8. ÜNİTE
Problem çözme: Ailelerin sorunlara yaklaşımlarını ve çözüme dönük tutum ve davranışlarını belirler. Problem çözme becerisi; aile içerisinde ihtiyaçların karşılanması için kimin hangi statü ve rolde, hangi görev ve sorumlulukları yerine gibi ödevler bütününü ifade etmektedir.
Aile içi iletişim: Aile içi iletişimde, aile içerisinde yaşayan herkesin diğer aile mensuplarıyla aralarında gerçekleşen etkileşim ve ilişkileri belirtir. Ortaya çıkan bu ilişkilerin düzeyi ve yapısı çocukların sosyal, psikolojik ve ahlâki yapılarının şekillenmesinde hayati bir öneme sahiptir. Toplumsal yapının adeta küçültülmüş bir maketi olan aile, çocuğa sağladığı sosyal, psikolojik ve kültürel destekle, ileriki dönemlerde topluma ve çevreye uyum sürecinde giriş davranışlarını ve hazır olma düzeyini belirlemektedir.
Duygulara dahil olabilme ve karşılık verebilme: Aileyi meydana getiren üyelerin, duygusal temelli ihtiyaçlarının karşılanmasını, duygusal durumlarına uygun düşen tepkilerin verilmesini, acı ve tatlı yaşantıların paylaşılmasını ifade etmektedir. Aile üyeleri bu durumlarının farkında olduklarında, daha sağlıklı davranacaklardır. Çocuğun takıldığı yerde kendisine sağlanabilecek bir desteğin varlığı, stres kaynaklı bunalımların önüne geçecektir.
Davranışın kontrolü: Fiziksel ve duygusal düzeyde bir tehlike durumunda, tutarlı, sağlıklı ve kontrol edilebilir tutum ve davranışlar sergilemek ve sorunun çözümü olarak ortaya çıkan tehlikenin bertaraf edilmesi için lazım olan davranışların sergilenmesini ifade eder. Ortaya konulan tutarlı ve aklı ön plâna çeken tutum ve davranışlar sağlıklı bir aile yapısının varlığına işaret eder.
İNANÇ VE DEĞERLER BOYUTUYLA AİLE
Günümüzde aile, anne baba ve çocuklardan oluşan toplumun en küçük birimi ve temel taşıdır. İnsanoğlunun tarih sahnesine çıktığı andan itibaren hep aile kurumu var olmuştur. Anne baba ve çocuklara ilave olarak nine, dede, amca, hala, dayı ve teyzelerde aileden sayılmaktadırlar.
SUÇLULUK
Suçluluk bu durumda yaşanan en yoğun duygudur. Çünkü her istenmeyen durumun bir sebebinin olması ve bu sebebin ortaya serilmesi, diğerlerini rahatlatan duygu olmaktadır. Sebep olma suçunu dışa yöneltenler, yükü üzerlerinden attıklarını düşündüklerinden rahatladıklarını, muhataplarının üzerinde kalan yük ise onları strese sokar ve başka sebep arayışları içerisine girerek yeni suçlular aramaya başlarlar. İçe yöneltilen suçluluk duygusu ailelerin en sık yaşadıkları duygudur. Suçluluk duygusu aile kurumunun normal sistematik yapısını deforme edebilecek değişkenleri bünyesinde bulundurmaktadır.
KIZGINLIK
Aşırı stres ve kızgınlık en yoğun olarak yaşanılan bir duygu durumdur. Kızgınlık her zaman kendisine bir yön bulabilmektedir. En olası yön; eşine ve sorun yaşanılan çocuğa doğru olmaktadır. Kızgınlığın çocuğa yönelmesinin arkasında; ebeveynlerin çocuklarının kesinlikle bildikleri ve yapmak istemediklerinden şüphe duymadıkları şeyler için yaşanmaktadır. Bir türlü isyan ve seli itiraz anlamına gelen olumsuz tepkiler birbirini takip etmeye başlar.
KEDER ÇÖKÜNTÜ VE DEPRESYON
Tepki türü her ne olursa olsun, çocuğun beklenmeyen sorunu ile yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan aileler, bir ölçüye kadar uyum gösterdikten sonra, kendilerini tükenmiş, yorgun, acıya ve ıstıraba terk edilmiş ve gelecekle ilgili olarak ümitsiz hissetmektedirler. Bu durum da depresyona neden olmaktadır.
KABUL
Yeni evlenen çiftlerin vermeleri gereken en önemli kararlardan birisi de çocuk sahibi olma veya süreyi biraz daha uzatma kararıdır. Çünkü aileye yeni hesaplar çerçevesinde katılacak çocuk, zaman zaman stres kaynağı olabilmektedir. Aileye ebeveynlerin plân ve programları çerçevesinde yeni bir düzen getirecek olan çocuğun herhangi bir dezavantajlı durumunun olması, stres düzeyini oldukça yükseltecektir.
9. ÜNİTE
GİRİŞ
Her ailenin bebek beklerken tasarladıkları hayal ve beklentileri oldukça yüksektir. Onların nazarında bekledikleri çocuk kendileri açısından da geleceğin kurtarıcısıdır. Engelli bir çocuk sahibi olmak akıllarının ucundan bile geçmez. Yapılan tüm hazırlıklar sağlıklı ve mükemmel bir yavru içindir. Ailenin tüm fertlerinin beklentisi de hep bu doğrultudadır.
AİLEYİ BİLGİLENDİRME
Ailelerin gerek doğum öncesi ve gerekse doğum sonrası bu konularda bilgilendirilmeleri gereği açıktır. Sağlıklı toplusal yapıların devamlılığı şüphesiz sağlıklı çocuk yetiştirme ile doğru orantılıdır. Esasında ailelerin bilgilendirilmeleri süreci bir çeşit rehberlik faaliyetidir. Bireyin daha verimli bir şekilde gelişmesine ve herhangi bir durum karşısında doyurucu uyum gösterilmesi için gereken tutum ve davranışların gösterilmesi için gerekenlerin yapılabilmesinin sağlanmasına dönük olarak insanların ihtiyaç duyacağı yardımın ve desteğin yapılmasına tanıtıcı rehberlik denilmektedir.
ANNE BABAYI ROLLERİ AÇISINDAN EĞİTME
Anne babalık statüsü çok önemli sorumluluğu olan bir statüdür. Bu statünün rolleri ancak alınması gereken eğitim ve öğretim ile sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilir. Bu yüzden anne baba eğitimi toplumsal açıdan önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Zaman zaman doğal olarak anne baba adayı olan gençlerimizin eğitimleri konularında akıl ve şuur tutulması olan engeller çıkarılmıştır. Bu engellerin asıl hedefinin özellikle anne adaylarının eğitimsiz bırakılması ve geleceğin sağlıklı toplumlarının inşasında etkisiz hale düşürmek olduğunu anlamak çok zor değildir. Anne babayı anne ve babalık rolleri açısından eğitmeden önce kendilerini statü ve rolleri açısından tanımak gerekmektedir.
Kadın, Aile ve Engellilik: Evlilik her toplumda neslin bekası için kabul gören bir kurum olmuş, toplumsal kurum olarak yaygınlaşmasının 4.000 yıllık bir geçmişe dayandığı belirtilmektedir. Esasında insanlık tarihinin başlangıcından bu yana bu kurum varlığını devam ettirmektedir. Günümüzde her toplumda var olan beş temel kurumdan en özellikli ve anlamlısı aile kurumudur.
Türkiye nüfusunun 2000 yılı DİE Genel sayımının kesin olmayan sonuçlarına bakıldığı zaman, 67.844.903 kişi olduğu belirlenmiştir. Hane halkı büyüklüğü ise; 4,64 tür. Bu durumda ülkemizdeki hane sayısının toplam 15.204.227 olduğu söylenebilir. 15 yaş ve yukarısı nüfus ise; 47.799.287 kişidir. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre Türkiye’ de 100 hanenin 5,4’ ünde 1,23 engelli bir vatandaşa rastlamak mümkündür. Buda yaklaşık olarak 821.028 hane eder. Yapılan araştırma çerçevesinde Türkiye’de hane halkı büyüklüğünün 4,64 olması dolayısıyla engelli vatandaşlardan ortalama 3,807,293 kişi etkilenmektedir. Aileleri tarafından engelli olarak kabul edilen yaklaşık 922.000 kişi bulunmaktadır. Engellilerin dağılımı da aşağıdaki tablo değerlerinde olduğu gibidir.
Engel Türü Sayısı
Zihinsel Engelli 199.000 Kişi
Bedensel Engelli 536.000 Kişi
İşitme Engelli 109.000 Kişi
Görme Engelli 77.000 Kişi
ÜNİTE-10
Özel eğitimde aile eğitimi süreci, engelli çocukların rehabilitasyonu ve özel
eğitimlerinin en önemli faktörüdür. Aileler eğitilirken sadece durum hakkında bilgi
sahibi olunması gibi bir hedef yeterli olmayacaktır.
“Özel Eğitime Gereksinim Duyan Çocuklar ve Özel Eğitim” isimli
kitapta belirtildiği gibi; Daha önce 30.04.1992 gün ve 3797 sayılı Kanunla ; Özel
Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne dönüştürülen yasa,
06.06.1997 tarihli ve 23011 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 573 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile özel eğitim esasları belirlenmiştir.
ANNE BABAYI ÇOCUĞUNA ÖĞRETİCİ OLARAK EĞİTME
Yasal mevzuat incelendiği zaman, verilecek özel eğitim uygulamalarının
hizmeti alacak bireyin gelişim dönemlerini dikkate alarak plânlandığı anlaşılacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Eğitim-Öğretim Tür ve
Kademeleri başlığı altında; 0-36 ay arasındakilere erken çocukluk dönemi eğitimi,
37-72 ay arasındakilere okul öncesi eğitimi, ilköğretim, evde eğitim, ortaöğretim
ve yüksek öğretimde özel eğitime ihtiyacı olanlara dönük özel eğitim hizmetleri
yürütülmektedir.
Davranışçı öğrenme yaklaşımının daha çok benimsendiği
dönemlerde çocuğun doğal çevresinin ve evinin eğitim ve öğretim açısından
önemi artmış ve anne babalara daha fazla rol verilmeye başlamıştır. Anne
babaların çocuğun eğitiminde aktif rol alması hem kendisi ve hem de tüm çocuklar
için son derece yararlı olmaktadır. Comte ve arkadaşları; özürlü çocuğun aile
ortamında veya anne baba katılımıyla başka eğitim ortamlarında bazı davranışları
daha kısa sürede kazandıklarını ve bu davranışları anne baba katılımıyla başka
ortamlara da taşıyarak edinilen becerinin daha kalıcı ve yenilerini üretici olduğunu
belirtmişlerdir. 1960’lı yıllarda başlatılan “anne-baba eğitimi” çalışmaları hem
çocuğun ve hem de anne babanın ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alarak hazırlanır.
11. ÜNİTE
GİRİŞ
Tüm ebeveynler doğacak bebeklerinin engelli olacağı ihtimalini akıllarının ucundan bile geçirmez ve böyle bir durum hayallerinin bile dışındadır. Tüm plânlar böyle bir olumsuz durum dışında kurulur ve gerçekleştirilmeye çalışılır. Sadece ebeveynler açısından durumun böyle olduğu düşünülmemelidir, aile fertlerinin hepsinin bebek tasarımları neredeyse mükemmele yakındır. Ebeveynleri böyle bir beklentilerinin olmaması bu duruma uygun hazırlık yapılması veya bilgi edinilmesi gibi bir çaba içerisine hiç girilmez. Ebeveynleri en çok korkutacak durum da şüphesiz engelli ve özel eğitime ihtiyaç duyan bir çocukla yüzleşmek olacaktır. Çocuğun doğumuyla beraber aile içerisindeki etkileşimin rengi ve tadı da değişmektedir.
ÖDEVLENDİRMELER YOLUYLA AİLENİN EĞİTİM SÜRECİNDE ÖĞRETİCİ OLARAK GÖREV ALMASI
Ailenin çeşitli konularda kendilerine verilecek ödevler yardımıyla çocukların eğitim süreçlerine öğreticiler ve eğiticiler olarak katılımlarını sağlamak için daha önceden ailelerde bu doğrultuda bilinçlendirme çalışma ve eğitimlerinin gerçekleştirilmiş olması gerekir. Böylece ebeveynlerin, durumu kabullenmiş ve diğer olumsuz tutum ve davranışlardan kurtulmuş olmaları sağlanmalıdır. Çocuklarının durumunu kabullenip uyum sağlayan ebeveynlerin engelli çocuğun durumuna uygun terapi çalışmalarında ve eğitim-öğretim etkinliklerinde aktif katılımcılar olmaları sağlanmalıdır. Daha sonra sürecin işleyişi içerisinde anne babaların hazırlanacak eğitici programları çerçevesinde programlı öğretim modelinde olduğu gibi; küçük adımlar, etkin katılım, bireysel hız gibi temel aşamalarla işe başlamaları desteklenmelidir.
Özel Eğitim de Aile Katılımının Önemi
Bu özel eğitim çalışmalarında ebeveynlerin, çocuklarına yetenek öğretebilmeleri, belirlenmiş ve sorun teşkil eden davranışları ile başa çıkabilmeleri sağlanmalıdır. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuğun kabullenildiği ev ortamında bireyin özelliklerinin de iyi bilinmesi, kurulan ilişkilerin daha sağlıklı ve de çocuğa kazandırılmak istenen gelişim dönemi davranışları da daha başarılı olacaktır. Özel eğitimle beraber çocuğa karşı sosyal paylaşımları arttırıcı davranışlarda bulunulmalıdır. Çocuğun gelişim süreci ve kritik gelişim dönemlerine ait kritik davranışların kazanılmasında ailenin desteğinin önemi çocuğa karşı sağlanacak olan sosyal ve psikolojik destekle ortaya çıkmaktadır.
Özel Eğitimde Öğretici Ailenin Ödevleri
“Canda Özür Olmaz Projesinde” belirtilen, ebeveynlerin evde yapacakları öğretim için öncelikle yapılması gerekenler şöyle belirtilmiştir:
• Yetersizlikten etkilenmiş çocuğun iletişim, kişisel ve toplumsal beceriler, alıcı dil ve ifade edici dil, sosyal becerilere ilişkin çocuğun performans düzeyi aile ile belirlenir.
• Terapist aileye saptanan becerileri çocuklarına nasıl öğreteceklerini örnek olarak gösterir.
• Aile bir hafta süre ile bu becerileri evde çocuğuna öğretmeye çalışır.
• Ailelerine terapist tarafından ailelerin bir hafta süre ile evde öğretecekleri becerilere ilişkin el kitapları verilir.
• Terapist bir hafta sonunda belirlenen becerilerin öğrenci tarafından kazanılıp kazanılmadığı durumu saptanır ve bir sonraki hafta çalışmaları saptanır.
Ödül bir pekiştireç olarak kullanılırken unutulmaması gereken bazı kurallar vardır:
• Başarı durumu yakalandığında, elde edilen hangi davranışın ödüllendirileceği kararlaştırıldıktan sonra, öğrencinin mutlaka ödülün hangi davranışın karşılığı olduğu bilinmelidir.
• Ebeveynler; çocuklarının arzu ettiği ödülü karşılıksız olarak istedikleri her durumda ve zamanlarda alamayacağını, aksine çocuğun kendisi tarafından gerçekleştirilen bir davranışa bağlı olarak, anne-babasının da isteği olan o davranışı yaptığı zaman alacağını bilmelidir.
• Ödül başlangıçta her tekrarlanışta verilmeli fakat belli bir zaman sonra ödül aralığı uzatılmalıdır.
• Ebeveyn çocuğun istediği davranışı yaptığı zaman ödülünü anında vererek başarıyı daha sağlamlaştırmalıdır. Çocuk ödülü hangi davranış nedeniyle aldığının bilincinde olmalıdır.
• Çocukta başarıyı devamlı ve kalıcı hâle getirmek için ödülün hep aynı olmamasına ve aynı ödülün sürekli verilmemesine dikkat edilmelidir.
ÜNİTE-12
ÖZEL EĞİTİM GEREKTİREN ÇOCUKLARININ AİLELERİNE YÖNELİK ETKİNLİK DOSYASI HAZIRLAMA
Toplumumuzun ayrılmaz bir parçası olan engellilerin yaşamın her alanında karşılaştıkları sorunları çözümleyerek toplumsal üretime aktif olarak katılımlarının sağlanması ve desteklenmesi sosyal devlet anlayışının bir gerçeğidir. Engellilerin eğitiminde ailenin önemi onlara verilecek destek ve sorunlarına karşı göstereceğiniz ilgi, üreteceğimiz çağdaş çözümler, temel insan haklarının bir gereği insana ve topluma saygının bir göstergesidir. Ülkemizde de bu amaçlar doğrultusunda 1996 yılından beri kaynaştırma uygulaması yapılmaktadır. Ancak, ne derece doğru ve başarılı olarak uygulandığı tartışılmaktadır. Kaynaştırmanın destek hizmet olmaksızın uygulanması, hem sınıf öğretmenine, hem kaynaştırma öğrencisine hem de sınıf içindeki diğer öğrencilere çok çeşitli zorluklar yaşatmaktadır.
Ailelerin Yaşadığı Sorunlar
Çiftler aile yaşamlarını kurduklarında sağlıklı ve mutlu bir hayat ve ileriki yıllarda aileye yeni üye ya da üyelerin katılımını bekler ve toplumda sosyal ilişkilerini ve yeni kurduğu ailenin yerini netleştirmek ister. Fakat engelli çocuğun doğumuyla birlikte, suçluluk, pişmanlık, öfke, şok, inkâr gibi birçok olumsuz duygular yaşar. Özellikle eşlerden biri diğerini suçluyor ise kaçınılmaz süreç olan depresyon yaşanır. Sorunlardan bir diğeri ise çocuğun yaşıtlarıyla birlikte okula gitme vakti geldiğinde başlar. Ailenin cevabını bilmediği birçok sorusu vardır. Bu soruların başında;
• Çocuğunun okula kabul edilip edilmeyeceği
• Yaşıtlarıyla uyum sağlayıp sağlayamayacağı
• Gelecekte bir meslek sahibi olup olamayacağı
• Okuldan mezun olup olamayacağı
• Özel gereksinimli olarak nitelendirdiğimiz ergenin sosyal ortamlarda ya da okulda cinsel dürtü kontrollerini nasıl oluşturacakları
• Çocuğun gelişen ve büyüyen bedeni, bakımıyla nasıl ilgilenmesi gerektiği
• Yaşlanan ebeveynler kendisinden sonra çocuğunun hayatta ne yapacağı, bakımının kimler tarafından karşılanacağı
ENGELLİ ÇOCUKLARA YÖNELİK HAZIRLANAN AİLE EĞİTİMİ PROGRAMLARI
2000 tarihli Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği anne-baba veya velinin engelli çocuklarının eğitim sürecinde yapacağı işleri aşağıdaki gibi belirlemiştir: a) Bireyin gelişim süreci, öyküsü ve mevcut durum hakkında ekibe bilgi verir. b) Ekibe gerekli olan anne-baba gözlemlerini yapar ve aktarır. c) Tanılama ve değerlendirme bilgilerinin oluşturulmasında ekibe yardımcı olur. d) Yöneltme aşamasında, ailenin olanak ve sınırlılıklarını bildirerek ekibin kararının belirlenmesinde etkin rol oynar. e) İzleme ve yeniden değerlendirme süreciyle ilgili çalışmalara katılır. f) Özel eğitim gerektiren bireyin; belirleme, tanılama ve yerleştirme sürecinde, aile; öncelikle bilgilendirilir ve yerleştirme sürecinde ailenin yazılı onayı alınır. Buna rağmen aile, yeni bir değerlendirme isteği ile her bir süreçte en fazla bir defa özel eğitim hizmetleri kuruluna, on beş gün içinde doğrudan itiraz edebilir (Yönetmelik Mad.21). Çocuğun eğitimine yasal olarak da dâhil edilen ailenin eğitimi için farklı programlar oluşturulmuştur.
Bunlar; Ev Merkezli Aile Eğitimi Programları Uzman kişinin aile ve çocuğun ev ortamındaki ihtiyaçlarının tespit edilmesinden sonra başlar. Bu programlar ev ortamının ve ailenin çocuğunun eğitiminde etkin rol almasını hedefler. Portage aile eğitim programı Aileyi evde eğitmek amacıyla desenlenmiş ve yaygın olarak kullanılan programlardan biri
Portage Aile Eğitimi Programı’dır. Bu program 1970’li yılların başında, engelli çocukların okul öncesi eğitimine yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu program dil, kavram, öz-bakım, motor ve sosyal gelişim alanlarına yönelik 450 becerinin kazandırılmasını hedeflemektedir
Küçük adımlar aile eğitim programı “Küçük Adımlar Gelişimsel Yetersizliği Olan Çocuklara Yönelik Erken Eğitim Programı” gelişimsel gerilik gösteren çocukların aileleri tarafından kullanılmak üzere geliştirilmiş toplam 8 kitaptan oluşmaktadır. Bu kitapların her birinde çocukların gelişim düzeylerine göre özellikleri ve yapması gerekenler yer alır. Bu gelişim basamaklarına göre çocuğun düzeyi belirlenir ve çocuk için bir sonraki davranışın ya da becerinin ne olacağı saptanır. Bu program Avustralya’da gelişimsel gerilik gösteren çocukların aileleri tarafından kullanılmak üzere geliştirilmiş Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Programı öğretim üyelerinin ortak çalışması olarak Türkçe’ ye uyarlanmıştır.
Okul Merkezli Aile Eğitimi Programları Anne babalar okulda ya da merkezde öğrendikleri bilgileri evde uygulamasını gerektiren bu tür programlar, genellikle ailelerin grup olarak eğitimine olanak tanıması yönüyle ekonomiktir. Okulda ya da merkezde düzenlenen programlar konferanslar, çalışma toplantıları, ev ödevleri ve evdeki uygulamaların gruba aktarılması biçimlerinde yürütülmektedir.
Temelde ve yaygın olarak üç amaca dönük anne baba grupları oluşturulabilmektedir
: 1. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuğun artan ihtiyaçlarıyla başa çıkmasında anne babalara yardımcı olacak önerilerin ve bilgilerin sunulması, 2. Anne babaların birbirleriyle duygu ya da fikir paylaşmaları için tartışma grupları oluşturulması, 3. Çocuğun eğitim programında ortaya çıkacak değişiklikler konusunda anne babaların bilgilendirilmesini sağlanması, 4. Anne babalara yasal haklarıyla ilgili bilgi sunulması, 5. Eğitim programları konusunda bilgi (çocuklarına akademik beceri desteği), 6. Davranış kontrolü (hem kendisinin hem de çocuğunun davranışlarını kontrol etme becerisini geliştirme), 7. Finansal planlama yeterlikleri kazandırma, 8. Stresle başa çıkma, 9. Topluma açık hizmetlerden yararlanma, 10.Eğlence ve rahatlama için etkinliklere katılmalarına yöneliktir.
AİLE EĞİTİMİNDE KİMLER GÖREV VE SORUMLULUK ALACAKTIR?
Ailelerin eğitiminde görev ve sorumluluk alacak kimseleri aşağıda önem derecesine göre şöyle sıralayabiliriz: 1. Özel eğitim öğretmeni ailenin en çok ilişki içinde bulunduğu ve her zaman görüşebileceği kişidir. Özel eğitim öğretmenleri özel eğitim gereksinimi olan çocuklara verilecek eğitimin temel konularında yeterli bilgi alan kimselerdir. Bu nedenle ana-baba eğitiminde de anahtar kişi özel eğitim öğretmenidir.
AİLE EĞİTİMİNİN KONU BAŞLIKLARI
Eğitim sürecinde ele alınacak konular aşağıdaki gibi düzenlenirse daha yararlı olabilir. 1.Engelin durumu, nedenleri, özellikle doğumdan önce, doğum sırasında ve doğum sonrası nedenler olarak basit ve şematik olarak açıklanması, 2. Çocukların sağlıklı gelişmesi için karşılanması gerekli temel gereksinimleri;
• Bedensel temel ihtiyaçları,
• Psikolojik temel ihtiyaçları,
• Sosyal temel ihtiyaçları,
• Duygusal temel ihtiyaçları,
Bireysel Eğitim:
Sorunlarını başka birinin yanında açmada zorlukları olan ailelerde ve durumlarda teke tek yapılan eğitimdir.
Grupla Eğitim
Bu, önce aynı özrü olan çocukların ana-babalarının bir araya gelerek oluşturduğu veya oluşturacağı eğitim gruplarıdır. Bu, katılacak anneler, babalar için ayrı gruplar - cinsiyet gruplan - veya karma gruplar olarak düzenlenebilir. Bu durum ve şartlara göre ayarlanabilir
ÖZEL EĞİTİME GEREKSİNİM DUYAN ÇOCUKLARIN ANNE VE BABALARINA EĞİTİM BECERİLERİ ÖĞRETİMİ
Okulda eğitim verilecek uygun bir alan belirlenmesi ve eğitime katılacak aileler için uygun zaman oluşturulması eğitim programının en önemli unsurlarındandır. Aileye verilecek eğitimin aşamaları önceden belirlenmelidir. Aile eğitiminin gerçekleşmesinde en etkili bir yöntem önermek yanlış olacaktır.
Duygu Paylaşımı Ve Ailenin Bilgilendirilmesi Aileleri bilgilendirme ve aileler arasında olumlu ilişkiler kurma özel eğitim gerektiren çocuklarının eğitim sürecinde ilk amaçtır. Bu aşamada, özel eğitimin amacı, özel eğitim gerektiren çocukların ve onların ailelerinin yasal hakları ve bu ailelerin engelli bir çocuğa sahip olma hakkındaki duygu ve düşünceleri üzerinde durulur. Özelikle çocuklarının engel durumunu kabullenme sürecinde yaşadıkları olumlu ve olumsuz duyguların paylaşımı kendilerinin yalnız olmadığı bilincini oluşturacaktır. Ayrıca diğer ailelerin yaşadıkları olaylar karşısında gösterdikleri tutumlarda çocuklarının eğitimleri konusunda onlara çeşitli fikirler verecektir.
13. ÜNİTE
ÖZEL EĞİTİME İHTİYAÇ DUYAN ÇOCUKLARDA AKADEMİK BECERİ GELİŞİMİ
Soyut düşünebilmek ya da öğrenmenin sağlıklı oluşabilmesi için bireyin yeterli kelime dağarcığına sahip olması gerekmektedir. Kişiler ne kadar çok kelime bilirlerse, o kadar çok iletişime geçebilirler. Bu tür aktiviteler farklı zekâ türlerine ve farklı zekâ düzeylerine sahip kişilerin derse olan ilgisini artırdığı gibi kalıcı öğrenmeyi de sağlamaktadır.
Davranışsal Yaklaşım
Davranışsal yaklaşımda okuma-yazma önceden belirlenmiş, doğrusal olarak sıralanmış ve alt becerilere ayrılmış şekilde kazandırılır. Bu öğretim sistematiktir ve öğretmenin yönlendirmesi, önerileri ve öğrenciyi pekiştirmesi ile ilerler. Bu yaklaşımda öğretime harf/yazıbirim-ses ilişkisinin kurulması ile başlanır.
Sosyal Etkileşimci Yaklaşım
Zihin engellilerin dil öğrenmesine katkı sunan bir diğer yaklaşım tam dil yaklaşımıdır. Bu yaklaşımın, temel kavram ve eğitimsel uygulamalarını Vygotsky’nin sosyokültürel teorisinden alır ve öğrenmenin çevresel düzenlemelerle gerçekleştiğini ve bir süreç olduğunu ifade eder. Gersten ve Domino (1993) e göre Beraber kitap okuma, sessiz okuma, koro halinde okuma ve sesli okumalar yaklaşımın eğitim uygulamalarındandır. Öncelikli amaç, okuma ve yazmanın anlamını öğretme, okuduğunu anlama ve sözcükler arasında anlamsal ilişkiler kurmaktır. Çocuğun öğreneceği tüm kelimelerin gerçek yaşamda karşılaştığı ve yaşamında yer alan kelimeler olmasına özen gösterilmelidir
Etkinlik Örnekleri
Aşağıda ailelerin öğrenme sorunu olan çocuklarına kelime öğretiminde kullanabilecekleri çeşitli yöntemler önerilmiştir. Bu yöntemler aileler tarafından çocuklarının ilgi alanlarına, okuldaki eğitim planına ve gelişim düzeylerine göre yeniden şekillendirilebilir. Özel eğitimde unutulmaması gereken her çocuğun kendine özgü ilgi, yetenek ve gelişim düzeyi olduğudur. Oyunlar ilgi, yetenek ve gelişim düzeyi dikkate alınarak seçilmesinin yanında, oynarken çocuğunuzun hızında olmaya özen gösterin. Aşağıdaki yöntemler her çocuk için uygun olmayabilir.
Son harften kelime türetme
Bu oyun için kişi sınırlaması yoktur. İlk oyuna başlayanın söyleyeceği kelimenin son harfiyle ikinci kişi önceden belirlenen bir süre içinde yeni bir kelime türetmeye çalışmalıdır. Aynı kelime iki defa söylenmemelidir. Her yeni kelime için ikinci öğrencinin hanesine puan yazılır. Bu uygulama ile öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar kelimelerin söylenişlerini tekrar ederek pekiştirirler. Oyun oynanırken çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak süre verilmeli oyunda galip olduğunda övgü verilmesi gerektiği unutulmalıdır.
Kim bulur
Bu oyun eşanlamlı ve zıt anlamlı kelimelerin kavratılmasında etkin olarak kullanılabilir. Ebeveyn, ilk olarak eş anlamlı veya zıt anlamlı kelimeleri biraz kalın kâğıtlar üzerine yazmalıdır. Yazılan her kelimenin zıttı mutlaka olmalıdır. Kartlar karıştırılarak rast gele yarısı yere kapalı şekilde konulmalıdır. Elde kalanlar ise eşit olarak hem çocuğa hem de oyunu oynayan diğer kişilere paylaştırılmalıdır.
Kelime türetme
Oyunda kişi sınırlaması yoktur. Amaç rastlantısal olarak verilen harflerden kelimeler türetmektir. Anlamlı olan en uzun kelimeyi en kısa zamanda türeten puanı alır. Puan üretilen kelimenin harf sayısı kadardır. Yani 5 harfli bir kelime ürettiyse 5 puan alır.
Eşini bul
Barudin ve Hourcade (1990), orta ve ağır düzeydeki zihin engelli 32 çocuğa görsel sözcük öğretiminde sözcüğün yazılı olduğu kartın gösterimi, sözcük ile beraber resimsel ipucu kullanımı ve dokunsal/hareketsel yöntemlerinin etkililiğini araştırmışlardır. Zihin engelli çocukların görsel sözcükleri öğrenmede başarılı oldukları ortaya çıkmıştır. Bu yöntemde zihin engelli çocuklara sözcükler seslere ve hecelere bölünmeden anlamlı bütünler olarak öğretilir ve öğretime en sık kullanılan sözcükler ile başlanır.
Bingo
Yeni öğretilecek veya tekrar edilmek istenen 15-20 kelime kağıda yazılmalıdır. Oyunu oynayacak kişiler bu kağıtlarda bulunan kelimelerden beş tanesini seçip defterlerine yazarlar. Çekilişi yapan kişi torbada bulunan aşağıda örneği verilen kelimelerden rastgele birini çeker ve söyler.
İsimlere sıfat bulma
Çocukların Türkçedeki söz varlığını tanımaları bakımından bu etkinlik önemlidir. Öncelikler sıfatın ne olduğu çocuğa anlatılmalı ve sonra etkinliğe geçilmelidir. Çocukla oynayacak kişi bir isim söylemeli ve çocuğun bu isme sıfat bulması istemelidir.
Bak ve yaz
Bu etkinlik çocuğun doğru yazma becerilerini geliştirir. Ebeveynler dışarıda, evde gösterdikleri nesnelerin ya da resimlerin isimlerini defterlerine yazmalarını istemelidir. Gösterilen resimdeki kelimelerin isimlerini doğru yazan çocuklar ödüllendirilerek motive edilirler.
Bulmacayla kelime
öğretimi Yazılı ya da sözlü bulmacayla kelime öğretim yöntemi çocukların ilgilerini öğrenilen dildeki kelimeler üzerine yoğunlaştıran bir yöntemdir. Dolayısıyla bulmaca yöntemi öğrenme sorunu olan çocukların eğlenerek yeni kelimeler öğrenmelerini ve öğrenilenleri tekrar etmelerini sağlar.
Bu nedir?
Bu alıştırmada son harfi verilen varlıkların, eşyaların ve kavramların ipuçlarıyla bulunması amaçlanır. Öğrenciler numaralandırılmış beyaz kutuları doldurmak için önce verilen ipuçlarını okumalıdırlar. Verilen ipucu yardımıyla son harfi K olan varlığın, eşyanın veya kavramın ismini boşluklara yazmalıdırlar. Bu etkinlik sınıfta gruplar oluşturularak da uygulanabilir. Öğrencilerin bu alıştırmalarla kelimeleri doğru yazma ve okuduklarını anlama becerileri geliştirilir.
İpuçları:
1.Sütünü içtiğimiz hayvan.
2.K harfi ile başlayan bir sebze.
3.Acıkınca yapılan şey.
Tombala
Oyunun ilk aşaması çocuğunuzun öğrenmesini istediğiniz kelimeleri ifade eden resimlerden oluşan kartlar oluşturmaktır. Bu kartı çoğaltarak tıpkı tombala oynarken olduğu gibi tüm oyunculara dağıtmalısınız.
FEN VE MATEMATİKTE ÖN BİLGİLERİN OLUŞMASI İÇİN UYGULAMA ÖRNEKLERİ
Hazine Sepeti
Aileler fen-tasarım ve teknoloji ile ilişkili geleneksel tahta oyuncaklardan gelişmiş bilgisayar oyunlarına kadar birçok kaynağı kullanabilirler. Çocuğa verilebilecek içi birçok farklı nesneyle doldurulmuş bir hazine sepetinin onun için öğrenmeyi sağlayacak kuvvetli bir kaynak olduğunu belirtmektedirler.
Az-Çok-Eşit Oyunu
Nesneler seçilirken büyük-küçük, uzun-kısa ya da az-çok-eşit gibi matematiğin temel kavramları öğretilebilir (Kahveci,2009). Örneğin sepete attığınız 2 bebekten biri diğerine göre küçük ise “bu bebek diğer bebekten küçük” diyerek büyük-küçük kavramını öğretebilirsiniz. Fındık dolu bir torbadan hem kendinize hem de çocuğunuza paylaştırdığınız fındıklarla “benim fındığım daha çok, sana 1 tane verdim şimdi fındıklarımız eşit ya da aynı oldu” diyerek eşit-az-çok kavramını geliştirebilirsiniz. Bu oyunu farklı nesnelerle de yapabilirsiniz. (pasta, şeker, elma vs.).
Soğuk- Sıcak Ya da Katı-Sıvı- Gaz Oyunu
"Örneğin, çocuğunuz bahçede kardan adam yaparken eve getirilen bir kar topağının eriyerek karların suya dönüşünü izleyebilir. Daha sonra çocuk sizinle birlikte çeşitli buz küplerini eritmiş ve tekrar soğutarak buz küplerini oluşturmayı yine benzer şekilde yağı eritip sonra tekrar dondurmayı ve çocukla birlikte jöle yaparken jölenin katı sıvı hâli ile ilgili gözlemde bulunabilirsiniz.
Evde Keşif
Mclnnes ve Williams,(2003) Heuristic oyun, ev içinde etrafta bulunan nesnelerin çocuk tarafından aktif bir şekilde keşfedilmesi olarak tanımlar. Bunlar çeşitli kutular, ponponlar, küçük çantalar, tokalar, kemerler, gözlükler küçük kıyafetler, şapkalar olabilir vb. Bununla birlikte oyun sadece kaynakların keşfedilmesi değil; bunun ötesinde bunların farklı yollarla birleştirilerek, tasarım süreci içinde yer almasının da yolunu açmaktadır.
Evde Yemek Yapmak
Mclnnes ve Williams,(2003) çocukların, günlük hayattaki etkinlikler içinde, (yemek pişirme vb) çocuk informal yolla yiyecek teknolojisi ile ilgili pek çok şey öğrendiklerini ifade ederler. Çocuklar evde yemek pişirilirken, yapılan çorbanın yapımına destek verdiklerinde, çorbanın içindeki malzemelerini küçük küçük keserek, yumurta ve unun karıştırıp, kremamsı bir sıvı elde ederek tüm bunları çorba içinde karıştırılması için pek çok becerilerini kullanırlar. Ya da hamur işi yaparken çocuklara verilen hamur parçaları ile farklı şekiller elde ederler.
14. ÜNİTE
ENGELLİ ÇOCUKLARIN SOSYAL GELİŞİMLERİ İÇİN AİLE
VE OKUL ETKİNLİKLERİ (ZOR DAVRANIŞLARIN EĞİTİMİ)
Günlük İşlerin Yapımını Çocuğuna Öğretmek
8-18 ay arası çocukların yapabilecekleri
• Yardımla giyinip soyunur, ayakkabıların içine ayağını sokar ve gömlek
kollarına kollarını sokabilir.
• Güçlü duygulara sahip olur ve hayır demeye başlar.
• Rutinleri ve beklentilerle güvenlik duygusu oluşur (yatağa gitmek).
• Sesleri ve hareketleri taklit eder.
18-36 ay arasındaki çocukların yapabilecekleri:
• Yardımla ellerini yıkar.
• Bir pipetle içeceğini içebilir
• İstendiğinde elbiselerini sepetin içine koyabilir.
• Bir kaşıkla kendisi yemek yiyebilir,
• Tuvalet kullanmayı öğrenebilirler.
• Basit eylemleri taklit edebilir.
3 yaşında olan bir çocuğun yapabilecekleri:
• Yardımla dişlerini fırçalar.
• Dolaptan ayakkabılarını getirebilir.
• Ellerini yıkar ve kurular ama onlar lavaboya ulaşabilmek için yardıma
ihtiyaç duyabilirler.
• Oyuncak ve kitaplarını kaldırabilir.
• Temiz elbiselerini kaldırabilir.
• Ayakkabılarını kaldırmak.
• Lavaboya tabakları kırmadan koyabilir.
• Bir süngerle masayı silebilir.
• Masaya peçeteyi koyabilir.
4 yaşında olan çocukların yapabilecekleri
• İstek üzerine oyuncaklarını toplar.
• Temiz elbiselerini yerine koyar.
• Bağımsız dişlerini fırçalar.
• Masaya çatalları yerleştirebilir.
• Tabaktaki kuru gıdaları köpeklere verebilir.
5 yaşında olan çocukların yapabilecekleri
• Ev kurallarını hatırlar ve yeniden ifade eder.
• Yapmak istediği aktivitelerde bir yetişkinden izin alır.
• İstenen konularda kuralları ve rutinleri takip eder (yatağa gitmeden önce
oyuncaklarını toplar yemek yemeden önce ellerini yıkar vb.)
Çocuğunuzun Beklentilerinizi Anlamasına Yardım Etmek İçin Görsel Programlar Kullanmak
Yetişkinler sık sık takvim, alışveriş listesi ve tüm işlerini tamamlamak ve bellek geliştirmek için iş listeleri kullanırlar. 1 yaşından sonra çocuklar bu tip araçlardan ve hatırlatıcılardan yararlanabilirler. Genellikle çocuklar yetişkinlerin beklentilerinin ne olduğunu anlamadıklarından onların isteklerine cevap veremezler. Bir çocuk yapması gerekenleri ve bir yetişkinin onda görmeyi umduğu davranışları anlamadığı zaman genellikle öfke nöbetleri, ağlamalar ve agresif davranışlar gibi olumsuz davranışlar gösterir. Çocuğunuzla özellikle yapmaması gerekenlerden ziyade yapması gerekenler hakkında konuştuğunuz zaman başarılı olması muhtemeldir. Fotoğraf, resim, kartlar gibi görsellerle çocuğunuza beklentilerinizi iletebilirsiniz ve olumsuz davranışlardan kaçınabilirsiniz.
Neler yapabilirsiniz?
Çocuğunuzu görsel programlar oluştururken mümkün olduğu kadar fazla bu programa dâhil edin. Çünkü çocuklar fotoğraflarda kendilerini görmeyi severler. Onun yapacağı aktivitenin resmini çizmesine ya da fotoğrafını çekmesine izin verin. Çocuğunuzun başatıyla yaptığı etkinlik basamaklarını zevkle kontrol edin ve aktiviteyi yaptıktan sonra onun fotoğrafını kaldırmasına izin verin. Başlamak için günün en sorunlu etkinliğini seçin (okula ya da yatağa gitmek gibi). Bu sorunlu davranış çözüme ulaştığı takdirde ve kalıcı diğer bir ifadeyle rutin olduktan sonra kolayca tüm günü içeren görsel programa geçebilirsiniz. Görsel bir program oluştururken çocuğunuzun öğretmeninden yardım isteyebilirsiniz.
Okulda uygulama
Görsel programlar bir başlangıcı, orta ve sonu göstermek için kullanılır ve sınıftaki kuralları ya da yetişkinlerin hatırlatma yapmaksızın çocuklardan beklentilerini ifade etmeye yardım eder. Görseller çocukların bağımsızlığını ve etkinliklere katılımını güçlendirir. Okulda görsel programları günlük rutinleri göstermek, bir dizi aktiviteyi tamamlamak ya da aktivitenin adımlarını göstermek için kullanabilirsiniz. Öğrencilere evden okula gelmek için yaptıkları işler sorulur ve tahtaya yazılır. Sonra bunlar küçük resimler ve oklarla ilişkilendirilerek şekillendirilir.
Unutmayınız!
Görsel programlar sizin ve çocuğunuzun yakınlaşmasını, size karşı mücadele gücünün azalmasını ve kendine güveninin artmasını ve kontrol duygusu
İLETİŞİM YETENEKLERİNİ GELİŞTİRMEK
Çocuğunuz yetişkinlerle benzer duygular yaşarlar ama dil gelişimi yaşıtları kadar iyi olmadığından bu duyguları farklı şekilde ortaya koyarlar. Onların iletişim yollarını anlamak özellikle anne ve babaları için çok zor olabilir. Çocuğunuzun gerçekte ağlaması bir şeyleri anlatma yöntemidir. “Ben yorgunum, nasıl sakinleşeceğimi bilmiyorum, ağrım var ya da rahatsızım ya da senin aldığın oyuncakla oynamak istiyorum” gibi birçok farklı şeyi anlatabilir. Birçok ailenin özel gereksinimi olan çocuklarının davranışlarını anlamakta zorlandıkları zamanlar oldukça sıktır. Aşağıda onlarla iletişiminde kullanılan bazı genel yollar vardır. Zamanla çocuğunuza ait benzersiz iletişim yolunu anlayacaksınız:
Sesler: Ortalama ilk yıl (bazı çocuklar için daha erken ve bazıları için daha geç) bebekler ilk cümlelerini söyleyecektir. Fakat özel gereksinimli çocuğunuzun ilk dil yetenekleri yavaş geliştiğinden ağlama çocuğunuzun birincil iletişim aracıdır. Acıktığında, rahatsızlandığında, altını ıslattığında ya da ağrısı olduğunda farklı şekillerde ağlar ve siz bu ağlama seslerine dikkat ettiğinizin de onun ne için ağladığını tahmin edebilirsiniz.
Yüz İfadeleri: Bir gülümsemenin yansıttığı duyguyu anlamak kolaydır. Ama çocuğunuzun sorularını ya da meraklı bakışlarını, hayal kırıklığının ortaya konuluş şeklini, memnuniyetini, zevklerini, sıkıntılarını ve daha fazlasını bilmek gereklidir. Hepimizin yaşadığı mutluluk, üzüntü, merak, endişe, sinirlilik, heyecan, ve benzeri temel duyguları çocuklarınızda deneyimler. Yüz ifadeleri ve bakışlarının odaklandığı yön onun düşüncelerinizi anlamanıza yardım edecektir. Bunun için çocuğunuzun baktığı yöne bakın.
Jestler: İnsanlar iletişimde vücutlarını kullanırlar. Onlar insanlara ya da nesnelere ulaşmak için bedenlerini ileri atar, merak ettiklerinde nesneleri kaldırıp elleri ve ağızlarıyla kontrol eder, istemediklerinde elleriyle nesneleri uzağa süpürür, mutlu olduklarında ellerini ve kollarını sallarlar, ayaklarıyla tekme atarlar ve ilgilendikleri nesnelere işaret etmek için vücutlarını kullanırlar. Bebekler eğer üzgünse geriye doğru vücutlarını atacak ve sevmediği seslerden uzağa yöneleceklerdir. Tüm bu beden hareketlerini gözlemleyerek çocuklarınızın isteklerini tahmin edebilirsiniz.
Çocuğunuzun Davranışlarını Anlamanın Üç Adım
Anlamadığınız bir davranışı gördüğünüz zaman çocuğunun davranışlarının ne anlama geldiğini ortaya çıkaran ipuçları hakkında düşünün. Hatırlayın her çocuk farklıdır. Aynı davranış (örneğin annenin kucağındayken geriye doğru kendi atmak) bir bebek için uykusuzluğunun göstergesi olurken diğer bir bebek için kucaktan indirilmek ve oyun oynamak isteği olabilir. Çocuğunuzu sevdiğinizi ve onu anladığını göstermek onun benzersiz ipuçlarını anlamaya başlamanın önemli bir yoludur.
1.Adım
Çocuğunun davranışlarını dikkat etmek ve yorumlamak
• Çocuğunun kullandığı seslere ve cümlelere dikkat edin. Çocuğunun sesi mutlu, üzgün, sinirli, sıkılmış ya da aç mı? Bu ağlamayı ya da sesi ne zaman duyuyorsun?
• Çocuğunun yüz ifadesi nedir? Çocuğunun yüzünde hangi duygular görünüyor? Çocuğun yeni bir objeye dikkatli bakıyor mu?
• Çocuğunun bakışlarına dikkat et seninle göz kontağı kuruyor mu yoksa uzaklara mı bakıyor? Bu genellikle çocuğunuzun bir mola ihtiyacının işaretidir, bakışlarını size odakladıysa muhtemelen size dikkat ediyor ve yeni duruma sizin nasıl reaksiyon göstereceğini görmek istiyordur.
• Çocuğunuzun kullandığı jestler ve mimikleri nelerdir? Bebeğiniz kucaklamayı denediğiniz zaman gözlerini ovuşturur ve kulaklarını çekiyor mu? Uykusuz hissedebilir ve kısa bir uyku için hazır olabilir.
2. Adım
Bebeğinizin ya da çocuğunuzun davranışlarının anlamının ne olduğunun yanıtı yine kendisindedir. Zaman zaman sizin tahmininizin doğru olduğundan emin olmayabilirsin. Bu zamanlarda tekrar denemeniz gerektiğini hatırlayın. Örneğin eğer çocuğunuz pencereyi gösteriyorsa onu yukarı kaldırıp onun dışarıyı görmesini sağlayabilirsiniz.
3. Adım
Zaman zaman çocuğunuzun olumsuz davranışlarıyla başa çıkmak oldukça zor olmasına rağmen eğer bu dakikalar boyunca sakin kalabilirseniz çocuğunuzun da sakinleşmesine yardımcı olabilirsiniz. Unutmayın ki öfke ve ağlama nöbetleri de bir iletişim biçimidir.
Unutmayın
Çocuğunuzun iletişim için denediği yöntemleri her zaman anlayamazsınız. Yetişkin ilişkilerinde bile bazen kendimizi diğer insanların davranışlarını anlama konusunda yetersiz bulabiliriz. Çocuğunuzun sıkıntılı olduğu anlarda durumu idare edemediğinizi düşünüyorsanız, onu sevdiği ya da güvenli olabileceği bir yere bırakın bir beşiğin içine ya da odasına ve kendiniz için birkaç dakika ayırın. Sizin kendinizi rahatlatmanız çok önemlidir.
Çocuğunuza Yerler Ve Aktiviteler Arasında Kolaylıkla Geçmesine Nasıl Yardım Edersiniz?
Yeni yerler, insanlar ve aktiviteler için geçişler ya da hareketler gün içerisinde birçok kez yaptığımız şeylerdir. Özellikle özel gereksinimli çocuk sonraki yer ya da aktiviteye gitmeye hazır değilse, değişim çocuğunuz için bunaltıcı ve tahammül edilemez görünebilir. Örneğin, çocuklar her gün öğretmenden ailesine, evden arabaya ya da oyundan akşam yemeğine birçok geçiş yapabilir.
Neler yapabilirsiniz?
Çocuğunuza rutin olayların geçişlerinin uyarısını yapmak için bir zamanlayıcı, bir araç ya da komik bir ses kullanın.
Geçiş yaparken şarkı söyleyebilirsiniz.
Okulda uygulama
Çocuklar okulda gün boyu bir aktiviteden diğerine geçiş yaparlar. Öğretmenler geçişlerin öncesinde özel rutinler oluşturarak geçiş planı oluşturabilirler. Bu rutinler geçiş için çocuğunuzun hazırlanmasına yardım eder. Öğretmenler geçişin kesin zamanının bilmesi için özel araçlar kullanabilir ya da şarkılar söyleyebilir.
Unutmayınız!
Bir çocuk ne kadar günlük aktivitelerini tahmin edebilir ve program yapılırken dâhil edilir ise o kadar az sorunlu davranış ortaya koyacak ve yeni insanlar, yeni yerlere geçiş yaparken daha hevesli olacaktır. Beklenilen şeyin, ne zaman olacağı ve geçiş olmadan önce ne olacağını öğretmek zaman alacaktır ve çaba gerektirecektir.
Çocuğunuza Engellenmeyi Kabul Etmesi Ve Anlaması İçin Nasıl Yardım Edersiniz?
Engellenme duygusu büyümenin zor ama normal bir parçasıdır. Çocuğunuz yeni arkadaşlar edinirken, yeni şeyler denerken yaşadığı iniş çıkışlar engellenme yaşamasına neden olmaktadır. Parka gideceği zaman yağmurun yağması ya da bir doğum günü partisine gidememek gibi yaşam içinde küçük ya da büyük hayal kırıklıkları yaşayabilir.
Neler yapabilirsiniz?
Çocuğunuzun hayal kırıklıklarıyla başa çıkabilmesi için İki beceri öğretmelisiniz: 1) Birilerinden nasıl yardım isteyeceğini sormak ve 2) Ne zaman mola vereceğini bilmek. Çocuğunuzun hayal kırıklığı yaşadığı zamanlara dikkat edin ve herkesin yetişkinlerde dâhil hayal kırıklığı hissedebileceğini açıklayınız. Kendinizin duyguları hakkında konuşabilirsiniz. " Bende hayal kırıklığı yaşıyorum.
Okulda uygulama
Çocuklar bir oyuncak seçiminde, aktivite sürecinde ya da biriyle ilgili deneyimleri ve beklentileri olduğunda bu beklentiler istedikleri şekilde karşılık bulmadığında hayal kırıklığı yaşayabilirler. Her çocuk hayal kırıklığını farklı yaşar ve öğretmenleri, onların duygularını nasıl tanımlayacaklarını ve tekrar iyi hissedebilmeleri için problemlerinin üstesinden nasıl gelebilecekleri konusunda çözüm yolları üzerinde düşünmelerine yardım edebilir.
Unutmayın!
Çocukluk sinir bozucu anlarla doludur. Küçük çocuklar dünyayı keşfederken onlar birçok değişimle yüzleşirler. Hayal kırıklığı çocuklar için memnuniyetsizlik duyguları yaşatmasına rağmen sağlıklı ve olumlu olabilir. Kendi başına ulaşamadığı, ilikleyemediği, prenses elbisesi giyemediği, dondurma külahını düşürmesi gibi ya da tırmanamadığı sayısız durumlar vardır ve bu durumlar aile olarak sizin çocuklarınıza gergin zamanlarını nasıl tanımlayacağı, anlayacağı ve çözüm bulacağı konusunda öğrenmelerine yardım etmek için fırsatları oluşturur.
Oyun Israrı
Anne ve çocuk arasındaki ilişkilerin sıcak ve sevgi dolu olması çocuklarınızın yaşamının ilk üç yılında inşa edilir. Birlikte oyun oynamak, paylaşım gibi sosyal yeteneklerin oluşması nesnelerin isimlerini söylemek, az düzeyde muhakeme ve yorum yapabilmek gibi dil yeteneklerinin ve problem çözmek gibi düşünme yeteneklerinin gelişimini destekler. Bebekler ve çocuklar için oyun iştir.
Oyun zamanlarınızda yapabilecekleriniz konusunda aşağıda çeşitli ipuçları verilmiştir
Çocuğunuzu yönlendirirken dikkatli olun ve süreci takip edin Çocuğunuza bir nesne, oyuncak verin ya da etkinlik oluşturun. Etkinlik sürecinde verdiğiniz oyuncaklarla ne yaptığına dikkat edin. Çocuğunuz oynarken oyun araçlarını doğru şekilde kullanamıyor ve etkinlikleri yeterince zenginleştiremiyorsa onun yeni bir yol oluşturmasına rehberlik edin ve öğrendiklerini uygulaması için izin verin. Örneğin çocuğunuzun elinizde plastik bir bardak varsa onunla su içebileceğini öğrettikten sonra onu aynı zamanda parti şapkası olarak kafasının üstüne koyabileceğini gösterebilirsiniz.
Oyun alanını kontrol et
Oyun sürecinde sorunlu davranışları en aza indirmek için çocuğun oyun arkadaşlarının ve oyun alanının güvenli olup olmadığını, gürültü ve diğer dikkat dağıtıcı unsurlar varlığını örneğin: koşmak, top fırlatmak ya da resim yapmak için etkinlik alanının uygun olup olmadığını kontrol etmek gibi. Alanı önceden kontrol etmek bir sinir krizini, bir kazayı ya da bir lambanın kırılmasını engelleyebilir.
Tekrar oynamak
Çocukları için tekrar tekrar aynı şeyleri yapmak anne ve baba için heyecan verici değildir fakat tekrarlar çocuklar için bir davranışı kendi başlarına yapabilmeleri için önemlidir. Çocuklar “bunu tek başıma yapabilirim” dedikleri zaman zeki ve başarılı olduğuna güvenleri oluşur, kendinin yetenekleri ve becerileri olduğuna dair güçlü bir duyguyla ödüllendirilirler. Birçok çocuk uygulamalarla yeni yeteneklerde ustalaşır ve yeni şeyler öğrenir. Oyundan sıkıldığınız zaman bu oyunların çocuğunun gelişimine çok fazla katkıda bulunduğunu düşünerek bir süre daha devam edebilirsiniz.
Çocuğunuza Paylaşımı Öğretmek İçin Nasıl Yardım Edersiniz
Bir çocuk başka bir çocuğu oyuncakla oynarken gördüğünde ilk olarak ona sahip olmayı ister. Bu davranış oyun arkadaşının sinirini bozabilir ve genelde bir tartışmaya yol açar. Paylaşımın nasıl öğretileceği tüm çocuklar için büyük bir sorundur çünkü, başka birini mutlu etmek birinin genellikle kendi ihtiyaçlarını bir kenara koyması anlamına gelir. Paylaşmak doğuştan gelen bir yetenek değildir. Çocuklarınızın paylaşımın nasıl olduğunu ya da bir problemin nasıl çözüleceğini öğrenmesi gereklidir.
Alışverişi (Değiş-Tokuş) Öğrenmesi İçin Çocuğunuza Nasıl Yardım Edersiniz
Alışveriş olumlu bir yolla başka birinden bir nesneyi almayı seçebildiği bir çözümdür ve nasıl paylaşacağını ilk büyük adımıdır. Alışveriş öğretilmesi gereken ve birçok kez uygulanan bir yetenektir. Alışverişin nasıl yapıldığını bilmek çocuklarınızın duygularını yönetmesine yardım eder ve bir yetişkinin yardımı olmadan kendi problemlerini çözme özgüveni verir. Bir oyuncağı kullanmak için beklemeyi gerektiren paylaşımda farklı olarak alış verişte her iki kişinin de mutlu olmasını sağlayan bir çözümdür. Bu durum sabırlı olmayı ve oyun arkadaşıyla nasıl pazarlık yapacağını öğrenmesini sağlar ama bu onun yaşamı içinde kullanacağı değerli bir beceridir.
Isırma
Isırma davranışı zor davranışlar sınıfına giren ve zaman zaman özel eğitim gerektiren çocuklarda ve küçük yaş gruplarında oluşabilen olumsuz bir davranıştır. Aile ve diğer çocuklar tarafından rahatsızlık, kızgınlık ve yaralanmalara sebep olduğu için kabul edilebilir bir davranış olarak görülmez. Akranları, sık sık ısıran çocuklarla oynamaktan kaçınırlar ve onlarla ilgili olumsuz yorumlar yaparlar. Bu durum sosyal ilişkilerinin zarar görmesine sebep olur. Çocuklar birçok nedenden dolayı ısırabilir. Bu davranışın çocuk tarafından yapılmasını istemiyorsak ilk olarak çocuğun neden ısırdığını yani ısırma sebebini belirlemek gerekir.
1.Bu sebeplerin başında iletişimde engellenmeler gelmektedir. Özel eğitim gerektiren çocukların dil gelişimleri yaşıtlarına göre daha yavaş olduğundan diğerleriyle oynarken nasıl paylaşacağını, sırasını beklemeyi ya da ilgi ve isteklerini ifade edemeye bilir. Bu tip güçlü duygularını ifade etmenin diğer yolunu bilmediklerinden ısırmayı tercih edebilirler. Yani ısırmak aslında istemediği ya da istediği bir durumun ifadesi olabilir.
2. Çocuk bu davranışı yakınlarındaki kişilerden öğrenmiş olabilir.
3.Bazı çocuklar ısırma ya da çiğnemenin ağızda uyandırdığı fiziksel duygudan zevk alırlar.
4.Özellikle taklit etmek amacıyla da yapılabilir. Diğer çocukların ısırdığını ve olumlu ya da olumsuz tepki aldığını gören çocuklar kendi anne babalarının duruma nasıl tepki vereceklerini merak ettikleri için de ısırabilirler.
5. Çocuklar acıktığında, uykusu geldiğinde, endişeli olduklarında ve sıkıldıklarında bu tip olumsuz duygularıyla başa çıkmak için uygun yollar bulmak yerine ısırma yolunu kullanabilirler.
6. Etrafındaki nesnelerin tat ya da sertliklerini merak ettikleri ve keşfetmek için ısırabilir.
Neler yapabilirsiniz
Onların duygu ve ihtiyaçlarını daha uygun yollarla ifade etmeleri öğretilebilir. Neden ısırdığını anlamak için gözlem yapılmalıdır. Isırmadan önce ne olduğuna dair bilgi toplanmalıdır. Ne zaman, nerede ve kimi ısırdığına dikkat edin. Isırmayı engellemeyi deneyin.
Öfke İle Baş Etmek İçin Ne Yapılmadır?
Kızgınlık tüm ailelerin ve çocukların zaman zaman deneyimlediği bir duygudur. Birçok şey çocuğunuzu kızdırabilir ve yetişkinlerde olduğu gibi farklı şekillerde kızgınlıklarını yaşayabilirler. Çocuğunuza kızgınlığın diğer duygular gibi (eğlenmek, üzüntü ve gerginlik) doğal sağlıklı bir duygu olduğu ve uygun şekilde dile getirilmesi gerektiğini öğretebilirsiniz. Kendindeki ve diğer insanlardaki kızgınlığı tanıyan ve anlamayı öğrettiğiniz bir çocuk saldırgan ve yıkıcı yollarla duygusunu daha az yansıtacaktır.
Neler yapabilirsiniz?
Öfke zaman zaman çocuklarımızı eğitim sürecinde yaşadığımız duygulardandır. Bu duygu sağlıklı yaşandığı takdirde hayatı olumlu etkileyen insanın ayrılmaz bir parçasıdır. Öfkeyle başa çıkmak için önce öfke kaynaklarını bulmamız gerekir. Başkalarına ya da çocuğunuza kızdığınızda sakin kalabilmek için çeşitli yöntemler deneyebilirsiniz. Öfke kontrolü için uzmanlar tarafından hazırlanmış çeşitli danışma tekniklerinden faydalanabilirsiniz. Bu tekniklerin bazıları kızgınlığın bedende oluşturduğu değişiklikler üzerine dikkati çekme üzerine oluşturulmuştur. Örneğin; “kızgınlığı vücudumda hissediyorum.
Okulda uygulama
Çocuklar okulda çeşitli sebeplerle kızgın olabilir. Öğretmenler çocuklara herkesin kızgın olabileceğini ve derin bir nefes alarak, sakin olmayı öğreten hikâye kitapları okuyarak ya da kuklalarla rol oyunları yaparak sakin olmanın pozitif davranış olduğunu sınıfa göstermelidir.
Unutmayınız!
Çocuklara kızgınlık duyguyla başa çıkmalarına yardım edecek, işe yarayan bir çözüm bulmak için fırsatlar verin ve onları cesaretlendirin. Onların duygularının kontrolünde yardım etmesini öğretin ve zor duygularıyla başa çıkması için ona güvenin.
Çocuğunuz Uygun Yollarla Sizin Dikkatinizi Nasıl Çekebilir
Hem yetişkinler hem de çocuklar için diğerlerinin dikkati çekmek için doğru yöntemler kullanmıyorsa birbirleriyle iletişimleri oldukça zor olacaktır. Birilerinin dikkatini çekme yeteneği temel sosyal bir yetenektir ve sosyal ortamlar ve ilişkilerde başarının devamı için temel sağlar. Çocuklar dikkat çekmek için çeşitli yollar kullanıyorlar ve sık sık bu yolları yenilerler, bağırma ya da mızmızlanma gibi çok daha etkili teknikler bulurlar. Örneğin, annesi telefonda konuşan bir çocuğun annesinin dikkatini çekmeye çalıştığını düşünün.
Çocuğunuz İçin Düzenli Uyku Saatleri Oluşturmak
Çocuklarınızın sağlıklı gelişebilmesi için günlük değişen oranlarda uykuya ihtiyaç duyarlar. Aileler çocuklarının beslenmesinde, onların büyümesinde ve aktivitelerinde sorumluluklarını yerine getirme sürecinde dinlenmeye ihtiyaç duyarlar. Eğer çocuğunuz yeteri kadar uyumamışsa olumsuz davranışları gösterme olasılığı yüksektir. Sizin çocuğunuz huysuz, çabuk sinirlenen ve başkalarıyla ilişkilerinde iyi iletişim kuramayan bir çocuk olabilir. Uyku eksikliği öğrenmek için çocuğunun yeteneklerinde negatif bir etkisi olabilir.
Çocuğunuzun Kıskançlığı Kabul Etmesi Ve Anlaması İçin Nasıl Yardım Edersiniz?
Kıskançlık yetişkin ve çocuklarda normal duygusal bir deneyimdir. Küçük çocukların ve özel eğitim gerektiren bazı çocukların bu karmaşık duyguyla başa çıkabilecek becerileri ve ifade edebileceği dil yeteneği yoktur. Birçok çocuk kıskançlıkla sinir krizi, ağlamak ya da vurmak gibi olumsuz davranış biçimleriyle başa çıkar. Çocuğunuz duygularının normal olduğunu ve yeteneklerine bakılmaksızın değerli ve benzersiz olduğunu bilirse kıskançlık duygusu yıkıcı davranışlara dönüşmesi olasılığı daha az olacaktır.
Çocuğunuzun Üzüntüyü Kabul Etmesi Ve Anlaması İçin Nasıl Yardım Edersiniz?
Üzüntü çocukların ilk oluşan ve en kolay anlaşılabilir duygulardan biridir. Herkes çeşitli nedenlerle zaman zaman üzgün hissedebilir. Aile olarak çocuklarınız üzgün hissettikleri zaman onlar ulaşmakta güçlük çekebilir ve eğer gerekliyse daha iyi hissetmelerine yardım etmek için birilerinden yardım isteyebilirsiniz.
Özel Eğitime İhtiyaç Duyan Çocukların Öğretici Anne – Babalarına Son Öneriler
Tüm anne babalar doğumdan itibaren çocuklarının birçok beceriyi öğrenmesinden sorumludurlar. Birçok anne baba, çocuklarının ihtiyacı olan özbakım ve günlük yaşam becerisi öğretmek ya da çocukların okulda öğrendiği akademik becerileri destekleyici çalışmalar yaparlar.
Problem çözme: Ailelerin sorunlara yaklaşımlarını ve çözüme dönük tutum ve davranışlarını belirler. Problem çözme becerisi; aile içerisinde ihtiyaçların karşılanması için kimin hangi statü ve rolde, hangi görev ve sorumlulukları yerine gibi ödevler bütününü ifade etmektedir.
Aile içi iletişim: Aile içi iletişimde, aile içerisinde yaşayan herkesin diğer aile mensuplarıyla aralarında gerçekleşen etkileşim ve ilişkileri belirtir. Ortaya çıkan bu ilişkilerin düzeyi ve yapısı çocukların sosyal, psikolojik ve ahlâki yapılarının şekillenmesinde hayati bir öneme sahiptir. Toplumsal yapının adeta küçültülmüş bir maketi olan aile, çocuğa sağladığı sosyal, psikolojik ve kültürel destekle, ileriki dönemlerde topluma ve çevreye uyum sürecinde giriş davranışlarını ve hazır olma düzeyini belirlemektedir.
Duygulara dahil olabilme ve karşılık verebilme: Aileyi meydana getiren üyelerin, duygusal temelli ihtiyaçlarının karşılanmasını, duygusal durumlarına uygun düşen tepkilerin verilmesini, acı ve tatlı yaşantıların paylaşılmasını ifade etmektedir. Aile üyeleri bu durumlarının farkında olduklarında, daha sağlıklı davranacaklardır. Çocuğun takıldığı yerde kendisine sağlanabilecek bir desteğin varlığı, stres kaynaklı bunalımların önüne geçecektir.
Davranışın kontrolü: Fiziksel ve duygusal düzeyde bir tehlike durumunda, tutarlı, sağlıklı ve kontrol edilebilir tutum ve davranışlar sergilemek ve sorunun çözümü olarak ortaya çıkan tehlikenin bertaraf edilmesi için lazım olan davranışların sergilenmesini ifade eder. Ortaya konulan tutarlı ve aklı ön plâna çeken tutum ve davranışlar sağlıklı bir aile yapısının varlığına işaret eder.
İNANÇ VE DEĞERLER BOYUTUYLA AİLE
Günümüzde aile, anne baba ve çocuklardan oluşan toplumun en küçük birimi ve temel taşıdır. İnsanoğlunun tarih sahnesine çıktığı andan itibaren hep aile kurumu var olmuştur. Anne baba ve çocuklara ilave olarak nine, dede, amca, hala, dayı ve teyzelerde aileden sayılmaktadırlar.
SUÇLULUK
Suçluluk bu durumda yaşanan en yoğun duygudur. Çünkü her istenmeyen durumun bir sebebinin olması ve bu sebebin ortaya serilmesi, diğerlerini rahatlatan duygu olmaktadır. Sebep olma suçunu dışa yöneltenler, yükü üzerlerinden attıklarını düşündüklerinden rahatladıklarını, muhataplarının üzerinde kalan yük ise onları strese sokar ve başka sebep arayışları içerisine girerek yeni suçlular aramaya başlarlar. İçe yöneltilen suçluluk duygusu ailelerin en sık yaşadıkları duygudur. Suçluluk duygusu aile kurumunun normal sistematik yapısını deforme edebilecek değişkenleri bünyesinde bulundurmaktadır.
KIZGINLIK
Aşırı stres ve kızgınlık en yoğun olarak yaşanılan bir duygu durumdur. Kızgınlık her zaman kendisine bir yön bulabilmektedir. En olası yön; eşine ve sorun yaşanılan çocuğa doğru olmaktadır. Kızgınlığın çocuğa yönelmesinin arkasında; ebeveynlerin çocuklarının kesinlikle bildikleri ve yapmak istemediklerinden şüphe duymadıkları şeyler için yaşanmaktadır. Bir türlü isyan ve seli itiraz anlamına gelen olumsuz tepkiler birbirini takip etmeye başlar.
KEDER ÇÖKÜNTÜ VE DEPRESYON
Tepki türü her ne olursa olsun, çocuğun beklenmeyen sorunu ile yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan aileler, bir ölçüye kadar uyum gösterdikten sonra, kendilerini tükenmiş, yorgun, acıya ve ıstıraba terk edilmiş ve gelecekle ilgili olarak ümitsiz hissetmektedirler. Bu durum da depresyona neden olmaktadır.
KABUL
Yeni evlenen çiftlerin vermeleri gereken en önemli kararlardan birisi de çocuk sahibi olma veya süreyi biraz daha uzatma kararıdır. Çünkü aileye yeni hesaplar çerçevesinde katılacak çocuk, zaman zaman stres kaynağı olabilmektedir. Aileye ebeveynlerin plân ve programları çerçevesinde yeni bir düzen getirecek olan çocuğun herhangi bir dezavantajlı durumunun olması, stres düzeyini oldukça yükseltecektir.
9. ÜNİTE
GİRİŞ
Her ailenin bebek beklerken tasarladıkları hayal ve beklentileri oldukça yüksektir. Onların nazarında bekledikleri çocuk kendileri açısından da geleceğin kurtarıcısıdır. Engelli bir çocuk sahibi olmak akıllarının ucundan bile geçmez. Yapılan tüm hazırlıklar sağlıklı ve mükemmel bir yavru içindir. Ailenin tüm fertlerinin beklentisi de hep bu doğrultudadır.
AİLEYİ BİLGİLENDİRME
Ailelerin gerek doğum öncesi ve gerekse doğum sonrası bu konularda bilgilendirilmeleri gereği açıktır. Sağlıklı toplusal yapıların devamlılığı şüphesiz sağlıklı çocuk yetiştirme ile doğru orantılıdır. Esasında ailelerin bilgilendirilmeleri süreci bir çeşit rehberlik faaliyetidir. Bireyin daha verimli bir şekilde gelişmesine ve herhangi bir durum karşısında doyurucu uyum gösterilmesi için gereken tutum ve davranışların gösterilmesi için gerekenlerin yapılabilmesinin sağlanmasına dönük olarak insanların ihtiyaç duyacağı yardımın ve desteğin yapılmasına tanıtıcı rehberlik denilmektedir.
ANNE BABAYI ROLLERİ AÇISINDAN EĞİTME
Anne babalık statüsü çok önemli sorumluluğu olan bir statüdür. Bu statünün rolleri ancak alınması gereken eğitim ve öğretim ile sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilir. Bu yüzden anne baba eğitimi toplumsal açıdan önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Zaman zaman doğal olarak anne baba adayı olan gençlerimizin eğitimleri konularında akıl ve şuur tutulması olan engeller çıkarılmıştır. Bu engellerin asıl hedefinin özellikle anne adaylarının eğitimsiz bırakılması ve geleceğin sağlıklı toplumlarının inşasında etkisiz hale düşürmek olduğunu anlamak çok zor değildir. Anne babayı anne ve babalık rolleri açısından eğitmeden önce kendilerini statü ve rolleri açısından tanımak gerekmektedir.
Kadın, Aile ve Engellilik: Evlilik her toplumda neslin bekası için kabul gören bir kurum olmuş, toplumsal kurum olarak yaygınlaşmasının 4.000 yıllık bir geçmişe dayandığı belirtilmektedir. Esasında insanlık tarihinin başlangıcından bu yana bu kurum varlığını devam ettirmektedir. Günümüzde her toplumda var olan beş temel kurumdan en özellikli ve anlamlısı aile kurumudur.
Türkiye nüfusunun 2000 yılı DİE Genel sayımının kesin olmayan sonuçlarına bakıldığı zaman, 67.844.903 kişi olduğu belirlenmiştir. Hane halkı büyüklüğü ise; 4,64 tür. Bu durumda ülkemizdeki hane sayısının toplam 15.204.227 olduğu söylenebilir. 15 yaş ve yukarısı nüfus ise; 47.799.287 kişidir. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre Türkiye’ de 100 hanenin 5,4’ ünde 1,23 engelli bir vatandaşa rastlamak mümkündür. Buda yaklaşık olarak 821.028 hane eder. Yapılan araştırma çerçevesinde Türkiye’de hane halkı büyüklüğünün 4,64 olması dolayısıyla engelli vatandaşlardan ortalama 3,807,293 kişi etkilenmektedir. Aileleri tarafından engelli olarak kabul edilen yaklaşık 922.000 kişi bulunmaktadır. Engellilerin dağılımı da aşağıdaki tablo değerlerinde olduğu gibidir.
Engel Türü Sayısı
Zihinsel Engelli 199.000 Kişi
Bedensel Engelli 536.000 Kişi
İşitme Engelli 109.000 Kişi
Görme Engelli 77.000 Kişi
ÜNİTE-10
Özel eğitimde aile eğitimi süreci, engelli çocukların rehabilitasyonu ve özel
eğitimlerinin en önemli faktörüdür. Aileler eğitilirken sadece durum hakkında bilgi
sahibi olunması gibi bir hedef yeterli olmayacaktır.
“Özel Eğitime Gereksinim Duyan Çocuklar ve Özel Eğitim” isimli
kitapta belirtildiği gibi; Daha önce 30.04.1992 gün ve 3797 sayılı Kanunla ; Özel
Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne dönüştürülen yasa,
06.06.1997 tarihli ve 23011 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 573 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile özel eğitim esasları belirlenmiştir.
ANNE BABAYI ÇOCUĞUNA ÖĞRETİCİ OLARAK EĞİTME
Yasal mevzuat incelendiği zaman, verilecek özel eğitim uygulamalarının
hizmeti alacak bireyin gelişim dönemlerini dikkate alarak plânlandığı anlaşılacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Eğitim-Öğretim Tür ve
Kademeleri başlığı altında; 0-36 ay arasındakilere erken çocukluk dönemi eğitimi,
37-72 ay arasındakilere okul öncesi eğitimi, ilköğretim, evde eğitim, ortaöğretim
ve yüksek öğretimde özel eğitime ihtiyacı olanlara dönük özel eğitim hizmetleri
yürütülmektedir.
Davranışçı öğrenme yaklaşımının daha çok benimsendiği
dönemlerde çocuğun doğal çevresinin ve evinin eğitim ve öğretim açısından
önemi artmış ve anne babalara daha fazla rol verilmeye başlamıştır. Anne
babaların çocuğun eğitiminde aktif rol alması hem kendisi ve hem de tüm çocuklar
için son derece yararlı olmaktadır. Comte ve arkadaşları; özürlü çocuğun aile
ortamında veya anne baba katılımıyla başka eğitim ortamlarında bazı davranışları
daha kısa sürede kazandıklarını ve bu davranışları anne baba katılımıyla başka
ortamlara da taşıyarak edinilen becerinin daha kalıcı ve yenilerini üretici olduğunu
belirtmişlerdir. 1960’lı yıllarda başlatılan “anne-baba eğitimi” çalışmaları hem
çocuğun ve hem de anne babanın ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alarak hazırlanır.
11. ÜNİTE
GİRİŞ
Tüm ebeveynler doğacak bebeklerinin engelli olacağı ihtimalini akıllarının ucundan bile geçirmez ve böyle bir durum hayallerinin bile dışındadır. Tüm plânlar böyle bir olumsuz durum dışında kurulur ve gerçekleştirilmeye çalışılır. Sadece ebeveynler açısından durumun böyle olduğu düşünülmemelidir, aile fertlerinin hepsinin bebek tasarımları neredeyse mükemmele yakındır. Ebeveynleri böyle bir beklentilerinin olmaması bu duruma uygun hazırlık yapılması veya bilgi edinilmesi gibi bir çaba içerisine hiç girilmez. Ebeveynleri en çok korkutacak durum da şüphesiz engelli ve özel eğitime ihtiyaç duyan bir çocukla yüzleşmek olacaktır. Çocuğun doğumuyla beraber aile içerisindeki etkileşimin rengi ve tadı da değişmektedir.
ÖDEVLENDİRMELER YOLUYLA AİLENİN EĞİTİM SÜRECİNDE ÖĞRETİCİ OLARAK GÖREV ALMASI
Ailenin çeşitli konularda kendilerine verilecek ödevler yardımıyla çocukların eğitim süreçlerine öğreticiler ve eğiticiler olarak katılımlarını sağlamak için daha önceden ailelerde bu doğrultuda bilinçlendirme çalışma ve eğitimlerinin gerçekleştirilmiş olması gerekir. Böylece ebeveynlerin, durumu kabullenmiş ve diğer olumsuz tutum ve davranışlardan kurtulmuş olmaları sağlanmalıdır. Çocuklarının durumunu kabullenip uyum sağlayan ebeveynlerin engelli çocuğun durumuna uygun terapi çalışmalarında ve eğitim-öğretim etkinliklerinde aktif katılımcılar olmaları sağlanmalıdır. Daha sonra sürecin işleyişi içerisinde anne babaların hazırlanacak eğitici programları çerçevesinde programlı öğretim modelinde olduğu gibi; küçük adımlar, etkin katılım, bireysel hız gibi temel aşamalarla işe başlamaları desteklenmelidir.
Özel Eğitim de Aile Katılımının Önemi
Bu özel eğitim çalışmalarında ebeveynlerin, çocuklarına yetenek öğretebilmeleri, belirlenmiş ve sorun teşkil eden davranışları ile başa çıkabilmeleri sağlanmalıdır. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuğun kabullenildiği ev ortamında bireyin özelliklerinin de iyi bilinmesi, kurulan ilişkilerin daha sağlıklı ve de çocuğa kazandırılmak istenen gelişim dönemi davranışları da daha başarılı olacaktır. Özel eğitimle beraber çocuğa karşı sosyal paylaşımları arttırıcı davranışlarda bulunulmalıdır. Çocuğun gelişim süreci ve kritik gelişim dönemlerine ait kritik davranışların kazanılmasında ailenin desteğinin önemi çocuğa karşı sağlanacak olan sosyal ve psikolojik destekle ortaya çıkmaktadır.
Özel Eğitimde Öğretici Ailenin Ödevleri
“Canda Özür Olmaz Projesinde” belirtilen, ebeveynlerin evde yapacakları öğretim için öncelikle yapılması gerekenler şöyle belirtilmiştir:
• Yetersizlikten etkilenmiş çocuğun iletişim, kişisel ve toplumsal beceriler, alıcı dil ve ifade edici dil, sosyal becerilere ilişkin çocuğun performans düzeyi aile ile belirlenir.
• Terapist aileye saptanan becerileri çocuklarına nasıl öğreteceklerini örnek olarak gösterir.
• Aile bir hafta süre ile bu becerileri evde çocuğuna öğretmeye çalışır.
• Ailelerine terapist tarafından ailelerin bir hafta süre ile evde öğretecekleri becerilere ilişkin el kitapları verilir.
• Terapist bir hafta sonunda belirlenen becerilerin öğrenci tarafından kazanılıp kazanılmadığı durumu saptanır ve bir sonraki hafta çalışmaları saptanır.
Ödül bir pekiştireç olarak kullanılırken unutulmaması gereken bazı kurallar vardır:
• Başarı durumu yakalandığında, elde edilen hangi davranışın ödüllendirileceği kararlaştırıldıktan sonra, öğrencinin mutlaka ödülün hangi davranışın karşılığı olduğu bilinmelidir.
• Ebeveynler; çocuklarının arzu ettiği ödülü karşılıksız olarak istedikleri her durumda ve zamanlarda alamayacağını, aksine çocuğun kendisi tarafından gerçekleştirilen bir davranışa bağlı olarak, anne-babasının da isteği olan o davranışı yaptığı zaman alacağını bilmelidir.
• Ödül başlangıçta her tekrarlanışta verilmeli fakat belli bir zaman sonra ödül aralığı uzatılmalıdır.
• Ebeveyn çocuğun istediği davranışı yaptığı zaman ödülünü anında vererek başarıyı daha sağlamlaştırmalıdır. Çocuk ödülü hangi davranış nedeniyle aldığının bilincinde olmalıdır.
• Çocukta başarıyı devamlı ve kalıcı hâle getirmek için ödülün hep aynı olmamasına ve aynı ödülün sürekli verilmemesine dikkat edilmelidir.
ÜNİTE-12
ÖZEL EĞİTİM GEREKTİREN ÇOCUKLARININ AİLELERİNE YÖNELİK ETKİNLİK DOSYASI HAZIRLAMA
Toplumumuzun ayrılmaz bir parçası olan engellilerin yaşamın her alanında karşılaştıkları sorunları çözümleyerek toplumsal üretime aktif olarak katılımlarının sağlanması ve desteklenmesi sosyal devlet anlayışının bir gerçeğidir. Engellilerin eğitiminde ailenin önemi onlara verilecek destek ve sorunlarına karşı göstereceğiniz ilgi, üreteceğimiz çağdaş çözümler, temel insan haklarının bir gereği insana ve topluma saygının bir göstergesidir. Ülkemizde de bu amaçlar doğrultusunda 1996 yılından beri kaynaştırma uygulaması yapılmaktadır. Ancak, ne derece doğru ve başarılı olarak uygulandığı tartışılmaktadır. Kaynaştırmanın destek hizmet olmaksızın uygulanması, hem sınıf öğretmenine, hem kaynaştırma öğrencisine hem de sınıf içindeki diğer öğrencilere çok çeşitli zorluklar yaşatmaktadır.
Ailelerin Yaşadığı Sorunlar
Çiftler aile yaşamlarını kurduklarında sağlıklı ve mutlu bir hayat ve ileriki yıllarda aileye yeni üye ya da üyelerin katılımını bekler ve toplumda sosyal ilişkilerini ve yeni kurduğu ailenin yerini netleştirmek ister. Fakat engelli çocuğun doğumuyla birlikte, suçluluk, pişmanlık, öfke, şok, inkâr gibi birçok olumsuz duygular yaşar. Özellikle eşlerden biri diğerini suçluyor ise kaçınılmaz süreç olan depresyon yaşanır. Sorunlardan bir diğeri ise çocuğun yaşıtlarıyla birlikte okula gitme vakti geldiğinde başlar. Ailenin cevabını bilmediği birçok sorusu vardır. Bu soruların başında;
• Çocuğunun okula kabul edilip edilmeyeceği
• Yaşıtlarıyla uyum sağlayıp sağlayamayacağı
• Gelecekte bir meslek sahibi olup olamayacağı
• Okuldan mezun olup olamayacağı
• Özel gereksinimli olarak nitelendirdiğimiz ergenin sosyal ortamlarda ya da okulda cinsel dürtü kontrollerini nasıl oluşturacakları
• Çocuğun gelişen ve büyüyen bedeni, bakımıyla nasıl ilgilenmesi gerektiği
• Yaşlanan ebeveynler kendisinden sonra çocuğunun hayatta ne yapacağı, bakımının kimler tarafından karşılanacağı
ENGELLİ ÇOCUKLARA YÖNELİK HAZIRLANAN AİLE EĞİTİMİ PROGRAMLARI
2000 tarihli Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği anne-baba veya velinin engelli çocuklarının eğitim sürecinde yapacağı işleri aşağıdaki gibi belirlemiştir: a) Bireyin gelişim süreci, öyküsü ve mevcut durum hakkında ekibe bilgi verir. b) Ekibe gerekli olan anne-baba gözlemlerini yapar ve aktarır. c) Tanılama ve değerlendirme bilgilerinin oluşturulmasında ekibe yardımcı olur. d) Yöneltme aşamasında, ailenin olanak ve sınırlılıklarını bildirerek ekibin kararının belirlenmesinde etkin rol oynar. e) İzleme ve yeniden değerlendirme süreciyle ilgili çalışmalara katılır. f) Özel eğitim gerektiren bireyin; belirleme, tanılama ve yerleştirme sürecinde, aile; öncelikle bilgilendirilir ve yerleştirme sürecinde ailenin yazılı onayı alınır. Buna rağmen aile, yeni bir değerlendirme isteği ile her bir süreçte en fazla bir defa özel eğitim hizmetleri kuruluna, on beş gün içinde doğrudan itiraz edebilir (Yönetmelik Mad.21). Çocuğun eğitimine yasal olarak da dâhil edilen ailenin eğitimi için farklı programlar oluşturulmuştur.
Bunlar; Ev Merkezli Aile Eğitimi Programları Uzman kişinin aile ve çocuğun ev ortamındaki ihtiyaçlarının tespit edilmesinden sonra başlar. Bu programlar ev ortamının ve ailenin çocuğunun eğitiminde etkin rol almasını hedefler. Portage aile eğitim programı Aileyi evde eğitmek amacıyla desenlenmiş ve yaygın olarak kullanılan programlardan biri
Portage Aile Eğitimi Programı’dır. Bu program 1970’li yılların başında, engelli çocukların okul öncesi eğitimine yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu program dil, kavram, öz-bakım, motor ve sosyal gelişim alanlarına yönelik 450 becerinin kazandırılmasını hedeflemektedir
Küçük adımlar aile eğitim programı “Küçük Adımlar Gelişimsel Yetersizliği Olan Çocuklara Yönelik Erken Eğitim Programı” gelişimsel gerilik gösteren çocukların aileleri tarafından kullanılmak üzere geliştirilmiş toplam 8 kitaptan oluşmaktadır. Bu kitapların her birinde çocukların gelişim düzeylerine göre özellikleri ve yapması gerekenler yer alır. Bu gelişim basamaklarına göre çocuğun düzeyi belirlenir ve çocuk için bir sonraki davranışın ya da becerinin ne olacağı saptanır. Bu program Avustralya’da gelişimsel gerilik gösteren çocukların aileleri tarafından kullanılmak üzere geliştirilmiş Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Programı öğretim üyelerinin ortak çalışması olarak Türkçe’ ye uyarlanmıştır.
Okul Merkezli Aile Eğitimi Programları Anne babalar okulda ya da merkezde öğrendikleri bilgileri evde uygulamasını gerektiren bu tür programlar, genellikle ailelerin grup olarak eğitimine olanak tanıması yönüyle ekonomiktir. Okulda ya da merkezde düzenlenen programlar konferanslar, çalışma toplantıları, ev ödevleri ve evdeki uygulamaların gruba aktarılması biçimlerinde yürütülmektedir.
Temelde ve yaygın olarak üç amaca dönük anne baba grupları oluşturulabilmektedir
: 1. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuğun artan ihtiyaçlarıyla başa çıkmasında anne babalara yardımcı olacak önerilerin ve bilgilerin sunulması, 2. Anne babaların birbirleriyle duygu ya da fikir paylaşmaları için tartışma grupları oluşturulması, 3. Çocuğun eğitim programında ortaya çıkacak değişiklikler konusunda anne babaların bilgilendirilmesini sağlanması, 4. Anne babalara yasal haklarıyla ilgili bilgi sunulması, 5. Eğitim programları konusunda bilgi (çocuklarına akademik beceri desteği), 6. Davranış kontrolü (hem kendisinin hem de çocuğunun davranışlarını kontrol etme becerisini geliştirme), 7. Finansal planlama yeterlikleri kazandırma, 8. Stresle başa çıkma, 9. Topluma açık hizmetlerden yararlanma, 10.Eğlence ve rahatlama için etkinliklere katılmalarına yöneliktir.
AİLE EĞİTİMİNDE KİMLER GÖREV VE SORUMLULUK ALACAKTIR?
Ailelerin eğitiminde görev ve sorumluluk alacak kimseleri aşağıda önem derecesine göre şöyle sıralayabiliriz: 1. Özel eğitim öğretmeni ailenin en çok ilişki içinde bulunduğu ve her zaman görüşebileceği kişidir. Özel eğitim öğretmenleri özel eğitim gereksinimi olan çocuklara verilecek eğitimin temel konularında yeterli bilgi alan kimselerdir. Bu nedenle ana-baba eğitiminde de anahtar kişi özel eğitim öğretmenidir.
AİLE EĞİTİMİNİN KONU BAŞLIKLARI
Eğitim sürecinde ele alınacak konular aşağıdaki gibi düzenlenirse daha yararlı olabilir. 1.Engelin durumu, nedenleri, özellikle doğumdan önce, doğum sırasında ve doğum sonrası nedenler olarak basit ve şematik olarak açıklanması, 2. Çocukların sağlıklı gelişmesi için karşılanması gerekli temel gereksinimleri;
• Bedensel temel ihtiyaçları,
• Psikolojik temel ihtiyaçları,
• Sosyal temel ihtiyaçları,
• Duygusal temel ihtiyaçları,
Bireysel Eğitim:
Sorunlarını başka birinin yanında açmada zorlukları olan ailelerde ve durumlarda teke tek yapılan eğitimdir.
Grupla Eğitim
Bu, önce aynı özrü olan çocukların ana-babalarının bir araya gelerek oluşturduğu veya oluşturacağı eğitim gruplarıdır. Bu, katılacak anneler, babalar için ayrı gruplar - cinsiyet gruplan - veya karma gruplar olarak düzenlenebilir. Bu durum ve şartlara göre ayarlanabilir
ÖZEL EĞİTİME GEREKSİNİM DUYAN ÇOCUKLARIN ANNE VE BABALARINA EĞİTİM BECERİLERİ ÖĞRETİMİ
Okulda eğitim verilecek uygun bir alan belirlenmesi ve eğitime katılacak aileler için uygun zaman oluşturulması eğitim programının en önemli unsurlarındandır. Aileye verilecek eğitimin aşamaları önceden belirlenmelidir. Aile eğitiminin gerçekleşmesinde en etkili bir yöntem önermek yanlış olacaktır.
Duygu Paylaşımı Ve Ailenin Bilgilendirilmesi Aileleri bilgilendirme ve aileler arasında olumlu ilişkiler kurma özel eğitim gerektiren çocuklarının eğitim sürecinde ilk amaçtır. Bu aşamada, özel eğitimin amacı, özel eğitim gerektiren çocukların ve onların ailelerinin yasal hakları ve bu ailelerin engelli bir çocuğa sahip olma hakkındaki duygu ve düşünceleri üzerinde durulur. Özelikle çocuklarının engel durumunu kabullenme sürecinde yaşadıkları olumlu ve olumsuz duyguların paylaşımı kendilerinin yalnız olmadığı bilincini oluşturacaktır. Ayrıca diğer ailelerin yaşadıkları olaylar karşısında gösterdikleri tutumlarda çocuklarının eğitimleri konusunda onlara çeşitli fikirler verecektir.
13. ÜNİTE
ÖZEL EĞİTİME İHTİYAÇ DUYAN ÇOCUKLARDA AKADEMİK BECERİ GELİŞİMİ
Soyut düşünebilmek ya da öğrenmenin sağlıklı oluşabilmesi için bireyin yeterli kelime dağarcığına sahip olması gerekmektedir. Kişiler ne kadar çok kelime bilirlerse, o kadar çok iletişime geçebilirler. Bu tür aktiviteler farklı zekâ türlerine ve farklı zekâ düzeylerine sahip kişilerin derse olan ilgisini artırdığı gibi kalıcı öğrenmeyi de sağlamaktadır.
Davranışsal Yaklaşım
Davranışsal yaklaşımda okuma-yazma önceden belirlenmiş, doğrusal olarak sıralanmış ve alt becerilere ayrılmış şekilde kazandırılır. Bu öğretim sistematiktir ve öğretmenin yönlendirmesi, önerileri ve öğrenciyi pekiştirmesi ile ilerler. Bu yaklaşımda öğretime harf/yazıbirim-ses ilişkisinin kurulması ile başlanır.
Sosyal Etkileşimci Yaklaşım
Zihin engellilerin dil öğrenmesine katkı sunan bir diğer yaklaşım tam dil yaklaşımıdır. Bu yaklaşımın, temel kavram ve eğitimsel uygulamalarını Vygotsky’nin sosyokültürel teorisinden alır ve öğrenmenin çevresel düzenlemelerle gerçekleştiğini ve bir süreç olduğunu ifade eder. Gersten ve Domino (1993) e göre Beraber kitap okuma, sessiz okuma, koro halinde okuma ve sesli okumalar yaklaşımın eğitim uygulamalarındandır. Öncelikli amaç, okuma ve yazmanın anlamını öğretme, okuduğunu anlama ve sözcükler arasında anlamsal ilişkiler kurmaktır. Çocuğun öğreneceği tüm kelimelerin gerçek yaşamda karşılaştığı ve yaşamında yer alan kelimeler olmasına özen gösterilmelidir
Etkinlik Örnekleri
Aşağıda ailelerin öğrenme sorunu olan çocuklarına kelime öğretiminde kullanabilecekleri çeşitli yöntemler önerilmiştir. Bu yöntemler aileler tarafından çocuklarının ilgi alanlarına, okuldaki eğitim planına ve gelişim düzeylerine göre yeniden şekillendirilebilir. Özel eğitimde unutulmaması gereken her çocuğun kendine özgü ilgi, yetenek ve gelişim düzeyi olduğudur. Oyunlar ilgi, yetenek ve gelişim düzeyi dikkate alınarak seçilmesinin yanında, oynarken çocuğunuzun hızında olmaya özen gösterin. Aşağıdaki yöntemler her çocuk için uygun olmayabilir.
Son harften kelime türetme
Bu oyun için kişi sınırlaması yoktur. İlk oyuna başlayanın söyleyeceği kelimenin son harfiyle ikinci kişi önceden belirlenen bir süre içinde yeni bir kelime türetmeye çalışmalıdır. Aynı kelime iki defa söylenmemelidir. Her yeni kelime için ikinci öğrencinin hanesine puan yazılır. Bu uygulama ile öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar kelimelerin söylenişlerini tekrar ederek pekiştirirler. Oyun oynanırken çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak süre verilmeli oyunda galip olduğunda övgü verilmesi gerektiği unutulmalıdır.
Kim bulur
Bu oyun eşanlamlı ve zıt anlamlı kelimelerin kavratılmasında etkin olarak kullanılabilir. Ebeveyn, ilk olarak eş anlamlı veya zıt anlamlı kelimeleri biraz kalın kâğıtlar üzerine yazmalıdır. Yazılan her kelimenin zıttı mutlaka olmalıdır. Kartlar karıştırılarak rast gele yarısı yere kapalı şekilde konulmalıdır. Elde kalanlar ise eşit olarak hem çocuğa hem de oyunu oynayan diğer kişilere paylaştırılmalıdır.
Kelime türetme
Oyunda kişi sınırlaması yoktur. Amaç rastlantısal olarak verilen harflerden kelimeler türetmektir. Anlamlı olan en uzun kelimeyi en kısa zamanda türeten puanı alır. Puan üretilen kelimenin harf sayısı kadardır. Yani 5 harfli bir kelime ürettiyse 5 puan alır.
Eşini bul
Barudin ve Hourcade (1990), orta ve ağır düzeydeki zihin engelli 32 çocuğa görsel sözcük öğretiminde sözcüğün yazılı olduğu kartın gösterimi, sözcük ile beraber resimsel ipucu kullanımı ve dokunsal/hareketsel yöntemlerinin etkililiğini araştırmışlardır. Zihin engelli çocukların görsel sözcükleri öğrenmede başarılı oldukları ortaya çıkmıştır. Bu yöntemde zihin engelli çocuklara sözcükler seslere ve hecelere bölünmeden anlamlı bütünler olarak öğretilir ve öğretime en sık kullanılan sözcükler ile başlanır.
Bingo
Yeni öğretilecek veya tekrar edilmek istenen 15-20 kelime kağıda yazılmalıdır. Oyunu oynayacak kişiler bu kağıtlarda bulunan kelimelerden beş tanesini seçip defterlerine yazarlar. Çekilişi yapan kişi torbada bulunan aşağıda örneği verilen kelimelerden rastgele birini çeker ve söyler.
İsimlere sıfat bulma
Çocukların Türkçedeki söz varlığını tanımaları bakımından bu etkinlik önemlidir. Öncelikler sıfatın ne olduğu çocuğa anlatılmalı ve sonra etkinliğe geçilmelidir. Çocukla oynayacak kişi bir isim söylemeli ve çocuğun bu isme sıfat bulması istemelidir.
Bak ve yaz
Bu etkinlik çocuğun doğru yazma becerilerini geliştirir. Ebeveynler dışarıda, evde gösterdikleri nesnelerin ya da resimlerin isimlerini defterlerine yazmalarını istemelidir. Gösterilen resimdeki kelimelerin isimlerini doğru yazan çocuklar ödüllendirilerek motive edilirler.
Bulmacayla kelime
öğretimi Yazılı ya da sözlü bulmacayla kelime öğretim yöntemi çocukların ilgilerini öğrenilen dildeki kelimeler üzerine yoğunlaştıran bir yöntemdir. Dolayısıyla bulmaca yöntemi öğrenme sorunu olan çocukların eğlenerek yeni kelimeler öğrenmelerini ve öğrenilenleri tekrar etmelerini sağlar.
Bu nedir?
Bu alıştırmada son harfi verilen varlıkların, eşyaların ve kavramların ipuçlarıyla bulunması amaçlanır. Öğrenciler numaralandırılmış beyaz kutuları doldurmak için önce verilen ipuçlarını okumalıdırlar. Verilen ipucu yardımıyla son harfi K olan varlığın, eşyanın veya kavramın ismini boşluklara yazmalıdırlar. Bu etkinlik sınıfta gruplar oluşturularak da uygulanabilir. Öğrencilerin bu alıştırmalarla kelimeleri doğru yazma ve okuduklarını anlama becerileri geliştirilir.
İpuçları:
1.Sütünü içtiğimiz hayvan.
2.K harfi ile başlayan bir sebze.
3.Acıkınca yapılan şey.
Tombala
Oyunun ilk aşaması çocuğunuzun öğrenmesini istediğiniz kelimeleri ifade eden resimlerden oluşan kartlar oluşturmaktır. Bu kartı çoğaltarak tıpkı tombala oynarken olduğu gibi tüm oyunculara dağıtmalısınız.
FEN VE MATEMATİKTE ÖN BİLGİLERİN OLUŞMASI İÇİN UYGULAMA ÖRNEKLERİ
Hazine Sepeti
Aileler fen-tasarım ve teknoloji ile ilişkili geleneksel tahta oyuncaklardan gelişmiş bilgisayar oyunlarına kadar birçok kaynağı kullanabilirler. Çocuğa verilebilecek içi birçok farklı nesneyle doldurulmuş bir hazine sepetinin onun için öğrenmeyi sağlayacak kuvvetli bir kaynak olduğunu belirtmektedirler.
Az-Çok-Eşit Oyunu
Nesneler seçilirken büyük-küçük, uzun-kısa ya da az-çok-eşit gibi matematiğin temel kavramları öğretilebilir (Kahveci,2009). Örneğin sepete attığınız 2 bebekten biri diğerine göre küçük ise “bu bebek diğer bebekten küçük” diyerek büyük-küçük kavramını öğretebilirsiniz. Fındık dolu bir torbadan hem kendinize hem de çocuğunuza paylaştırdığınız fındıklarla “benim fındığım daha çok, sana 1 tane verdim şimdi fındıklarımız eşit ya da aynı oldu” diyerek eşit-az-çok kavramını geliştirebilirsiniz. Bu oyunu farklı nesnelerle de yapabilirsiniz. (pasta, şeker, elma vs.).
Soğuk- Sıcak Ya da Katı-Sıvı- Gaz Oyunu
"Örneğin, çocuğunuz bahçede kardan adam yaparken eve getirilen bir kar topağının eriyerek karların suya dönüşünü izleyebilir. Daha sonra çocuk sizinle birlikte çeşitli buz küplerini eritmiş ve tekrar soğutarak buz küplerini oluşturmayı yine benzer şekilde yağı eritip sonra tekrar dondurmayı ve çocukla birlikte jöle yaparken jölenin katı sıvı hâli ile ilgili gözlemde bulunabilirsiniz.
Evde Keşif
Mclnnes ve Williams,(2003) Heuristic oyun, ev içinde etrafta bulunan nesnelerin çocuk tarafından aktif bir şekilde keşfedilmesi olarak tanımlar. Bunlar çeşitli kutular, ponponlar, küçük çantalar, tokalar, kemerler, gözlükler küçük kıyafetler, şapkalar olabilir vb. Bununla birlikte oyun sadece kaynakların keşfedilmesi değil; bunun ötesinde bunların farklı yollarla birleştirilerek, tasarım süreci içinde yer almasının da yolunu açmaktadır.
Evde Yemek Yapmak
Mclnnes ve Williams,(2003) çocukların, günlük hayattaki etkinlikler içinde, (yemek pişirme vb) çocuk informal yolla yiyecek teknolojisi ile ilgili pek çok şey öğrendiklerini ifade ederler. Çocuklar evde yemek pişirilirken, yapılan çorbanın yapımına destek verdiklerinde, çorbanın içindeki malzemelerini küçük küçük keserek, yumurta ve unun karıştırıp, kremamsı bir sıvı elde ederek tüm bunları çorba içinde karıştırılması için pek çok becerilerini kullanırlar. Ya da hamur işi yaparken çocuklara verilen hamur parçaları ile farklı şekiller elde ederler.
14. ÜNİTE
ENGELLİ ÇOCUKLARIN SOSYAL GELİŞİMLERİ İÇİN AİLE
VE OKUL ETKİNLİKLERİ (ZOR DAVRANIŞLARIN EĞİTİMİ)
Günlük İşlerin Yapımını Çocuğuna Öğretmek
8-18 ay arası çocukların yapabilecekleri
• Yardımla giyinip soyunur, ayakkabıların içine ayağını sokar ve gömlek
kollarına kollarını sokabilir.
• Güçlü duygulara sahip olur ve hayır demeye başlar.
• Rutinleri ve beklentilerle güvenlik duygusu oluşur (yatağa gitmek).
• Sesleri ve hareketleri taklit eder.
18-36 ay arasındaki çocukların yapabilecekleri:
• Yardımla ellerini yıkar.
• Bir pipetle içeceğini içebilir
• İstendiğinde elbiselerini sepetin içine koyabilir.
• Bir kaşıkla kendisi yemek yiyebilir,
• Tuvalet kullanmayı öğrenebilirler.
• Basit eylemleri taklit edebilir.
3 yaşında olan bir çocuğun yapabilecekleri:
• Yardımla dişlerini fırçalar.
• Dolaptan ayakkabılarını getirebilir.
• Ellerini yıkar ve kurular ama onlar lavaboya ulaşabilmek için yardıma
ihtiyaç duyabilirler.
• Oyuncak ve kitaplarını kaldırabilir.
• Temiz elbiselerini kaldırabilir.
• Ayakkabılarını kaldırmak.
• Lavaboya tabakları kırmadan koyabilir.
• Bir süngerle masayı silebilir.
• Masaya peçeteyi koyabilir.
4 yaşında olan çocukların yapabilecekleri
• İstek üzerine oyuncaklarını toplar.
• Temiz elbiselerini yerine koyar.
• Bağımsız dişlerini fırçalar.
• Masaya çatalları yerleştirebilir.
• Tabaktaki kuru gıdaları köpeklere verebilir.
5 yaşında olan çocukların yapabilecekleri
• Ev kurallarını hatırlar ve yeniden ifade eder.
• Yapmak istediği aktivitelerde bir yetişkinden izin alır.
• İstenen konularda kuralları ve rutinleri takip eder (yatağa gitmeden önce
oyuncaklarını toplar yemek yemeden önce ellerini yıkar vb.)
Çocuğunuzun Beklentilerinizi Anlamasına Yardım Etmek İçin Görsel Programlar Kullanmak
Yetişkinler sık sık takvim, alışveriş listesi ve tüm işlerini tamamlamak ve bellek geliştirmek için iş listeleri kullanırlar. 1 yaşından sonra çocuklar bu tip araçlardan ve hatırlatıcılardan yararlanabilirler. Genellikle çocuklar yetişkinlerin beklentilerinin ne olduğunu anlamadıklarından onların isteklerine cevap veremezler. Bir çocuk yapması gerekenleri ve bir yetişkinin onda görmeyi umduğu davranışları anlamadığı zaman genellikle öfke nöbetleri, ağlamalar ve agresif davranışlar gibi olumsuz davranışlar gösterir. Çocuğunuzla özellikle yapmaması gerekenlerden ziyade yapması gerekenler hakkında konuştuğunuz zaman başarılı olması muhtemeldir. Fotoğraf, resim, kartlar gibi görsellerle çocuğunuza beklentilerinizi iletebilirsiniz ve olumsuz davranışlardan kaçınabilirsiniz.
Neler yapabilirsiniz?
Çocuğunuzu görsel programlar oluştururken mümkün olduğu kadar fazla bu programa dâhil edin. Çünkü çocuklar fotoğraflarda kendilerini görmeyi severler. Onun yapacağı aktivitenin resmini çizmesine ya da fotoğrafını çekmesine izin verin. Çocuğunuzun başatıyla yaptığı etkinlik basamaklarını zevkle kontrol edin ve aktiviteyi yaptıktan sonra onun fotoğrafını kaldırmasına izin verin. Başlamak için günün en sorunlu etkinliğini seçin (okula ya da yatağa gitmek gibi). Bu sorunlu davranış çözüme ulaştığı takdirde ve kalıcı diğer bir ifadeyle rutin olduktan sonra kolayca tüm günü içeren görsel programa geçebilirsiniz. Görsel bir program oluştururken çocuğunuzun öğretmeninden yardım isteyebilirsiniz.
Okulda uygulama
Görsel programlar bir başlangıcı, orta ve sonu göstermek için kullanılır ve sınıftaki kuralları ya da yetişkinlerin hatırlatma yapmaksızın çocuklardan beklentilerini ifade etmeye yardım eder. Görseller çocukların bağımsızlığını ve etkinliklere katılımını güçlendirir. Okulda görsel programları günlük rutinleri göstermek, bir dizi aktiviteyi tamamlamak ya da aktivitenin adımlarını göstermek için kullanabilirsiniz. Öğrencilere evden okula gelmek için yaptıkları işler sorulur ve tahtaya yazılır. Sonra bunlar küçük resimler ve oklarla ilişkilendirilerek şekillendirilir.
Unutmayınız!
Görsel programlar sizin ve çocuğunuzun yakınlaşmasını, size karşı mücadele gücünün azalmasını ve kendine güveninin artmasını ve kontrol duygusu
İLETİŞİM YETENEKLERİNİ GELİŞTİRMEK
Çocuğunuz yetişkinlerle benzer duygular yaşarlar ama dil gelişimi yaşıtları kadar iyi olmadığından bu duyguları farklı şekilde ortaya koyarlar. Onların iletişim yollarını anlamak özellikle anne ve babaları için çok zor olabilir. Çocuğunuzun gerçekte ağlaması bir şeyleri anlatma yöntemidir. “Ben yorgunum, nasıl sakinleşeceğimi bilmiyorum, ağrım var ya da rahatsızım ya da senin aldığın oyuncakla oynamak istiyorum” gibi birçok farklı şeyi anlatabilir. Birçok ailenin özel gereksinimi olan çocuklarının davranışlarını anlamakta zorlandıkları zamanlar oldukça sıktır. Aşağıda onlarla iletişiminde kullanılan bazı genel yollar vardır. Zamanla çocuğunuza ait benzersiz iletişim yolunu anlayacaksınız:
Sesler: Ortalama ilk yıl (bazı çocuklar için daha erken ve bazıları için daha geç) bebekler ilk cümlelerini söyleyecektir. Fakat özel gereksinimli çocuğunuzun ilk dil yetenekleri yavaş geliştiğinden ağlama çocuğunuzun birincil iletişim aracıdır. Acıktığında, rahatsızlandığında, altını ıslattığında ya da ağrısı olduğunda farklı şekillerde ağlar ve siz bu ağlama seslerine dikkat ettiğinizin de onun ne için ağladığını tahmin edebilirsiniz.
Yüz İfadeleri: Bir gülümsemenin yansıttığı duyguyu anlamak kolaydır. Ama çocuğunuzun sorularını ya da meraklı bakışlarını, hayal kırıklığının ortaya konuluş şeklini, memnuniyetini, zevklerini, sıkıntılarını ve daha fazlasını bilmek gereklidir. Hepimizin yaşadığı mutluluk, üzüntü, merak, endişe, sinirlilik, heyecan, ve benzeri temel duyguları çocuklarınızda deneyimler. Yüz ifadeleri ve bakışlarının odaklandığı yön onun düşüncelerinizi anlamanıza yardım edecektir. Bunun için çocuğunuzun baktığı yöne bakın.
Jestler: İnsanlar iletişimde vücutlarını kullanırlar. Onlar insanlara ya da nesnelere ulaşmak için bedenlerini ileri atar, merak ettiklerinde nesneleri kaldırıp elleri ve ağızlarıyla kontrol eder, istemediklerinde elleriyle nesneleri uzağa süpürür, mutlu olduklarında ellerini ve kollarını sallarlar, ayaklarıyla tekme atarlar ve ilgilendikleri nesnelere işaret etmek için vücutlarını kullanırlar. Bebekler eğer üzgünse geriye doğru vücutlarını atacak ve sevmediği seslerden uzağa yöneleceklerdir. Tüm bu beden hareketlerini gözlemleyerek çocuklarınızın isteklerini tahmin edebilirsiniz.
Çocuğunuzun Davranışlarını Anlamanın Üç Adım
Anlamadığınız bir davranışı gördüğünüz zaman çocuğunun davranışlarının ne anlama geldiğini ortaya çıkaran ipuçları hakkında düşünün. Hatırlayın her çocuk farklıdır. Aynı davranış (örneğin annenin kucağındayken geriye doğru kendi atmak) bir bebek için uykusuzluğunun göstergesi olurken diğer bir bebek için kucaktan indirilmek ve oyun oynamak isteği olabilir. Çocuğunuzu sevdiğinizi ve onu anladığını göstermek onun benzersiz ipuçlarını anlamaya başlamanın önemli bir yoludur.
1.Adım
Çocuğunun davranışlarını dikkat etmek ve yorumlamak
• Çocuğunun kullandığı seslere ve cümlelere dikkat edin. Çocuğunun sesi mutlu, üzgün, sinirli, sıkılmış ya da aç mı? Bu ağlamayı ya da sesi ne zaman duyuyorsun?
• Çocuğunun yüz ifadesi nedir? Çocuğunun yüzünde hangi duygular görünüyor? Çocuğun yeni bir objeye dikkatli bakıyor mu?
• Çocuğunun bakışlarına dikkat et seninle göz kontağı kuruyor mu yoksa uzaklara mı bakıyor? Bu genellikle çocuğunuzun bir mola ihtiyacının işaretidir, bakışlarını size odakladıysa muhtemelen size dikkat ediyor ve yeni duruma sizin nasıl reaksiyon göstereceğini görmek istiyordur.
• Çocuğunuzun kullandığı jestler ve mimikleri nelerdir? Bebeğiniz kucaklamayı denediğiniz zaman gözlerini ovuşturur ve kulaklarını çekiyor mu? Uykusuz hissedebilir ve kısa bir uyku için hazır olabilir.
2. Adım
Bebeğinizin ya da çocuğunuzun davranışlarının anlamının ne olduğunun yanıtı yine kendisindedir. Zaman zaman sizin tahmininizin doğru olduğundan emin olmayabilirsin. Bu zamanlarda tekrar denemeniz gerektiğini hatırlayın. Örneğin eğer çocuğunuz pencereyi gösteriyorsa onu yukarı kaldırıp onun dışarıyı görmesini sağlayabilirsiniz.
3. Adım
Zaman zaman çocuğunuzun olumsuz davranışlarıyla başa çıkmak oldukça zor olmasına rağmen eğer bu dakikalar boyunca sakin kalabilirseniz çocuğunuzun da sakinleşmesine yardımcı olabilirsiniz. Unutmayın ki öfke ve ağlama nöbetleri de bir iletişim biçimidir.
Unutmayın
Çocuğunuzun iletişim için denediği yöntemleri her zaman anlayamazsınız. Yetişkin ilişkilerinde bile bazen kendimizi diğer insanların davranışlarını anlama konusunda yetersiz bulabiliriz. Çocuğunuzun sıkıntılı olduğu anlarda durumu idare edemediğinizi düşünüyorsanız, onu sevdiği ya da güvenli olabileceği bir yere bırakın bir beşiğin içine ya da odasına ve kendiniz için birkaç dakika ayırın. Sizin kendinizi rahatlatmanız çok önemlidir.
Çocuğunuza Yerler Ve Aktiviteler Arasında Kolaylıkla Geçmesine Nasıl Yardım Edersiniz?
Yeni yerler, insanlar ve aktiviteler için geçişler ya da hareketler gün içerisinde birçok kez yaptığımız şeylerdir. Özellikle özel gereksinimli çocuk sonraki yer ya da aktiviteye gitmeye hazır değilse, değişim çocuğunuz için bunaltıcı ve tahammül edilemez görünebilir. Örneğin, çocuklar her gün öğretmenden ailesine, evden arabaya ya da oyundan akşam yemeğine birçok geçiş yapabilir.
Neler yapabilirsiniz?
Çocuğunuza rutin olayların geçişlerinin uyarısını yapmak için bir zamanlayıcı, bir araç ya da komik bir ses kullanın.
Geçiş yaparken şarkı söyleyebilirsiniz.
Okulda uygulama
Çocuklar okulda gün boyu bir aktiviteden diğerine geçiş yaparlar. Öğretmenler geçişlerin öncesinde özel rutinler oluşturarak geçiş planı oluşturabilirler. Bu rutinler geçiş için çocuğunuzun hazırlanmasına yardım eder. Öğretmenler geçişin kesin zamanının bilmesi için özel araçlar kullanabilir ya da şarkılar söyleyebilir.
Unutmayınız!
Bir çocuk ne kadar günlük aktivitelerini tahmin edebilir ve program yapılırken dâhil edilir ise o kadar az sorunlu davranış ortaya koyacak ve yeni insanlar, yeni yerlere geçiş yaparken daha hevesli olacaktır. Beklenilen şeyin, ne zaman olacağı ve geçiş olmadan önce ne olacağını öğretmek zaman alacaktır ve çaba gerektirecektir.
Çocuğunuza Engellenmeyi Kabul Etmesi Ve Anlaması İçin Nasıl Yardım Edersiniz?
Engellenme duygusu büyümenin zor ama normal bir parçasıdır. Çocuğunuz yeni arkadaşlar edinirken, yeni şeyler denerken yaşadığı iniş çıkışlar engellenme yaşamasına neden olmaktadır. Parka gideceği zaman yağmurun yağması ya da bir doğum günü partisine gidememek gibi yaşam içinde küçük ya da büyük hayal kırıklıkları yaşayabilir.
Neler yapabilirsiniz?
Çocuğunuzun hayal kırıklıklarıyla başa çıkabilmesi için İki beceri öğretmelisiniz: 1) Birilerinden nasıl yardım isteyeceğini sormak ve 2) Ne zaman mola vereceğini bilmek. Çocuğunuzun hayal kırıklığı yaşadığı zamanlara dikkat edin ve herkesin yetişkinlerde dâhil hayal kırıklığı hissedebileceğini açıklayınız. Kendinizin duyguları hakkında konuşabilirsiniz. " Bende hayal kırıklığı yaşıyorum.
Okulda uygulama
Çocuklar bir oyuncak seçiminde, aktivite sürecinde ya da biriyle ilgili deneyimleri ve beklentileri olduğunda bu beklentiler istedikleri şekilde karşılık bulmadığında hayal kırıklığı yaşayabilirler. Her çocuk hayal kırıklığını farklı yaşar ve öğretmenleri, onların duygularını nasıl tanımlayacaklarını ve tekrar iyi hissedebilmeleri için problemlerinin üstesinden nasıl gelebilecekleri konusunda çözüm yolları üzerinde düşünmelerine yardım edebilir.
Unutmayın!
Çocukluk sinir bozucu anlarla doludur. Küçük çocuklar dünyayı keşfederken onlar birçok değişimle yüzleşirler. Hayal kırıklığı çocuklar için memnuniyetsizlik duyguları yaşatmasına rağmen sağlıklı ve olumlu olabilir. Kendi başına ulaşamadığı, ilikleyemediği, prenses elbisesi giyemediği, dondurma külahını düşürmesi gibi ya da tırmanamadığı sayısız durumlar vardır ve bu durumlar aile olarak sizin çocuklarınıza gergin zamanlarını nasıl tanımlayacağı, anlayacağı ve çözüm bulacağı konusunda öğrenmelerine yardım etmek için fırsatları oluşturur.
Oyun Israrı
Anne ve çocuk arasındaki ilişkilerin sıcak ve sevgi dolu olması çocuklarınızın yaşamının ilk üç yılında inşa edilir. Birlikte oyun oynamak, paylaşım gibi sosyal yeteneklerin oluşması nesnelerin isimlerini söylemek, az düzeyde muhakeme ve yorum yapabilmek gibi dil yeteneklerinin ve problem çözmek gibi düşünme yeteneklerinin gelişimini destekler. Bebekler ve çocuklar için oyun iştir.
Oyun zamanlarınızda yapabilecekleriniz konusunda aşağıda çeşitli ipuçları verilmiştir
Çocuğunuzu yönlendirirken dikkatli olun ve süreci takip edin Çocuğunuza bir nesne, oyuncak verin ya da etkinlik oluşturun. Etkinlik sürecinde verdiğiniz oyuncaklarla ne yaptığına dikkat edin. Çocuğunuz oynarken oyun araçlarını doğru şekilde kullanamıyor ve etkinlikleri yeterince zenginleştiremiyorsa onun yeni bir yol oluşturmasına rehberlik edin ve öğrendiklerini uygulaması için izin verin. Örneğin çocuğunuzun elinizde plastik bir bardak varsa onunla su içebileceğini öğrettikten sonra onu aynı zamanda parti şapkası olarak kafasının üstüne koyabileceğini gösterebilirsiniz.
Oyun alanını kontrol et
Oyun sürecinde sorunlu davranışları en aza indirmek için çocuğun oyun arkadaşlarının ve oyun alanının güvenli olup olmadığını, gürültü ve diğer dikkat dağıtıcı unsurlar varlığını örneğin: koşmak, top fırlatmak ya da resim yapmak için etkinlik alanının uygun olup olmadığını kontrol etmek gibi. Alanı önceden kontrol etmek bir sinir krizini, bir kazayı ya da bir lambanın kırılmasını engelleyebilir.
Tekrar oynamak
Çocukları için tekrar tekrar aynı şeyleri yapmak anne ve baba için heyecan verici değildir fakat tekrarlar çocuklar için bir davranışı kendi başlarına yapabilmeleri için önemlidir. Çocuklar “bunu tek başıma yapabilirim” dedikleri zaman zeki ve başarılı olduğuna güvenleri oluşur, kendinin yetenekleri ve becerileri olduğuna dair güçlü bir duyguyla ödüllendirilirler. Birçok çocuk uygulamalarla yeni yeteneklerde ustalaşır ve yeni şeyler öğrenir. Oyundan sıkıldığınız zaman bu oyunların çocuğunun gelişimine çok fazla katkıda bulunduğunu düşünerek bir süre daha devam edebilirsiniz.
Çocuğunuza Paylaşımı Öğretmek İçin Nasıl Yardım Edersiniz
Bir çocuk başka bir çocuğu oyuncakla oynarken gördüğünde ilk olarak ona sahip olmayı ister. Bu davranış oyun arkadaşının sinirini bozabilir ve genelde bir tartışmaya yol açar. Paylaşımın nasıl öğretileceği tüm çocuklar için büyük bir sorundur çünkü, başka birini mutlu etmek birinin genellikle kendi ihtiyaçlarını bir kenara koyması anlamına gelir. Paylaşmak doğuştan gelen bir yetenek değildir. Çocuklarınızın paylaşımın nasıl olduğunu ya da bir problemin nasıl çözüleceğini öğrenmesi gereklidir.
Alışverişi (Değiş-Tokuş) Öğrenmesi İçin Çocuğunuza Nasıl Yardım Edersiniz
Alışveriş olumlu bir yolla başka birinden bir nesneyi almayı seçebildiği bir çözümdür ve nasıl paylaşacağını ilk büyük adımıdır. Alışveriş öğretilmesi gereken ve birçok kez uygulanan bir yetenektir. Alışverişin nasıl yapıldığını bilmek çocuklarınızın duygularını yönetmesine yardım eder ve bir yetişkinin yardımı olmadan kendi problemlerini çözme özgüveni verir. Bir oyuncağı kullanmak için beklemeyi gerektiren paylaşımda farklı olarak alış verişte her iki kişinin de mutlu olmasını sağlayan bir çözümdür. Bu durum sabırlı olmayı ve oyun arkadaşıyla nasıl pazarlık yapacağını öğrenmesini sağlar ama bu onun yaşamı içinde kullanacağı değerli bir beceridir.
Isırma
Isırma davranışı zor davranışlar sınıfına giren ve zaman zaman özel eğitim gerektiren çocuklarda ve küçük yaş gruplarında oluşabilen olumsuz bir davranıştır. Aile ve diğer çocuklar tarafından rahatsızlık, kızgınlık ve yaralanmalara sebep olduğu için kabul edilebilir bir davranış olarak görülmez. Akranları, sık sık ısıran çocuklarla oynamaktan kaçınırlar ve onlarla ilgili olumsuz yorumlar yaparlar. Bu durum sosyal ilişkilerinin zarar görmesine sebep olur. Çocuklar birçok nedenden dolayı ısırabilir. Bu davranışın çocuk tarafından yapılmasını istemiyorsak ilk olarak çocuğun neden ısırdığını yani ısırma sebebini belirlemek gerekir.
1.Bu sebeplerin başında iletişimde engellenmeler gelmektedir. Özel eğitim gerektiren çocukların dil gelişimleri yaşıtlarına göre daha yavaş olduğundan diğerleriyle oynarken nasıl paylaşacağını, sırasını beklemeyi ya da ilgi ve isteklerini ifade edemeye bilir. Bu tip güçlü duygularını ifade etmenin diğer yolunu bilmediklerinden ısırmayı tercih edebilirler. Yani ısırmak aslında istemediği ya da istediği bir durumun ifadesi olabilir.
2. Çocuk bu davranışı yakınlarındaki kişilerden öğrenmiş olabilir.
3.Bazı çocuklar ısırma ya da çiğnemenin ağızda uyandırdığı fiziksel duygudan zevk alırlar.
4.Özellikle taklit etmek amacıyla da yapılabilir. Diğer çocukların ısırdığını ve olumlu ya da olumsuz tepki aldığını gören çocuklar kendi anne babalarının duruma nasıl tepki vereceklerini merak ettikleri için de ısırabilirler.
5. Çocuklar acıktığında, uykusu geldiğinde, endişeli olduklarında ve sıkıldıklarında bu tip olumsuz duygularıyla başa çıkmak için uygun yollar bulmak yerine ısırma yolunu kullanabilirler.
6. Etrafındaki nesnelerin tat ya da sertliklerini merak ettikleri ve keşfetmek için ısırabilir.
Neler yapabilirsiniz
Onların duygu ve ihtiyaçlarını daha uygun yollarla ifade etmeleri öğretilebilir. Neden ısırdığını anlamak için gözlem yapılmalıdır. Isırmadan önce ne olduğuna dair bilgi toplanmalıdır. Ne zaman, nerede ve kimi ısırdığına dikkat edin. Isırmayı engellemeyi deneyin.
Öfke İle Baş Etmek İçin Ne Yapılmadır?
Kızgınlık tüm ailelerin ve çocukların zaman zaman deneyimlediği bir duygudur. Birçok şey çocuğunuzu kızdırabilir ve yetişkinlerde olduğu gibi farklı şekillerde kızgınlıklarını yaşayabilirler. Çocuğunuza kızgınlığın diğer duygular gibi (eğlenmek, üzüntü ve gerginlik) doğal sağlıklı bir duygu olduğu ve uygun şekilde dile getirilmesi gerektiğini öğretebilirsiniz. Kendindeki ve diğer insanlardaki kızgınlığı tanıyan ve anlamayı öğrettiğiniz bir çocuk saldırgan ve yıkıcı yollarla duygusunu daha az yansıtacaktır.
Neler yapabilirsiniz?
Öfke zaman zaman çocuklarımızı eğitim sürecinde yaşadığımız duygulardandır. Bu duygu sağlıklı yaşandığı takdirde hayatı olumlu etkileyen insanın ayrılmaz bir parçasıdır. Öfkeyle başa çıkmak için önce öfke kaynaklarını bulmamız gerekir. Başkalarına ya da çocuğunuza kızdığınızda sakin kalabilmek için çeşitli yöntemler deneyebilirsiniz. Öfke kontrolü için uzmanlar tarafından hazırlanmış çeşitli danışma tekniklerinden faydalanabilirsiniz. Bu tekniklerin bazıları kızgınlığın bedende oluşturduğu değişiklikler üzerine dikkati çekme üzerine oluşturulmuştur. Örneğin; “kızgınlığı vücudumda hissediyorum.
Okulda uygulama
Çocuklar okulda çeşitli sebeplerle kızgın olabilir. Öğretmenler çocuklara herkesin kızgın olabileceğini ve derin bir nefes alarak, sakin olmayı öğreten hikâye kitapları okuyarak ya da kuklalarla rol oyunları yaparak sakin olmanın pozitif davranış olduğunu sınıfa göstermelidir.
Unutmayınız!
Çocuklara kızgınlık duyguyla başa çıkmalarına yardım edecek, işe yarayan bir çözüm bulmak için fırsatlar verin ve onları cesaretlendirin. Onların duygularının kontrolünde yardım etmesini öğretin ve zor duygularıyla başa çıkması için ona güvenin.
Çocuğunuz Uygun Yollarla Sizin Dikkatinizi Nasıl Çekebilir
Hem yetişkinler hem de çocuklar için diğerlerinin dikkati çekmek için doğru yöntemler kullanmıyorsa birbirleriyle iletişimleri oldukça zor olacaktır. Birilerinin dikkatini çekme yeteneği temel sosyal bir yetenektir ve sosyal ortamlar ve ilişkilerde başarının devamı için temel sağlar. Çocuklar dikkat çekmek için çeşitli yollar kullanıyorlar ve sık sık bu yolları yenilerler, bağırma ya da mızmızlanma gibi çok daha etkili teknikler bulurlar. Örneğin, annesi telefonda konuşan bir çocuğun annesinin dikkatini çekmeye çalıştığını düşünün.
Çocuğunuz İçin Düzenli Uyku Saatleri Oluşturmak
Çocuklarınızın sağlıklı gelişebilmesi için günlük değişen oranlarda uykuya ihtiyaç duyarlar. Aileler çocuklarının beslenmesinde, onların büyümesinde ve aktivitelerinde sorumluluklarını yerine getirme sürecinde dinlenmeye ihtiyaç duyarlar. Eğer çocuğunuz yeteri kadar uyumamışsa olumsuz davranışları gösterme olasılığı yüksektir. Sizin çocuğunuz huysuz, çabuk sinirlenen ve başkalarıyla ilişkilerinde iyi iletişim kuramayan bir çocuk olabilir. Uyku eksikliği öğrenmek için çocuğunun yeteneklerinde negatif bir etkisi olabilir.
Çocuğunuzun Kıskançlığı Kabul Etmesi Ve Anlaması İçin Nasıl Yardım Edersiniz?
Kıskançlık yetişkin ve çocuklarda normal duygusal bir deneyimdir. Küçük çocukların ve özel eğitim gerektiren bazı çocukların bu karmaşık duyguyla başa çıkabilecek becerileri ve ifade edebileceği dil yeteneği yoktur. Birçok çocuk kıskançlıkla sinir krizi, ağlamak ya da vurmak gibi olumsuz davranış biçimleriyle başa çıkar. Çocuğunuz duygularının normal olduğunu ve yeteneklerine bakılmaksızın değerli ve benzersiz olduğunu bilirse kıskançlık duygusu yıkıcı davranışlara dönüşmesi olasılığı daha az olacaktır.
Çocuğunuzun Üzüntüyü Kabul Etmesi Ve Anlaması İçin Nasıl Yardım Edersiniz?
Üzüntü çocukların ilk oluşan ve en kolay anlaşılabilir duygulardan biridir. Herkes çeşitli nedenlerle zaman zaman üzgün hissedebilir. Aile olarak çocuklarınız üzgün hissettikleri zaman onlar ulaşmakta güçlük çekebilir ve eğer gerekliyse daha iyi hissetmelerine yardım etmek için birilerinden yardım isteyebilirsiniz.
Özel Eğitime İhtiyaç Duyan Çocukların Öğretici Anne – Babalarına Son Öneriler
Tüm anne babalar doğumdan itibaren çocuklarının birçok beceriyi öğrenmesinden sorumludurlar. Birçok anne baba, çocuklarının ihtiyacı olan özbakım ve günlük yaşam becerisi öğretmek ya da çocukların okulda öğrendiği akademik becerileri destekleyici çalışmalar yaparlar.