ortaya çıkarılabilmektedir. Örneğin; bir deprem sonrasında yeryüzünde meydana gelen değişimler, yanal ve düşey kaymalar, bir heyelan ile değişen yamaç profilleri, fırtınaların ve dalgaların kıyılarda yapmış oldukları tahribatların hepsi bu yöntemle rahatlıkla izlenebilen özelliklerdir.
CBS’nin yararları:
• Daha etkin planlama ve yönetim uygulamalarının geliştirilmesi
• Kararların hızlı ve yerinde alınabilmesi
• Kısa ve uzun vadede güncel ve zamana bağlı değişimi gözlenebilen veri yönetiminin oluşturulması
• Maliyetlerin azalması
• Daha iyi hizmetlerin sunulması
• Hizmetlerin, kararların ve çözümlerin ilgili paydaşlar ile kolay paylaşımı
• Görsel ve analitik yöntemlerle anlatılması zor olguların daha kolay şekilde anlatılabilmesi
ARAMA VE KURTARMADA ROBOT KULLANIMI
Arama kurtarma robotları doğal afetlerde veya kazalarda enkaz alanlarına müdahalede kullanılmak için geliştirilen robot sistemleridir. Farklı alanlarda kullanılmak için özelleşmiş modelleri bulunsa da genel olarak her birinde bulunması gereken çeşitli özellikler mevcuttur. Bunlar; robotun hareket modeli, konum ve duruş kestirimi, haritalama ve otonom gezinim problemleridir.
Yılan Robotlar : Bir snakebot, yılanı andıran biyomorfik hiper-yedekli bir robottur. Yılan robotlar üç metre uzunluğunda olabilir. Tam anlamıyla yılanların biyolojik ve fiziksel özelliklerinden yararlanılarak oluşturulmuştur. Manevra kabiliyetleri üst düzeydedir, bu yüzdendir ki ağaç ve merdivenlere tırmanabilirler, tıbbi snakebotlar, ameliyatlarda göğüs kafesi arasında bulunan organlar arasından geçebilecek kadar küçük ve kolay kontrol edilebilecek düzeydedir. Köpeklerin giremeyeceği yerlerdeki kurtarma çalışmalarında tespit etmek için yılan robotlar kullanılmaktadır.
Robotik Hayvanlar: Robotların yetersiz kaldığı alanlarda kullanılmak üzere bazı canlılar vücutlarına elektronik parçalar eklenerek yarı canlı yarı robot hâline getirilmektedir. Vücutlarına eklenen parçalar sayesinde daha gelişmiş kabiliyetlere sahip olan bu yapılar sibernetik organizma ya da kısaca “cyborg” olarak bilinir. Ağırlığı yaklaşık 0,7 gram olan ve böceğin sırtına adeta bir çanta gibi takılabilen bu cihazlar sayesinde böceklerin antenine belli titreşimler gönderilir. Bu titreşimler ile sibernetik böceklerin önünde sanal bariyerler oluşturulur ve bu sayede hamamböceğinin önceden belirlenmiş bir doğrultuda hareket etmesi sağlanır. Böylece sibernetik hamamböceği hem insan operatörler hem de böceği takip edebilen otomatik bilgisayar sistemleri tarafından uzaktan kumanda edilerek kavisli bir hat üzerinde yürütülebilmektedir. Sırtlarında taşıdıkları telsiz sistemleri ile bir algılayıcı ağı kurabilmekte ve birbirlerine belli bir uzaklıkta çalışarak geniş alanları kısa süre içinde tarayabilmektedirler.
Robot arılar: Birer böcek kadar küçük olan ve uçabilen robot olan robot arılar; kanat genişliği 3 cm, ağırlığı ise 80 mg olan, saniyede 120 defa kanat çırpabilen ve uzaktan kontrol edilebilen dünyanın en küçük uçan robotlarıdır. Robot arılar sadece 15 dakika havada uçabilmektedirler. Robot arılar yapay beyne ve zekâya sahiptirler; böylece başka cisimleri hissetme ve tanıma yetenekleri vardır. Sürüler hâlinde uçan robotlar arama ve kurtarma çalışmalarında, askerî gözetlemede, çevre kirliliğini ve hava olaylarını izlemede, özellikle zehirli ve tehlikeli kimyasal sızıntıları belirlemede, yerüstü haritalama, trafik izleme ve her türlü görüntüleme projesinde kullanılabilecektir.
Schaft Kurtarma Robotu: 148 cm uzunluğunda, 95 kg ağırlığında 130 cm kol genişliğine sahiptir. Schaft’ın başlıca özellikleri arasında; Girişi engelleyen enkazı kaldırma, betondan oluşan bir yapıyı alet kullanarak kırma, kapıyı açıp binaya giriş yapma, enkaz alanında araç kullanma, merdivene tırmanma, yangın hortumunu bağlayarak vanayı açma, tespit edilen sızıntıyı kesmek için vanayı kapatma, engelli arazide ilerleyebilme gibi kabiliyetleri bulunmaktadır.
Thermite Yangın Söndürme Robotu: Thermite RS1-T2 adı verilen robot, küçük ama etkili bir yangınla mücadele robotu olarak tanıtılıyor. Böylece uzak mesafelerden yangına güvenli bir şekilde müdahale edilebilecektir. Robot yangın söndürme uçaklarının giremediği çok riskli bölgelerde; petrol rafinerileri, kimyasal tesisler veya nükleer reaktör patlamalarında kullanılabilecektir. Thermite 400 metre uzaktan yönetilebiliyor. Thermite özellikle yoğun gaz, duman ve yorgunluk durumlarında itfaiyecilerin kalp krizi geçirerek öldüğü durumlarda pek çok itfaiyeciye göre risk alabilen bir robottur. Robot; 187 cm uzunluğunda, 89 cm genişliğinde ve 140 cm yüksekliğindedir. Robot, çelik ve uçak alüminyumdan yapılmıştır. Böylece engebeli arazilerde kolaylıkla gidebiliyor. Özel bir yangın hortumuyla donatılan ve çok yönlü başlığı dakikada 2271,25 litreye kadar su sıkmasını sağlayabiliyor.
Drone’ların Arama ve Kurtarmada Kullanımı : Drone, uzaktan kontrol edilebilen bir tür uçak teknolojisi olup Türkçede insansız hava aracı anlamına gelmektedir. Felaket bölgelerine ilaç teslimatı, arama- kurtarma çalışmalarında kullanılır. 2010 yılında meydana gelen Haiti Depremi’nde ABD hükûmeti tıbbi malzemeyi ulaştırmak, hayatta kalanları bulmak ve askerî birliklerini olası tehlikelere karşı koruyabilmek için “drone”ları kullanmıştı.
Arama ve Kurtarma, herhangi bir doğal veya insan kaynaklı afet esnasında acil yardıma ihtiyacı olan kimselerin yerini tespit etme gerekirse ilk yardım uygulama ya da yardım alacakları güvenli bir yere nakletme faaliyetleri olarak tanımlanmaktadır. Bazı arama ve kurtarma ekipleri, kurtarma sonrası bakım ve barınma olanaklarının sağlanmasında da kazazedelere yardımcı olurlar. Arama ve kurtarma faaliyetleri esnasında insanların ve özel eğitimli hayvanların yanı sıra, basit araç-gereçlerden özel donanımlı hava, kara ve deniz taşıtlarına kadar çok çeşitli ekipmanlardan yararlanılmaktadır.
Başbakanlık Afet ve Acil durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yayımlanan Açıklamalı Afet Yönetimi Terimleri Sözlüğü’ne göre Arama (serch); Afet ve acil durumlarda afetzede veya kazazedenin yerinin belirlenmesine yönelik yapılan çalışmadır.
Arama ve Kurtarma (search and rescue); Afet nedeniyle güç durumda kalmış insanların, özel olarak eğitilmiş ve donatılmış resmî veya özel ekipler tarafından aranması, bulunması ve kurtarılmasına yönelik çalışma olarak tanımlanmaktadır.
Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliği’ne göre ise, Arama ve Kurtarma (AK); hava ve deniz vasıtalarının karada, havada, su üstünde ve su altında tehlikeye maruz kalması, kaybolması veya kazaya uğraması hâllerinde bu vasıtalardaki şahısların her türlü araç, özel teçhizat veya kurtarma birlikleri kullanılarak ve kurtarılması işlemini,
Kazazede; AK tanımı kapsamında olan ve bulundukları mahalde yaşamı tehlikede bulunan kişiyi, Arama ve kurtarma birliği/ekibi; Özel malzeme ve ekipman ile donatılmış, özel olarak arama/kurtarma ve yardım eğitimi almış, afet ve acil durumlara müdahale edebilen profesyonel personelden teşkil edilmiş birlik/ekibi,
ifade etmektedir.
ARAMA VE KURTARMA TÜRLERİ
Dağda AK: Özellikle dağlık ve engebeli arazilerde yürütülen arama ve kurtarma çalışmaları ile ilgilidir.
Karada AK: Karada ve iç sularda zor durumda kalan kazazedeleri arama ve kurtarma çalışmaları ile ilgilidir.
Kentsel AK: Yıkılan binalar veya diğer endüstriyel tesislerde mahsur kalan kazazedelerin kurtarılma çalışmalarıyla ilgilidir. İşin uzmanlık doğası gereği, bu alanda görevlendirilen ekiplerin multi-disipliner bir kadroya sahip olması zorunludur. Bu nedenle, arama ve kurtarma ekibinde güvenlik, yangın ve acil sağlık hizmetleri konularında uzmanlaşmış personel bulunmaktadır. Geleneksel kara arama ve kurtarma ekiplerinin aksine, bu ekipler binalarda yapısal çöküş, elektrik hatları, kırık doğal gaz boru hatları ve diğer tehlikelerle karşı karşıya kalabilirler.
Savaş Alanında AK: Savaş sırasında ve çatışma alanlarının içerisinde veya etrafındaki arama ve kurtarma çalışmalarını kapsar.
Hava ve Deniz Araçlarındaki AK: Ankara ve İstanbul uçuş bilgi bölgeleri (FIR) dâhilinde arama ve kurtarma hizmetleri Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO) uluslararası standart ve tavsiye edilen usullere göre yürütülür. Gerekli kolaylıkların temini için her türlü sorumluluk Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı ile Ulaştırma Bakanlığı’na aittir.
Arama ve kurtarma hizmetlerinden sorumlu otoriteler
Ana Arama ve Kurtarma Koordinasyon Merkezi (AAKKM) Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı’dır. AAKKM karada, havada ve denizde arama ve kurtarma harekâtının en üst düzeyde koordinasyonu ve iş birliğini sağlayan ve hâlin icabına göre kanunlar, uluslararası çok taraflı ve iki taraflı, sözleşmeler esaslarına göre komşu ülkelerle koordinasyon ve işbirliği kuran merkezdir.
Arama ve kurtarma hizmetlerini veriliş koşulları
Türkiye’deki arama – kurtarma hizmeti ve kolaylıkları, arama ve kurtarma çalışmaları ücretle tutulma durumu olmadıkça, Sivil Havacılık İdaresine (CAA) yapılacak müracaatla kendi toprağı üzerinde komşu ülkelere her zaman ücretsiz sağlanır.
ARAMA VE KURTARMADA ULUSLARARSI YETKİ PAYLAŞIMI
Birleşmiş Milletler: 1958 yılında Cenevre de yapılan Uluslararası bir antlaşma ile açık denizlerin ve uluslararası sular olarak bilinen denizlerin sınırları belirlenmiş ve Deniz Hukuku oluşturulmuştur. Uluslararası Arama Kurtarma Danışma Grubu (INSARAG) Ulusal Kentsel Arama ve Kurtarma Kuruluşları arasındaki bilgi alışverişini teşvik eden bir Birleşmiş Milletler Kuruluşudur.
Uluslar arası Sular: Uluslararası sular Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi ile 13 bölgeye ayrılmıştır. Denizde arama ve kurtarma uluslararası sözleşmesi 1979 yılında imzalanmış ve Temmuz 1985 yılında yürürlüğe girmiştir. Kuzey Kutbu’nda, arama ve kurtarma sorumlulukları, Kuzey Kutbu Arama ve Kurtarma Anlaşması çerçevesinde Mayıs 2011’de yapılmıştır. Bu anlaşmaya göre ülkeler bayrak ayrımı yapmadan gemi, mürettebat ve yolcuları tehlike altında bırakmadan en hızlı ve güvenli şekilde kurtaracaklardır.
Uluslararası Denizcilik Örgütü
Uluslararası Denizcilik Örgütü, (IMO) 1948 yılında Birleşmiş Milletler denizcilik konferansında kurulması öngörülen ve on yıl sonra Hükümetler Arası Deniz Danışma Örgütü (IMCO) adıyla kurulan ve 1982 yılına kadar bu isimle, Birleşmiş Milletler bünyesinde bir “danışmanlık” birimi olarak faaliyet gösteren ajanstır.
Teşkilatlanışı aşağıdaki gibidir:
• Deniz güvenliği komitesi (msc / maritime safety committee)
• Deniz çevresini koruma komitesi (mepc / marine environment protection committee)
• Hukuk komitesi (leg / legal committee)
• Teknik iş birliği komitesi (tc / technical co-operation committee)
• Kolaylaştırma komitesi (fal / facilitation committee) ve alt komiteler şeklindedir.
ÜNİTE 2
ARAMA VE KURTARMADA PLANLAMA VE ORGANİZASYON
Herhangi bir kaza vuku bulduğunda veya herhangi bir yerde afet meydana geldiğinde, acil olarak yürütülecek en önemli çalışmaların başında haberleşme, ulaşım, arama ve kurtarma faaliyetleri ve sağlık hizmetleri gelmektedir. Bu faaliyetlerin planlı ve organize bir şekilde yapılması ise son derece önemlidir. Planlama;arama ve kurtarma işini yaparken ileriye bakılmasına ve kolay seçeneklerin bulmasına yardım eden bir süreç olarak düşünülebilir. Arama ve kurtarma planı ise; Arama ve kurtarma hizmetlerinin hazırlıklarını destekleyen amaçları, düzenleri ve usulleri açıklamak için ulusal ve uluslararası arama ve kurtarma yapısının tüm seviyelerinde mevcut olan dokümanları açıklamakta kullanılan genel bir terimdir.
Organizasyon ise, arama ve kurtarma çalışmalarının amaçlarına ulaşabilmesi için hangi işlevleri yapması gerektiğine ve bu işlevleri yapacak kısımların birbirleriyle ahenkli çalışacak şekilde oluşturulmasına bu organlarda çalıştırılmak üzere gerekli olan beşeri ve maddi sermaye unsurlarının tedariki ve uyumlu hâle getirilmesine ilişkin süreçlerden oluşmaktadır.
ARAMA VE KURTARMADAPLANLAMA VE ORGANİZASYONUN ÖNEMİ
Arama ve kurtarmada planlama ve organizasyonun amacı; afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak, il hizmet servisleri, İl hizmet grupları, il hizmet ekipleri ve il koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamak, afet öncesi, sırası ve sonrasında olmak üzere, müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemek ve uygulamaktır.
Herhangi bir yerde acil durum meydana geldiğinde acil olarak yürütülecek en önemli faaliyetlerin başında planlı ve organize bir şekilde olmak üzere, haberleşme, ulaşım, arama kurtarma faaliyetleri ile sağlık hizmetlerinin yapılması gelmektedir.
Arama kurtarma birçok farklı birimden oluşan organizasyon işidir. Bu organizasyona üst düzeyde planlama, eğitim ve tatbikat düzenleme, diğer kurumlarla müşterek çalışma birimleri, orta düzeyle alt düzey birimlerin birbirleri arasındaki koordinasyonu sağlama birimleri ve alt düzeyde dağcı, cankurtaran, dalgıç, paraşüt, kırım kurtarma, yangın söndürme gibi birimler bulunmaktadır.
Planlama safhasında toplanılan verilerin bilgisayar destekli sistemlerle çözümlenmesi, planlamanın doğruluğunu artırırken, aynı zamanda gereksiz işlemlerin yapılmasını da engelleyerek zaman, personel ve para kazancı sağlayabilir. Bilgisayar destekli arama kurtarma sistemine sahip olmayan ülkeler veya kurumlarda planlama aşamasında şu basamaklar takip edilebilir:
• Durumu değerlendirin, daha önceki benzer arama kurtarma faaliyetlerinin ‘‘Sonuç Raporları’’na bakın,
• Olay mahalini kestirmeye çalışın, hata ve sapma ihtimallerini değerlendirin,
• Kazazedelerin olası hareketliliklerini de hesaba katın, olası mesafe veya istikamet hatalarını değerlendirin,
• Yeni verileri de ekleyerek olay mahallinin ve kazazedelerin en muhtemel yerini belirleyin,
• Olay mahaline gidilecek en uygun yol ve aracı belirleyin. Bu basamakta kazazede sayısını da hesaba katın,
• Spesifik arama yollarını belirlemek için muhtemel alt-arama sahaları ve paternleri (şablonları) belirleyin. Örneğin bir dağın dört bir tarafı ve yamaçlarını katman katman ayırarak planlama yapılabilir,
• Durumu doğru olarak tanımlayan bir arama faaliyeti icra edin.
Bir arama ve kurtarma operasyonunda planlama ve organizasyon safhalarında olması yapılması gerekli zorunluluklar şunlardır:
– Zamana karşı yarış
– Afet sonrası hayatta kalanların desteklenmesi
Genel Olarak Bilinmesi Gerekenler: İki farklı arama ve kurtarma operasyonunda kesinlikle aynı yöntem takip edilemez. Her kaza kendi içinde farklı bir durum olarak değerlendirilmeli ve planlanmalıdır.
Arama ve kurtarma olayları genellikle müdahale faaliyetlerini organize etmek için belirlenmiş aşamalardan geçer. Bu aşamalar:
• Arama ve Kurtarma Servislerinin Kapasitesi
• Arama ve Kurtarma Aşamaları
• Haberdar Olma
• İlk Hareket
• Planlama
• Operasyon
• Sonuçlar
Arama ve Kurtarmada Detay Planlama ve Operasyon
Planlama, eldeki verilere, geçmişte edinilen tecrübelere ve geleceğe dair öngörülere dayalı olarak belli amaç veya amaçlar doğrultusunda geleceğe dair karar verme olarak tanımlanabilir.
Kurumlar için planlama, kurumsal hedeflere ulaşmak yolunda kuruma ait kaynakların yapması gereken işlen ve bu işlerin zamanlamasının belirlenmesidir. Bu bağlamda kurum kaynaklan ile kastedilen tedarik/satın alma, üretim, satış, finans, insan kaynaklan, vb. tüm kurumsal fonksiyonları yerine getirmede rolü olan çalışan, donanım/ekipman ve hammadde gibi unsurlar olarak düşünülebilir.
Bilinmesi ve kaçınılması gereken üç ana tehlike mevcuttur.
• İlki, tam olarak ya da yeterli düzeyde plan yapmamaktadır
• İkincisi “fazla plan” yapmak, yani pratikte uygulanması zor olacak ve bu nedenle tamamen gerçekleşmeyecek kadar karmaşık bir plan oluşturmaktır,
• Üçüncüsü ise planı yeterince çalışmamak ve pratik yapmamak; bunun sonucunda planın rafa kaldırılarak toz tutmaya bırakılması ve hatta önemli olay sırasında bile rafta kalmasıdır.
Planlar ana hatları ile şunlara cevap vermelidir:
• Durumun değerlendirilmesi,
• Hayatta kalanların en olası konumu ve bu konumu hakkında belirsizlik veya tahmin,
• Mevcut arama kurtarma tesisleri kullanmak için en iyi yolun belirlenmesi,
• Alt alanları ve arama kalıplarının tanımlaması,
• Bir arama eylem planı yapmak dahil,
• Durum
• Aranılan cisim
• Arama kurtarma unsurlarının sorumlulukları
• Olay yeri koordinasyonu
• Merkezlerin raporlama talepleri
Arama ve Kurtarma Çalışma Yöntemleri
Arama ve kurtarma faaliyetlerinin temel amacı, ilk dört gün içerisinde maksimum sayıdaki kazazedeyi canlı olarak kurtarmak, yararlıların tedavi edilmesini sağlamak ve kurtarılanların temel ihtiyaçlarını en kısa sürede, en uygun yöntemlerle karşılamaktır.
Afet Aksiyon Planının Geliştirilmesi
Afet öncesi plan baz alınarak, saha operasyonları için afet aksiyon planı geliştirilir. Afet amiri bölgeye ulaşıp, durumu değerlendirmeye teşebbüs ettiği ve operasyona başladığı zaman afet aksiyon planı geliştirilmeye başlanır. Bu plan çerçevesinde beş tane standart aşama uygulanır. Bu beş adet safhanın içerisinden, sadece birinci, ikinci ve üçüncü aşamalar bu araştırmanın konusu olan arama kurtarma faaliyetlerini kapsamaktadır. Bunlar;
• Görevlerin belirlenmesi ve enkaz alanına hâkim olunması,
• Enkazın üzerindeki tüm afetzedelerin mümkün olduğunca güvenli ve hızlı olarak kaldırılması,
• Yaşayabilir afetzedeler için tüm boşlukların ve ulaşılabilen bütün alanların aranması.
ARAMA VE KURTARMA FAALİYETLERİ İÇİN ALINACAK TEDBİRLER
Birinci Safha: Acil Durum ve Afet Öncesi Hazırlıklar
Acil durum ve afetlerin oluşturabileceği hasarları ve zayiatı azaltmanın en etkin yolu gelişim alanlarının seçimi, imara açılması ve bu alanların üzerinde afete dayanıklı yapıların inşa edilmesi ile yapıların proje ve inşa hâlindeki denetimlerinin etkin şekilde yapılaması, caydırıcı cezalandırma yöntemlerinin de yasallaştırılması gerekmektedir.
İkinci Safha: Acil Durum ve Afet Anında Yapılması Gerekenler
Acil durum ve afet sırasında ilk ve en önemli iş paniğin önlenmesidir. Afet bölgesinde derhâl kriz masası oluşturularak görev paylaşımı yapılmalı ve bu masaya afetin boyutları hakkında sağlıklı bilgi akışı sağlanmalıdır.
Üçüncü Safha: Kurtarma Çalışmalarının Yapılması
Enkaz altından canlı kurtarma işlemlerinde felaketi takip eden ilk 8 saat kurtarma çalışmaları için çok önemlidir. Kurtarma ekipleri gelinceye kadar yerel imkânlarla enkaz altından çıkarılamayan ancak, ulaşılabilen yaralılara mutlaka yerinde ilkyardım yapılmalıdır. Bilahare ilk 8 saati takip eden ilk 16 saat içerisinde gelecek kurtarma ekipleri doğru yönlendirmeli öncelikle yaralılara hizmet verilmesi sağlanmalıdır. Devamındaki 96 saatte canlı kurtarma işlemleri için çok önemli zaman olup, toplam bu 120 saatin çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu safha afet konusunda yetişmiş yöneticilerin ve uzman sivil savunma birliklerinin bölgeye gelerek çalışmalara başladığı safhadır.
Kurtarma çalışmalarının başarısı;
• İyi bir planlama sevk ve idareye
• Sağlıklı aramaya
• Doğru kurtarma sistemi seçimine
• Doğru araç, gereç seçimine
• Eğitilmiş personele
• Değir birimlerle koordinasyona bağlıdır.
Kurtarma çalışmalarının tek elden yürütülmesi ve kurtarma ekibine sorumluluk verilmesi;
• Lüzumsuz arama yapılmasını önler.
• İş makinelerinin gereken yerlerde kullanılmasını sağlar.
• Kurtarma ve yıkıntı kaldırma faaliyetlerinin birbirinden ayrılmasını sağlar.
• Sevk ve idarede çok başlılığı ortadan kaldırır.
• Zamanın verimli kullanılmasını sağlar.
TÜRK ARAMA VE KURTARMA SİSTEMİ
“Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi” madde ile AAKKM, ülkemizin tek yetkili kurumu olmuştur. Arama kurtarma birliklerinin yapısı içerisinde görev yapan personel Doktor, Veteriner, Psikolog, Sosyal Çalışmacı, Hemşire, Sağlık Memuru, Mühendis, Tekniker, Arama ve Kurtarma Teknisyeni, Sivil Savunma Uzmanı, Şef, Şoför, Teknisyen Yardımcısı, Hizmetli, Koruma Güvenlik Şefi ve Koruma Güvenlik Görevlisi mesleki sınıflarından oluşmaktadır. Türkiye’nin Arama ve Kurtarma Organizasyon merkezi Ankara’da bulunmakta olup, bu merkez birçok kurum, kuruluş ve bakanlıkların işbirliğiyle görev yapmaktadır.
TÜRKİYE AFET PLANI ÖZETİ
Türkiye Afet Müdahale Planının (TAMP) amacı; afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak hizmet grupları ve koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamak, afet öncesi, sırası ve sonrasındaki müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemektir. Türkiye Afet Müdahale Planı, ülkemizde yaşanabilecek her tür ve ölçekte, afet ve acil durumlara müdahalede görev alacak, bakanlık, kurum ve kuruluşlar, özel kuruluşlar, Sivil toplum kurtuluşları ve gerçek kişileri kapsar.
Türkiye Afet Müdahale Planı planlama prensipleri “temel prensipler” ve “tamamlayıcı prensipler” olmak üzere iki kısma ayrılmakta olup aşağıda verildiği şekildedir.
Temel prensipler:•Kapsamlı olması (Hazırlık, müdahale, ön iyileştirme aşamaları)
• Her tür ve ölçekteki tehlikeleri kapsaması
• Tüm ana ve destek çözüm ortaklarının rol ve sorumluluklarını içermesi
• Ulusal, bölgesel ve yerel afet müdahale kapasitesini anında harekete geçirmeyi esas alması
Tamamlayıcı Prensipler
• Etkili planlama
• Esnek ve ölçeklenebilir yapı
• İyileştirme ve geliştirme
• Koordinasyon, iş birliği ve dayanışma
• Bilgi yönetimi ve iletişim
• İlgili mevzuata uygunluk
Plan Türleri ve Entegrasyonu
Genel olarak planlar stratejik, taktik ve operasyonel yaklaşımla hazırlanır. Stratejik planlar, kurum ve kuruluşların orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans ölçütlerini, hedeflerine ulaşabilmek için izlenecek eylem ve yöntemler ile kaynak dağılımını içerir. Taktik planlar; rolleri, sorumlulukları, görevleri tanımlar ve hizmet gruplarının yapacakları çalışmalar ile eylemleri ifade eder. Operasyonel planlarda ise personel, ekipman ve kaynak yönetimi gibi detaylar yer alır.
Türkiye Afet Müdahale Planı, taktik yaklaşımla hazırlanmış olup afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak, hizmet grupları ve koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamaktadır.
Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında hangi olay türlerine yönelik ulusal düzeyde plan hazırlanacağına karar verir. İlgili kurumlar kararın tebliğinden itibaren altı ay içinde planlarını hazırlar.
Plan Hazırlama Süreci
Plan hazırlama süreci organizasyon, analiz, kapasite geliştirme ve entegrasyon süreci olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Süreçler aşağıda açıklanmıştır:
1- Organizasyon süreci:
– Hizmet grubunun oluşturulması
– Hizmet grubunun süreç analizinin yapılması
– Hizmet grubunun kendi içinde süreç analizi çerçevesinde iş bölümü yapması
– Hizmet grubu ekiplerinin kurulması
2- Analiz Süreci :
– Hizmet grubunun kaynak-envanter tespiti
– İş birliği
– Hizmet grubu saha destek ekiplerinin intikal planlaması
– Hizmet grubu destek kaynaklarını intikal planlaması:
– Hizmet grubu 0. dakika planlaması:
– Hizmet grubu acil durum irtibat numaralarının tespiti
– Bakanlıkların afet ve acil durum yönetim merkezlerinin teşkili
– Hizmet grubunun raporlama ve haberleşme usullerinin tespiti:
3- Kapasite Geliştirme Süreci:
– Senaryo çalışması
– Kapasite geliştirme kararları
– Finansman temini
– Organizasyon ve analiz
4- Entegrasyon Süreci:
– Tüm hizmet grupları planlarının bütünleştirilmesi,
– Ulusal düzey hizmet grubu sorumlusu bakanlığın yerel teşkilatları tarafından hazırlanacak operasyonel planların il afet müdahale planlarına entegrasyonu,
– İhtiyaç duyulan konularda mevzuat değişikliği için yapılacak çalışmalar,
– Hizmet gruplarının personel, haberleşme, mesaj, bilgi aktarımı, raporlara ve envanterlere ulaşımı sağlayacak ortak bilgi işlem portalı hazırlanması,
– Planların eğitimi,
– Masa başı ve saha tatbikatlarının yapılması.
ARAMA VE KURTARMA TEŞKİLATI
İkiye ayrılır:
Ana Hizmet Birimleri: Arama kurtarma Ekibi, Yangınla mücadele ekibi,i lk yardım ekibi, sosyal yardım ekibi
Yardımcı hizmet birimleri: Haberleşme Ekibi, Ulaştırma Ekibi
ÜNİTE 3
ARAMA KURTARMA TEKNİK VE BECERİLERİ
ARAMA VE KURTARMA TEKNİK VE BECERİLERİ HAKKINDA TEMEL BİLGİLER
Afet ve acil durum, toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylar olarak tanımlanmaktadır. Afet, etkilenen toplumun yalnızca kendi kaynaklarını kullanarak başa çıkma yetisini aşan yaygın insani, maddi ya da çevresel kayıplara sebebiyet vererek toplumsal işlevin ciddi şekilde aksaması anlamına gelir.
Acil Durum ve Afet Yönetimi: Afet sonucunu doğurabilecek olayların önlenmesi veya zararların azaltılması amacıyla afetlere/acil durumlara hazırlık ve onların olası zarar/risklerinin azaltılması ile birlikte afetlerden/acil durumdan sonra müdahale etme ve iyileştirme gibi çalışmaların tümünde yapılması gereken çalışmaların toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi, gereken mevzuat ve kurumsal yapıların oluşturulması veya yeniden düzenlenmesi ve etkin ve verimli bir uygulamanın sağlanabilmesi için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarının, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda yönlendirilmesi işlemidir.
Afet meydana geldiğinde acil olarak yürütülecek en önemli faaliyetlerin başında haberleşme, ulaşım, arama ve kurtarma faaliyetleri ile sağlık hizmetleri gelir.
Arama ve kurtarma beceri ve eğitimleri; arama, kurtarma ve hayatta kalma/hayata destek becerileri olarak 3 bölümde İncelenmektedir.
Tıbbi müdahale ekibi, gerekli olduğunda afetzedeye tıbbi bakım sağlar. Tehlikeli madde uzmanları afet bölgesini değerlendirir. Herhangi bir kimyasal bulaşma olması durumunda buna engel olmaya çalışır. Tehlikeli madde uzmanlarının öncelikli görevi zarar azaltma değil tespit ve tanımlamadır. Ağır donanım uzmanları, vinç veya buldozer gibi ağır iş makinelerini kullanır. Ağır iş makinesi uzmanları, çökmüş bir binada çalışmanın özel tehlikelerini bilirler ve enkazın altındaki kurtarma ekibinin ve afetzedelerin zarar görmemelerini sağlayacak dikkatli bir çalışma yürütürler. Teknik ve haberleşme uzmanları, bütün ekip üyelerinin birbirleriyle haberleşebilmelerini temin ederek, olası ikincil çökme durumlarında tahliyenin koordinasyonuna destek olabilirler.Lojistik uzmanları, 16.000 parçadan fazla ekipmanın temin ve idaresini yaparak arama ve kurtarma faaliyetini destekler. Bu ekipmanların içinde, beton kesme testeresi, arama kameraları, tıbbi malzemeler, çadır, kampet ve ekibin 4 günlük kendi idamesini sağlamasına yetecek kadar yiyecek ve su bulunması zorunludur.
Bir arama ve kurtarma ekibi en az 70 kişiden oluşmalıdır. Bir arama ve kurtarma ekibi, 72 saat boyunca yerel kaynakları kullanmadan kendi kendine yetecek donanıma ve iaşeye sahip olmalıdır. Ayrıca afet bölgesinde 10 güne kadar faaliyet gösterebilmelidir.
Bir arama ve kurtarma ekibi, yukarıda bahsedilen imkân ve kabiliyeti gösterebilmesi için yaklaşık 1.4 milyon dolar değerinde, 27 ton ağırlığında ve 16.400’den fazla parçadan oluşan ekipman desteğine ihtiyaç duymaktadır. Bütün ekipman, bir adet C-141 Star Lifter tipi askerî nakil uçağına veya bu uçağın yerini alan C-17 Globe master tipi askerî uçağın sığmaktadır.
Arama Kurtarmanın Gerekliliği
Afetin meydana gelmesinden hemen sonra başlayarak afetin boyutuna göre birkaç saat, birkaç gün veya birkaç aylık dönem içerisinde gerçekleştirilen müdahale acil müdahale faaliyetleridir. Problemli idareciler, acılı ve ne yapacağını bilmeyen insanlar, yabancı ve zor bir çevre, hoşa gitmeyecek kararlar, bilgi eksikliği ve sürenin darlığı acil müdahaleyi daha da zorlaştıran durumlardır. Çalışmaların ilk 24 saatinde arama ve kurtarma, tahliye ve barınma, gıda, su ve kamuoyunu bilgilendirme işlevleri yerine getirilmektedir.
Kısa vade olan birinci haftanın sonunda ise güvenlik, enerji, çevre sağlığı için sağlık önlemleri ve atık yönetimi sorunlarının üzerine gidilmektedir. Müdahale durumunda yapılan işler şu şekildedir:
• Haber alma ve ulaşım problemlerinin çözümü • Afetin etkisinin ve ihtiyaçların tespit edilmesi
• Arama ve kurtarma çalışmalarının başlatılması • İlk yardım çalışmaları
• Alt yapı sorunlarının tespiti ve çözümü • Tahliye • Geçici konutların veya barınakların temini
• Yiyecek, içecek, giyecek ve yakacak temin edilmesi • Güvenlik, çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik hizmetlerinin sürdürülmesi • Basın ve halkla ilişkiler konusunun düzenlenmesi
• Hasar tespiti, tehlikeli atıkların ve enkazın ortadan kaldırılması
Uluslararası arama kurtarma gereklilikleri
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), küresel temelde, üye devletleri arama kurtarma birimlerini oluşturmaları için yaptıkları çalışmalarında koordine ederler. ICAO ve IMO, kendi aralarındaki, komşu devletler arasındaki hava ve deniz yetkileri arasındaki iş birliğini geliştirmeye çalışmaktadır. İşlerin insani yapısı üzerine odaklanması ile ICAO ve IMO’nun üye devletleri hayati standartları ve önerileri geliştirmek ve desteklemek, tehlikeli durumların üstesinden gelmek ve önlemeye yardım etmek, devletlere diğer tip yardımları vermek ve uluslararası iş birliğini ve koordinasyonu günlük esasta kolaylaştırmak için iş birliği yapmaktadırlar.
Arama ve Kurtarma Çeşitleri: Arama ve kurtarma iki ayrı bölüm altında incelenmektedir. Bunlar;
• Denizde arama ve kurtarma • Karada arama ve kurtarma
Bunlar da kendi aralarında ikiye ayrılmaktadır. Bunlar:
• Tabii afetlerde arama ve kurtarma (Kendi arasında 4 ana bölüme ayrılmaktadır.) • Depremde arama ve kurtarma • Çığda arama ve kurtarma • Heyelanda arama ve kurtarma • Selde arama ve kurtarma
• Kaza ve kaybolmalarda arama ve kurtarma (Kendi arasında dört ana bölüme ayrılmaktadır.) •Kaybolma • Engellere takılma • Kaza geçirme • Sığınarak mahsur kalma ve kaybolma
Meydana Gelen Acil Durum veya Afet Derecesine Bağlı Olarak Uygulanan Müdahale Teknikleri
Hafif arama kurtarma : Göçük bina araştırmasındaki ilk üç safha; tanıma ve araştırma, kaynakların elimine edilmesi, ilk yüzey araştırması ilk saatlerde organize olmuş gönüllüler tarafından emniyetle ve sistematik olarak uygulanabilir. Bu adımlar hafif ve az hasar görmüş binalarda ve ağır hasar görmüş binalarda emniyetle uygulanır ve “hafif arama ve kurtarma” diye adlandırılır. Hafif arama kurtarmanın bileşenleri suçlardır: • Zaman • İnsan • Malzeme
Ağır Arama ve Kurtarma: Deprem veya herhangi bir afet meydana geldiğinde ilk asama hayat kurtarma evresidir. Kısaca SAR (Arama ve Kurtarma) denilen bu evre ilk 48 saatten 1 haftaya kadar, 2 haftaya kadar uzar. Arama kurtarmanın üç işlemi vardır: • Yerini belirleme (cihaz ve köpeklerin de yardımıyla) • Teknik yardımda bulunma • Tıbbi yardımda bulunma
Birleşmiş Milletler standartlarına göre afet yerine gelen kurtarma ekibi, yaralıları bulabilme, yangın söndürme – enkaz kaldırma gibi teknik yardımlar yapabilme ve tıbbi yardımda bulunabilme becerilerine sahip olmalı.
Yüzde yetmişi sularla kaplı olan yeryüzünde ülkemizin 779 452 km² olan yüz ölçümünün 765 152 km²’si kara, 14 300 km²’si su. Buna ek olarak ülkemizin üç tarafının sularla kaplı olması da su üzeri arama Kurtarmaya duyulan ihtiyacın boyutunu göstermektedir.
Su üzerinde bir arama kurtarma faaliyeti icra edileceği durumlar şunlardır:
• Bir deniz aracından yardım çağrısı alındığında
• Bir deniz aracından acil durum sinyali alındığında
• Bir deniz aracının kesin olarak tehlikede olduğu anlaşıldığında
• Terk edilmiş bir gemi ihbar edildiğinde
• Bir deniz aracından haber alınamadığında
Hava aracı ile arama yapılırken birçok yöntem kullanılır. Bunlardan bazıları sektör, paralel, rota boyu, genişleyen kare gibi metotlardır. Hangi metodun kullanılacağına olaydan elde edilen veriler ışığında pilot karar verir. Hava aracı ile bazı kısıtlar haricinde her türlü faaliyet icra edilebilir. Bu kısıtlar, yakıt kaynaklı mesafe, hava şartları, yükseklik ve arazi yapısıdır. Örneğin 112 Acil Servise ait olan helikopterler kazazedeyi alabilmek için iniş sahasına ihtiyaç duyar.
Sorumlulukların belirlenmesinin akabinde oluşan afetler seviye ve etki derecelerine ayrılmış ve ulusal afet ve acil durum müdahale çalışmalarının 4 seviyede yürütülmesi öngörülmüştür. Bu seviyeler aşağıdaki şekildedir:
1. Seviyede yerel imkânlar yeterlidir.
2. Seviyede destek illerin takviyesine ihtiyaç vardır.
3. Seviyede ulusal desteğe ihtiyaç vardır.
4. Seviyede uluslararası desteğe ihtiyaç vardır.
ÜNİTE 4
ARAMA VE KURTARMADA KAZA DEĞERLENDİRME SAFHALARI
Arama Kurtarma Personeli İçin İstenen Yetkinlikler
Beceri ve genel yetkinlikler, Fiziksel yetkinlik, Güç, Dayanıklılık, Esneklik, Liderlik, Pratik Zekâ, • Güçlü Bir İrade, • Öz Güven, • Cesaret, • Azimli Olmak ve Kararlılık, • İnisiyatif Kullanma, • Soğukkanlı olmak, • Risk Almak, • Ahlaki Değerlere Sahip Olmak, • Dengeli ve Tutarlı Olmak, • İnsanlara ve Olaylara Yön Verebilmek, Fedakâr Olmak, • Bilgili Olmak ve Kendini Geliştirmek, • Birlik Ruhu Oluşturmak, • İletişim Kurabilmek, • Yaratıcı ve Yenilikçi Olmak, • Karizmatik Güç, • Doğru ve Zamanında Karar Vermek, • Vizyon sahibi Olmak, • Sorumluluk Sahibi Olmak.
Herhangi Bir Acil Durum Veya Afette Kazazede Arama Çalışmaları
4 aşamada gerçekleşir:
Birinci Aşama Fiziksel Aşama: İki şekilde olur. Yatay ve düşey yönde dairesel arama • Yatay ve düşey yönde paralel arama. Ekip elemanları seslenerek, dinleyerek, gözlemleyerek afetzedenin varlığından haberdar olur.
İkinci aşama Köpek kullanarak arama: Köpeklerin arama operasyonlarında kullanılmasında karşılaşılan en ciddi sorun rüzgâr, beton katmanları, asansör boşlukları gibi aralıkların koklama yönlerini değiştirmesi ve köpeklerin afetzedelerin yeri konusunda kesin olmayan yorumlara neden olmasıdır.
Üçüncü Aşama: Dinleme Cihazlarıyla Arama Günümüzde üretilen sismik/akustik dinleme cihazları çok ileri teknolojik özelliklere sahiptir. Bu cihazlar ile göçük altındaki boşluklarda, şaftlarda ve aralıklarda kalmış yaşayan kişilerin ürettiği sinyaller görüntülü ve sesli olarak algılamak mümkün olmaktadır. 4 veya daha fazla sensör ile geniş alanlarda ses altı/sismik frekanslardan duyulabilen seslere kadar (1 Hz ile 3000 Hz arası) bütün frekans yelpazesi algılanabilmektedir
Dördüncü Aşama: Görüntülü Arama
Kazazedeyi Kurtarma Operasyonları Kurtarma operasyonlarını 4 aşamada gerçekleştirebiliriz:
• Enkaz altında kalmamış afetzedelerin kurtarılması
• Enkaz altında fakat görünen afetzedelerin kurtarılması
• Canlı olmayan afetzedelerin kurtarılması,
• Enkaz altında yerleri belli olmayan afetzedeleri kurtarılması
KAZAZEDEYE ULAŞILMASI VEYA KORUNMASI İÇİN AFET ÖNCESİ, SIRASI VE SONRASINDA YAPILMASI GEREKEN ÇALIŞMALAR
Afetin gelişmesini afet öncesi, sırası ve sonrası olarak üç bölüme ayırırsak bunların içinde afet öncesi çalışmalar en önemlisidir. Bu çalışmalar özellikle afetin oluşmasını bazı durumlarda engelleyebilmekte ve kötü sonuçlarının asgari düzeyde tutulması imkânını sağlayabilmektedir.
Bütünleşik afet yönetimi sisteminde, • Kayıp ve Zarar Azaltma • Hazırlık • Tahmin ve Erken Uyarı
• Afetler • Etki Analizi gibi afet öncesi korumaya yönelik olan çalışmalara risk yönetimi denilirken;
• Müdahale • İyileştirme • Yeniden Yapılanma gibi afet sonrası düzeltmeye yönelik olarak yapılan çalışmalar ise “kriz yönetimi” olarak adlandırılır. Böylece afet yönetim sistemi, afet öncesi (risk yönetimi) ve afet sonrası (kriz yönetimi) şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Risk ve kriz yönetiminin birlikte yürütülmesine “afet yönetimi” denilmektedir.
Afet Öncesinde Yapılması Gereken Çalışmalar
Zarar Azaltma Evresi: Afet ve risk yönetiminin en önemli ve ilk evresi zarar azaltmasıdır. Bu evre, modern afet yönetiminin kalbidir. Zarar azaltmanın amacı aynı zamanda, iş yerlerinde çalışanları basit önlemler, acil durumlar ve afetler konusunda eğitmek, böylece kayıp ve yaralanmaları azaltmaktır. Ekonomik zarar azaltma önlemleri, uzun dönemde sürdürülebilir kalkınma, iş, üretim, hizmet ve afet kayıplarını azaltmak için çok önemlidir.
Hazırlık Evresi: Afet ve risk yönetiminin ikinci önemli evresi olan hazırlık safhasında yapılması gereken çalışmaların ana hedefi, tehlikenin insanlar için olumsuz etkiler doğurabilecek sonuçlarına karşı önlemler alarak zamanında, en uygun şekilde ve en etkili organizasyon ve yöntemler ile müdahale edebilmeye hazırlanmaktır. Hazırlıklı olma, acil durum/afet hâlinde yetki ve sorumlulukların belirlenmesi ve destek kaynaklarının düzenlenmesini de içerir.
Afet Anında veya Hemen Sonrasında Yapılması Gereken Çalışmalar
Afetin oluşumunu takip eden ve afetin oluşundan hemen sonra başlayarak afetin büyüklüğüne bağlı olarak en çok 7 gün süren faaliyetler can ve mal kayıplarının artmasını engellemeye yönelik kriz yönetimi çalışmalarıdır.
Müdahale Evresi: Müdahale evresinde görev alacak personelin belirlenmesi, personelin uyarılması, başka yere tahliye edilmesi ve barındırılması, tesis çevresindeki halkın sürekli bilgilendirilmesi, arama kurtarma çalışmaları, tıbbi yardım sağlanması, hasar tespiti, zarar azaltma için göz önüne alınacakların belirlenmesi ve hatta bölge dışından talep edilecek yardımlar “müdahale” evresi kapsamındaki çalışmalardır. Bu safhada yapılan faaliyetler arasında; • Haber alma ve ulaşım,
• İhtiyaçların belirlenmesi, • Arama ve kurtarma, • İlk yardım, • Tedavi, • Tahliye, • Geçici iskân, • Yiyecek, içecek, giyecek, yakacak temini, • Güvenlik, • Çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik, • Hasar tespiti, • Tehlikeli yıkıntıların kaldırılması yer alır.
Etki ve İhtiyaç Analizi
Kaynak Yönetimi Kaynak yönetiminin ana bileşenleri planlama, organizasyon, yönetim ve kontroldür. Yönetilecek kaynaklar insan gücü (görevli ve gönüllü), araçlar, ekipman ve teknik bilgilerden ibarettir.
Davranış Şekilleri: Afet anında veya hemen sonrasında uygulanması gereken belli başlı dört davranış şekli vardır: Çök, Kapan ve Tutun • Yerinde Sığınak Oluştur • Kilitlen ve Yat • Tahliye
Olağandışı Durum
Olağandışı durum, günlük yaşamın ve toplumsal düzenin bozulması, kesintiye uğraması ve işlevlerini yerine getirememesi şeklinde tanımlanabilir Ortak özellikler
•Yaşam kaynaklarına, altyapıya zarar verir
•Oluştuğunda şok etkisi yaratır.
• Bir bölümünün ne zaman olacağı tahmin edilemezken, bir bölümününki tahmin edilebilir.
• Bazıları ani olur, bazıları yavaş gelişir.
• İlk anlarda organize müdahale gerçekleşemeyebilir.
Afetler ve türleri şöyle sıralanabilir:
• Doğal afetler: deprem, çığ, tsunami, fırtına, sel, heyelan, sıcak veya soğuk hava dalgaları.
• İnsan kaynaklı afetler: savaş, göç, sabotaj, terörizm.
• Teknoloji kaynaklı afetler: kazalar, çevresel afetler, radyoaktif serpinti.
Kaza Değerlendirme Safhaları : Şüphe safhası ( 1 gün) Alarm safhası (2 gün) Tehlike safhası
Havadan arama ve kurtarma yöntemleri Kaybolan veya kazaya uğrayan kişi/kişilere ulaşılabilmesi için yapılacak ilk iş “yerinin belirlenmesidir”.
– Papatya zinciri paterni (şablonu): Büyük vadilerin, girintilerin ve çıkıntıların olduğu alanlarda düşük süratli uçakların ve helikopterlerin birbirilerinin tarama alanlarını kontrol edebildikleri bir arama şeklidir.
– S- Paterni (şablonu): Geniş vadi alanlarında iki hava aracından biri s şeklinde arama yaparken diğer aracın direkt uçuş yaptığı kör noktaları kontrol edebilmek için yapılan bir arama şeklidir. S şeklinde arama dağın tek yüzeyinde de başarıyla uygulanmaktadır.
– Yonca yaprağı paterni (şablonu): Hızlı uçan bir uçağın yonca yaprağı şeklindeki aramasına devam ederken yavaş uçan helikopterin uçağın dönüş rotalarındaki boşluğu dolduracak şekilde ve alçak uçuş yaparak arama yapmasıdır.
Arama paternleri ve teknikleri çeşitli şekillerde yapılmakta olup bu patern ve teknikler aşağıda verilmektedir: Arama bacağı, Yan bacak, Yaklaşma
Karadan arama ve kurtarma yöntemleri
Kaza yeri biliniyor ise; deneyimli bir grup önceden gönderilir. Bu grup çalışmaya başlarken diğer gruplarla irtibatı sağlar. Ana grup gelene kadar gerekli güvenlik tedbirlerini alır ve gerekli ise ilk yardım tedbirlerini uygular.
Kaza yeri bilinmiyor ise arama yöntemleri 4 çeşittir.
• Keşif araması: 3 – 4 veya 5 Kişilik çok deneyimli dağcıdan oluşur. Hızlı ve minimum malzemeyle teçhiz edilmiş olmalıdırlar. Kaybolan grubun takip edeceği rotayı izlerler.
• Alan taraması: Kısmen büyük alanların aranmasında kullanılan bir yöntemdir. Her grup belirli bölgeyi tarar. Gruplar kendi aralarında muhabere yaparlar.
• Süpürerek arama: Grup üyeleri araştırılacak alana belli aralıklarla dizilir ve ileriye doğru arama yapılır. Arama arazinin yapısına, görüş alanına personel sayısına, alanın büyüklüğüne ve arama zamanına göre belirlenir.
• Temasla arama: Küçük alanların ve görüşün zayıf olduğu durumlarda (sisli havada, gece, uçurum kenarı, sık taşlık veya bitki ) araştırmacıların aralarındaki mesafe 5 – 25 m. arasında olmalı ve araştırmacılar bir birilerinin alanlarını da kontrol edebilmelidirler. .
• S- Paterni (şablonu): Havadan arama paterni’nin yerdeki şeklidir.
ÜNİTE 5
ARAMA VE KURTARMADA KULLANILAN MAKİNA VE EKİPMANLAR
W 70 TAHLİSİYE CİHAZI
W70 Faser oksijen cihazı, madenlerde ve diğer endüstriyel tesislerde kurtarma çalışmalarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. W 70 tahlisiye cihazı 9x18x28 alkali patron ve 200kg/cm2 tüp ile 4 saat kullanılabilir.
W70 cihazının Ana Parçaları:
Oksijen tüpü ve manometre: Çelikten imal edilmiş olup serbest hâlde 2 lt hacim ihtiva eder. Üzerinde test tarihi bulunur. Kullanılan tüpler 10 yılda bir, normal dolum kapasitesi 200kg/cm2 basıncın %50 fazlası olan 300kg/cm2 basınç altında teste tabi tutulurlar. Basınç testleri, su havuzunda tüp içine oksijen yerine su basılarak yapılır. Cihazın kullanma süresi hesaplanırken emniyet katsayısı olarak sabit sürekli oksijen akışı 2lt/dakika olarak alınır. Oksijen tüpü 150 atm basınç altında doldurulursa 300 lt oksijen, 200 atm basınç altında doldurulursa 400 lt oksijen alır. Oksijen tüpü açıldığı zaman oksijen manometreye direkt olarak cihaza ise valf ünitesinden geçerek akar. Manometreye serbest basınçta gelen oksijen ibreyi harekete geçirir. Manometre kadranı üzerinde 0, 5, 15, 20, 25, 30 MPa değerleri vardır. Manometre 30 MPa basınca kadar ölçüm yapabilir. Cihaz üzerinde manometre ile oksijen tüpü arasında oksijen akışını açıp kapatan manometre mandalı vardır. Manometre mandalı normal zamanlarda daima açık (yukarıda) tutulmalıdır. Tahlisiye cihazını kuşanmış bir tahlisiyeci gerek bakarak oksijen tüketimini kontrol etmelidir.
Redüksiyon ventil : Oksijen tüpünde bulunan 200kg/cm2 basıncı 4kg/cm2 basınca düşüren tazyik düşürücü sistemdir
Ciğer otomatiği: Redüksiyon ventil üzerine montelidir. Nefes alma odası ile irtibatlıdır. Sabit sürekli oksijen akış dozajı yetmediği zaman oksijen takviyesi sağlar. Tahlisiye cihazında bulunan oksijen tüpü ilk açıldığında bir defaya mahsus ön püskürtme olur. 2- 2.5 saniye içinde nefes torbasına 5-6 lt oksijen vererek cihazı kullanılacak konuma getirir.
Alkali patron: Alkali patronun görevi, %3-4 CO2’ li havayı %0.03 – 0.04 CO2’ ye indirmektir. Alkali patron, %75-76 NaOH, %9-10 Cu2SO4, %14-15 Na2SO4 ve %1-1.5 NaCl2 karışımından oluşur. NaOH, sudkostik adı ile tanınır. Rengi beyazdır. Ticari olarak kırık taneli veya çubuklar hâlinde satılır. Doğada serbest hâlde bulunmaz. Endüstride, etki ve elektroliz yöntemlerle sentezlenir. NaOH suda çok kolay erir. Aşındırıcı özelliği nedeniyle yün, ipek, boya ve buna benzer cisimleri eritir. Kuvvetli nem çekicidir. Derinin suyunu çekerek kavurur, yakar ve büyük acı verir. Bu sebeple; NaOH’e çıplak elle kesinlikle dokunulmaması gerekir. Eriyik hâlde iken cam ve porselene hatta platine etki eder. NaOH veya KOH nem tutucu özelliğe sahiptir. NaCl2, kimyasal maddenin kristalize hâlde kalmasını sağlar. Cu2 SO4 ısı dengeleyicidir. Na2SO4, NaOH veya KOH’ in CO2 ile olan reaksiyon hızını sağlamak için konulmuştur.
Alkali patronun kullanılışı:
•Alkali patron müstakilen kullanılmaz, tipine uygun oksijen cihazına takılarak kullanılır.
• Alkali patronun mühürleri koparılarak kapakları açılır. “Üst” yazısı ve ok işareti, oksijen cihazındaki ok işareti ile aynı yönde olacak şekilde cihaza takılır. Cihazın bağlantı başlıkları alkali patrona hava sızdırmayacak şekilde vidalanır. Bağlantı başlıklarındaki contalar sertleşmiş ise değiştirilmelidir.
• Alkali patron sadece bir defa kullanılır. Çok kısa zaman dahi olsa kullanılıp soğumuş alkali patron değiştirilmelidir ve tekrar kullanılmamalıdır.
• Alkali patronun kullanma süresi, oksijen cihazının 1.5lt/dk devamlı oksijen dozajı ve ciğer otomatiği ile 8 saat, 0.65 lt/dk devamlı oksijen dozajı 12 saattir.
Nefes torbası: W70 tahlisiye cihazında kullanılan nefes torbalarının içi kauçuk, dışı da bezden imal edilmiştir. Nefes torbası yüksek ve alçak basınca karşı dayanıklıdır. Nefes torbası, üzerinde bulunan iki kol vasıtasıyla, alkali patron çıkışı ve nefes alma klapesi arasında 6.5 lt’lik bir rezerve oksijen deposu görevini yapar.
Maske:
Körüklü temiz ve kirli hava hortumları: Hortumlar hava sızdırmaz olmalıdır. Hortum contalarının yuvasında ve sağlam durumda olduğu görülmelidir. Temiz hava hortumu tükürük hokkası aşağı gelecek şekilde monte edilmelidir.
Tahlisiye cihazının kasası: Üzerinde alkali patron, nefes torbası, oksijen tüpü, redüksiyon ventili, ciğer otomatiği, askı kayışları ile temiz ve kirli hava hortumları bulunan alüminyum alaşımından yapılmış bir kasadır. Tahlisiye cihazının montajı yapılırken ve cihaz test edilirken daima ayakları üzerinde dik olarak tutulmalıdır
Alkali patron ve oksijen tüpü montajı yapılarak hazır durumda bekletilen bir tahlisiye cihazı en fazla 6 ay kullanılmadan muhafaza edilebilir. 6 ayı geçen sürelerde tahlisiye cihazındaki alkali patron ciddi olaylarda kullanılmaz.
Oksijen devridaimi: 1- Oksijen tüpü 2. Oksijen tüp vanası 3. Manometre mandalı 4. Manometre borusu 5. Manometre 6. Tazyik düşürücü 7. Emniyet supabı 8. Takviye valfi 9. Temizleme valfi 10. Ciğer otomatik 11. Sabit dozaj O2 borusu 12. Takviye borusu 13. Nefes alma odası 14. Nefes alma hortumu 15. Tükürük hokkası 16. Nefes verme odası 17. Nefes verme hortumu 18. Tahliye supabı 19. Alkali patron 20. Nefes torbası 21. İrtibat bağlantısı
UNİVERSAL KONTROL CİHAZI
Universal kontrol cihazı, oksijen solunum cihazları ile basınçlı hava verici ve hassas dalma cihazlarının kontrolü için kullanılır. Universal kontrol cihazı ile aşağıdaki kontroller yapılabilir:
Oksijen soluma cihazlarında;
• Yüksek ve alçak basınç kontrolü
• Ciğer otomatik basınç kontrolü
• Ciğer otomatik hacim kontrolü
• Yüksek basınç supapları açılma dirençleri kontrolü
• Dakikada litreye düşen miktarın hacim ölçümü
• Alarm sinyallerinin kontrolü
Basınçlı solunum aletleri ve hassas dalma cihazlarında;
• Yüksek ve alçak basınç sızdırmazlık kontrolü
• Akciğer otomatik çalışma basınç kontrolü
• Solunum valfleri açılma dirençlerinin ölçülmesinde
Son Kontrol Cihazının Üzerinde Bulunan Parçalar
– Cihaz bağlama parçası
– Gösterge skalası: 160 mm çapında, dairesel olarak yapılmış olup litre/dakika olarak dozaj ölçmek için biri 0.5-2, diğeri 2-5 değer aralıklı olmak üzere iki skala, ayrıca sıfır noktasının tespiti için donatım plakası üzerine de sıfırlama düğmesi konulmuştur. Alet vakumlu membran ( diyafram ) sistemine göre çalışmaktadır.
– Kronometre
– Çift kademeli havalandırma supabı:
– Anahtar :Alçak basınç, yüksek basınç, hava sızdırmazlık, 0.5-2lt/dak dozaj, 2-5 lt/dakika dozaj testleri yapabilmek amacıyla muayene aleti ile tahliye cihazı arasındaki irtibatı sağlar.
GAZ ÖLÇÜM CİHAZLARI
Metan (CH4) Gazı Ölçüm Cihazları
Gaz detektörü Gaz detektörlerinin ana parçaları :1. Gaz çıkış nipeli 2. Gaz giriş nipeli 3. Dürbün 4. Şalter
5. Sıfır ayar vidası 6. Sıfır ayar kapağı 7. Pil kapağı 8: Aspiratör (pompa)
GP-322 metan gazı ölçüm cihazı
• Grizulu yerlerde kullanılabilir.
• Alarm lambası uyarıcıdır ve görülmesi kolaydır.
• Alarm lambası ışık yayıcı led uygular ve cihazın üst kısmının etrafında 16 lamba vardır. Böylece alarm lambaları her açıdan görülebilir.
• Alarm nokta ayarı kolaylıkla istenilen orana getirilebilir.
• Işıkla beraber sesli olarak da alarm verildiği için metan artışı anında çalışanlar tarafından fark edilebilir.
• Cihazın bataryası zayıfladığında yeşil güç lambası (led) ikaz eder.
Karbonmonoksit (CO) Ölçüm Cihazları
Comopac karbonmonoksit ölçüm cihazı : Comopac CO, elde taşınabilir özellikte olup ışıklı ve sesli olarak CO artışını ikaz eder. 0-200 ppm ve 0-500 ppm arasında CO’ i ölçebilir. CO’in yoğunluğunu dijital olarak gösterir. Ağırlığı net 300 gr’dır. Duyulabilir tonda alarm sesi vardır. Görülebilir LED alarmı ve kulaklığı bulunur. Comopac, iş yerlerinde bulunan havadaki CO’ in sürekli olarak izlenmesinde kullanılır. 0-500 ppm arasında ölçüm yapabilmekte ve kimyasal üretim alanlarında, dökümhanelerde, madencilikte, endüstride kullanılabilir. CO konsantrasyonu 50 ppm’e ulaştığında cihaz sesli ve ışıklı olarak alarm vermektedir. Kullanılan pillere bağlı olarak 3700 saatten fazla çalışabilmektedir.
CO-82 detektörü: Madenlerde, teknik cihazlarda, endüstride ve yangın sonucu oluşan gazlı ortamlarda 0-300 ppm arasındaki CO miktarını tespit etmek için kullanılır. Haftada bir kez CO konsantrasyonu bilinen gaz ile kalibre edilmelidir. Ömrü ortam koşullarına bağlı olarak 6 ay – 2 yıl arasında değişmektedir
Birleşik Gaz Detektörleri
Multi gaz detektörü: Elde veya cepte rahatlıkla taşınabilir. CO, CO2, O2, H2, H2S ve duman tüpleri kullanılmak üzere adı geçen gazların ölçümleri yapılabilir. Gaz detektör tüplerinin iki sene depolama ömrü vardır. Işıktan etkilenmeyecek şekilde kapalı kutular içinde ve serin bir yerde depolanmalıdır.
Yangın sonucu oluşan gazlı ortamlarda 0-300 ppm arasındaki CO miktarını ölçmek üzere Riken CO detektörleri yaygın olarak kullanılmaktadır.
Exotox 60 model gaz detektörü: Tüm donanımı kompakt bir ünite içerisinde yer alan portatif bir ekipmandır. İçerisinde bulunan sensöre bağlı olmak üzere; oksijen, toksik gaz (CO, CL2, H2s, NO2,SO2), patlayıcı gaz (CH4 ve diğer hidrokarbonlar), sıcaklık ve bağıl nem ölçümlerini tek ünitede yapabilmektedir.
Hava Ölçümü
Anemometre: 8 adet kanadın yatay bir mile, radyal kollarla monte edilmesiyle ve üzerinde 1 dakika çalışma süreli kronometresi bulunan, kadran tarafından geçen havanın m/dakika cinsinden hızını tespit etmeye yarayan alettir. Kesit alanı (m2) x Hava hızı (m/dk)= Geçen hava miktarı (m3/ dakika)
Anemometrelerin orijinal tutma kolları 20 cm olduğundan ölçüm sırasında, tüm ölçüm alanını dolaşabilmesi ve ölçüm yapan kişinin ölçüme etkisi olmaması için 1 m’lik uzatma sopasına monteli olarak kullanılmalıdır.
FERDÎ KURTARICILAR
Oksijenli Ferdî Kurtarıcılar: Oksijenli ferdî kurtarıcı kapalı devre solunum cihazı olup kullanıcının aktivitesine göre (koşma, oturma vb.) kullanma süresi değişmektedir. Oturarak bekleme durumunda 100 dk. ,Orta eforda kaçışta 30 dk. Koruma sağlar. Bir kullanımlık cihazdır. Bu cihaz takıldıktan sonra kaçış için 30 dakikalık bir sürenin olduğu unutulmamalıdır.
Filtreli Ferdî Kurtarıcılar: Filtreli ferdi kurtarma maskesi yangın ve patlama sonucu oluşan CO gazına karşı koruma sağlayan acil teneffüs ekipmanıdır CO ferdî maskesi 60 – 90 dakika süre ile koruma sağlar. Filtreli ferdî kurtarma maskesi % 18’ den az oksijen veya diğer zehirli gaz ve dumanların bulunduğu ortamlarda kullanılmamalıdır.
ÜNİTE 6
ARAMA VE KURTARMADA YANGIN VE MÜDAHALE TEKNİKLERİ
Yanma: Yanıcı maddenin tutuşma sıcaklığına ısıtıldığında oksijenle verdiği ekzotermik (ısı veren) zincirleme reaksiyona denir. Yanma ısı (kıvılcım) ve ışık üreten hızlı bir oksidasyondur. Yanma olayının oluşabilmesi için yanıcı madde, ısı (kıvılcım) ve oksijenin uygun miktarda bir arada bulunması gerekir. Yanıcı maddeler katı, sıvı ve gaz hâlinde olabilir Yanmada yakıcı madde olarak rol oynayan oksijen havada %21 oranında bulunur. Katı ve sıvılarda havadaki oksijen oranı %16’nın, gazlarda ise %12’nin altına düştüğünde yanma yavaşlar ve daha sonra da durur.
Yanmanın meydana gelmesinde en büyük etken ısıdır. Isı, cisimlerin sıcaklığının artmasına neden olan
fiziksel bir etkidir. Isının yayılması; • Direkt temas (Conduction), • Hava yolu ile (Convention) • Işıma yolu ile (Radiation) üç şekilde gerçekleşir.
Yanma olayını yavaş yanma, kendi kendine (alevsiz) yanma, hızlı (alevli) yanma ve parlama-patlama şeklinde yanma olmak üzere dört gruba ayırarak incelemek mümkündür.
Yanma sonucunda ışık, duman, ısı, alev, parlayıcı buharlar, zehirli gazlar, karbonmonoksit, karbondioksit, kükürtdioksit, kükürtlü hidrojen, siyanid ve amonyak vb. gazlar açığa çıkmaktadır.
Yangın: Ortamda her zaman ve bir arada mevcut olan, oksijen, yanıcı madde ve ısının kontrol dışında birleşmesi ile ışık (alev) ve kuvvetli ısının açığa çıkması sonucu çevreye yayılması, büyümesi, yaşam ve çevreye zarar verme niteliğine bürünmesidir.
Yangınlar çıktıkları kaynaklara göre de sınıflandırılabilmektedir. Bu nedenle Yangınlar:
• Likit petrol gazı (LPG) • Doğalgaz • Akaryakıt • Baca • Elektrik • Orman• Araç • Bina• Sanayide (endüstride) görülen yangınlar olarak incelenebilir.
Yangının yayılması üç evrede izlenmektedir:
•Başlangıç evresi
•Yayılma evresi (Kararlı hâlde yanma evresi)
•Korlaşma evresi (İçten yanma evresi
Gazların oluşturduğu Tehlikeler: Yangın yerinde meydana gelen ölüm olaylarının çoğu yanma esnasında oluşan gazlar nedeniyle olmaktadır. Zehirlenme çoğunlukla soluma, nadiren de deriden soğurma yoluyla olur.
Gazlar etkilerine göre üç grupta incelenmektedir:
• 1.Grup gazlar insan vücudundan oksijeni alarak boğulmaya neden olurlar. Karbondioksit, su buharı, metan, etan, propan boğucu gaz olarak sayılabilmektedir.
• 2.Grup gazlar nefes yollarını tahriş ve tahrip eder, akciğerleri zedeler. Hidroklorik asit, nitrik asit, formik asit, amonyak, kostik tahriş eden gaz olarak sayılabilmektedir.
• 3.Grup gazlar kanda, sinir sisteminde ve hücrelerde zararlara yol açarlar. Karbonmonoksit, hidrojen siyanür ve hidrojen sülfür zehirli gaz olarak sayılabilmektedir.
Patlama tehlikesi: Yangın yerinde patlama fiziksel ve kimyasal olmak üzere iki şekilde oluşabilmektedir.
Fiziksel patlama: Yangınlarda yüksek ısıya maruz kalan basınçlı kaplarda bu olay gözlemlenebilir: Yangın söndürme tüpleri, deodorantlar, düdüklü tencere, LPG tüpleri içlerindeki gazın artan sıcaklıkla genleşmesi sonucu çeperlerin taşıyabileceği basıncı aştığında en zayıf yerinden genellikle ısındığı taraftan patlar. Dış kabı aksi istikamete doğru şarapnel etkisi ile fırlar. Ev tüpü vb. tüpler soğutulduktan sonra yangın mahallinden çıkartılmalıdır.
Kimyasal patlama: Patlayıcı maddelerin patlaması, oda patlaması, yangın patlaması, yağ patlaması ve gazların yol açtığı patlamalar olmak üzere alt gruplara ayrılmaktadır. Yangınlarda yüksek sıcaklık ve patlama sonucunda çökmeler oluşmaktadır.
Yangın Sınıflaması
•A Sınıfı (Katı yanıcı maddeler yangını)
• B Sınıfı (Sıvı yanıcı maddeler yangını)
• C Sınıfı (Gaz yanıcı maddeler yangını)
• D Sınıfı (Yanabilen metal yanıcı maddeler yangını)
• E Sınıfı (Elektrik etkenli yangınlar)
• F Sınıfı (Yağ tavası yangınları)
Yangın söndürme teknikleri: Soğutarak söndürme, havayı kesme, yanıcı maddeyi ortadan kaldırma ve zincirleme reaksiyonu engelleme şeklinde dört söndürme yönteminden biri veya birkaçı yangında uygulanabilmektedir.
Örtme (Yakıtı giderme): Yakıt kaynağını yok etmek için sıvı ya da gaz akışı durdurulur. Örnek: Doğalgaz vanasının kapatılması ile yakıt kesilir.
Soğutma (Isıyı düşürme): Soğutma yanıcı maddeden ısı alınarak sıcaklığını tutuşma derecesinin altına düşürmektir. Örnek: Yünün tutuşma sıcaklığı 600°C’dir. Yanmakta olan yün, 550°C’ye soğutulduğunda söner.
Boğma (Oksijeni giderme): Oksijen konsantrasyonunu yanma için gerekli oranın altına indirmektir. Hava, normal olarak %21 oksijen içerir. Oksijen %13’ün altına inerse yangın sadece içten içe yanar. Oksijen %9’un altına inerse yangın tamamen söner.
Zincirleme reaksiyonu engelleme: Kuru kimyevi tozlar ve halojenli hidrokarbonlar gibi bazı söndürme maddeleri, yanıcı madde ile ısı üretmeyen reaksiyonlar meydana getirip alev üreten kimyasal reaksiyonu keserek alevlenmeyi durdurur. Örneğin halon gazı uygulandığında, halojenlerle reaksiyon oluşur ve oksidasyon ani olarak durur.
Yangınla Mücadele Yangınlarda başarılı olmanın en temel şartı uygun söndürme maddesi seçilmesidir (Tablo 6.2). Yangın türüne bağlı olarak su, kuru kimyevi toz ( KKT), karbondioksit (CO2), diğer söndürücü gazlar (FM-200, İNERGEN, NAFS3), köpük ve halojenlendirilmiş hidrokarbonlar (Halokarbon) söndürme maddesi olarak kullanılabilmektedir.
Genel olarak yangın güvenlik önlemleri, pasif ve aktif olmak üzere iki grupta incelenebilmektedir. Pasif yöntemler olarak binanın kaçış yolları, yangın merdivenleri, tesisat şaftları, pompa daireleri, su depoları, yangın bölmeleri, yangın kesicileri ve duman tahliye bacaları sayılabilir. Aktif sistemler ise, yangın dolapları, sprinkler sistemleri, gazlı söndürme sistemleri, duman tahliye sistemleri, algılama ve uyarı sistemleri gibi sistemlerdir.
Tehlike sınırlandırmaları:
– Düşük tehlikeli yerler: Düşük yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip malzemelerin bulunduğu, en az 30 dakika yangına dayanıklı ve tek bir kompartıman alanı 126 m2’den büyük olmayan yerlerdir.
– Orta tehlikeli yerler: Orta derecede yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip yanıcı malzemelerin
bulunduğu yerlerdir.
– Yüksek tehlikeli yerler: Yüksek yangın yüküne ve yanabilirliğe sahip ve yangının çabucak yayılarak büyümesine sebep olacak malzemelerin bulunduğu yerlerdir.
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’e göre 50 kişiden fazla insan bulunan her türlü
binada aşağıdaki ekipler oluşturulacaktır.
• Söndürme ekibi (en az 3 kişi)
• Kurtarma ekibi (en az 3 kişi)
• Koruma ekibi (en az 2 kişi)
• İlk yardım ekibi (en az 2 kişi), her ekipte bir ekip başı bulunur.
• KIRMIZI ZEMİN ÜZERİNE SİYAH Y: Yangında ilk önce kurtarılacak
• MAVİ ZEMİN ÜZERİNE KIRMIZI Y: Yangında ikinci öncelikle kurtarılacak
• YEŞİL ZEMİN ÜZERİNE KIRMIZI Y: Yangında üçüncü öncelikle kurtarılacak
Birden fazla aynı öncelikli malzeme varsa bu etiketleri Y/1 Y/2 gibi öncelik sırasını belirten işaret konulacaktır. Üçüncü öncelik eşya ve malzemeler kurtarılarak koruma ekibine teslim edilecektir.
Taşınabilir yangın söndürücüler: Taşınabilir yangın söndürücüler, yangın türüne bağlı olarak çeşitli tip ve kapasitede imal edilmiştir. Bunlar; CO2’li, sulu, köpüklü, kimyasal tozlu ve BCF’li taşınabilir yangın söndürücülerdir.
BCF: Bromochlorodifluoro-methane’nın kısaltması. Halon ve freon gazı karışımı yangın söndürücüdür.
A sınıfı, B sınıfı ve E sınıfı yangınlarda kullanılır. C sınıfı yangınlarda ise kullanılmaz.
Yangına müdahale yöntemleri Yangına müdahale yöntemleri hazırlıklı ve hazırlıksız müdahale olarak ikiye ayrılmaktadır. Müdahale sisteminin aşamaları durum tespiti, bilgi toplama, karar verme, emir verme ve kontrol şeklinde beş kısımdan oluşmaktadır.
Yangın müdahale stratejisi Yangına müdahale stratejisi ölçme ve değerlendirme, hayat kurtarma, havalandırma, sıçrama ve sirayeti önleme, yangını kontrol altına alma, söndürme-toparlanma, eşya koruma ve mal güvenliği şeklindedir.
Yangına müdahale ekibinin teçhizatı: Koruyucu ceket ve pantolon, baret, çizme, eldiven, solunum yolu koruyucuları, kemer, balta, el feneri, holigan
YANGIN ORTAMINDA ARAMA VE KURTARMA
Yangında yapılması gerekenler, sırasıyla, hayat kurtarmak, haber vermek ve yangını söndürmeye çalışmaktır.
ÜNİTE 7
ARAMA VE KURTARMADA HABERLEŞME
Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliğinde haberleşme
Türk Arama ve Kurtarma Yönetmeliği, arama ve kurtarmada haberleşmenin amacını, arama ve kurtarma hizmetlerinin yapılmasını temin etmek olarak belirtmektedir. Yönetmelik, haberleşme sistemine bağlı deniz ve hava vasıtalarından tehlike mesajlarını süratle gönderecek, arama kurtarma birliklerinin birbirleri ile en iyi şekilde koordinasyon yapmalarını sağlayacak, kontrol üniteleri, radar ve haberleşme istasyonları ile arama kurtarma alt merkezleri arasındaki haberleşmeyi sağlayacak şekilde tesis edilmesi gerektiğini belirtmektedir
Arama ve Kurtarma Komuta ve Kontrol Düzeni
Türk hava sahası, iç sular, karasuları ve açık denizlerde, tehlike içinde bulunan hava ve deniz vasıtalarına ait arama ve kurtarma hizmeti ve bu çalışmaların koordinasyonu, Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezince yürütülmektedir. Arama ve kurtarma faaliyetinin koordinatörlüğü deniz ve hava arama kurtarma koordinasyon merkezlerine verilmiştir. Arama ve kurtarma bölgesinde kara ve adalar üzerindeki hizmetin arama ve kurtarma koordinatörü Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüdür. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kurduğu Hava-Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezini uluslararası standartlara uygun yeterli malzeme, teçhizat ve personel ile donatır.
Arama ve kurtarma bölgesinde kıyılardan itibaren deniz sahalarındaki arama ve kurtarma faaliyetlerinin koordinatörü Sahil Güvenlik Komutanlığıdır.
Kara-Arama Kurtarma Birliği istasyonları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü tarafından kurulur
Kara olay yeri koordinatörü, olayın meydana geldiği arama kurtarma alt merkezi sorumluluk sınırları içerisinde bulunan ilin valisidir veya il valisinin uygun gördüğü bir vali yardımcısıdır
Enterferans: İki veya daha çok dalga hareketinin, aynı noktaya aynı anda gelmesiyle birbirini yok edebilmesi veya kuvvetlendirebilmesi olayıdır.
Arama ve kurtarma haberleşmesinde yer alan birimlerin telsiz kullanımı sırasında kullandıkları frekanslar aşağıda belirtilmiştir.
• Valilik/İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü: VHF-UHF/FM Bandı Frekanslar
• Emniyet: VHF-UHF/FM Bandı Frekanslar
• Jandarma: VHF/FM Bandı Frekanslar
• Sahil Güvenlik: VHF/FM Deniz Bandı Frekanslar
• Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (GMDSS): HF/SSB-VHF/FM Bandı Frekanslar
• Sivil Toplum Kuruluşları: VHF-UHF/FM, PMR Bandı Frekanslar:
• Uzun mesafe/Uluslararası: VHF (Very High Frequency): 30-300 MHz
• Uzun mesafe/Yerel-Bölgesel-Açık alan: UHF (Ultra High Frequency): 300-3000 MHz
• Orta mesafe/Engel aşmada rahatlık: SHF (Super High Frequency): 1000 MHz üstü
• Simpleks: Aynı frekansta dinleme-gönderme (yakın kanal)
• Semi Dupleks: Farklı frekansta dinleme-gönderme (role kanalı)
• Full Dupleks: Aynı frekansta aynı anda dinleme-gönderme (telefon)
Telsiz Haberleşmesi Öncelikleri: •İvedi •Öncelikli •Rutin •İdari
Sinyal Raporu (RST) telsiz haberleşmesinde sinyal durumunu belirtmek için kullanılan terimdir. İngilizce okunabilirlik (readibility), sinyal (signal), ton (tone) kelimelerinin ilk harflerinden türetilmiştir. Eğer ses ile haberleşme yapılıyor ise sinyal durumuna göre iki rakam verilir. Maniple ile Mors Alfabesi kullanılarak haberleşme yapılıyorsa 3 rakam verilir.
ARAMA VE KURTARMADA KULLANILAN UYDU SİSTMELERİ
Acil durum yardım talebi ve arama kurtarma çalışmalarında iki ayrı uydu sistemi COSPAS-SARSAT ve INMARSAT kullanılmaktadır. Küresel Denizcilik Tehlike ve Güvenlik Sistemi (GMDSS) uygulanmadan önce sadece COSPAS-SARSAT uyduları arama ve kurtarma sisteminde kullanılmaktaydı. COSPAS-SARSAT sistemi Ruslar tarafından uzaya gönderilen 2 adet COSPAS ve 2 adet SARSAT uydusundan oluşmaktadır. Uydular kutupsal yörüngelidir. 121,5 Mhz ve 406 Mhz frekanslarında çalışan uydu epirblerinden gelen sinyalleri alarak uydu-kara istasyonlarına (LUT) iletmekte ve arama kurtarma çalışmalarının başlatılmasını sağlamaktadır.
COSPAS-SARSAT uydu sistemine INMARSAT uydu sistemi de dâhil olmuştur. INMARSAT sisteminde 4 adet ekvatoral yörüngeli 1,6 Ghz frekanslarında çalışan uydu bulunmaktadır. Bu uydular:
• POR: Pasifik Okyanus bölgesi üzerindeki uydudur. 1780 E enlemindedir.
• AOR-W: Batı Atlantik Okyanus Bölgesi üzerindeki uydudur. 540 W enlemindedir.
• AOR-E: Doğu Atlantik Okyanus Bölgesi üzerindeki uydudur. 15,50 E enlemindedir.
• IOR: Hint Okyanus bölgesindeki uydudur. 640 E enlemindedir.
INMARSAT uydularının COSPAS-SARSAT uydularına üstünlüğü şudur: Bu sistemde uydular sadece epirblerin sinyallerini iletmekle kalmaz; gemiler ile kara istasyonları arasında tehlike, aciliyet, emniyet ve rutin haberleşme mesajlarına da aracılık ederler. Telsiz sistemine olan üstünlüğü ise tüm bu işlemleri mesafe sınırı tanımaksızın yeryüzünün 700 N-700 S enlemleri arasında kalan tüm alanında yapabilmesidir.
INMARSAT sistemi, COSPAS-SARSAT sisteminden çok üstün olmasına rağmen, COSPAS-SARSAT sistemi hâlen kullanılmaktadır. Bunun gerekçesi, her iki sistemdeki mevcut yörünge farkıdır. INMARSAT uyduları ekvatoral yörüngeli olduklarından sadece 700 N ve 700 S enlemleri arasında kalan alanı takip edebilmekte, COSPAS-SARSAT uyduları ise kutupsal yörüngeli olduğundan tüm Dünya yüzeyini, dolayısı ile INMARSAT uydularının takip edemediği 700-900 N ve 700-900 S enlemleri arasını da takip edebilmektir. Bu nedenle, 700-900 N ve 700-900 S enlemleri arasında seyir yapan gemiler COSPAS-SARSAT epirblerini kullanmaktadır.
Epirb: Gemi battıktan sonra elle çalıştırılarak veya otomatik olarak devreye girerek cinsine göre sahile veya uydular aracılığı ile uydu istasyonlarına formatlı tehlike sinyali gönderen cihazdır.
Gemi Elektronik Haberleşmesi: GMDSS, denizde ortaya çıkan tehlikelerde kara esaslı iletişim sistemlerinin de kullanılarak kurtarma birimlerini otomatik olarak uyaran, arama ve kurtarmayı otomatik olarak hızla temin eden uluslararası bir sistemdir. Bu işlevi yerine getirmek için yeryüzü ve uydu telsiz iletişim teknolojileri ile gemilerdeki telsiz iletişim sistemlerini kullanır.
Sart: Gemi kaybolduğunda arama kurtarma gemilerinin radarlarına sinyal göndererek bulunmayı kolaylaştırır.
ÜNİT 8
ARAMA KURTARMADA TEKNOLOJİK GELİŞMELER
Kasırgalar, toprak kaymaları, depremler ve büyük terör saldırıları genellikle büyük hasarlara neden olur. Acil yardıma ihtiyacı olan kazazedelere hızla ulaşmak en zorlu görevlerdendir. Teknolojideki hızlı gelişme ve inovasyonla birlikte teknolojik gelişmeler, bu tür afetlerde hayat kurtarmak için çok önemli rol oynayabilirler.
Teknolojinin kullanım amaçları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak ve sağlıklarına kavuşmalarını sağlamak,
• Afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklerinden insan canını ve malını korumak,
• Afetten etkilenen toplulukların yaşamsal gereksinimlerini mümkün olan en kısa zamanda ve en akıcı yöntemlerle karşılamak ve hayatın bir an önce normal hâle getirilmesini sağlamak,
• Afetin doğurabileceği ekonomik ve sosyal kayıpların en düşük düzeyde kalmasını veya yaraların bir an önce sarılmasını sağlamak,
• Afetten etkilenen topluluklar için güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturmak
RADYO FREKANSLI TANIMA TEKNOLOJİSİ (RFID)
Radyo Frekanslı Tanıma Teknolojisi, canlı ve cansız her türlü nesnenin dokunmadan belirli bir mesafeden tanınmasında ve izlenmesinde kullanılır. Otomotiv, akaryakıt, lojistik, perakendecilik, tarım, sağlık, ilaç, tekstil, finans, bankacılık, enerji, kamu, üretim, güvenlik, turizm gibi birçok sektörde geniş uygulama alanlarında aktif ve yaygın olarak kullanılmaktadır. RFID teknolojisi operasyonel maliyetleri oldukça azaltmakta, iş akışlarını hızlandırmakta, verimliliği ve karlılığı artırmaktadır. RFID teknolojisi 4 temel bileşenden oluşur:
•RFID Etiket (çip ve anten’den oluşur) : RFID etiket (tag), tanınmak istenen nesnelerin (ürün, paket, taşıt, insan, hayvan, vd.) üzerine veya içine doğrudan yerleştirilir.
•RFID Yazıcı RFID yazıcıların okuyucular gibi sabit ve taşınabilir modelleri bulunmaktadır.
•RFID Okuyucu: RFID okuyucular elle taşınabilir, araca monteli ve sabit olmak üzere 3 çeşittir. Etiketlerin kodlarının ve içinde kayıtlı bilgilerin okunup sisteme iletilmesi görevini görürler.
•Programlama Aracı
Depremde RFID’nin kullanımı: Önerilen yaklaşım sayesinde, arama-kurtarma operasyonları süresince arama ve kurtarma ekiplerinin ihtiyaç duyacağı yerel bilgiler, depremden önce yerel veri depolama ünitelerinde saklanacak ve deprem sonrasında ihtiyaç olduğunda derhâl kullanılabilecektir. Arama-kurtarma ekiplerinin ihtiyaç duyduğu bilgiler, (1) semt/mahalle bilgileri, (2) bina bilgileri ve (3) kişi bilgileri olarak üç grupta toplanabilir. Semt/mahalle bilgileri, semt hakkında fikir vererek arama-kurtarma ekiplerinin hangi semtten/mahalleden/sokaktan çalışmaya başlayacakları, bu bölgeye ulaşımı nasıl sağlayacaklarını, bölgedeki hangi binalara öncelik tanıyacakları, hangi binalardan daha fazla kişi kurtarabilecekleri konularında doğru kararlar vermelerine yardımcı olacaktır.
COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ
Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS); konuma dayalı gözlemlerle elde edilen grafik ve grafik-olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya sunulması işlevlerini bütünlük içerisinde gerçekleştiren bir bilgi sistemidir. Ne ve nerede sorularının cevabı olarak geliştirilmiştir.
CBS’ in beş temel bileşeni vardır. Bunlar; • Yazılım • Veri • Donanım • Yöntem • İnsan’dır.
CBS’in temel çalışma prensibi belli bir coğrafi bölge için grafik (mekânsal / konumsal) ve öznitelik (mekânsal ve konumsal olmayan) verilerin ilişkilendirilerek farklı katmanlar hâlinde saklanması ve bu katmanları kullanarak istenilen analizlerin yapılmasına dayanmaktadır. Uzaktan algılama yöntemi ile yeryüzünün zaman içinde ne gibi değişimlere uğradığı ve bunda etkili olan faktörler de çok rahatlıkla ortaya çıkarılabilmektedir. Örneğin; bir deprem sonrasında yeryüzünde meydana gelen değişimler, yanal ve düşey kaymalar, bir heyelan ile değişen yamaç profilleri, fırtınaların ve dalgaların kıyılarda yapmış oldukları tahribatların hepsi bu yöntemle rahatlıkla izlenebilen özelliklerdir.
CBS’nin yararları:
• Daha etkin planlama ve yönetim uygulamalarının geliştirilmesi
• Kararların hızlı ve yerinde alınabilmesi
• Kısa ve uzun vadede güncel ve zamana bağlı değişimi gözlenebilen veri yönetiminin oluşturulması
• Maliyetlerin azalması
• Daha iyi hizmetlerin sunulması
• Hizmetlerin, kararların ve çözümlerin ilgili paydaşlar ile kolay paylaşımı
• Görsel ve analitik yöntemlerle anlatılması zor olguların daha kolay şekilde anlatılabilmesi
ARAMA VE KURTARMADA ROBOT KULLANIMI
Arama kurtarma robotları doğal afetlerde veya kazalarda enkaz alanlarına müdahalede kullanılmak için geliştirilen robot sistemleridir. Farklı alanlarda kullanılmak için özelleşmiş modelleri bulunsa da genel olarak her birinde bulunması gereken çeşitli özellikler mevcuttur. Bunlar; robotun hareket modeli, konum ve duruş kestirimi, haritalama ve otonom gezinim problemleridir.
Yılan Robotlar : Bir snakebot, yılanı andıran biyomorfik hiper-yedekli bir robottur. Yılan robotlar üç metre uzunluğunda olabilir. Tam anlamıyla yılanların biyolojik ve fiziksel özelliklerinden yararlanılarak oluşturulmuştur. Manevra kabiliyetleri üst düzeydedir, bu yüzdendir ki ağaç ve merdivenlere tırmanabilirler, tıbbi snakebotlar, ameliyatlarda göğüs kafesi arasında bulunan organlar arasından geçebilecek kadar küçük ve kolay kontrol edilebilecek düzeydedir. Köpeklerin giremeyeceği yerlerdeki kurtarma çalışmalarında tespit etmek için yılan robotlar kullanılmaktadır.
Robotik Hayvanlar: Robotların yetersiz kaldığı alanlarda kullanılmak üzere bazı canlılar vücutlarına elektronik parçalar eklenerek yarı canlı yarı robot hâline getirilmektedir. Vücutlarına eklenen parçalar sayesinde daha gelişmiş kabiliyetlere sahip olan bu yapılar sibernetik organizma ya da kısaca “cyborg” olarak bilinir. Ağırlığı yaklaşık 0,7 gram olan ve böceğin sırtına adeta bir çanta gibi takılabilen bu cihazlar sayesinde böceklerin antenine belli titreşimler gönderilir. Bu titreşimler ile sibernetik böceklerin önünde sanal bariyerler oluşturulur ve bu sayede hamamböceğinin önceden belirlenmiş bir doğrultuda hareket etmesi sağlanır. Böylece sibernetik hamamböceği hem insan operatörler hem de böceği takip edebilen otomatik bilgisayar sistemleri tarafından uzaktan kumanda edilerek kavisli bir hat üzerinde yürütülebilmektedir. Sırtlarında taşıdıkları telsiz sistemleri ile bir algılayıcı ağı kurabilmekte ve birbirlerine belli bir uzaklıkta çalışarak geniş alanları kısa süre içinde tarayabilmektedirler.
Robot arılar: Birer böcek kadar küçük olan ve uçabilen robot olan robot arılar; kanat genişliği 3 cm, ağırlığı ise 80 mg olan, saniyede 120 defa kanat çırpabilen ve uzaktan kontrol edilebilen dünyanın en küçük uçan robotlarıdır. Robot arılar sadece 15 dakika havada uçabilmektedirler. Robot arılar yapay beyne ve zekâya sahiptirler; böylece başka cisimleri hissetme ve tanıma yetenekleri vardır. Sürüler hâlinde uçan robotlar arama ve kurtarma çalışmalarında, askerî gözetlemede, çevre kirliliğini ve hava olaylarını izlemede, özellikle zehirli ve tehlikeli kimyasal sızıntıları belirlemede, yerüstü haritalama, trafik izleme ve her türlü görüntüleme projesinde kullanılabilecektir.
Schaft Kurtarma Robotu: 148 cm uzunluğunda, 95 kg ağırlığında 130 cm kol genişliğine sahiptir. Schaft’ın başlıca özellikleri arasında; Girişi engelleyen enkazı kaldırma, betondan oluşan bir yapıyı alet kullanarak kırma, kapıyı açıp binaya giriş yapma, enkaz alanında araç kullanma, merdivene tırmanma, yangın hortumunu bağlayarak vanayı açma, tespit edilen sızıntıyı kesmek için vanayı kapatma, engelli arazide ilerleyebilme gibi kabiliyetleri bulunmaktadır.
Thermite Yangın Söndürme Robotu: Thermite RS1-T2 adı verilen robot, küçük ama etkili bir yangınla mücadele robotu olarak tanıtılıyor. Böylece uzak mesafelerden yangına güvenli bir şekilde müdahale edilebilecektir. Robot yangın söndürme uçaklarının giremediği çok riskli bölgelerde; petrol rafinerileri, kimyasal tesisler veya nükleer reaktör patlamalarında kullanılabilecektir. Thermite 400 metre uzaktan yönetilebiliyor. Thermite özellikle yoğun gaz, duman ve yorgunluk durumlarında itfaiyecilerin kalp krizi geçirerek öldüğü durumlarda pek çok itfaiyeciye göre risk alabilen bir robottur. Robot; 187 cm uzunluğunda, 89 cm genişliğinde ve 140 cm yüksekliğindedir. Robot, çelik ve uçak alüminyumdan yapılmıştır. Böylece engebeli arazilerde kolaylıkla gidebiliyor. Özel bir yangın hortumuyla donatılan ve çok yönlü başlığı dakikada 2271,25 litreye kadar su sıkmasını sağlayabiliyor.
Drone’ların Arama ve Kurtarmada Kullanımı : Drone, uzaktan kontrol edilebilen bir tür uçak teknolojisi olup Türkçede insansız hava aracı anlamına gelmektedir. Felaket bölgelerine ilaç teslimatı, arama- kurtarma çalışmalarında kullanılır. 2010 yılında meydana gelen Haiti Depremi’nde ABD hükûmeti tıbbi malzemeyi ulaştırmak, hayatta kalanları bulmak ve askerî birliklerini olası tehlikelere karşı koruyabilmek için “drone”ları kullanmıştı.
Son düzenleme: